GFS hoş bir dönüş yapmış. Ayın sonu için bir güncellemede bahar, bir güncellemede ise kış gösteriyor. Yeni güncelleme oldukça tatlı çıkmış. Henüz karlık bir havaya benzemiyor ama bol bol yağmur göstermiş. Umarım sabah güncellemesinde yeniden baharı göstermek yerine hoş bir yıl sonu karı gösterir de keyfimiz tatlanır. 🙂
Oğuz buradan daha önce paylaştıysan gözümden kaçmış kusura bakma, yeni görüyorum. Feybsuk’ta şöyle paylaştım yazını:
20 Aralık 2012, İstanbul’un erken karlarından birini getiren bir gün olarak tarihteki yerini aldı. Ayrıca bu sistem, yer seviyesindeki aşırı soğuğu, sert karayeli ve “donan yağmur” gibi İstanbul’da çok ender görülen yağış türleriyle türünün çok nadir bir örneğiydi. Hatırlamak ve bir özetini okumak isterseniz Oğuz Aydın arkadaşımızın şu güzel yazısına göz atmanızı öneririm…
Çok teşekkürler hocam.
Bu arada önümüzdeki haftalarda modellerle ilgili bilgiler, Avrupa’daki önemli şehirlerin iklim ortalamaları ve bunların Türkiye’deki bazı şehirlerin iklim ortalamaları ile karşılaştırmaları, İstanbul’da kar görmek için oturulabilecek güzel yerler ve rakım bilgileri, İstanbul iklimi ve 2012 yılı hava almanağı (bol istatistikli olacak ve eğlenceli olacak) gibi zevkle okuyabileceğimiz ve bizlere fayda sağlayacak bazı yazılar yazmayı planlıyorum.
Bir önerim olacak. Bence paylaşımlarında yazılar daha ağırlıklı olsa iyi olur. Mesela son paylaşımını açtım çok grafik, şekil vardı. Pek birşeybir şey anlamadım. Sözel bilgi aradım ama çok az sözel bilgi vardı. Grafik anlayamadığımdan değil ama sözel bilgilere daha kolay erişiliyor grafik okumakla zaman kaybetmiyorsun. Üşendiğim için bakmadım şekillere…
Yurdumuzda 17 Aralık saat 08:00’dan 24 Aralık saat 08:00’a dek düşen yağışlarda toplamda 100 mm ve üzerinde yağış alan yerler;
1- 350 mm, İbradı
2- 267 mm, Anamur
3- 232 mm, Kaş
4- 228 mm, Manavgat
5- 208 mm, Adıyaman
6- 198 mm, Marmaris
7- 193 mm, Alanya ve Finike
8- 190 mm, Adana ve Demre
9- 186 mm, Kahramanmaraş
10- 185 mm, Tunceli
11- 157 mm, Fethiye
12- 150 mm, Mersin
13- 147 mm, Bingöl
14- 130 mm, Kumluca ve Muğla
15- 126 mm, Dalaman
16- 124 mm, Gaziantep
17- 122 mm, Hakkâri
18- 120 mm, Göcek
19- 114 mm, Datça
20- 102 mm, Osmaniye
21- 100 mm, Silifke
Bu yerleşim yerlerinin pek çoğu bu 7 günlük zaman diliminde bütün aralık ayı ortalama yağış miktarından da fazla yağış almış oldular.
MGM’ nin web sitesinde paylaşılan bu fotoğraf sis ve stratus bulutu üzerine çıkan tepe ve dağların güneş ışığından nasıl faydalanıp ısındığını çok güzel yansıtmış. Muhtemelen bu hafta İç Anadolu Bölgesi’nde benzer durumlar yaşayıp, Elmadağ’ın sıcaklığının merkezin sıcaklığı üzerine çıktığına yine şahit olacağız.
Merhabalar tüm havadelilerine bir soru. Yağış miktarı ve yağış rejimi hakkında merak ettiğim bazı şeyler var. Doğu Akdeniz havzasındaki yağış rejimini özellikle araştırmaya çalışıyorum. Bilimsel alanda en sağlam bilgi kaynakları normalde bilimsel makalelerdir. Ne var ki bunlarla ilgili kaynak çok kısıtlı. Neyse, Akdeniz’in tam üzerindeki yağış miktarını gösteren veriler var mı? Akdeniz iklimine dair bildiklerimiz büyük ölçüde deniz kenarındaki istasyonların iklim verilerinden ibaret. Kıyılardaki istasyonların, denizin kendi üzerindeki iklim özelliklerini yansıtabileceğinden şüpheliyim. Mesela ben Kıbrıs Adası’nın 100 km batısındaki bir yerde, denizin tam üzerindeki yağış miktarını merak edersem bunu nereden öğrenebilirim? Kıyılar denizin kendi iklimini tam yansıtamıyor. Her şeyden önce bir gözlemimi paylaşayım. Biliyorsunuz Akdeniz Bölgesi’nde yağışların yarısından fazlasını kış mevsimindeki şiddetli gökgürültülü sağanak yağışlar oluşturur. Yağışlı gün sayısı azdır, ama toplam yağış miktarı yine de fazladır. Bir günde düşen yağış rekorları 300 mm’yi bile aşabilir. Marmaris ve Alanya gibi yerlerde yıllık yağış tutarı 1000 mm sınırının bile üzerine çıkar. Yazın kavrulan bu yerler kışın sele batar. Yağmurun çoğu güneybatıdan giriş yapan Akdeniz siklonlarının ürünüdür. Ben radara bakınca çok değişik şeyler görüyorum. Kütleler yeşil-mavi olarak Akdeniz ve Ege’nin üzerinden geliyor, ancak karaya çıktıkları noktada bir anda kırmızı oluyorlar. Datça gibi denizin ortasına çıkıntı yapan bir istasyonda 800 mm olan yağış miktarı, Marmaris gibi hafif içeride olan bir istasyonda 1200 mm, Alanya’da 1100 mm civarında seyrediyor. Yani Akdeniz bölgesi kışın çok yağışlı olsa da, denizin üstündeki gerçek yağmur tutarı orta düzeydeyken, karaya temas ettiği yerde aşırı oluyor. Bunun tek sebebine dağlar demek de mantıksız. Zira dağlar orografik yağış oluşturamayacak kadar içeride kalıyor. Bir şey daha duydum, Güney Ege’de Anafi denen bir Yunan Adası’nda yağış tutarı 300 mm’nin bile altındaymış. Bu adada yükselti yok ve kıyı etkisi oluşturamayacak kadar küçük bir adacık. Tam bir deniz iklimi var. Acaba bu durum denizin tam üstünün kurak iklime sahip olduğu anlamına gelir mi? Akdeniz ikliminde kışlar çok yağışlıdır kuralı sadece karayla denizin birbirine dokunduğu kıyı şeridi için mi geçerli?
Rüzgarın deniz üzerinden estiği ve arkasında dağ olan kıyı şeritleri bol yağış alır. Akdeniz ve Ege kıyılarında da durum aynı. Örneğin Atina İzmir kadar yağış almaz, çünkü bu iki şehre de yağış -genelde- batıdan gelir, İzmir’in batısında deniz var, Atina’nın batısında yok.
Orografik yağışı sadece nemin dağ üzerinde yükselmesi olarak görmeyin. Dağ sıraları yağışlı hava sistemlerinin yavaşlamasına ve hatta aynı yerde hapsolmasına neden olurlar. Böylece yakın bölgelerde de yağış artar (örneğin Antalya, Adana, Rize vb.)
Karalar sürtünmeyi arttırarak havada var olan nemin daha kolay kavuşuma uğramasına ve yükselmesine neden olurlar, bu da yağışı arttırır. Kara kütlesi düz de olsa etkisi vardır yani. Deniz üzerinden buharlaşan suyun tekrar yağışa dönüşebilmesi için bazı etkenler gerekir, karalar üzerindeki sürtünme, dağ sıralarının kaldırıcı/yavaşlatıcı etkisi gibi (tabii bunlar yetmeyebilir de)… Bunlar olunca deniz üzerindeki bol nemin tekrar yağışa dönüşmesi kolaylaşır.
Tam denizin üzerindeki yağış miktarlarını ancak uydu ve radar görüntülerinin analizi ile dolaylı yoldan öğrenebiliyoruz. Bu konuda önemli bir proje var, o da şu: http://trmm.gsfc.nasa.gov/
Kurcalayın, yardıma ihtiyaç duyarsanız sorarsınız.
Commandouz (Bayrampaşa/İST, 153m)
Hocam verdiğiniz site mükemmel. İlk gözlemlerin bunlar:
72 saatlik yağış:
Yağış miktarını uydudan hesapladıkları için muhtemelen güvenilirliği çok yüksek değil. Örneğin, son 1 haftada Kayseri, Sivas, Tokat hattında 200 mm civarı yağış vermiş ama takip ettiğim kadarıyla o bölge en fazla 50 kg civarı yağış aldı.
İlginiz için çok teşekkürler Ozan Hocam. Verdiğiniz linki inceleyeceğim. Dağların etkisi hakkında söyledikleriniz bence çok mantıklı. Google Earth’te yaptığım gözlemler sonucunda benzer sonuçlara ben de ulaşmıştım. Mesela Orta Asya’da 43. enlem dolaylarında Türkmenistan’da doğu-batı doğrultulu yüksek bir dağ sırası var. Yörenin iklimi son derece karasal. En yakın açık deniz belki 1000 km uzakta kalıyor. Düzlüklerde yağış miktarı 150-200 mm dolaylarında adeta, çöl sayılır. Dağların kendisi ve kuzeye bakan yamaçları seyrek çam ormanlarıyla ve yeşil çimenlerle kaplı. Yükseklikten dolayı yağış miktarı iyi. Dağların kuzeyinde, Kuzey Buz Denizi’ne kadar uzanan düzlükler var. 48.enlem civarına kadar çöl, 48.-50. enlem arası bozkır, 50. enlemden sonrası iğne yapraklı tayga ormanıyla kaplı. 50.enlemin kuzeyinde yağış az da olsa buharlaşma az olduğu için iklim kurak değil. En ilginç gözlemim şu: Yağışlı alan dağların kuzey eteklerinin bitiminden 25-30 km kuzeye kadar uzanıyor. Muhtemelen bunun sebebi sizin de dediğiniz yavaşlatma olayı. Dağın etkisi yamacın tam bittiği yerde aniden sonlanmıyor. Ben deniz-kara etkileşiminin iklim üzerindeki etkilerini amatör olarak araştırıyorum. İstanbul Anadolu yakasında geceleri bulutları özellikle gözlemledim. Alçak basınç sistemlerinin olmadığı durgun gecelerde sadece İstanbul kara yüzeyini kaplayan ince tül gibi bir bulut beliriyor. Bu en çok sonbaharda oluyor. Kadıköy tarafına bakınca bulutların tam da Moda üzerinde denizle karanın dokunduğu noktada sona erdiğini defalarca gördüm. Yağmurlu gecelerde böyle net bir ayrım görmedim. Birkaç kere Moda ve Bostancı sahillerinde gündüz yağmur sırasında bulutları gözlemledim ve denizde de bulut örtüsünü gördüm. Yağmur olunca hem deniz hem de karada bulut çok fazla oluyor. Ama soğuk, kuru ve yağmursuz gecelerde sadece karaları kaplayan, alt tabanı 500-700 metre civarında olan alçak, ince bir bulut beliriyor. En net gözlemim bir keresinde yurtdışından uçakla dönerken yaptığım gece uçuşunda gördüklerim idi. 4000 metre rakımda Marmara üzerinden güneybatı yönünden İstanbul’a yaklaşıyorduk ki Marmara’nın kuzey kıyısını Silivri’den Tuzla’ya kadar kaplayan tam karayla denizin kesiştiği yerde sınırlanan bir bulut tipiydi. İstanbul boğazınınBoğazı’nın suları üstünde de aşırı inceliyordu. Yanımda fotoğraf makinem olsaydı kesin çekerdim. Bu durum öğlen vaktinde, ilkbaharda görülen durumla aynı değil bence. Biliyorsunuz, Nisan Ay’ınisan ayı civarında denizler yağmur miktarını azaltır. Denizler hala kışın soğuğunu taşıdıkları için konveksiyonu keserler. Ama bu olay daha çok rüzgarsız sonbahar gecelerinde oluyor. Benim tezim şu: Geceleri aşırı soğuyan karalar, üzerlerindeki havayı soğutup yoğunlaşma bulutu oluşturuyorlar. Çünkü bu gri renkli, tülümsü ince bulutlar sabah Güneş’in çıkmasıyla aniden dağılıyorlar. Tepelerinde konveksiyon kabartıları da görmedim. Stratus gibi şeyler. Rüzgarlı havalarda rüzgar bunları dağıtıyor ve oluşmuyorlar bence. Siz de Moda’da oturan birisi olarak bunu hiç gördünüz mü? 🙂
Vay be amma incelemişsiniz! Ben bu kadar ayrıntı yakalamadım hayır, bravo size.
