Bizim havalarla Hindistan Muson indeksi arasında nasıl bir bağ var bilmiyorum ama indeks ne zaman aşağı doğru hızla inse bizde de havanın genel de bozduğu izlenimi bende uyandı.
Şu aralar NAO indeksi pozitif fazda ama onun da muson indeksine uyacağını düşünüyorum.
No panic lütfen. Şu yaşa geldim, dinozor oldum, ömrü hayatımda kasım ayı ilk yarısında iki kere düzgün kar hatırlıyorum Ankara’da. Biri zannederim 80 kışıydı 2 Kasım’da sıfır derece altında ana arterlerde bile 3-5 cm kar örtüsü yaptı, diğeri de 10 Kasım tarihinde Anıtkabir’de törenlerde 6-7 cm kar vardı. Benim bildiğim en sıkı kışlar hep yılbaşı sonrası başladı. Öncesinde hep bir numara olmamıştır.
entireflight
Valla artık soğukları geçtik-en azından yağmur-rüzgar hareket olsun istiyoruz… Sis-pus-kirlenmiş hava birikimi sıktı artık… 2007 tekrar etmez derken daha beteri geliyor olmasın sakın??
enattendantlaneige
Sizlerin gayet iyi bildiği bir bilgiyle;
Hava akımları batıdan doğuya doğrudur. O yüzden hava akımları Türkiye’ye Balkanlar’dan gelir.(Bu bir genelleme galiba?)
Gulf Stream sistemiyle Karayipler’den kuzeye doğru taşınan sıcak su örneğin;Kuzeybatı Avrupa’yı, İngiltere’yi ve Türkiye’yi etkiliyor.Bu akıntı durduğu zaman, sıcaklık düşüyor. Bu sıcak su akımı durursa, bu bölge donmaya başlıyor. Aynı zamanda Türkiye üzerine gelen havada çok soğuk bir şekilde geliyor.
2013-2014 kışına dair şöyle bir öngörü var;Alman bir meteorolog (Dominic Jung) son 5 yıl içinde Kuzey Amerika boyunca gulfstream’ın gücünün oldukça zayıfladığını,bu durumun,bu kış Avrupa’da alışılmadık soğukların işareti olabileceğini söylemiş.Bu etkinin bir sonucu olarak;Türkiye’de de sert bir kış yaşanabilir mi acaba?
Gulf Stream küresel ölçekte dünya iklimini etkileyen unsurlardan birisidir. Bu akıntının yavaşlaması veya kesilmesi kimilerince buzul çağı devrelerine yol açar denilmektedir. Mikro ölçekte Türkiye için şöyle olur demek şimdilik kolay değil.
Küresel ısınma Kuzey Kutup buzlarını eritir, eriyen buz Atlantik sularına karışır, bu da Gulf Stream akıntısını etkiler tezi vardır. Diğer okyanus akıntılarını da unutmayalım. Bu doğruysa küresel ısınmanın nedeni insanlar değil demek ki. Malum bu evreler sürekli yaşandı geçmişte.
Yüzbinlerce veya onbinlerce yılda bir gerçekleşen bu döngünün 3-5 yıl içinde tam bizim zamanımızda başlaması bana makul görünmüyor. Daha da doğrusu belki akıntı bin yıldır yavaşlıyor veya tam tersi. Isınma – buzul evreleri arasındaki geçişinde binlerce yıl aldığını unutmayalım. Evrende insan zaman ölçüsü son derece geçersiz ve kısa bir birim.
Şimdi şöyle ki, bu “Gulf Stream zayıflamış” geyiği periyodik olarak çıkar. Fakat ben bu iddianın herhangi bir ciddi kurum tarafından doğrulandığına hiçbir zaman şahit olmadım. Doğrulanmadıkça da üzerinde fikir yürütmenin çenemizi yormaktan başka bir şeye yaramayacağını düşünüyorum.
Öte yandan çok kısa değinmek gerekirse, elbette ki bu sıcak su akıntısının zayıflaması Kuzey Atlantik’teki su ve dolayısıyla hava durumunu büyük ölçüde değiştirir. Örneğin, dünyanın son buzul çağından çıkarken tekrar buzul çağına yuvarlanmasının, eriyen buzların sularının denize karışıp bu akıntıyı durdurması sonucu olduğu görüşü var.
Bu endeksler modellerde doğanın kanunu gereği uzun vadede pozitifken sürekli nötre inmeye çalışır, negatifken de nötre çıkmaya çalışır..
Mesela aşağıdaki 24 Ekim tarihli ECMWF tahmininde 16 Kasım’da nötre inmişken bugünkü tahminde 21 Kasım’da iniyor.. Ötele babam ötele yani..
Benim iki üç senede foslaya foslaya öğrendiğim yegane şey, aşırı uçlarda seyreden endeksler kolay kolay ısrarından vazgeçmiyor.. Hayırlısı bakalım.. Bana göre Kasım’ın yarısı yağış bakımından uçmuştur..
Geçen kış doğru düzgün kar olmadı (batı kesimler lodosla bol bol yağmur aldı orası ayrı). Bu “Su Yılı” da kurak günlerle başladı. 2014 kışında yeterli yağış olmazsa, özellikle iç bölgelerde sağlam kar alamazsak vay halimize…
Ah aaaah, baktıkça hüzünleniyorum. Şöyle basınç dizilimlerine uzun senelerdir hasretiz, özellikle de birincisine 😦
Rex bloklu olana… 1 hafta kar yağdıran alçak alanı hiçbir yere gitmemişti…
Yalvarıyorum bu kış totem yap bari. Ne bileyim, bu kış efsane gelmez de, veriler berbat görünüyor de.. De işte bir şeyler. Geçen sene efsane diyerek kuruttun koca kışı. 🙂
Fakat; QBO endeksine bağlı olarak ani stratosfer ısınması yaşandı ve beklediğim soğuklar Mart ayında geldi, ama nereye? Yunanistan ve Türkiye dışında tüm Avrupa’ya 🙂 Bize geleceğine dair bir şey söylememiştim zaten 🙂
Yüksek basıncın Akdeniz üzerinde pide şekline gelmesi iyiye işaret. Bulduğu uygun ortamda fasulye şeklini alıp İngiltere veya Almanya’ya doğru uzayıp güzel bir şekil alabilir.
Hava delisi arkadaşlarım hepinize selamlar. Yeni değilim, yıllardır ( herhalde kurulduğundan beri ) sizlerin takipçisiyim ve müthiş zevk alıyor, yeni şeyler öğreniyorum. Normal günlerde 5, havanın aksiyonlu olduğu günlerde en az 25-30 girişim vardır herhalde 🙂 Bir hava delisi, kar aşığı olarak bu site benim için bulunmaz bir nimet. Başta Ozan ve Santiago olmak üzere hepinize saygılarımı sunar, sistemlerin arka arkaya kopup geldiği 🙂 bir kış geçirmemizi dilerim.
