Senaryoların ‘düzenliliğinden’ bahsediyorum. Hepsi nerdeyse birbirleriyle uyuşuyor ve kararlı gibiler… Böyle bir görüntü bu sistemin habercisi olabilir mi =?
Şu adresteki görüntüyü paylaşman senaryoların uyumu hususunda (daha uygun bir sözcük) daha iyi fikir verecektir. Gördüğün üzere, son GFS ana çıktısı soğuk senaryolardan, bir sürü de sıcak var. Senin paylaştığın haritalarda Azor’un uzantısı olan yükseğin güney enlemlere soğuk hava çekeceği net gibi, ama o soğuk bize doğru gelir mi orası henüz tam belirli değil.
Evet soğumaya doğru bir gidiş var gibi ama makası epey açmışsın be 🙂 Azcık daha beklememiz icap ediyor, sonra sevinebilirsin.
Berat
Biliyorum hocam 🙂 19 Aralık’a kadar takibe devam bakalım daha neler göreceğiz 🙂
havaankara
Hocam, bir de AB’ler tabiri caizse otoban yapmış Akdeniz civarını modellerde. Şu anda sıcak sıcak çıkmakta olan 18Z çıktısında da yeni AB oluşumları var. Bunları da göz önünde bulundurup özellikle yağış konusunda çok fazla şey söylememek lazım.
havaankara
GFS ve ECMWF’nin 168’den sonrası için ortalama sıcaklıkları. Benzer görüntüler sunmaları beni mutlu ediyor. Ayrıca Londra’nın basınç tahminleri:
Bunlar da 20’si civarlarında basınç yükselmesini işaret ediyorlar. (Londra’yı baz almak çok da doğru bir şey değil aslında. Ama orada YB olması bizim için güzel bir haber. Ve böyle zamanlarda böyle dayanaklara ihtiyacımız oluyor)
Kısacası şu anda 7 günden sonrası için güzel görüntüler var. Ama lütfen geçen yılı hatarlayalım, daha bir hafta öncesini hatırlayalım. Görüntülerin nasıl değişebildiğini hatırlayalım. Bu görüntü inşallah değişmez. Ama en küçük oynamalar bu görüntüyü değiştirebilir. Benim tahminim değil beklentim Aralık bitmeden Ankara’da güzel kar göreceğimiz şeklinde. Ama diyagramlarda kararlılık var diye illa olacak diye bir kaide de yok. Diyagramları göz önünde bulunduralım, ama diyagram da sonuçta GFS çıktısı. En güvenilir çıktısı olan ana çıktı bile 5-6 günden sonra nasıl dönüyor ki, başlangıç koşulları değiştirilerek daha düşük çözünürlükte üretilen diğer çıktılar dönmesin.
Tamam, hepimiz kar bekliyoruz. Tamam, şu andaki göstergeler güzel. Ama sükut-u hayale uğramamak için biraz daha bekleyelim. İp şeklinde diyagramlar bile 2 çıktıda değişebilir. Bunu da akıldan çıkarmayalım.
İstanbul Balmumcu’da gecenin en düşük sıcaklığı +12 derece olmuş. Birkaç gündür kombiyi hiç yakmadık. Kim ne derse desin bu havalar çok güzel (ve hesaplı). Zaten kar yağmadığı ya da yerde olmadığı müddetçe soğuğu hiç sevmem. Yağışlar da ufukta gözüktü, bir problem yok, havalardan memnunum 🙂
Aslınız ortaya çıkıyo işte böyle pis ılıkçılar sizi, elinizden gelse bütün kış kombiyi yaktırmazsınız, gelsin lodos gitsin yüksek basınç keyfinize bakarsınız siz…
gvm
arkadaşlar lütfen şu ılıkçıların, modelcilerin tuzağına düşmeyelim. bunların amaçları zaten aramızda fitne çıkarmak. sinerji yaratalım, moralimizi bozmayalım. üstat diyorsa kar yağar zaten.
😀 😀
Erdem
Tüm kar severler aynı düşüncelere mi sahip olur ya! tamamen katılıyorum, kar yoksa soğuğa hiç gerek yok, kar varsa soğuk büyük bir zevk…
ALKIM
Bu arada aşağıya bir sürü yazmışsınız. Bu sistem(ler)i ilk ben gördüm. 21-31 Aralık’ı kapattım. Sahiplenmeye kalkmayın sakın ola. 🙂 Ayrıca olur da 3 gün sonra modeller çark eder, ılıkçıların gazabına uğrarsa bu kışı kaybettiğimizi iddia etme hakkını saklı tutuyorum bilesiniz. Olur da soğuklar GFS’in akşam modelinde yer aldığı üzere uzun süreli ve mevsimine uygun(abartılı olmayan) şekilde gerçekleşirse yoğurtlu dönerlerimi isterim. Aşağıda gördüm bir kaç ılıkçı kendi ürünleri olan ECMWF’i bile abartmakla itham etmeye başlamışlar bile. Ayrıca AO gibi mukaddes bir terimi ağızlarına almışlar ki kendilerine teessüf etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Yoldaşlarım lütfen bu ılıkçılara itibar etmeyiniz. Maksatları ürkütmek, yolundan çıkarmak, Aralık’ı ılık geçirtip tüm kışı heba etmekten ibarettir. O çalışma da Aralık’ın ılık geçeceğini tahmin ettiklerinden tüm kışı mutsuz geçirmemiz için hazırlanmıştır. Soğukçular olarak totemimizle, sinerjimizle ve inancımızla evelallah hakkından geleceğiz. İlk 180’e -6’yı soktuk. Biraz daha gayret edersek niye -8ler, -10lar, hatta -12ler girmesin değil mi soğukçu yoldaşlarım. Ve hatta neden omega blocking olmasın! Ha gayret. 🙂
Çok etkileyici bir düzeltme helal … Uyarılar dikkate alınıyormuş demek ki … Melik Bey sağ olsun 🙂
Melik Ahmet Taştan
Yok bu sefer benim fazla bi katkım olmadı, demek ki klimataloji şubeden blogu takip ediyorlar. ALKIM’a teşekkür etmek lazım hem hatayı buldu hem de kliple gereken mesajı verdi.
Yalnız Devrim Bey’in bahsettiği bölge müdürlükleri ve genel merkez tahminlerinin tutmadığı yönündeki sorunu yetkili makamlara ilettim, inşallah o konuda yeni bi düzenleme yaparlar.
Burayı takip ettiklerini sanmam, welbane ve Alkım‘ın yazılarından sonra ben e-posta gönderdim… Cevabını da şurada paylaşmıştım.
Melik Ahmet TAŞTAN
Hocam mektup var diyince ben blogdan görüp yazdılar sandım. DMİ personelinin sıkca bulunduğu facebook sayfalarına arada bir blogun linkini koyuyorum. Ordan görüp bir iki arkadaş girip “feyz” 🙂 almıştır diye düşündüm ama yanılmışım….
ALKIM
Tahmin ettiğimden hızlı davranmışlar. Kaymak yaramış MGM’ye. 🙂
cemal
Çok şaşırdım doğrusu. Sizleri ve görevini ciddiye alarak yanlışı düzelten klimatoloji şubedeki arkadaşı tebrik ederim.
teşekkürler. ben de mgm sitesinden takip ettim hatta iç anadolu, marmara ve karadeniz’de 3 dereceyi aşan negatif yönde azalmalar olmuş. yaşasın soğukçular
Murat Demir
Arkadaşlar internette gezinirken yarım saat doyasıya baktığım fotağraflara rastladım. Sizlere de tavsiye ederim.
Bunlardan şu sitede, Galeri->Kar ve Erzurum bağlantısında bir sürü var.
grhc
1982 yılının yılbaşında çok güzel kar yağmıştı Bursa’ya Çekirge Caddesi kapanmıştı, ahhh nerede o güzel günler
ALKIM
20 Aralık sonrası için ECMWF’in de (şimdilik) desteklediği güzel basınç yerleşimleri ve yağış durumları söz konusu. İleri bir tarih olduğundan model çıktılarını koymaya gerek görmedim ki bir çoğunuz zaten takip ediyordur. Sıcaklıklar kar yapmaya yeter mi bilmiyorum ama haftasonuna kadar bu beklenti değişmezse heyecanlanmaya başlayabiliriz.
faseay
Modelleri ben de inceledim. Özellikle 21 Aralık’ta neredeyse Orta Afrika’ya -4’ler girecek, koridor açılmış. Koridorun sağı da solu da neredeyse +10’lara çıkmış. Sanki sıcak bir yere toplanınca soğuk havanın kaçması daha kolay oluyor.
Murat Duman
Geldikleri gibi giderler …
Hans von Warmer
Berat
19 aralığa kadar takip edeceğim (19 aralık sonrası için güzel bir soğuma trendi bekliyorum) GFS ve diğer modeller her güncellemede soğuma eğilimini artırıyor ve yağış olduğunda akdeniz ve ege’nin iç kesimleri, marmara’nın güneyi, batı ve orta karadeniz’in iç kesimleri, iç ve doğu bölgelerimiz için direkt olarak kar görebileceğimiz bir yağış oluşturacak soğuklar bunlar, evet görüntüler gayet güzel ama şimdiden takip etmek lazım sonra bu sistem niye gelmedi demeyelim… 🙂
ECMWF de, GFS de 18 Aralık’tan itibaren güney enlemlere soğuk akışı öngörüyor. Hani çok meşhur AO’muz var ya, alaylı amatör meteorologların olmazsa olmazı, onun eksili değerlere inmesiyle gelen cinsten bir soğuk hava dalgası.. Buna halk arasında polar koridorun açılması da deniyor.. Batı Avrupa ve İskandinavya yüksek basıncın etkisine girdiğinde Doğu Avrupa’ya soğuk akışı kaçınılmaz oluyor..
Ayrıca ECMWF’nin son modelindeki 20 Aralık sonrası senaryolar bence hayli ütopik.. Dayı oğluna söyleyeceğim böyle fantastik çıktılar koymasın artık, burada tanıtıyoruz arkasında duruyoruz ama bir yere kadar 🙂
Bu da son çıktısındaki, kar delilerini kahredecek siklonik oluşum.. Kuzey-Ege Marmara hattından Karadeniz’e çıkış..
Bulgar bi hava delisi var, Hristov, araya adam koymuştur, yoksa o siklon Antalya’dan çıkar.
Ankaragücü
Şerrrefffsizzzz Hans yine akşam modellerinde yaptı yapacağını.. Önüne gelene mavi boncuk dağıtıyor… 🙂
Ankaragücü
Bu arada diagramlar çok iç açıcı değil. Yağış vaad etseler de akşam ana çıktısı yine en soğuk senaryo olarak görünüyor. Tekrar bir hayal kırıklığı yaşamak süpriz olmaz.
devrim
yerleri de ıslarmış, kedi canını yerim senin:) bu sabah izmir:
Melik Ahmet TAŞTAN
Maşallah Maşallah :))
huseyin
Evet arkadaşlar, aralığın sonuna kadar görünün tahminlere göre ne kar var ne soğuk, sanırım 20 gün ya da daha fazla bir süre karsız sıcak günler geçiricez, eylül’den beri bütün dünyadaki kuruluşlar accuweather da dahil olmak üzere bu kış bölgemiz için sürekli uyarılar yaptılar, linkte okursanız Yunanistan da dahil olmak üzere bu bölgenin efsane bir kış geçirmesi gerekiyordu, ama Aralık’ın ortasına geldik ve bahardan kalma günler yaşıyoruz resmen ve ileri vadeli 15 günlük tahminler için de kış belirtisi yok gibi. Ben son 2 senedir meteorolojiyi takip ediyorum, henüz “hiçbir” tahminin tuttuğunu görmedim, sanırım babadan kalma ya da yelkencilik yaptığım zamanlarda öğrendim, klasik tahminlerle anlamaya çalışıcam havayı, acaba benim şansıma mı 2 senedir tutmuyor tahminler, öncesinde tutuyordu ya da iklim şekli değişti de yeni iklim şeklini eski tahmin sistemimizle anlayamıyor muyuz artık? Bu arada ben 2 senedir izliyorum ama çocukken yaklaşık 20 yıl önce falan yapılan tahminler doğru çıkıyordu.
Şimdi ne oldu da tahminlerin hemen hepsi tam tersi çıkıyor ?
Epey yanlış anlamışsınız tahmin meselesini. Günümüzdeki tahminler 20 yıl öncekilerden elbette daha iyi. 20 yıl önce model çıktılarını internetten göremiyordunuz ve sallamacıların 15-20 günlük “tahminlerini” okuyamıyordunuz. Bu nedenle o zamanki 1-2 günlük tahminler genelde tutuyordu, hatırladığınız bu. Şimdiki 1-4 günlük tahminler ise hep tutuyor.
Mesela bugünden itibaren 20 gün daha karsız sıcak günler geçireceğimizi bilemezsiniz. Bunu kimse bilemez. 10 gün sonraki görüntü bir anda değişebilir çünkü (daha yeni oldu, hepimiz bugünler için soğuk beklerken ters köşe olduk). 20 gün sonrayı kimsenin bilemeyeceğini, ve bunun nedenlerini anlamak, iyi bir tahminci olmanın ilk şartıdır.
Mevsimlik tahminler, adı üzerinde, bütün bir mevsim için yapılır. Aralık’ın ilk 20 gününün mevsimlik tahminlere uymaması hiçbir şey ifade etmez. Ha, Ocak sonuna kadar sıcak geçmiş olur, o zaman tamam.
huseyin
Bilgi için teşekkür ederim, evet eskiden 1-2 günlük tahmin olduğu için doğru çıkıyordu sanırım, o zaman bekleyip görücez 🙂
ozan DENİZ ETKİSİ
Bir hava sitesinde müthiş bir kar geliyor gelmiyor kavgası var 🙂 İnanamadım.
ariftarif
Aslında bu mevsimde sizin deyiminizle bir hava sitesinde olması gereken de dolar çıkacak altın düşecek şeklinde bir tartışmaydı herhalde 🙂 Bir kavga da yok üstelik ortada. Bu olsa olsa aralık ayının kalan bölümünde İstanbul gibi yerlere kar yağma olasılığının azaldığını kabullenenlerle kabullenemeyenlerin düştükleri fikir ayrılığı olabilir bana göre…
Bu tip atışmalar genelde atmosferin sakin ve diyagramların kırmızı çizginin üstünde ip gibi olduğu durumlarda tavan yapar, haftaya tansiyon azalır biraz, sistem-yağış vb. yüzünden..
Eğer ki Şubat ayına kadar sağlam sistem alamazsak asıl meydan muharebeleri o zaman başlar “Ilıkçılar vs Soğukçular” 🙂
Semih
Tuzla’da sıcaklık utanmasa 20 dereceye vuracak! 😀 18,8 dereceye tavan yaptı birden sıcaklık!
Bu gördüğünüz 20. yüzyıl başında Kütahya’da imal edilmiş bir barometre;
Bu da 1901 yılında yapılmış, o günkü İstanbul’u gösteren bir harita. Aslında Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını gösteren daha büyük bir duvar haritasından detay;
Ne deniyor o tür haritalara bilmiyorum ama yer şekillerini kabartılarla gösteren güzel bir haritaydı.
İstanbul dışında Şam, Sana’a, Bağdat, Selanik ve Bursa, yani imparatorluğun önemli kentlerinin planları da vardı İstanbul’unki gibi detaylı olarak.
Fotoğraf makinam yanımda yoktu, cep telefonumla çektiğimde kalitesi düşük bir görüntü olacağı için haritanın tamamını çekmedim. Fakat internette buldum. Bu da çok kaliteli değil ama bir fikir verir hiç değilse…
Alıp evime götüresim gelmedi değil 🙂
Görmek isterseniz Sultanahmet’teki Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde (İbrahim Paşa Sarayı).
dikkatimi çeken marmara denizi’ne marmara denizi yazmışlar, diğer denizlere “bahr-i” ön ekli isimler kullanılmış. bahr-i siyah (karadeniz) 🙂
KRAL
9 Aralık 2011 Cuma günü Gaziantep’te etkili olan kar yağışı sırasında ve sonrasında çektiğim resimler aşağıdadır. 🙂 İnşallah tüm kış boyunca bu manzaraları bol bol görürüz. 🙂
Çok teşekkür ederiz. Az buz da yağmamış ha. İstanbul’da da güzel lodos var şu an, şerbet gibi hava 🙂
KRAL
Bir şey değil. Evet iyi yağdı ama ertesi gün şehir merkezindeki karlar eridi. Yükseklerde hala var ama. En kötüsü bu kadar olsun bu kış 🙂
hava ankara
Güzel resimler, teşekkür ederiz.
Ben de haftasonu Antep’teydim. Keşke Cuma gününden varsaymışım dedim Cumartesi sabahın ilk ışıklarında çevredeki karı görünce. Cuma günü Ankara’ya yağan kar sadece göstermelikti. Antep’e iyi yağmış ama.
Merkezde daha çok yağmur yağışı oldu ama oturduğum semtte (Altındağ) kar vardı.
devrim
benim de bir sorum olacak izninizle. merkezin yaptığı tahminle bölgenin yaptığı tahmin neden birbirini tutmaz dmi’de?
mesela; yarınki genel tahmin:
manisa’yı ve muğla’yı da içine alan bir yağış beklentisi verilmiş. bir de izmir bölge’nin tahminine bakalım:
izmir’in güney kıyı şeridi hariç yağıştan eser yok. kurum içinde bu kadar tutarsızlık normal mi?
Melik Ahmet Taştan
Normal şartlarda bu tür yanlışlıklar olmasın diye 5 günlük tahmin hazırlandığında bölgeler telefonla aranır, görüş sorulur ve ardından ortak bi noktada buluşulur.
Burda bi hata olduğu kesin ama bazı noktalarıda açıklığa kavuşturmak lazım.
1. Tahmin periyotları farklı
2. Muğla ilinden bahsetmişsiniz, Muğla, İzmir bölgeye değil Antalya’ya bağlı.
gvm
skiron da yarın için izmir ve çevresine yağış vermemiş.
Mehmet ÜNLÜER
Dikkat edersen İzmir bölgesel tahmin merkezinin tahmini 18:00’den 18:00’e kadar, analiz merkezinki ise 24:00’e kadar. Yağışlar 18:00 ile 24:00 arası bekleniyor demek ki.
devrim
bu sabah yapılan tahminlerden örnek vereyim hocam beni daha iyi anlayacağınızdan eminim.
12 aralık günlük genel tahmin:
bu da izmir bölgenin tahmini:
bu da antalya’nın tahmini:
sözün sonunda istanbul bölgenin tahmini ile genel merkezin tahmininin uyuştuğunu söylemek lazım.
Berat
Oof oof… Nerede o 5 sene önceki Azor-Sibirya birleşmesi.
welbane
Nasıl bilmiyorum ama MGM’ye göre İstanbul 2011 Kasım ayı sıcaklığı ortalamanın üstünde. Bu durumda Santiago’nun analizinin dayanağı geçersiz hale gelmiş olur mu? Yağışta da Marmara, tabii ki Ege, Akdeniz ve İç Anadolu ortalamanın epey altında; Karadeniz ve Doğu’da ise durum nispeten daha iyi. 2010 Kasım’ını nasıl korkunç bir kuraklıkla geçirdiğimizi unuttuğumuz için bu 2011 Kasım’ı bize çok kurak geldi. Halbuki geçen kasım daha kötüymüş, kurak kasımlar kural olmaya başladı, bu kış da iyice garip ve sıkıcı olmaya…
ALKIM
http://dmi.gov.tr/veridegerlendirme/sicaklik-analizi.aspx linkindeki Marmara Bölgesi başlığı altında yer alan
“Ortalama sıcaklıklar bölgenin büyük bir bölümünde mevsim normalleri civarında gerçekleşirken; bölgenin güney kesimlerinde mevsim normallerinin altında, İstanbul dolaylarında ise mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. En düşük ortalama sıcaklık 4,3°C olarak Bilecik’te, en yüksek ortalama sıcaklık ise 8,9°C olarak Florya’da gerçekleşmiştir.”
ifadesine dayandırıyorsan sayısal veriler yer almadığından bunu çok inandırıcı bulmadım. 8,9 derecelik ortalama sıcaklığın Florya için dahi mevsim normallerinin üzeri olacağını sanmıyorum. Benim dikkatimi çeken farklı bir konu vardı ki( son verilerin Göztepe istasyonuna değil de AHL’ye ait olması ) onu da ilgili başlık altında belirttim. ( https://havadelisi.com/2011/11/25/yuksek-basinc-soguk-kasim-yeni-bir-efsane-gelir-mi/#more-4695 ) İstanbul’daki istasyonlara ait Kasım ayı verileri ve bu değerlendirmeye neden olan uzun yıllar ortalamalarının neye göre belirlendiği ile ilgili Melik Bey’den yardım alabilirsek konuya açıklık getirebiliriz. Aşağıdaki haritanın da hatalı olabileceğini düşünüyorum.
Ankaragücü
Hahahaha.. Şaka gibi.. Sanki İstanbul’a garezi olan biri hazırlamış bu haritayı. 🙂
Çok dikkatsizce yapılmış ve yanlış bir analiz olduğu belli oluyor, DMİ’nin resmi internet sitesinden yayımlanmış olması da gayet üzücü. Melik Bey gerekli uyarıyı yapacaktır.
Florya’da (DMİ’nin kendi verilerine göre) 1936-2011 arası Kasım ayı ortalama sıcaklığı 11.44 derece (kesikli çizgi). Şu durumda Florya 8.9 derece ile ortalamanın tam 2.54 derece altında kalarak cidden soğuk bir Kasım geçirmiş oluyor. Bu da 2011 Kasım’ını Florya’da son 75 yılın en soğuk 6. Kasım ayı yapıyor.
Eline sağlık, pes dedirten daha ne hatalar göreceğiz acaba…
ihsan
Günlük ortalama sıcaklık hesabı yapılırken, 24 saatlik dilim içinde gerçekleşen en düşük ve en yüksek sıcaklık değerlerinin toplanıp ikiye bölünmesiyle ortaya çıkan değeri baz alıyorsa DMİ bana sorarsanız en büyük hatayı zaten burada yapıyor. Günlük ortalama sıcaklık hesabı “zaman” dikkate alınmadan yapılırsa kesinlikle hatalı sonuç veriyor zira. Örneğin; En yüksek sıcaklık 15C, en düşük sıcaklıkda 5 derece ölçüldü diyelim herhangi bir merkezde. Bu durumda ortalama sıcaklık 10C demek kesinlikle yanlış. , O günkü sıcaklık değerlerini saat saat takip edip günün kaç saatinin 15C de kaldığı, kaç saatinin 10C de kaldığı ve arada geçen zaman dilimlerinde kaç saat diğer sıcaklık değerlerinde kaldığı göz ardı edilerek yapılan her türlü hesaplama yanlış sonuç verir. Diyelim ki aynı gün sıcaklık 3 saat boyunca 15C iken sadece 1 saat boyunca 5 dereceyi gösteriyordu. Buna karşılık 4 saat 14C, 4 saat 13C, 3 saat 12C, 2 saat 11C, 2 saat 10 derece, 1 saat 9C, 2 saat 8C, 2 Saat 7C, 3 Saat 6C idi. Bu durumda ortalama sıcaklık sizce ne çıkar dersiniz? Acaba 10.0C mi? Yoksa daha farklı bir rakam mı buluyorsunuz?
Burada elde ettiğiniz 252 rakamını 24 saate bölerseniz karşınıza 10.5 diye bir değer çıkacaktır. Bu değer o günün o merkezki gerçek ortalama sıcaklığıdır.
Haklısınız ama DMİ’nin ortalama sıcaklığı sizin eleştirdiğiniz yöntemle hesapladığı yönünde bir bilgimiz yok, öyle olduğunu varsaymadan önce onlara sorsak daha iyi ederiz.
ihsanYazıyı Yazan
Açıkcası ben kendilerine bunu sordum. Ancak, henüz bir yanıt alabilmiş değilim.
Melik Ahmet TAŞTAN
Hocam bu tür verileri Klimatoloji Şube Müdürlüğü paylaşıyor. Yarın hem hesaplama yöntemleri hem de İstanbul’un neden bu kadar farklı sonuçlar verdiğini sorarım.
Bütün illere bakmadım ama İstanbul’da böyle 2.5 derecelik bir soğuk anomali varken Marmara’nın diğer yerlerinin “normale yakın” çıkması da mümkün değil… Ki karasal Kayseri bile süper soğuk çıktı… Bence kullanılan “normallerde” ciddi bir hata var. Merak ediyorum ne diyecekler.
Mehmet ÜNLÜER
İhsan bey tabii ki (max+min)/2 şeklinde yapılmıyor. Termograf’dan her saatin değeri okunur, deftere yazılır, bunlar toplanıp 24’e bölünerek, günlük ortalama sıcaklık hesaplanır. Termograf, Barograf, Higrograf, Anemograf, Plüviograf gibi yazıcı aletlerin kayıt etme özelliğinden yararlanılır. Hatta yazıcı aletlerin sürtünme nedeniyle yanlış değer göstermesi olasıdır, bu yüzden direkt okunan alete göre icra edilir. Örneğin aynı siper içinde bulunan termometre ve termograf değerleri günde 3 kere mukayese edilir. Son zamanlarda yaygınlaşan otomatik istasyonlardan (Awos) dakikalık verilere göre de ortalama sıc. hesaplanabilmektedir.
ihsan
Hem ilginize, hem de verdiğiniz değerli bilgilerinize teşekkür ederim. Meteoroloji ile ilgisi sadece amatör bir meraklı hatta takıntılı bir deli kıvamında olan şahsım adına sevindiğimi bildirmek isterim.
Hocam, siz nasıl düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben gerçekten DMİ’nin geleceğinden ümitliyim. Melik Hoca başta olmak üzere eleştirilerde belirtilen hususlara cevap vermeleri ve bunları düzeltmeye çalışmaları bana bu ümidi veriyor. Bol bol eleştirelim, ama yapıcı olarak eleştirelim ki DMİ daha iyi olma adına önemli işler yapsın.
İhsan
Demek ki neymiş? Teknolojiniz ne kadar iyi olursa olsun, insan faktörü hepsinden daha önemliymiş.
Trakyalı
Bugünkü lodos ile birlikte İstanbul’un sahil kesimlerinden, özellikle Anadolu yakasından, Uludağ’ın görüldüğüne dair bilgiler geliyor. Ben de uzun zaman önce gördüğümü hatırlıyorum ama emin olamamıştım. Teyit edebilen var mı?
İstanbul’dan Uludağ’ın görünüp görünmediğine dair 60 sayfalık kanıtlarla dolu bir tartışma yapıldı Wow Türkiye’de.Sonuç malum, gayet güzel gözüküyor.
faseay
Bunu ben farkedeli yaklaşık 2 sene oluyor. Oturduğum yer Kocaeli Çayırova. Kuşbakışı 80 km Uludağ ile aram ve bayağı net görüyorum. Bunu nasıl mı farkettim? Evime yaptığım terasta ilkez oturdum (ve tabii havanın açık olması gerek) bir de ne göreyim, mayısın sonunda karla kaplı bir alan… Şaşırdım ve araştırmam sonucu bu mevsimde bu kar örtüsünü taşıyabilecek Uludağ’dan başka bir dağın olamayacağını gördüm.İşte resmi ;
Bugünkü görüntü de bunu aratmıyordu. Ayrıca bugünkü sat24.com daki uydu görüntüsünde hareketsiz beyazlıktan anlayabilirsiniz.
Semih
Kesinlikle katılıyorum. Bir çok kez şahit oldum Tuzla’dan göründüğüne.
Burak S
Tuzla’ dan rahatlıkla görülüyor bazı günlerde.Özellikle sabah okula giderken parlayan kar tabakasından rahatlıkla Uludağ olduğu anlaşılıyor.Hava kararmadan önce yine sahildeydim Uludağ’ ı görmek için.
bulut75
Trakyalı dostum, ben Beşiktaş Balmumcu’da oturuyorum. 35 yaşındayım. 20-21 yaşlarında iken mahallemizdeki bir arkadaşımız havanın gerçekten çok berrak olduğu bir günde bulunduğumuz yerden Marmara Denizi’ni göstererek flu gözüken zirve şeklindeki bir yer için “Bakın şu gördüğünüz yer Uludağ.” demişti. Biz de ona yaklaşık 8-10 kişi biraz da alaycı tavırlarla gülerek itiraz etmiştik. Ama bu arkadaşımız çok iddialıydı bu konuda. Ama haklı mıydı haksız mıydı, o gösterdiği yer Uludağ mıydı bilmiyorum. Fakat bu gözüken zirve çok uzaktaydı. Ve zor seçiliyordu. Hala aklımdadır bu anı.