Commandouz (Bayrampaşa/İST, 153m)
İstanbul’da Aralık ayının ilk 23 günü sadece yaklaşık 53-54 saat güneş görülebilmiş. Ölçülen istasyon şehrin güneyinde. Bu rakam şehrin kuzeyinde 50 saatin de altına inmiş olabilir. Günlük ortalaması ise 2.3 saate denk geliyor. Yaz aylarında ise bu rakam 11 saate kadar çıkıyor.
Bu tablo da nasıl bir Aralık ayı geçirdiğimizin bir göstergesi.
Commandouz (Bayrampaşa/İST, 153m)
Kapalılık deyince aklıma hemen Londra geldi ve iklim ortalamalarını merak ettim.
Londra’nın uzun yıllar Aralık ayı güneşlenme ortalaması 37.4 saatmiş.
Tabloyu biraz inceleyince ilginç verilere ulaşılıyor 🙂 Örneğin İstanbul, Londra’dan yaklaşık 150 mm. daha fazla yağış alıyor. Yine İstanbul’un yıllık ortalama yağışlı gün sayısı 120-125 civarındayken (ki şehrin kuzeyinde daha da fazla) Londra bu rakam 110. Yani İstanbul’a Londra’dan daha fazla günde daha fazla yağmur yağıyormuş 🙂
Yine Londra’nın yağış rejimi ve yağışlı gün sayısı Edirne’nin hemen hemen aynısı.
Yüksek ve düşük sıcaklık ortalamarı da neredeyse İstanbul’un aynısı.
Güzel bir noktaya parmak basmışsınız. Avrupa’nın bir sürü yerinde yıllık toplam yağış miktarı ülkemizin yağış miktarından düşüktür. Ama yine de oralarda şehir dışındaki yerler sık ormanlarla kaplıdır. Yol kenarlarındaki çimenler falan sulamaya ihtiyaç duymadan da bütün yaz yemyeşil kalır. Mesela Almanya’nın bir sürü şehrinde toplam yağış miktarı bizim Antalya ilimizin yağış miktarının yarısı kadardır ama yine de her yer yeşilliktir. Bunun aksine Türkiye’de Karadeniz bölgesi haricinde yaz mevsiminde bütün otlar kavrulur, sıcaklıklar bayıltıcı düzeye ulaşır ve sık sık orman yangınları çıkar. Bunun bence iki nedeni var. Avrupa’nın yağış rejimi bizim gibi bir Akdeniz ülkesininkinden daha düzenli. Misal Londra her mevsim yağışlıdır. Yaz yağmuru görmek çok sıradan bir olaydır. Bunun aksine bizdeki yağmurların çoğu yılın kısıtlı bir dönemine yoğunlaşmıştır. Mesela Antalya’nın 3 aylık kış mevsiminde aldığı yağış miktarı geri kalan 9 ayın toplamından fazladır. Kışın sel olur, yazın 3 ay boyunca bir damla bile yağmur yağmayabilir. Bir yerde İngiliz Meteoroloji Servisi’nin 3 haftalık yağmursuz dönemleri kuraklık tanımına aldığını okumuştum. Bizde 3 ay yağış almayan yerler bile var. Ama yine de sonbahar ve kış yağmurları bizde o kadar şiddetli ki yıllık toplam yağışımız onlarınkinin üzerinde. Marmaris’te 1200 mm, Alanya’da 1100 mm, Antalya’da 1000 mm yağış düşüyor. Ama yağışın hepsi soğuk dönemde düşünce yazın kurak görünümlü yerler oluyorlar. Bir de Avrupa’da kapalılık yüksek. Atlas Okyanusu’ndan sık sık bulutlu kütleler giriş yapıyor. Bizde yazın 1 hafta hiç bulut belirmeyen yerler var. Onlarda güneş ışınları eğik açıyla geldiğinden dolayı buharlaşma şiddeti de az. Bizde çok dik geliyor, açık bir havada 2 günde toprak kuruyor.
Veriler bu derece aynıyken, Londra’ya neden ‘gri şehir’ dendiği konusunda aklıma tek bir sebep geliyor; şehrin kuzey enlemde olması. Biz güney enlemlerde yer aldığımız için, güneş ışınları daha dik açıyla gelerek bulutlu günde bile daha fazla aydınlık sağlıyor. Londra’da ise güneş ışınları daha yatay geldiğinden, yağmurlu ya da kapalı havalarda insan intihara meylediyor. 🙂
Bir de bizdeki yaz güneşlenmesi orda yok. Hava her mevsim bulutlu. İstanbul temmuz ayında 300 saatten çok güneş ışığı alırken, Londra o kadar kuzeyde olmasına rağmen temmuzda sadece 192 , ağustosta ise 195 saatçik güneş ışığı alıyor.
Yerli hava tahmin modelimiz ODTÜ-WRF, bilgisayar sistemlerindeki değişikliklerden ötürü ara ara arızalanıyordu, bugün tamamen onarmış olduğumu ümit ediyorum, çıktılar şu saatlerde tekrar güncellenmeye başladı… Yine bir arıza olursa mesaj atıp haber verirsiniz. Teşekkürler.
Şu gifler ve benzeri büyük dosyaları doğrudan sayfa açıldığında açılacak şekilde ayarlamazsanız çok sevineceğim. Çünkü günde 10 saat nete giriyorsam bunun 7 saatini vınn kullanarak yapıyorum ve bu tür şeyler kotamı mahvediyor.
Örnek az önce oldu. Bir kere atış serbeste, bir kere not defterine girdim 25 mb uçtu gitti 🙂
Ozan abi çok sıkıyorsunuz bizleri. Yemin ederim mesaj yazarken hata yapmaktan korkarak yazıyorum ama yinedeyine de hep hata yapıyorum. Ne yapayım elimden gelen bu fazladafazla da sıkmayın bizleri yorum yapmaktan çekinir olduk. Eski alışkanlıklar kolay kolay terk edilemiyor.
Gördüğün gibi -de bağlacının kullanımı haricinde, bu yorumunda yanlış yok 🙂 Demek ki biraz sıkınca bir sürü şey düzeliyor. Eğer böyle yapmazsak, özellikle senin hiç umurunda olmuyor sevgili SpanK. Ben berbat yazılmış, ve daha kötüsü hiç özenilmemiş yazıları okumaya mecbur muyum? Ve bir de o yazıları blogumda yayımlamak zorunda mıyım? Kusura bakma ama hayır. Madem ben bu kadar emek veriyorum burası kaliteli ve estetik bir platform olsun diye, katkıda bulunmak isteyen herkes de verecek.
Bu arada, lütfen düzeltmeleri sizi utandırmak için yaptığımızı düşünmeyin. Sizden yorum yazarken her zaman özenli olmanızı rica ettiğimizi hatırlatma çabası olarak görün.
Teşekkürler.
hayatbu (Beşiktaş/İST 10 m)
Düzeltmeler iyi güzel de, özellikle moderatör arkadaşlar gramer hususunda bilmedikleri konulara el atmasalar daha iyi olacak diye düşünüyorum. Yani böyle bir blogta “Aralık ayı” mı yoksa “Aralık Ayı” mı yazılacak diye tartışılırsa karşılıklı atışmanın sonu gelmez diye düşünüyorum. Basit hataları gösterseler de ufakları es geçseler daha şık olacak. İnsanlar da rencide olmazlar böylelikle.
Çok haklısın, bunu biz de aramızda tartıştık. Editör arkadaşlar, ‘titizlenmek’ten çok, okuma kalitesini ve doğru anlamı öne çıkarmaya yönelik düzeltmeler gerçekleştireceklerini beyan ettiler 🙂
TDK’nın koyduğu kurallar bellidir. O “Aralık ayı” tartışmasında o düzeltmeyi Onur arkadaşımız yapmış ve altına da eklemiş zaten bu konuda emin olup olmadığını. İçiniz rahat olsun hayatbu, birimizin bilmediğini bir ötekimiz mutlaka biliyor çünkü. Ayrıca burda biz yorumlardaki hataları düzeltmekle hiç kimseyi rencide etmiyoruz, hiç kimse de rencide olduğunu düşünmesin asla. İnsanları doğru olana yönlendirmenin, onları doğru yazmaya teşvik etmenin onları rencide etmek olduğunu düşünmüyorum. Hepimizin amacı burayı güzel bir platform hâline getirmek ve belli bir standardı her zaman muhafaza etmek. Sonuçta buranın dilbilimsel ya da edebî tartışmalar yapılan bir yer olmadığını biz de biliyoruz. Burda havadan sudan konuşuyoruz ama onu da en güzel biçimde, bize yakışan biçimde yapalım. Öyle değil mi?
Ben zaten bu blogu son zamanlar dazamanlarda havadan çok gramer için takip eder oldum.
Commandouz (Bayrampaşa/İST, 153m)
Bugün bir şey keşfettim. 🙂
Weather Online sitesinin uydu bölümünde arşiv olarak en fazla 24 saatlik dilimi alabiliyorduk. Ancak bu durum uydu görüntüsünü yakınlaştırdığımız zaman 12 saate düşüyordu.
Şimdi Avrupa sekmesinde uydu görüntüsünü yakınlaştırıp görüntüleri bağla dediğimiz zaman yukarıda, adres çubuğunda yazan adresin en sonunda 12 numaralı sayıyı silip 96 ya da daha fazla bir sayı yazarsak bize yaklaşık son 3,5 günün uydu arşivini hem de yakınlaştırılmış bir şekilde verecektir.
Weather Online sitesinin arşivi şu bakımdan önemli: Görüntüler 15 dakikada bir bağlanıyor ve animasyonlarda görüntüler arası bozukluk böylece en düşük düzeye indiriliyor. Diğer uydu görüntüleri sağlayan sitelerde ise genelde görüntüler 1-3 saat arası bağlanıyor ve tek tek resmi kaydedip uğraşmak gerekiyor.
(Not: Gif animasyonlarının yüksek boyutlularında animasyon ilk seferde kasacaktır. İkinci turda ise normal bir şekilde izleyebilirsiniz.)
Kayseri Erciyes’e çıkmaya karar verdik üniversite arkadaşlarıyla…
Dün Erciyes’e çıkarken mercek bulutları üst üsteydi dikkatimi çekti…
Sonra zirveye çıkmaya heveslendik! 🙂
Önce zirvenin bir kısmı gözüküyordu…
Bir 10-15 dakikalık yürüyüşün sonunda göremez olduk ve hava kapanmaya başladı 🙂
Biz o 30-40 dakikalık yürüyüş’tenyürüyüşten sonra geri dönerken hafif kar başladı.
Sonra biraz da eğlenelim dedim teleferik ile çıktığım bölgeden aşağıya doğru kaydım. 🙂
Kayak sporunu bildiğim halde DURAMADIM! Neden mi? Çünkü rüzgar savurdu beni… 🙂 Sanırım halimden de anlaşılıyor neler yaşadığım 🙂
Commandouz (Bayrampaşa/İST, 153m)
Çanakkale’nin batısında kibatısındaki Limnos Adası’nda küçük bir vorteks (girdap) örneği oluştu.
Şimdi dikkat ettim. Asıl vorteksler İzmir’in güneybatısında kigüneybatısındaki adalarda oluşmuş.
Daha düne kadar böyle bir sistem gözükmüyordu. Daha sonra zayıf bir sistem olarak doğdu. Akşam modellerinde dahadadaha da güçlenmiş. İnşallah 2 gün sonra kaybolmaz 😀
Onumuzdeki gunlere ait bir yorum yapmam gerekirse, hava sicakliklarinin hizli artisindan sonra 29 Aralik-2 Ocak arasinda tekrar bir soguk hava dalgasinin gelmesini bekliyorum. Her cikisin bir inisi vardir 🙂
(dipnot= sayin editorlar telefonumdan yaziyi yazdigim icin turkce karakterleri yapamadim, sizleri ugrastiracagim icin ozur dilerim)
Doğuda ve İstanbul’da okullar kar yağışı nedeniyle tatil edilirken, Türkiye’nin pek de alışık olmadığı bir biçimde Adıyaman Valiliği 3 gündür durmaksızın devam eden sağanak yağmur nedeniyle eğitime bir gün ara vermiştir. Adıyaman’ın aralık ayı toplam yağış miktarı ortalaması 127.7 kg iken, Adıyaman son 3 günde 140 kg’dan fazla yağış alarak büyük bir rekora imza atmıştır. Yaşanan selle ilgili bir de video linki koyuyorum. Saygılarımla. Onur Yorulmaz.