Merak ettiğim iki nokta var. Birincisi, otomatik istasyonlar hava hadisesini nasıl raporluyorlar? Havanın parçalı bulutlu veya açık olduğunu nasıl gözlemleyip merkeze aktarıyorlar? İkincisi, bazı istasyonlarda “metar gözlemi” sekmesi ve yanında bir sürü numara-harf kombinasyonu halinde bir şeyler yazıyor. bu ne anlama geliyor?
Otomatik istasyonlar hadise raporlamıyor bildiğim kadarıyla, hadise raporlayanlar sinoptik gözlem yapan insanlı istasyonlar ve havaalanları. METAR gözlemini de bunlar yapıyor.
METAR gözlemlerinin ayrıntısını ben de bilmiyorum ama ilgilenen olur diye benim haritadaki bilgilerin içine koydum
Teşekkür ederim hocam. Bu mantıkla yola çıkarsak aslında istasyonların insansızlaştırılması pek iyi değil. Ancak DMİ bunun tam tersine insansız istasyonlara daha önem veriyor yanılıyor muyum?
Bence harita aynı Havadelisi’nin hazırladığı gibi tüm istasyonlara göre renklendirilmeli, herhangi bir şehri/bölgeyi tıkladığımızda o şehre/bölgeye zum yapılıp istasyonlar harita üzerinde görülmeli, tek tek ilçe seçmeyle kimse uğraşmaz, uğraşsa da bir şey anlamaz..
Ozan Hoca’nın arta kalan vaktinde MGM’den aldığı verilerle nasıl bir harita yaptığını gördük, koskoca trilyonluk MGM kalkıp yenilik diye önümüze yukarıdaki haritayı sunuyorsa ayıp.
Örneğin Antalya şehri Marmara Bölgesi kadar uzun neredeyse, bir ucu Kaş bir ucu Alanya, Korkuteli’si var Akseki’si var, kalkıp tüm şehri Antalya merkeze göre boyamak abes kaçmış. Tüm şehirler için geçerli bu.
Commandouz (Bayrampaşa-148 m)
Genel olarak fena değil ancak çok basit kalmış. Bu veriler ve istasyon ağıyla harika haritalar tasarlanabilirdi. En güzel olan şey illerin üzerine tıklanıldığında ortaya çıkan illerdeki istasyonların son durumlarını gösteren tabloid. Ancak orada da yağış verilerinin hangi zaman dilimini kapsadığını anlamak zor. Hadise ekranı genel anlamda iyi. Ancak sıcaklık ekranının renk dağılımı yanıltıcı. Eğer ki sıcaklık haritasında Türkiye’deki bütün istasyonlardan gelen verilerle bir renklendirme yapılsaydı o zaman MGM müthiş bir iş çıkarmış olurdu. Basınçta da renk skalası yok. Yine nem ve rüzgar verileri de yukarıda sıcaklıkta önerdiğim gibi yapılsaydı müthiş olurdu.
Bence eskisine göre daha güzel olmuş.Eskiden sayfada kasma oluyordu giderilmiş ayrıca ayrıntılı tabloya girmeye gerek kalmadan il üzerine tıklayıp ilçe durumlarına bakabiliyoruz.Sıcaklık renklendirilmesi de hoş olmuş.:D
Ölü yatırım. Santiago’nun dediklerine katılıyorum.
Meteorolojik hadiselerin ya da herhangi bir meteorolojik değişkenin alansal dağılımının idari sınırlarla ne tür bir ilgisi olabilir?! Anlayan beri gelsin.
Bundan önceki harita bundan çok daha iyiydi. Zoom yapabiliyordunuz hiç değilse, yer şekillerini görebiliyordunuz… Herhangi bir değerin nerede ölçüldüğü belli idi… Kaş yapalım derken göz çıkarmışlar.
Neyse, benim haritalar için geri sayım başladı, onları bekleyin… Fakat Marmaray gibi TAM OLARAK BİTMEDEN açma niyetim yok sistemi 🙂
Balkanların soğuk olması yağışın azolacağını işaret ediyor. Orada yağış olmayacağı demek Siklonların fazla etkili olmayacağı demek. Bunun sonucunda elimizde Deniz etkisiyle yağış kalıyor.
Bizim coğrafya için doyurucu bir tahmin değil. Az siklonlu, ara sıra kısa süreli soğukların inebileceği nispeten kurak bir kıştan bahsediliyor. Accuweather’ın kış tahminlerine hiç güvenmem. İşime de gelmedi zaten. 🙂
2 senedir sizleri takip etme imkanı buldum tahmin yapabilecek kadar bilgim yok fakat sizlerin tahminlerini takip ederek kendime bir şeyler katmak büyük zevk umarım güzel bir kış geçiririz saygılar.
Yeter artık Yıldırım Demirören yeteeeerrrr. Nedir bu modeller. Sibirya mı, Azor mu nereden gelirse gelsin, isterse Basra’dan gelsin ama soğuk ve yağış gelsin.
İstanbul’da küresel ısınmanın etkisi en çok yaz geceleri hissediliyor. Sıcaklık arşivini bir süredir inceliyorum. 90’lardan önce yaz geceleri günümüzden belirgin şekilde serinmiş. Sıcaklıklar 20 derecenin üstüne günümüzdeki kadar sık çıkmamış, çıksa da düşük 20 derecelerde seyretmiş. Buna karşın, son 5-6 yıldır, en sıcak dönemde (15 Temmuz-15 Ağustos) minimum sıcaklıklar sürpriz diyebileceğimiz kadar az sıklıkta 20 derecenin altına iniyor. Üstelik 23-24 dereceler olağan olmaya başladı. Paylaştığım tabloda doğum yılım olan 1979’u ve 2010 yılının Temmuz sıcaklık değerlerini dahil ettim. Her iki yılın Temmuz değerleri döneminin eğilimini aşağı yukarı yansıtıyor. Yalnız, yaz mevsimi sıcak geçen 2012 gibi yılları özellikle seçmedim. Son yılların ortalama sıcaklıklarına yakın 2010 Temmuz’unda minimum sıcaklık 25,6 dereceyi görmüş. Bildiğim kadarıyla İstanbul’un (AHL) minimum ekstrem sıcaklığı 26 dereceydi. (“Freemeteo” 17/08/2010 tarihi itibariyle 27 derece vermiş). İşin ilginç yanı, geceleri bu kadar ekstrem değerler görülürken aynı günün maksimum sıcaklıklarının bazen 32-33 derece gibi olağan değerlerde olması. Zira, İstanbul’un maksimum sıcaklık ekstremi 40.5 derece. Yani yaz gecelerinin çok sıcak olması giderek olağan olmaya başladı. Son yıllarda, en yüksek minimum sıcaklıklar sıklıkla ölçülüyor.
