Etiket arşivi: Kış

Ekim’de Kış


– Bir Santiago raporudur. –

Bu hafta sonu Polonya ve Beyaz Rusya’ya yerleşen yüksek basıncın etkisiyle Sibirya’dan Balkanlara muazzam bir soğuk akışı olacak (Aynı geçen sene olduğu gibi).

500 hPa sıcaklıklarını incelediğimizde -30C’lik dar bir bandın (yer yer -35C :) ) oldukça güneye indiğini görüyoruz. Bana göre bu denli bir soğuk Ekim ayı için (özellikle ilk yarısı) çok zor gerçekleşebilecek bir durum. Zira son 40 yılın arşivlerini kontrol ettiğinizde, bu sistemin Ekim ayının ilk yirmi gününde gelen en soğuk hava kütlelerinden birisi olacağını görebilirsiniz.

Sistem modellerde görünmeye başladığında, kuvvetli soğuma ve sıcak denizin etkileşimi sonucu deniz etkisiyle oluşabilecek yağışlar göze çarpıyordu. Modeller sistemi zamanla Batı Karadeniz’den Balkanlara doğru kaydırınca, soğumanın merkez üssü de bize biraz uzak kaldı. Fakat bununla beraber gelişen alçak basınç merkezleri sayesinde yağış miktarı da oldukça arttı.

Gerisine de bakayım->

Son Bin Yılın En… Üçkağıtçı Medyası


Bin yılın en soğuk kışı geliyor!

Ajanslara geçtiğimiz Ekim ayında düşen yukarıdaki ‘haber’, amaçlandığı üzere olağanüstü ilgi gördü. Avrupa’nın özellikle kuzeyinde Aralık ayı boyunca süren soğuklar bu ilgiyi diri tutuyor, haber sık sık anılıyor, anımsatılıyor.

Tahminin, ‘Polonyalı bilim insanları’ tarafından yapıldığı söylendi. Bu bilim insanlarının, Avrupa’yı kışın olması gerekenden daha ılık yaptığı bilinen Gulf Stream sıcak su akıntısının yavaşladığını keşfettikleri, ve bu olayın bu kış Avrupa’yı görülmemiş soğuklarla baş başa bırakabileceği belirtildi. İklimbilimciler ve meteorologlar konuyu tartıştılar, böyle bir olasılığın gerçekten var olup olmadığıyla ilgili açıklamalar yaptılar.

Bu ayın başında ise RealClimate sitesinde şu haber çıkmış, ben yeni gördüm. “Bin yılın soğukları” iddiasının kaynağı olarak gösterilen Polonyalı iklim araştırmacısı Mikhail Kovalevski’nin sözlerine kulak verelim:

Gerisine de bakayım->

Küresel Isınma: Her Havaya Uygun (Hale Getirilebilen) Bir Teori


İngilizler’in meşhur Independent gazetesinde 10 yıl önce çıkan bir haberden: (Welbane‘e teşekkürler)

Kar, artık hayatımızdan çıkmaya başlıyor… Kızak, kardanadam, kartopu, sabah kalktığımızda karın tutmuş olduğunu görmenin heyecanı; bunların hepsi Britanya kültürünün hızla yok olmakta olan parçaları…

Bilim insanları bunu sera gazı kaynaklı küresel ısınmaya bağlıyor. East Anglia Üniversitesi’nin İklim Araştırma Birimi’nden (CRU) Dr. David Viner, kar yağışının birkaç yıl içinde “çok ender ve heyecanlı bir olaya” dönüşeceğini söyledi.

Gerisine de bakayım->

Sıcak Kasım Soğuk Bir Kış Demek Olmasın?


Bu yazı Santiago tarafından kaleme alınmıştır. – Havadelisi

Güncelleme: İstanbul, Moskova ve Kiev’le de hemen hemen aynı durumda. Santiago’nun aşağıdaki yeni tablosunda görebilirsiniz. Kendisinin durumu özetleyen cümleleri de tablonun altında.

Gerisine de bakayım->

Kamuoyu Yoklaması


Oylama tamamlandı. Tüm katılımcılara teşekkür ederim.

Ben merkez oyları her zaman daha fazla ciddiye alıyorum. 113 kişi (%38.3) bol karlı bir kış beklerken, 101 kişi (%34.2) bu kışın uyduruk sistemlerle geçeceğinden korkuyor. Kafa kafaya diyebiliriz. Öte yandan, 64 kişinin (%21.7) gönlünden efsane bir kış geçiyor. Aşırı karamsarlar ise %5.8’de kalmış.

%57.7 ile tipiciler, nam-ı diğer göz gözü görmesinciler kar severlerin çoğunluğunu oluşturmuş. Sakin yağabilir ama soğuk sağlam olsun, taneler boşa gitmesin diyen Anadolu kaplanları %22.1 ile ikinci sırada. Sea effect hastaları yani sağanak kar sevenler %16.7’de kalmış.

Gerisine de bakayım->

Bahar Psikolojisi, Geride Bıraktığımız Kış, NAO falan filan


Nisan yaklaşıp da havalar geri dönülmez biçimde ısınmaya başlayınca, hava delileri bir süreliğine köşelerine çekilir, ses vermez olurlar. Kolay değildir: bütün kış kar beklenmiştir; her Allah’ın günü model çıktıları, mevsimlik tahminler, indeksler incelenmiştir. Karın geleceği günün arifesinde en dandik tahminleri yapan tahminciler bile bakalım bu ne diyor diye can kulağıyla dinlenmiş, geceleyin zar zor uyunmuş, kara çevirmesine daha çook zaman olduğu bilindiği halde on beş dakikada bir sokak lambasından yağan yağmur kontrol edilmiştir. Kar yağarken evin içinde o pencereden bu pencereye hızlı hızlı yürünmüş, tanelerin sıklaşmasıyla sevinilmiş, seyrelmesiyle kahrolunmuş, saatler böyle geçmiş, eşle sevgiliyle çolukla çocukla iletişimin kopma noktasına gelmesine zerre aldırış edilmemiştir. Lodoslu, sisli, ılık günlerde haberlerden Avrupa’daki Amerika’daki kar fırtınaları takip edilmiş, bitmek bilmeyen Akdeniz siklonlarına, Azor yüksek basıncının perişanları oynamasına küfürler edilmiştir. Bu Avrupa zaten futbolda da bizden iyidir, ayrıca bizi birliklerine de almamaktadırlar, bütün bunlar yetmiyormuş gibi şimdi Sibirya soğuklarını da parsellemişlerdir. Lanet olsundur.

Gerisine de bakayım->