Bu sabah saat 10:30 gibi annemin aradığı söylenip telefon bağlandı..Ben de önemli bir sorun olmamasını umarak telefonu açtım…
Annem: Oğlum gözün aydın !!
Ben: Hayırdır anne!
Annem: Kar sezonunu bu sene erken açtın gözün aydın diye tekrarladı…
Sizin anlayacağınız benim kar deliliğim annem tarafından tescilli ve hala çok önemseniyor.. Yaş 37 bakalım kırkımda ellimde neler olacak? 😀
Hocam yalnız değilsin. 😀 Beni de annem sabah 06:45’te aramış ama ben derin bir uykuda olduğum için telefonu duymadım. Sabah 07:30’da uyandığımda, telefonda annemin cevapsız aramasını görünce önce bir endişelendim, evdekilerden birine bir şey oldu diye. Meğer kar müjdesi için aramış kadıncağız. 😀 Bu arada bende 32 yaşındayım. Galiba hiç büyümeyeceğiz. 😀
Getti de getti aslanlar gibi 25 Aralık sistemi… Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil… 😦
Motörhead’dan tüm kar delilerine gelsin; “God was never on your side”.. http://www.youtube.com/watch?v=1qNrgQbOE60
Ozan hocam; Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi üzerindeki, bu mor bulutlar neyi gösteriyor? Şu anda dışarıda yağış yok, kapalı ve rüzgarsız sakin bir hava var.
Görüldüğü gibi 24-27 Aralık İstanbul senaryolarında kararlılık diz boyu…
Umarım yağış da diz boyu olur diyeceğim ama o konuda ciddi endişelerim var. En nihayetinde yağışın nereye ve ne şiddette düşeceğini söylemek için erken olsa bile, İç Ege ve İç Anadolu’nun kuzeybatısı daha şanslı olabilir.
Sistemin tam oturmadığı kesin. Daha dün GFS tam tersi senaryo üretiyordu.
06Z ve 12Z çıktılarında da en ılık senaryoları verirken daha sonra ECMWF’e döndü. Ama hala değişme ihtimali çok yüksek. Değişme ihtimali derken soğuğun kırpılacağı, yağışın da biraz artacağı ihtimali kastediyorum.
Sibirya Batı Asya’dan çekiliyor sanırım bir süreliğine. Ama ne çekilmek! Bir haftadan kısa bir sürede yer yer 20 dereceyi bulan bir sıcaklık artışı bekleniyor;
Hatay radarı deniz seviyesine en yakın radarı olduğu için deniz kaynaklı istenmeyen ekolar (sea clutter) görülüyor. Genellikle düşük dbz değerlerine sahip bu ekoların görünmemesi için ilginç ve oldukça yanlış bir skala düzenine geçilmiş. Diğer radarlarda sarı görünen ekolar burda yeşil görünüyor ve dolayısıyla olduğundan düşük görünen ekolar kullanıcı için yanıltıcı ve tehlikeli olabilir. Gerekirse hatalı ekolar deniz üzerinde görünsün ama skala düzeltilsin.
Bu arada kötü haber; Marmaris radarına dün gece yıldırım düşmüş. Geçen hafta Antalya radarına düşmüş ve 5 gün doğru dürüst veri alınamamıştı. Sistemin biri giderken diğerinin geldiği ve radara en çok ihtiyaç duyulan dönemde böyle şanssızlıklar yaşanması çok kötü. Şanssızlık diyorum çünkü radarlar bildiğim kadarıyla yıldırıma karşı olabilecek en yüksek koruma sistemiyle kuruluyor ama radarların büyük bir bölümü ışın tıkanmasından (beam blockage) korunmak için mecburen dağlarda kurulu. Kulesiyle birlikte sivri bir çıkıntı olan radar tam bir yıldırım çeker oluyor. Muhtemelen 99 tanesi paratonerler vasıtasıyla engellense bile 1 tanesi zarar verebiliyor.
Hocam, radarın deniz kargaşalarını (sea clutter) bir şekilde bastırması lazım zaten. Eğer bastıramıyorsa o radardan kaynaklanan bir problemdir ve bu da radarın algoritmalarının yetersiz veya hatalı olduğu anlamına gelir. Bu problemin skala düzenini değiştirerek giderilmeye çalışılması, eğer skala değişikliğinin arkasındaki sebep bu ise, bir problemi başka bir yanlışla kapatmaya çalışmak olur. Bence de skala diğer radarlardaki gibi yapılmalı. Zaten çok zor bir işlem de değil.
Sayısal modeller, 1985 Kışında DMI ile Belediye’yi çok karşı karşıya getirmişti. DMİ tahminlerinin tutmamasını, kullandıkları cray xmp adlı programa bağlamıştı. Belediye de halktan gelen tepkiden dolayı, DMI’yi suçlamıştı. Bu konuyla ve 1985 kışı ile ilgili gazete küpürlerinekupürlerine buradan ulaşabilirsiniz. http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=107486&start=0
Ben de bu soruyu tam olarak 85 ve 87 kışları için sormuştum. İki sistemin de gelişini çok iyi hatırlıyorum. DMİ iki sistemi de ıskalamış, 18 – 19 Şubat 85 sistemi için yağışsız, ılık hava, 87 için de İstanbul’a yağmur vermişti. O zamanlar bilgisayar programı kullandıklarını bilmiyordum. 19 Şubat 85 kar yağışı Ankara’nın benim hayatım boyunca gördüğüm en olağanüstü kar yağışıdır. Aralıksız 24 saat devam etmiş, gece – 15 dereceye düşen sıcaklıkla beraber cevizden büyük kar taneleri harika bir görsel şölen sunmuştu. Arabamızı haftalarca yol kenarındaki kar ve buz tepecikleri nedeniyle yerinden kıpırdatamamıştık.
Bu sıralar biz kar mı yağmur mu diye havaya bakarken yer de hareketlendi. Aktif yanardağları seyretmek her zaman heyecan vericidir. Arama motorlarına aktif yanardağ yazılması yeterli.
Siteyi uzun süredir takip ediyorum. Meteoroloji bilgim sınırlı olsa da burada geçen tartışmaları ve yorumları okumak bana büyük keyif veriyor. Ancak kendimden katacağım pek fazla şey olmadığını düşünerek bugüne kadar siteye üye olmamıştım. Şimdi ise bulunduğum konum itibariyle ilginizi çekebilecek meteorolojik olayları buraya ekleyebileceğimi düşündüğümden aranıza katılmaya karar verdim.
Bulunduğum yer Türkiye İran sınırının kuzeyinde Ağrı Dağı manzaralı 1950 metre rakımlı bir sınır karakolu. 3 gündür sadece İran sınırında dar bir şeritte etkili olan bir sistem buraya yaklaşık 25-30 cm kar bıraktı. Şu an ise kar durdu, yerini sis ve kuvvetli ayaza bıraktı. Şu an gündüz sıcaklığı -8 derece. Bu gece sanıyorum -20’leri zorlayacağız. Yarın ise batıdan sarkacak yeni sistemi bekliyoruz.
Bu da (Küçük) Ağrı Dağı’nın meşhur Stratocumulus lenticularis’i.
Yorum bölümünü ilk kullanışım olduğundan bir hata yaptıysam mazur görün.
Burasının kar kalınlığının çok yüksek değerlere çıkmadığı söyleniyor. Bunun iki nedeni var. Başlıca nedeni bulunduğumuz yerin tepelik konumu nedeniyle çok şiddetli fırtınalara maruz kalması. Hava sıcaklığının çok düşük değerlerde seyretmesi nedeniyle de kar birbirine yapışmıyor, toz gibi hemen dağılıyor. Bu nedenle kar aşağı bölgelere dağılıyor. İkincisi de bölgenin yağış performansı zayıf. Sanıyorum bunda da Ağrı Dağı’nın gölgesinde kalmamızın etkisi var.
Bu arada rumuz kısmını ayarlamayı başaramamışım geçen mesajımda, şimdi onu da başardım sanıyorum.
Hoş geldiniz komutanım 🙂 Öncelikle Allah kolaylık versin. Anlatılanlardan bildiğim kadarıyla oranın şartları hiç kolay değil…
Fotoğraflar mükemmel görünüyor. Raporlarınızı her zaman bekliyor olacağız. Güncel hava olaylarını ana sayfadaki ilgili başlığa, diğer şeyleri Atış Serbest’e yazarsanız çok daha iyi olur, teşekkürler. İyi görevler.
325. kısa dönem askerliğimi Ağrı Dağı’na yakın bir konumda olan Telçeker Karakolu’nda yapan biri olarak, özellikle Ağrı Dağı’nın beyazlar içerisindeki enfes manzarasında nöbet tutmak benim gibi havadelisine hiç de zor gelmemişti. 🙂 Askerlik dönemimde, özellikle Martmart ve NisannisanAyları’ndaaylarında muazzam fırtınalara şahit olmuştum. Şartlar gerçekten çok zordu ama havadeliliği işte, -25 derecede bile bir daha böyle bir soğuğa şahit olamayacağım diyerek kendimi çok avuturdum. 🙂 Güzel fotoğraflarınızı bekliyor olacağız. İyi görevler komutanım, sağlıcakla kalın…
Karaisalı istasyonu 230, Kozan istasyonu 112 metrede. Adana, Ceyhan ve Tarsus’taki istasyonlar ise 20 ile 70 metre arasında değişen yüksekliklerde kurulu. 16 Aralık saat 02:30 civarlarında sıcaklık durumu böyleydi;
Karaisalı 5, Kozan ise 7 derece ama ovadaki istasyonlar 0 dereceye yaklaşmış, sabahki minimum sıcaklık haritasına göre de İncirlik 0 , Adana ise 1 dereceyi görmüş gece sonunda;
Enverziyon gibi gelmiyor bana bu durum. Çünkü Tarsus, Adana ve Ceyhan’daki istasyonlarla karşılaştırınca ne Karaisalı ne de Kozan çok yüksek yerler. İkisinin de hemen ardlarında Toroslar yükseliyor. Enverziyon varsa, bu enverziyon Karaisalı ve Kozan’ı da etkilemeliydi, çünkü ikisi de ova yerleşimleri ve çevresine göre fazlasıyla çukurda. Denize bu kadar uzak olmalarına rağmen Tarsus’tan da Adana’dan da Ceyhan’dan da yüksek gece sıcaklıkları var. Bu haritalarda çok sık karşılaştığım bir durum.
Fazla rakım farkı yok evet ama soğuk (ve dolayısıyla yoğun, ağır) havanın eğimden ötürü ovanın merkezine doğru akması da söz konusu olabilir. Bir tür “gravity wind”. Emin olamadım ben de.
Benim aklıma bişeybir şey takıldı. MGM’nin internet sitesinde “son durumlar-Türkiye” yaptığımızda yadaya da iller bazında baktığımızda saatlik güncellemeler oluyor. Bunun radar ürünleri gibi belirli bir aralıklarla güncellemesi olamaz mı? yadaYa da bunun yapılması zormudurzor mudur?.
Hiç zor olmamalı. Özellikle de artık hemen her yerde otomatik ölçüm yapıldığını göz önüne alırsak… Ama yapılmıyor. Saatte bir, havaalanları yarım saatte bir güncelleniyor.
extemporaneous139 (Kadıköy/İST, 28m)
16 Aralık 1968 tarihli Günaydın gazetesinden; “Yakında İstanbul’da kar görmek hayal olacak…”haberi;
“Soğukluk sıfırın altında 13 dereceye kadar düşmüştür”.Çok alışık olmadığımız bir tabir.Ayrıca 2 milyon nüfus varmış o zaman.Bizim şef olayı o tarihte çözmüş hemen fabrikalar ,bacalar.
Bu haberde bir yanlışlık var. 1930 yılını inceledim, bırakın 150 cm’yi, 15 cm bile yapacak bir sistem yok ortalıkta. Sanırım 1929 dan bahsediyor. Bugün de bir çok insan 1985 yada 1987’yi unutup 1986 ile karıştırıyor ve bir çokbirçok kez forumlarda bunu gördüm.