Murat Demir
Ben kendi teknik imkanlarımla baktım. Kırmızı oklarla gösterdiğim yerler, muhtemelen İstanbul sahilleri olabilir.
mehmet ulu
saat gecenin ikisi oldu be, wow turkey’deki bütün sayfalara baktım galiba konuyla ilgili olan. ve görülüyor galiba istanbul’dan uludağ. niye baktıysam bu kadar, evim uludağ’ın eteklerinde, teleferik semtinde, okulum da uludağ’da 🙂
anadolu yakasından kartal e-5 yolundan da belli havalarda gözükür. 1978 yılında aydos tepesi’nin eteğinde bir gün evvel yağmış olan, dizimize kadar gelen karda yürürken hava netleşmiş ve ufukta karlı şapkasını görmüştüm. lodos havalarda uludağ, kartal e5, yakacık gibi yerlerden gözükür.
sirocco
Dün ben de gördüm, çok netti.
Erdem
Ben teyit ediyorum. Cumartesi günü pencereden dışarı baktığımda Yalova dağlarının arkasında beyaz bir yükselti gördüm. Tahminimce Uludağ idi.
onurel
Orhan Pamuk’un bir kitabında geçiyordu, “Lodoslu havalarda Anadolu yakasından Keşiş Dağı’nın göründüğü”. Yıllarca Anadolu Yakası’nda yaşamama ve belki binlerce kez özellikle bakmama rağmen görememiştim. Düne kadar. Tamamen tesadüf eseri sahil yolunda ilerlerken Maltepe civarında hava alalım diye arabayı park edip sahile doğru yürümeye başladık. Ben her zamanki alışkanlığımla yine baktım ve gerçekten şok geçirdim. Tüm netliğiyle bembeyaz bir dağ silsilesi hafif çaprazımda kendini gösteriyordu. Heyecanla eşime söyledim, ilk anda “geç bakalım dalganı” diye tersledi beni. Sonra o da gördü. Tabii ki bilmiyorum Uludağ mı orası emin değilim ama ben öyle olduğunu düşünmek istiyorum 🙂
Sahile indim dün (Moda) ama göremedim, güneş çok inmişti ve biraz pus vardı. Öteki arkadaşlar görmüş, şanslılar.
Trakyalı
Herkese çok teşekkürler, ben de göremedim ama sayenizde görmüş kadar oldum 🙂 Yalnız aklıma takılan birkaç şey var, lodoslu havanın görüşü arttırma konusundaki özelliği nedir? Bu durum lodosun karakteriyle alakalı bir durum mu? Marmara’nın kuzey kıyılarındakilerin güney kıyılarını çok net gördükleri gibi güneydekiler de kuzeyi lodoslu günlerde yine aynı netlikte görebiliyorlar mı?
Murat Duman
Gfs modellerine neden Hans Efendi diyorsunuz ? Amerikan modeli değil mi bu ? Yoksa modeli pastel boya ile Almanlar mı boyuyor ? 🙂
Kuzey kutup dairesinden yengeç dönencesine kadar uzanan bir 0 derece egrisi. Bakalım daha neler yapacaksın Hans efendi / 2011-2012 kışı…
KRAL
Ozan hocam izninle Melik Ahmet Taştan Bey’e DMİ ile ilgili 2 sorum var. Melik Ahmet hocam cevaplarsanız sevinirim.
1) DMİ’nin son durumlar sayfasında 81 ilin 80’i için son durumlar gösterilirken, Gaziantep ile ilgili bilgi hiçbir zaman yayınlanmıyor. Bunun sebebi nedir acaba ?
2)DMİ’nin Gaziantep merkezde istasyonu olmasına rağmen, neden Gaziantep merkeze 40 km. uzaklıktaki Oğuzeli ilçesinin verileri merkezmiş gibi sunuluyor ?
Ayrıca Gaziantep Merkez’de DMİ istasyonu bulunmasına rağmen, DMi’nin sitesinde bu istasyona ait verileri neden göremiyoruz ?
Şimdiden teşekkürler…
Melik Ahmet TAŞTAN
Hocam bildiğim kadarıyla sorunuza cevap vereyim. Gaziantep merkezde rasat yapılmıyor, sadece otomotik istasyon var ve onun verileri de sanırım sorunlu olduğu için sisteme girmiyor. Oğuzeli meydanda ise saatlik sinoptik ve metar rasadı yapılıyor ve düzenli olarak sisteme giriliyor.
Havaalanı 2006 yılında açıldığında merkezdeki tüm personel oraya kaydırıldığı için, personel sıkıntısından dolayı merkez rasat yapmıyor olabilir. Konuyu iyice araştırıp detayları paylaşırım.
Burda yeri gelmişken bir konudan da bahsetmek isterim. DMİ’nin özellikle taşrada yükünü Meteoroloji Meslek Lisesi mezunu arkadaşlar çekiyordu. Benim de mezun olduğum bu okul, Mikdat Kadıoğlu’nun üstün gayretleriyle(!) kapatıldı. Meteorolojinin “eğitim almış” personel olarak alım yapabildiği tek bölüm meteoroloji mühendisliği şu an. Ordan mezun olan arkadaşlar da Ankara, İstanbul ve İzmir dışında çalışmayı istemiyorlar. Zaten taşraya atama yapılsa Mikdat Kadıoğlu ve saz arkadaşları, vay meteoroloji mühendisi taşrada mı çalışırmış, rasat mı yaparmış diye ortalığı ayağa kaldırıyor. Yetiştirdikleri bu üstün “bilimadamlarının” DMİ’nin en rahat ve risksiz birimlerinde çalışması, hatta üst makamlara yerleştirilmesi için sabah akşam kulis yapıyorlar.
Sonuç olarak kurum eğer ara eleman sıkıntısını çözemezse taşrada durum daha da kötüye gidecek, özellikle doğuda birçok istasyon işlevsiz kalacak.
KRAL
Teşekkürler. DMİ anlık durumlarda Gaziantep görünmüyor. Bunu da iletirseniz çok sevinirim. İlgilendiğiniz için teşekkürler. Ayrıca Gaziantep’imiz taşra sayılmaz. Son derece modern, güzel bir şehirdir. Gelip, görünce eminim tayini çıkan arkadaşlar kalmak isteyeceklerdir. 🙂
“Taşra” ifadesi maalesef çok kibirli bir ifade. İstanbul dışında kalan her yeri küçümseyen, ötekileştiren bir ifade. Ama Melik Ahmet Bey’in taşra dediği yer sosyal bakımdan gelişmemişliği yadsınamaz ilçe merkezleri filan olmalı. Yoksa bugün İstanbul ile Anadolu’nun büyük şehirleri arasında eskisi gibi bir uçurum yok pek çok konuda. Bazı meselelerde ise İstanbul maalesef merkez konumunda. Bunda da herkesin payı var diye düşünüyorum, halkın da yöneticilerin de.
Bu arada “taşra” , eski Türkçe bir sözcük. Bugünkü “dışarı”ya tekabül ediyor.
“Taşra -> Dışra -> Dışarı” diye evrilmiş olmalı zaman içerisinde.
Melik Ahmet TAŞTAN
Taşrayı yanlış anlamayın lütfen, Genel müdürlük dışında her yer taşra gibi kabul ediliyor. Benim ilk görev yerim Bodrum’du, orası da taşra sayılıyor. Gaziantep’i gören her arkadaşım aynen sizin gibi öve öve bitiremiyor.
DMİ’nin anlık durumlara haritadan değil de yanındaki ayrıntılı tablodan bakarsanız Gaziantep Oğuzeli Meydan’ı görebilirisiniz. Şu an kar yağışı görülüyor, Antep’e kuvvetli yağış vermişti arkadaşlar.
Son durum nedir? Sizden öğrenelim.
Ama cidden Bodrum taşra ya ! 😀 Ben Bodrum’un sokaklarında hiç ızgara/rögar görmedim özellikle bu hep dikkatimi çekmiştir, altyapı yok gibi her gittiğimde acaba yağmur yağdığında sular nereye gidiyor diye uzun uzun düşünmüşümdür. Harbiden de çok yağmur yağarken yollar nasıl oluyor, merak ettim ? Denizden bir süper hücre gelse, arabaların sürüklemesi lazım. Gerçi, Gümbet falan eğimli tepelik yerler, yağmur suları doğrudan denize falan mı akıyor ?
Hele ki Bodrum Belediyesi ne iş yapar hiç anlamam, Gümbet’le Bodrum merkez arasında bir yarımada var, iki tarafı ordaki tepe gördüğü için resim çekmeye ve çektirmeye niyet edip gidersiniz sonra bakarsınız değermenlerin orası dökülüyor, ayakkabınız sivri taşlarla yürürken haşat olur. Belediye, köpek dışkılarına terk edilmiş değirmenleri restora edip orayı uygun park haline getirme zahmetine niye girmez ki ! Bu yüzden, Bodrum süslü bir taşradır benim gözümde…
“Taşra” diye Bodrum’a gönderseler, giden geri dönmek istemez bence, yapışır kalır 🙂
Melik Ahmet TAŞTAN
Aynen. Direkt denize akıyor ama yağış miktarı fazla olursa düzensiz yapılaşma sonucu özellikle sahile yakın ev ve işyerlerini su basıyor. Bir de fırtına çok etkiliyor, dalgalar barları dövüyor 🙂
Melik Ahmet TAŞTAN
White Fox tam yerine gitmişsin 🙂 Bizim zamanımızda (15 yıl önce) değirmenlerin hemen altında çıplaklar plajı vardı. Değirmen bölgesinde de bayağı kalabalık gözlemci heyeti olurdu 🙂 E tabii orda tuvalet de yok…
Melik Ahmet TAŞTAN
Buradan merkez ve taşra teşkilatı ayrımını görebilirsiniz. Uzun kanunun özeti; genel müdürlük merkez, onun dışındaki tüm istasyonlar taşra kabul ediliyor. Bu manada bir taşra anlaşılmasın lütfen 🙂
mehmet ulu
Evet, Milli Eğitim Bakanlığı’nda da öyledir. Ankara, merkez teşkilatıdır; onun dışındaki her yer taşra teşkilatıdır.
KRAL
Ayrıntılı tablodan görülebiliyor. Onu biliyorum. Ben acaba haritadan neden görünmüyor diye sormuştum. 🙂 Çok önemli değil zaten. 🙂 Bu arada saat 19:00’dan 23:30’a kadar kar yağışlıydı. 3-4 cm kar birikti. Biraz fotoğraf çektim. Buraya yüklerim daha sonra…
Ali
Merhaba sitenizi yeni keşfettim bana yaklaşabilecek deliler olduğunu görünce sevindim. Çünkü kar yağınca uyuyamıyorum sabaha kadar kar yağışı izliyorum. günün her saatti sıcaklığı kontrol ediyorum. Sistemi kontrol ediyorum. Yetmiyor sokağa çıkıp termometreyi kontrol ediyorum. Hatta sonra kendi termometremi aldım 😀 Bu arada ben geçen yıla kadar Rize’de yaşıyordum yağış boldu kar yağışı görme imkanı fazlaydı istanbul’a gelince kar göremedim. Geçen yıl 7-8-9 Mart ile 11-12 Aralık’ı saymazsak.
tankut
Merhaba, ilk kez yorum yapıyorum. Öncelikle teşekkür etmek istiyorum böyle bir blog için emeği geçenlere! Küçükken elinde fenerle camda kar beklemiş, teletekstten hava durumu peşinde koşmuş, sabah uyanınca ilk iş kar yağmış mı diye bakmış, kar görünce zevkten dört köşe olmuş bir “deli” olarak benzer heyecanları paylaşmış insanlarla karşılaşmak inanılmaz keyifli!:) Ayrıca gerçek anlamda birçok şey öğrendim buradaki yorumlardan, yazılardan. Merak ettiğim şeylerden biri şu, neden olumsuza gidiş mümkünken tersi pek olmuyor? Yani yoğun kar beklentisi oluşuyor ama günler geçtikçe zayıflıyor ve yok oluyor. Tersi neden olmuyor? Yok bir şey çıkmaz bundan deyip, 3-4 gün sonra kara gömülmek durumu pek gerçekleşmiyor gözlemlediğim kadarıyla?
Hoş geldiniz. Ben de ilk başta kendim gibilerin varlığını öğrenince şaşırmıştım, meğer o kadar çokmuşuz ki kavga bile çıkıyor şimdi aramızda 🙂
Tersi olmuyor, çünkü model çıktıları normalleşme eğilimindedir süre kısaldıkça, bizim coğrafyamızın normali de “kara gömülmek” değil bildiğiniz gibi (kıyılar için konuşuyorum). Az kar yağması ya da yağmaması, soğuğun törpülenmesi daha normal. Mesela İstanbul için Ocak ayında günün en yüksek sıcaklığının uzun yıllar ortalaması 9 derece imiş (burada), kara gömülmek için ise sıcaklığın en fazla 0 derece olması gerekir… Aralık’ta ise bu değer 10.9 derece! Arzuladığımız şeyin normalden 10 derece sapma olduğunu görüyoruz.
Öte yandan Ankara’da yağış alanının kaymasıyla “sürpriz” şekilde birçok kez kara gömüldüğümüzü hatırlarım.
tankut
Teşekkürler, hoşbulduk… 🙂 Ben biraz fanatik de sayılırım, küçükken kar yağmayınca isyan ederdim, hatta ağladığım olurdu! Evet, normal değil, kabul ediyorum.:p
Haklısınız, kar bizim için (istanbul) senede ortalama 3-5 günlük olay ne yazık ki. Yıllar yılı kıyı kesimlerde yaşadım, kar konusunda ancak ciddi sistemler geldiğinde bir şeyler görebildim. 2008’den beri istanbul’un en yüksek ve görece karasal kısmındayım ama bir şey geldiği gittiği yok. 2010’da biraz gelmiş onda da askerdeyim Kırıkkale’de, oraya 1 kere kar yağdı koca kış! Neyse, Polarspor’a önümüzdeki maçlarda başarılar! Kahrolsun ılıkçılar !:)
GFS İzlanda civarında yine canavar siklonlar üretmiş, böyle olursa NAO +10 da olur 20 de, vay başımıza gelenler… Bu dinamik basınç merkezlerinin ayarı bozulmuş.
http://www.uubf.itu.edu.tr/Icerik.aspx?sid=4436
Diyor ki “…hava sıcaklıklarının 24 Aralık’a kadar mevsim normalleri civarı ve çoğunlukla 2 ila 4 derece üzerinde seyretmesi bekleniyor.” Ayrıca ECMWF’nin 24h ile 240h haritalarındaki basınç yerleşimleri hemen hemen aynı. Garip bir durum. Aralık ılık geçerse Santiago’nun teorisine göre bütün kış güme gidecek.
welbane
Ayın 13’ü gibi basınç o kadar düşüyor ki İzlanda’da, ölçmeye skala yetmiyor..
Var tabii, son çıktılara kızan bir soğukçu bir ılıkçıyı bıçaklamış 🙂
Şaka bir yana, o haberler otomatik yükleniyor, haberin içinde geçen kelimelerden bazıları “meteoroloji” anahtar kelimesiyle ilintiliyse böyle şeyler oluyor sanırım, bizim suçumuz değil yani.
mehmet ulu
‘ Meteoroloji İl Müdürlüğü binası karşısındaki tarlada boğazı ve vücudunun çeşitli yerlerinde kesici alet …’ mezkur haberden alıntı…
ALKIM
Kontrol çizgisinin isyanı. O bile bu mevsimde yolunu şaşıran diagramlardan şikayetçi sanki.
Sanırım DMİ en mantıklısını yapıp uzun vade tahminlerde bulunmuyor, çünkü bugüne kadar amatör bir meteoroloji gözlemcisi olarak 5 günden sonrası için yapılan tahminlerin birkaç saat içinde değiştiğini gördüm. Mesela şu an kar görünmüyor ama 10 gün sonra kar yağar belki de 🙂 O yüzden yabancı sitelerde yapılan uzun vadeli tahminlere bakıp ne seviniyorum ne de üzülüyorum 😀
Berat
İstanbul’un çilesi çok yakınlarda…Korktum 🙂
samet1634
Saygıdeğer Hocam ; Verdiğiniz yanıt için çok teşekkürler. Hazır modeller kötü, şu makine elemanlarından nasıl geçeceğim yahu 🙂 Şaka bir yana umarım bu kış, siz de hazır İstanbul’ dasınız iyi geçer; umarım söylediğiniz gibi ballısınızdır:)
vostok
Sabahleyin boş kalınca bazı şeyler araştırdım. Yine istatistiki olarak tabii ki.
Modellerde uzun soluk ve kararlı gibi görünen soğuklar aniden kaybolmuştu 2-3 gün önce. Eğer bugün veya yarın modellerde 12-16 Aralık arası birşeyler gözükmezse, basınç konumları değişmezse, aralık genelini İstanbul ve bazı batı bölgeler 10 derecenin üstü sıcaklıklarla geçirecek. Eğer İstanbul’da aralık ayının sıcaklık ortalamalası 12 derece ve üstü olursa takip eden ocak ve şubat ayları mevsim normallerinin altında gerçekleşiyor.
Bu şekilde olan 2 yıl var;
1874-1875 (Aralık ayı:12.2, Ocak ayı:4.9, Şubat ayı:5.1)
1960-1961 (Aralık ayı:12,0, Ocak ayı:5.6, Şubat ayı:4.7)
Ankaragücü
Kısacası öyle yada böyle, bu sene zorla güzel bir kar yağdıracağız anlaşılan. 🙂
Benim totemim de çift sayıya denk gelen yıllar. Son 10 senede hiç şaşmıyor. Geriye doğru gidersek 2010, 2008, 2006, 2004, 2002, 2000 hepsi de sistemli yıllar.. Bunu da kurutursam yazıklar olsun 🙂
Trakyalı
En kötü İstanbul’da Torium AVM’deki kar parkına gideriz artık toplu bir etkinlik yaparak, dağlarda bile doğru dürüst kar yok 🙂
Armando
Saygıdeğer Vostok kardeşim araştırmalarını beğeniyor ve ilgiyle takip ediyorum, lakin benzeme olayları gerçekten çok farklı bir şey. Kışın başında gelişen basınç konumlanmaları bence kışın kaderini belirliyor. Ayrıca Santiago’nun paylaştığı veriler de oldukça sağlamdı. Ancak maalesef aralık ikinci yarısının ılık geçme ihtimalinin yüksekliği şu durumda o güzel tezi de yıpratmış olacak. Bakalım, bekleyip görelim neler olacak…
Eren
Böyle bir kararlılık Temmuz ayında zor görülür. Tam bir istikrar abidesi!
Diyagramlar ayın 17’sine kadar bizden birşey beklemeyin diyor. 3 gün önce modeller soğuma yönünde bir trend işaret ederken bile azımsanmayacak sayıda ensemble üyesi sıcak tarafı gösteriyordu; dolayısıyla modeller kararlı değildi. Bu sefer öyle değil, zaten bu kez ECMWF de GFS’yi destekliyor. Ne yapalım, moralleri bozmadan bekleyeceğiz…
Ne desek boş. Nerede o iki gün önceki -10C/-15C’lere inen modeller, nerede bu ip gibi 5C olanlar..
havaankara
Ilıkçı ECMWF’nin görünmeyen yüzü:
ECMWF’nin Londra için basınç tahminleri üzerinde kısa bir değerlendirme yaptım. Neden Londra? Çünkü 4-5 çıktıda üst üste görünen sert soğukların bizim üzerimize gelemeyişinin sebebi İngiltere civarında oluşması beklenen bir AB merkezi. Ve buralarda AB mi YB mi hakim olduğu bizi çok etkiliyor.
Öncelikle 2 Aralık’a ait çıktıda, 11-12 Aralık Londra için beklenen en düşük basınç 1020 ve en yüksek basınç 1035’lerin üzerinde.
Bundan 2 gün sonraki çıktıda ise 11-12 aralık için beklenen en düşük basınç 1010’a en yüksek basınç ise 1030’a düşmüş. Ayın 13’i için ise bu tarihte beklenen en düşük basınç 1010, en yüksek ise 1030.
Bundan 36 saat sonraki çıktıda ise ayın beklenen en düşük basınç ayın 11’i için 1002’ye, 12’si içinse 998’e düşmüş. Bu tarihler için beklenen en yüksek basınç ise 1030’lardan 1020’lerin altına düşmüş. Yine aynı çıktıda bir önceki çıktıda 13’ü için 1030 olarak beklenen en yüksek basınç 1015’in altına düşmüş. Aynı şekilde 13’ü için beklenen ve 1010’un üzerinde olan en düşük basınç 990’ın altına düşmüş.
Bundan 36 saat olan çıktıda ise ayın 11 ve 12’si için ciddi bir değişme olmamakla birlikte 13’ü için beklenen en yüksek basınç 1005’e, en düşük basınç ise 982’ye düşmüş.
30 Kasım’da kaydettiğim ECMWF’nin 10 Aralık için ortalama görüntüsü. 10 gün sonrası için olan bir ortalama görüntüde bu kadar salınım olması dikkat çeken bir durum.
Uzun lafın kısası: (Değerlendirmeleri uzun vade denilebilecek 7-10 gün sonrası için yaptım ve çıkarımlarım da da ona göre olacak)
1) Başarı konusunda şu anda önde görünen (en azından benim için) ECMWF de 10 Aralık sonrası için GFS’in öngördüğü oluşumları görmüş ilk başta.
Ama daha sonra vazgeçmiş. GFS ise ısrarla sürdürdü bunu ama daha sonra değiştirdi o da.
2) ECMWF de iyi tamam da 5-6 günden sonrası için ona da pek güvenilmemeli. Hele hele son birkaç gün için çok kafa yormaya da gerek yok. Her an değişebilir. GFS ile kıyaslamak lazım, eğer benzerse ümidimizi arttırabiliriz. Ama benzemiyorsa, bırakalım zaman biraz daha geçsin.
3) Uzun vadeli tahmin yapmak zor iştir. Amma velakin yapan da çoktur. Hiçbir şeye dayandırmadan, bir iki model çıktısına bakarak “bekleyin görün şu tarihler arasında kar geliyor” diyerek birşeyler diyenlerinki tahmin değil ancak “sallama” olur.
4) Ne olacak bu Türkiye’nin hali?
(Kaynak, http://www.havaturkiye.com/cgi-bin/expertcharts?LANG=tr)
Eline sağlık. Demek ki ECMWF de GFS gibi 15 günlük tahmin yapsa aynı soğuk senaryoları görebilecektik.
ECMWF’nin de hataları oluyor, ama GFS gibi çok uzatmıyor. Nedeni de ECMWF, modelini 240 saate kadar aynı çözünürlükte devam ettiriyor (öyle değil mi?), GFS ise 192 saatten sonra çözünürlüğü düşürüyor, yani tutarlılığı azalıyor.
Modellerde geçtiğimiz günkü 180 derecelik şoku ise GFS’in çok büyük bir hatası olarak düşünüyorum. 168 saat kala böylesine bir hataya pes denir ancak.
arif
Kalın yazılanlar bana aittir. – Havadelisi
Son derece emin olduğum bir husus varsa GFS’nin ECMWF’ye göre daha fazla referans alınan bir model olduğudur. Dünya çapında kabul gören 1 numaralı sayısal tahmin modelinin GFS olduğu su götürmez bir gerçektir. ABD bu gibi konularda Avrupa’nın elindeki teknolojik imkanların kat be kat fazlasına sahiptir. Belki bazı arkadaşların hoşuna gitmiyor olabilir ancak gerçek budur. (Buradaki üslubunuzu garip buluyorum. Siz ısrar ediyorsunuz diye GFS en iyi model filan olmayacak. ECMWF’i yapanlar o “bazı arkadaşların” babalarının oğlu değil ki gerçekler “hoşlarına gitmesin”! İnsanlar gözlemlediklerini yazıyorlar. Ayrıca bu kadar emin olduğunuz “gerçekler” için birçok referans gösterebilmelisiniz. Çok takip edilmek, tahminlere baz alınmak, daha iyi ve kaliteli olunduğu manasına gelmez. O zaman “Mehmet Ali Erbil de çok izlendiği için en iyi O idi” mi diyeceğiz? Ben de, belki GFS’yi çok daha fazla takip ettiğim için onun daha iyi olduğunu düşünüyordum ama bu blogda arkadaşların yaptığı birçok paylaşımdan sonra fikrimi değiştirme noktasına geldim. Hatta Santiago geçenlerde modellerin başarılarının yıllar içinde nasıl değiştiğini gösteren bir araştırmanın grafiğini sunmuştu, ve ECMWF en iyi olarak gösteriliyordu. Yani tek bir örnek üzerinden gidilmeyen, genel bir değerlendirmeye daha fazla güvenmeliyiz.) GFS de hatada ısrar etmez. GFS günde 4 kere ECMWF ise 2 kere güncelleniyor. Bu noktayı atlamamak lazım. Pazar günü nasıl olduğunu bilemiyorum (acaba haftasonu olması nedeniyle bazı noktalardan sağlıklı veri girişi yapılamadı mı diye düşünüyorum ama emin değilim) saptığı yanlış yoldan pazartesi itibariyle dönmüştür. Ben şimdi sizi biraz geriye eylül ayına götüreyim. 168 saat kala yapılmış bir hataya pes dediğinize göre 144 saat kala yapılmış bir ECMWF hatası için pes kere pes dedirttireyim. Bu hata o günlerde 2 yada 3 çıktıda üst üste tekrarlanmıştır ve en sonunda ajanslara haber olmuştur. Haber şudur. Meteoroloji tarafından hem kuvvetli yağış hem de balıkçılara fırtına uyarısı yapılmıştır. Dikkat edin bu haberi yapan da Anadolu Ajansıdır. ECMWF bu habere mesnet olan modeli yayınladığında GFS’de böyle bir sistemin esamesi okunmamakta idi. Hatta o günlerde forumlardaki pekçok kişi bu işe hayret etmişti. DMİ de referans aldığı model ECMWF olduğu için aynı hataya düşmüş oldu. O modellerden birine ait resim şudur. Benzer çıktıları bu çalıştırmadan önceki 2 çalıştırmada gördük ama ertesi gün ECMWF modelleri de hatasını anladı ve sistemi yok etti. Öyle olunca da DMİ apartopar yalanlama yapmak zorunda kaldı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. (Çoğaltın o zaman. Zaten amaç o, birçok durum için iki modeli karşılaştırarak performans değerlendirmesi yapmak. ECMWF’nin orta vadede biraz daha iyi olduğunu savunanlar “kesinlikle ECMWF daha iyidir, gerçek budur” demek yerine ortaya birçok örnek koymaya çalışıyorlar. Siz de öyle yapın, bizi ikna edin, sizin ayrıcalığınız nedir? Yukarıda anlattığınız örneği ben de hatırlıyorum, ve çok haklısınız, ECMWF yüzünden DMİ ters köşe olmuştu. Ama daha fazla örnek olmalı.) Burada yapılan en büyük hata her GFS çıktısının ciddiye alınıyor olması. Halbuki sadece diyagramlar üzerinden yapılacak bir sağlamayla bile o modelin ne kadar ciddiye alınabilir bir model olduğu anlaşılabilir. İşimize geldiği gibi diyagramlarda en soğuk yada en sıcak çıktı olduğunu görüp de sapma oranının yüksek olduğunu bile bile işte bakın GFS modeli böyle diyor demek doğru bir yaklaşım değil. Başarılı bir tahminci modellerdeki olası hataları da süzgeçten geçirebilen tahmincidir ki bu noktada geçtiğimiz pazar günü ben de dahil olmak üzere pekçok tahminci benzer hataya düşmüşüzdür. Sadece bu durum bile GFS’nin ne kadar geniş kitleler tarafından referans alındığına örnektir ve sadece bir sistem üzerinden model iyidir kötüdür şeklinde bir değerlendirme de doğru değildir. Olaya daha geniş bir perspektifle yaklaşmak gerekir. Bir süre taşların yerine oturmasını beklemek ve ona göre pozisyon almak gerekiyor bunu da bir kez daha görmüş olduk. Kısacası her modelin özellikle uzun vadede yanılma payı vardır. Zaten vade kısaldıkça her model aşağı yukarı benzer öngörüleri sunmaktadır. Aslına bakarsanız şu model iyi bu model kötü şeklinde bir yaklaşım yerine özellikle pekçok modelin hemfikir olduğu sistemleri ciddiye almak daha doğru olabilir.
