Türkiye’de meteorolojik gözlem ve tahmin yapma yetkisine sahip, bunları yapmak için aynı zamanda yasal izni de bulunan tek kurum Devlet Meteoroloji İşleri (DMİ)’dir. Bu kamu kuruluşumuz uzun yıllar boyunca kendi alanında tekel olmanın keyfini çıkardı. İnternet evlere girmeden önce tartışmasız bir saltanatları vardı: hiç kimse onların havayı tahmin ederken hangi kaynaklardan, ne tür araçlardan faydalandığını bilmez, yanlış tahmin yaptıklarında “hayır, biz öyle dememiştik” diye diklenmelerine itiraz edemezdi. Sadece haber bültenlerinin sonlarında, o da bir ulak aracılığıyla işitebildiğimiz sesleri hepimiz için son derece gizemli ve hayranlık uyandırıcıydı. “Yurdumuz bu geceden itibaren Balkanlar üzerinden gelen yeni bir soğuk ve yağışlı hava kütlesinin… ” diye başlayan ve istense de bir daha saatlerce dinlenemeyecek bir rapora kim sesini çıkarabilir?
Zaman geçti, teknoloji ilerledi, DMİ hala tekel ve ellerinde bir sürü yeni imkan da var: kişisel bilgisayarlarda bile rahatlıkla çalıştırılabilen hava tahmin modelleri, yağışın şu anda tam olarak nerede olduğunu ve ilerleyen saatlerde nereye gideceğini gösteren meteoroloji radarları, yurt sathına yayılmış ve sürekli veri yollayan yüzlerce otomatik meteoroloji istasyonu, bu araçları kullanan ve onlardan sorumlu olan yüzlerce personel, ve bütün bunlara sahip olmalarını mümkün kılan devasa bir bütçe… Bir de tabii bu imkanlar sadece bizim haberdar olabildiklerimiz, ben DMİ ziyaretlerimin birinde şu an internet sitelerinde gösterdikleri radar resimlerinin çok daha ayrıntılılarını sadece kurum içinde kullandıklarına şahit olmuştum. Doğal olarak, DMİ’nin hava tahminleri yirmi yıl öncesine kıyasla çok daha iyi, mesela artık “hava yarın 12 derece ve parçalı bulutlu olacak” dediklerinde ertesi gün bir kar fırtınasıyla karşılaşmıyoruz, çok şükür (Mart 1987’yi bilenler hatırlayacaklardır).
İlginçtir ki, DMİ’nin mutlak saltanatını sarsan ve yaptıkları işte iddia ettikleri kadar başarılı olmadıkları şüphesinin yaygınlaşmasına yol açan şey yine gelişen teknoloji oldu. Ülkemizde internet kullanımı giderek artıyor ve hava tahminine ilgi duyan herkes bunun nasıl yapıldığına dair bilgiye rahatlıkla ulaşabilir durumda, profesyonel tahmincilerin kullandıkları araçlar amatörlerin de elinde ve herkes tahminlerin doğru çıkıp çıkmadığını her an kontrol edebiliyor. Çoğu heveslinin tahmin becerisi falcılıktan öteye gitmese de, birçok konuda bilgiyle donandıkları bir gerçek. Bütün bu bilgi ve imkanlar amatör tahmincilerde büyük bir heyecan ve meydan okuma dürtüsü de doğuruyor, kaybedecekleri fazla bir şey de olmadığından DMİ’ye açıkça kafa tutabiliyorlar.
Kendisine kafa tutulduğunu gören DMİ, bana kalırsa hiç ses etmeyecekti. Fakat akıllıca davranamadılar, tutup bir basın açıklaması yaptılar. Her şey mevsim normallerinde olacak, endişe etmeyin, dediler. Üstüne üstlük ellerindeki imkanları da sayıp döktüler. Radarımız var, süperbilgisayarımız var, bizden iyisi yok, dediler. Sözün kısası ilgiyi üzerlerine çekip büyük bir beklenti yarattılar. Şu anda herkes DMİ’den, kelimenin tam anlamıyla isabetli tahmin yapmasını bekliyor.
