Arşivden ilginç birşey buldum.
Tarih 9 Temmuz 1992 gecesi
850 mb sıcaklıkları acaip düşük, yani en azından Türkiye’de şu içinde bulunduğumuz Ekim’den daha düşükmüş. O gün Kırşehir’de yani ben 3 yaşındayken rüzgarın hızı 148 km saat ölçülmüş.
Bu Türkiye’nin bugüne kadar ölçülmüş sayılı en şiddetli rüzgar hızlarından birisi…ya en hızlı 2. ya da 3.’dür.
Hey gidinin 1992’si… Bize acil bir yanardağ patlaması lazım.
çihiro (Selçuklu/KONYA, 1016 m)
1992 yılının Temmuz ayı son 80 yılın en yağışlı 3. temmuz ayı olmuş Konya’da (32,5 kg). Ancak o sene genel olarak çok kurak geçmiş. Son 80 yılın en az yağışlı 6. senesi olmuş (222,2 kg).
ben izmir’i çekirdek merkezi olabilecek şekilde daha da güneye inmesini bekliyorum. poyraz etkisiyle de neredeyse 5 aydır su görmemiş ağaç yapraklarının yıkanabileceği kadar bir yağış olur diyorum.
Korkarım ki ULL İzmir merkezi es geçebilir ya da az bişey yerel sağanak hafif yağmur yapıp gidebilir.
Yunanistan’dan gelse daha iyi olurdu İzmir için, bu pozisyonu İzmir’e pek uymuyor.
Beytepe/Ankara’da da 15 altı sadece 1 günmüş. 20 altı ise sadece 4 gün…
Şu anda aylık ortalama sıcaklık Beytepe’de bile 16.8 derece, halbuki Beytepe yüksekte ve Keçiören’deki merkez istasyonunun ekim ortalaması 13 derece… (genellikle Beytepe ile Çukur arasındaki fark 2,1 ile 3.4 arasında değişiyor) yani şimdiden ortalama sıcaklıkta 5,9 ila 7,2 derecelik fazlalık var. Ay sonu yeterli soğuma olmassa da aşırı sıcak bir ekim geride kalacak.
Galiba. Şu haliyle Akdeniz çukurunda bir siklon oluşturacak gibi durmuyor. Karadeniz kıyılarında yağışa neden olur. Az daha batıya konumlansa Akdeniz’de hareketlenmeye neden olabilir.
Lise coğrafya kitaplarındaki gibi bu ULL vakasında bu defa yer seviyesi soğuk olduğu için yer seviyesinde YB alanı var ama hava da soğuk olduğu için daha yoğun olduğundan basınç yükseklik konturları alçalıyor, tam da YB’nin üstünde bizim ULL oluşmuş. Bu da bir tür ULL oluşum biçimi, tıpki kutbi girdap gibi… ama en az 4 farklı şeklin yalnızca biri (Jet ULL’si, soğuk hava ULL’si, Dağ ULL’si, kısa dalga ULL’si vs)
Dün akşam Sırbistan üzerinden geçerken feci bir türbülansa girdik. Pilot rotayı değiştirip, hava kütlesinin dışına çıktı ve etrafından dolanıp yola devam etti. Ben de, içinde şimşekler çakan bu bulut kümesini kaçırmayıp fotoğrafını çektim. (Uzun zamandan beri havadelisi sayfasını ziyaret etmemiştim. Böylece yeni abone sistemini de denemiş oluyorum 🙂
Bu Cuma günü kuzeydoğudan İstanbul’a inen, yukarı seviye alçağı hem dikey yığımlı yapıda hem de potansiyel olarak Marmara bölgesi için tehlikeli olabilir. Değişmesse ayrıntılarıyla ilgili yazı hazırlarız.
Karadeniz yerine rakımı 200 metreyi aşmayan düzlük bir yer olsaydı yine benzer bir rota çizerdi ama kuru nitelik olurdu herhalde diye düşünüyorum.
Modelin başında sen varsın, Karadeniz’i kara yap bakalım ne olacak 😀
Finlandiya nın kuzeyinde Lappland bölgesinde henüz yeterince kar yok. Bizim dağlarda kar kalınlığı buradan fazla gibi.