Düşünün ki, 40.5 derece olan gündüz maksimum sıcaklık ekstremi bu kadar sık ölçülse, epeyce tartışır, altını çizerdik. Gece minimum ekstrem yaklaşık değeri, defalarca kez ölçülmüş. Özellikle de son 7 sene içinde.
Küresel ısınmanın, sahil kentlerinde yaz geceleri daha belirgin olmasının nedeni, sürekli yüksek basınç alanı, durgun hava koşulları gibi etkenlerin yanı sıra neler olabilir?
Eskiden de normalden sıcak yazlar oluyormuş ama günümüzdeki kadar değil.. Bu bir atmosferik döngü aslında, Atlantik suları ısındıkça yazlarımız daha sıcak geçiyor, tabii günümüzde bu duruma küresel ısınma faktörünü de koyunca durum daha da vahim oluyor..
Kışlarda ise vahim bir tablo yok Allah’tan..
Sorunuzun yanıtı ise şehir ısı adası bence.. Her yer beton olduğundan dolayı bunlar ısıyı tüm gün boyunca hapsediyor, gece de dışarıya kusuyor..
Peki, kışın ısı adasını dağıtmayan durgun hava koşullarında, minimum sıcaklıklar normalden bu kadar sapmıyor. Bunun nedeni nedir? Günlerin daha kısa olması ve güneşlenme süresinin daha az olması olabilir mi? Son günlerde benzer hava koşulları yaşıyoruz. İstanbul’un bugünlerde minimum sıcaklık normu 10 derece ve gerçekleşen sıcaklıklar normal değerlerde. Öyleyse, yaz mevsimini farklı kılan dinamikler nedir? Zira, söylediğiniz her şey kış mevsimi için de geçerli.
Nem oranlarını da karşılaştırmak lazım bence. Eğer geçmişe kıyasla son yıllarda yazları nem oranları da ortalama olarak yüksekse ondan kaynaklanıyor olabillir. Deniz suyu sıcaklıklarını da karşılaştırmak lazım.
Beyaz renk sıcaklığı yansıtıcı özelliğe sahip. Kar örtüsü ve bulutlar güneş ışınlarını belirli ölçüde atmosfere geri yansıtıyor. Beton ve asfalt, sıcaklığı absorbe ediyor. Peki beyaz veya krem rengi, açık renkli binalar? Malzemeden ziyade betonarme yapının rengi sıcaklığı tutma konusunda fark yaratıyor mu? Antalya şehir merkezinde çoğu bina beyaz renkte. Yüksek yaz sıcaklıklarına yönelik olarak tercih ediliyor olabilir mi?
1990 İstanbul 6 milyon, bugün 13,9 milyon herhalde 1-2 ay sonra 14’ü deviririz…Geceleri evlerde çalışan o kadar elektrikli alet, sokak lambaları, araçlar, betonarmenin gündüz tuttuğu ısıyı gece salması derken normal oldu artık
Commandouz (Bayrampaşa-148 m)
Geçen sene Ekim de özellikle sıcaklıklar bakımından tam felaketmiş yalnız.
Cumhuriyet Bayramı ile ilgili kutlama mesajlarına ne diye eksi verilir anlamış değilim.
Commandouz (Bayrampaşa-148 m)
1 Ocak-30 Eylül arasındaki dünya genelini içeren uydu animasyonu. Muazzam bir şey. 1080 Hd çözünürlüğü de harika olmuş.
Commandouz (Bayrampaşa-148 m)
Burada da son 3 günün uydu animasyonu var, dosya oldukça büyük.
Commandouz (Bayrampaşa-148 m)
Balmumcu Ekim ayı grafikleri.
Commandouz (Bayrampaşa-148 m)
Nasa’nın genelde her ay güncellediği, içlerinde bulut yoğunluğu, arazi ortalama yüzey sıcaklığı, kar kalınlığı gibi bilgilerib bulunduğu haritalardan bir kesit.
“Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlatlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde layık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir.” (MUSTAFA KEMAL ATATÜRK – 1926)
Daha 2011 sonbaharında durum birçok yer için bundan beterdi. İzmir 17 Ekim’den 5 Aralık’a kadar 50 gün hiç yağış almamıştı. İzmir’de son 80 yılda kasım ayında hiç yağış düşmeyen tek sene 2011’dir. O zamanki muhabbetler için:
2006 yılında da Adana ve Mersin’de Kasım ayının ilk haftasından (tam gününü hatırlayamıyorum) 2007 yılı Ocak ayının 20’sine kadar tek damla yağış düşmemişti. Benzer şekilde 2006 Aralık ayı da Adana ve Mersin için yağışsız geçen tek Aralık ayıdır.
Ankara bu kadar güzel bir gün sanırım yaşamamıştır. Tüm Ankara kadın, erkek, çocuk yaşlı bayrağını alıp koştu Tandoğan’a. Tandoğan dolup taştığında meydana gelmeye çalışanların yüzbinlerin bir ucu Kızılay, bir ucu Ulus’taydı. Oradan Atamızın huzuruna çıktık. Hakın çoşkusu anlatılmaz yaşanır. Cumhuriyetin ne kadar derine kök salmış bir çınar olduğunu bir kere daha gördüm. Anıtkabir ‘de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen milyonların sesi yankılanırken, beni bu bayram en çok gençlerin kararlılığı ve organize oluşları etkiledi. Çok yaşa Türkiye Cumhuriyeti.
Şu mesajı eksileyen arkadaşlar cumhuriyet rejiminden, yani demokrasiden ve bu ülkeyi varı yoğu pahasına kuran insanlardan hoşlanmıyorlar herhalde. Acil akıl fikir diliyorum kendilerine 🙂 Yazık…
Abartıyorsun bence Santiago. O kadar becerikli olsalar Marmaray’ı falan, hadi onu geçtim Ankaray’ı çalıştırırlar. Dün millet Cumhuriyet Bayramı’na gidemesin diye Ankara’da metroyu çalıştırmadılar, bugün su kaçağını giderirken metro vagonuna “iş makinesi” çarptırdılar. (Zaytung haberi değildir)
Sadece bu verilere bakarak yorum yapmak sağlıklı olmaz ama 1949 kışı Batı Anadolu için efsane olmuş doğuda ise sıradana yakın bir kış olmuş keşke birkaç ili daha tablolaştırabilseydeniz.
Mardin linkini tıkladığımda Diyarbakır’ı gösteriyor (düzeltildi – Ozan) Yıllara göre dalgalanma çok fazla ama şu sonucu çıkarabiliriz batının 1949’u varsa bizim de 92-93’müz var ki Mardin kar rekoru 1992’de 92 cm ile bunu kanıtlar nitelikte..
Ozan Bey bu kış TSE onaysız cetvelle yapılan ölçümlerin geçerli olmayacağını duyurdu.