Ozan Bey burada benim amacım modelleri kötülemek bir şeyleri ispat etmek değil. Haddime de değil böyle bir şey. Modelleri dikkatli bir şekilde takip edenler ne demek istediğimi zaten anlar. Yeri geliyor ECMWF’nin de yoldan çıktığı oluyor ama her nedense bu hatalar söylenmiyor ya da bilinçli bir şekilde söylenmek istenmiyor. Tek taraflı bakış açısıyla sadece GFS’nin hatalarını ECMWF’nin doğrularını ön plana çıkararak objektif bir değerlendirme yapılamaz. Burada özellikle havaankara tarafından yapılan değerlendirmelerde ECMWF’nin hatalarının es geçilerek GFS’nin diyagramlarda uç noktalara gitmiş ve şüpheyle yaklaşılması gereken modellerinin ciddiye alınarak öznel yorumlar yapılmasını doğru bulmuyorum. Her modelin artı eksi yönleri vardır. İsteyen istediğini takip eder o da sorun değil ama yanıltıcı olmamak lazım. Burada ECMWF lehine açıkça bir yönlendirme yapıldığını görüyorum ve olaya bilimsel yaklaşılmadığını düşündüğüm için rahatsızlık duyuyorum. Olay bundan ibarettir.
Size katılamıyorum. Söylediğim gibi hem ECMWF hem de GFS’yi arkadaşlar karşılaştırmalı olarak inceliyor. Gayet de iyi oluyor bu. Neden “ECMWF lehine açıkça yönlendirme” filan yapılsın ki, bunun ne bir mantığı ne de bir sebebi var.
ariftarif
Ben sadece gördüğümü söylüyorum. Kendi gözlemimi aktarıyorum. Aynı mantıktan hareketle istenirse NOGAPS yada UKMET modellerinin de aslında tüm modellerden üstün ve başarılı olduğu konusunda bir algı yaratılabilir. Şu soruya da bir cevap arayabiliriz. Ülkemizde olsun yurtdışında olsun neden ECMWF modeli değil de GFS modeli daha ön plandadır? Bu durum önyargılı bir yaklaşımdan mı kaynaklanmaktadır yoksa dünya genelinde de kabul gören görüş GFS’nin mevcut sayısal modeller içinde en istikrarlı ve tutarlılığı yüksek model olduğunun benimsenmiş olmasından mıdır? Gelin hep birlikte tartışalım, doğruya ulaşmaya çalışalım.
Biz gözlem yaparız, paylaşırız, okurlar da özgür iradeleriyle yorumlarlar.
ariftarif
Teşekkür ederim Santiago. Objektif yaklaşımlara her zaman saygı duyarım. Beni şaşırtan da dün yapmış olduğun GFS’nin 168 saat sonrasına yaptığı bir hataya pes doğrusu demendi. Bu hatayı 5 günlük bir zaman periyodu içinde yapsa sana hak verirdim ama 168 saat de bana göre oldukça uzun bir süre ve bu süre içinde her model hata yapabilir. Şaşırılmaması gerekir. Sonuçta GFS de benim babamın oğlu değil. Objektif olunsun, başka bir şey istemiyorum.
mehmet dağ
Sevgili Santiago;
Uzun zamandır zevkle takip ettiğim bu güzel siteyi ve değerli iklim bilgilerini havaturka tarzında çekişmelere sokmalarına izin vermeyin ve siz de bu çekişmelere girmeyin lütfen. Yoksa buranın da tadı kaçacak.
Dost tavsiyesi.
Mehmet Bey niye rahatsız oluyorsunuz? Biz burada çekişme yaratalım, tadını kaçıralım diye mi bu yorumları yapıyoruz? Teessüf ederim. Havaturka’nın ziyaretçi defteri formatını eleştirmekte çok haklısınız ancak bir taraftan da karşıt görüşlere saygılı olmalısınız ki bir tartışma bilimsel açıdan doğru yerlere gidebilsin.
hava ankara
Evet açıklıyorum. Ben ECMWF’nin Türkiye distribütorüyüm 🙂
Arif Hocam, çok samimiyim sizden böyle bir cevap beklemezdim. “Burada ECMWF lehine açıkça bir yönlendirme yapıldığını görüyorum ve olaya bilimsel yaklaşılmadığını düşündüğüm için rahatsızlık duyuyorum.” Bilimsel olmayan asıl bu cümleniz ve bu düşüncenizdir. Kesinlikle tek taraflı bakmıyorum. Her zaman ilk baktığım model GFS’tir. Sonra ECMWF ve diğerleri. Ama son zamanlarda ECMWF’ye olan güvenim arttı. Bunun da haklı sebepleri var. Sizin verdiğiniz örnek dışında genel olarak bu yıl ECMWF 6-10 günlük dönem için daha başarılıydı. Bkz 1, 2. Ama bu demek değildir ki ben sadece ECMWF’e güvenirim ve GFS’e hiç güvenmem. Ama şunu da anlayamıyorum, neden bu GFS bu kadar biliniyor da ECMWF’yi bilen ve takip eden çok az kişi var? Aslında anlayabiliyorum, çünkü herkes 15 gün sonrayı merak ediyor ve GFS’te 15. gün bir soğuma görse, sanki kesin olacakmış gibi, heyecanlanıyor. Eğer ECMWF de 15 günlük tahmin yapsaydı o da GFS kadar tutulurdu. (dikkat ediniz, başarılarını kıyaslamıyorum).
Arif Hocam, az önceki linkini verdiğim görüntüleri 3 Ekim’de ayın 10’u için kaydetmiştim karşılaştırma yapmak için. 4 Ekim’deki yorumumda da şöyle diyorum: “Dün akşam resimleri de hazırlamıştım ama yazma ve gönderme imkanı bulamadım. Bu sabah ECMWF belki değişir dedim ama değişmedi. 12Z çıktılarını bekliyorum. Ben de sizin gibi ECMWF’ten bir değişiklik bekliyorum.” Bakın, değişikliği GFS’ten değil, ECMWF’den bekliyorum. Ama ayın 10’u geldiğinde ECMWF’nin 7 gün önceki basınç yerleşimi nerdeyse bire bir. Şimdi siz diyebilir misiniz ki ben ECMWF’ciyim?
Bu yaptığım çalışmayı da önyargısız okuyun bakın ne diyorum: “Başarı konusunda şu anda önde görünen (en azından benim için) ECMWF de 10 Aralık sonrası için GFS’in öngördüğü oluşumları görmüş ilk başta. Ama daha sonra vazgeçmiş. GFS ise ısrarla sürdürdü bunu ama daha sonra değiştirdi o da.” Yanlış bir şey söylediğimi iddia edebilir misiniz? Sürdürme di mi ısrarla. İsterseniz o günlerin diyagramlarını eksiksiz yükleyeyim. Ve demişim ki: “ECMWF de iyi tamam da 5-6 günden sonrası için ona da pek güvenilmemeli. Hele hele son birkaç gün için çok kafa yormaya da gerek yok. Her an değişebilir. GFS ile kıyaslamak lazım, eğer benzerse ümidimizi arttırabiliriz. Ama benzemiyorsa, bırakalım zaman biraz daha geçsin.” Yahu bir insan bunu okur da nasıl ters anlar? “ECMWF de” de ne için kullanılır? Türkçe nin temelinde ayrı yazılan de’nin ne anlama geldiği öğretilmez mi? “5-6 günden sonrası için ona da pek güvenilmemeli” dememiş miyim yoksa? Ya da “GFS ile kıyaslayalım, benzerse ümidimizi arttırabiliriz(5-6 günden sonrası için)” yazmamış mıyım?
Bizim burada yaptığımız analizdir. Olmayan bir şeyi yazmıyoruz. Olan üzerinde değerlendirme yapıyoruz ve hepsinin resimlerini verilerini yüklüyoruz. Yine bu platformda demiştim: “Bir sonraki hatasına kadar ECMWF” tabii ki tek bir hata ile başarı ölçülmez. Ama bunu şunun için söyledim. Eğer modellerden biri başarılı ise ben onu takip ederim arkadaş. GFS diye, ABD menşeli diye en güvenilir budur demem. Asıl bilimsel yaklaşım budur.
ariftarif
Soru 1: Bkz. 1 ve 2 numaralı resimler derken neden sadece 3 Ekim 12z çıktısı dikkate alınmış? Bu zaman dilimine ait diyagram görüntüsü var mı ve GFS’nin 3 Ekim 06z – 3 Ekim 18z – 2 Ekim 18z vs. çıktıları neden yok? Yine ECMWF’nin 3 Ekim 00z ve 4 Ekim 00z çıktıları neden yok? Objektif değerlendirme yapabilmek için işte benim bunları da görmem lazım. Anlatmak istediğim gayet basit aslında. Yoksa ben de GFS’nin distribütörü değilim merak etmeyin 🙂 Parça parça değerlendirelim. Bu soruma vereceğin cevabın ardından diğer sorularımı soracağım…
ariftarif
Bu arada sırf 15 günlük tahmin verdiği ve ilgi çektiği için GFS ön planda tutuluyor değerlendirmesi bana göre hiç doğru değil. Öyle olsa şu linkte göreceğiniz üzere 45 gün başka bir ifadeyle 1080 saat sonrasına çıktılar üreten CFS modelinin dünyada en çok itibar gören, dikkate alınan model olması gerekirdi. 240 saat de gayet uzun sayılabilecek bir süre aynı zamanda. Hatta ve hatta yaygın görüş GFS’nin ve diğer tüm modellerin 180 saat sonrası için ürettikleri çıktılara fazla güvenilmemesi yönünde. Onun için katılamadım bu düşüncenize…
Melik Ahmet TAŞTAN
Ozan Hoca’m hemen bir yanlış anlamayı düzelteyim. Bu habere konu olan ve Anadolu Ajansı’nın, Doğan Haber Ajansı’ndan aldığı haberin kaynağı DMİ değildir. O gün Habertürk’ü arayıp flaş başlığıyla verdikleri “Kuvvetli yağış ve fırtına” uyarısını değiştirmelerini isteyen de bendim.
Araştırmalarım sonucu kuvvetli yağış tahmininin, DHA istihbarat şeflerinden birisi tarafından yapıldığını öğrendim. Hemen kendisini arayıp neden DMİ ismini kullanarak kendi kişisel tahminlerini paylaştığını sordum. Kendisi amatör tahminci olduğunu, modelleri sürekli takip ettiğini, 5 gün sonrası için gördüğü yağış ve uyarıyı vermesinin habercilik açısından kendilerini 1 adım öne geçireceğini, ayrıca haberin “Yapılan tahminlere göre” diye başladığını , DMİ’den alındığına dair bir ibare olmadığını söyledi. Hakikaten tahmin öyle başlıyor ama kurnazlık yapılıp altına DMİ’nin 3 günlük tahmini verilip bir de radarlarla ilgili haber koyulunca, herkesin kuvvetli yağış tahminini DMİ kaynaklı sanması kadar doğal bir şey olamaz.
Burda bir ayrıntıdan bahsetmek isterim ki ilerde arkadaşlar da yanılmasınlar, DMİ 3 günden sonrası için uyarı yapmaz. Basında 5 günü geçen tahmin ve 3 günü geçen uyarı varsa, DMİ kaynaklı değildir.
ariftarif
Bu amatör tahminci Santiago’nun İskandinavya-Balkanlar rotasını izleyen sistemdeki tahminini araklayan arkadaş olmalı 🙂 Gerçekten böyleyse çok ilginç. Ajanslar bu şekilde çalışıyorsa vay halimize…
Modellerin her birinin, birbirinden daha iyi olduğu koşullar var. GFS konvektif sistemlerin yağış miktarını ve şiddetini tespit etmekte ve zaman zaman ULL’leri yakalamakta başarısız olabiliyor. UKMO’nun, yağışları daha güneyde gösterdiği oluyor. ECMWF bazen sistemleri olduğundan fazla geliştiriyor. NMM konvektif koşulları olduğundan fazla yüksek gösteriyor, ama GFS gibi İstanbul’u deniz gibi görmediğinden sıcaklık tahmininde daha başarılı, MM5 bence Ankara için yağış tespiti açısından genel olarak başarısız bir model falan filan…
Benim kişisel olarak kısa vadede en çok NAE modeline güvenmeme rağmen, çıktıları ulaşılabilir olmasından dolayı ve özellikle de amatörler gibi doğrudan yağış ve 2 metre sıcaklık haritalarındaki hazır veriye bakıp da tahmin diye ileri sürmediğim için, benim açımdan skew-t çıktıları kritik derecede önemli, kim sunuyorsa doğal olarak o modeli(GFS’yi) fiilen çok daha fazla kullanıyorum. Yoksa, Amerika’nın Avrupa’dan teknolojik olarak ileri olup olmaması ile ilgili değil kesinlikle.
Kısa vade de dahil olmak üzere, GFS modelinin konvektif sistemlerin tahmin başarısı ve istikrarını, 10 üzerinden 6.5’lik görüyorum. Verdiğim not 3 olsaydı bile ulaşılabilir çıktı çeşitliliğinden ve skew-t verilerinden dolayı yine de kullanırdım.
Ayrıca, GFS yukarı atmosferde çok da tutarlı bir model değil. Örneğin; her güncellemede yeri 100’lerce km değişen ULL alanı son 2 günde bir anda yok oluyor – dahası ben son 12 saatte bile ULL’nin yerini değiştirdiğini gördüm.
ariftarif
ULL zaten çok kısa sürede yer değiştiren bir şey. Bunu GFS ya da ECMWF gibi modellerin yakalaması beklenmemeli. Bunlar için Skiron, NAE ya da Coamps gibi yüksek çözünürlüklü sınırlı alan modellerini kullanmak daha doğru bir yaklaşım olur ve süre olabildiğince kısa olmalı. Bu nedenle en baştan ULL üzerinden yapılan yorumu eliyorum. Skew-T verilerine de yine 3 günden sonrası için fazla bel bağlamamak gerekir. Ayrıca GFS’nin İstanbul’u deniz gibi algılaması da yine sınırlı alan modelleri kadar yüksek çözünürlüklü olmamasından kaynaklanıyor. ABD’nin ürettiği bir tek sayısal model yok. Birçok model var. Bunların içinde lokomotif olan GFS. Sadece ABD üretiyor diye savunmuyorum GFS’yi. Ancak bu konuda ABD’nin çok ileride olduğunu tartışmam bile. Sebepleri muhtelif. Uzun uzun anlatmama gerek yok. (Neden? Anlatın da anlayalım. Bu blogda adet uzun uzun anlatmak 🙂 – Havadelisi) ECMWF’ye ılıkçı yakıştırması yapılmasını da çok komik buluyorum. Çok defalar (buna geçtiğimiz kasım ayı da dahil) ülkemize 850 hpa’da -10 ları sokma teşebbüsünde bulunduğunu gördüm ve eminim sizler de görmüşsünüzdür. Nedense onlardan hiç kimse bahsedilmiyor. Yine 2 ekim’de blogumda paylaştığım 10 ekim tarihine ait bir kuvvetli yağış uyarısında görüleceği gibi uzun vade olmasına rağmen GFS gayet başarılı bir yaklaşımda bulunmuş. Resim şu. O günlere ait bu forumda da açılmış başlık altında paylaşılan yağış miktarları üzerinden yapılacak bir karşılaştırmada vade gayet uzun olmasına rağmen son derece isabetli bir yaklaşım görüyoruz. Havaankara’nın ECMWF lehine yönlendirme yaptığına dair eleştirim işte bu gibi şeylerin es geçilmiş olmasındandır. Yoksa derdim model kötülemek ya da aklamak değil kesinlikle. Her modelin artı eksi yönleri olduğunu ben de biliyorum ve bunu söyledim zaten. Yanlış anlama olmasın. Teşekkürler…
ariftarif
O konuda anlatılacak birşey yok, uzun uzun anlatmaya hiç gerek yok. Apaçık meydanda olan öyle yada böyle herkesin kabullendiği bir gerçeğin neyini anlatacağım 🙂 Yok Arif Bey katiyen öyle değildir diyorsan söyle, neden öyle olmadığını da anlatırsan belki ikna olurum.. Her zaman savcı konumunda ben olmayayım…
Arif Bey sizle tartışırken problemlerin başladığı nokta tam da burası. Bir şeyleri tatmin edici yeterlilikte açıklayamadığınız zaman “açık işte kardeşim, tartışmam bile, gören görüyor” vb. bir tavır takınıyorsunuz. Tartışma da orada ölüyor. Bu blogda ise sizinkinin tam tersi bir yaklaşım hakim: İnsanlar her söylediklerine bir temel bulmaya çalışıyorlar. Kusura bakmayın ama bu tarzınız bana ne ilginç ne de ikna edici geliyor.
Benim bir şey açıklamama gerek yok, iddia sahibi iddiasını temellendirmekle yükümlüdür.
Siz de şöyle bir şeyler (1, 2) bulmadığınız takdirde “ABD bu işte Avrupa’yı yer” tarzı muhabbetler havada kalıyor.
Yukarıdaki ikinci linkten (PDF dosyası, 2008 tarihli bir çalışma) bir alıntı: “Considering several metrics of forecast accuracy, the European Centre for Medium-range Weather Forecasts (ECMWF) model outperformed the other models”. (Anlamayanlar için meali: Birkaç tahmin isabet ölçüsü gözönüne alındığında, ECMWF diğer modellerden daha iyi performans gösterdi).
ariftarif
Yeri geliyor uzatmak istemiyorum deyip sen de tartışmayı kestirip atabiliyorsun. Madem öyle tartışma ölmesin devam etsin. ABD bu işlere Avrupa’dan çok önce başladı. Bugün senin de veritabanında kullandığın verilerin çok büyük bir bölümü ABD kaynaklı. 1871’den bugüne arşivler NOAA ve NCEP’ten gelen verilerle oluşturulmuş. Nerdeyse hızını alamayıp ESA NASA’dan daha öndedir bile diyeceksin. ABD’nin emperyalist politikalarının bir uzantısı olarak bu işlere döktüğü parayı görmezden geleceksin. Teknolojisinin bu işlerde o kadar da önemli olmadığını ima edeceksin. Bütün bu söylediklerimi sen de bal gibi bildiğin halde bilmezden gelecek sınırlı bir alan için az sayıda parametre için yapılmış bir karşılaştırma üzerinden sinekten yağ çıkarır gibi ECMWF GFS’den iyi bir modeldir sonucu çıkaracaksın. Benimki seninki tartışması yapılacak bir durum da yok ortada. Burası Havadelisinin not defteri, orası Havaturka. Biri elma öteki armut neyini kıyaslıyoruz. Çok farklı 2 format var ortada. Tartışılacak uzun uzadıya anlatılacak birşey varsa çekinmeden anlatıyorum gayet medeni bir şekilde öyle yada böyle bir sonuca ulaşmaya çalışıyoruz ama inan bana bu konuyu daha fazla uzatmaya gerek yok. Karşıt görüşte olanlar yada Arif Bey biz senin ne demek istediğini tam olarak anlayamadık diyen varsa söylesinler bileyim belki bu konuyla ilgili bir yorum daha yazarım buraya. Aksi taktirde kapansın bu konu. Bu arada GFS ve diğer modellerin performans karşılaştırmasıyla ilgili değil söylediklerim yanlış anlaşılmasın.
Şu tartışmanın başından beri bir araba laf ettiniz, ama hala GFS-ECMWF (ya da diğer modellerin) karşılaştırmasını yapan bir tane bağlantı vermiş ya da kendi gözlemlerinizi destekleyen iki farklı modele ait çıktıyı bir arada göstermiş değilsiniz. Buna karşılık, sizle tartışan arkadaşlar ve ben karşılaştırmalı grafiklere, ayrıca diğer araştırmalara başvuruyoruz. Fark ortada. Bunlar yetmiyormuş gibi, tartışmaya “Dünya çapında kabul gören 1 numaralı sayısal tahmin modelinin GFS olduğu su götürmez bir gerçektir.” şeklinde, herhangi bir referansla desteklenmeyen, Havaturka’da “ArifTarif” söylediği için hemen kabul görebilecek, ama burada rahatsızlık yaratan bir ifadeyle giriyorsunuz. Problem budur. Burada “Hava Delisinin Not Defteri” tarzını ve üslubunu benimsemek durumundasınız, aksi takdirde tartışmalar sonuçsuz kalacak ve sizin herhangi bir ikna ediciliğiniz olmayacak. Saygılar. – Havadelisi
ariftarifYazıyı Yazan
Ozan GFS-ECMWF karşılaştırmasını her şekilde yapalım. Bana karşı gösterdiğin agresif tutumu başkalarına da göstermelisin ama. Öyle bir ortam yaratıldı ki burada sanki ECMWF GFS’den çok üstün bir model. Benim kıyaslanamaz bile dediğim şey ABD’nin bu konularda Avrupa2nın çok önünde olduğudur. Veritabanı olsun, güncel veri ağı olsun arge çalışmalarına aktardığı kaynak olsun teknolojisi olsun Avrupa2nın çok ilerisindedir. Dolayısıyla Avrupa’dan bir adım önde olması normal sonuçtur. Benim anlatmak istediğim buydu.
Ayrıca bana göre son derece yetersiz karşılaştırmalar burada çok şahane mükemmel analizler gibi gösteriliyor. Bir kıyaslama yapılacaksa çok daha kapsamlı olması gerekir. Önümüzdeki 15 gün boyunca ECMWF ve GFS çıktılarını kaydedip böyle bir analizi sizlerle paylaşacağım. Başkaları tarafından yapılmışsa o veriler üzerinden de bir sonuca ulaşmaya çalışabiliriz. Teşekkürler…
Öff ama sıkıldık gerçekten Arif bey, bir ortam yaratıldığı filan yok onlar sizin kendi hisleriniz, yapın bir çalışma gösterin biz de inanalım, yok eksik analiz yapılmış da yok mükemmel gösteriliyormuş da… Bir tane karşılaştırma ortaya koymayan adam hala “son derece yetersiz karşılaştırmalar” yazıyor yahu! Bağımsız çalışma gösterdim yukarıda link verdim grafiği var, 5 gün için ECMWF son bilmemkaç yıldır GFS’den iyiymiş işte, belki daha kısa vadede GFS iyidir bilmiyorum. Nedir derdiniz anlamadım, millet de sıkıldı. “Şöyledir, böyledir, 1 numaradır, tartışmam” filan da yazmayın lütfen bir daha elinizde kanıt, belge, çalışma, analiz yoksa; yayımlamayacağım. Cevap vermek isterseniz de e-posta atarsınız. – Havadelisi
ariftarif
Konu kapanmıştır. Verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim…
ALKIM
Bu güzel analiz için teşekkürler havaankara. Santiago’ya da katılıyorum. GFS geçen sezondan bu yana formsuz. Ilıkçı filan ama ECMWF’ye bel bağlayacağız artık. Bu arada 1 hafta 10 güne kadar ECMWF’de de kıpırdanma olmazsa ben diyeyim patates siz deyin kestane olur bu aralık ortalamalar açısından. Görünürde yaşamaya başladığımız kısa süreli soğuma ardından en az 3-4 gün sersemletici lodos mevcut. Sonrası ?
ozan DENİZETKİSİ
Size yaşadığım bir olayı anlatayım. 2000’li yılların başında AVN’ye MRF’ye NOGAPS’a bakardım. O zaman AVN ile MRF birleşerek GFS’yi oluşturduklarını biliyorum. 2001, 14 Aralık civarıydı. AVN, 16 Aralık için müthiş kar yağışı ve soğuk veriyordu. 48 saat sonrası için modelde siklon Ege’den Doğu Marmara’ya çıkıyor ve yoğun kar gözüküyordu. Tam 36 saat kala ( Ozaman 12 saatte bir run yenileniyordu) şoka girmiştim. Siklon Batı Trakya’dan Bulgaristan’a yönelmiş ve tüm Marmara lodos ve ılık havada kalmıştı. 0 gece inanın geçirdiğim en kötü gecelerden biriydi. Modellere internet kafeden bakabiliyordum çünkü evimde bilgisayar yoktu. Sabahın köründe kafenin önünde beklemiştim ve kafe sahibi beni görünce şaşırmıştı. İçimde ümit yoktu ama yine dayanamayıp koşmuştum kafeye. Modelde siklon yeniden Doğu Marmara’daydı ve 36 saat kala yapılmış bu hata düzeltilmişti. Ozan hatırlar, Nazlı (23 Ocak 2006) sisteminde herşey mükemmelken sanırım üst üste 1-2 run’da sistem yok olmuş, tamamen Atlantik’ten gelen bir siklonun sistemi dağıttığı verilmişti. Bu hata yaklaşık 120 saat kala civarıydı( Ozan düzeltebilirsin hatam varsa) .Kısacası bunu böyle kabul etmeliyiz. Fakat çok ilginç bir şey var ; hayatımızdaki hangi olayı 7 gün öncesinden bu kadar net görebiliriz ki? Modeller zaman zaman yanlış sonuç verse de en azından az çok 1 hafta sonra üşüyecek miyiz yoksa tam tersi mi olacak görebiliyoruz.
GFS’yi ayrıntıları ve parametre çokluğu nedeniyle, 6 saatte bir sonuç vermesiyle ve kullanma alışkanlığımız nedeniyle ve güncellenmesinin daha hızlı olması sebepleriyle seviyoruz. Fakat bu eleştirilmeyeceği anlamına gelmez.. ECMWF ise daha donuk, daha soğuk, daha renksiz gelse de aslında içerik de önemli. Fakat 2-3 sene öncesine kadar ECMWF’ye hiç bakmazdım.
Bu arada Melik Bey sayesinde DMİ’nin hatalarını görmez olacağız. Öyle güzel sebepler sunuyor ki her eleştiri için ,vallahi yıllardır DMi’nin tahminlerimden çektiğimi unutacağım. Çok ciddi ve samimi 2000 yılından beri süren izlenimimi söyleyim; DMi ,ECMWF’ye mi bakar, yoksa başka bir modele mi bilmem, politikasında mıdır hiç bilmem, ama GFS hemen hemen yüzde 40 -50 DMi tahminlerinden daha iyiydi. Ozan, az mı mail attık nasıl olur böyle diye. Ozan ve ben bu konuda en çok isyan edenlerdendik. Gerçekten inanılmaz hatalar gördük. Hatta bu site yeni açıldığında bunun tartışması yapılmıştı. DMİ İstanbul’a sel uyarısı vermiş fakat hiç bir modelde böyle bir şey gözükmemiş, gerçekten de 10-20 kg yağış düşmüştü. Bunun gibi çok var yani, birkaç örnek olsa umursamayacağım. Ben de istiyorum kendi tahmin merkezimiz haklı çıksın , ona güveneyim hatta modellere bile bakmayayım. Umarım bütün çalışanlar Melik Bey gibi olur ve sadece DMi’ye güvenebilirim bir gün. Hatta bir çalışanı olmak için can atıyorum. Gerekli şartları yerine getirip uzmanlık sınavına girmeyi planlıyorum.
Bir dipnot: Bahadır arkadaşımız Tekirdağ Meteoroloji İstasyonu’na gitmişler. Bir tartışmada ölçüm kutusunun denize olan uzaklığını konuşmuştuk. Öğrencilerin ve Bahadır arkadaşımızın ölçümü aradaki mesafenin benim de söylediğim gibi 6-7 m olduğunu gösteriyor.
KRAL
Her ne kadar bazen bizi üzse de, uzun vadede bazen yanıltıcı çıktılar verse de GFS’nin, ECMWF’ye göre daha başarılı çıktılar ürettiğini düşünüyorum.
havaankara
Köyde birkaç yıl önce akşamüstü çektiğim bir fotoğraf. Benim çok hoşuma gitmişti görüntü. Fotoğraf görüntüsü kadar güzel değil maalesef. Ama yine de paylaşmak istedim.
Orta kuvvette bir öğledensonra fırtınasına benziyor. Birkaç saate kadar kaybolacakmış gibi görünüyor.
Hayatbu
GFS’in kafası yine karışmış 🙂
Yorum sizin…
ozan DENİZ ETKİSİ
Bir anormallik göremedim . Bu şekilde çok oluyor. Önemli olan bu kabus nasıl oldu da bu sene de bizi buldu bunu düşünmeliyiz. Sanki istedikçe , daha çok istedikçe betere gidiyor durum.
havaankara
Hocam, bence de bir anormallik yok. Türkiye üzerinde de 1020 var ve doğuda da 1025 hatta 1030 var. Olsa dükkan senin be abi. Ama inmiyor işte aşağıya.