ROAD 21 ENONTEKIÖ, SAARIKOSKI 14.10.2012 14:04
AIR -0.1 °C
ROAD SURF. 0.9 °C
PRECIPIT. LIGHT
ROAD COND. DRY
çihiro (Selçuklu/KONYA, 1016 m)
ECMWF ara sıra 200 saat sonrasındaki sistemleri az çok tahmin edebiliyor. Santiago’nun bununla ilgili bir tespiti vardı ama yorumu bulamadım. ECMWF 14 Ekim Pazar 00 UTC+240 çıktısında soğuk hava batı Anadolu, Ege denizi, Yunanistan civarına iniyor. Ne kadar gerçekçi olduğunu göreceğiz bakalım.
çihiro (Selçuklu/KONYA, 1016 m)
Soğuk havayı indiren yüksek basıncı GFS 14 Ekim Pazar 06 UTC çıktısı da görmüş.
Nasa’nın “günün görüntüsü” bölümünde bugün Türkiye’nin en yüksek 2.dağı olan Hakkari Uludoruk dağındaki buzullardan bahsediliyor.
çihiro (Selçuklu/KONYA, 1016 m)
Küresel ısınmanın yağış miktarlarında ne gibi etkiler yarattığını görmek için Konya’nın son 80 yıldaki yıllık toplam yağış miktarlarını grafik haline getirip eğilim çizgisi oluşturdum.
Yeşil çizgi doğrusal eğimi gösteriyor. Neredeyse hiçbir eğim yok. Eğim varsa ki bu çok çok azdır, ne miktarda olduğunu bilmiyorum.
Bu grafiğe göre küresel ısınmanın “yıllık” yağış miktarlarına etkisi yok. Yağışın yıl içindeki dağılımına etkisi olabilir. Santiago’nun şurada paylaştığı yağış grafiği “yağışlar artıyor oleyyy!!!!1111birbir” düşüncesine neden olmamalı bence.
Not: Yardımın için teşekkürler Santiago, biraz kurcalayınca oluyor 🙂
Sen yağışları senelik olarak hesaplamışsın. Ben 1 Eylül – 15 Ekim arasındaki dönem için yapmıştım o çalışmayı. İstanbul’da sonbaharın ilk yarısında yağışlarda ciddi artış var. Belki Konya’da da vardır 🙂
Dışarı çıkmadığımı kim söyledi Bahattin, daha sabahtan Fenerbahçe formamı giyip maç yaptım, yarın da bizim hatunla Mavigöl’e pikneğe gideceğiz, daha ne yapalım.
Gelecek haftaiçi okul haricince Sermaye Piyasası Kurulu’nda staja başlayacağım, bu yüzden güzelim haftasonlarımın soğuk havalara kurban gitmesini hiç dilemem.
Bizi ne kadar esir alacağı belirsiz olan sıcak ve yağışsız bir döneme girerken, ay başından beri neredeyse her gün yağış alan Güney Anadolu’nun 12 Ekim’e kadarki yağış bilançosunu haritaya döktüm.Yağış toplamını miktarına bağlı olarak 10 mm’lik aralıklara göre renklendirdim. Bir yerleşim yerinin bugüne dek kaç mm yağış aldığını anlamak için o yerleşim yerinin adının üzerine kondurdum sayıları. Birkaç yerleşim yerinin üzerinde diğer yerleşim yerlerinin adları olduğu için , sayıları onların altına ya da yanına koymak zorunda kaldım. O yerleşim yerlerini aşağıda belirteceğim*. Bu arada bu haritada gösterilen yağış miktarlarının hiçbiri havaalanı istasyonlarında ölçülen miktarlar değildir. Örneğin Antalya Havaalanı bugüne dek toplamda 50 mm yağış almış olmasına rağmen haritada gösterilmedi.