İstanbul için ölçüm pek mümkün olmadığından lamba ışığında uçuşan kar tanesi gözlemi yeterli. (Bkz; Santiago, İstanbul. Kurak ve ılık iklim şartları) 🙂
Arkadaşlar bu sene Ankaralılar M.Gökçek’in yaptırdığı akıllı cetvelleri kullanacaklar, bu cetvellerimiz tüm erimeleri sıkışmaları savrulmaları yığılmaları hesaba katmakta olup İstanbullular karşısında yaşadığınız mağduriyetin önüne geçilecek… Toplamda 50 cm’ler, 1 saatte 10 cm’ler havada uçuşacak…Cetvel ücreti ayda 6 TL’dir, 2020 kışına kadar kullanım taahhütü verirseniz odun bedeli olan 15 TL’yi ve 80 TL’lik aktivasyon ücretini de Başgan’ımız almayacak…
Sabırsızlanan arkadaşlara sözüm. Açın bakın. Bu blogun arşivi 2010’da da, 2011’de de, 2012’de de özellikle Kasım ayının ilk yarısında hayıflanıp “Bu durgunluk ne zaman bitecek?” diyenlerle doludur. Bunalımlara girip kendini asanlar olmuştur. 🙂 Aman siz onlardan olmayın. Ecnebiler buna ‘Indian Summer’ derler. Bizdeki karşılığı pastırma yazı bildiğiniz üzere. 15 Kasım’a kadar soğuma ibareleri modellerde belirmezse bulun beni. Ha bir de bu vesileyle T.C.nin kuruluşunun 90. yılını ve Cumhuriyet Bayramı’nızı kutlamış olayım.
Türkiye’nin %90’ında bulut dahi görülmezken İstanbul’da hava 3 gündür kapalı.
ECMWF ve GFS, bu cephe konusunda oldukça farklı düşünüyor. Aşağıdaki görüntülere 120 saat kaldı, bakalım ne olacak.
Yakın vade uzmanı gfs kazanır…
Düne kadar -10 giriyordu, şimdi +5 😦
Günde 4 kere değişiyor yazmaya değmez. İyi taraftan düşün bazı senaryolarda soğuk girme ihtimali var. Şu ana kadar böyle bir şey olmuyordu.
Ortada bir yerde buluşacaklar. ECMWF ortalamaları da ana çıktısı kadar soğuk değil.
3.11.2013 güneş tutulması İstanbul’dan izlenebilecek mi?
Çok hafif fark edilebilecekti, ama hava kötü.
http://www.timeanddate.com/eclipse/in/turkey/istanbul
😦
CFS zaten manyaktı, iyice manyaklaşmış 🙂 Kıyılar 1, yüksekler 2 metre 🙂
1 Şubat 2014
5 Şubat 2014
2012’de o İtalyan siklonu olmayaydı bundan olurdu… Bakarsın bu sefer olur 🙂
Hep o Materazziler 😀
İnş cnm ya 🙂
Verdi İtalyan…Şimdi onlar düşünsün..
Şubat’a kadar bakılıyor mu ?
Yakında 5 yıl sonrası içinde tahminde bulunur bunlar 😀
Havalar biraz daha durgun giderse yapacağım:
Modellerde -10 görünce ben:
Bizim havalarla Hindistan Muson indeksi arasında nasıl bir bağ var bilmiyorum ama indeks ne zaman aşağı doğru hızla inse bizde de havanın genel de bozduğu izlenimi bende uyandı.
Şu aralar NAO indeksi pozitif fazda ama onun da muson indeksine uyacağını düşünüyorum.
+360. saatte -10’u gören hava delilerinin hali. 🙂
İzlerken utandım. 😀
Akşam güncellemesi – 10 soktu İstanbul’a.. Hadi gene iyisiniz.
Harbi -10, gelene kadar törpülenmezse yılın ilk karı demek 😀
2013 Ocak-Ekim ayları arasında gerçekleşen maks.-min. sıcaklıklar ile toplam yağış.
Yılın ilk 10 ayına ait bazı meteorolojik veriler.
Sabah güncellemesinde 7 sine yağmur vermişti, zaten inanmamıştım. 🙂 Şimdi de 12’si yağmur, 14’ü kar. -_-
Kış 15 Aralık’ta başlayacakmış 🙂
http://www.ibbtube.com/5130-bu-kis-nasil-gececek.html
Dağılalım o zaman artık. 🙂
Çocukların kartopu oynaması şart. 🙂
No panic lütfen. Şu yaşa geldim, dinozor oldum, ömrü hayatımda kasım ayı ilk yarısında iki kere düzgün kar hatırlıyorum Ankara’da. Biri zannederim 80 kışıydı 2 Kasım’da sıfır derece altında ana arterlerde bile 3-5 cm kar örtüsü yaptı, diğeri de 10 Kasım tarihinde Anıtkabir’de törenlerde 6-7 cm kar vardı. Benim bildiğim en sıkı kışlar hep yılbaşı sonrası başladı. Öncesinde hep bir numara olmamıştır.
Valla artık soğukları geçtik-en azından yağmur-rüzgar hareket olsun istiyoruz… Sis-pus-kirlenmiş hava birikimi sıktı artık… 2007 tekrar etmez derken daha beteri geliyor olmasın sakın??
Sizlerin gayet iyi bildiği bir bilgiyle;
Hava akımları batıdan doğuya doğrudur. O yüzden hava akımları Türkiye’ye Balkanlar’dan gelir.(Bu bir genelleme galiba?)
Gulf Stream sistemiyle Karayipler’den kuzeye doğru taşınan sıcak su örneğin;Kuzeybatı Avrupa’yı, İngiltere’yi ve Türkiye’yi etkiliyor.Bu akıntı durduğu zaman, sıcaklık düşüyor. Bu sıcak su akımı durursa, bu bölge donmaya başlıyor. Aynı zamanda Türkiye üzerine gelen havada çok soğuk bir şekilde geliyor.
2013-2014 kışına dair şöyle bir öngörü var;Alman bir meteorolog (Dominic Jung) son 5 yıl içinde Kuzey Amerika boyunca gulfstream’ın gücünün oldukça zayıfladığını,bu durumun,bu kış Avrupa’da alışılmadık soğukların işareti olabileceğini söylemiş.Bu etkinin bir sonucu olarak;Türkiye’de de sert bir kış yaşanabilir mi acaba?
http://notrickszone.com/2013/10/23/meteorologist-gulf-stream-weakens-to-lowest-level-in-five-years-may-bode-ill-for-europes-winter/
Gulf Stream küresel ölçekte dünya iklimini etkileyen unsurlardan birisidir. Bu akıntının yavaşlaması veya kesilmesi kimilerince buzul çağı devrelerine yol açar denilmektedir. Mikro ölçekte Türkiye için şöyle olur demek şimdilik kolay değil.