Berat
Orada omega blocking oluşur…
Onur
Gol olur 🙂
ozan DENİZ ETKİSİ
Oluşan tek şey can sıkıntısı, moral bozukluğu, kar özlemi ve isyan…
sappokinowa
Hala çok erken olmakla beraber, çıktıların bu kadar disiplinli, stabil olmaları sanırım ( her türlü olumsuzu tecrübe etmemize rağmen ) pek beklentimiz değildi, değişir diyordum da kendi hesabıma, bu kadar keskin bir dönüş ben de beklemiyordum. Temkinli olalım diyoruz, nitekim oluyoruz da, ama bu keskin anomaliler soğukkanlılığımızı gerçekten test ediyor…Hele ki bir de az evvel Arif Bey’in Mikdat Kadıoğlu’yla yaptığı yazışmayı okudum, maşallah hocamızın ağzından her zamanki gibi bal damlamış ( hem de deli bal, yedin mi insanı sarhoş eden cinsinden )….Bekleyelim görelim diyeceğim ama bekleye bekleye de bebekler koca adamlar oldular yahu.
ozan DENİZ ETKİSİ
Nerde okudun?
sappokinowa
Birkaç saat evvel havaturka sitesinde dolanırken ziyeretçi defterinde okudum. Ne kadar ciddiye alınması gereken bir öngörü bilemiyorum, bizler hala ( ben de dahil olmak üzere ) bu tip çıkışların, öngörülerin çok da ciddiye alınmaması, bu öngörülere en azından ihtiyatlı yaklaşılması gerektiğini öğrenemedik gitti ya da ben öğrenemediğimizi düşünüyorum. Bir de bu kesinlik ifadeleri yok mu öngörü esnasında kullanılan,işte bu beni bitiriyor. Aynı yazıdan bir örnek : “10 Aralık sonrasından yılbaşına kadar da çoğunlukla yüksek basınç etkisinde ve normallerin 3-4 derece üzerinde sıcaklıklarla baharı anımsatan günler olacağını söyledi.”.Yani yaklaşık 20 günlük bir tahmin, peki hangi sağlam verilerle? Bu modeller daha birkaç gün öncesine kadar tüm polar yükü ülkemize boşaltmıyor muydu? Tamam elbette kabataslak bir yapı, çıktı üretebilir ama ya değişirse? Bu atmosfer denen meret kaotik bir yapıya sahip değil mi? Yoksa biz hep yanlış mı bildik? Yanlış da anlaşılmasın burada sözüm Arif Bey’e değildir, sadece bu öngörüleri dillendirirkenki kesinlik tabirlerinedir sözüm.Nerede kaldı “olabilir”, “beklenmelidir” ya da “şu anki görünüme göre” lafları ? Sağlıcakla diyorum…
Böyle bir açıklamayı bir profesörün ya da amatörün yapmış olması benim için bir anlam ifade etmiyor.
İstanbul’un havası kadına benzer ne yapacağı belli olmaz ifadesiyle şurada habere konu olan birisi, kısa vadeli tahmindeki başarısızlığı bile böyle geçiştirdiği halde, şimdi de uzun vadeli tahmine eğer ki Havaturka’dakesin ifadelerle gerçekten de kalkışmışsa hem komiktir, hem de çelişkilidir, yaptığı da müneccimliğin alâsıdır.
Öte yandan, biz böyle filmleri daha önceden de izlemiştik. (Bkz Örnek )
samet1634
Öncelikle herkese merhaba. Sayın hocam bundan yaklaşık bir ay kadar evveldi sanırım, kabaca 10 gün kadar sonraki pozisyonu kestirebilmek adına hangi verileri baz almamız gerektiğini sormuştum. “AO-NAO” ve bu endekslerin nasıl şekillendiği hakkında bilgiler vermiştiniz. Model çıktılarının sonucunda AO’nun oluştuğundan, yani AO’nun modellere yön veremeyeceğinden bahsetmiştiniz sanırım, yanlışsam düzeltin beni. Ancak şimdi bakıyorum, ayın 12.-13. günü gibi AO ve NAO nötr dolaylarına keskin bir iniş yapıyor, bu iniş neye göre ve hangi verilerle gercekleşiyor? Zira bulunduğumuz coğrafyada kış koşulları yaşatacak bir sinoptik görünüm mevcut değil. Amatör tahmin yapan insanların hemen bir çoğu : AO-NAO çok iyi, modellere yansıyacaktır, sistem gelecektir vs. gibi söylemlerde bulunuyorlar. Daha önce de söyledim size makine mühendisliğinde öğrenci olduğum için atmosfer olaylarına hakim değilim, sorduğum soru belki de çok temel ve basit bir şey, ancak bu konuda tatmin olmak istiyorum. Ben de sizler gibi hava delisiyim , cevabınız için şimdiden teşekkür ederim. Saygılar.
Güzel sorun için teşekkürler Samet. Bu AO/NAO konusunda zamanında birisi kuyuya taş atmış, şimdi çıkartmaya çalışıyoruz 🙂 Yukarıda yaptığın açıklamalar (benim sana önceden anlattıklarım) doğru. AO/NAO sadece birer sayıdan ibaret, model çıktılarından hesaplanan iki tane sayı… Problem şu ki, amatörler AO ve NAO’nun bizdeki havayı etkileyen tek etken olduğunu sanıyorlar. Onun için de bunlar nötr olunca illa ki bizde kar olur filan diyorlar. Oysa öyle bir şey yok. Özellikle NAO, sadece İzlanda ve Azor civarında neler olduğunu özetleyen bir parametre. Doğu Akdeniz’de ne olduğu sadece bu iki bölgeye bağlı değil…
Bir de bunları elli defa konuştuğumuz halde bazıları, ne olduğunu dahi tam bilmedikleri sayıların modelleri belirlediğini hala ısrarla söylemiyorlar mı… Çok ilginç gerçekten.
Ankaragücü
Bu “Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan” anlayışını sürdürmelerinin tek sebebinin, desteksiz sallarlarken çoluk çocuğu kandırabileceklerini sanmalarını, “sizin bilmediğiniz, görmediğiniz veriler var elimizde” kozunu kullanmak istemelerine bağlıyorum. 2 senedir ısrarla sorduk kendilerine; “Madem GFS çıktıları bu endeksleri belirliyor, siz nasıl oluyor da hala bu endekslerin modelleri önümüzdeki günler için belirleyeceğini savunuyorsunuz?” diye. Cevap elbette kem, küm…
ariftarif
Soruların cevabı zamanında gayet net şekilde verildi ve kem küm edilmedi. Aslında ben burada Havadelisi’nin olaya müdahale etmesini ve geçmişte bu konuda yapılan yorumlara yer vermesini, neden böyle olduğunu anlatmasını beklerdim. Çünkü aynı tartışmalar daha önce yine burada yapılmıştı. Ayrıca http://www.worldclimateservice.com sitesi üzerinden güvenilirliği tartışmalı olsa da 6 aylık uzun vadeli AO ve NAO tahminlerine ulaşabiliyorsunuz. Sanki biz o verileri kafamızdan atıyoruz uyduruyoruz gibi bir imaj yaratılmış. Ayıptır bu. Hodri meydan çekmemize takılacak kadar bilimselseniz o halde bu konuya da aynı çizgide yaklaşmalısınız. Bu indeksler neden yayınlanıyor, süs için mi oralara konuyor, üzerine niye bu kadar düşünülüyor , neden-sonuç ilişkileri niçin kuruluyor diye soran yok.
Geçmişte bana göre bir şeyler netleşmedi, sadece tartışıldı, tartışmada açıklayamadığınız birçok husus kaldı (takip edenler biliyor), bu açıklayamadıklarınız üzerine “görürsünüz öyle olacak”tan farklı bir şey söyleyemediniz (mevzu uzamasın diye o yorumlarınıza link vermiyorum), sonra da tartışma bitince siz sanki her şeyi netleştirmişsiniz gibi bir hava yarattınız… Neyse, bunları neden tartışıyoruz ki, sonuçta gene aynı noktaya geleceğiz, siz yine kimsenin göremediği bir şeyleri sizin görebildiğinizi, iyi tahmincinin doğru çıktıyı yanlıştan ayırabilen biri olduğunu filan söyleyeceksiniz, bunların da objektif olarak tartılabilecek bilimsel bir temeli bulunmadığı için tartışma otomatikman sonlanmış olacak 🙂 Bakın dikkat edin, sizin dedikleriniz hiçbir sefer tutmadı ya da tutmaz demiyorum, sadece bilimin belli bir yöntemi vardır ve bu kimse için esnemez, bu sizin için de geçerli diyorum…
Bence orada burada yazılan şeyleri üzerinize alınmadığınız takdirde bir mesele yok, kimse doğrudan sizinle uğraşmıyor, gösterilen tavırlara, tarzlara yöneltilen eleştiriler var o kadar. Siz her şeyi netleştirdiğinizi düşünüyorsanız cevap vermenize de gerek yok zaten.
ariftarif
Bugünlerde eski yazılanlara bakıyorum. Bu başlık altında yapılan yorumlara bakıyorum. Aynı kişiler o gün neler demiş bugün neler diyor. Şaşırdım kaldım. AO ve NAO indeks değerleri ve tahminleri nisbeten daha kararlı hava koşullarının görüldüğü yerlerden gelen veriler üzerinden hazırlandığı için -ki bunu geçmişte sen de teyit etmiştin- ve bu indeksteki iniş çıkışların bulunduğumuz coğrafyaya etkilerini de bildiğimiz halde inkar mı edeceğiz şimdi. Zaman içinde AO ve NAO’da da uzun vadede değişimler olabiliyor bunu biliyoruz ancak bu değişim -ülkemiz adına konuşuyorum- 6 saatte 1 güncellenen modellerdeki gibi dramatik olmuyor. Anlatmak istediğim budur. Netleşen birşey yok. Atmosferin kaotik yapısı içinde 2×2=4 diyebileceğimiz az sayıda şey buluruz. Ortada bir tez varsa bunu daha ileri nasıl götürebiliriz diye çabalamak yerine eleştiri odaklı yorumlar yapılmasına da anlam veremiyorum. Alıngan bir insan değilim ama doğrudan bana karşı yazıldığı apaçık belli olan şeylere de cevap vermem de lütfen kimseyi rahatsız etmesin. O kişiler önce aynaya bakacak, geçmişlerine dönecek o günleri hatırlayıp ondan sonra gelip bana dil uzatacak. İşte o zaman boynum kıldan incedir. Teşekkürler…
Benim bahsettiğim şu, şaşıracak bir şey yok. Uzatmak istemiyorum.
gvm
“Ortada bir tez varsa bunu daha ileri nasıl götürebiliriz diye çabalamak yerine eleştiri odaklı yorumlar yapılmasına da anlam veremiyorum.”
Eee…Tezinizi destekleyecek sağlam kanıtlarınız yoksa o zaman eleştiri almanız kadar doğal bir şey yok. Size yöneltilen eleştirilere karşı “çıktıları yorumlamak” dışında bir argümanınız yoksa, kusura bakmayın ama GFS’nin 15 gün sonrası için çıktılarına bakıp tahmin yapanlardan farkınız yok demektir.
Ankaragücü
Arif Bey, ben tarzınızın bildiklerinizle örtüşmediğini düşünüyorum. Bu konuda aslında ciddi bir bilgi birikiminiz var ancak sunuş şekliniz (kişisel düşüncem elbette) bana göre çok yanlış. Hepimiz ters köşeye yatabiliyoruz ama bunu zamanında görüp geri adım atabilmek bence daha önemli. Yukarıda link verdiğiniz AO ve NAO verileri aslında sizin de bildiğiniz gibi model çıktılarının çok daha kabaca, çok daha uzak tarihe çalıştırılmasından ibaret. Yani referans alınabilecek durumda değil. Üstelik en saygın kurumların mevsimlik tahminlerinin daha kış gelmeden sonbahar aylarında buhar olduğunu yıllardır görmüyor muyuz? Çok bilimsel olduğum söylenemez. Bu konuda bir eğitim almadım. Hatta eğitim almasa bile son derece detaylı, başarılı araştırmaları burada yayınlayan dostlarımızın yanında esamem okunmaz. Ama bilime çok saygı duyuyorum. Geçen yıl çok kaba bir araştırma ile pastırma yazlarını takip eden aralık ayında sıkça, üstelik de sayılı fırtınalara uygun olarak gelen soğuk hava için 12 Aralık tarihini işaret etmiştim. Bu kesinlikle bir iddia değilken, yalnızca bir öngörü olsa da, başta Ozan Bey’in, bence biraz haksız müneccimlik eleştirisine muhattap olmuştum. Ama gördüğünüz gibi benzer bir öngörüyü çok detaylı şekilde analiz edip, tablo halinde, uzun yılların detaylı karşılaştırması ile arkadaşlarımız siteye koydular. Somut veriler, karşılaştırmalar, tablolar işin rengini değiştirebliyor. Keşke ben de o yolu izleseydim. Veya bunu yapabilecek donanımım olsaydı. Sanırım günümüz dünyasında bir şeyi bilmekten daha da önemli olan şey, onu karşınızdaki insanlara “iyi ifade edebilmek” olsa gerek. Sevgi ve saygılarımla.
ariftarif
Zaman zaman kullandığım sivri ifadeler iddialı yaklaşımlar bilimsellikle bağdaşmıyor olabilir. Bu konuda yapılan eleştirileri anlayabiliyorum. Fakat yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum. Yoksa bu işi herkes nasıl yapıyorsa nasıl yapılması gerekiyorsa ben de öyle yapıyorum. Sadece biraz üslup farkı var o kadar. Saygılar…
Ozan Hoca çok haklı, hem daha o amatörlerin bilgi sahibi olmadığı ve Türkiye’ye etkisi olan İskandinavya (SCAND), Doğu Atlantik-Batı Rusya(EA/WR), Polar/Avrasya(POL) gibi endeksler de var. Bunları incelemeden tek başına AO/NAO hava tahmini yapmaya yetmez. Örneğin, Kafkaslar’daki soğuk havayı EA/WR gidişatına dayanmadan açıklamak eksik olur. Ya da aşırı negatif AO/NAO değerlerinde gelen soğuk sistemleri bu veriler ışığında açıklayabiliriz.
samet1634
Teşekkür ederim sevgili White Fox 🙂
ALKIM
Bugün işyerinden bir arkadaşın gönderdiği yol fotoğraflarından birisi. Yer belirtilmemiş. O kar kalınlığı nedir öyle arkadaş!
İngiliz trafik sistemine göre gidiyor arabalar. Neresi ola ki? Kanada gibi geldi bana ama emin değilim.
sirocco
Japonya’da bir bölgeydi ama ismini hatırlayamadım.
sappokinowa
Çok emin olmamakla beraber rumuzuma sebep Hokkaido olabilir mi ? Çok sağlam kar yağışlarıyla ünlüdür bu bölge. Sapporo, Hokkaido adasının en kalabalık nüfusa sahip olan şehridir… Sapporo şehri kar festivalleriyle ünlüdür, şu linkte bazı bilgiler mevcut.
şefik
Alaska olabilir.
mert34
Eski İstanbul kışından bu görüntü 😀 Ne karlar yağarmış be 😛 Kanada’dır herhalde.
Zafer
Burası Japonya’da Hakkoda Wall dedikleri bir yer. Yılın belli zamanlarında trafiğe kapatılıp turist otobüslerinin kullanımına bırakılıyor. Bir adet video linki vereyim, gerisi de gelir zaten 🙂
Bu arada fotoğrafın asıl linki sanırım bu adreste .
Ankaragücü
Birkaç yıl önce Japonya’da böyle bir yağış olmuştu diye hatırlıyorum. Japonya’da da trafik soldan değil mi zaten?
Blance
Arkadaşlar bu ve bunun ötesinde görüntüleri Van-Bahçesaray karayolunda Bahçesaray yakınlarında, hem de dört mevsim görebileceğinizi bilenler vardır mutlaka. Hatta Bahçesaray’ın bazı köyleri 6-8 ay arasında kapalı kalan yolları yüzünden belgesellere konu olmuştu… Yaz aylarında yoğun uğraşlar sonucu açılan karayolunun kenarına doğru yığılan karların yüksekliğinin 5-10 metreyi bulması ve temmuz ayında bölgeden otobüsle ilk defa geçenlerin yaşadığı şaşkınlık da, işin bir diğer esprisi…
havaankara
O kar yağarken izlemek vardı 😦
Hayatbu
Peki bir bilen söylesin hangi etken tabloyu bu kadar değiştirdi? Kim ne derse desin inandırıcı gelmiyor şuanki diyagramlar. İlla -10lar girer kar yağar vs. değil de; resmen Azor-Sibirya hattı, köşesi bizim üzerimizde olmak üzere köprü gibi kurulmuş üstümüze. Bırakın soğukları yağış bile kurumuş gitmiş.
Mesela Akdeniz Havzası modellerde o kadar ısınmışken hiçbir siklonun görünmemesinde bir terslik yok mu sizce? Benim bildiğim Akdeniz kışı bu değil, kimse kusura bakmasın ama GFS’in ciddi ciddi bugları var gibi geliyor bana (aşırı soğuk da gösterse, aşırı sıcak da gösterse). Ben şahsen Akdeniz’in otomatiğe bağladığı, yumurtlar gibi siklon geliştirdiği dönemleri özledim. Haydi soğuk varken kuraklığı anlarım da, kışın sıcak varken kuraklık pek mantıklı gelmiyor.
Polarspor’un bence en büyük eksikliği ileri uçta oynayacak bir Akdeniz siklonu. Şöyle kontratakla Balkanlar’ın arkasına sarkan soğukla buluşacak ve şöyle tahminen İzmir-Ankara hattından havaya sıçrayacak bir siklonla gol bulmak bence en iyi çözüm bu golsüzlüğe.
Mamii
DMİ cuma günkü tahmininde bizlere şaka yapmış 🙂 Kaç tane hata bulacağımızı test ediyor !
İzlanda’da son yılların en soğuk günleri yaşanıyor. Akureyri’de sabah 7:00’de sıcaklık -21 C idi, şu an ise -18 C . Sıcaklık deniz seviyesinden sadece 2 metre yükseklikteki Akureyri Havaalanı’nda ölçülüyor.
2 gündür suskundum, ister istemez ılıkçı izlenimi de vererek suskunluğumu bozuyorum. 🙂
Sistem çökmekle kalmamış, hatta diğer çalıştırmalarda da genel olarak bir kararlılık belirmiş.
Bu da Ward Yöntemi ile birbirine benzer özellikteki çalıştırmaların küme(cluster) haline getirilerek ortalamalarının alınmasıyla ortaya çıkan sonuç:
Neyse bozmayın moralinizi canım…hayal kırıklığı da, heyecan da hayatın elementleri 😀
hasso
Ben yine de o turuncu olandan ümitliyim, tüm ılıkçılara karşı tek başına mücadelesini aslanlar gibi sürdürüyor :)…
ALKIM
Bu da 42 saat önceki diagramlar. Daha yenisini koyacaktım ama bulamadım. GFS’in 42 saatteki dönekliği. Diyagram ortalaması 7-8 derece oynamış. Pes doğrusu.
hava ankara
Teknik Direktör Guus ECMWF’ten GFS’e ağır eleştiri: “Biz maddi yetersizlikler yüzünden günde 2 defa çalışma yapıyoruz, bunlar günde 4 kez. Ama her defasında farklı bir sistemle çıkıyorlar sahaya. Ne olduklarını ne yapmaya çalıştıklarını anlayabilmiş değiliz. Ama anladığımız kadarıyla doğru düzgün oturmuş bir sistemleri bile yok. Buna rağmen neden hala GFS daha çok tutuluyor o da ayrı bir soru.”
Ankaragücü
Benim içim rahat. Sistem hiçbir yere kaybolmadı. İsmini vermek istemediğim bir tahminci, ismini vermek istemediğim bir sitede “gelecek işte, hodri meydan” dedi.. 🙂 Bu benim için yeterlidir. Yemişim GFS’yi, ECMFW’yi.. 🙂
Hayatbu
Hem de sistem gelmezse galatasaraylı olacağı konusunda iddiaya da girdi. Ya galatasaraylı biz bilmiyoruz ya da…???
Polarspor bu tahminciyi transfer etmekle acaba bu maçı alacak hamleyi yaptı mı?
Santiago vs. ****
Bakalım kim kazanacak?
huseyin
Bir günde bu kadar değiştiyse, yarın, belki de sonraki gün tekrar soğuklar beliremez mi?
Aralıktan umudumu kestim, artık başka coğrafyalara odaklandım 🙂 Birkaç güncellemedir çıkıp duruyor, Britanya civarında 960-950 mb civarı bir alçak basınç geziniyor, buna kasırga diyebilir miyiz izobarların sıklığını da göz önüne alırsak?
Canımız isterse diyebiliriz tabii ama “kasırga” daha çok tropik karakterli siklonlara verdiğimiz isim…. Bu tropik-dışı (extratropical) bir siklon…
Snowlover81
Bizim kör talihimiz maalesef böyle geldi böyle de gidecek. Bir AB çıkıyor Azor’u alt ediyor ve kuzeye çıkmasını engelliyor ve bize de eksi 10’lar hayal oluyor. Dedim bu sene farklı ama nafile . Ne yazık ki bu şanssızlığımızı yenemeyeceğiz gibi. Yine aynı muhabbetlere başlarız yakında. İstanbul’un kışı Ocak 15’te başlar demeye.
Hans beklenen patlamasını alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren Polarspor’a yaptı… Henüz 5.dakika ve durum 1-0… Bakalım Polarspor, ender gelişen ataklarından sonuç alabilecek mi, yoksa Hans’lı, AO’lu ve NAO’lu kadrosuyla Ilıkçıspor geçen sezon olduğu gibi tulum mu çıkartacak… Ilıkçıspor sadece Emanuel AO ve Pascal NAO’ya değil, jet bir transferle kadrosuna kattığı, “boğazın boğası” olarak bilinen Santiago’ya da güveniyor… Teknik direktör Guus ECMWF, iki hafta önceki LaNinaspor mağlubiyetinden sonra bu senenin geçen senelere göre zor geçeceğini anladığını, fakat hala rakiplerini devirecek güçte olduklarını söyledi.. 12 gün önceden kar tahmini yapanların acemiliklerinin kurbanı olduğunu belirten tecrübeli hoca, “herkes bana zamanında gereken değişiklikleri yapmadığım için kızıyor, ama görüyoruz ki runların bitmesine 3-5 gün kala herkes dediğime geliyor, bu sezon da öyle olacak…” diyerek rakiplerine gözdağı verdi.
(Bu arada meteorolojik kışın (Aralık-Ocak-Şubat) 90 gün sürmesi de ilginç 🙂
1 Ocak’ta transfer sezonun açılmasıyla beraber Met Office’i de kadromuza katacağız. Sizi kendi evinizde, 25 Ocak-15 Şubat arasında devireceğiz 🙂
KRAL
Hans’a tazminat davası açacağım bu gidişle. Maddi, manevi 🙂
welbane
Bu da bizim el classico’muz.. ECMWF onderligindeki ılıkcılar GFS’nin talebelerine ilk 10 dakika hadi oynayın dediler ama daha sonra rakibinin ustunde mutlak ustunluk kurarak top bile gostermediler, polarspor da macın son dakikalarında yenilgiyi kabullenmiş, run bitse de gitsek havalarındaydı zaten.. ama kış uzun maraton, ECMWF’nin mantalitesi cozuldukten sonra -5 li -10’lu sounclar alınması cok zor degil, yeter ki dondurmeyelim Santiago’yu..
Süper Hocam ya. 🙂 Ama en güzeli ve en kısa yolu ECMWF’yi soğukçulara transfer etmek. Çok zor gözükmekle birlikte bir şekilde çelmek lazım aklını. Gerekirse teşvik… Neyse, fazla duyulmasın…
Murat Demir
Kaptan Ozan Hoca ise biraz gayretle -10’ları alırız. Zaten, sezona kasım ayında çok formda, antremanlı başladık. Ben ümidimi yitirmedim. 2012’de, yeni yılda kupayı alacağız.
Hayatbu
Beşiktaş kanserine bile çözüm bulundu ama Hans kanserinin tedavisi bulunmadan yolcu gibi görünüyoruz…Yine de bir Beşiktaşlı olarak “son dakika golleri” yemeye alışık olduğumuz kadar atmaya da alışığız. Çok sevdiğim, birçok Beşiktaşlıdan da duyduğum ve maçlara bakış açımın temeline oturttuğum bir sözle bitireyim. “Son düdük çalmadan maç bitmez!”
Snowlover81
Üstad zaten moralim bozuk, düşene bir de sen vurma istersen 🙂
beyazbulut‘un kendi ölçümleriyle oluşturduğu, Pendik’in son 16 yıllık aylık ortalama sıcaklıklarını buradan indirebilirsiniz. Bu verileri ayrıca üst menüden ulaşılabilen Hava Tahminleri -> İklim Verisi Kaynakları adlı sayfaya da koyuyorum.
Hep bu ılıkçılar yüzünden. Duygusallık nedir bilmezler, totem nedir bilmezler. Soğuma, yağış gördü mü şüpheyle bakarlar, yüksek basınç olunca çalışmasını bile yaparlar. Kaçırdılar işte yine bağıra bağıra gelen sistemleri. ECMWF’in kurucuları da bunlar ben size söyleyeyim. Eskiden ECMWF, GEM mi bilirdik biz. Bakardık mis gibi GFS’imize, 180-384 arası mutlu olurduk. Hepsi bu ılıkçıların icadı. 🙂
Geçen sene üzüldüğüm gibi bu sene de üzülmeyeceğim artık 🙂
hengunkaryagsın
Bu işin bir ayarı, ortası yok mu kardeşim!!! Dün akşam soğuk olarak en uç sınırları gösteren GFS bugün en üst durumu gösteriyor. Bu işte bir yanlışlık olsa gerek, ya bu Almanlar bu işi bilmiyorlar ya da yeni bir psikolojik işkence metodu buldular da biz Türklere mi uyguluyorlar?
Demek ki atmosferde güçlü bir sinyal yok, etkisiz gibi görünen, küçük faktörler bile ne olacağını tayin edebilecek. Bu küçük şeyleri modellerle henüz tam olarak simule edemiyoruz.
Santiago
İstanbul’da (Atatürk Havalimanı) 2011 Kasım ayı…
Ortalama sıcaklık: 9,6 C
Basınç: 1025,4 mbar
Yağış: 6,6 kg/m2
Bu kadar düzenli bir oluşum zor bulunur… Daha erken ama böyle giderse bu sistem bize gelir Ozan hocam… Takibe devam.
“Düzenli”den kastın nedir?
Senaryoların ‘düzenliliğinden’ bahsediyorum. Hepsi nerdeyse birbirleriyle uyuşuyor ve kararlı gibiler… Böyle bir görüntü bu sistemin habercisi olabilir mi =?
Şu adresteki görüntüyü paylaşman senaryoların uyumu hususunda (daha uygun bir sözcük) daha iyi fikir verecektir. Gördüğün üzere, son GFS ana çıktısı soğuk senaryolardan, bir sürü de sıcak var. Senin paylaştığın haritalarda Azor’un uzantısı olan yükseğin güney enlemlere soğuk hava çekeceği net gibi, ama o soğuk bize doğru gelir mi orası henüz tam belirli değil.
Peki ya Ankara ?
Evet soğumaya doğru bir gidiş var gibi ama makası epey açmışsın be 🙂 Azcık daha beklememiz icap ediyor, sonra sevinebilirsin.
Biliyorum hocam 🙂 19 Aralık’a kadar takibe devam bakalım daha neler göreceğiz 🙂
Hocam, bir de AB’ler tabiri caizse otoban yapmış Akdeniz civarını modellerde. Şu anda sıcak sıcak çıkmakta olan 18Z çıktısında da yeni AB oluşumları var. Bunları da göz önünde bulundurup özellikle yağış konusunda çok fazla şey söylememek lazım.