Bu haritaya göre güneydeki en yağışlı merkez Alanya olmuş. Onu Mersin ve ardından Osmaniye takip ediyor. Mersin 40.2 mm’lik ekim ayı ortalama yağışından da fazlasını almış vaziyette şu an itibariyle. Osmaniye 77.4 mm’lik ortalamasına yaklaşmış, Alanya da muhtemelen öyle olmalı. MGM’nin sitesinde ona ait uzun yıllar verisi yok. Ama tahmin edebiliyorum. Bu arada haritada asıl ilgi çekici şey Ereğli’nin inanılmaz derecedeki ıslaklığı. İç Anadolu’nun nemden en arınmış köşesinde ve ülkemizin (muhtemelen) en az yağış alan yerleşim yeri olmasına rağmen civardaki yerleşim yerlerini sollamış yağış konusunda. Özet olarak, ülkemizin orta kesimleri ay başından beri yağış bakımından epey şanslıydı. Antalya’nın batısı ve Osmaniye’nin doğusundaki yerleşim yerleri ise eğer ay sonuna kadar yağış almazlarsa, ki en azından önümüzdeki 1 hafta daha yağış almayacakları kesin, yağış bakımından normallerin epey altında ve kurak bir ekim ayı geçirmiş olacaklar.
Geçenlerde şu başlıkta Ozan belli bölge(ler)de sık sık gerçekleşen meteorolojik olaylara isim verilmesi gerektiğinin yararlı bir alışkanlık olacağını anlatmıştı ve o başlıkta Karayelli ismini literatüre kazandırmıştı.
Ben de Girit-Antalya hattında yukarı seviye depresyonlarından gelişen sistemlere ve o bölgeden Türkiye’yi vuran bütün sistemler için özel bir isim takmamız gerektiği kanaatindeyim. Çünkü bu sistemler İstanbul’a koşullar uyarsa DEK veya DEY yapmaktan başka pek fazla birşey yapamıyorlar lakin güney sahillerde miktarca fazla yağışlara neden oluyor ve İç Anadolu’da da çoğunlukla Nevşehir-Ankara arasında bir koridor hat belirleyip o hat boyunca orta ya da kuvvetli yağışlara sebebiyet veriyorlar. Nem adveksiyonunun oluşturduğu sağlam zeminde yağış kaçınılmaz oluyor.
Güzel bir fikir White Fox. Bunu bir haritayla da destekleyelim bence. Ülkemizden geçen sistemlerin takip ettikleri rotaları çizelim derim. “Güney Bülbülü” nerden geçer mesela? 🙂 Bunu çizelim. Ya da Ozan’ın Nor’easter‘ın ülkemizdeki muadili için önerdiği ismi kullanarak onun rotasını gösterelim, vs. vs.
Yeşili geçtim beyaz da ona uyuyor sürekli. Ara ara normallere iner gibi yapıyor bir kaç güncelleme sonra yeşilin cazibesine kapılıp yine yukarıya doğru yol alıyor. Hükümet gibi teamül filan dinlemez oldu bu yıl havalar. Ha bu kadar doğalgaz zammından sonra bu gidişten hiç şikayetçi değilim o ayrı ama 5 ay üstüste mevsim normallerinin üstü giden sıcaklıkların bir inişi de olacaktır elbet. Umarım çok soğuk olmaz. Çoğunlukla ılık, bir kaç siklonla gelen kar yağışı görebileceğimiz bir kış mevsimi temenni ediyorum bu yıl. Bir de kuraklık mevzuu var tabii. O da ayrı bir risk.
Aslında tek hesaplama yöntemi bu değil. Saat başı yapılan ölçümlerin ortalamaları da alınabilir fakat pratik bir yöntem değil. Daha pratik olsun diye 12 ve 00 sıcaklık ortalamaları da alınabilir fakat adveksiyondan etkilenmesi daha kolay olur. En iyisi belirlenen 4 saat için sıcaklık ortalamasının alınması. Yukarıdaki hesaplama yönteminde gece sıcaklık ölçümünün yerine fazladan bir daha 21 sıcaklık ölçümü koyulmuş. Değişime açık bir konu…
Eskiden, kaydeden termometreler yokken günde 3-4 kere kontrol yapan memurlar için icat edilmiş bir yöntem olabilir bu. Şu an her dakikayı bile hesaba katabiliyor olabilirler.