Küresel ısınma Kuzey Kutup buzlarını eritir, eriyen buz Atlantik sularına karışır, bu da Gulf Stream akıntısını etkiler tezi vardır. Diğer okyanus akıntılarını da unutmayalım. Bu doğruysa küresel ısınmanın nedeni insanlar değil demek ki. Malum bu evreler sürekli yaşandı geçmişte.
Yüzbinlerce veya onbinlerce yılda bir gerçekleşen bu döngünün 3-5 yıl içinde tam bizim zamanımızda başlaması bana makul görünmüyor. Daha da doğrusu belki akıntı bin yıldır yavaşlıyor veya tam tersi. Isınma – buzul evreleri arasındaki geçişinde binlerce yıl aldığını unutmayalım. Evrende insan zaman ölçüsü son derece geçersiz ve kısa bir birim.
Şimdi şöyle ki, bu “Gulf Stream zayıflamış” geyiği periyodik olarak çıkar. Fakat ben bu iddianın herhangi bir ciddi kurum tarafından doğrulandığına hiçbir zaman şahit olmadım. Doğrulanmadıkça da üzerinde fikir yürütmenin çenemizi yormaktan başka bir şeye yaramayacağını düşünüyorum.
Öte yandan çok kısa değinmek gerekirse, elbette ki bu sıcak su akıntısının zayıflaması Kuzey Atlantik’teki su ve dolayısıyla hava durumunu büyük ölçüde değiştirir. Örneğin, dünyanın son buzul çağından çıkarken tekrar buzul çağına yuvarlanmasının, eriyen buzların sularının denize karışıp bu akıntıyı durdurması sonucu olduğu görüşü var.
Kasımın ilk yarısını da kaybettik 😦
Eksi veren arkadaşlar, 2 hafta sonra hatırlatıcam. 😀
Ben eksi vermedim ama hava olayına duyulan üzüntüden dolayı verilmiştir. Yani “Ben de beğenmedim bu havayı” anlamında.
384. saatte -5 görebilsem, göbek atacağım. 🙂
Şafak karanlık…
Vay efendim bunlar modellere göre belirlenmiyor mu falan demeyin rica ediyorum 🙂 Kaynak
Sonuç: Bu sene sonbahar monbahar da yok 🙂 🙂
MGM belli ki ECMWF’nin tahminlerine bakmış…
Ama 20 Kasım sonrasında da “bir geleceğim, hiç gitmeyeceğim” diyor aynı endeksler.
Bu endeksler modellerde doğanın kanunu gereği uzun vadede pozitifken sürekli nötre inmeye çalışır, negatifken de nötre çıkmaya çalışır..
Mesela aşağıdaki 24 Ekim tarihli ECMWF tahmininde 16 Kasım’da nötre inmişken bugünkü tahminde 21 Kasım’da iniyor.. Ötele babam ötele yani..
Benim iki üç senede foslaya foslaya öğrendiğim yegane şey, aşırı uçlarda seyreden endeksler kolay kolay ısrarından vazgeçmiyor.. Hayırlısı bakalım.. Bana göre Kasım’ın yarısı yağış bakımından uçmuştur..
Deme Santi 😦 Ya yemin ediyorum kahrımdan ağlamak üzereyim.
Geçen kış doğru düzgün kar olmadı (batı kesimler lodosla bol bol yağmur aldı orası ayrı). Bu “Su Yılı” da kurak günlerle başladı. 2014 kışında yeterli yağış olmazsa, özellikle iç bölgelerde sağlam kar alamazsak vay halimize…
Dişimizi 1 hafta daha sıktık mı bu iş tamamdır, MGM müjdeyi vermiş.
Bir haftalık 87 kışı görelim, gerisi hep böyle geçsin razıyım. 🙂
Vatandaş tüm kışı istiyor, kulak verin bu sese!! 🙂
Dün gece kâbus gördüm. Ocak ayına kadar yağış düşmeyecekmiş deniyordu hava tahminlerinde. 😦
Artık son tahminlere baktıktan sonra karı , yağmuru , soğuğu falan bıraktım Türkiye çöl olmasın yeter 😀
Bence de, yağmursuzluk yetti artık, barajların hali hiç iç acıcı değil
Ah aaaah, baktıkça hüzünleniyorum. Şöyle basınç dizilimlerine uzun senelerdir hasretiz, özellikle de birincisine 😦
Rex bloklu olana… 1 hafta kar yağdıran alçak alanı hiçbir yere gitmemişti…
Bu sene bu iki sisteme de müsait bence..
Yalvarıyorum bu kış totem yap bari. Ne bileyim, bu kış efsane gelmez de, veriler berbat görünüyor de.. De işte bir şeyler. Geçen sene efsane diyerek kuruttun koca kışı. 🙂
Santiago’nun tahmini buydu, hani efsane? 🙂
Yemin etsem başım ağrımaz, Santiago illa ki geçen sene araya 3-5 efsane söylemi sıkıştırmıştır. 🙂
Adam haklı beyler 🙂 Söyledim, inkar edemem 🙂
Fakat; QBO endeksine bağlı olarak ani stratosfer ısınması yaşandı ve beklediğim soğuklar Mart ayında geldi, ama nereye? Yunanistan ve Türkiye dışında tüm Avrupa’ya 🙂 Bize geleceğine dair bir şey söylememiştim zaten 🙂
İngiltere 1962’den sonraki en soğuk Mart ayını yaşamış..
http://www.metoffice.gov.uk/news/releases/archive/2013/cold-march-statistics
Lviv ve Kiev’i de hatırlıyoruz..
Kış mı? Ne kışı? 🙂
Modeller iyice sıkıcı bir hal aldı, heyecan yok, yağış yok, baksan bir türlü bakmasan bir türlü 😦
Yüksek basıncın Akdeniz üzerinde pide şekline gelmesi iyiye işaret. Bulduğu uygun ortamda fasulye şeklini alıp İngiltere veya Almanya’ya doğru uzayıp güzel bir şekil alabilir.
Doktor bu ne?
Göztepe ne zamandan beri Kartal ilçesinde? Bu arada şu anda Göztepe’de gerçekten ölçüm yapılıyor mu, bilen var mı?
Ya onu ben de gördüm… Fesubhanallah, Göztepe verileri de yalan olacak… Soruşturayım.
3-4 aydır bu şekilde yazıyor. Bir kere yanlış yazıldı, kimse uyarmayınca o şekilde sanırım.
Tuzla İtü’de yer alan istasyon da İzmit’e bağlı gözüküyor.
Benzerlik müthiş, sadece Batı Avrupa ve Afrika’nın iç kesimleri benzemiyor .. Bu arada yeni üye oldum herkese selamlar, bol karlı kışlar..