GFS ve ECMWF’nin 168’den sonrası için ortalama sıcaklıkları. Benzer görüntüler sunmaları beni mutlu ediyor. Ayrıca Londra’nın basınç tahminleri:
Bunlar da 20’si civarlarında basınç yükselmesini işaret ediyorlar. (Londra’yı baz almak çok da doğru bir şey değil aslında. Ama orada YB olması bizim için güzel bir haber. Ve böyle zamanlarda böyle dayanaklara ihtiyacımız oluyor)
Kısacası şu anda 7 günden sonrası için güzel görüntüler var. Ama lütfen geçen yılı hatarlayalım, daha bir hafta öncesini hatırlayalım. Görüntülerin nasıl değişebildiğini hatırlayalım. Bu görüntü inşallah değişmez. Ama en küçük oynamalar bu görüntüyü değiştirebilir. Benim tahminim değil beklentim Aralık bitmeden Ankara’da güzel kar göreceğimiz şeklinde. Ama diyagramlarda kararlılık var diye illa olacak diye bir kaide de yok. Diyagramları göz önünde bulunduralım, ama diyagram da sonuçta GFS çıktısı. En güvenilir çıktısı olan ana çıktı bile 5-6 günden sonra nasıl dönüyor ki, başlangıç koşulları değiştirilerek daha düşük çözünürlükte üretilen diğer çıktılar dönmesin.
Tamam, hepimiz kar bekliyoruz. Tamam, şu andaki göstergeler güzel. Ama sükut-u hayale uğramamak için biraz daha bekleyelim. İp şeklinde diyagramlar bile 2 çıktıda değişebilir. Bunu da akıldan çıkarmayalım.
İstanbul Balmumcu’da gecenin en düşük sıcaklığı +12 derece olmuş. Birkaç gündür kombiyi hiç yakmadık. Kim ne derse desin bu havalar çok güzel (ve hesaplı). Zaten kar yağmadığı ya da yerde olmadığı müddetçe soğuğu hiç sevmem. Yağışlar da ufukta gözüktü, bir problem yok, havalardan memnunum 🙂
Katılıyorum. Karsız soğuk havaya karşıyım.
Aslınız ortaya çıkıyo işte böyle pis ılıkçılar sizi, elinizden gelse bütün kış kombiyi yaktırmazsınız, gelsin lodos gitsin yüksek basınç keyfinize bakarsınız siz…
arkadaşlar lütfen şu ılıkçıların, modelcilerin tuzağına düşmeyelim. bunların amaçları zaten aramızda fitne çıkarmak. sinerji yaratalım, moralimizi bozmayalım. üstat diyorsa kar yağar zaten.
😀 😀
Tüm kar severler aynı düşüncelere mi sahip olur ya! tamamen katılıyorum, kar yoksa soğuğa hiç gerek yok, kar varsa soğuk büyük bir zevk…
Bu arada aşağıya bir sürü yazmışsınız. Bu sistem(ler)i ilk ben gördüm. 21-31 Aralık’ı kapattım. Sahiplenmeye kalkmayın sakın ola. 🙂 Ayrıca olur da 3 gün sonra modeller çark eder, ılıkçıların gazabına uğrarsa bu kışı kaybettiğimizi iddia etme hakkını saklı tutuyorum bilesiniz. Olur da soğuklar GFS’in akşam modelinde yer aldığı üzere uzun süreli ve mevsimine uygun(abartılı olmayan) şekilde gerçekleşirse yoğurtlu dönerlerimi isterim. Aşağıda gördüm bir kaç ılıkçı kendi ürünleri olan ECMWF’i bile abartmakla itham etmeye başlamışlar bile. Ayrıca AO gibi mukaddes bir terimi ağızlarına almışlar ki kendilerine teessüf etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Yoldaşlarım lütfen bu ılıkçılara itibar etmeyiniz. Maksatları ürkütmek, yolundan çıkarmak, Aralık’ı ılık geçirtip tüm kışı heba etmekten ibarettir. O çalışma da Aralık’ın ılık geçeceğini tahmin ettiklerinden tüm kışı mutsuz geçirmemiz için hazırlanmıştır. Soğukçular olarak totemimizle, sinerjimizle ve inancımızla evelallah hakkından geleceğiz. İlk 180’e -6’yı soktuk. Biraz daha gayret edersek niye -8ler, -10lar, hatta -12ler girmesin değil mi soğukçu yoldaşlarım. Ve hatta neden omega blocking olmasın! Ha gayret. 🙂
Avucunuzu yalayacaksınız. “Aşırı pozitif NAO’nun gazabı soğukçu kavmini helak etti” diye yazacak tarih kitapları.
yaşasın soğukçular! 🙂
Kış gitti okeye dönüyor artık 🙂
Uyarımız üzerine MGM analizini yeniledi. Türkiye’nin tamamı soğuk bir Kasım geçirmiş:
http://dmi.gov.tr/veridegerlendirme/sicaklik-analizi.aspx
Çok etkileyici bir düzeltme helal … Uyarılar dikkate alınıyormuş demek ki … Melik Bey sağ olsun 🙂
Yok bu sefer benim fazla bi katkım olmadı, demek ki klimataloji şubeden blogu takip ediyorlar. ALKIM’a teşekkür etmek lazım hem hatayı buldu hem de kliple gereken mesajı verdi.
Yalnız Devrim Bey’in bahsettiği bölge müdürlükleri ve genel merkez tahminlerinin tutmadığı yönündeki sorunu yetkili makamlara ilettim, inşallah o konuda yeni bi düzenleme yaparlar.
Burayı takip ettiklerini sanmam, welbane ve Alkım‘ın yazılarından sonra ben e-posta gönderdim… Cevabını da şurada paylaşmıştım.
Hocam mektup var diyince ben blogdan görüp yazdılar sandım. DMİ personelinin sıkca bulunduğu facebook sayfalarına arada bir blogun linkini koyuyorum. Ordan görüp bir iki arkadaş girip “feyz” 🙂 almıştır diye düşündüm ama yanılmışım….
Tahmin ettiğimden hızlı davranmışlar. Kaymak yaramış MGM’ye. 🙂
Çok şaşırdım doğrusu. Sizleri ve görevini ciddiye alarak yanlışı düzelten klimatoloji şubedeki arkadaşı tebrik ederim.
teşekkürler. ben de mgm sitesinden takip ettim hatta iç anadolu, marmara ve karadeniz’de 3 dereceyi aşan negatif yönde azalmalar olmuş. yaşasın soğukçular
Arkadaşlar internette gezinirken yarım saat doyasıya baktığım fotağraflara rastladım. Sizlere de tavsiye ederim.
Bunlardan şu sitede, Galeri->Kar ve Erzurum bağlantısında bir sürü var.
1982 yılının yılbaşında çok güzel kar yağmıştı Bursa’ya Çekirge Caddesi kapanmıştı, ahhh nerede o güzel günler
20 Aralık sonrası için ECMWF’in de (şimdilik) desteklediği güzel basınç yerleşimleri ve yağış durumları söz konusu. İleri bir tarih olduğundan model çıktılarını koymaya gerek görmedim ki bir çoğunuz zaten takip ediyordur. Sıcaklıklar kar yapmaya yeter mi bilmiyorum ama haftasonuna kadar bu beklenti değişmezse heyecanlanmaya başlayabiliriz.
Modelleri ben de inceledim. Özellikle 21 Aralık’ta neredeyse Orta Afrika’ya -4’ler girecek, koridor açılmış. Koridorun sağı da solu da neredeyse +10’lara çıkmış. Sanki sıcak bir yere toplanınca soğuk havanın kaçması daha kolay oluyor.
Geldikleri gibi giderler …
Hans von Warmer
19 aralığa kadar takip edeceğim (19 aralık sonrası için güzel bir soğuma trendi bekliyorum) GFS ve diğer modeller her güncellemede soğuma eğilimini artırıyor ve yağış olduğunda akdeniz ve ege’nin iç kesimleri, marmara’nın güneyi, batı ve orta karadeniz’in iç kesimleri, iç ve doğu bölgelerimiz için direkt olarak kar görebileceğimiz bir yağış oluşturacak soğuklar bunlar, evet görüntüler gayet güzel ama şimdiden takip etmek lazım sonra bu sistem niye gelmedi demeyelim… 🙂
ECMWF de, GFS de 18 Aralık’tan itibaren güney enlemlere soğuk akışı öngörüyor. Hani çok meşhur AO’muz var ya, alaylı amatör meteorologların olmazsa olmazı, onun eksili değerlere inmesiyle gelen cinsten bir soğuk hava dalgası.. Buna halk arasında polar koridorun açılması da deniyor.. Batı Avrupa ve İskandinavya yüksek basıncın etkisine girdiğinde Doğu Avrupa’ya soğuk akışı kaçınılmaz oluyor..
Ayrıca ECMWF’nin son modelindeki 20 Aralık sonrası senaryolar bence hayli ütopik.. Dayı oğluna söyleyeceğim böyle fantastik çıktılar koymasın artık, burada tanıtıyoruz arkasında duruyoruz ama bir yere kadar 🙂
Bu da son çıktısındaki, kar delilerini kahredecek siklonik oluşum.. Kuzey-Ege Marmara hattından Karadeniz’e çıkış..
Bulgar bi hava delisi var, Hristov, araya adam koymuştur, yoksa o siklon Antalya’dan çıkar.
Şerrrefffsizzzz Hans yine akşam modellerinde yaptı yapacağını.. Önüne gelene mavi boncuk dağıtıyor… 🙂
Bu arada diagramlar çok iç açıcı değil. Yağış vaad etseler de akşam ana çıktısı yine en soğuk senaryo olarak görünüyor. Tekrar bir hayal kırıklığı yaşamak süpriz olmaz.
yerleri de ıslarmış, kedi canını yerim senin:) bu sabah izmir:
Maşallah Maşallah :))
Evet arkadaşlar, aralığın sonuna kadar görünün tahminlere göre ne kar var ne soğuk, sanırım 20 gün ya da daha fazla bir süre karsız sıcak günler geçiricez, eylül’den beri bütün dünyadaki kuruluşlar accuweather da dahil olmak üzere bu kış bölgemiz için sürekli uyarılar yaptılar, linkte okursanız Yunanistan da dahil olmak üzere bu bölgenin efsane bir kış geçirmesi gerekiyordu, ama Aralık’ın ortasına geldik ve bahardan kalma günler yaşıyoruz resmen ve ileri vadeli 15 günlük tahminler için de kış belirtisi yok gibi. Ben son 2 senedir meteorolojiyi takip ediyorum, henüz “hiçbir” tahminin tuttuğunu görmedim, sanırım babadan kalma ya da yelkencilik yaptığım zamanlarda öğrendim, klasik tahminlerle anlamaya çalışıcam havayı, acaba benim şansıma mı 2 senedir tutmuyor tahminler, öncesinde tutuyordu ya da iklim şekli değişti de yeni iklim şeklini eski tahmin sistemimizle anlayamıyor muyuz artık? Bu arada ben 2 senedir izliyorum ama çocukken yaklaşık 20 yıl önce falan yapılan tahminler doğru çıkıyordu.
Şimdi ne oldu da tahminlerin hemen hepsi tam tersi çıkıyor ?
Epey yanlış anlamışsınız tahmin meselesini. Günümüzdeki tahminler 20 yıl öncekilerden elbette daha iyi. 20 yıl önce model çıktılarını internetten göremiyordunuz ve sallamacıların 15-20 günlük “tahminlerini” okuyamıyordunuz. Bu nedenle o zamanki 1-2 günlük tahminler genelde tutuyordu, hatırladığınız bu. Şimdiki 1-4 günlük tahminler ise hep tutuyor.
Mesela bugünden itibaren 20 gün daha karsız sıcak günler geçireceğimizi bilemezsiniz. Bunu kimse bilemez. 10 gün sonraki görüntü bir anda değişebilir çünkü (daha yeni oldu, hepimiz bugünler için soğuk beklerken ters köşe olduk). 20 gün sonrayı kimsenin bilemeyeceğini, ve bunun nedenlerini anlamak, iyi bir tahminci olmanın ilk şartıdır.
Mevsimlik tahminler, adı üzerinde, bütün bir mevsim için yapılır. Aralık’ın ilk 20 gününün mevsimlik tahminlere uymaması hiçbir şey ifade etmez. Ha, Ocak sonuna kadar sıcak geçmiş olur, o zaman tamam.
Bilgi için teşekkür ederim, evet eskiden 1-2 günlük tahmin olduğu için doğru çıkıyordu sanırım, o zaman bekleyip görücez 🙂
Bir hava sitesinde müthiş bir kar geliyor gelmiyor kavgası var 🙂 İnanamadım.
Aslında bu mevsimde sizin deyiminizle bir hava sitesinde olması gereken de dolar çıkacak altın düşecek şeklinde bir tartışmaydı herhalde 🙂 Bir kavga da yok üstelik ortada. Bu olsa olsa aralık ayının kalan bölümünde İstanbul gibi yerlere kar yağma olasılığının azaldığını kabullenenlerle kabullenemeyenlerin düştükleri fikir ayrılığı olabilir bana göre…
Bu tip atışmalar genelde atmosferin sakin ve diyagramların kırmızı çizginin üstünde ip gibi olduğu durumlarda tavan yapar, haftaya tansiyon azalır biraz, sistem-yağış vb. yüzünden..
Eğer ki Şubat ayına kadar sağlam sistem alamazsak asıl meydan muharebeleri o zaman başlar “Ilıkçılar vs Soğukçular” 🙂
Tuzla’da sıcaklık utanmasa 20 dereceye vuracak! 😀 18,8 dereceye tavan yaptı birden sıcaklık!
Bu gördüğünüz 20. yüzyıl başında Kütahya’da imal edilmiş bir barometre;
Bu da 1901 yılında yapılmış, o günkü İstanbul’u gösteren bir harita. Aslında Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını gösteren daha büyük bir duvar haritasından detay;
Ne deniyor o tür haritalara bilmiyorum ama yer şekillerini kabartılarla gösteren güzel bir haritaydı.
İstanbul dışında Şam, Sana’a, Bağdat, Selanik ve Bursa, yani imparatorluğun önemli kentlerinin planları da vardı İstanbul’unki gibi detaylı olarak.
Fotoğraf makinam yanımda yoktu, cep telefonumla çektiğimde kalitesi düşük bir görüntü olacağı için haritanın tamamını çekmedim. Fakat internette buldum. Bu da çok kaliteli değil ama bir fikir verir hiç değilse…
Alıp evime götüresim gelmedi değil 🙂
Görmek isterseniz Sultanahmet’teki Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde (İbrahim Paşa Sarayı).
Teknik aksamı Almanlar’a ait tabii…
dikkatimi çeken marmara denizi’ne marmara denizi yazmışlar, diğer denizlere “bahr-i” ön ekli isimler kullanılmış. bahr-i siyah (karadeniz) 🙂
9 Aralık 2011 Cuma günü Gaziantep’te etkili olan kar yağışı sırasında ve sonrasında çektiğim resimler aşağıdadır. 🙂 İnşallah tüm kış boyunca bu manzaraları bol bol görürüz. 🙂
Ötekiler:
1) http://ompldr.org/vYnA1eA
2) http://ompldr.org/vYnA1eQ
3) http://ompldr.org/vYnA1eg
4) http://ompldr.org/vYnA2MA
5) http://ompldr.org/vYnA2Yg
6) http://ompldr.org/vYnA2Yw
7) http://ompldr.org/vYnA2ZA
8. http://ompldr.org/vYnA2ZQ
9) http://ompldr.org/vYnA2Zg
10) http://ompldr.org/vYnA2Zw
11) http://ompldr.org/vYnA2aA
12) http://ompldr.org/vYnA2aQ
13) http://ompldr.org/vYnA2ag
14) http://ompldr.org/vYnA2aw
15) http://ompldr.org/vYnA2bA
16) http://ompldr.org/vYnA2bQ
Çok teşekkür ederiz. Az buz da yağmamış ha. İstanbul’da da güzel lodos var şu an, şerbet gibi hava 🙂
Bir şey değil. Evet iyi yağdı ama ertesi gün şehir merkezindeki karlar eridi. Yükseklerde hala var ama. En kötüsü bu kadar olsun bu kış 🙂
Güzel resimler, teşekkür ederiz.
Ben de haftasonu Antep’teydim. Keşke Cuma gününden varsaymışım dedim Cumartesi sabahın ilk ışıklarında çevredeki karı görünce. Cuma günü Ankara’ya yağan kar sadece göstermelikti. Antep’e iyi yağmış ama.
Bak bak nereden çıktıysa…
evet hocam, dün sürpriz bir lokal yağış gördük….
Kar mıydı?
Merkezde daha çok yağmur yağışı oldu ama oturduğum semtte (Altındağ) kar vardı.
benim de bir sorum olacak izninizle. merkezin yaptığı tahminle bölgenin yaptığı tahmin neden birbirini tutmaz dmi’de?
mesela; yarınki genel tahmin:
manisa’yı ve muğla’yı da içine alan bir yağış beklentisi verilmiş. bir de izmir bölge’nin tahminine bakalım:

izmir’in güney kıyı şeridi hariç yağıştan eser yok. kurum içinde bu kadar tutarsızlık normal mi?
Normal şartlarda bu tür yanlışlıklar olmasın diye 5 günlük tahmin hazırlandığında bölgeler telefonla aranır, görüş sorulur ve ardından ortak bi noktada buluşulur.
Burda bi hata olduğu kesin ama bazı noktalarıda açıklığa kavuşturmak lazım.
1. Tahmin periyotları farklı
2. Muğla ilinden bahsetmişsiniz, Muğla, İzmir bölgeye değil Antalya’ya bağlı.
skiron da yarın için izmir ve çevresine yağış vermemiş.
Dikkat edersen İzmir bölgesel tahmin merkezinin tahmini 18:00’den 18:00’e kadar, analiz merkezinki ise 24:00’e kadar. Yağışlar 18:00 ile 24:00 arası bekleniyor demek ki.
bu sabah yapılan tahminlerden örnek vereyim hocam beni daha iyi anlayacağınızdan eminim.
12 aralık günlük genel tahmin:
bu da izmir bölgenin tahmini:
bu da antalya’nın tahmini:
sözün sonunda istanbul bölgenin tahmini ile genel merkezin tahmininin uyuştuğunu söylemek lazım.
Oof oof… Nerede o 5 sene önceki Azor-Sibirya birleşmesi.
Nasıl bilmiyorum ama MGM’ye göre İstanbul 2011 Kasım ayı sıcaklığı ortalamanın üstünde. Bu durumda Santiago’nun analizinin dayanağı geçersiz hale gelmiş olur mu? Yağışta da Marmara, tabii ki Ege, Akdeniz ve İç Anadolu ortalamanın epey altında; Karadeniz ve Doğu’da ise durum nispeten daha iyi. 2010 Kasım’ını nasıl korkunç bir kuraklıkla geçirdiğimizi unuttuğumuz için bu 2011 Kasım’ı bize çok kurak geldi. Halbuki geçen kasım daha kötüymüş, kurak kasımlar kural olmaya başladı, bu kış da iyice garip ve sıkıcı olmaya…
http://dmi.gov.tr/veridegerlendirme/sicaklik-analizi.aspx linkindeki Marmara Bölgesi başlığı altında yer alan
“Ortalama sıcaklıklar bölgenin büyük bir bölümünde mevsim normalleri civarında gerçekleşirken; bölgenin güney kesimlerinde mevsim normallerinin altında, İstanbul dolaylarında ise mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. En düşük ortalama sıcaklık 4,3°C olarak Bilecik’te, en yüksek ortalama sıcaklık ise 8,9°C olarak Florya’da gerçekleşmiştir.”
ifadesine dayandırıyorsan sayısal veriler yer almadığından bunu çok inandırıcı bulmadım. 8,9 derecelik ortalama sıcaklığın Florya için dahi mevsim normallerinin üzeri olacağını sanmıyorum. Benim dikkatimi çeken farklı bir konu vardı ki( son verilerin Göztepe istasyonuna değil de AHL’ye ait olması ) onu da ilgili başlık altında belirttim. ( https://havadelisi.com/2011/11/25/yuksek-basinc-soguk-kasim-yeni-bir-efsane-gelir-mi/#more-4695 ) İstanbul’daki istasyonlara ait Kasım ayı verileri ve bu değerlendirmeye neden olan uzun yıllar ortalamalarının neye göre belirlendiği ile ilgili Melik Bey’den yardım alabilirsek konuya açıklık getirebiliriz. Aşağıdaki haritanın da hatalı olabileceğini düşünüyorum.
Hahahaha.. Şaka gibi.. Sanki İstanbul’a garezi olan biri hazırlamış bu haritayı. 🙂
Çok dikkatsizce yapılmış ve yanlış bir analiz olduğu belli oluyor, DMİ’nin resmi internet sitesinden yayımlanmış olması da gayet üzücü. Melik Bey gerekli uyarıyı yapacaktır.
Florya’da (DMİ’nin kendi verilerine göre) 1936-2011 arası Kasım ayı ortalama sıcaklığı 11.44 derece (kesikli çizgi). Şu durumda Florya 8.9 derece ile ortalamanın tam 2.54 derece altında kalarak cidden soğuk bir Kasım geçirmiş oluyor. Bu da 2011 Kasım’ını Florya’da son 75 yılın en soğuk 6. Kasım ayı yapıyor.
Eline sağlık, pes dedirten daha ne hatalar göreceğiz acaba…
Günlük ortalama sıcaklık hesabı yapılırken, 24 saatlik dilim içinde gerçekleşen en düşük ve en yüksek sıcaklık değerlerinin toplanıp ikiye bölünmesiyle ortaya çıkan değeri baz alıyorsa DMİ bana sorarsanız en büyük hatayı zaten burada yapıyor. Günlük ortalama sıcaklık hesabı “zaman” dikkate alınmadan yapılırsa kesinlikle hatalı sonuç veriyor zira. Örneğin; En yüksek sıcaklık 15C, en düşük sıcaklıkda 5 derece ölçüldü diyelim herhangi bir merkezde. Bu durumda ortalama sıcaklık 10C demek kesinlikle yanlış. , O günkü sıcaklık değerlerini saat saat takip edip günün kaç saatinin 15C de kaldığı, kaç saatinin 10C de kaldığı ve arada geçen zaman dilimlerinde kaç saat diğer sıcaklık değerlerinde kaldığı göz ardı edilerek yapılan her türlü hesaplama yanlış sonuç verir. Diyelim ki aynı gün sıcaklık 3 saat boyunca 15C iken sadece 1 saat boyunca 5 dereceyi gösteriyordu. Buna karşılık 4 saat 14C, 4 saat 13C, 3 saat 12C, 2 saat 11C, 2 saat 10 derece, 1 saat 9C, 2 saat 8C, 2 Saat 7C, 3 Saat 6C idi. Bu durumda ortalama sıcaklık sizce ne çıkar dersiniz? Acaba 10.0C mi? Yoksa daha farklı bir rakam mı buluyorsunuz?
3saat 15C =45
1saat 5C =5
2saat 14C =28
3saat 13C =39
3saat 12C =36
2saat 11C =22
2saat 10C =20
1saat 9C =9
2saat 8C =16
2saat 7C =14
3saat 6C =18
_________________
24 Saat = 252
Burada elde ettiğiniz 252 rakamını 24 saate bölerseniz karşınıza 10.5 diye bir değer çıkacaktır. Bu değer o günün o merkezki gerçek ortalama sıcaklığıdır.
Haklısınız ama DMİ’nin ortalama sıcaklığı sizin eleştirdiğiniz yöntemle hesapladığı yönünde bir bilgimiz yok, öyle olduğunu varsaymadan önce onlara sorsak daha iyi ederiz.
Açıkcası ben kendilerine bunu sordum. Ancak, henüz bir yanıt alabilmiş değilim.
Hocam bu tür verileri Klimatoloji Şube Müdürlüğü paylaşıyor. Yarın hem hesaplama yöntemleri hem de İstanbul’un neden bu kadar farklı sonuçlar verdiğini sorarım.
Bütün illere bakmadım ama İstanbul’da böyle 2.5 derecelik bir soğuk anomali varken Marmara’nın diğer yerlerinin “normale yakın” çıkması da mümkün değil… Ki karasal Kayseri bile süper soğuk çıktı… Bence kullanılan “normallerde” ciddi bir hata var. Merak ediyorum ne diyecekler.
İhsan bey tabii ki (max+min)/2 şeklinde yapılmıyor. Termograf’dan her saatin değeri okunur, deftere yazılır, bunlar toplanıp 24’e bölünerek, günlük ortalama sıcaklık hesaplanır. Termograf, Barograf, Higrograf, Anemograf, Plüviograf gibi yazıcı aletlerin kayıt etme özelliğinden yararlanılır. Hatta yazıcı aletlerin sürtünme nedeniyle yanlış değer göstermesi olasıdır, bu yüzden direkt okunan alete göre icra edilir. Örneğin aynı siper içinde bulunan termometre ve termograf değerleri günde 3 kere mukayese edilir. Son zamanlarda yaygınlaşan otomatik istasyonlardan (Awos) dakikalık verilere göre de ortalama sıc. hesaplanabilmektedir.
Hem ilginize, hem de verdiğiniz değerli bilgilerinize teşekkür ederim. Meteoroloji ile ilgisi sadece amatör bir meraklı hatta takıntılı bir deli kıvamında olan şahsım adına sevindiğimi bildirmek isterim.
DMİ’den mektup var:
Datalarda kayma mı! O zaman MGM’ye kaymaklı klip benden gelsin.
http://www.youtube.com/watch?v=-1vUwJ_ET-Q
Hocam, siz nasıl düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben gerçekten DMİ’nin geleceğinden ümitliyim. Melik Hoca başta olmak üzere eleştirilerde belirtilen hususlara cevap vermeleri ve bunları düzeltmeye çalışmaları bana bu ümidi veriyor. Bol bol eleştirelim, ama yapıcı olarak eleştirelim ki DMİ daha iyi olma adına önemli işler yapsın.
Demek ki neymiş? Teknolojiniz ne kadar iyi olursa olsun, insan faktörü hepsinden daha önemliymiş.
Bugünkü lodos ile birlikte İstanbul’un sahil kesimlerinden, özellikle Anadolu yakasından, Uludağ’ın görüldüğüne dair bilgiler geliyor. Ben de uzun zaman önce gördüğümü hatırlıyorum ama emin olamamıştım. Teyit edebilen var mı?
Birazdan dışarı çıkacağım hemen sahile inip bakayım 🙂
Burada gözüküyor.
Safir’e çıkın 😀
İstanbul’dan Uludağ’ın görünüp görünmediğine dair 60 sayfalık kanıtlarla dolu bir tartışma yapıldı Wow Türkiye’de.Sonuç malum, gayet güzel gözüküyor.
Bunu ben farkedeli yaklaşık 2 sene oluyor. Oturduğum yer Kocaeli Çayırova. Kuşbakışı 80 km Uludağ ile aram ve bayağı net görüyorum. Bunu nasıl mı farkettim? Evime yaptığım terasta ilkez oturdum (ve tabii havanın açık olması gerek) bir de ne göreyim, mayısın sonunda karla kaplı bir alan… Şaşırdım ve araştırmam sonucu bu mevsimde bu kar örtüsünü taşıyabilecek Uludağ’dan başka bir dağın olamayacağını gördüm.İşte resmi ;
Bugünkü görüntü de bunu aratmıyordu. Ayrıca bugünkü sat24.com daki uydu görüntüsünde hareketsiz beyazlıktan anlayabilirsiniz.
Kesinlikle katılıyorum. Bir çok kez şahit oldum Tuzla’dan göründüğüne.
Tuzla’ dan rahatlıkla görülüyor bazı günlerde.Özellikle sabah okula giderken parlayan kar tabakasından rahatlıkla Uludağ olduğu anlaşılıyor.Hava kararmadan önce yine sahildeydim Uludağ’ ı görmek için.
Trakyalı dostum, ben Beşiktaş Balmumcu’da oturuyorum. 35 yaşındayım. 20-21 yaşlarında iken mahallemizdeki bir arkadaşımız havanın gerçekten çok berrak olduğu bir günde bulunduğumuz yerden Marmara Denizi’ni göstererek flu gözüken zirve şeklindeki bir yer için “Bakın şu gördüğünüz yer Uludağ.” demişti. Biz de ona yaklaşık 8-10 kişi biraz da alaycı tavırlarla gülerek itiraz etmiştik. Ama bu arkadaşımız çok iddialıydı bu konuda. Ama haklı mıydı haksız mıydı, o gösterdiği yer Uludağ mıydı bilmiyorum. Fakat bu gözüken zirve çok uzaktaydı. Ve zor seçiliyordu. Hala aklımdadır bu anı.
Ben kendi teknik imkanlarımla baktım. Kırmızı oklarla gösterdiğim yerler, muhtemelen İstanbul sahilleri olabilir.

