Denver vs Yozgat: İyi Olan Kazansın


Bir Mehmet Göktuğ – Organik Adam – Onur Kapucu – Havadelisi yazısıdır.
——-

Manzara fotoğrafçılığının en önemli isimlerinden olan Ansel Adams’ın 1951 yılında çektiği,
Aspen Colorado yakınlarındaki Maroon Bells’in fotoğrafı

Bir gün içerisindeki 30-35 derecelik sıcaklık düşüşüyle yakıcı sıcağın, yerini yoğun kar fırtınasına bırakma ihtimali olan ABD şehri Denver, şu ara herkesin dilinde. Colorado’nun başkenti ve en kalabalık şehri olması dolayısıyla daha çok Denver’i duysak da bu fırtına Kayalık Dağları’nın (Rockies) önemli bir kısmını etkileyecek. Rakımın yüksekçe olduğu yerlerde 35 cm’ye kadar kar birikimi ve şiddetli rüzgar bekleniyor. Ağaçların henüz yaprak dökmemesi, karın ıslak yağacak olması gibi sebeplerle ağaçlarda büyük miktarda kar kırığı olabilir. Ayrıca elektrik hatlarının zarar görmesi de riskler dahilinde.

Yukarıda GFS modelinin Denver sıcaklık diyagramı var. Kırmızı kalın çizgi mevsim normalini gösteriyor. Diyagramın sol tarafında üst üste çakışık halde gözüken diğer renklerle ifade edilen tahmin, sıcaklığın birkaç gün içinde normalin 10 derece üstünden yaklaşık 20 derece altına ineceğini, ve oradan tekrar normale doğru çıkacağını haber veriyor. Sonuç olarak, Amerikan MGM’si aşağıdaki uyarıyı çakmış (winter’lı mintırlı olaylar):

Biz de, bu seyrek görülen ama o coğrafya için pek de sıradışı olmayan (benzer hadiseler geçmişte çok kez yaşanmış), kimilerinin çeşitli internet ve sosyal medya platformlarında tıklanma aşkıyla abarttıkları bu olayın arkasındaki coğrafi sebepleri irdelemek ve paylaşmak istedik.

KUZEY AMERİKA NASIL BİR YER?

Kuzey Amerika, birbirinin tamamen tersi hava kütlelerini (sıcak/soğuk, kuru/nemli) üzerinde ve çevresinde aynı anda barındırabilen bir coğrafya. Sebebi şu: Çoğunlukla kesintisiz (yani sularla bölünmemiş) bir kara parçasından müteşekkil bu kıta, soğuk veya sıcak hava kütlelerinin oluşup olgunlaşması için çok uygun bir ortam sağlıyor. Üstelik Meksika sınırından Alaska’ya kadar uzanan sarp dağlar (Kayalık Dağları, Kıyı Dağları, Sierra Nevada), bu ortamı Pasifik Okyanusu’nun dengeleyici etkilerinden de çoğu zaman yalıtıyor, aşağıda gözüken denizel (‘Maritime’) hava kütlelerini içeriye kolay kolay yaklaştırmıyor.

Kuzey Amerika’daki hava kütlelerini gösteren bir harita. Maviler görece soğuk, turuncular sıcak olanlar. ABD iklimi ile ilgili daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz. Harita kaynağı için de buraya.

Fakat elbette en sonunda, atmosferin durdurulamaz hareketinin, mevsimlerin mutlak döngüsünün bir sonucu olarak, bu ‘olgun’ hava kütleleri de yer değiştirip başka türlü havalar ile karşılaşıyor ve/veya onların yerini almaya çalışıyor. Bu buluşmalar çoğu zaman hiddet ve şiddete sahne oluyor. İşte Kuzey Amerika’yı yerküre üzerindeki ekstrem hava hadiselerinin birçoğunun yaşandığı bir yer haline getiren coğrafi özellikler bunlar. Denver ve çevresinde görülecek ve ülkemiz gündeminde bile kendisine yer bulabilen hadisenin temelinde de bu var.

Fakat unutulmamalı ki, Amerika kıtası özelinde çok da anormal hadiseler değiller bunlar. Gelin Denver’ın son 10 yıldaki benzer dalgalanmalarına bakalım: (Kaynak)

  • 9-10 Ekim 2019 (yani daha geçen yıl): 15:00’da 28 dereceyken, 22:00’da 0 derece. Soğuk hava saatte 90 km’yi bulan rüzgarlar ve kar eşliğinde giriş yapmış.
  • 24 Şubat 2014: Öğleden sonra, iki saat içinde, sıcaklık -3’ten 14 dereceye çıkmış. Akşam 10:30’a kadar 17 civarında seyredip, gece yarısı tekrar -1’e düşmüş (bu, oralarda Chinook denen bizim ‘fön’ diye bildiğimiz olayla ilgili, aşağıdakilerden bazıları da yine öyle).
  • 5 Ocak 2015: Bir saat içinde -11’den 4 dereceye çıkmış. Yine aynı gün, sabah saatlerinde -20 iken gece yarısı 13 dereceyi görmüş, bu da geçtiğimiz 10 yılda ölçülen en düşük günlük değişim olarak kayda geçmiş.
  • 9 Aralık 2016:  15:00’da -12 dereceyken, 20:00’da +12.
  • 27 Aralık 2017: 14:00’da -17, 18:00’da 7. Hemen iki gün sonrasına bakalım:
  • 29 Aralık  2017: 20:00’da 17 dereceyken gece yarısı -1. Ertesi sabah ise -13.