Benzerlik on numaraymış, bu kış için heyecanımız katbekat artıyor…
Çift haneli kışlardan her zaman umudum var 2004 2006 2008 2010 2012
Hava delisi arkadaşlarım hepinize selamlar. Yeni değilim, yıllardır ( herhalde kurulduğundan beri ) sizlerin takipçisiyim ve müthiş zevk alıyor, yeni şeyler öğreniyorum. Normal günlerde 5, havanın aksiyonlu olduğu günlerde en az 25-30 girişim vardır herhalde 🙂 Bir hava delisi, kar aşığı olarak bu site benim için bulunmaz bir nimet. Başta Ozan ve Santiago olmak üzere hepinize saygılarımı sunar, sistemlerin arka arkaya kopup geldiği 🙂 bir kış geçirmemizi dilerim.
Hoş geldiniz, bundan sonra sık sık yorumlarınızı bekliyoruz, özellikle karlı sistemlerde Maslak bir üs gibidir 🙂
Fındıkzade emrinizde komutanım. 😀
Kıskanç 🙂
Ercan hoş geldin, rumuzuna yer ve rakım bilgini de ekler misin?
Hoş bulduk Erdem, zar zor ekledim ama doğru oldu mu bilmiyorum. 🙂
Merak ettiğim iki nokta var. Birincisi, otomatik istasyonlar hava hadisesini nasıl raporluyorlar? Havanın parçalı bulutlu veya açık olduğunu nasıl gözlemleyip merkeze aktarıyorlar? İkincisi, bazı istasyonlarda “metar gözlemi” sekmesi ve yanında bir sürü numara-harf kombinasyonu halinde bir şeyler yazıyor. bu ne anlama geliyor?
Otomatik istasyonlar hadise raporlamıyor bildiğim kadarıyla, hadise raporlayanlar sinoptik gözlem yapan insanlı istasyonlar ve havaalanları. METAR gözlemini de bunlar yapıyor.
METAR gözlemlerinin ayrıntısını ben de bilmiyorum ama ilgilenen olur diye benim haritadaki bilgilerin içine koydum
Teşekkür ederim hocam. Bu mantıkla yola çıkarsak aslında istasyonların insansızlaştırılması pek iyi değil. Ancak DMİ bunun tam tersine insansız istasyonlara daha önem veriyor yanılıyor muyum?
Metar havaalanlarında kullanılıyor, metar decoderleri var internette.. Bakınız..
http://www.skystef.be/metar-decoder.htm
MGM son durumlar bölümünde değişiklikler yapmış. En güzeli de sıcaklık ve nem değerlerine göre illerin renklendirilmesi olmuş.
Dağ fare doğurmuş..
Bence harita aynı Havadelisi’nin hazırladığı gibi tüm istasyonlara göre renklendirilmeli, herhangi bir şehri/bölgeyi tıkladığımızda o şehre/bölgeye zum yapılıp istasyonlar harita üzerinde görülmeli, tek tek ilçe seçmeyle kimse uğraşmaz, uğraşsa da bir şey anlamaz..
Ozan Hoca’nın arta kalan vaktinde MGM’den aldığı verilerle nasıl bir harita yaptığını gördük, koskoca trilyonluk MGM kalkıp yenilik diye önümüze yukarıdaki haritayı sunuyorsa ayıp.
Örneğin Antalya şehri Marmara Bölgesi kadar uzun neredeyse, bir ucu Kaş bir ucu Alanya, Korkuteli’si var Akseki’si var, kalkıp tüm şehri Antalya merkeze göre boyamak abes kaçmış. Tüm şehirler için geçerli bu.
Genel olarak fena değil ancak çok basit kalmış. Bu veriler ve istasyon ağıyla harika haritalar tasarlanabilirdi. En güzel olan şey illerin üzerine tıklanıldığında ortaya çıkan illerdeki istasyonların son durumlarını gösteren tabloid. Ancak orada da yağış verilerinin hangi zaman dilimini kapsadığını anlamak zor. Hadise ekranı genel anlamda iyi. Ancak sıcaklık ekranının renk dağılımı yanıltıcı. Eğer ki sıcaklık haritasında Türkiye’deki bütün istasyonlardan gelen verilerle bir renklendirme yapılsaydı o zaman MGM müthiş bir iş çıkarmış olurdu. Basınçta da renk skalası yok. Yine nem ve rüzgar verileri de yukarıda sıcaklıkta önerdiğim gibi yapılsaydı müthiş olurdu.
Bence eskisine göre daha güzel olmuş.Eskiden sayfada kasma oluyordu giderilmiş ayrıca ayrıntılı tabloya girmeye gerek kalmadan il üzerine tıklayıp ilçe durumlarına bakabiliyoruz.Sıcaklık renklendirilmesi de hoş olmuş.:D
Ölü yatırım. Santiago’nun dediklerine katılıyorum.
Meteorolojik hadiselerin ya da herhangi bir meteorolojik değişkenin alansal dağılımının idari sınırlarla ne tür bir ilgisi olabilir?! Anlayan beri gelsin.
Bundan önceki harita bundan çok daha iyiydi. Zoom yapabiliyordunuz hiç değilse, yer şekillerini görebiliyordunuz… Herhangi bir değerin nerede ölçüldüğü belli idi… Kaş yapalım derken göz çıkarmışlar.
Neyse, benim haritalar için geri sayım başladı, onları bekleyin… Fakat Marmaray gibi TAM OLARAK BİTMEDEN açma niyetim yok sistemi 🙂
Hans zaten kafam güzel, gece gece benimle eğlenme. Hadi canım hadi! 🙂
Accuaweather’in kış tahmini yayınlanmış bulunmakta. Sizce bizim adımıza nasıl bir tahminde bulunmuşlar ?
Bu tahmine göre deniz etkisi çalışır
Neden böle dediniz?
Balkanların soğuk olması yağışın azolacağını işaret ediyor. Orada yağış olmayacağı demek Siklonların fazla etkili olmayacağı demek. Bunun sonucunda elimizde Deniz etkisiyle yağış kalıyor.
Bizim coğrafya için doyurucu bir tahmin değil. Az siklonlu, ara sıra kısa süreli soğukların inebileceği nispeten kurak bir kıştan bahsediliyor. Accuweather’ın kış tahminlerine hiç güvenmem. İşime de gelmedi zaten. 🙂
Pozitif NAO beklentisine uygun, ama kuvvetli bir sinyalin de bulunmamasından kaynaklı ortaya karışık bir tahmin…
Ozan Abi, biraz açıklayıcı yazar mısın? Sizce ne var o resimde? 😀
Terminolojilerini değiştirmişler bu sene. Genelde sıcaklık ve yağış için ayrı ayrı harita verirlerdi.
İlk sinyali aldık, gözümüz aydın. +348’de bile olsa içime bir ferahlık geldi şu manzarayı görünce.
2 senedir sizleri takip etme imkanı buldum tahmin yapabilecek kadar bilgim yok fakat sizlerin tahminlerini takip ederek kendime bir şeyler katmak büyük zevk umarım güzel bir kış geçiririz saygılar.