Gezinirken bu fotoğrafı buldum. Fotoğrafçı çok iyi yakalamış. Kumkapı açıklarında gemiye yıldırım düştüğü an.
Command-ouz (Bayrampaşa/İST, 152 m)
1 Eylül-1 Ekim arasındaki bulutluluk durumları:
Avrupa:
Dünya:
Fatih (Esence-Beyşehir/KONYA,1120m)
Command-ouz (Bayrampaşa/İST, 152 m)
Akom’un otomatik meteoroloji istasyonlarıyla ilgili bloğuma bi yazı ekledim.Bakmanızı tavsiye ederim. 🙂
Fatih (Esence-Beyşehir/KONYA,1120m)
Ozan hocam ve arkadaşlar kendime göre Konya ile ilgili bir şeyler yapmaya çalıştım.Nasıl olmuş?yada nasıl olmalı?. Geliştirmem de biraz yardımcı olursanız çok iyi olacak.Alelacele şöyle bir şey çıktı elimden.
İstanbul’un 50 yıl yetecek su rezervi var deniliyor. Tabii umulan yağışlar olursa. Çok ciddi kentleşme var. İnşaatlar hızla yükseliyor. Şehre su yetiştirmek için Istranca dağlarından Batı Karadeniz’e kadar her yerin suyunu sömürüyoruz bu plansızca rant uğruna uygulanan yapılaşma şehrimizi mahvedecek.
Maslak’ta 1+0 daireler 350 bin lira. Bu nedir biliyor musunuz?. Bu tam bir cinayet hiç gerek ve ihtiyaç yokken şehrin topraklarının katledilmesi ve sorumsuzca harcanması. Bunun gibi daha niceleri var
İstanbul’un tarihin her döneminde ciddi bir su sorunu oldu. Nüfusu bugünkünün 30’da-40’ta 1’iyken de su yetmiyordu. Romalılar tâ Istranca’dan su getiriyordu. Unkapanı’ndaki su kemeri de o suyu taşıyordu. Uzaklardan su getirmekten daha çok, şehirleşmenin vahşîliği İstanbul’u mahvediyor.
Böyle sonbahar olmaz olsun arkadaş 😀 Böyle küçük çaplı bir araştırma yaptım ben, tamam kesin sonuç vermez ama böyle bir sonbahara 1984 ve 2003 yıllarında da rastladım.
Son 9 günde Doğu Akdeniz’de düşen yağış miktarı WRF’in öngördüğü kadar abartılı değerlerde olmadı, en azından karada. Toplamda;
Adana, 5 mm
İncirlik, 8 mm
Mersin, 30 mm
Osmaniye, 16 mm
İskenderun, 35 mm
Antakya, 11 mm
Gaziantep, 16 mm
Kilis, 13 mm yağış aldı.
Ama önümüzdeki günlerde yağış devam edecek. WRF deniz üzerinde gösterdiği kuvvetli yağışları bu kez karaya da çıkarmış;
American polar outbreak diyerek arama yapınca ilgimizi çekebilecek bir rastlantı buldum.
1985 kışında ABD’nin de çok anormal bir polar atağı varmış. O yıl alışılagelmiş şekilde polar vorteks güney eyaletlere yerleşip bloke olup kalmış. Pek çok eyalette en düşük rekor sıcaklıklar o yıl kayda geçmiş. Onlarca Amerikalı soğuklardan donarak ölmüş, Florida’da 1.2 milyar dolarlık sadece narenciye üretiminden olan zarardan bahsediliyor.
1985 yılında 850 mb sıcaklıklarının İstanbul’da da -20’ye yaklaştığını biliyoruz. 1985 Amerikan polar atağı incelenmesi gereken ilginç bir konu gibi geldi bana
Gündüz vakti kararan hava ve bardaktan boşanırcasına yağan yağmur. Tabii ki ona eşlik eden şimşekler, gökgürültüsü ve zaman zaman hamle yapan orta kuvvette bir rüzgâr da şart!