Kurak bir iklime sahip olan Denver’in, kış mevsimi istatistiklerine baktığımızda da geçmişte erken kar yağışlarının birçok kez meydana geldiğini, bu hızdaki bir sıcaklık düşüşüyle gelen karın da ender olduğunu ama ‘görülmemiş’ olmadığını söyleyebiliriz. Şimdiye kadarki en erken kar 3 Eylül 1961 tarihinde yağmış. İlk güz karının ortalama tarihi ise 18 Ekim olarak görünüyor.

PEKİ YA YOZGAT?

Denver’da gerçekleşecek olan bu ender hava olayı, çeşitli sosyal medya ortamlarında yoğun biçimde dillendirilince ülkemizde de ister istemez geniş kitlelerin ilgisini çekti. Çoğu zaman bizim haberimiz olmasa da, Amerika Kıtası’nın kuzeyinde çeşitli iklimsel mekanizmalara bağlı olarak gerçekleşen dramatik hava olayları aslında sık yaşanıyor. ABD’deki bir olay bu kez sosyal medya etkisi ile herkesin ilgisini çekmeyi başardı ancak arşivlerimize baktığımızda, ülkemizde de buna benzeyen fakat yeterli düzeyde ilgi çekmeyi başaramamış birçok hadisenin yaşandığını görmekteyiz. Çok değil, daha geçen hafta güney ve iç bölgelerimizde ölçülen ekstrem sıcaklık değerleri hem küresel ısınmanın geldiği nokta hem de ülkemizin geleceği açısından, konuşulmayı Denver’daki olaydan daha fazla hak ediyordu diyebiliriz. Fakat söz konusu olay daha çok çarpıcı sıcaklık değişimi ile ilgili olduğundan, bu hadise üzerinden giderek, ülkemizde de buna benzer veya buna yakın düzeyde yaşanmış bir sıcaklık değişimini sizlerle paylaşmak isteriz.

Bu yıl (2020) Mayıs ayında, mevsime göre hiç de normal olmayan bir sıcak dalganın geldiğini belki hepiniz hatırlarsınız. Güney, batı ve iç bölgelerdeki bazı merkezlerde mayıs rekorlarını yenileyen bu sıcakların ardından, mayısın üçüncü haftasında o kadar güçlü bir soğuk atak geldi ki 21-22 Mayıs 2020 tarihlerinde, 24 saatlik dilimde 25-30 dereceye varan sıcaklık değişimleri yaşandı. Söz konusu tarihlerde bu soğuk ataktan en fazla etkilenen yerlerden biri olan Yozgat-Kayseri civarına ait GFS diyagramını şuraya bırakalım:

Görüldüğü üzere, 21 Mayıs’ta 25 derece olan 850 hpa (1500 metre) sıcaklığının ertesi gece 1-2 derecelere kadar indiğine şahit oluyoruz. Aynı tarihler için Yozgat merkez istasyonunun minimum ve maksimum sıcaklık grafiğine de bakalım;

(kaynak: meteociel.fr)

Grafiğe baktığımızda 21 Mayıs 2020 tarihinde 31 derece olan yer seviyesi sıcaklığının ertesi gece 1 dereceye kadar indiğini görüyoruz. 30 derecelik fark gerçekten muazzam… Yine aynı tarih için başkentte; Etimesgut’ta 33 dereceye yakın bir sıcaklık dalgalanması karşımıza çıkıyor, bunların hepsini zamanında not ettik 🙂

(kaynak: meteociel.fr)

Denver’daki sıcaklık değişimi elbette bu değerlerden daha geniş bir aralıkta gerçekleşiyor, ancak Kuzey Amerika’nın uçsuz bucaksız karasal düzlükleri ve Kuzey Kutbu ile olan doğrudan bağlantısı haksız rekabete yol açıyor. Bizim hemen kuzeyimizde Karadeniz gibi büyük bir su kütlesi var ve Karadeniz kuzeyden gelen herhangi bir soğuk hava kütlesinin etkisini ciddi ölçüde kırabiliyor. Tüm bunları hesaba kattığımızda, ülkemizde görülen bu tarz bir sıcaklık dalgalanmasının, Denver’daki olaydan daha çarpıcı ve ilgi çekici olduğunu söylemek yanlış olmaz. Batı hayranlığıyla bilinen bazı platformların meşhur ettiği Denver’ı filan bırakıp Yozgat’a bakın, neler göreceksiniz 🙂

Denver vs Yozgat: İyi Olan Kazansın” üzerine 6 düşünce

  1. Oğuz (Eskişehir/860m)

    Geçtiğimiz Mayıs ayındaki sıcaklık dalgalanmasına dikkat çekmiştim ama Denver gibi ilgi görmemişti 😀 33 dereceden ertesi gece – 0,3 dereceyi görmüştük. Biraz karıştırsak Anadolu’dan bunun gibi ilginç çok şey çıkar.

    Cevapla
  2. çihiro - Bedeni(Merkez/KIRIKKALE, 740 m), Ruhu(Merkez/KONYA, 1016 m)

    Harika bir yazı! Emeğinize sağlık. O civarda Güney Dakota’da Rapid City şehri adıyla özdeşleşmiş biçimde muazzam bir rekor kırmış zamanında. Vikipedi’ye göre en hızlı sıcaklık düşüş rekoru bu şehirde 10 Ocak 1911’de 5 dakika içinde 27,2 derece olarak kayda geçmiş. Yani 5 dakika önce tişört ile gezerken 5 dakika sonra kar fırtınası gerçekleşmesi gibi bir şey. Çok özgün bir iklim… Onca dağ, taş, deniz engeline rağmen Yozgat’ınki ise büyük başarı 😄

    Cevapla

Yorum yazın...