Sarıgerme’deki hortumun görüntüleri. Dehşet gerçekten.
Sibirya 1 hafta içinde gerçek kışına kavuşuyor..
Bu kadar durgunluğun arkasından,bize de sıra gelecek inşallah.
Yeter artık Yıldırım Demirören yeteeeerrrr. Nedir bu modeller. Sibirya mı, Azor mu nereden gelirse gelsin, isterse Basra’dan gelsin ama soğuk ve yağış gelsin.
Gerçekten delirmek üzereyim ben de. Her gün aynı güneş, her gün aynı manzara, aynı rüzgar, aynı his! Patladım artık meteorolojik sıkıntıdan!
Ozan Hocam ve Sevgili Santiago, havadelisi.com 2013-2014 resmi kış tahmini bu sene de yayınlanacak mı?
Evet, Santiago üzerinde çalışıyor.
Her taraf kışa kavuştu, biz hala bekliyoruz 😀
İstanbul’da küresel ısınmanın etkisi en çok yaz geceleri hissediliyor. Sıcaklık arşivini bir süredir inceliyorum. 90’lardan önce yaz geceleri günümüzden belirgin şekilde serinmiş. Sıcaklıklar 20 derecenin üstüne günümüzdeki kadar sık çıkmamış, çıksa da düşük 20 derecelerde seyretmiş. Buna karşın, son 5-6 yıldır, en sıcak dönemde (15 Temmuz-15 Ağustos) minimum sıcaklıklar sürpriz diyebileceğimiz kadar az sıklıkta 20 derecenin altına iniyor. Üstelik 23-24 dereceler olağan olmaya başladı. Paylaştığım tabloda doğum yılım olan 1979’u ve 2010 yılının Temmuz sıcaklık değerlerini dahil ettim. Her iki yılın Temmuz değerleri döneminin eğilimini aşağı yukarı yansıtıyor. Yalnız, yaz mevsimi sıcak geçen 2012 gibi yılları özellikle seçmedim. Son yılların ortalama sıcaklıklarına yakın 2010 Temmuz’unda minimum sıcaklık 25,6 dereceyi görmüş. Bildiğim kadarıyla İstanbul’un (AHL) minimum ekstrem sıcaklığı 26 dereceydi. (“Freemeteo” 17/08/2010 tarihi itibariyle 27 derece vermiş). İşin ilginç yanı, geceleri bu kadar ekstrem değerler görülürken aynı günün maksimum sıcaklıklarının bazen 32-33 derece gibi olağan değerlerde olması. Zira, İstanbul’un maksimum sıcaklık ekstremi 40.5 derece. Yani yaz gecelerinin çok sıcak olması giderek olağan olmaya başladı. Son yıllarda, en yüksek minimum sıcaklıklar sıklıkla ölçülüyor.
25/07/2012 25.5
26/07/2012 26
27/07/2012 25.8
31/07/2010 25,6
04/08/2010 25.6
08/08/2010 25.5
09/08/2010 26.3
10/08/2010 26
13/08/2010 25.9
14/08/2010 25.9
17/08/2010 27
20/08/2010 25.7
24/08/2007 25
31/07/2001 25.5
Düşünün ki, 40.5 derece olan gündüz maksimum sıcaklık ekstremi bu kadar sık ölçülse, epeyce tartışır, altını çizerdik. Gece minimum ekstrem yaklaşık değeri, defalarca kez ölçülmüş. Özellikle de son 7 sene içinde.
Küresel ısınmanın, sahil kentlerinde yaz geceleri daha belirgin olmasının nedeni, sürekli yüksek basınç alanı, durgun hava koşulları gibi etkenlerin yanı sıra neler olabilir?
Eskiden de normalden sıcak yazlar oluyormuş ama günümüzdeki kadar değil.. Bu bir atmosferik döngü aslında, Atlantik suları ısındıkça yazlarımız daha sıcak geçiyor, tabii günümüzde bu duruma küresel ısınma faktörünü de koyunca durum daha da vahim oluyor..
Kışlarda ise vahim bir tablo yok Allah’tan..
Sorunuzun yanıtı ise şehir ısı adası bence.. Her yer beton olduğundan dolayı bunlar ısıyı tüm gün boyunca hapsediyor, gece de dışarıya kusuyor..
Peki, kışın ısı adasını dağıtmayan durgun hava koşullarında, minimum sıcaklıklar normalden bu kadar sapmıyor. Bunun nedeni nedir? Günlerin daha kısa olması ve güneşlenme süresinin daha az olması olabilir mi? Son günlerde benzer hava koşulları yaşıyoruz. İstanbul’un bugünlerde minimum sıcaklık normu 10 derece ve gerçekleşen sıcaklıklar normal değerlerde. Öyleyse, yaz mevsimini farklı kılan dinamikler nedir? Zira, söylediğiniz her şey kış mevsimi için de geçerli.
Nem oranlarını da karşılaştırmak lazım bence. Eğer geçmişe kıyasla son yıllarda yazları nem oranları da ortalama olarak yüksekse ondan kaynaklanıyor olabillir. Deniz suyu sıcaklıklarını da karşılaştırmak lazım.
Beyaz renk sıcaklığı yansıtıcı özelliğe sahip. Kar örtüsü ve bulutlar güneş ışınlarını belirli ölçüde atmosfere geri yansıtıyor. Beton ve asfalt, sıcaklığı absorbe ediyor. Peki beyaz veya krem rengi, açık renkli binalar? Malzemeden ziyade betonarme yapının rengi sıcaklığı tutma konusunda fark yaratıyor mu? Antalya şehir merkezinde çoğu bina beyaz renkte. Yüksek yaz sıcaklıklarına yönelik olarak tercih ediliyor olabilir mi?
Tam da sorduğum soruya cevap nitelği taşıyan bir yazı buldum…
http://otobilimveteknoloji.blogcu.com/beyaz-renkli-catilarda-serinlik/7325002
1990 İstanbul 6 milyon, bugün 13,9 milyon herhalde 1-2 ay sonra 14’ü deviririz…Geceleri evlerde çalışan o kadar elektrikli alet, sokak lambaları, araçlar, betonarmenin gündüz tuttuğu ısıyı gece salması derken normal oldu artık
Geçen sene Ekim de özellikle sıcaklıklar bakımından tam felaketmiş yalnız.
http://commandouzz.wordpress.com/2012/10/31/istanbul-2012-ekim-ayi-verileri/
Wrf’nin İstanbul’a özel çıktılarının olduğu günlerden..
Cumhuriyet Bayramı ile ilgili kutlama mesajlarına ne diye eksi verilir anlamış değilim.
1 Ocak-30 Eylül arasındaki dünya genelini içeren uydu animasyonu. Muazzam bir şey. 1080 Hd çözünürlüğü de harika olmuş.
Burada da son 3 günün uydu animasyonu var, dosya oldukça büyük.