saat gecenin ikisi oldu be, wow turkey’deki bütün sayfalara baktım galiba konuyla ilgili olan. ve görülüyor galiba istanbul’dan uludağ. niye baktıysam bu kadar, evim uludağ’ın eteklerinde, teleferik semtinde, okulum da uludağ’da 🙂
anadolu yakasından kartal e-5 yolundan da belli havalarda gözükür. 1978 yılında aydos tepesi’nin eteğinde bir gün evvel yağmış olan, dizimize kadar gelen karda yürürken hava netleşmiş ve ufukta karlı şapkasını görmüştüm. lodos havalarda uludağ, kartal e5, yakacık gibi yerlerden gözükür.
Dün ben de gördüm, çok netti.
Ben teyit ediyorum. Cumartesi günü pencereden dışarı baktığımda Yalova dağlarının arkasında beyaz bir yükselti gördüm. Tahminimce Uludağ idi.
Orhan Pamuk’un bir kitabında geçiyordu, “Lodoslu havalarda Anadolu yakasından Keşiş Dağı’nın göründüğü”. Yıllarca Anadolu Yakası’nda yaşamama ve belki binlerce kez özellikle bakmama rağmen görememiştim. Düne kadar. Tamamen tesadüf eseri sahil yolunda ilerlerken Maltepe civarında hava alalım diye arabayı park edip sahile doğru yürümeye başladık. Ben her zamanki alışkanlığımla yine baktım ve gerçekten şok geçirdim. Tüm netliğiyle bembeyaz bir dağ silsilesi hafif çaprazımda kendini gösteriyordu. Heyecanla eşime söyledim, ilk anda “geç bakalım dalganı” diye tersledi beni. Sonra o da gördü. Tabii ki bilmiyorum Uludağ mı orası emin değilim ama ben öyle olduğunu düşünmek istiyorum 🙂
Sahile indim dün (Moda) ama göremedim, güneş çok inmişti ve biraz pus vardı. Öteki arkadaşlar görmüş, şanslılar.
Herkese çok teşekkürler, ben de göremedim ama sayenizde görmüş kadar oldum 🙂 Yalnız aklıma takılan birkaç şey var, lodoslu havanın görüşü arttırma konusundaki özelliği nedir? Bu durum lodosun karakteriyle alakalı bir durum mu? Marmara’nın kuzey kıyılarındakilerin güney kıyılarını çok net gördükleri gibi güneydekiler de kuzeyi lodoslu günlerde yine aynı netlikte görebiliyorlar mı?
Gfs modellerine neden Hans Efendi diyorsunuz ? Amerikan modeli değil mi bu ? Yoksa modeli pastel boya ile Almanlar mı boyuyor ? 🙂
🙂 Genellikle erişmek için Wetterzentrale sitesi kullanıldığı için ve evet oradaki grafiklerin boyamasını Almanlar yaptığı için…
O sıfır nereye gidiyor o sıfır? 🙂
Nijerya’ya kar yağdıracak bu utanmaz!
Kuzey kutup dairesinden yengeç dönencesine kadar uzanan bir 0 derece egrisi. Bakalım daha neler yapacaksın Hans efendi / 2011-2012 kışı…
Ozan hocam izninle Melik Ahmet Taştan Bey’e DMİ ile ilgili 2 sorum var. Melik Ahmet hocam cevaplarsanız sevinirim.
1) DMİ’nin son durumlar sayfasında 81 ilin 80’i için son durumlar gösterilirken, Gaziantep ile ilgili bilgi hiçbir zaman yayınlanmıyor. Bunun sebebi nedir acaba ?
2)DMİ’nin Gaziantep merkezde istasyonu olmasına rağmen, neden Gaziantep merkeze 40 km. uzaklıktaki Oğuzeli ilçesinin verileri merkezmiş gibi sunuluyor ?
Ayrıca Gaziantep Merkez’de DMİ istasyonu bulunmasına rağmen, DMi’nin sitesinde bu istasyona ait verileri neden göremiyoruz ?
Şimdiden teşekkürler…
Hocam bildiğim kadarıyla sorunuza cevap vereyim. Gaziantep merkezde rasat yapılmıyor, sadece otomotik istasyon var ve onun verileri de sanırım sorunlu olduğu için sisteme girmiyor. Oğuzeli meydanda ise saatlik sinoptik ve metar rasadı yapılıyor ve düzenli olarak sisteme giriliyor.
Havaalanı 2006 yılında açıldığında merkezdeki tüm personel oraya kaydırıldığı için, personel sıkıntısından dolayı merkez rasat yapmıyor olabilir. Konuyu iyice araştırıp detayları paylaşırım.
Burda yeri gelmişken bir konudan da bahsetmek isterim. DMİ’nin özellikle taşrada yükünü Meteoroloji Meslek Lisesi mezunu arkadaşlar çekiyordu. Benim de mezun olduğum bu okul, Mikdat Kadıoğlu’nun üstün gayretleriyle(!) kapatıldı. Meteorolojinin “eğitim almış” personel olarak alım yapabildiği tek bölüm meteoroloji mühendisliği şu an. Ordan mezun olan arkadaşlar da Ankara, İstanbul ve İzmir dışında çalışmayı istemiyorlar. Zaten taşraya atama yapılsa Mikdat Kadıoğlu ve saz arkadaşları, vay meteoroloji mühendisi taşrada mı çalışırmış, rasat mı yaparmış diye ortalığı ayağa kaldırıyor. Yetiştirdikleri bu üstün “bilimadamlarının” DMİ’nin en rahat ve risksiz birimlerinde çalışması, hatta üst makamlara yerleştirilmesi için sabah akşam kulis yapıyorlar.
Sonuç olarak kurum eğer ara eleman sıkıntısını çözemezse taşrada durum daha da kötüye gidecek, özellikle doğuda birçok istasyon işlevsiz kalacak.
Teşekkürler. DMİ anlık durumlarda Gaziantep görünmüyor. Bunu da iletirseniz çok sevinirim. İlgilendiğiniz için teşekkürler. Ayrıca Gaziantep’imiz taşra sayılmaz. Son derece modern, güzel bir şehirdir. Gelip, görünce eminim tayini çıkan arkadaşlar kalmak isteyeceklerdir. 🙂
“Taşra” ifadesi maalesef çok kibirli bir ifade. İstanbul dışında kalan her yeri küçümseyen, ötekileştiren bir ifade. Ama Melik Ahmet Bey’in taşra dediği yer sosyal bakımdan gelişmemişliği yadsınamaz ilçe merkezleri filan olmalı. Yoksa bugün İstanbul ile Anadolu’nun büyük şehirleri arasında eskisi gibi bir uçurum yok pek çok konuda. Bazı meselelerde ise İstanbul maalesef merkez konumunda. Bunda da herkesin payı var diye düşünüyorum, halkın da yöneticilerin de.
Bu arada “taşra” , eski Türkçe bir sözcük. Bugünkü “dışarı”ya tekabül ediyor.
“Taşra -> Dışra -> Dışarı” diye evrilmiş olmalı zaman içerisinde.
Taşrayı yanlış anlamayın lütfen, Genel müdürlük dışında her yer taşra gibi kabul ediliyor. Benim ilk görev yerim Bodrum’du, orası da taşra sayılıyor. Gaziantep’i gören her arkadaşım aynen sizin gibi öve öve bitiremiyor.
DMİ’nin anlık durumlara haritadan değil de yanındaki ayrıntılı tablodan bakarsanız Gaziantep Oğuzeli Meydan’ı görebilirisiniz. Şu an kar yağışı görülüyor, Antep’e kuvvetli yağış vermişti arkadaşlar.
Son durum nedir? Sizden öğrenelim.
Ama cidden Bodrum taşra ya ! 😀 Ben Bodrum’un sokaklarında hiç ızgara/rögar görmedim özellikle bu hep dikkatimi çekmiştir, altyapı yok gibi her gittiğimde acaba yağmur yağdığında sular nereye gidiyor diye uzun uzun düşünmüşümdür. Harbiden de çok yağmur yağarken yollar nasıl oluyor, merak ettim ? Denizden bir süper hücre gelse, arabaların sürüklemesi lazım. Gerçi, Gümbet falan eğimli tepelik yerler, yağmur suları doğrudan denize falan mı akıyor ?
Hele ki Bodrum Belediyesi ne iş yapar hiç anlamam, Gümbet’le Bodrum merkez arasında bir yarımada var, iki tarafı ordaki tepe gördüğü için resim çekmeye ve çektirmeye niyet edip gidersiniz sonra bakarsınız değermenlerin orası dökülüyor, ayakkabınız sivri taşlarla yürürken haşat olur. Belediye, köpek dışkılarına terk edilmiş değirmenleri restora edip orayı uygun park haline getirme zahmetine niye girmez ki ! Bu yüzden, Bodrum süslü bir taşradır benim gözümde…
“Taşra” diye Bodrum’a gönderseler, giden geri dönmek istemez bence, yapışır kalır 🙂
Aynen. Direkt denize akıyor ama yağış miktarı fazla olursa düzensiz yapılaşma sonucu özellikle sahile yakın ev ve işyerlerini su basıyor. Bir de fırtına çok etkiliyor, dalgalar barları dövüyor 🙂

White Fox tam yerine gitmişsin 🙂 Bizim zamanımızda (15 yıl önce) değirmenlerin hemen altında çıplaklar plajı vardı. Değirmen bölgesinde de bayağı kalabalık gözlemci heyeti olurdu 🙂 E tabii orda tuvalet de yok…
Buradan merkez ve taşra teşkilatı ayrımını görebilirsiniz. Uzun kanunun özeti; genel müdürlük merkez, onun dışındaki tüm istasyonlar taşra kabul ediliyor. Bu manada bir taşra anlaşılmasın lütfen 🙂
Evet, Milli Eğitim Bakanlığı’nda da öyledir. Ankara, merkez teşkilatıdır; onun dışındaki her yer taşra teşkilatıdır.
Ayrıntılı tablodan görülebiliyor. Onu biliyorum. Ben acaba haritadan neden görünmüyor diye sormuştum. 🙂 Çok önemli değil zaten. 🙂 Bu arada saat 19:00’dan 23:30’a kadar kar yağışlıydı. 3-4 cm kar birikti. Biraz fotoğraf çektim. Buraya yüklerim daha sonra…
Merhaba sitenizi yeni keşfettim bana yaklaşabilecek deliler olduğunu görünce sevindim. Çünkü kar yağınca uyuyamıyorum sabaha kadar kar yağışı izliyorum. günün her saatti sıcaklığı kontrol ediyorum. Sistemi kontrol ediyorum. Yetmiyor sokağa çıkıp termometreyi kontrol ediyorum. Hatta sonra kendi termometremi aldım 😀 Bu arada ben geçen yıla kadar Rize’de yaşıyordum yağış boldu kar yağışı görme imkanı fazlaydı istanbul’a gelince kar göremedim. Geçen yıl 7-8-9 Mart ile 11-12 Aralık’ı saymazsak.
Merhaba, ilk kez yorum yapıyorum. Öncelikle teşekkür etmek istiyorum böyle bir blog için emeği geçenlere! Küçükken elinde fenerle camda kar beklemiş, teletekstten hava durumu peşinde koşmuş, sabah uyanınca ilk iş kar yağmış mı diye bakmış, kar görünce zevkten dört köşe olmuş bir “deli” olarak benzer heyecanları paylaşmış insanlarla karşılaşmak inanılmaz keyifli!:) Ayrıca gerçek anlamda birçok şey öğrendim buradaki yorumlardan, yazılardan. Merak ettiğim şeylerden biri şu, neden olumsuza gidiş mümkünken tersi pek olmuyor? Yani yoğun kar beklentisi oluşuyor ama günler geçtikçe zayıflıyor ve yok oluyor. Tersi neden olmuyor? Yok bir şey çıkmaz bundan deyip, 3-4 gün sonra kara gömülmek durumu pek gerçekleşmiyor gözlemlediğim kadarıyla?
Hoş geldiniz. Ben de ilk başta kendim gibilerin varlığını öğrenince şaşırmıştım, meğer o kadar çokmuşuz ki kavga bile çıkıyor şimdi aramızda 🙂
Tersi olmuyor, çünkü model çıktıları normalleşme eğilimindedir süre kısaldıkça, bizim coğrafyamızın normali de “kara gömülmek” değil bildiğiniz gibi (kıyılar için konuşuyorum). Az kar yağması ya da yağmaması, soğuğun törpülenmesi daha normal. Mesela İstanbul için Ocak ayında günün en yüksek sıcaklığının uzun yıllar ortalaması 9 derece imiş (burada), kara gömülmek için ise sıcaklığın en fazla 0 derece olması gerekir… Aralık’ta ise bu değer 10.9 derece! Arzuladığımız şeyin normalden 10 derece sapma olduğunu görüyoruz.
Öte yandan Ankara’da yağış alanının kaymasıyla “sürpriz” şekilde birçok kez kara gömüldüğümüzü hatırlarım.
Teşekkürler, hoşbulduk… 🙂 Ben biraz fanatik de sayılırım, küçükken kar yağmayınca isyan ederdim, hatta ağladığım olurdu! Evet, normal değil, kabul ediyorum.:p
Haklısınız, kar bizim için (istanbul) senede ortalama 3-5 günlük olay ne yazık ki. Yıllar yılı kıyı kesimlerde yaşadım, kar konusunda ancak ciddi sistemler geldiğinde bir şeyler görebildim. 2008’den beri istanbul’un en yüksek ve görece karasal kısmındayım ama bir şey geldiği gittiği yok. 2010’da biraz gelmiş onda da askerdeyim Kırıkkale’de, oraya 1 kere kar yağdı koca kış! Neyse, Polarspor’a önümüzdeki maçlarda başarılar! Kahrolsun ılıkçılar !:)
GFS İzlanda civarında yine canavar siklonlar üretmiş, böyle olursa NAO +10 da olur 20 de, vay başımıza gelenler… Bu dinamik basınç merkezlerinin ayarı bozulmuş.
Omega blocking var hocam, ondandır. 🙂
Yani bu ne demek oluyor ?
Kuru günler… Umarım değişir.
http://www.uubf.itu.edu.tr/Icerik.aspx?sid=4436
Diyor ki “…hava sıcaklıklarının 24 Aralık’a kadar mevsim normalleri civarı ve çoğunlukla 2 ila 4 derece üzerinde seyretmesi bekleniyor.” Ayrıca ECMWF’nin 24h ile 240h haritalarındaki basınç yerleşimleri hemen hemen aynı. Garip bir durum. Aralık ılık geçerse Santiago’nun teorisine göre bütün kış güme gidecek.
Ayın 13’ü gibi basınç o kadar düşüyor ki İzlanda’da, ölçmeye skala yetmiyor..
Tropik fırtınalarda görülebilecek kadar kuvvetli rüzgarlar var. Neyle besleniyor bu alçak basınçlar hocam?
Cephelerle… http://en.wikipedia.org/wiki/Extratropical_cyclone
Habire orada ULL alanları yeni yeni yer alçağı merkezleri doğuruyor. Tam bir double-barrel low klasiği…
Görmek istediğim tablo. Belki siz de görmek istersiniz.
Birkaç senaryo şike olduğunu anlayıp işi bırakmışa benziyor 🙂
Yağış nerde? Yağışsız sistemi n’eyleyeyim ben, nerde bu millet, nerde bu devlet, nerde bu GFS?
Eline sağlık 🙂
hava durumu ile ilgili haberler kısmında 2 gündür osmaniye’de cinayet haberini görüyoruz, bir anlamı var mı bunun??
Var tabii, son çıktılara kızan bir soğukçu bir ılıkçıyı bıçaklamış 🙂
Şaka bir yana, o haberler otomatik yükleniyor, haberin içinde geçen kelimelerden bazıları “meteoroloji” anahtar kelimesiyle ilintiliyse böyle şeyler oluyor sanırım, bizim suçumuz değil yani.
‘ Meteoroloji İl Müdürlüğü binası karşısındaki tarlada boğazı ve vücudunun çeşitli yerlerinde kesici alet …’ mezkur haberden alıntı…
Kontrol çizgisinin isyanı. O bile bu mevsimde yolunu şaşıran diagramlardan şikayetçi sanki.
O da soğukçu besbelli 🙂
Sanırım DMİ en mantıklısını yapıp uzun vade tahminlerde bulunmuyor, çünkü bugüne kadar amatör bir meteoroloji gözlemcisi olarak 5 günden sonrası için yapılan tahminlerin birkaç saat içinde değiştiğini gördüm. Mesela şu an kar görünmüyor ama 10 gün sonra kar yağar belki de 🙂 O yüzden yabancı sitelerde yapılan uzun vadeli tahminlere bakıp ne seviniyorum ne de üzülüyorum 😀
İstanbul’un çilesi çok yakınlarda…Korktum 🙂
Saygıdeğer Hocam ; Verdiğiniz yanıt için çok teşekkürler. Hazır modeller kötü, şu makine elemanlarından nasıl geçeceğim yahu 🙂 Şaka bir yana umarım bu kış, siz de hazır İstanbul’ dasınız iyi geçer; umarım söylediğiniz gibi ballısınızdır:)
Sabahleyin boş kalınca bazı şeyler araştırdım. Yine istatistiki olarak tabii ki.
Modellerde uzun soluk ve kararlı gibi görünen soğuklar aniden kaybolmuştu 2-3 gün önce. Eğer bugün veya yarın modellerde 12-16 Aralık arası birşeyler gözükmezse, basınç konumları değişmezse, aralık genelini İstanbul ve bazı batı bölgeler 10 derecenin üstü sıcaklıklarla geçirecek. Eğer İstanbul’da aralık ayının sıcaklık ortalamalası 12 derece ve üstü olursa takip eden ocak ve şubat ayları mevsim normallerinin altında gerçekleşiyor.
Bu şekilde olan 2 yıl var;
1874-1875 (Aralık ayı:12.2, Ocak ayı:4.9, Şubat ayı:5.1)
1960-1961 (Aralık ayı:12,0, Ocak ayı:5.6, Şubat ayı:4.7)
Kısacası öyle yada böyle, bu sene zorla güzel bir kar yağdıracağız anlaşılan. 🙂
Benim totemim de çift sayıya denk gelen yıllar. Son 10 senede hiç şaşmıyor. Geriye doğru gidersek 2010, 2008, 2006, 2004, 2002, 2000 hepsi de sistemli yıllar.. Bunu da kurutursam yazıklar olsun 🙂
En kötü İstanbul’da Torium AVM’deki kar parkına gideriz artık toplu bir etkinlik yaparak, dağlarda bile doğru dürüst kar yok 🙂

Saygıdeğer Vostok kardeşim araştırmalarını beğeniyor ve ilgiyle takip ediyorum, lakin benzeme olayları gerçekten çok farklı bir şey. Kışın başında gelişen basınç konumlanmaları bence kışın kaderini belirliyor. Ayrıca Santiago’nun paylaştığı veriler de oldukça sağlamdı. Ancak maalesef aralık ikinci yarısının ılık geçme ihtimalinin yüksekliği şu durumda o güzel tezi de yıpratmış olacak. Bakalım, bekleyip görelim neler olacak…
Böyle bir kararlılık Temmuz ayında zor görülür. Tam bir istikrar abidesi!

Diyagramlar ayın 17’sine kadar bizden birşey beklemeyin diyor. 3 gün önce modeller soğuma yönünde bir trend işaret ederken bile azımsanmayacak sayıda ensemble üyesi sıcak tarafı gösteriyordu; dolayısıyla modeller kararlı değildi. Bu sefer öyle değil, zaten bu kez ECMWF de GFS’yi destekliyor. Ne yapalım, moralleri bozmadan bekleyeceğiz…
Ne desek boş. Nerede o iki gün önceki -10C/-15C’lere inen modeller, nerede bu ip gibi 5C olanlar..
Ilıkçı ECMWF’nin görünmeyen yüzü:
ECMWF’nin Londra için basınç tahminleri üzerinde kısa bir değerlendirme yaptım. Neden Londra? Çünkü 4-5 çıktıda üst üste görünen sert soğukların bizim üzerimize gelemeyişinin sebebi İngiltere civarında oluşması beklenen bir AB merkezi. Ve buralarda AB mi YB mi hakim olduğu bizi çok etkiliyor.
ECMWF
02.12.2011 00Z çıktısı:
04.12.2011.00Z çıktısı:
05.12.2011.12Z çıktısı:
06.12.2011.12Z çıktısı:
Öncelikle 2 Aralık’a ait çıktıda, 11-12 Aralık Londra için beklenen en düşük basınç 1020 ve en yüksek basınç 1035’lerin üzerinde.
Bundan 2 gün sonraki çıktıda ise 11-12 aralık için beklenen en düşük basınç 1010’a en yüksek basınç ise 1030’a düşmüş. Ayın 13’i için ise bu tarihte beklenen en düşük basınç 1010, en yüksek ise 1030.
Bundan 36 saat sonraki çıktıda ise ayın beklenen en düşük basınç ayın 11’i için 1002’ye, 12’si içinse 998’e düşmüş. Bu tarihler için beklenen en yüksek basınç ise 1030’lardan 1020’lerin altına düşmüş. Yine aynı çıktıda bir önceki çıktıda 13’ü için 1030 olarak beklenen en yüksek basınç 1015’in altına düşmüş. Aynı şekilde 13’ü için beklenen ve 1010’un üzerinde olan en düşük basınç 990’ın altına düşmüş.
Bundan 36 saat olan çıktıda ise ayın 11 ve 12’si için ciddi bir değişme olmamakla birlikte 13’ü için beklenen en yüksek basınç 1005’e, en düşük basınç ise 982’ye düşmüş.
30 Kasım’da kaydettiğim ECMWF’nin 10 Aralık için ortalama görüntüsü. 10 gün sonrası için olan bir ortalama görüntüde bu kadar salınım olması dikkat çeken bir durum.
Uzun lafın kısası: (Değerlendirmeleri uzun vade denilebilecek 7-10 gün sonrası için yaptım ve çıkarımlarım da da ona göre olacak)
1) Başarı konusunda şu anda önde görünen (en azından benim için) ECMWF de 10 Aralık sonrası için GFS’in öngördüğü oluşumları görmüş ilk başta.
Ama daha sonra vazgeçmiş. GFS ise ısrarla sürdürdü bunu ama daha sonra değiştirdi o da.
2) ECMWF de iyi tamam da 5-6 günden sonrası için ona da pek güvenilmemeli. Hele hele son birkaç gün için çok kafa yormaya da gerek yok. Her an değişebilir. GFS ile kıyaslamak lazım, eğer benzerse ümidimizi arttırabiliriz. Ama benzemiyorsa, bırakalım zaman biraz daha geçsin.
3) Uzun vadeli tahmin yapmak zor iştir. Amma velakin yapan da çoktur. Hiçbir şeye dayandırmadan, bir iki model çıktısına bakarak “bekleyin görün şu tarihler arasında kar geliyor” diyerek birşeyler diyenlerinki tahmin değil ancak “sallama” olur.
4) Ne olacak bu Türkiye’nin hali?
(Kaynak, http://www.havaturkiye.com/cgi-bin/expertcharts?LANG=tr)
Çok güzel bir değerlendirme olmuş emeğine sağlık.
Eline sağlık. Demek ki ECMWF de GFS gibi 15 günlük tahmin yapsa aynı soğuk senaryoları görebilecektik.
ECMWF’nin de hataları oluyor, ama GFS gibi çok uzatmıyor. Nedeni de ECMWF, modelini 240 saate kadar aynı çözünürlükte devam ettiriyor (öyle değil mi?), GFS ise 192 saatten sonra çözünürlüğü düşürüyor, yani tutarlılığı azalıyor.
Modellerde geçtiğimiz günkü 180 derecelik şoku ise GFS’in çok büyük bir hatası olarak düşünüyorum. 168 saat kala böylesine bir hataya pes denir ancak.
Kalın yazılanlar bana aittir. – Havadelisi
Son derece emin olduğum bir husus varsa GFS’nin ECMWF’ye göre daha fazla referans alınan bir model olduğudur. Dünya çapında kabul gören 1 numaralı sayısal tahmin modelinin GFS olduğu su götürmez bir gerçektir. ABD bu gibi konularda Avrupa’nın elindeki teknolojik imkanların kat be kat fazlasına sahiptir. Belki bazı arkadaşların hoşuna gitmiyor olabilir ancak gerçek budur. (Buradaki üslubunuzu garip buluyorum. Siz ısrar ediyorsunuz diye GFS en iyi model filan olmayacak. ECMWF’i yapanlar o “bazı arkadaşların” babalarının oğlu değil ki gerçekler “hoşlarına gitmesin”! İnsanlar gözlemlediklerini yazıyorlar. Ayrıca bu kadar emin olduğunuz “gerçekler” için birçok referans gösterebilmelisiniz. Çok takip edilmek, tahminlere baz alınmak, daha iyi ve kaliteli olunduğu manasına gelmez. O zaman “Mehmet Ali Erbil de çok izlendiği için en iyi O idi” mi diyeceğiz? Ben de, belki GFS’yi çok daha fazla takip ettiğim için onun daha iyi olduğunu düşünüyordum ama bu blogda arkadaşların yaptığı birçok paylaşımdan sonra fikrimi değiştirme noktasına geldim. Hatta Santiago geçenlerde modellerin başarılarının yıllar içinde nasıl değiştiğini gösteren bir araştırmanın grafiğini sunmuştu, ve ECMWF en iyi olarak gösteriliyordu. Yani tek bir örnek üzerinden gidilmeyen, genel bir değerlendirmeye daha fazla güvenmeliyiz.) GFS de hatada ısrar etmez. GFS günde 4 kere ECMWF ise 2 kere güncelleniyor. Bu noktayı atlamamak lazım. Pazar günü nasıl olduğunu bilemiyorum (acaba haftasonu olması nedeniyle bazı noktalardan sağlıklı veri girişi yapılamadı mı diye düşünüyorum ama emin değilim) saptığı yanlış yoldan pazartesi itibariyle dönmüştür. Ben şimdi sizi biraz geriye eylül ayına götüreyim. 168 saat kala yapılmış bir hataya pes dediğinize göre 144 saat kala yapılmış bir ECMWF hatası için pes kere pes dedirttireyim. Bu hata o günlerde 2 yada 3 çıktıda üst üste tekrarlanmıştır ve en sonunda ajanslara haber olmuştur. Haber şudur. Meteoroloji tarafından hem kuvvetli yağış hem de balıkçılara fırtına uyarısı yapılmıştır. Dikkat edin bu haberi yapan da Anadolu Ajansıdır. ECMWF bu habere mesnet olan modeli yayınladığında GFS’de böyle bir sistemin esamesi okunmamakta idi. Hatta o günlerde forumlardaki pekçok kişi bu işe hayret etmişti. DMİ de referans aldığı model ECMWF olduğu için aynı hataya düşmüş oldu. O modellerden birine ait resim şudur. Benzer çıktıları bu çalıştırmadan önceki 2 çalıştırmada gördük ama ertesi gün ECMWF modelleri de hatasını anladı ve sistemi yok etti. Öyle olunca da DMİ apartopar yalanlama yapmak zorunda kaldı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. (Çoğaltın o zaman. Zaten amaç o, birçok durum için iki modeli karşılaştırarak performans değerlendirmesi yapmak. ECMWF’nin orta vadede biraz daha iyi olduğunu savunanlar “kesinlikle ECMWF daha iyidir, gerçek budur” demek yerine ortaya birçok örnek koymaya çalışıyorlar. Siz de öyle yapın, bizi ikna edin, sizin ayrıcalığınız nedir? Yukarıda anlattığınız örneği ben de hatırlıyorum, ve çok haklısınız, ECMWF yüzünden DMİ ters köşe olmuştu. Ama daha fazla örnek olmalı.) Burada yapılan en büyük hata her GFS çıktısının ciddiye alınıyor olması. Halbuki sadece diyagramlar üzerinden yapılacak bir sağlamayla bile o modelin ne kadar ciddiye alınabilir bir model olduğu anlaşılabilir. İşimize geldiği gibi diyagramlarda en soğuk yada en sıcak çıktı olduğunu görüp de sapma oranının yüksek olduğunu bile bile işte bakın GFS modeli böyle diyor demek doğru bir yaklaşım değil. Başarılı bir tahminci modellerdeki olası hataları da süzgeçten geçirebilen tahmincidir ki bu noktada geçtiğimiz pazar günü ben de dahil olmak üzere pekçok tahminci benzer hataya düşmüşüzdür. Sadece bu durum bile GFS’nin ne kadar geniş kitleler tarafından referans alındığına örnektir ve sadece bir sistem üzerinden model iyidir kötüdür şeklinde bir değerlendirme de doğru değildir. Olaya daha geniş bir perspektifle yaklaşmak gerekir. Bir süre taşların yerine oturmasını beklemek ve ona göre pozisyon almak gerekiyor bunu da bir kez daha görmüş olduk. Kısacası her modelin özellikle uzun vadede yanılma payı vardır. Zaten vade kısaldıkça her model aşağı yukarı benzer öngörüleri sunmaktadır. Aslına bakarsanız şu model iyi bu model kötü şeklinde bir yaklaşım yerine özellikle pekçok modelin hemfikir olduğu sistemleri ciddiye almak daha doğru olabilir.