Perşembe günü ve sonrasındaki soğuk hava sistemi yaklaşık ne kadar sürer?
Commandouz (Bayrampaşa/İST, 153m)
Dün gece istasyonumun en düşük sıcaklığı 2.8 dereceye kadar inebilmiş. Ancak sabah işe giderken çimenlerin üzerinde kırağı oluşmuştu ve küçük su birikintileri donmuştu. Neden böyle olmuş olabilir? 🙂 Cevap vermezseniz istasyonumu çöpe atacağım 😀
Bende de aynısı oluyor.Bu sabah sıcaklığını istasyonuma göre en düşük 3.1 dereceydi ama arabaların üstü buzla kaplanmıştı.Kar yağınca da aynısı oluyor.Sıcaklık 2-3 derece ama lapa lapa kar yağıyor bir bakmışsın arabaların üstü beyaz olmuş bile:)
Commandouz (Bayrampaşa/İST, 153m)
Tamam dün gece enverziyon vardı ama o da bir yere kadar 🙂 Ben radyasyon siperinden şüpheleniyorum. Siperin üzerinde fan olmadığı için rüzgarsız havalarda hava sirkülasyonu olmuyor. Ayrıca yine fansız siperlerin güneşten 1.5-2 derece etkilendiğini düşünüyorum.
Davis 5 farklı radyasyon siperini karşılaştırmış. Fanlı ve fansız siperlerin arasındaki fark açıkça belli oluyor.
Sadece sizin istasyonlarda değil, genel bir problem olabilir bu. Yüzey, ışımayla ısı kaybından dolayı havadan daha soğuk olabilir ama bu durum bence de biraz farklı. Bugün Ankara Keçiören istasyonunda günün en yüksek sıcaklığı 3.5 derece ölçülmüş ama perşembe günü düşen kar taneleri hala çatıların gölge taraflarında duruyor şehir merkezinde.
İstasyonunla ilgili bir sıkıntı yok. Dursun durduğu yerde 🙂 Açık havalarda hava sıcaklığı ile topraküstü sıcaklığı arasında yer yer 4-5 derecelik farklar görülmesi normaldir. Bu adresten takip edersen özellikle havanın açık olduğu gecelerde minimum hava sıcaklığıyla toprak üstü sıcaklığı arasındaki farkın nasıl açılabildiğini görebilirsin.
Commandouz (Bayrampaşa/İST, 153m)
İstasyonumu affediyorum 🙂 Ne yalan söyleyeyim ona fazla dikkat etmemiştim 🙂 Çok teşekkürler. Yine aynı zamanda cephe sistemlerinde düşük değerler gösteren 150 metrelik Akatlar istasyonu da dünü en düşük 3.2 derecelik sıcaklıklarla kapatmış. Kartal istasyonunda ise minimum sıcaklık 1.1 derece olmasına rağmen toprak sıcaklığı -2 dereceye kadar düşmüş.
Cumulonimbus’un söylediklerine ise kesinlikle katılıyorum. Siperler güneşten kesinlikle etkileniyorlar.Tabloda rüzgar hızına göre sıcaklık hataları yer alıyor.
İstanbul’da geceler çok soğuk geçiyor deniz suyu soğuması için çok iyi bir dönem. Ozan abi şuanşu an normalde deniz suyu kaç derece olması gerekiyor ?
hayatbu (Beşiktaş/İST 10 m)
Aralık ayı sıcaklık ortalaması 15 Aralık itibariyle 8C civarında gerçekleşmiş. Uzun yıllar ortalamasının 8.5C olduğu ve Aralık’ın daha soğuk olan ikinci yarısına yeni gireceğimiz göz önüne alındığında, bu kadar sıcak geçen sonbahar sonrası rahat bir nefes alabileceğimiz gibi bir mana çıkarılabilir. En azından sıcak sonbahar-sıcak kış değil de, sıcak sonbahar-soğuk kış başlangıcı gibi bir senaryo gerçekleşiyor gibi görünüyor. Önümüzdeki hafta perşembe gibi beklenen ve bir müddet kalacak gibi görünen soğuklarla birlikte bu ortalamaların daha da düşmesi beklenebilir.
Özellikle bu kadar soğuyan Doğu Avrupa ve İskandinavya’nın üzerinde ısrarlı bir YB oluşması ne kadar mümkün olur bu önemli? Ayrıca Sibirya bu sene hop oturup hop kalkacak gibi görünüyor. Her ne kadar deniz sıcaklıkları son iki haftada önemli ölçüde düşmüş olsa da halen ortalamalara nispeten oldukça yüksek görünüyor. Kısaca tam kıvamında bir kış geçecek gibi görünüyor bana göre.
Özellikle istatistiklerin adamı Santiago’dan bu konuda yorumlar bekliyorum. Şimdiye kadar geçen Aralık sürecinin kışın geri kalanına etkisi nasıl olabilir? En azından aşırı sıcak ısrarı kırıldı diyebilir miyiz? Ne dersiniz?
Ilık geçen Kasım ayından sonra Aralık ayının da ılık geçme ihtimali burada: https://havadelisi.com/2012/04/21/soguk-kistan-sonra-bahar-sicak-mi-olur/ daha yüksek görünüyor. TabiTabii bu bir istatistik, yani bazı yıllar bu ilişki gözlenmeyebilir. Aralık ayı sıcaklıklarının takip eden Ocak ve Şubat aylarına etkisine bakmak için ise yeni bir çalışma gerekiyor.
Dün gece İstanbul’un özellikle vadide kalan yerleşimleri dondu.Sıcaklıklar bazı yerlerde -5 dereceyi dahi gördü.Benim 153 metrelik oturduğum yerde ise 1 derecenin altını bile test edemedi 🙂
En düşük minimum sıcaklıklar Top 5:
Kemerburgaz: -5.8
Ömerli: -4.2
Samandıra: -3.8
Kilyos: -2.7
Şile: -2.3
En yüksek minimum sıcaklıklar:
Kadıköy: 3.2
Şaşkınbakkal: 2.9
Balmumcu: 1.8
Kartal: 1.6
Bayrampaşa: 1.3
Ya bu arada yazmayayım diyorum ama dayanamıyorum 🙂 MGM yine çuvalladı. Dün gece için Çatalca’ya -3, AHL’ye ise 3 derece vermişlerdi.Bunun gerçekleşmeyeceği çok aşikardı. Anlamıyorum, bütün gün bunlarla uğraşan birileri için defalarca bu tip hataları yapmak nasıl bir durumdur acaba? Yanlış anlamayın bu sadece küçük bir örnekti, ancak bu tip durumlar çok sık yaşanıyor. Sabahtan akşama kadar bizim göremediğimiz detaylarda verileri inceleyen kişilerin bence üst üste bu hataları yapmaya hakkı yok.
Başakşehir de yılın ilk kırağısına kavuştu. Sabahleyin öyle güzel bir soğuk vardı ki işe gidinceye kadar hep derin nefes aldım 🙂 Umarım bu soğuk yağacak karların da habercisi olur.
Evet yapılmaması gereken hatalar gerçekten. Ancak biz her defa görüyoruz, konuşuyoruz ama maalesef değişen bir şey yok… MGM bildiğini yapıyor. Bu iş biraz olsun ciddiye alınmalı!
Eleştirilere büyük ölçüde katılıyorum. En azından büyük şehirler için tahminler daha özenli olmalı. Bununla birlikte ilçe tahminlerini incelemedim ancak AHL tahmini 1 derece idi. Ölçülen -1.3. Yuvarlayınca -1 ediyor ki MGM’nin Avrupa meteoroloji standardlarına göre +2, -2 kriterine uyduğundan bu tahmin doğru olarak değerlendirilecek. +2, -2 standardıyla ilgili tartışma geçen yıl da yapılmıştı. Linkini bulursam yollayacağım.
Hava Delisinin Not Defteri 
GFS hoş bir dönüş yapmış. Ayın sonu için bir güncellemede bahar, bir güncellemede ise kış gösteriyor. Yeni güncelleme oldukça tatlı çıkmış. Henüz karlık bir havaya benzemiyor ama bol bol yağmur göstermiş. Umarım sabah güncellemesinde yeniden baharı göstermek yerine hoş bir yıl sonu karı gösterir de keyfimiz tatlanır. 🙂
Oğuz buradan daha önce paylaştıysan gözümden kaçmış kusura bakma, yeni görüyorum. Feybsuk’ta şöyle paylaştım yazını:
20 Aralık 2012, İstanbul’un erken karlarından birini getiren bir gün olarak tarihteki yerini aldı. Ayrıca bu sistem, yer seviyesindeki aşırı soğuğu, sert karayeli ve “donan yağmur” gibi İstanbul’da çok ender görülen yağış türleriyle türünün çok nadir bir örneğiydi. Hatırlamak ve bir özetini okumak isterseniz Oğuz Aydın arkadaşımızın şu güzel yazısına göz atmanızı öneririm…
http://commandouzz.wordpress.com/2012/12/21/bir-karayel-sistemi-20-aralik-2012/
Çok teşekkürler hocam.
Bu arada önümüzdeki haftalarda modellerle ilgili bilgiler, Avrupa’daki önemli şehirlerin iklim ortalamaları ve bunların Türkiye’deki bazı şehirlerin iklim ortalamaları ile karşılaştırmaları, İstanbul’da kar görmek için oturulabilecek güzel yerler ve rakım bilgileri, İstanbul iklimi ve 2012 yılı hava almanağı (bol istatistikli olacak ve eğlenceli olacak) gibi zevkle okuyabileceğimiz ve bizlere fayda sağlayacak bazı yazılar yazmayı planlıyorum.
Bir önerim olacak. Bence paylaşımlarında yazılar daha ağırlıklı olsa iyi olur. Mesela son paylaşımını açtım çok grafik, şekil vardı. Pek
birşeybir şey anlamadım. Sözel bilgi aradım ama çok az sözel bilgi vardı. Grafik anlayamadığımdan değil ama sözel bilgilere daha kolay erişiliyor grafik okumakla zaman kaybetmiyorsun. Üşendiğim için bakmadım şekillere…Havaturka hacklenmiş.
Bu sitenin güvenliği iyidir inşallah. Bunca emek çöpe gider. Ozan hocam portların paylaşımlarını kapat 🙂
Bu site wordpress.com üzerinde, sıkıntı yok o yüzden.
Ozan abi resim koyduğun için teşekkür ederim. Bu arada site tekrar açılmış.
Yurdumuzda 17 Aralık saat 08:00’dan 24 Aralık saat 08:00’a dek düşen yağışlarda toplamda 100 mm ve üzerinde yağış alan yerler;
1- 350 mm, İbradı
2- 267 mm, Anamur
3- 232 mm, Kaş
4- 228 mm, Manavgat
5- 208 mm, Adıyaman
6- 198 mm, Marmaris
7- 193 mm, Alanya ve Finike
8- 190 mm, Adana ve Demre
9- 186 mm, Kahramanmaraş
10- 185 mm, Tunceli
11- 157 mm, Fethiye
12- 150 mm, Mersin
13- 147 mm, Bingöl
14- 130 mm, Kumluca ve Muğla
15- 126 mm, Dalaman
16- 124 mm, Gaziantep
17- 122 mm, Hakkâri
18- 120 mm, Göcek
19- 114 mm, Datça
20- 102 mm, Osmaniye
21- 100 mm, Silifke
Bu yerleşim yerlerinin pek çoğu bu 7 günlük zaman diliminde bütün aralık ayı ortalama yağış miktarından da fazla yağış almış oldular.
MGM’ nin web sitesinde paylaşılan bu fotoğraf sis ve stratus bulutu üzerine çıkan tepe ve dağların güneş ışığından nasıl faydalanıp ısındığını çok güzel yansıtmış. Muhtemelen bu hafta İç Anadolu Bölgesi’nde benzer durumlar yaşayıp, Elmadağ’ın sıcaklığının merkezin sıcaklığı üzerine çıktığına yine şahit olacağız.