İşte benim en sevdiğim hava budur;
Bu fotoğrafı internette buldum. Fotoğrafta görünen yer Adana kent merkezinden bir kısım.
Sevgili Yiğit, Orta Akdeniz’den gelip nereye gittiklerine bağlı… Türkiye’nin güneyine doğru giderlerse Türkiye, bizim Trakya’ya yönelirlerse Bulgaristan tarafı daha çok yağış alır. Ama Bulgaristan yağışını genelde güneyli siklonlardan alıyor, oraya Sibirya ya da polar ataklar filan pek yaramıyor, çünkü kuru soğuk yapıyorlar.
Bayramda bilimsel bir çalışma yapmayı düşünüyorum. Detaylı ve hassas yapacağım. Ayrıca grafikler hazırlayacağım inşallah güzel olacak. Şimdiden planlamasını yapıyorum 🙂
Arkadaşlar ek tercihlerde Akdeniz Üniversitesini kazandım. Yarın akşam Antalya’ya gidiyorum. Okul bitene kadar Antalya temsilcisiyim. 🙂 İstanbul soğukçulara, karcılara emanet. 🙂 Neyse ki gideceğim yerin rakımı 1000 metre, bu rakam beni oldukça heyecanlandırıyor. 😀 Kendinize iyi bakın. En büyük Antalyaspor 😀 😀
Beyşehir’den ayrıldım ve sadece iş için gidip geleceğim.Esence köyüne ailemin yanına geldim,bu yüzden görünen ismimi değiştirdim.Bu arada bugün yağış geçişleri devam etti yanlış değilsem hiç bir model yağış vermemişti.
Hocam merhabalar bloğa üye oldum. Bir deneme yapıyım dedim. Hocam birde evdekiler havalar ne zaman serinleyecek diye soruyor. Bende gelecek hafta ilk provasını yapacak dedim yanılıyor muyum?
Ben çok beğendim bu değerlendirmeyi, sağa sola 2013 Dünya’nın en sıcak yazı olacak diye ilginç demeç verenler o konu üstünde bir daha düşünürler umarım.
Şu 2-3 gündür niğde’de öğle saatleri ile akşam saatleri arasında müthiş sağanaklar görülüyor… Kısa süreli ve aralıklı olmasına rağmen bir hayli etkili oluyor… Ayrıca akşamları kampüsün etrafında oturamıyoruz üşüyoruz… Hafta sonu daha iyi hissedeceğiz soğukları.
Ankara derken çukur için konuştun galiba burayı parantez içine almalıyız. 🙂
Ben her sene Aralık’ta kar böyle alıyorum sadece 2010’da almadım. O da istisna bir kış olarak negatif NAO’lu bir kış olarak tarihi geçmişti.
Bu görüntü bizim hukuk fakültesindenin klasik kış manzarasıdır. Resmi büyütürsen aşağıda Ankara olarak bilinen büyük çukurlukta hiçbirşekilde beyazlama yokken biz de beton kaldırım kenarlarının bile örtü tuttuğunu görebilirsin. (Oran, [Yukarı] Dikmen, Keklikpınarı’da bizimle benzerdir)
Bu rastgele bir resim, biz de aralıkta 10-20 cm alabiliyoruz.
Yalnız videonun başlığına göre o kar da pek de normal sayılmaz. Atipik bir durum demek ki 🙂
Evet Kuzey Dakota. Gördüğüm kadarıyla 850 hpa da -10 girmeden yağmış -5 ler gibi. Geçen sene 18 Ekim’de bize gelen sistem gibi etkili olmuş.Kar konusunda Ankara’lılar olarak hala isyan ediyorsunuz.Geçen sene bıkmış olmanız lazımdı.
Deniz seviyesinde kar yağışının garanti olması açısından -10 gerekmiyor muydu? Yüksek yerlerde demek istedin galiba. Çünkü ben oradaki yükseltiyi hesaba katmadan yazmışım.
