Uzun vade kısım şefimiz Erdem Erdoğan siz hava delilerini sağ olsun yine analizsiz bırakmadı…
—————-
Pek vaktim olmadığından hızlıca bir değerlendirme yapıyorum, hatam olursa şimdiden affola.
20 gün önce yaptığımız değerlendirmede, pozitif AO-NAO rejimi devam edecek gibi göründüğünden Aralık ayındaki baskın İzlanda siklonlarının yerlerini yüksek basınca bırakabileceğinden bahsetmiştik.
Fazlara ayırdığımız pozitif NAO rejiminin, Ocak ayında aşağıdaki şekilde yer alan faza benzeyebileceğini öngörmüştük.
Aralık ayının son günlerine girmemizle beraber Atlantik’te belirgin bir patern değişimi gerçekleşti ve Azor Yüksek Basıncı’nın etkisiyle ülkemize doğru peşpeşe sistem atakları modellere yansımaya başladı.
Peki bundan sonra neler olabilir, gidişat hangi yıllara benziyor?
Son model çalıştırmalarına göre stratosferik (üst seviye, örn. 50 hpa) ve troposferik (alt seviye, örn. 500 hPa) kutbi girdabın (polar vortex) önümüzdeki günlerde Kuzey Atlantik’e yerleşeceği görülüyor. Bu da pozitif AO-NAO sürecinin bir süre daha devam etmesi demek.
Bundan beş yıl önce yazdığımız bir yazıda kutbi girdabın Kuzey Atlantik – İskandinavya civarlarına yerleşmesinin nasıl sonuçları olabileceğinden bahsetmiştik, ona da tekrar göz atabilrsiniz.
Sistemlerin 1-2 günde hızlıca batıdan doğuya kayması kutbi girdabın normalden kuvvetli olduğunun bir göstergesi. Girdap çok kuvvetli olduğundan yüksek basınç merkezleri kuzeye doğru soğuk çekecek bir atak yapmaya fırsat bulamadan kafasına darbeyi yiyor ve doğuya doğru yoluna devam ediyor.
Ancak artık kutbi girdabın pik yaptığı noktayı da geçtik sayılır, önümüzdeki haftalarda yavaşlaması kaçınılmaz, belki de ani bir stratosferik ısınma bile gelebilir (gerçi şu an için bir sinyal yok).
Hazır kutup soğukları tam kuzeyimize gelmişken Azor’un kuzeye yapacağı peşpeşe saldırılardan birisi neden sağlam bir sistem indirmesin? Bence şartlar uygun, artık bu sefer gol olsun 🙂
Son olarak… Onlarca yıllık verileri inceledim, Ocak ayının ilk yarısı modellerde en çok 20 gün önce tahmin ettiğimiz 1983 Ocak ayı ile 1964 yılı ocak ayları ile benzerlik göstermeye başladı. Arşivciler özellikle 1964 yılını kesinlikle incelesin derim 🙂
Öte yandan şunu da unutmamamız gerekiyor: Dünya, ortalamada, 1964 veya 1983’ten çok daha sıcak şu an. Bu, güneye inen soğukların -yine ortalamada- o yıllara kıyasla kaçınılmaz biçimde daha az geniş ve daha az şiddetli olması demek… Bununla ilgili olarak bilimsel literatürde de çalışmalar var, örneğin, Kuzey ve Batı Avrupa’da çok soğuk ve karlı geçen 2010 kışının, benzer basınç örüntülerinin görüldüğü önceki yıllarda çok daha soğuk olduğu ortaya konmuş.
Yine de, çıkmadık candan ümit kesilmez… Artık ortalarda gözükmeyen forumcu bir abimizin söylediği gibi: Herkes susacak hava konuşacak 🙂
Eline, emeğine sağlık Erdem Üstat..1983’e biraz benzese razıyız be 😉
İstanbul’un 1964 Ocak arşivine baktığımız zaman, 16-18 Ocak arası güçlü bir sistem gelmiş. 17-18’inde sıcaklık en fazla -3 derece olmuş ve Gece sıcaklığı Yeşilköy Havaalanı’nda(1980’lerde adı Atatürk Havaalanı olacak) -10 C’ye kadar düşmüş.
https://tr.freemeteo.com/havadurumu/istanbul/history/monthly-history/?gid=745044&station=5328&month=1&year=1964&language=turkish&country=turkey
Doğu Karadeniz şu dönemi de boş geçerse yıkılırım.
Tebrikler. Bu akşamki gücellemelere bakarken tahmininizin ne kadar isabetli olduğu anlaşılıyor. Azor sürekli istediğimiz pozisyonda ama bir türlü istediğimiz soğuklar inmiyor. Sadece gfs de yakından uzağa üç dört atak var. Şu haliyle hesap kitap yapılacak sistemler istanbul için dediğiniz gibi illa birinden birini yakalarız inşallah.
1964 Ocak ekstrem geçmiş Mardin gibi enverziyon etkisi olmayan bir yerde bile en düşük sıcaklık ortalaması -5 olarak kayıtlara geçmiş ve yine kayıtlarda daha düşüğü yok.
Tesadüf bu ya, daha dün şu şiiri dinliyordum: https://www.youtube.com/watch?v=mXLomRMTzqA
“2. Açar,
Kan kırmızı yediverenler
Ve kar yağar bir yandan,
Savrulur Karacadağ,
Savrulur zozan…
Bak, bıyığım buz tuttu,
Üşüyorum da
Zemheri de uzadıkça uzadı,
Seni, baharmışın gibi düşünüyorum,
Seni, Diyarbekir gibi,
Nelere, nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadı…
3. Hamravat suyu dondu,
Diclede dört parmak buz,
Biz kuyudan işliyoruz kaba – kacağa,
Çayı kardan demliyoruz.
Anam sır gibi saklar siyatiğini,
“Yel” der, “Baharın geçer”.
Bacım, ikicanlı, ağır,
Güzel kızdır, bilirsin.
İlki bu, bir yandan saklı utanır
Ve bir yandan korkar
Ölürüm deyi.
Bir can daha çoğalacağız bu kış.
Bebeğim, neremde saklayım seni
Hoş gelir,
Safa gelir,
Ahmed ARİF’in yeğeni… ”
Şiirin geçtiği “Hasretinden Prangalar Eskittim” kitabı 1968’de yayınlanmış. Acaba hangi kış bu Dicle’nin 4 parmak buz tuttuğu diye düşünmüştüm, 1964 olması muhtemel herhalde o zaman.
Diyarbakır için 1950 1957 1964 yılları sert geçmiş 1964 kuru soğuk Ocak ayinda sadece 14mm kaydedilmis şiirde anlatılan kar olmayabilir.1957de hem aşırı soğuk hem de yağış var büyük ihtimal o yıl için yazılmıştır.
Santiago hocam emeğine sağlık. Morale ihtiyacımız vardı.
Eline, emegine saglik Erdem ustad. Ayrica 1983 kisi guzel bir kisti.
Teşekkür ederim erdem abi.