Tipi videonun sonuna doğru kendini gösteriyor. 🙂
http://www.youtube.com/watch?v=EeZlsRt-Z50
Merhabalar tüm havadelilerine bir soru. Yağış miktarı ve yağış rejimi hakkında merak ettiğim bazı şeyler var. Doğu Akdeniz havzasındaki yağış rejimini özellikle araştırmaya çalışıyorum. Bilimsel alanda en sağlam bilgi kaynakları normalde bilimsel makalelerdir. Ne var ki bunlarla ilgili kaynak çok kısıtlı. Neyse, Akdeniz’in tam üzerindeki yağış miktarını gösteren veriler var mı? Akdeniz iklimine dair bildiklerimiz büyük ölçüde deniz kenarındaki istasyonların iklim verilerinden ibaret. Kıyılardaki istasyonların, denizin kendi üzerindeki iklim özelliklerini yansıtabileceğinden şüpheliyim. Mesela ben Kıbrıs Adası’nın 100 km batısındaki bir yerde, denizin tam üzerindeki yağış miktarını merak edersem bunu nereden öğrenebilirim? Kıyılar denizin kendi iklimini tam yansıtamıyor. Her şeyden önce bir gözlemimi paylaşayım. Biliyorsunuz Akdeniz Bölgesi’nde yağışların yarısından fazlasını kış mevsimindeki şiddetli gökgürültülü sağanak yağışlar oluşturur. Yağışlı gün sayısı azdır, ama toplam yağış miktarı yine de fazladır. Bir günde düşen yağış rekorları 300 mm’yi bile aşabilir. Marmaris ve Alanya gibi yerlerde yıllık yağış tutarı 1000 mm sınırının bile üzerine çıkar. Yazın kavrulan bu yerler kışın sele batar. Yağmurun çoğu güneybatıdan giriş yapan Akdeniz siklonlarının ürünüdür. Ben radara bakınca çok değişik şeyler görüyorum. Kütleler yeşil-mavi olarak Akdeniz ve Ege’nin üzerinden geliyor, ancak karaya çıktıkları noktada bir anda kırmızı oluyorlar. Datça gibi denizin ortasına çıkıntı yapan bir istasyonda 800 mm olan yağış miktarı, Marmaris gibi hafif içeride olan bir istasyonda 1200 mm, Alanya’da 1100 mm civarında seyrediyor. Yani Akdeniz bölgesi kışın çok yağışlı olsa da, denizin üstündeki gerçek yağmur tutarı orta düzeydeyken, karaya temas ettiği yerde aşırı oluyor. Bunun tek sebebine dağlar demek de mantıksız. Zira dağlar orografik yağış oluşturamayacak kadar içeride kalıyor. Bir şey daha duydum, Güney Ege’de Anafi denen bir Yunan Adası’nda yağış tutarı 300 mm’nin bile altındaymış. Bu adada yükselti yok ve kıyı etkisi oluşturamayacak kadar küçük bir adacık. Tam bir deniz iklimi var. Acaba bu durum denizin tam üstünün kurak iklime sahip olduğu anlamına gelir mi? Akdeniz ikliminde kışlar çok yağışlıdır kuralı sadece karayla denizin birbirine dokunduğu kıyı şeridi için mi geçerli?
Rüzgarın deniz üzerinden estiği ve arkasında dağ olan kıyı şeritleri bol yağış alır. Akdeniz ve Ege kıyılarında da durum aynı. Örneğin Atina İzmir kadar yağış almaz, çünkü bu iki şehre de yağış -genelde- batıdan gelir, İzmir’in batısında deniz var, Atina’nın batısında yok.
Orografik yağışı sadece nemin dağ üzerinde yükselmesi olarak görmeyin. Dağ sıraları yağışlı hava sistemlerinin yavaşlamasına ve hatta aynı yerde hapsolmasına neden olurlar. Böylece yakın bölgelerde de yağış artar (örneğin Antalya, Adana, Rize vb.)
Karalar sürtünmeyi arttırarak havada var olan nemin daha kolay kavuşuma uğramasına ve yükselmesine neden olurlar, bu da yağışı arttırır. Kara kütlesi düz de olsa etkisi vardır yani. Deniz üzerinden buharlaşan suyun tekrar yağışa dönüşebilmesi için bazı etkenler gerekir, karalar üzerindeki sürtünme, dağ sıralarının kaldırıcı/yavaşlatıcı etkisi gibi (tabii bunlar yetmeyebilir de)… Bunlar olunca deniz üzerindeki bol nemin tekrar yağışa dönüşmesi kolaylaşır.
Tam denizin üzerindeki yağış miktarlarını ancak uydu ve radar görüntülerinin analizi ile dolaylı yoldan öğrenebiliyoruz. Bu konuda önemli bir proje var, o da şu: http://trmm.gsfc.nasa.gov/
Kurcalayın, yardıma ihtiyaç duyarsanız sorarsınız.
Hocam verdiğiniz site mükemmel. İlk gözlemlerin bunlar:
72 saatlik yağış:
Son bir haftanın yağış animasyonu:
Yağış miktarını uydudan hesapladıkları için muhtemelen güvenilirliği çok yüksek değil. Örneğin, son 1 haftada Kayseri, Sivas, Tokat hattında 200 mm civarı yağış vermiş ama takip ettiğim kadarıyla o bölge en fazla 50 kg civarı yağış aldı.
İlginiz için çok teşekkürler Ozan Hocam. Verdiğiniz linki inceleyeceğim. Dağların etkisi hakkında söyledikleriniz bence çok mantıklı. Google Earth’te yaptığım gözlemler sonucunda benzer sonuçlara ben de ulaşmıştım. Mesela Orta Asya’da 43. enlem dolaylarında Türkmenistan’da doğu-batı doğrultulu yüksek bir dağ sırası var. Yörenin iklimi son derece karasal. En yakın açık deniz belki 1000 km uzakta kalıyor. Düzlüklerde yağış miktarı 150-200 mm dolaylarında adeta, çöl sayılır. Dağların kendisi ve kuzeye bakan yamaçları seyrek çam ormanlarıyla ve yeşil çimenlerle kaplı. Yükseklikten dolayı yağış miktarı iyi. Dağların kuzeyinde, Kuzey Buz Denizi’ne kadar uzanan düzlükler var. 48.enlem civarına kadar çöl, 48.-50. enlem arası bozkır, 50. enlemden sonrası iğne yapraklı tayga ormanıyla kaplı. 50.enlemin kuzeyinde yağış az da olsa buharlaşma az olduğu için iklim kurak değil. En ilginç gözlemim şu: Yağışlı alan dağların kuzey eteklerinin bitiminden 25-30 km kuzeye kadar uzanıyor. Muhtemelen bunun sebebi sizin de dediğiniz yavaşlatma olayı. Dağın etkisi yamacın tam bittiği yerde aniden sonlanmıyor. Ben deniz-kara etkileşiminin iklim üzerindeki etkilerini amatör olarak araştırıyorum. İstanbul Anadolu yakasında geceleri bulutları özellikle gözlemledim. Alçak basınç sistemlerinin olmadığı durgun gecelerde sadece İstanbul kara yüzeyini kaplayan ince tül gibi bir bulut beliriyor. Bu en çok sonbaharda oluyor. Kadıköy tarafına bakınca bulutların tam da Moda üzerinde denizle karanın dokunduğu noktada sona erdiğini defalarca gördüm. Yağmurlu gecelerde böyle net bir ayrım görmedim. Birkaç kere Moda ve Bostancı sahillerinde gündüz yağmur sırasında bulutları gözlemledim ve denizde de bulut örtüsünü gördüm. Yağmur olunca hem deniz hem de karada bulut çok fazla oluyor. Ama soğuk, kuru ve yağmursuz gecelerde sadece karaları kaplayan, alt tabanı 500-700 metre civarında olan alçak, ince bir bulut beliriyor. En net gözlemim bir keresinde yurtdışından uçakla dönerken yaptığım gece uçuşunda gördüklerim idi. 4000 metre rakımda Marmara üzerinden güneybatı yönünden İstanbul’a yaklaşıyorduk ki Marmara’nın kuzey kıyısını Silivri’den Tuzla’ya kadar kaplayan tam karayla denizin kesiştiği yerde sınırlanan bir bulut tipiydi. İstanbul
boğazınınBoğazı’nın suları üstünde de aşırı inceliyordu. Yanımda fotoğraf makinem olsaydı kesin çekerdim. Bu durum öğlen vaktinde, ilkbaharda görülen durumla aynı değil bence. Biliyorsunuz,Nisan Ay’ınisan ayı civarında denizler yağmur miktarını azaltır. Denizler hala kışın soğuğunu taşıdıkları için konveksiyonu keserler. Ama bu olay daha çok rüzgarsız sonbahar gecelerinde oluyor. Benim tezim şu: Geceleri aşırı soğuyan karalar, üzerlerindeki havayı soğutup yoğunlaşma bulutu oluşturuyorlar. Çünkü bu gri renkli, tülümsü ince bulutlar sabah Güneş’in çıkmasıyla aniden dağılıyorlar. Tepelerinde konveksiyon kabartıları da görmedim. Stratus gibi şeyler. Rüzgarlı havalarda rüzgar bunları dağıtıyor ve oluşmuyorlar bence. Siz de Moda’da oturan birisi olarak bunu hiç gördünüz mü? 🙂Vay be amma incelemişsiniz! Ben bu kadar ayrıntı yakalamadım hayır, bravo size.
İstanbul’da Aralık ayının ilk 23 günü sadece yaklaşık 53-54 saat güneş görülebilmiş. Ölçülen istasyon şehrin güneyinde. Bu rakam şehrin kuzeyinde 50 saatin de altına inmiş olabilir. Günlük ortalaması ise 2.3 saate denk geliyor. Yaz aylarında ise bu rakam 11 saate kadar çıkıyor.
Bu tablo da nasıl bir Aralık ayı geçirdiğimizin bir göstergesi.
Kapalılık deyince aklıma hemen Londra geldi ve iklim ortalamalarını merak ettim.
Londra’nın uzun yıllar Aralık ayı güneşlenme ortalaması 37.4 saatmiş.
Tabloyu biraz inceleyince ilginç verilere ulaşılıyor 🙂 Örneğin İstanbul, Londra’dan yaklaşık 150 mm. daha fazla yağış alıyor. Yine İstanbul’un yıllık ortalama yağışlı gün sayısı 120-125 civarındayken (ki şehrin kuzeyinde daha da fazla) Londra bu rakam 110. Yani İstanbul’a Londra’dan daha fazla günde daha fazla yağmur yağıyormuş 🙂
Yine Londra’nın yağış rejimi ve yağışlı gün sayısı Edirne’nin hemen hemen aynısı.
Yüksek ve düşük sıcaklık ortalamarı da neredeyse İstanbul’un aynısı.
Güzel bir noktaya parmak basmışsınız. Avrupa’nın bir sürü yerinde yıllık toplam yağış miktarı ülkemizin yağış miktarından düşüktür. Ama yine de oralarda şehir dışındaki yerler sık ormanlarla kaplıdır. Yol kenarlarındaki çimenler falan sulamaya ihtiyaç duymadan da bütün yaz yemyeşil kalır. Mesela Almanya’nın bir sürü şehrinde toplam yağış miktarı bizim Antalya ilimizin yağış miktarının yarısı kadardır ama yine de her yer yeşilliktir. Bunun aksine Türkiye’de Karadeniz bölgesi haricinde yaz mevsiminde bütün otlar kavrulur, sıcaklıklar bayıltıcı düzeye ulaşır ve sık sık orman yangınları çıkar. Bunun bence iki nedeni var. Avrupa’nın yağış rejimi bizim gibi bir Akdeniz ülkesininkinden daha düzenli. Misal Londra her mevsim yağışlıdır. Yaz yağmuru görmek çok sıradan bir olaydır. Bunun aksine bizdeki yağmurların çoğu yılın kısıtlı bir dönemine yoğunlaşmıştır. Mesela Antalya’nın 3 aylık kış mevsiminde aldığı yağış miktarı geri kalan 9 ayın toplamından fazladır. Kışın sel olur, yazın 3 ay boyunca bir damla bile yağmur yağmayabilir. Bir yerde İngiliz Meteoroloji Servisi’nin 3 haftalık yağmursuz dönemleri kuraklık tanımına aldığını okumuştum. Bizde 3 ay yağış almayan yerler bile var. Ama yine de sonbahar ve kış yağmurları bizde o kadar şiddetli ki yıllık toplam yağışımız onlarınkinin üzerinde. Marmaris’te 1200 mm, Alanya’da 1100 mm, Antalya’da 1000 mm yağış düşüyor. Ama yağışın hepsi soğuk dönemde düşünce yazın kurak görünümlü yerler oluyorlar. Bir de Avrupa’da kapalılık yüksek. Atlas Okyanusu’ndan sık sık bulutlu kütleler giriş yapıyor. Bizde yazın 1 hafta hiç bulut belirmeyen yerler var. Onlarda güneş ışınları eğik açıyla geldiğinden dolayı buharlaşma şiddeti de az. Bizde çok dik geliyor, açık bir havada 2 günde toprak kuruyor.