Kural olarak tabii ki yok ve -10’un üzerindeki sıcaklıklarda da kar yağabilir, ama pratik amaçlarla konuşulursa, ben mesela İzmit şehir merkezinde 850 mb’da -10 derece sıcaklık olmadıkça doğru dürüst (cıvık olmadan) tutan kar görmedim… (-10’un eninde sonunda girdiği sert ve siklonik sistemler haricinde).
Bir de Kuzey Dakota karasal bir eyalet olduğu için adveksiyon ile soğuk havanın yer seviyesini 850 mb seviyesinden daha önce etkileme olasılığı da var. Yani yer seviyedeki sıcaklık düşüşü 850’den çok daha hızlı olabilir.
Bu da nerden çıktı ya! ?
Hava ansızın marsık gibi oldu! Hem de en güçlü kısmı Bilkent’e doğru akıyo!
Sıkıldım artık bu havalardan, yağmuru özledim, barajlarda seviyeler iyice düştü. Bu gidişat iyi değil, Ekim ayında T-shirt giymek istemiyorum ben.
Alışveriş merkezleri de kışın çok sıcak geçeceğini söylüyorlar, bak bana mail gelmiş. 😛
Arşivden ilginç birşey buldum.
Tarih 9 Temmuz 1992 gecesi
850 mb sıcaklıkları acaip düşük, yani en azından Türkiye’de şu içinde bulunduğumuz Ekim’den daha düşükmüş. O gün Kırşehir’de yani ben 3 yaşındayken rüzgarın hızı 148 km saat ölçülmüş.
Bu Türkiye’nin bugüne kadar ölçülmüş sayılı en şiddetli rüzgar hızlarından birisi…ya en hızlı 2. ya da 3.’dür.
Temmuz için oldukça uçuk bir sistem…hatta efsane…
Hey gidinin 1992’si… Bize acil bir yanardağ patlaması lazım.
1992 yılının Temmuz ayı son 80 yılın en yağışlı 3. temmuz ayı olmuş Konya’da (32,5 kg). Ancak o sene genel olarak çok kurak geçmiş. Son 80 yılın en az yağışlı 6. senesi olmuş (222,2 kg).
DMİ’nin Eylül ayının tüm dünyada ortalamaların üzerinde geçtiğine dair bilgi notu, kaynaklarını da sayfanın altındaki linklerle belirtmişler.
http://www.dmi.gov.tr/kurumsal/haberler.aspx?y=2012&f=eylul2012
İstediğim pozisyona gelmiş! Nem adveksiyonu cumartesi günü şahane, hatta Ankara’ya kadar gelir!
Alex’de hem fikiriz herhalde 🙂 Başlığın adı da “Alex geri dönüyor” olabilir mesela.
En iyi senaryo GFS’de galiba.
Ancak modeller henüz ULL’nin kesin rotasını kestirememiş görünüyor.
Hakikaten artık çok sıkıcı olmaya başladı. Ne olacaksa olsun. Biraz serinlesin bulutlansın hava en azından.
ben izmir’i çekirdek merkezi olabilecek şekilde daha da güneye inmesini bekliyorum. poyraz etkisiyle de neredeyse 5 aydır su görmemiş ağaç yapraklarının yıkanabileceği kadar bir yağış olur diyorum.
Korkarım ki ULL İzmir merkezi es geçebilir ya da az bişey yerel sağanak hafif yağmur yapıp gidebilir.
Yunanistan’dan gelse daha iyi olurdu İzmir için, bu pozisyonu İzmir’e pek uymuyor.
25’in altı…Sadece 3 gün…
Beytepe/Ankara’da da 15 altı sadece 1 günmüş. 20 altı ise sadece 4 gün…
Şu anda aylık ortalama sıcaklık Beytepe’de bile 16.8 derece, halbuki Beytepe yüksekte ve Keçiören’deki merkez istasyonunun ekim ortalaması 13 derece… (genellikle Beytepe ile Çukur arasındaki fark 2,1 ile 3.4 arasında değişiyor) yani şimdiden ortalama sıcaklıkta 5,9 ila 7,2 derecelik fazlalık var. Ay sonu yeterli soğuma olmassa da aşırı sıcak bir ekim geride kalacak.