İşte DMİ’nin dramı da burda başlıyor. Gerçek anlamda isabetli tahmin kolay iş değildir ve DMİ’nin bu alandaki başarısızlıklarını bilenler bilir. Ben şahsen birçok kez, DMİ’nin meydana gelmekte olan bir hava olayı esnasında bile gözlem ve tahmin konusunda son derece yetersiz kaldığını hatırlarım. Sıcaklık daha öğle üzeri 25 dereceye çıktığında günün en yüksek sıcaklığının 20 derece olacağını söylemeler (1 Ocak 2010), kar sabahtan delicesine yağmaya başlayıp boğaz köprüsünde trafiği kilitlemişken İstanbul’da öğlene kadar karla karışık yağmur beklendiğini bildirmeler (6 Şubat 2006), falan filan… Ne yazık ki DMİ’nin bu berbat gözlemleri/tahminleri yaptığına dair kesin bir kanıt sunamıyorum, çünkü DMİ’ye bu son “biz süperiz” açıklamalarına kadar çok gıcık olmuyordum, bu yüzden kanıtları bir yere kaydetmedim. Bundan sonra kaydedeceğim.
Ne diyorduk, tahminleri şöyle dursun. Meydana gelmekte olan bir hava olayını takip edip bununla ilgili bilgi vermeye ‘nowcasting’ denir. Forecast – Öngörü’nün şimdi için yapılanıdır, şimdigörü diye çevirebiliriz. Bir hava tahmin kuruluşunun şimdigörüdeki başarısı, o kuruluşun çalışanlarının işlerini ne kadar iyi bildikleri, belki daha da önemlisi, o işe ne kadar ilgi duydukları konusunda önemli fikirler verir. Eğer hava olayları sizde hiçbir heyecan yaratmıyorsa, memur kafalı bir DMİ çalışanıysanız, havayı gözleyip tahminlerin gerekiyorsa buna uygun olarak değiştirilmesi umrunuzda bile olmaz. Tahmin bir kere yapılmıştır, sorumluluk sizden gitmiştir. Amirleriniz bilir. Onlar da sizin kafadansa vay haline hava durumunu merak edenlerin.
DMİ, amatör tahmincileri ekarte edeyim derken kendini komik duruma düşürmemeli. Ayrıntıdan ve özenden yoksun, ellerindeki teknolojik imkanların çok kötü kullanıldığını her haliyle ele veren gözlem ve tahminler yapıyorlar. Şu halleriyle zaten ancak amatörlerle yarışabilirler. İnanmıyorlarsa kendi internet sitelerindeki ilkel haritaları hemen ABD’deki, İsviçre’deki, Almanya’daki şimdigörü/öngörü sistemleriyle karşılaştırıp yapmaları gerekenin atla deve olmadığını görebilirler. Ama nerde o heyecan, nerde o ilgi… Telefon bağlantısı kurulduğunda yirmi yıldır aynı olan kalıp cümlelerden başka bir şey söyleyemeyen; dinleyiciler biraz profesyonel bakış, biraz ufuk açıcı yorum beklerken, “yapılan son tahminlere göree” diye başlayıp elindeki kağıttan amirden onaylı akşam raporunu okuyan bölge müdürüne sahip hava tahmin kuruluşuna artık ihtiyaç kalmadı. Nerde kar yağacağını belirtirken hala “şu bölgenin yüksekleri” deyip o yüksekliğin kabaca kaç metre olduğunu söyleyemeyeceklerse zahmet etmesinler, biz internetten bakıyoruz zaten. Daha fazlasına ihtiyaç var, ve buna olanak da var, ama karşımızda ne yazık ki havaya meraklı kalifiye adamları istihdam eden lider bir kurum değil, sıkıya gelince basın açıklaması yapıp gücünün ve imkanlarının havasını atan bir devlet dairesi var.
