Etiket arşivi: Rüzgar

Kandilli’de Birkaç Saat


Dün, Kandilli Rasathanesi’ne birkaç saatlik bir ziyarette bulundum. Adil Tek, Şenol Solum ve Dr. Deniz Okçu ile hem havadan sudan sohbet ettik, hem de birlikte neler yapabiliriz onları konuştuk. İstanbul’un en deli fırtınasının geçtiğimiz Nisan ayında değil, 26 Eylül 2008‘de gerçekleştiğini teyit ettik. Kendilerine WRF modelinin kurulumu konusunda bir miktar yardımcı da oldum.

Manzaranın ‘insansız’ bir fotoğrafını çekmeyi akıl edemediğim için özür dilerim 🙂 Burası Rasathane’deki Meteoroloji Laboratuvarı’nın kulesi. Sağ tarafta ufukta Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü ve Karadeniz’e yakın duran bulutları görüyorsunuz. Hemen onların önünde de Rumeli Hisarı var. İstanbul, bunca mahvedilmişliğine rağmen hala çok güzel bir şehir. Rasathane’nin Meteoroloji Laboratuvarı da bu şehrin herhalde en güzel yerlerinden birinde bulunuyor.

Gerisini de okuyayım->

Güneş’teki Garip Sükûnet: Üşüyenler, Isınanlar ve Bazı Soğuk Öngörüler


Bir
Ozan Mert Göktürk
& Deniz Bozkurt
ortak çalışmasıdır.

Şekil 1: Güneşteki leke sayısının 1 numaralı güneş döngüsünden itibaren günümüze kadarki seyri. Güneş döngüleri numaralanmış ve şeklin içinde gösterilmiştir. Tüm grafiklerde kullanılan güneş lekesi sayıları Brüksel Uluslararası Güneş Lekesi Sayısı veritabanından alınmıştır. (http://sidc.oma.be/sunspot-data/)

Havaküre (atmosfer), suküre (hidrosfer), buzküre (kriyosfer), taşküre (litosfer) ve yaşamküreden (biyosfer) oluşan iklim sisteminin hem yapımcısı hem de yönetmeni olan güneşin, bir sebeple, bir süreliğine de olsa dünyamızı doğru dürüst ısıtamadığını düşünün… Sonuç mu? 1815 Nisan’ında Endonezya’daki Tambora Volkanı’nın patlaması ile yaklaşık 45 km yüksekliğe kadar püsküren 200 milyon tonun üzerindeki sülfür dioksit, güneş ışınımının yer yüzeyine ulaşmasını engelleyerek, 1816 yılının başta Batı Avrupa olmak üzere birçok yerde kayıtlara yazı olmayan yıl olarak geçmesine ve Haziran ayında bile yoğun kar yağışlarının görülmesine neden olmuştu. Benzer şekilde, güneş aktivitesinin düşük olduğu, yani güneşin iş yavaşlatma eylemi yapıp dünyaya gönderdiği enerjiyi azalttığı 17. yüzyılın ikinci yarısı, Batı Avrupa’da Küçük Buz Çağı olarak bilinen dönemin en soğuk zamanı sayılıyor. O dönemde ressamlar, durup dururken, donmuş kanalları, nehirleri, gölleri ve üzerlerinde kayan insanları tasvir etmeye başlamışlar. Volkan patlamaları ve güneşin kendisindeki değişimler, dünyada yaşamın ilk izlerinin ortaya çıkışından günümüze dek iklimi kontrol eden en önemli doğal olaylar olarak biliniyor. Her ne kadar Sanayi Devrimi ile beraber dünyanın iklimini artık insanların değiştirdiği, kendi yapıp ettiklerimizin doğal değişkenliğe baskın çıktığı fikri ortaya atılmış ve buna birçok kanıt bulunmuş da olsa; güneş halen “durun bakalım” deyip, küresel ve bölgesel hava durumunu çeşitli zaman ölçeklerinde etkileyebilecek garip davranışlar sergileyebiliyor.

Bu son derece ilginç yazının gerisini de okumak istiyorum->

Yalıkavak


Yazlıktayım, Bodrum’un Yalıkavak beldesinde.

Balkonda püfür püfür bir esintinin içinde otururken, DMİ’den son durumları kontrol ettim. Şu an Bodrum 39, Marmaris ve Datça 37 derece.

Sonra kalktım, duvarda asılı olan kendi termometreme baktım, o da ne?! Sıcaklık sadece 29 derece, nem oranı da %60.

Gerisine de bakayım->

Kamuoyu Yoklaması


Oylama tamamlandı. Tüm katılımcılara teşekkür ederim.

Ben merkez oyları her zaman daha fazla ciddiye alıyorum. 113 kişi (%38.3) bol karlı bir kış beklerken, 101 kişi (%34.2) bu kışın uyduruk sistemlerle geçeceğinden korkuyor. Kafa kafaya diyebiliriz. Öte yandan, 64 kişinin (%21.7) gönlünden efsane bir kış geçiyor. Aşırı karamsarlar ise %5.8’de kalmış.

%57.7 ile tipiciler, nam-ı diğer göz gözü görmesinciler kar severlerin çoğunluğunu oluşturmuş. Sakin yağabilir ama soğuk sağlam olsun, taneler boşa gitmesin diyen Anadolu kaplanları %22.1 ile ikinci sırada. Sea effect hastaları yani sağanak kar sevenler %16.7’de kalmış.

Gerisine de bakayım->

Tat Vermeyecek Bir Yağmur


Bu gece İstanbul’da bol yağmur yağmasını bekleyen romantik hava delileri çok umutlanmasalar iyi olur. Soğuk cephe boyunca oluşan iki alçak basıncın ikisi de İstanbul’a yakın değil…

Onun için de yağışın büyük kısmı İstanbul’un uzağında oluşuyor.

Gerisine de bakayım->

Meltemin Kudreti


Dün akşamüstü saat dört civarı İstanbul Göztepe’de sıcaklık 25 dereceyken, Sarıyer 14 dereceymiş…

Koskoca Karadeniz’i ısıtmak zor olduğu için, yarımadanın üzerinde kolaylıkla ısınıp yükselen havanın boşalttığı yere serin deniz havası doluvermiş:

Gerisine de bakayım->