Bu günlük değerlere nereden ulaşıyorsunuz?
Balmumcu:http://www.enka.com/weather/NOAAMO.TXT
İstinye:http://www.enkaspor.com/weather/NOAAMO.TXT
Beyazıt:http://astronomi.istanbul.edu.tr/meteor/NOAAMO.TXT
Bayrampaşa’dakinin verilerini ben tutuyorum.İnternette gösterimi yok.
@ çihiro – Olacak galiba? 🙂
Galiba. Şu haliyle Akdeniz çukurunda bir siklon oluşturacak gibi durmuyor. Karadeniz kıyılarında yağışa neden olur. Az daha batıya konumlansa Akdeniz’de hareketlenmeye neden olabilir.
Şu haliyle de siklon yapabilir ama Antalya-Kıbrıs-Girit üçgeninde bu da İzmir’e falan yaramaz.
işte bunu demeyecektin. delilerin en yaşlısı büyük ihtimalle benim kalbime mi indireceksin? 😀
Diyagramın da güvenilirliği bir yere kadar 🙂
Antalyalı 10ur beni duyuyorsun ses ver 😀
korayofluoglu@hotmail.com buraya telefonunu yollarmısın ben antalyadayım seninle görüşmeliyim..
White Fox’un ULL’si şu anda İtalya semalarında..
Afrika’dan Doğu Avrupa’ya çıkan yüksek basıncın etkisiyle hapsolup güney enlemlere iniyor. Hareketi onu hapseden yükseğe bağlı. Doğru mu Samet? 🙂
Lise coğrafya kitaplarındaki gibi bu ULL vakasında bu defa yer seviyesi soğuk olduğu için yer seviyesinde YB alanı var ama hava da soğuk olduğu için daha yoğun olduğundan basınç yükseklik konturları alçalıyor, tam da YB’nin üstünde bizim ULL oluşmuş. Bu da bir tür ULL oluşum biçimi, tıpki kutbi girdap gibi… ama en az 4 farklı şeklin yalnızca biri (Jet ULL’si, soğuk hava ULL’si, Dağ ULL’si, kısa dalga ULL’si vs)
Dün akşam Sırbistan üzerinden geçerken feci bir türbülansa girdik. Pilot rotayı değiştirip, hava kütlesinin dışına çıktı ve etrafından dolanıp yola devam etti. Ben de, içinde şimşekler çakan bu bulut kümesini kaçırmayıp fotoğrafını çektim. (Uzun zamandan beri havadelisi sayfasını ziyaret etmemiştim. Böylece yeni abone sistemini de denemiş oluyorum 🙂
Pilotu tebrik ederiz 🙂 Sizin de abonelik başarılı olmuş.
Yer ve rakım bilgisi de yazarsanız süper olur. Teşekkürler.
Yeni abonelik sistemi çok başarılı ve rahat. Elinize sağlık.
Dikkatimi çekti, İzmit’te Kasım-Aralık-Ocak-Şubat aylarının en yüksek sıcaklık rekorlarınının tamamı 2010 yılına ait.
http://www.dmi.gov.tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik.aspx?m=KOCAELI
Çok lanet bir kıştı. Ona rağmen 2 tane örtü yapan kar almıştık.
Ekim 2010 ve Ekim 2011 AHL istasyonu sıcaklık verilerinin grafik halinde gösterimi.(Teşekkürler Santi.Freemeteo ve excel işbirliği ile.)

2010’da 25 derece hiç görülmemiş, 2011’de sadece 3 kez görülmüş ama bu sene…
Eline sağlık 🙂
Kar 1900 metre sınırına dayanmış haberimiz yok.
http://www.kaikowetter.ch/berneroberland.html
Geç bile kalmış. Benim eski memlekette Mayıs’ta bile kar fırtınası olurdu, hey gidi…
Bu Cuma günü kuzeydoğudan İstanbul’a inen, yukarı seviye alçağı hem dikey yığımlı yapıda hem de potansiyel olarak Marmara bölgesi için tehlikeli olabilir. Değişmesse ayrıntılarıyla ilgili yazı hazırlarız.