Ozan Bey burada benim amacım modelleri kötülemek bir şeyleri ispat etmek değil. Haddime de değil böyle bir şey. Modelleri dikkatli bir şekilde takip edenler ne demek istediğimi zaten anlar. Yeri geliyor ECMWF’nin de yoldan çıktığı oluyor ama her nedense bu hatalar söylenmiyor ya da bilinçli bir şekilde söylenmek istenmiyor. Tek taraflı bakış açısıyla sadece GFS’nin hatalarını ECMWF’nin doğrularını ön plana çıkararak objektif bir değerlendirme yapılamaz. Burada özellikle havaankara tarafından yapılan değerlendirmelerde ECMWF’nin hatalarının es geçilerek GFS’nin diyagramlarda uç noktalara gitmiş ve şüpheyle yaklaşılması gereken modellerinin ciddiye alınarak öznel yorumlar yapılmasını doğru bulmuyorum. Her modelin artı eksi yönleri vardır. İsteyen istediğini takip eder o da sorun değil ama yanıltıcı olmamak lazım. Burada ECMWF lehine açıkça bir yönlendirme yapıldığını görüyorum ve olaya bilimsel yaklaşılmadığını düşündüğüm için rahatsızlık duyuyorum. Olay bundan ibarettir.
Size katılamıyorum. Söylediğim gibi hem ECMWF hem de GFS’yi arkadaşlar karşılaştırmalı olarak inceliyor. Gayet de iyi oluyor bu. Neden “ECMWF lehine açıkça yönlendirme” filan yapılsın ki, bunun ne bir mantığı ne de bir sebebi var.
Ben sadece gördüğümü söylüyorum. Kendi gözlemimi aktarıyorum. Aynı mantıktan hareketle istenirse NOGAPS yada UKMET modellerinin de aslında tüm modellerden üstün ve başarılı olduğu konusunda bir algı yaratılabilir. Şu soruya da bir cevap arayabiliriz. Ülkemizde olsun yurtdışında olsun neden ECMWF modeli değil de GFS modeli daha ön plandadır? Bu durum önyargılı bir yaklaşımdan mı kaynaklanmaktadır yoksa dünya genelinde de kabul gören görüş GFS’nin mevcut sayısal modeller içinde en istikrarlı ve tutarlılığı yüksek model olduğunun benimsenmiş olmasından mıdır? Gelin hep birlikte tartışalım, doğruya ulaşmaya çalışalım.
Biz burada, bilim sınırları içinde, ne görüyorsak onu söylüyoruz Arif Bey.
Bu yorumunuz beni çok şaşırttı. Her model hata yapabilir, buna rağmen herkes istediği modele güvenmekte özgürdür.
Benim politikam 3 modeli karşılaştırmaktır (GFS, ECMWF, UKMO), bunlardan ikisi benzer çıktı verdiyse üçüncüsü çok büyük ihtimal hatalıdır. Örnek: https://havadelisi.com/serbest-kursu/comment-page-40/#comment-15301
Burada da ECMWF’nin babamızın oğlu olmadığını gösterir diğer yorumlarımız:
Biz gözlem yaparız, paylaşırız, okurlar da özgür iradeleriyle yorumlarlar.
Teşekkür ederim Santiago. Objektif yaklaşımlara her zaman saygı duyarım. Beni şaşırtan da dün yapmış olduğun GFS’nin 168 saat sonrasına yaptığı bir hataya pes doğrusu demendi. Bu hatayı 5 günlük bir zaman periyodu içinde yapsa sana hak verirdim ama 168 saat de bana göre oldukça uzun bir süre ve bu süre içinde her model hata yapabilir. Şaşırılmaması gerekir. Sonuçta GFS de benim babamın oğlu değil. Objektif olunsun, başka bir şey istemiyorum.
Sevgili Santiago;
Uzun zamandır zevkle takip ettiğim bu güzel siteyi ve değerli iklim bilgilerini havaturka tarzında çekişmelere sokmalarına izin vermeyin ve siz de bu çekişmelere girmeyin lütfen. Yoksa buranın da tadı kaçacak.
Dost tavsiyesi.
Teşekkürler, söylediklerinizi dikkate alacağım..
Mehmet Bey niye rahatsız oluyorsunuz? Biz burada çekişme yaratalım, tadını kaçıralım diye mi bu yorumları yapıyoruz? Teessüf ederim. Havaturka’nın ziyaretçi defteri formatını eleştirmekte çok haklısınız ancak bir taraftan da karşıt görüşlere saygılı olmalısınız ki bir tartışma bilimsel açıdan doğru yerlere gidebilsin.
Evet açıklıyorum. Ben ECMWF’nin Türkiye distribütorüyüm 🙂
Arif Hocam, çok samimiyim sizden böyle bir cevap beklemezdim. “Burada ECMWF lehine açıkça bir yönlendirme yapıldığını görüyorum ve olaya bilimsel yaklaşılmadığını düşündüğüm için rahatsızlık duyuyorum.” Bilimsel olmayan asıl bu cümleniz ve bu düşüncenizdir. Kesinlikle tek taraflı bakmıyorum. Her zaman ilk baktığım model GFS’tir. Sonra ECMWF ve diğerleri. Ama son zamanlarda ECMWF’ye olan güvenim arttı. Bunun da haklı sebepleri var. Sizin verdiğiniz örnek dışında genel olarak bu yıl ECMWF 6-10 günlük dönem için daha başarılıydı. Bkz 1, 2. Ama bu demek değildir ki ben sadece ECMWF’e güvenirim ve GFS’e hiç güvenmem. Ama şunu da anlayamıyorum, neden bu GFS bu kadar biliniyor da ECMWF’yi bilen ve takip eden çok az kişi var? Aslında anlayabiliyorum, çünkü herkes 15 gün sonrayı merak ediyor ve GFS’te 15. gün bir soğuma görse, sanki kesin olacakmış gibi, heyecanlanıyor. Eğer ECMWF de 15 günlük tahmin yapsaydı o da GFS kadar tutulurdu. (dikkat ediniz, başarılarını kıyaslamıyorum).
Arif Hocam, az önceki linkini verdiğim görüntüleri 3 Ekim’de ayın 10’u için kaydetmiştim karşılaştırma yapmak için. 4 Ekim’deki yorumumda da şöyle diyorum: “Dün akşam resimleri de hazırlamıştım ama yazma ve gönderme imkanı bulamadım. Bu sabah ECMWF belki değişir dedim ama değişmedi. 12Z çıktılarını bekliyorum. Ben de sizin gibi ECMWF’ten bir değişiklik bekliyorum.” Bakın, değişikliği GFS’ten değil, ECMWF’den bekliyorum. Ama ayın 10’u geldiğinde ECMWF’nin 7 gün önceki basınç yerleşimi nerdeyse bire bir. Şimdi siz diyebilir misiniz ki ben ECMWF’ciyim?
Bu yaptığım çalışmayı da önyargısız okuyun bakın ne diyorum: “Başarı konusunda şu anda önde görünen (en azından benim için) ECMWF de 10 Aralık sonrası için GFS’in öngördüğü oluşumları görmüş ilk başta. Ama daha sonra vazgeçmiş. GFS ise ısrarla sürdürdü bunu ama daha sonra değiştirdi o da.” Yanlış bir şey söylediğimi iddia edebilir misiniz? Sürdürme di mi ısrarla. İsterseniz o günlerin diyagramlarını eksiksiz yükleyeyim. Ve demişim ki: “ECMWF de iyi tamam da 5-6 günden sonrası için ona da pek güvenilmemeli. Hele hele son birkaç gün için çok kafa yormaya da gerek yok. Her an değişebilir. GFS ile kıyaslamak lazım, eğer benzerse ümidimizi arttırabiliriz. Ama benzemiyorsa, bırakalım zaman biraz daha geçsin.” Yahu bir insan bunu okur da nasıl ters anlar? “ECMWF de” de ne için kullanılır? Türkçe nin temelinde ayrı yazılan de’nin ne anlama geldiği öğretilmez mi? “5-6 günden sonrası için ona da pek güvenilmemeli” dememiş miyim yoksa? Ya da “GFS ile kıyaslayalım, benzerse ümidimizi arttırabiliriz(5-6 günden sonrası için)” yazmamış mıyım?
Bizim burada yaptığımız analizdir. Olmayan bir şeyi yazmıyoruz. Olan üzerinde değerlendirme yapıyoruz ve hepsinin resimlerini verilerini yüklüyoruz. Yine bu platformda demiştim: “Bir sonraki hatasına kadar ECMWF” tabii ki tek bir hata ile başarı ölçülmez. Ama bunu şunun için söyledim. Eğer modellerden biri başarılı ise ben onu takip ederim arkadaş. GFS diye, ABD menşeli diye en güvenilir budur demem. Asıl bilimsel yaklaşım budur.
Soru 1: Bkz. 1 ve 2 numaralı resimler derken neden sadece 3 Ekim 12z çıktısı dikkate alınmış? Bu zaman dilimine ait diyagram görüntüsü var mı ve GFS’nin 3 Ekim 06z – 3 Ekim 18z – 2 Ekim 18z vs. çıktıları neden yok? Yine ECMWF’nin 3 Ekim 00z ve 4 Ekim 00z çıktıları neden yok? Objektif değerlendirme yapabilmek için işte benim bunları da görmem lazım. Anlatmak istediğim gayet basit aslında. Yoksa ben de GFS’nin distribütörü değilim merak etmeyin 🙂 Parça parça değerlendirelim. Bu soruma vereceğin cevabın ardından diğer sorularımı soracağım…
Bu arada sırf 15 günlük tahmin verdiği ve ilgi çektiği için GFS ön planda tutuluyor değerlendirmesi bana göre hiç doğru değil. Öyle olsa şu linkte göreceğiniz üzere 45 gün başka bir ifadeyle 1080 saat sonrasına çıktılar üreten CFS modelinin dünyada en çok itibar gören, dikkate alınan model olması gerekirdi. 240 saat de gayet uzun sayılabilecek bir süre aynı zamanda. Hatta ve hatta yaygın görüş GFS’nin ve diğer tüm modellerin 180 saat sonrası için ürettikleri çıktılara fazla güvenilmemesi yönünde. Onun için katılamadım bu düşüncenize…
Ozan Hoca’m hemen bir yanlış anlamayı düzelteyim. Bu habere konu olan ve Anadolu Ajansı’nın, Doğan Haber Ajansı’ndan aldığı haberin kaynağı DMİ değildir. O gün Habertürk’ü arayıp flaş başlığıyla verdikleri “Kuvvetli yağış ve fırtına” uyarısını değiştirmelerini isteyen de bendim.
Araştırmalarım sonucu kuvvetli yağış tahmininin, DHA istihbarat şeflerinden birisi tarafından yapıldığını öğrendim. Hemen kendisini arayıp neden DMİ ismini kullanarak kendi kişisel tahminlerini paylaştığını sordum. Kendisi amatör tahminci olduğunu, modelleri sürekli takip ettiğini, 5 gün sonrası için gördüğü yağış ve uyarıyı vermesinin habercilik açısından kendilerini 1 adım öne geçireceğini, ayrıca haberin “Yapılan tahminlere göre” diye başladığını , DMİ’den alındığına dair bir ibare olmadığını söyledi. Hakikaten tahmin öyle başlıyor ama kurnazlık yapılıp altına DMİ’nin 3 günlük tahmini verilip bir de radarlarla ilgili haber koyulunca, herkesin kuvvetli yağış tahminini DMİ kaynaklı sanması kadar doğal bir şey olamaz.
Burda bir ayrıntıdan bahsetmek isterim ki ilerde arkadaşlar da yanılmasınlar, DMİ 3 günden sonrası için uyarı yapmaz. Basında 5 günü geçen tahmin ve 3 günü geçen uyarı varsa, DMİ kaynaklı değildir.
Bu amatör tahminci Santiago’nun İskandinavya-Balkanlar rotasını izleyen sistemdeki tahminini araklayan arkadaş olmalı 🙂 Gerçekten böyleyse çok ilginç. Ajanslar bu şekilde çalışıyorsa vay halimize…
Melik Bey çok teşekkürler açıklama için.
Modellerin her birinin, birbirinden daha iyi olduğu koşullar var. GFS konvektif sistemlerin yağış miktarını ve şiddetini tespit etmekte ve zaman zaman ULL’leri yakalamakta başarısız olabiliyor. UKMO’nun, yağışları daha güneyde gösterdiği oluyor. ECMWF bazen sistemleri olduğundan fazla geliştiriyor. NMM konvektif koşulları olduğundan fazla yüksek gösteriyor, ama GFS gibi İstanbul’u deniz gibi görmediğinden sıcaklık tahmininde daha başarılı, MM5 bence Ankara için yağış tespiti açısından genel olarak başarısız bir model falan filan…
Benim kişisel olarak kısa vadede en çok NAE modeline güvenmeme rağmen, çıktıları ulaşılabilir olmasından dolayı ve özellikle de amatörler gibi doğrudan yağış ve 2 metre sıcaklık haritalarındaki hazır veriye bakıp da tahmin diye ileri sürmediğim için, benim açımdan skew-t çıktıları kritik derecede önemli, kim sunuyorsa doğal olarak o modeli(GFS’yi) fiilen çok daha fazla kullanıyorum. Yoksa, Amerika’nın Avrupa’dan teknolojik olarak ileri olup olmaması ile ilgili değil kesinlikle.
Kısa vade de dahil olmak üzere, GFS modelinin konvektif sistemlerin tahmin başarısı ve istikrarını, 10 üzerinden 6.5’lik görüyorum. Verdiğim not 3 olsaydı bile ulaşılabilir çıktı çeşitliliğinden ve skew-t verilerinden dolayı yine de kullanırdım.
Ayrıca, GFS yukarı atmosferde çok da tutarlı bir model değil. Örneğin; her güncellemede yeri 100’lerce km değişen ULL alanı son 2 günde bir anda yok oluyor – dahası ben son 12 saatte bile ULL’nin yerini değiştirdiğini gördüm.
ULL zaten çok kısa sürede yer değiştiren bir şey. Bunu GFS ya da ECMWF gibi modellerin yakalaması beklenmemeli. Bunlar için Skiron, NAE ya da Coamps gibi yüksek çözünürlüklü sınırlı alan modellerini kullanmak daha doğru bir yaklaşım olur ve süre olabildiğince kısa olmalı. Bu nedenle en baştan ULL üzerinden yapılan yorumu eliyorum. Skew-T verilerine de yine 3 günden sonrası için fazla bel bağlamamak gerekir. Ayrıca GFS’nin İstanbul’u deniz gibi algılaması da yine sınırlı alan modelleri kadar yüksek çözünürlüklü olmamasından kaynaklanıyor. ABD’nin ürettiği bir tek sayısal model yok. Birçok model var. Bunların içinde lokomotif olan GFS. Sadece ABD üretiyor diye savunmuyorum GFS’yi. Ancak bu konuda ABD’nin çok ileride olduğunu tartışmam bile. Sebepleri muhtelif. Uzun uzun anlatmama gerek yok. (Neden? Anlatın da anlayalım. Bu blogda adet uzun uzun anlatmak 🙂 – Havadelisi) ECMWF’ye ılıkçı yakıştırması yapılmasını da çok komik buluyorum. Çok defalar (buna geçtiğimiz kasım ayı da dahil) ülkemize 850 hpa’da -10 ları sokma teşebbüsünde bulunduğunu gördüm ve eminim sizler de görmüşsünüzdür. Nedense onlardan hiç kimse bahsedilmiyor. Yine 2 ekim’de blogumda paylaştığım 10 ekim tarihine ait bir kuvvetli yağış uyarısında görüleceği gibi uzun vade olmasına rağmen GFS gayet başarılı bir yaklaşımda bulunmuş. Resim şu. O günlere ait bu forumda da açılmış başlık altında paylaşılan yağış miktarları üzerinden yapılacak bir karşılaştırmada vade gayet uzun olmasına rağmen son derece isabetli bir yaklaşım görüyoruz. Havaankara’nın ECMWF lehine yönlendirme yaptığına dair eleştirim işte bu gibi şeylerin es geçilmiş olmasındandır. Yoksa derdim model kötülemek ya da aklamak değil kesinlikle. Her modelin artı eksi yönleri olduğunu ben de biliyorum ve bunu söyledim zaten. Yanlış anlama olmasın. Teşekkürler…
O konuda anlatılacak birşey yok, uzun uzun anlatmaya hiç gerek yok. Apaçık meydanda olan öyle yada böyle herkesin kabullendiği bir gerçeğin neyini anlatacağım 🙂 Yok Arif Bey katiyen öyle değildir diyorsan söyle, neden öyle olmadığını da anlatırsan belki ikna olurum.. Her zaman savcı konumunda ben olmayayım…
Arif Bey sizle tartışırken problemlerin başladığı nokta tam da burası. Bir şeyleri tatmin edici yeterlilikte açıklayamadığınız zaman “açık işte kardeşim, tartışmam bile, gören görüyor” vb. bir tavır takınıyorsunuz. Tartışma da orada ölüyor. Bu blogda ise sizinkinin tam tersi bir yaklaşım hakim: İnsanlar her söylediklerine bir temel bulmaya çalışıyorlar. Kusura bakmayın ama bu tarzınız bana ne ilginç ne de ikna edici geliyor.
Benim bir şey açıklamama gerek yok, iddia sahibi iddiasını temellendirmekle yükümlüdür.
Siz de şöyle bir şeyler (1, 2) bulmadığınız takdirde “ABD bu işte Avrupa’yı yer” tarzı muhabbetler havada kalıyor.
Yukarıdaki ikinci linkten (PDF dosyası, 2008 tarihli bir çalışma) bir alıntı: “Considering several metrics of forecast accuracy, the European Centre for Medium-range Weather Forecasts (ECMWF) model outperformed the other models”. (Anlamayanlar için meali: Birkaç tahmin isabet ölçüsü gözönüne alındığında, ECMWF diğer modellerden daha iyi performans gösterdi).
Yeri geliyor uzatmak istemiyorum deyip sen de tartışmayı kestirip atabiliyorsun. Madem öyle tartışma ölmesin devam etsin. ABD bu işlere Avrupa’dan çok önce başladı. Bugün senin de veritabanında kullandığın verilerin çok büyük bir bölümü ABD kaynaklı. 1871’den bugüne arşivler NOAA ve NCEP’ten gelen verilerle oluşturulmuş. Nerdeyse hızını alamayıp ESA NASA’dan daha öndedir bile diyeceksin. ABD’nin emperyalist politikalarının bir uzantısı olarak bu işlere döktüğü parayı görmezden geleceksin. Teknolojisinin bu işlerde o kadar da önemli olmadığını ima edeceksin. Bütün bu söylediklerimi sen de bal gibi bildiğin halde bilmezden gelecek sınırlı bir alan için az sayıda parametre için yapılmış bir karşılaştırma üzerinden sinekten yağ çıkarır gibi ECMWF GFS’den iyi bir modeldir sonucu çıkaracaksın. Benimki seninki tartışması yapılacak bir durum da yok ortada. Burası Havadelisinin not defteri, orası Havaturka. Biri elma öteki armut neyini kıyaslıyoruz. Çok farklı 2 format var ortada. Tartışılacak uzun uzadıya anlatılacak birşey varsa çekinmeden anlatıyorum gayet medeni bir şekilde öyle yada böyle bir sonuca ulaşmaya çalışıyoruz ama inan bana bu konuyu daha fazla uzatmaya gerek yok. Karşıt görüşte olanlar yada Arif Bey biz senin ne demek istediğini tam olarak anlayamadık diyen varsa söylesinler bileyim belki bu konuyla ilgili bir yorum daha yazarım buraya. Aksi taktirde kapansın bu konu. Bu arada GFS ve diğer modellerin performans karşılaştırmasıyla ilgili değil söylediklerim yanlış anlaşılmasın.
Şu tartışmanın başından beri bir araba laf ettiniz, ama hala GFS-ECMWF (ya da diğer modellerin) karşılaştırmasını yapan bir tane bağlantı vermiş ya da kendi gözlemlerinizi destekleyen iki farklı modele ait çıktıyı bir arada göstermiş değilsiniz. Buna karşılık, sizle tartışan arkadaşlar ve ben karşılaştırmalı grafiklere, ayrıca diğer araştırmalara başvuruyoruz. Fark ortada. Bunlar yetmiyormuş gibi, tartışmaya “Dünya çapında kabul gören 1 numaralı sayısal tahmin modelinin GFS olduğu su götürmez bir gerçektir.” şeklinde, herhangi bir referansla desteklenmeyen, Havaturka’da “ArifTarif” söylediği için hemen kabul görebilecek, ama burada rahatsızlık yaratan bir ifadeyle giriyorsunuz. Problem budur. Burada “Hava Delisinin Not Defteri” tarzını ve üslubunu benimsemek durumundasınız, aksi takdirde tartışmalar sonuçsuz kalacak ve sizin herhangi bir ikna ediciliğiniz olmayacak. Saygılar. – Havadelisi
Ozan GFS-ECMWF karşılaştırmasını her şekilde yapalım. Bana karşı gösterdiğin agresif tutumu başkalarına da göstermelisin ama. Öyle bir ortam yaratıldı ki burada sanki ECMWF GFS’den çok üstün bir model. Benim kıyaslanamaz bile dediğim şey ABD’nin bu konularda Avrupa2nın çok önünde olduğudur. Veritabanı olsun, güncel veri ağı olsun arge çalışmalarına aktardığı kaynak olsun teknolojisi olsun Avrupa2nın çok ilerisindedir. Dolayısıyla Avrupa’dan bir adım önde olması normal sonuçtur. Benim anlatmak istediğim buydu.
Ayrıca bana göre son derece yetersiz karşılaştırmalar burada çok şahane mükemmel analizler gibi gösteriliyor. Bir kıyaslama yapılacaksa çok daha kapsamlı olması gerekir. Önümüzdeki 15 gün boyunca ECMWF ve GFS çıktılarını kaydedip böyle bir analizi sizlerle paylaşacağım. Başkaları tarafından yapılmışsa o veriler üzerinden de bir sonuca ulaşmaya çalışabiliriz. Teşekkürler…
Öff ama sıkıldık gerçekten Arif bey, bir ortam yaratıldığı filan yok onlar sizin kendi hisleriniz, yapın bir çalışma gösterin biz de inanalım, yok eksik analiz yapılmış da yok mükemmel gösteriliyormuş da… Bir tane karşılaştırma ortaya koymayan adam hala “son derece yetersiz karşılaştırmalar” yazıyor yahu! Bağımsız çalışma gösterdim yukarıda link verdim grafiği var, 5 gün için ECMWF son bilmemkaç yıldır GFS’den iyiymiş işte, belki daha kısa vadede GFS iyidir bilmiyorum. Nedir derdiniz anlamadım, millet de sıkıldı. “Şöyledir, böyledir, 1 numaradır, tartışmam” filan da yazmayın lütfen bir daha elinizde kanıt, belge, çalışma, analiz yoksa; yayımlamayacağım. Cevap vermek isterseniz de e-posta atarsınız. – Havadelisi
Konu kapanmıştır. Verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim…
Bu güzel analiz için teşekkürler havaankara. Santiago’ya da katılıyorum. GFS geçen sezondan bu yana formsuz. Ilıkçı filan ama ECMWF’ye bel bağlayacağız artık. Bu arada 1 hafta 10 güne kadar ECMWF’de de kıpırdanma olmazsa ben diyeyim patates siz deyin kestane olur bu aralık ortalamalar açısından. Görünürde yaşamaya başladığımız kısa süreli soğuma ardından en az 3-4 gün sersemletici lodos mevcut. Sonrası ?
Size yaşadığım bir olayı anlatayım. 2000’li yılların başında AVN’ye MRF’ye NOGAPS’a bakardım. O zaman AVN ile MRF birleşerek GFS’yi oluşturduklarını biliyorum. 2001, 14 Aralık civarıydı. AVN, 16 Aralık için müthiş kar yağışı ve soğuk veriyordu. 48 saat sonrası için modelde siklon Ege’den Doğu Marmara’ya çıkıyor ve yoğun kar gözüküyordu. Tam 36 saat kala ( Ozaman 12 saatte bir run yenileniyordu) şoka girmiştim. Siklon Batı Trakya’dan Bulgaristan’a yönelmiş ve tüm Marmara lodos ve ılık havada kalmıştı. 0 gece inanın geçirdiğim en kötü gecelerden biriydi. Modellere internet kafeden bakabiliyordum çünkü evimde bilgisayar yoktu. Sabahın köründe kafenin önünde beklemiştim ve kafe sahibi beni görünce şaşırmıştı. İçimde ümit yoktu ama yine dayanamayıp koşmuştum kafeye. Modelde siklon yeniden Doğu Marmara’daydı ve 36 saat kala yapılmış bu hata düzeltilmişti. Ozan hatırlar, Nazlı (23 Ocak 2006) sisteminde herşey mükemmelken sanırım üst üste 1-2 run’da sistem yok olmuş, tamamen Atlantik’ten gelen bir siklonun sistemi dağıttığı verilmişti. Bu hata yaklaşık 120 saat kala civarıydı( Ozan düzeltebilirsin hatam varsa) .Kısacası bunu böyle kabul etmeliyiz. Fakat çok ilginç bir şey var ; hayatımızdaki hangi olayı 7 gün öncesinden bu kadar net görebiliriz ki? Modeller zaman zaman yanlış sonuç verse de en azından az çok 1 hafta sonra üşüyecek miyiz yoksa tam tersi mi olacak görebiliyoruz.
GFS’yi ayrıntıları ve parametre çokluğu nedeniyle, 6 saatte bir sonuç vermesiyle ve kullanma alışkanlığımız nedeniyle ve güncellenmesinin daha hızlı olması sebepleriyle seviyoruz. Fakat bu eleştirilmeyeceği anlamına gelmez.. ECMWF ise daha donuk, daha soğuk, daha renksiz gelse de aslında içerik de önemli. Fakat 2-3 sene öncesine kadar ECMWF’ye hiç bakmazdım.
Bu arada Melik Bey sayesinde DMİ’nin hatalarını görmez olacağız. Öyle güzel sebepler sunuyor ki her eleştiri için ,vallahi yıllardır DMi’nin tahminlerimden çektiğimi unutacağım. Çok ciddi ve samimi 2000 yılından beri süren izlenimimi söyleyim; DMi ,ECMWF’ye mi bakar, yoksa başka bir modele mi bilmem, politikasında mıdır hiç bilmem, ama GFS hemen hemen yüzde 40 -50 DMi tahminlerinden daha iyiydi. Ozan, az mı mail attık nasıl olur böyle diye. Ozan ve ben bu konuda en çok isyan edenlerdendik. Gerçekten inanılmaz hatalar gördük. Hatta bu site yeni açıldığında bunun tartışması yapılmıştı. DMİ İstanbul’a sel uyarısı vermiş fakat hiç bir modelde böyle bir şey gözükmemiş, gerçekten de 10-20 kg yağış düşmüştü. Bunun gibi çok var yani, birkaç örnek olsa umursamayacağım. Ben de istiyorum kendi tahmin merkezimiz haklı çıksın , ona güveneyim hatta modellere bile bakmayayım. Umarım bütün çalışanlar Melik Bey gibi olur ve sadece DMi’ye güvenebilirim bir gün. Hatta bir çalışanı olmak için can atıyorum. Gerekli şartları yerine getirip uzmanlık sınavına girmeyi planlıyorum.
Bir dipnot: Bahadır arkadaşımız Tekirdağ Meteoroloji İstasyonu’na gitmişler. Bir tartışmada ölçüm kutusunun denize olan uzaklığını konuşmuştuk. Öğrencilerin ve Bahadır arkadaşımızın ölçümü aradaki mesafenin benim de söylediğim gibi 6-7 m olduğunu gösteriyor.
Her ne kadar bazen bizi üzse de, uzun vadede bazen yanıltıcı çıktılar verse de GFS’nin, ECMWF’ye göre daha başarılı çıktılar ürettiğini düşünüyorum.