Balmumcu Ekim ayı grafikleri.
Nasa’nın genelde her ay güncellediği, içlerinde bulut yoğunluğu, arazi ortalama yüzey sıcaklığı, kar kalınlığı gibi bilgilerib bulunduğu haritalardan bir kesit.
“Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlatlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde layık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir.” (MUSTAFA KEMAL ATATÜRK – 1926)
İYİ Kİ DOĞDUN TÜRKİYE! CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN. NİCE 90 YILLARA.
Daha 2011 sonbaharında durum birçok yer için bundan beterdi. İzmir 17 Ekim’den 5 Aralık’a kadar 50 gün hiç yağış almamıştı. İzmir’de son 80 yılda kasım ayında hiç yağış düşmeyen tek sene 2011’dir. O zamanki muhabbetler için:
2006 yılında da Adana ve Mersin’de Kasım ayının ilk haftasından (tam gününü hatırlayamıyorum) 2007 yılı Ocak ayının 20’sine kadar tek damla yağış düşmemişti. Benzer şekilde 2006 Aralık ayı da Adana ve Mersin için yağışsız geçen tek Aralık ayıdır.
2006 Aralık ayı bütün Akdeniz şehirlerinde kâbus gibi geçmiş zaten. Hepsi normallerin çok altında yağış almış.
Nice yaşlara Türkiye Cumhuriyeti.
Saat 9.30’da Kızılay, 11.00’de Tandoğan’dayız.
Ankara bu kadar güzel bir gün sanırım yaşamamıştır. Tüm Ankara kadın, erkek, çocuk yaşlı bayrağını alıp koştu Tandoğan’a. Tandoğan dolup taştığında meydana gelmeye çalışanların yüzbinlerin bir ucu Kızılay, bir ucu Ulus’taydı. Oradan Atamızın huzuruna çıktık. Hakın çoşkusu anlatılmaz yaşanır. Cumhuriyetin ne kadar derine kök salmış bir çınar olduğunu bir kere daha gördüm. Anıtkabir ‘de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen milyonların sesi yankılanırken, beni bu bayram en çok gençlerin kararlılığı ve organize oluşları etkiledi. Çok yaşa Türkiye Cumhuriyeti.
Şu mesajı eksileyen arkadaşlar cumhuriyet rejiminden, yani demokrasiden ve bu ülkeyi varı yoğu pahasına kuran insanlardan hoşlanmıyorlar herhalde. Acil akıl fikir diliyorum kendilerine 🙂 Yazık…
Oylarda manipülasyon var.. IP değiştirip istediği kadar eksi vermiş birisi..
Abartıyorsun bence Santiago. O kadar becerikli olsalar Marmaray’ı falan, hadi onu geçtim Ankaray’ı çalıştırırlar. Dün millet Cumhuriyet Bayramı’na gidemesin diye Ankara’da metroyu çalıştırmadılar, bugün su kaçağını giderirken metro vagonuna “iş makinesi” çarptırdılar. (Zaytung haberi değildir)
Evet çok hoşlanmıyorlar sanırım ama onların da kendilerine göre sebepleri olabilir. Önemli olan birbirimizin ümüğünü sıkmadan bir arada yaşayabilmek…
Gerçi ben kendimin ve benim gibilerin ümüğünü epeydir daha bir risk altında hissediyorum ama… Hayırlısı…
İstek grafikler aşağıda. Bunları toparlayıp yorumlayıp yazı yapsa birisi güzel olur… Konya’nın lejandı (grafik açıklamaları) hepsi için geçerli.
Sadece bu verilere bakarak yorum yapmak sağlıklı olmaz ama 1949 kışı Batı Anadolu için efsane olmuş doğuda ise sıradana yakın bir kış olmuş keşke birkaç ili daha tablolaştırabilseydeniz.
Tunceli: https://havadelisi.files.wordpress.com/2013/10/soguklar_tunceli.png Diyarbakır: https://havadelisi.files.wordpress.com/2013/10/soguklar_diyarbakir.png Mardin: https://havadelisi.files.wordpress.com/2013/10/soguklar_mardin.png
Evet bu iyi oldu buna bir göz atayım.Teşekkürler😊
Mardin linkini tıkladığımda Diyarbakır’ı gösteriyor (düzeltildi – Ozan) Yıllara göre dalgalanma çok fazla ama şu sonucu çıkarabiliriz batının 1949’u varsa bizim de 92-93’müz var ki Mardin kar rekoru 1992’de 92 cm ile bunu kanıtlar nitelikte..
Havadelisi.com kış öncesi ölçümler konusunda uyarıyor:
Ozan Bey bu kış TSE onaysız cetvelle yapılan ölçümlerin geçerli olmayacağını duyurdu.
İstanbul için ölçüm pek mümkün olmadığından lamba ışığında uçuşan kar tanesi gözlemi yeterli. (Bkz; Santiago, İstanbul. Kurak ve ılık iklim şartları) 🙂
Buna cetvel mi yeter? 🙂
1 Şubat 2012 Başakşehir – İstanbul
Bir İstanbullu olarak ölçümlerimi her zaman cetvelle yapmak zorunda kalıyorum 🙂
Extractor programı ile bu fotoğrafın exif bilgilerine ulaştım. Alaska’da çekilmiş. 🙂
Erdem Bey video’yu izleseydiniz bina önünde yığılma olur sayılmaz diyor 🙂
Doğru demişler 🙂
Arkadaşlar bu sene Ankaralılar M.Gökçek’in yaptırdığı akıllı cetvelleri kullanacaklar, bu cetvellerimiz tüm erimeleri sıkışmaları savrulmaları yığılmaları hesaba katmakta olup İstanbullular karşısında yaşadığınız mağduriyetin önüne geçilecek… Toplamda 50 cm’ler, 1 saatte 10 cm’ler havada uçuşacak…Cetvel ücreti ayda 6 TL’dir, 2020 kışına kadar kullanım taahhütü verirseniz odun bedeli olan 15 TL’yi ve 80 TL’lik aktivasyon ücretini de Başgan’ımız almayacak…
Bayrampaşa’da müthiş bir sis var.
Sabırsızlanan arkadaşlara sözüm. Açın bakın. Bu blogun arşivi 2010’da da, 2011’de de, 2012’de de özellikle Kasım ayının ilk yarısında hayıflanıp “Bu durgunluk ne zaman bitecek?” diyenlerle doludur. Bunalımlara girip kendini asanlar olmuştur. 🙂 Aman siz onlardan olmayın. Ecnebiler buna ‘Indian Summer’ derler. Bizdeki karşılığı pastırma yazı bildiğiniz üzere. 15 Kasım’a kadar soğuma ibareleri modellerde belirmezse bulun beni. Ha bir de bu vesileyle T.C.nin kuruluşunun 90. yılını ve Cumhuriyet Bayramı’nızı kutlamış olayım.