İki yıl sonra gelen güncelleme: Geçen iki yıl içinde, DMİ’de de işini çok seven ve bilgili çalışanların bulunduğunu gördüm, hatta onlarla işbirliği bile yapmaya başladım. Yukarıdaki yazıya kıyasla daha yapıcı olan eleştirilerin işe yaradığını da fark ettim. Düzeltilecek daha pek çok şey olsa da, birçok olumlu adımın atılıyor oluşu sevindirici.
Modern manada hava tahmini yapmak için gereken üç temel şey nedir ? Sağlam bir matematik ve nümerik altyapı, bunları eldeki bilgisayarlara adapte edebilecek bir “know-how”, akışkanlar mekaniğinde ve data assimilationda ciddi bir “know how” ve ciddi bir gözlem yeteneği ve bölge üzerine ciddi coğrafi bilgi ve daha da önemlisi MERAK, amatör tahminciler bu işi meraklı oldukları için yapıyorlar, dmi’dekilerin bu işe merakının tespih çekmek, vites atmak, dmi koridorlarında elde tespih volta atıp gevezelik yapmaya veya ayakkabının arkasına basıp yürümeye olan meraklarından daha çok olduğunu sanmıyorum. Yani dmi “know how” değil “I do not know how” a sahip bir yer, ama tabii bok gibi bütçeleri ve akıllara seza yoğunlukta bir veri kaynağına sahip oldukları doğru. Bıyıklı, durmadan çay ve sigara içen, bilimle uzaktan yakından ilgisi olmayan memur kılıklı adamların hava tahmini ancak yabancı sitelerden kopya (ve lokale adapte edemedikleri için çoğunlukla hezimetle sonuçlanan) tahminler olur ve bu adamları ezelden beri mitlere inanmaya zaten alışkın olan milletimize biz dünyanın sayılı merkezlerinden biriyiz diyecek kadar pişkin olmaları da şaşırtıcı değil.
çok güzel bir yazı ama asıl konuya değinmemişsin.bilgi paylaşımı.dmi internet sitesinde örneğin son durumlar haritasında her zaman bir eksiklik oluyor.bir kentdeki son hava durumunu simge olarak o haritaya koymak deveye hendek atlatmaktan daha zor olamaz değilmi?örneğin uydu haritaları.ya en azından 1 saatte bir çekilmiş haritalar konsada bizde anlasak bulutların hareketini.-6 saate 1 di 3 saate 1 olmuş tebrikler dmi ;))-yani veriyi halktan kıskanmak bu.yanlışmı dedin?bir gün bir fırtına uyarısı yayınlandı.uyarı yayınlanma tarihi 6 aralık saat 13 fırtına başlama tarihi 6 aralık saat 13.bu nedir???
Öncelikle güzel bir yazı olduğunu belirtmeliyim.DMİ’nin açıklamalarına ben de dahil olmak üzere tüm amatör meteorologlar adına tam ve isabetli bir cevap olmuş tebrikler..Özellikle “Bütün bu bilgi ve imkanlar amatör tahmincilerde büyük bir heyecan ve meydan okuma dürtüsü de doğuruyor, kaybedecekleri fazla bir şey de olmadığından DMİ’ye açıkça kafa tutabiliyorlar.”ve” Bir hava tahmin kuruluşunun şimdigörüdeki başarısı, o kuruluşun çalışanlarının işlerini ne kadar iyi bildikleri, belki daha da önemlisi, o işe ne kadar ilgi duydukları konusunda önemli fikirler verir. Eğer hava olayları sizde hiçbir heyecan yaratmıyorsa, memur kafalı bir DMİ çalışanıysanız, havayı gözleyip tahminlerin gerekiyorsa buna uygun olarak değiştirilmesi umrunuzda bile olmaz. Tahmin bir kere yapılmıştır, sorumluluk sizden gitmiştir. Amirleriniz bilir. Onlar da sizin kafadansa vay haline hava durumunu merak edenlerin.”ifadeleri çok güzeldi.