Köyde birkaç yıl önce akşamüstü çektiğim bir fotoğraf. Benim çok hoşuma gitmişti görüntü. Fotoğraf görüntüsü kadar güzel değil maalesef. Ama yine de paylaşmak istedim.

Orta kuvvette bir öğledensonra fırtınasına benziyor. Birkaç saate kadar kaybolacakmış gibi görünüyor.
GFS’in kafası yine karışmış 🙂

Yorum sizin…
Bir anormallik göremedim . Bu şekilde çok oluyor. Önemli olan bu kabus nasıl oldu da bu sene de bizi buldu bunu düşünmeliyiz. Sanki istedikçe , daha çok istedikçe betere gidiyor durum.
Hocam, bence de bir anormallik yok. Türkiye üzerinde de 1020 var ve doğuda da 1025 hatta 1030 var. Olsa dükkan senin be abi. Ama inmiyor işte aşağıya.
Orada omega blocking oluşur…
Gol olur 🙂
Oluşan tek şey can sıkıntısı, moral bozukluğu, kar özlemi ve isyan…
Hala çok erken olmakla beraber, çıktıların bu kadar disiplinli, stabil olmaları sanırım ( her türlü olumsuzu tecrübe etmemize rağmen ) pek beklentimiz değildi, değişir diyordum da kendi hesabıma, bu kadar keskin bir dönüş ben de beklemiyordum. Temkinli olalım diyoruz, nitekim oluyoruz da, ama bu keskin anomaliler soğukkanlılığımızı gerçekten test ediyor…Hele ki bir de az evvel Arif Bey’in Mikdat Kadıoğlu’yla yaptığı yazışmayı okudum, maşallah hocamızın ağzından her zamanki gibi bal damlamış ( hem de deli bal, yedin mi insanı sarhoş eden cinsinden )….Bekleyelim görelim diyeceğim ama bekleye bekleye de bebekler koca adamlar oldular yahu.
Nerde okudun?
Birkaç saat evvel havaturka sitesinde dolanırken ziyeretçi defterinde okudum. Ne kadar ciddiye alınması gereken bir öngörü bilemiyorum, bizler hala ( ben de dahil olmak üzere ) bu tip çıkışların, öngörülerin çok da ciddiye alınmaması, bu öngörülere en azından ihtiyatlı yaklaşılması gerektiğini öğrenemedik gitti ya da ben öğrenemediğimizi düşünüyorum. Bir de bu kesinlik ifadeleri yok mu öngörü esnasında kullanılan,işte bu beni bitiriyor. Aynı yazıdan bir örnek : “10 Aralık sonrasından yılbaşına kadar da çoğunlukla yüksek basınç etkisinde ve normallerin 3-4 derece üzerinde sıcaklıklarla baharı anımsatan günler olacağını söyledi.”.Yani yaklaşık 20 günlük bir tahmin, peki hangi sağlam verilerle? Bu modeller daha birkaç gün öncesine kadar tüm polar yükü ülkemize boşaltmıyor muydu? Tamam elbette kabataslak bir yapı, çıktı üretebilir ama ya değişirse? Bu atmosfer denen meret kaotik bir yapıya sahip değil mi? Yoksa biz hep yanlış mı bildik? Yanlış da anlaşılmasın burada sözüm Arif Bey’e değildir, sadece bu öngörüleri dillendirirkenki kesinlik tabirlerinedir sözüm.Nerede kaldı “olabilir”, “beklenmelidir” ya da “şu anki görünüme göre” lafları ? Sağlıcakla diyorum…
Böyle bir açıklamayı bir profesörün ya da amatörün yapmış olması benim için bir anlam ifade etmiyor.
İstanbul’un havası kadına benzer ne yapacağı belli olmaz ifadesiyle şurada habere konu olan birisi, kısa vadeli tahmindeki başarısızlığı bile böyle geçiştirdiği halde, şimdi de uzun vadeli tahmine eğer ki Havaturka’da kesin ifadelerle gerçekten de kalkışmışsa hem komiktir, hem de çelişkilidir, yaptığı da müneccimliğin alâsıdır.
Öte yandan, biz böyle filmleri daha önceden de izlemiştik. (Bkz Örnek )
Öncelikle herkese merhaba. Sayın hocam bundan yaklaşık bir ay kadar evveldi sanırım, kabaca 10 gün kadar sonraki pozisyonu kestirebilmek adına hangi verileri baz almamız gerektiğini sormuştum. “AO-NAO” ve bu endekslerin nasıl şekillendiği hakkında bilgiler vermiştiniz. Model çıktılarının sonucunda AO’nun oluştuğundan, yani AO’nun modellere yön veremeyeceğinden bahsetmiştiniz sanırım, yanlışsam düzeltin beni. Ancak şimdi bakıyorum, ayın 12.-13. günü gibi AO ve NAO nötr dolaylarına keskin bir iniş yapıyor, bu iniş neye göre ve hangi verilerle gercekleşiyor? Zira bulunduğumuz coğrafyada kış koşulları yaşatacak bir sinoptik görünüm mevcut değil. Amatör tahmin yapan insanların hemen bir çoğu : AO-NAO çok iyi, modellere yansıyacaktır, sistem gelecektir vs. gibi söylemlerde bulunuyorlar. Daha önce de söyledim size makine mühendisliğinde öğrenci olduğum için atmosfer olaylarına hakim değilim, sorduğum soru belki de çok temel ve basit bir şey, ancak bu konuda tatmin olmak istiyorum. Ben de sizler gibi hava delisiyim , cevabınız için şimdiden teşekkür ederim. Saygılar.
Güzel sorun için teşekkürler Samet. Bu AO/NAO konusunda zamanında birisi kuyuya taş atmış, şimdi çıkartmaya çalışıyoruz 🙂 Yukarıda yaptığın açıklamalar (benim sana önceden anlattıklarım) doğru. AO/NAO sadece birer sayıdan ibaret, model çıktılarından hesaplanan iki tane sayı… Problem şu ki, amatörler AO ve NAO’nun bizdeki havayı etkileyen tek etken olduğunu sanıyorlar. Onun için de bunlar nötr olunca illa ki bizde kar olur filan diyorlar. Oysa öyle bir şey yok. Özellikle NAO, sadece İzlanda ve Azor civarında neler olduğunu özetleyen bir parametre. Doğu Akdeniz’de ne olduğu sadece bu iki bölgeye bağlı değil…
Bir de bunları elli defa konuştuğumuz halde bazıları, ne olduğunu dahi tam bilmedikleri sayıların modelleri belirlediğini hala ısrarla söylemiyorlar mı… Çok ilginç gerçekten.
Bu “Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan” anlayışını sürdürmelerinin tek sebebinin, desteksiz sallarlarken çoluk çocuğu kandırabileceklerini sanmalarını, “sizin bilmediğiniz, görmediğiniz veriler var elimizde” kozunu kullanmak istemelerine bağlıyorum. 2 senedir ısrarla sorduk kendilerine; “Madem GFS çıktıları bu endeksleri belirliyor, siz nasıl oluyor da hala bu endekslerin modelleri önümüzdeki günler için belirleyeceğini savunuyorsunuz?” diye. Cevap elbette kem, küm…
Soruların cevabı zamanında gayet net şekilde verildi ve kem küm edilmedi. Aslında ben burada Havadelisi’nin olaya müdahale etmesini ve geçmişte bu konuda yapılan yorumlara yer vermesini, neden böyle olduğunu anlatmasını beklerdim. Çünkü aynı tartışmalar daha önce yine burada yapılmıştı. Ayrıca http://www.worldclimateservice.com sitesi üzerinden güvenilirliği tartışmalı olsa da 6 aylık uzun vadeli AO ve NAO tahminlerine ulaşabiliyorsunuz. Sanki biz o verileri kafamızdan atıyoruz uyduruyoruz gibi bir imaj yaratılmış. Ayıptır bu. Hodri meydan çekmemize takılacak kadar bilimselseniz o halde bu konuya da aynı çizgide yaklaşmalısınız. Bu indeksler neden yayınlanıyor, süs için mi oralara konuyor, üzerine niye bu kadar düşünülüyor , neden-sonuç ilişkileri niçin kuruluyor diye soran yok.
Geçmişte bana göre bir şeyler netleşmedi, sadece tartışıldı, tartışmada açıklayamadığınız birçok husus kaldı (takip edenler biliyor), bu açıklayamadıklarınız üzerine “görürsünüz öyle olacak”tan farklı bir şey söyleyemediniz (mevzu uzamasın diye o yorumlarınıza link vermiyorum), sonra da tartışma bitince siz sanki her şeyi netleştirmişsiniz gibi bir hava yarattınız… Neyse, bunları neden tartışıyoruz ki, sonuçta gene aynı noktaya geleceğiz, siz yine kimsenin göremediği bir şeyleri sizin görebildiğinizi, iyi tahmincinin doğru çıktıyı yanlıştan ayırabilen biri olduğunu filan söyleyeceksiniz, bunların da objektif olarak tartılabilecek bilimsel bir temeli bulunmadığı için tartışma otomatikman sonlanmış olacak 🙂 Bakın dikkat edin, sizin dedikleriniz hiçbir sefer tutmadı ya da tutmaz demiyorum, sadece bilimin belli bir yöntemi vardır ve bu kimse için esnemez, bu sizin için de geçerli diyorum…
Bence orada burada yazılan şeyleri üzerinize alınmadığınız takdirde bir mesele yok, kimse doğrudan sizinle uğraşmıyor, gösterilen tavırlara, tarzlara yöneltilen eleştiriler var o kadar. Siz her şeyi netleştirdiğinizi düşünüyorsanız cevap vermenize de gerek yok zaten.
Bugünlerde eski yazılanlara bakıyorum. Bu başlık altında yapılan yorumlara bakıyorum. Aynı kişiler o gün neler demiş bugün neler diyor. Şaşırdım kaldım. AO ve NAO indeks değerleri ve tahminleri nisbeten daha kararlı hava koşullarının görüldüğü yerlerden gelen veriler üzerinden hazırlandığı için -ki bunu geçmişte sen de teyit etmiştin- ve bu indeksteki iniş çıkışların bulunduğumuz coğrafyaya etkilerini de bildiğimiz halde inkar mı edeceğiz şimdi. Zaman içinde AO ve NAO’da da uzun vadede değişimler olabiliyor bunu biliyoruz ancak bu değişim -ülkemiz adına konuşuyorum- 6 saatte 1 güncellenen modellerdeki gibi dramatik olmuyor. Anlatmak istediğim budur. Netleşen birşey yok. Atmosferin kaotik yapısı içinde 2×2=4 diyebileceğimiz az sayıda şey buluruz. Ortada bir tez varsa bunu daha ileri nasıl götürebiliriz diye çabalamak yerine eleştiri odaklı yorumlar yapılmasına da anlam veremiyorum. Alıngan bir insan değilim ama doğrudan bana karşı yazıldığı apaçık belli olan şeylere de cevap vermem de lütfen kimseyi rahatsız etmesin. O kişiler önce aynaya bakacak, geçmişlerine dönecek o günleri hatırlayıp ondan sonra gelip bana dil uzatacak. İşte o zaman boynum kıldan incedir. Teşekkürler…
Benim bahsettiğim şu, şaşıracak bir şey yok. Uzatmak istemiyorum.
“Ortada bir tez varsa bunu daha ileri nasıl götürebiliriz diye çabalamak yerine eleştiri odaklı yorumlar yapılmasına da anlam veremiyorum.”
Eee…Tezinizi destekleyecek sağlam kanıtlarınız yoksa o zaman eleştiri almanız kadar doğal bir şey yok. Size yöneltilen eleştirilere karşı “çıktıları yorumlamak” dışında bir argümanınız yoksa, kusura bakmayın ama GFS’nin 15 gün sonrası için çıktılarına bakıp tahmin yapanlardan farkınız yok demektir.
Arif Bey, ben tarzınızın bildiklerinizle örtüşmediğini düşünüyorum. Bu konuda aslında ciddi bir bilgi birikiminiz var ancak sunuş şekliniz (kişisel düşüncem elbette) bana göre çok yanlış. Hepimiz ters köşeye yatabiliyoruz ama bunu zamanında görüp geri adım atabilmek bence daha önemli. Yukarıda link verdiğiniz AO ve NAO verileri aslında sizin de bildiğiniz gibi model çıktılarının çok daha kabaca, çok daha uzak tarihe çalıştırılmasından ibaret. Yani referans alınabilecek durumda değil. Üstelik en saygın kurumların mevsimlik tahminlerinin daha kış gelmeden sonbahar aylarında buhar olduğunu yıllardır görmüyor muyuz? Çok bilimsel olduğum söylenemez. Bu konuda bir eğitim almadım. Hatta eğitim almasa bile son derece detaylı, başarılı araştırmaları burada yayınlayan dostlarımızın yanında esamem okunmaz. Ama bilime çok saygı duyuyorum. Geçen yıl çok kaba bir araştırma ile pastırma yazlarını takip eden aralık ayında sıkça, üstelik de sayılı fırtınalara uygun olarak gelen soğuk hava için 12 Aralık tarihini işaret etmiştim. Bu kesinlikle bir iddia değilken, yalnızca bir öngörü olsa da, başta Ozan Bey’in, bence biraz haksız müneccimlik eleştirisine muhattap olmuştum. Ama gördüğünüz gibi benzer bir öngörüyü çok detaylı şekilde analiz edip, tablo halinde, uzun yılların detaylı karşılaştırması ile arkadaşlarımız siteye koydular. Somut veriler, karşılaştırmalar, tablolar işin rengini değiştirebliyor. Keşke ben de o yolu izleseydim. Veya bunu yapabilecek donanımım olsaydı. Sanırım günümüz dünyasında bir şeyi bilmekten daha da önemli olan şey, onu karşınızdaki insanlara “iyi ifade edebilmek” olsa gerek. Sevgi ve saygılarımla.
Zaman zaman kullandığım sivri ifadeler iddialı yaklaşımlar bilimsellikle bağdaşmıyor olabilir. Bu konuda yapılan eleştirileri anlayabiliyorum. Fakat yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum. Yoksa bu işi herkes nasıl yapıyorsa nasıl yapılması gerekiyorsa ben de öyle yapıyorum. Sadece biraz üslup farkı var o kadar. Saygılar…
Ozan Hoca çok haklı, hem daha o amatörlerin bilgi sahibi olmadığı ve Türkiye’ye etkisi olan İskandinavya (SCAND), Doğu Atlantik-Batı Rusya(EA/WR), Polar/Avrasya(POL) gibi endeksler de var. Bunları incelemeden tek başına AO/NAO hava tahmini yapmaya yetmez. Örneğin, Kafkaslar’daki soğuk havayı EA/WR gidişatına dayanmadan açıklamak eksik olur. Ya da aşırı negatif AO/NAO değerlerinde gelen soğuk sistemleri bu veriler ışığında açıklayabiliriz.
Teşekkür ederim sevgili White Fox 🙂
Bugün işyerinden bir arkadaşın gönderdiği yol fotoğraflarından birisi. Yer belirtilmemiş. O kar kalınlığı nedir öyle arkadaş!

İngiliz trafik sistemine göre gidiyor arabalar. Neresi ola ki? Kanada gibi geldi bana ama emin değilim.
Japonya’da bir bölgeydi ama ismini hatırlayamadım.
Çok emin olmamakla beraber rumuzuma sebep Hokkaido olabilir mi ? Çok sağlam kar yağışlarıyla ünlüdür bu bölge. Sapporo, Hokkaido adasının en kalabalık nüfusa sahip olan şehridir… Sapporo şehri kar festivalleriyle ünlüdür, şu linkte bazı bilgiler mevcut.
Alaska olabilir.
Eski İstanbul kışından bu görüntü 😀 Ne karlar yağarmış be 😛 Kanada’dır herhalde.
Burası Japonya’da Hakkoda Wall dedikleri bir yer. Yılın belli zamanlarında trafiğe kapatılıp turist otobüslerinin kullanımına bırakılıyor. Bir adet video linki vereyim, gerisi de gelir zaten 🙂
Bu arada fotoğrafın asıl linki sanırım bu adreste .
Birkaç yıl önce Japonya’da böyle bir yağış olmuştu diye hatırlıyorum. Japonya’da da trafik soldan değil mi zaten?
Arkadaşlar bu ve bunun ötesinde görüntüleri Van-Bahçesaray karayolunda Bahçesaray yakınlarında, hem de dört mevsim görebileceğinizi bilenler vardır mutlaka. Hatta Bahçesaray’ın bazı köyleri 6-8 ay arasında kapalı kalan yolları yüzünden belgesellere konu olmuştu… Yaz aylarında yoğun uğraşlar sonucu açılan karayolunun kenarına doğru yığılan karların yüksekliğinin 5-10 metreyi bulması ve temmuz ayında bölgeden otobüsle ilk defa geçenlerin yaşadığı şaşkınlık da, işin bir diğer esprisi…
O kar yağarken izlemek vardı 😦
Peki bir bilen söylesin hangi etken tabloyu bu kadar değiştirdi? Kim ne derse desin inandırıcı gelmiyor şuanki diyagramlar. İlla -10lar girer kar yağar vs. değil de; resmen Azor-Sibirya hattı, köşesi bizim üzerimizde olmak üzere köprü gibi kurulmuş üstümüze. Bırakın soğukları yağış bile kurumuş gitmiş.
Mesela Akdeniz Havzası modellerde o kadar ısınmışken hiçbir siklonun görünmemesinde bir terslik yok mu sizce? Benim bildiğim Akdeniz kışı bu değil, kimse kusura bakmasın ama GFS’in ciddi ciddi bugları var gibi geliyor bana (aşırı soğuk da gösterse, aşırı sıcak da gösterse). Ben şahsen Akdeniz’in otomatiğe bağladığı, yumurtlar gibi siklon geliştirdiği dönemleri özledim. Haydi soğuk varken kuraklığı anlarım da, kışın sıcak varken kuraklık pek mantıklı gelmiyor.
Polarspor’un bence en büyük eksikliği ileri uçta oynayacak bir Akdeniz siklonu. Şöyle kontratakla Balkanlar’ın arkasına sarkan soğukla buluşacak ve şöyle tahminen İzmir-Ankara hattından havaya sıçrayacak bir siklonla gol bulmak bence en iyi çözüm bu golsüzlüğe.
DMİ cuma günkü tahmininde bizlere şaka yapmış 🙂 Kaç tane hata bulacağımızı test ediyor !
Yıl 2100; Türkiye susuz kalacak.
İzlanda’da son yılların en soğuk günleri yaşanıyor. Akureyri’de sabah 7:00’de sıcaklık -21 C idi, şu an ise -18 C . Sıcaklık deniz seviyesinden sadece 2 metre yükseklikteki Akureyri Havaalanı’nda ölçülüyor.
2 gündür suskundum, ister istemez ılıkçı izlenimi de vererek suskunluğumu bozuyorum. 🙂


Sistem çökmekle kalmamış, hatta diğer çalıştırmalarda da genel olarak bir kararlılık belirmiş.
Bu da Ward Yöntemi ile birbirine benzer özellikteki çalıştırmaların küme(cluster) haline getirilerek ortalamalarının alınmasıyla ortaya çıkan sonuç:
Neyse bozmayın moralinizi canım…hayal kırıklığı da, heyecan da hayatın elementleri 😀
Ben yine de o turuncu olandan ümitliyim, tüm ılıkçılara karşı tek başına mücadelesini aslanlar gibi sürdürüyor :)…
Bu da 42 saat önceki diagramlar. Daha yenisini koyacaktım ama bulamadım. GFS’in 42 saatteki dönekliği. Diyagram ortalaması 7-8 derece oynamış. Pes doğrusu.

Teknik Direktör Guus ECMWF’ten GFS’e ağır eleştiri: “Biz maddi yetersizlikler yüzünden günde 2 defa çalışma yapıyoruz, bunlar günde 4 kez. Ama her defasında farklı bir sistemle çıkıyorlar sahaya. Ne olduklarını ne yapmaya çalıştıklarını anlayabilmiş değiliz. Ama anladığımız kadarıyla doğru düzgün oturmuş bir sistemleri bile yok. Buna rağmen neden hala GFS daha çok tutuluyor o da ayrı bir soru.”
Benim içim rahat. Sistem hiçbir yere kaybolmadı. İsmini vermek istemediğim bir tahminci, ismini vermek istemediğim bir sitede “gelecek işte, hodri meydan” dedi.. 🙂 Bu benim için yeterlidir. Yemişim GFS’yi, ECMFW’yi.. 🙂
Hem de sistem gelmezse galatasaraylı olacağı konusunda iddiaya da girdi. Ya galatasaraylı biz bilmiyoruz ya da…???
Polarspor bu tahminciyi transfer etmekle acaba bu maçı alacak hamleyi yaptı mı?
Santiago vs. ****
Bakalım kim kazanacak?
Bir günde bu kadar değiştiyse, yarın, belki de sonraki gün tekrar soğuklar beliremez mi?
Neden olmasın? Belirebilir.
Aralıktan umudumu kestim, artık başka coğrafyalara odaklandım 🙂 Birkaç güncellemedir çıkıp duruyor, Britanya civarında 960-950 mb civarı bir alçak basınç geziniyor, buna kasırga diyebilir miyiz izobarların sıklığını da göz önüne alırsak?
Canımız isterse diyebiliriz tabii ama “kasırga” daha çok tropik karakterli siklonlara verdiğimiz isim…. Bu tropik-dışı (extratropical) bir siklon…
Bizim kör talihimiz maalesef böyle geldi böyle de gidecek. Bir AB çıkıyor Azor’u alt ediyor ve kuzeye çıkmasını engelliyor ve bize de eksi 10’lar hayal oluyor. Dedim bu sene farklı ama nafile . Ne yazık ki bu şanssızlığımızı yenemeyeceğiz gibi. Yine aynı muhabbetlere başlarız yakında. İstanbul’un kışı Ocak 15’te başlar demeye.
“ya bu GFS ney ya bu sistem çökülmüş alo…” 😀 (bakınız)
Bence artık GFS’den sizin maarif takvimine geçiş yapalım.
Son performansından sonra maarif takvimi bile GFS’ye nal toplattı 🙂
Şaka bir yana ben artık her sistemde bu GFS sıkıntılarından bıktım 🙂
Hans sezona çok formda başladı, dakika bir gol bir 🙂
Hans beklenen patlamasını alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren Polarspor’a yaptı… Henüz 5.dakika ve durum 1-0… Bakalım Polarspor, ender gelişen ataklarından sonuç alabilecek mi, yoksa Hans’lı, AO’lu ve NAO’lu kadrosuyla Ilıkçıspor geçen sezon olduğu gibi tulum mu çıkartacak… Ilıkçıspor sadece Emanuel AO ve Pascal NAO’ya değil, jet bir transferle kadrosuna kattığı, “boğazın boğası” olarak bilinen Santiago’ya da güveniyor… Teknik direktör Guus ECMWF, iki hafta önceki LaNinaspor mağlubiyetinden sonra bu senenin geçen senelere göre zor geçeceğini anladığını, fakat hala rakiplerini devirecek güçte olduklarını söyledi.. 12 gün önceden kar tahmini yapanların acemiliklerinin kurbanı olduğunu belirten tecrübeli hoca, “herkes bana zamanında gereken değişiklikleri yapmadığım için kızıyor, ama görüyoruz ki runların bitmesine 3-5 gün kala herkes dediğime geliyor, bu sezon da öyle olacak…” diyerek rakiplerine gözdağı verdi.
(Bu arada meteorolojik kışın (Aralık-Ocak-Şubat) 90 gün sürmesi de ilginç 🙂
Süper 🙂
1 Ocak’ta transfer sezonun açılmasıyla beraber Met Office’i de kadromuza katacağız. Sizi kendi evinizde, 25 Ocak-15 Şubat arasında devireceğiz 🙂
Hans’a tazminat davası açacağım bu gidişle. Maddi, manevi 🙂
Bu da bizim el classico’muz.. ECMWF onderligindeki ılıkcılar GFS’nin talebelerine ilk 10 dakika hadi oynayın dediler ama daha sonra rakibinin ustunde mutlak ustunluk kurarak top bile gostermediler, polarspor da macın son dakikalarında yenilgiyi kabullenmiş, run bitse de gitsek havalarındaydı zaten.. ama kış uzun maraton, ECMWF’nin mantalitesi cozuldukten sonra -5 li -10’lu sounclar alınması cok zor degil, yeter ki dondurmeyelim Santiago’yu..
Ahahahhaha 😀
Süper Hocam ya. 🙂 Ama en güzeli ve en kısa yolu ECMWF’yi soğukçulara transfer etmek. Çok zor gözükmekle birlikte bir şekilde çelmek lazım aklını. Gerekirse teşvik… Neyse, fazla duyulmasın…
Kaptan Ozan Hoca ise biraz gayretle -10’ları alırız. Zaten, sezona kasım ayında çok formda, antremanlı başladık. Ben ümidimi yitirmedim. 2012’de, yeni yılda kupayı alacağız.
Beşiktaş kanserine bile çözüm bulundu ama Hans kanserinin tedavisi bulunmadan yolcu gibi görünüyoruz…Yine de bir Beşiktaşlı olarak “son dakika golleri” yemeye alışık olduğumuz kadar atmaya da alışığız. Çok sevdiğim, birçok Beşiktaşlıdan da duyduğum ve maçlara bakış açımın temeline oturttuğum bir sözle bitireyim. “Son düdük çalmadan maç bitmez!”
Üstad zaten moralim bozuk, düşene bir de sen vurma istersen 🙂
Önümüzdeki maçlara bakacağız artık 😀
😀
Yüksek Basınç + Soğuk Kasım yazımda karşımıza çıkan yılların aralık ayı gidişatları ile ilgili bir tablo hazırladım. Göz atmanızı tavsiye ediyorum..
beyazbulut‘un kendi ölçümleriyle oluşturduğu, Pendik’in son 16 yıllık aylık ortalama sıcaklıklarını buradan indirebilirsiniz. Bu verileri ayrıca üst menüden ulaşılabilen Hava Tahminleri -> İklim Verisi Kaynakları adlı sayfaya da koyuyorum.
Teşekkürler beyazbulut.
Hep bu ılıkçılar yüzünden. Duygusallık nedir bilmezler, totem nedir bilmezler. Soğuma, yağış gördü mü şüpheyle bakarlar, yüksek basınç olunca çalışmasını bile yaparlar. Kaçırdılar işte yine bağıra bağıra gelen sistemleri. ECMWF’in kurucuları da bunlar ben size söyleyeyim. Eskiden ECMWF, GEM mi bilirdik biz. Bakardık mis gibi GFS’imize, 180-384 arası mutlu olurduk. Hepsi bu ılıkçıların icadı. 🙂
Geçen sene üzüldüğüm gibi bu sene de üzülmeyeceğim artık 🙂
Bu işin bir ayarı, ortası yok mu kardeşim!!! Dün akşam soğuk olarak en uç sınırları gösteren GFS bugün en üst durumu gösteriyor. Bu işte bir yanlışlık olsa gerek, ya bu Almanlar bu işi bilmiyorlar ya da yeni bir psikolojik işkence metodu buldular da biz Türklere mi uyguluyorlar?
Demek ki atmosferde güçlü bir sinyal yok, etkisiz gibi görünen, küçük faktörler bile ne olacağını tayin edebilecek. Bu küçük şeyleri modellerle henüz tam olarak simule edemiyoruz.
İstanbul’da (Atatürk Havalimanı) 2011 Kasım ayı…
Ortalama sıcaklık: 9,6 C
Basınç: 1025,4 mbar
Yağış: 6,6 kg/m2
Vaaay! Biz İstanbul’u geçmişiz.
Ortalama sıcaklık 2.5 C
Yağış: 12.4 mm
(Beytepe-Bilkent civarları)
Bana İstanbul için, bu sıcaklık değeri ( 9,6 C ) yaşadığımız Kasım ayı için çok sıcak geldi.
Siz nasıl ölçüyorsunuz? 🙂
Gayet soğuk bir kasımdı. Son 80 yılda ilk 10’da filan…
http://climexp.knmi.nl/data/ta17062.dat
Yok beklediğim ortalama, en fazla 6 – 7 C değerlerinde idi. 9.6 C’lik bir değer benim için çok sıcak bir değer.
1920 (5.8C) ve 1988 (7.7C) kasımları dışında son 172 yılda sıcaklık ortalaması 8C’nin altına düşen kasım olmamış…