Veriler bu derece aynıyken, Londra’ya neden ‘gri şehir’ dendiği konusunda aklıma tek bir sebep geliyor; şehrin kuzey enlemde olması. Biz güney enlemlerde yer aldığımız için, güneş ışınları daha dik açıyla gelerek bulutlu günde bile daha fazla aydınlık sağlıyor. Londra’da ise güneş ışınları daha yatay geldiğinden, yağmurlu ya da kapalı havalarda insan intihara meylediyor. 🙂
Bir de bizdeki yaz güneşlenmesi orda yok. Hava her mevsim bulutlu. İstanbul temmuz ayında 300 saatten çok güneş ışığı alırken, Londra o kadar kuzeyde olmasına rağmen temmuzda sadece 192 , ağustosta ise 195 saatçik güneş ışığı alıyor.
Süper!.. Bu kışa dair en çok merak ettiğim detaydı. Ciddi ölçüde bulutlu ve yağışlı gün sayısı var. Kendi adıma teşekkür ederim Oğuz.
Dün birkaç arkadaşla bisikletlerimizle tura çıktık. Kocaeli’nde, Kandıra yolu-Akmeşe arasında 400’lü rakımlarda 20 cm’ye yakın kar vardı.
2: http://1.bp.blogspot.com/-hUdpLPq3xeo/UNdIdm1ANDI/AAAAAAAATZ4/y91FOPTb7GQ/s1600/_BBK9464.JPG
3: http://1.bp.blogspot.com/-ibPyV2PRLdE/UNdHosJPLcI/AAAAAAAATXw/KYvacP8pdt8/s1600/_BBK9413.JPG
Diğer fotoğraflar bu linkte: http://bisikletturlari.blogspot.com/2012/12/22122012-kar-turu.html
Yerli hava tahmin modelimiz ODTÜ-WRF, bilgisayar sistemlerindeki değişikliklerden ötürü ara ara arızalanıyordu, bugün tamamen onarmış olduğumu ümit ediyorum, çıktılar şu saatlerde tekrar güncellenmeye başladı… Yine bir arıza olursa mesaj atıp haber verirsiniz. Teşekkürler.
http://linux-server.ims.metu.edu.tr/metuwrf/index.php?sayfa=d1°isken=temp2m&saat=0
Hocam sizde nasıl bilmiyorum ama bende ayın 20’sine ait veriler görülüyor. Henüz bir güncelleme yok.
Aynı şekilde bende de sadece ayın 20’sine ait veriler gözüküyor.
Yine bir hata var… Delireceğim.
Sayın editörler size bir önerim olacak.
Şu gifler ve benzeri büyük dosyaları doğrudan sayfa açıldığında açılacak şekilde ayarlamazsanız çok sevineceğim. Çünkü günde 10 saat nete giriyorsam bunun 7 saatini vınn kullanarak yapıyorum ve bu tür şeyler kotamı mahvediyor.
Örnek az önce oldu. Bir kere atış serbeste, bir kere not defterine girdim 25 mb uçtu gitti 🙂
Hakkın var. Ona dikkat edelim.
Hava delileri için 2012 yılının en uzun haftası önümüzdeki hafta gibi duruyor…
Gramerdelisi.com adında bir blog açsak fena olmaz gibi. 🙂
Ben dil konusunda kendimi duyarlı sayardım ama editör anemodulion duyarlının kralı çıktı, yapacak bir şey yok 🙂
Ozan abi çok sıkıyorsunuz bizleri. Yemin ederim mesaj yazarken hata yapmaktan korkarak yazıyorum ama
yinedeyine de hep hata yapıyorum. Ne yapayım elimden gelen bufazladafazla da sıkmayın bizleri yorum yapmaktan çekinir olduk. Eski alışkanlıklar kolay kolay terk edilemiyor.Gördüğün gibi -de bağlacının kullanımı haricinde, bu yorumunda yanlış yok 🙂 Demek ki biraz sıkınca bir sürü şey düzeliyor. Eğer böyle yapmazsak, özellikle senin hiç umurunda olmuyor sevgili SpanK. Ben berbat yazılmış, ve daha kötüsü hiç özenilmemiş yazıları okumaya mecbur muyum? Ve bir de o yazıları blogumda yayımlamak zorunda mıyım? Kusura bakma ama hayır. Madem ben bu kadar emek veriyorum burası kaliteli ve estetik bir platform olsun diye, katkıda bulunmak isteyen herkes de verecek.
Bu arada, lütfen düzeltmeleri sizi utandırmak için yaptığımızı düşünmeyin. Sizden yorum yazarken her zaman özenli olmanızı rica ettiğimizi hatırlatma çabası olarak görün.
Teşekkürler.
Düzeltmeler iyi güzel de, özellikle moderatör arkadaşlar gramer hususunda bilmedikleri konulara el atmasalar daha iyi olacak diye düşünüyorum. Yani böyle bir blogta “Aralık ayı” mı yoksa “Aralık Ayı” mı yazılacak diye tartışılırsa karşılıklı atışmanın sonu gelmez diye düşünüyorum. Basit hataları gösterseler de ufakları es geçseler daha şık olacak. İnsanlar da rencide olmazlar böylelikle.
Çok haklısın, bunu biz de aramızda tartıştık. Editör arkadaşlar, ‘titizlenmek’ten çok, okuma kalitesini ve doğru anlamı öne çıkarmaya yönelik düzeltmeler gerçekleştireceklerini beyan ettiler 🙂
TDK’nın koyduğu kurallar bellidir. O “Aralık ayı” tartışmasında o düzeltmeyi Onur arkadaşımız yapmış ve altına da eklemiş zaten bu konuda emin olup olmadığını. İçiniz rahat olsun hayatbu, birimizin bilmediğini bir ötekimiz mutlaka biliyor çünkü. Ayrıca burda biz yorumlardaki hataları düzeltmekle hiç kimseyi rencide etmiyoruz, hiç kimse de rencide olduğunu düşünmesin asla. İnsanları doğru olana yönlendirmenin, onları doğru yazmaya teşvik etmenin onları rencide etmek olduğunu düşünmüyorum. Hepimizin amacı burayı güzel bir platform hâline getirmek ve belli bir standardı her zaman muhafaza etmek. Sonuçta buranın dilbilimsel ya da edebî tartışmalar yapılan bir yer olmadığını biz de biliyoruz. Burda havadan sudan konuşuyoruz ama onu da en güzel biçimde, bize yakışan biçimde yapalım. Öyle değil mi?
🙂
Ben zaten bu blogu son
zamanlar dazamanlarda havadan çok gramer için takip eder oldum.Bugün bir şey keşfettim. 🙂
Weather Online sitesinin uydu bölümünde arşiv olarak en fazla 24 saatlik dilimi alabiliyorduk. Ancak bu durum uydu görüntüsünü yakınlaştırdığımız zaman 12 saate düşüyordu.
Şimdi Avrupa sekmesinde uydu görüntüsünü yakınlaştırıp görüntüleri bağla dediğimiz zaman yukarıda, adres çubuğunda yazan adresin en sonunda 12 numaralı sayıyı silip 96 ya da daha fazla bir sayı yazarsak bize yaklaşık son 3,5 günün uydu arşivini hem de yakınlaştırılmış bir şekilde verecektir.
Weather Online sitesinin arşivi şu bakımdan önemli: Görüntüler 15 dakikada bir bağlanıyor ve animasyonlarda görüntüler arası bozukluk böylece en düşük düzeye indiriliyor. Diğer uydu görüntüleri sağlayan sitelerde ise genelde görüntüler 1-3 saat arası bağlanıyor ve tek tek resmi kaydedip uğraşmak gerekiyor.
(Not: Gif animasyonlarının yüksek boyutlularında animasyon ilk seferde kasacaktır. İkinci turda ise normal bir şekilde izleyebilirsiniz.)
Senin bu animasyonların kotamı bitirdi :)))
🙂
Yine 50-60 mm’ler havada uçuşmuş…
Kayseri Erciyes’e çıkmaya karar verdik üniversite arkadaşlarıyla…
Dün Erciyes’e çıkarken mercek bulutları üst üsteydi dikkatimi çekti…
Sonra zirveye çıkmaya heveslendik! 🙂
Önce zirvenin bir kısmı gözüküyordu…
Bir 10-15 dakikalık yürüyüşün sonunda göremez olduk ve hava kapanmaya başladı 🙂
Biz o 30-40 dakikalık
yürüyüş’tenyürüyüşten sonra geri dönerken hafif kar başladı.Sonra biraz da eğlenelim dedim teleferik ile çıktığım bölgeden aşağıya doğru kaydım. 🙂
Kayak sporunu bildiğim halde DURAMADIM! Neden mi? Çünkü rüzgar savurdu beni… 🙂 Sanırım halimden de anlaşılıyor neler yaşadığım 🙂
Çanakkale’nin
batısında kibatısındaki Limnos Adası’nda küçük bir vorteks (girdap) örneği oluştu.Şimdi dikkat ettim. Asıl vorteksler İzmir’in
güneybatısında kigüneybatısındaki adalarda oluşmuş.Limnos adasında bulut yüksekliği 600 mt, ve Mikonos’da 700
küsürküsur metre kadar alçak.Hacıosman/Sarıyer Bilkent gibi oldu. Kar örtüsü kalkmak bilmiyor. White Fox’un kulakları çınlasın.
Pes ya. Kıskanıyorum.
Az önce Sarıyer’den döndüm kar hala duruyor.
Yeni yıla
varmısınızvar mısınız İstanbul karla girsin? 🙂Haydi toplanıp totem yapalım. 🙂 Totemciler iş başına. 🙂
Şu haliyle 1 gecelik bir sistem ama her güncellemede toparlanıyor.
Daha düne kadar böyle bir sistem gözükmüyordu. Daha sonra zayıf bir sistem olarak doğdu. Akşam modellerinde
dahadadaha da güçlenmiş. İnşallah 2 gün sonra kaybolmaz 😀Ne iki günü çoktan duman olmuş.:)
O ne ki? En az
otuzsekizotuz sekiz defa takla atacak.Aynen bu sabah baktım modeller sistem yerinde yoktu. haha 😀
Onumuzdeki gunlere ait bir yorum yapmam gerekirse, hava sicakliklarinin hizli artisindan sonra 29 Aralik-2 Ocak arasinda tekrar bir soguk hava dalgasinin gelmesini bekliyorum. Her cikisin bir inisi vardir 🙂
(dipnot= sayin editorlar telefonumdan yaziyi yazdigim icin turkce karakterleri yapamadim, sizleri ugrastiracagim icin ozur dilerim)
Kuzey Afrika üzerinden çöl sıcakları geliyor, tam mevsimiydi ! 20 santigrad dereceleri görüp rekorlara doyacağız 😦
Kuzey’denKuzeyden -10 -15 gelinceoluyordaoluyor da, güneyden neden +10 +15 gelmesin? 😀 Bu Aralık ayıbayabayağı hareketli geçti.25’inde kar geliyor derken modeller bahar oldu..
Sizce GFS’in modellemesinde bir tutarsızlık görünmüyor mu? Şu NAO ve AO değerlerini tahmin ederken
şu diyagramı vermesi akla yatıyor mu?
Acaba 24-25’inde bir başka sistem mümkün mü? 24’üne 3 gün var senaryolar arası 10C’den fazla bir fark mevcut. Neden oluyor böyle?
Doğuda ve İstanbul’da okullar kar yağışı nedeniyle tatil edilirken, Türkiye’nin pek de alışık olmadığı bir biçimde Adıyaman Valiliği 3 gündür durmaksızın devam eden sağanak yağmur nedeniyle eğitime bir gün ara vermiştir. Adıyaman’ın aralık ayı toplam yağış miktarı ortalaması 127.7 kg iken, Adıyaman son 3 günde 140 kg’dan fazla yağış alarak büyük bir rekora imza atmıştır. Yaşanan selle ilgili bir de video linki koyuyorum. Saygılarımla. Onur Yorulmaz.