gerçekten çok güzel bir yazı olmuş…
hergün düzenli olarak meteorolojinin sitesini kontrol ederim ne var ne yok diye… hava sıcak olacak derse montumu alırım, güneşli derse şemsiyemi… kuvvetli yağış diyorsa inceden atıştırır o kadar… hafifçe çiseleyecek falan diyorsa yıldırım ve şimşek fırtınaları eşliğinde sel olup yağar…
yani biraz fazla eleştirmişsin meteorolojiyi… bak ben evrilip uyum sağladım… önemli olan meteorolojinin dilini çözmek;)
Güzel yazı. Radarlar, ölçüm aletleri, otomatik istasyonlar olsa bile DMİ nin bunları ne kadar verimli kullandığı ve ne kadar doğru ölçüm yapabildiği önemli. Geçmişten bugüne topladıkları verilerin analizini yapın. Kimi verilerde yıllık %50 hata payı ile karşılaşmanız söz konusu….
Düşüncelerimize tercüman olmuşsunuz teşekkürler. Buna benzer yazıları ulusal basında görmeyi çok isterdim Dikkat edin 20 Ocak sisteminden önce kıyılarda yani istanbul da yağmur bekleyen DMİ sonradan çark etti İşin sinir bozucu yanı birde basın toplantısı yapıp kendilerini poh pohlamaları
Sevgili Havadelisi,
Ellerine sağlık güzel bir yazı olmuş.
Ben birşey eklemek istiyorum, DMI’nin elinde o kadar veri olduğu halde,
bu verileri hava tahmini yapan sayısal modellerinde kullanamıyorlar.
“Data assimilation” (gözlemi, sayısal modelle birleştirme işi),
bildiğin gibi daha iyi bir hava tahmini yapmak için çok elzem.
Bu iş memurların yapacağı bir iş değil, kesinlikle daha fazla biliminsanının
DMI’de çalışması gerekiyor.
Kal sağlıcakla.
Yürü be havadelisi. yazılar çok güzel gidiyor. ortada amatör tahminci olduğunu sanan ilkokul çocukları bile varken dmi herkesi dinlemeyin demeliydi bence. fakat bunu diyen bir kurumun da kendini kanıtlamış olması gerekir.
sen o dalga geçtiğin, beğenmediğin amatör tahmincilerin yaptığı tahmini yapamıyorsan. tahmini geçtim, gözlemi bile yapamıyorsan ve deli gibi kar yağan yeri hava açık diye gösteriyorsan yıllardır olduğu gibi sadece dalga geçilirsin.
evet amatörler tahmin ortamı çok kalitesiz, gerçekliği bilinmeyen fakat sunulan onlarca istatistik havada uçuşuyor. zaten bu yüzden dmi o açıklamasının ardına bazı veriler de koymuş fakat burada da bir hata var:
1-ölçülen sıcaklık değerleri birçok kişinin kişisel gözlem gerçeğini bile yansıtmıyor. ankara için verilen en dşük sıcaklık benim bizzat gördüğüm değerin çok üstünde. ha yerden 2 metre falan değil belki ama 5’ten fazla termometrede aynı değeri okudum.
2-kar kalınlıkları komik değerlerde. yahu 1987’nin fotoğrafları var, 2006’da ankaraya yağan karın 30cm’in hayli üstünde olduğunu, zincirli arabaların karı itemedikleri için ilerleyemediklerine şahit oldum.
dediğin gibi, forecast’i geçtim, nowcasting acizi bir kurum.
Havadelisi biraz fazla yüklenmişsin,DMİ avrupanın ve dünyanın önde gelen meteorolojik kurumu,hata payları istatislikleri araştır çok çok az,Türkiye coğrafyasında tahmin yapmak moskovada,bonnda tahmin yapmaya benzemez,güzel çalışma olmuş,emeğine sağlık.
Güzel bir yazı olmuş havadelisi. Son yaptıkları açıklama başbakanın meydanlardaki konuşma adabını andırdı bana. “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak” gibi cümleler falan çok yakışıksız şeyler ve resmi bir kuruma yakışmıyor. Gerçi resmi kurum dediğimiz, kurum oturup bir açıklama çıkarmıyor. Kurum adına bir araya gelen birkaç kişi oturup bu metni hazırlıyor ama sanırım lise kompozisyonu yazmadıklarını unutmuşlar.
Üzücü gelişmeler.