Tarihin en büyük fırtınalarından, bazı bakımlardan da en büyüğü olan bu canavar, Filipinler’i mahvetti. Çoğunlukla çeviri bilgi aktararak, biraz da kendi yorumlarımı katarak sizi kısaca bilgilendireyim.
Öncelikle: Bu bir tropikal fırtına. Kışın bizi etkileyen ve batıdan yağmur getiren alçak basınç sistemlerini (‘siklon’ları) düşünün. Bu alçakların, tropikal denizler üzerinde oluşup o sıcak denizlerin ısı enerjisinden beslenenlerine ‘tropikal siklon’ deniyor. Bu bölgelerde denizdeki ısı enerjisi miktarı o kadar fazla ki, öteki meteorolojik koşullar da müsait olduğunda bu fırtınalar (alçak basınçlar/siklonlar) aşırı biçimde hacimlenip şiddetleniyorlar. ‘Haiyan’ da bunlardan birisiydi.
Haiyan, bir hortum (tornado) değildi. Hortumlar çok daha dar alanlarda etkili olan (örneğin burayı yıkan ama 200 metre öteye hiç dokunmayan) oluşumlardır.
Hava delileri Haiyan’la ilgili ayrıntılı bilgilere birçok kaynaktan ulaşabilirler, bu yazı daha çok deli olmayanları hedeflediğinden Haiyan’ın ilginç özelliklerinden bazılarını yazayım.
Marmara Denizi’nde rüzgar sürekli olarak saatte 50-60 km hızla (yani 7 kuvvetinde) eserse deniz otobüsü seferleri kesin iptal oluyor. Rüzgar saatte 90-100 km hızla eserse buna tam fırtına deniyor ve dışarıya çıkmanız çok tehlikeli hale geliyor. Haiyan’ın en güçlü olduğu saatlerde, 1 dakika boyunca zayıflamadan esen rüzgarının hızı saatte 315 km‘yi bulmuş. Bunu hayal edebilir misiniz bilmiyorum, ben edemiyorum. Bu değer, Haiyan’ı ölçüm yapılan tarihin karaya çıkan en kuvvetli tropikal fırtınası yapmış. Denizde kalanlar arasında da en kuvvetli 4. olmuş, ama en kuvvetli üç tanenin meydana geldiği 1950’li ve 60’lı yıllarda rüzgar hızı ölçümlerinin şimdiye nazaran daha yüksek sonuçlar verdiği düşünülüyor, yani Haiyan tüm tropikal fırtınalar arasında da en şiddetlisi olabilir.
Buna uygun olarak, sadece uydu görüntülerinden tropikal fırtınaların şiddetini tayin etmeye yarayan Dvorak Metodu‘na göre Haiyan, ölçeğin en yüksek seviyesi olan 8.0’ı aşarak, 8.1’e vurmuş.
Yorum yazarak sorularınızı da yöneltebilir, Haiyan’ın ilginç bulduğunuz öteki özelliklerinden bahsedebilir, teknik ayrıntılara girebilirsiniz. Katkıda bulunacaklara şimdiden teşekkürler.
”Haiyan süpertayfununun atmosfere ne kadar karbon saldığını hesaplamak için henüz erken olsa da, elimizdeki veriler bu rakam hakkında fikir veriyor. Örneğin 2005 yılında ABD’de gerçekleşen Katrina Kasırgası, 105 teragram karbon (ABD’deki tüm ormanların bir yıl içerisinde atmosferden çektiği karbon miktarının yarısından fazlası) salımına neden olmuştu”
Böyle bir haber okudum. Fırtınalar ne şekilde bu salınımı yapıyor. Okyanustaki karbonu mu atmosfere taşıyorlar yoksa bitki örtüsüyle mi ilgili?
Link verir misin?
http://haber.sol.org.tr/bilim-teknoloji/supertayfun-haiyanin-gorunmeyen-maliyeti-karbon-haberi-82635
Bitki örtüsüyle ilgili. Biliyorsun ağaçlar karbondioksiti alıp oksijeni veriyor. Eğer ekosistem zarar görür ağaçlar tarumar olursa bu çok daha az gerçekleşiyor. Böylece atmosferde karbondioksit artıyor.
Cumulonimbus vardı, sanırım o daha iyi yorumlar:
http://www.sciencemag.org/content/318/5853/1107.abstract
Ozan Hocam bilgilendirmeniz için teşekkürler. Hazır ortalık sakinken, merak ettiğim bir konuyu size sormak istiyorum. “The Day After Tomorrow” filminde fırtınaların tüm Kuzey Yarım Küreye yayıldığı sırada, ekrana bir uydu görüntüsü veriliyordu. Bu görüntüde Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya üzerinde devasa 3 siklon görünüyordu. Sizce bu teknik olarak mümkün mü?
O görüntü bu muydu?
Aha yukarıdaki yazdığım gerçekleşmiş 🙂
Evet Santiago.
Bilinen en büyük siklonların rüzgarları (minimum 64 km/saat) merkezden kuş uçuşu 2200 km öteye kadar uzanıyormuş: http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_tropical_cyclone_records
Yani bu büyüklükte siklonlar sanırım mümkündür, tabii bunlar tropik değil, tropik-dışı (cephesel) siklonlar olacak, çok korkunç bir cephe oluşursa neden olmasın 🙂
İstanbul için konuşursak, 1987 Mart veya 2004 Ocak siklonlarını az korkunç sınıfına alabilirmiyiz?
2004 siklonu epey korkunç aslında…
Ah be. Bu kasırganın merkezinin yani, gözünün Bilecik ve Sakarya civarlarında olduğunu ve onun dışındaki tüm özelliklerinin aynı olduğunu , 850 hPa ‘da -10 olduğunu düşündüğümde 🙂
Çok acayip bir şey, insanın havsalası almıyor. Sanki biz zarar verdikçe, dünya bizi üstünden atmaya çalışıyor.
Bu tür tayfunlar neredeyse tüm doğal afetlerden ölümcül üstelik bu kadar güçlü olanları. 315 km/s rüzgarın gücü F3 tornado ile eşdeğer bu da bu tayfunu dev bir tornado yapıyor.Yerin altın sığınmaktan başka bir kaçış yolu yok.Uçağa binseniz anında düşürür uçağı,eve sığınsanız moloz yığınına çevirir evi,hele ki dışarıda yakalanırsanız bu tayfuna anında kuş gibi uçarsınız.
En çok bu kasırganın gözünü merak ettim.
Kasırganın gözünde hava cıvıl cıvıldır. Hiç rüzgar yoktur ve güneşlidir.Hatta çoğu insan kasırganın bittiği yanılgısına kapılarak kendini dışarı atar ve kasırganın 1 dakika içinde eski gücüne dönmesi ile hayatını kaybeder.
Bu kasırga tam hayvanmış::))