Video linki: https://www.facebook.com/photo.php?v=573867392630050
Bu sabah saat 10:30 gibi annemin aradığı söylenip telefon bağlandı..Ben de önemli bir sorun olmamasını umarak telefonu açtım…
Annem: Oğlum gözün aydın !!
Ben: Hayırdır anne!
Annem: Kar sezonunu bu sene erken açtın gözün aydın diye tekrarladı…
Sizin anlayacağınız benim kar deliliğim annem tarafından tescilli ve hala çok önemseniyor.. Yaş 37 bakalım kırkımda ellimde neler olacak? 😀
Hocam yalnız değilsin. 😀 Beni de annem sabah 06:45’te aramış ama ben derin bir uykuda olduğum için telefonu duymadım. Sabah 07:30’da uyandığımda, telefonda annemin cevapsız aramasını görünce önce bir endişelendim, evdekilerden birine bir şey oldu diye. Meğer kar müjdesi için aramış kadıncağız. 😀 Bu arada bende 32 yaşındayım. Galiba hiç büyümeyeceğiz. 😀
Ben 40 yaşındayım, değişen bir şey yok. Tescilli bir hava delisiyseniz, bu konuda ailenizin ilgi odağı olmaya devam edersiniz.
ENKA canlı kamera görüntüsünü Google’da aratıyorum bir türlü bulamıyorum.
Elinde ENKA’nın canlı kamera linki olan varsa
koyabilirmikoyabilir mi?http://www.enka.com/camhd/cam1/index.html
Ya MGM’nin internet sayfası neden bu kadar hantal ? Sayfadaki hangi bağlantıya tıklasam açılmayı bilmiyor bir türlü…
Evet ya aynı durum bende de oluyor….
MGM’nin kar yağışını tahmin edememesine sinirlenen şöförler D-Dos saldırısı yapıyormuş.
🙂
Getti de getti aslanlar gibi 25 Aralık sistemi… Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil… 😦
Motörhead’dan tüm kar delilerine gelsin; “God was never on your side”..
http://www.youtube.com/watch?v=1qNrgQbOE60
ECMWF 00z çıktısı tekrar sistemi yerine getirmiş, inşallah bugün GFS de uyar.
Akşam modelleri ile birlikte fena güme gitti. 15 gün 15c’lerde sıcaklıklarla sıkılacağız.
Ozan hocam; Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi üzerindeki, bu mor bulutlar neyi gösteriyor? Şu anda dışarıda yağış yok, kapalı ve rüzgarsız sakin bir hava var.
Görüldüğü gibi 24-27 Aralık İstanbul senaryolarında kararlılık diz boyu…
Umarım yağış da diz boyu olur diyeceğim ama o konuda ciddi endişelerim var. En nihayetinde yağışın nereye ve ne şiddette düşeceğini söylemek için erken olsa bile, İç Ege ve İç Anadolu’nun kuzeybatısı daha şanslı olabilir.
Sistem henüz tam oturmadı. Tüm modeller hemfikir olmalı ki net bir şeyler söyleyelim.
Bugünkü modellere göre yorum yaparsam da, bence İstanbul için ahım şahım bir kar yok. Soğuk sert ama.
Sistemin tam oturmadığı kesin. Daha dün GFS tam tersi senaryo üretiyordu.
06Z ve 12Z çıktılarında da en ılık senaryoları verirken daha sonra ECMWF’e döndü. Ama hala değişme ihtimali çok yüksek. Değişme ihtimali derken soğuğun kırpılacağı, yağışın da biraz artacağı ihtimali kastediyorum.
Sea effect koşulları uygun olursa sıcak deniz yüzünden yağış kuvvetli olmaz mı ?
Mobil cihazlardan nasıl fotoğraf yükleniyor? WordPress app.’ini indirdim ama başaramadım.
Biraz kurcalayın, ben hiç denemedim.
Sibirya Batı Asya’dan çekiliyor sanırım bir süreliğine. Ama ne çekilmek! Bir haftadan kısa bir sürede yer yer 20 dereceyi bulan bir sıcaklık artışı bekleniyor;
Where is Siberia ???
Adana radarındaki skala hala değiştirilmemiş. Yetkililere duyurulur. 🙂
Hatay radarı deniz seviyesine en yakın radarı olduğu için deniz kaynaklı istenmeyen ekolar (sea clutter) görülüyor. Genellikle düşük dbz değerlerine sahip bu ekoların görünmemesi için ilginç ve oldukça yanlış bir skala düzenine geçilmiş. Diğer radarlarda sarı görünen ekolar burda yeşil görünüyor ve dolayısıyla olduğundan düşük görünen ekolar kullanıcı için yanıltıcı ve tehlikeli olabilir. Gerekirse hatalı ekolar deniz üzerinde görünsün ama skala düzeltilsin.
Bu arada kötü haber; Marmaris radarına dün gece yıldırım düşmüş. Geçen hafta Antalya radarına düşmüş ve 5 gün doğru dürüst veri alınamamıştı. Sistemin biri giderken diğerinin geldiği ve radara en çok ihtiyaç duyulan dönemde böyle şanssızlıklar yaşanması çok kötü. Şanssızlık diyorum çünkü radarlar bildiğim kadarıyla yıldırıma karşı olabilecek en yüksek koruma sistemiyle kuruluyor ama radarların büyük bir bölümü ışın tıkanmasından (beam blockage) korunmak için mecburen dağlarda kurulu. Kulesiyle birlikte sivri bir çıkıntı olan radar tam bir yıldırım çeker oluyor. Muhtemelen 99 tanesi paratonerler vasıtasıyla engellense bile 1 tanesi zarar verebiliyor.
Hocam, radarın deniz kargaşalarını (sea clutter) bir şekilde bastırması lazım zaten. Eğer bastıramıyorsa o radardan kaynaklanan bir problemdir ve bu da radarın algoritmalarının yetersiz veya hatalı olduğu anlamına gelir. Bu problemin skala düzenini değiştirerek giderilmeye çalışılması, eğer skala değişikliğinin arkasındaki sebep bu ise, bir problemi başka bir yanlışla kapatmaya çalışmak olur. Bence de skala diğer radarlardaki gibi yapılmalı. Zaten çok zor bir işlem de değil.
Annemin dediğine göre gündüz yağmur çok şiddetli yağmış ama ben radarda hiç de öyle kımıl kımıl bir kütle göremedim.
http://www.trt.net.tr/anasayfa/canli.aspx?y=tv&k=trthaber Göktürk-2 fırlatılıyor canlı yayın buyrun.
Matematiksel hava tahmin modelleri hangi yıldan bu yana kullanılıyor? Teşekkür ederim.
Bilgisayarların işin içinde olduğu hesaplamalar 1950’lerde başlamış, tabii çok ilkel olarak. Asıl gelişme 70 ve 80’li yıllarda.
http://en.wikipedia.org/wiki/Numerical_weather_prediction#History
Sayısal modeller, 1985 Kışında DMI ile Belediye’yi çok karşı karşıya getirmişti. DMİ tahminlerinin tutmamasını, kullandıkları cray xmp adlı programa bağlamıştı. Belediye de halktan gelen tepkiden dolayı, DMI’yi suçlamıştı. Bu konuyla ve 1985 kışı ile ilgili gazete
küpürlerinekupürlerine buradan ulaşabilirsiniz.http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=107486&start=0
Ben de bu soruyu tam olarak 85 ve 87 kışları için sormuştum. İki sistemin de gelişini çok iyi hatırlıyorum. DMİ iki sistemi de ıskalamış, 18 – 19 Şubat 85 sistemi için yağışsız, ılık hava, 87 için de İstanbul’a yağmur vermişti. O zamanlar bilgisayar programı kullandıklarını bilmiyordum. 19 Şubat 85 kar yağışı Ankara’nın benim hayatım boyunca gördüğüm en olağanüstü kar yağışıdır. Aralıksız 24 saat devam etmiş, gece – 15 dereceye düşen sıcaklıkla beraber cevizden büyük kar taneleri harika bir görsel şölen sunmuştu. Arabamızı haftalarca yol kenarındaki kar ve buz tepecikleri nedeniyle yerinden kıpırdatamamıştık.
Meraklısı için: Yapı Kredi Yayınları’ndan yeni çıkmış. “Türk Meteorolojisinin Kuruluşu: Aksakallı Havabakan Antal Bey”. Yazan: Melek Çolak. Detayları burada: http://www.ykykultur.com.tr/haber/tarih-dizisi%20nden-onemli-bir-inceleme-aksakalli-havabakan-antal-bey
Ooo işte bu bizim Rethly hoca! Melek Çolak ismini hiç duymadım, bravo hanımefendiye!
Çok teşekkürler bu arada.
Rusya’nın kuzeydoğusunda yanardağ faaliyete geçmiş.. Hadi külleri yükseklere fırlatsın hedefimiz 13.000-17.000 metre 🙂
Bu sıralar biz kar mı yağmur mu diye havaya bakarken yer de hareketlendi. Aktif yanardağları seyretmek her zaman heyecan vericidir. Arama motorlarına aktif yanardağ yazılması yeterli.
Merhabalar,
Siteyi uzun süredir takip ediyorum. Meteoroloji bilgim sınırlı olsa da burada geçen tartışmaları ve yorumları okumak bana büyük keyif veriyor. Ancak kendimden katacağım pek fazla şey olmadığını düşünerek bugüne kadar siteye üye olmamıştım. Şimdi ise bulunduğum konum itibariyle ilginizi çekebilecek meteorolojik olayları buraya ekleyebileceğimi düşündüğümden aranıza katılmaya karar verdim.
Bulunduğum yer Türkiye İran sınırının kuzeyinde Ağrı Dağı manzaralı 1950 metre rakımlı bir sınır karakolu. 3 gündür sadece İran sınırında dar bir şeritte etkili olan bir sistem buraya yaklaşık 25-30 cm kar bıraktı. Şu an ise kar durdu, yerini sis ve kuvvetli ayaza bıraktı. Şu an gündüz sıcaklığı -8 derece. Bu gece sanıyorum -20’leri zorlayacağız. Yarın ise batıdan sarkacak yeni sistemi bekliyoruz.
Bu da (Küçük) Ağrı Dağı’nın meşhur Stratocumulus lenticularis’i.
Yorum bölümünü ilk kullanışım olduğundan bir hata yaptıysam mazur görün.
Sevgilerle.
Aramıza hoş geldiniz. Vereceğiniz anlık bilgileri ve göndereceğiniz fotoğrafları sabırsızlıkla bekliyor olacağız.
Manzara süper görünüyor. Bakalım kış sonuna doğru kaç metreye çıkacak kar kalınlığı 🙂
Kolay gelsin.
Burasının kar kalınlığının çok yüksek değerlere çıkmadığı söyleniyor. Bunun iki nedeni var. Başlıca nedeni bulunduğumuz yerin tepelik konumu nedeniyle çok şiddetli fırtınalara maruz kalması. Hava sıcaklığının çok düşük değerlerde seyretmesi nedeniyle de kar birbirine yapışmıyor, toz gibi hemen dağılıyor. Bu nedenle kar aşağı bölgelere dağılıyor. İkincisi de bölgenin yağış performansı zayıf. Sanıyorum bunda da Ağrı Dağı’nın gölgesinde kalmamızın etkisi var.
Bu arada rumuz kısmını ayarlamayı başaramamışım geçen mesajımda, şimdi onu da başardım sanıyorum.
Doğrudur. Özellikle Doğu Anadolu’da yağış kısa mesafelerde çok fazla değişkenlik gösterebiliyor.
Rumuzunuz da daha iyi olmuş şimdi. Teşekkürler.
Hoş geldiniz komutanım 🙂 Öncelikle Allah kolaylık versin. Anlatılanlardan bildiğim kadarıyla oranın şartları hiç kolay değil…
Fotoğraflar mükemmel görünüyor. Raporlarınızı her zaman bekliyor olacağız. Güncel hava olaylarını ana sayfadaki ilgili başlığa, diğer şeyleri Atış Serbest’e yazarsanız çok daha iyi olur, teşekkürler. İyi görevler.
Şahane oradan da bir gözlemcimiz oldu !
Havadelisi ailesi büyüyor. Maşallah. 😀
325. kısa dönem askerliğimi Ağrı Dağı’na yakın bir konumda olan Telçeker Karakolu’nda yapan biri olarak, özellikle Ağrı Dağı’nın beyazlar içerisindeki enfes manzarasında nöbet tutmak benim gibi havadelisine hiç de zor gelmemişti. 🙂 Askerlik dönemimde, özellikle
Martmart veNisannisanAyları’ndaaylarında muazzam fırtınalara şahit olmuştum. Şartlar gerçekten çok zordu ama havadeliliği işte, -25 derecede bile bir daha böyle bir soğuğa şahit olamayacağım diyerek kendimi çok avuturdum. 🙂 Güzel fotoğraflarınızı bekliyor olacağız. İyi görevler komutanım, sağlıcakla kalın…Karaisalı istasyonu 230, Kozan istasyonu 112 metrede. Adana, Ceyhan ve Tarsus’taki istasyonlar ise 20 ile 70 metre arasında değişen yüksekliklerde kurulu. 16 Aralık saat 02:30 civarlarında sıcaklık durumu böyleydi;
Karaisalı 5, Kozan ise 7 derece ama ovadaki istasyonlar 0 dereceye yaklaşmış, sabahki minimum sıcaklık haritasına göre de İncirlik 0 , Adana ise 1 dereceyi görmüş gece sonunda;
Enverziyon gibi gelmiyor bana bu durum. Çünkü Tarsus, Adana ve Ceyhan’daki istasyonlarla karşılaştırınca ne Karaisalı ne de Kozan çok yüksek yerler. İkisinin de hemen ardlarında Toroslar yükseliyor. Enverziyon varsa, bu enverziyon Karaisalı ve Kozan’ı da etkilemeliydi, çünkü ikisi de ova yerleşimleri ve çevresine göre fazlasıyla çukurda. Denize bu kadar uzak olmalarına rağmen Tarsus’tan da Adana’dan da Ceyhan’dan da yüksek gece sıcaklıkları var. Bu haritalarda çok sık karşılaştığım bir durum.
Çok ilginç.
Fazla rakım farkı yok evet ama soğuk (ve dolayısıyla yoğun, ağır) havanın eğimden ötürü ovanın merkezine doğru akması da söz konusu olabilir. Bir tür “gravity wind”. Emin olamadım ben de.
Benim aklıma
bişeybir şey takıldı. MGM’nin internet sitesinde “son durumlar-Türkiye” yaptığımızdayadaya da iller bazında baktığımızda saatlik güncellemeler oluyor. Bunun radar ürünleri gibi belirlibiraralıklarla güncellemesi olamaz mı?yadaYa da bunun yapılmasızormudurzor mudur?.Hiç zor olmamalı. Özellikle de artık hemen her yerde otomatik ölçüm yapıldığını göz önüne alırsak… Ama yapılmıyor. Saatte bir, havaalanları yarım saatte bir güncelleniyor.
16 Aralık 1968 tarihli Günaydın gazetesinden; “Yakında İstanbul’da kar görmek hayal olacak…”haberi;
“Soğukluk sıfırın altında 13 dereceye kadar düşmüştür”.Çok alışık olmadığımız bir tabir.Ayrıca 2 milyon nüfus varmış o zaman.Bizim şef olayı o tarihte çözmüş hemen fabrikalar ,bacalar.
Bu haberde bir yanlışlık var. 1930 yılını inceledim, bırakın 150 cm’yi, 15 cm bile yapacak bir sistem yok ortalıkta. Sanırım 1929 dan bahsediyor. Bugün de bir çok insan 1985 yada 1987’yi unutup 1986 ile karıştırıyor ve
bir çokbirçok kez forumlarda bunu gördüm.Haber başlığında 1930’da demiyor. 1930’larda diyor.
Burhanettin Bey 60’lı yılların Orhan Şen’i gibi geldi bana 🙂
Haftanın hava durumu aşağıdaki gibi gerçekleşecektir. Nokta..
🙂
Perşembe günü ve sonrasındaki soğuk hava sistemi yaklaşık ne kadar sürer?
Dün gece istasyonumun en düşük sıcaklığı 2.8 dereceye kadar inebilmiş. Ancak sabah işe giderken çimenlerin üzerinde kırağı oluşmuştu ve küçük su birikintileri donmuştu. Neden böyle olmuş olabilir? 🙂 Cevap vermezseniz istasyonumu çöpe atacağım 😀
Bende de aynısı oluyor.Bu sabah sıcaklığını istasyonuma göre en düşük 3.1 dereceydi ama arabaların üstü buzla kaplanmıştı.Kar yağınca da aynısı oluyor.Sıcaklık 2-3 derece ama lapa lapa kar yağıyor bir bakmışsın arabaların üstü beyaz olmuş bile:)
Tamam dün gece enverziyon vardı ama o da bir yere kadar 🙂 Ben radyasyon siperinden şüpheleniyorum. Siperin üzerinde fan olmadığı için rüzgarsız havalarda hava sirkülasyonu olmuyor. Ayrıca yine fansız siperlerin güneşten 1.5-2 derece etkilendiğini düşünüyorum.
Davis 5 farklı radyasyon siperini karşılaştırmış. Fanlı ve fansız siperlerin arasındaki fark açıkça belli oluyor.
Bes_Farkli_RadSpr_Karsilastirma.pdf erişimi için tıklayın
En iyisi adam gibi bir Davis istasyonu almak ama fiyatları 2 binden başlıyor.
O da çok para be abi 🙂
Okul bitsin,
RizeninRize’nin bir köyünekuracamkuracağım. MGM veriyi benden alır :)))Sadece sizin istasyonlarda değil, genel bir problem olabilir bu. Yüzey, ışımayla ısı kaybından dolayı havadan daha soğuk olabilir ama bu durum bence de biraz farklı. Bugün Ankara Keçiören istasyonunda günün en yüksek sıcaklığı 3.5 derece ölçülmüş ama perşembe günü düşen kar taneleri hala çatıların gölge taraflarında duruyor şehir merkezinde.
İstasyonunla ilgili bir sıkıntı yok. Dursun durduğu yerde 🙂 Açık havalarda hava sıcaklığı ile topraküstü sıcaklığı arasında yer yer 4-5 derecelik farklar görülmesi normaldir. Bu adresten takip edersen özellikle havanın açık olduğu gecelerde minimum hava sıcaklığıyla toprak üstü sıcaklığı arasındaki farkın nasıl açılabildiğini görebilirsin.
İstasyonumu affediyorum 🙂 Ne yalan söyleyeyim ona fazla dikkat etmemiştim 🙂 Çok teşekkürler. Yine aynı zamanda cephe sistemlerinde düşük değerler gösteren 150 metrelik Akatlar istasyonu da dünü en düşük 3.2 derecelik sıcaklıklarla kapatmış. Kartal istasyonunda ise minimum sıcaklık 1.1 derece olmasına rağmen toprak sıcaklığı -2 dereceye kadar düşmüş.
Cumulonimbus’un söylediklerine ise kesinlikle katılıyorum. Siperler güneşten kesinlikle etkileniyorlar.Tabloda rüzgar hızına göre sıcaklık hataları yer alıyor.
Sıcaklık Artışı (Derece F)
Çapraz Rüzgar (mph) = 0.45 0.90 1.80 2.70 4.50 6.70
Sıcaklık(derece F) = 10.6 5.6 4.4 2.2 1.3 0.7
En doğru veriyi yakalamak için ancak böyle bir şey denenebilir
http://users.otenet.gr/~meteo/project_stevenson-screen-box.html
İstanbul’da geceler çok soğuk geçiyor deniz suyu soğuması için çok iyi bir dönem. Ozan abi
şuanşu an normalde deniz suyu kaç derece olması gerekiyor ?Aralık ayı sıcaklık ortalaması 15 Aralık itibariyle 8C civarında gerçekleşmiş. Uzun yıllar ortalamasının 8.5C olduğu ve Aralık’ın daha soğuk olan ikinci yarısına yeni gireceğimiz göz önüne alındığında, bu kadar sıcak geçen sonbahar sonrası rahat bir nefes alabileceğimiz gibi bir mana çıkarılabilir. En azından sıcak sonbahar-sıcak kış değil de, sıcak sonbahar-soğuk kış başlangıcı gibi bir senaryo gerçekleşiyor gibi görünüyor. Önümüzdeki hafta perşembe gibi beklenen ve bir müddet kalacak gibi görünen soğuklarla birlikte bu ortalamaların daha da düşmesi beklenebilir.
Özellikle bu kadar soğuyan Doğu Avrupa ve İskandinavya’nın üzerinde ısrarlı bir YB oluşması ne kadar mümkün olur bu önemli? Ayrıca Sibirya bu sene hop oturup hop kalkacak gibi görünüyor. Her ne kadar deniz sıcaklıkları son iki haftada önemli ölçüde düşmüş olsa da halen ortalamalara nispeten oldukça yüksek görünüyor. Kısaca tam kıvamında bir kış geçecek gibi görünüyor bana göre.
Özellikle istatistiklerin adamı Santiago’dan bu konuda yorumlar bekliyorum. Şimdiye kadar geçen Aralık sürecinin kışın geri kalanına etkisi nasıl olabilir? En azından aşırı sıcak ısrarı kırıldı diyebilir miyiz? Ne dersiniz?
Bir göz atalım 🙂
Ilık geçen Kasım ayından sonra Aralık ayının da ılık geçme ihtimali burada: https://havadelisi.com/2012/04/21/soguk-kistan-sonra-bahar-sicak-mi-olur/ daha yüksek görünüyor.
TabiTabii bu bir istatistik, yani bazı yıllar bu ilişki gözlenmeyebilir. Aralık ayı sıcaklıklarının takip eden Ocak ve Şubat aylarına etkisine bakmak için ise yeni bir çalışma gerekiyor.Van’da 4 mevsim.Mükemmel olmuş, bakmanızda yarar var.
http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/ayni-yerde-dort-mevsim.html
Dün gece İstanbul’un özellikle vadide kalan yerleşimleri dondu.Sıcaklıklar bazı yerlerde -5 dereceyi dahi gördü.Benim 153 metrelik oturduğum yerde ise 1 derecenin altını bile test edemedi 🙂
En düşük minimum sıcaklıklar Top 5:
Kemerburgaz: -5.8
Ömerli: -4.2
Samandıra: -3.8
Kilyos: -2.7
Şile: -2.3
En yüksek minimum sıcaklıklar:
Kadıköy: 3.2
Şaşkınbakkal: 2.9
Balmumcu: 1.8
Kartal: 1.6
Bayrampaşa: 1.3
Ya bu arada yazmayayım diyorum ama dayanamıyorum 🙂 MGM yine çuvalladı. Dün gece için Çatalca’ya -3, AHL’ye ise 3 derece vermişlerdi.Bunun gerçekleşmeyeceği çok aşikardı. Anlamıyorum, bütün gün bunlarla uğraşan birileri için defalarca bu tip hataları yapmak nasıl bir durumdur acaba? Yanlış anlamayın bu sadece küçük bir örnekti, ancak bu tip durumlar çok sık yaşanıyor. Sabahtan akşama kadar bizim göremediğimiz detaylarda verileri inceleyen kişilerin bence üst üste bu hataları yapmaya hakkı yok.
Başakşehir de yılın ilk kırağısına kavuştu. Sabahleyin öyle güzel bir soğuk vardı ki işe gidinceye kadar hep derin nefes aldım 🙂 Umarım bu soğuk yağacak karların da habercisi olur.
Evet yapılmaması gereken hatalar gerçekten. Ancak biz her defa görüyoruz, konuşuyoruz ama maalesef değişen bir şey yok… MGM bildiğini yapıyor. Bu iş biraz olsun ciddiye alınmalı!
Eleştirilere büyük ölçüde katılıyorum. En azından büyük şehirler için tahminler daha özenli olmalı. Bununla birlikte ilçe tahminlerini incelemedim ancak AHL tahmini 1 derece idi. Ölçülen -1.3. Yuvarlayınca -1 ediyor ki MGM’nin Avrupa meteoroloji standardlarına göre +2, -2 kriterine uyduğundan bu tahmin doğru olarak değerlendirilecek. +2, -2 standardıyla ilgili tartışma geçen yıl da yapılmıştı. Linkini bulursam yollayacağım.
Bir amatör olarak soruyorum; bu kütlenin bize etkisi olur mu?
Olmaz, çünkü, bakın onun tam sol altında ılık hava var ve “hoop dur bakalım nereye iniyosun bilader” diyor soğuk havaya…
Teşekkürler.
500 mb haritası nasıl ki ? Bence olmaz gibi ama 500’ü de görsek iyi olur
Pazartesi hava soğuk olduğu için kar başlayıp sonradan yağmura dönecek gibi.
SonradaSonra da bekle artık kara dönsün diye.