Animasyon süper bu arada. Sence Karadeniz olmasa bu ULL’nin seyri nasıl olurdu rota ve gücü açısından?
Karadeniz yerine rakımı 200 metreyi aşmayan düzlük bir yer olsaydı yine benzer bir rota çizerdi ama kuru nitelik olurdu herhalde diye düşünüyorum.
Modelin başında sen varsın, Karadeniz’i kara yap bakalım ne olacak 😀
Yunan WRF’sinin toz ürünü çıkmış!
http://www.wrf-model.gr/Foredust.html
Finlandiya nın kuzeyinde Lappland bölgesinde henüz yeterince kar yok. Bizim dağlarda kar kalınlığı buradan fazla gibi.
ROAD 21 ENONTEKIÖ, SAARIKOSKI 14.10.2012 14:04
AIR -0.1 °C
ROAD SURF. 0.9 °C
PRECIPIT. LIGHT
ROAD COND. DRY
ECMWF ara sıra 200 saat sonrasındaki sistemleri az çok tahmin edebiliyor. Santiago’nun bununla ilgili bir tespiti vardı ama yorumu bulamadım. ECMWF 14 Ekim Pazar 00 UTC+240 çıktısında soğuk hava batı Anadolu, Ege denizi, Yunanistan civarına iniyor. Ne kadar gerçekçi olduğunu göreceğiz bakalım.
Soğuk havayı indiren yüksek basıncı GFS 14 Ekim Pazar 06 UTC çıktısı da görmüş.

Orta Akdeniz’de sanki yanardağ patlamışcasına fışkırıyor mübarek.Ne bitmek bilmeyen enerjiymiş bu
http://serdarkobalay.files.wordpress.com/2012/10/yagis-muglayi-felc-etti-iha-20111
geçen yıl bu zamanlar Muğla…
Nasa’nın “günün görüntüsü” bölümünde bugün Türkiye’nin en yüksek 2.dağı olan Hakkari Uludoruk dağındaki buzullardan bahsediliyor.

Küresel ısınmanın yağış miktarlarında ne gibi etkiler yarattığını görmek için Konya’nın son 80 yıldaki yıllık toplam yağış miktarlarını grafik haline getirip eğilim çizgisi oluşturdum.

Yeşil çizgi doğrusal eğimi gösteriyor. Neredeyse hiçbir eğim yok. Eğim varsa ki bu çok çok azdır, ne miktarda olduğunu bilmiyorum.
Bu grafiğe göre küresel ısınmanın “yıllık” yağış miktarlarına etkisi yok. Yağışın yıl içindeki dağılımına etkisi olabilir. Santiago’nun şurada paylaştığı yağış grafiği “yağışlar artıyor oleyyy!!!!1111birbir” düşüncesine neden olmamalı bence.
Not: Yardımın için teşekkürler Santiago, biraz kurcalayınca oluyor 🙂
Süper. Mevsimlik olarak da yap bunu, biraz da yorum kat, ana sayfada yazı olarak yayımlayalım.
Sen yağışları senelik olarak hesaplamışsın. Ben 1 Eylül – 15 Ekim arasındaki dönem için yapmıştım o çalışmayı. İstanbul’da sonbaharın ilk yarısında yağışlarda ciddi artış var. Belki Konya’da da vardır 🙂
Çalışman çok güzel bu arada..
Havadelileri içinde bu havalardan sıkılan sadece benmiyim 🙂
Git dışarda koluna kızı tak gez, o zaman bu havaların kıymetini anlarsın. Kar ve soğuk asosyal soğukçular içindir. 😉
Karlı ve yağmurlu havalarda yürüdüğüm kadar güneşli havada yürümemişimdir. Rizeliyi ancak Rizeli anlar 🙂 🙂
O zaman bilgisayarın başında işin ne sosyal white fox 😀
Dışarı çıkmadığımı kim söyledi Bahattin, daha sabahtan Fenerbahçe formamı giyip maç yaptım, yarın da bizim hatunla Mavigöl’e pikneğe gideceğiz, daha ne yapalım.
Gelecek haftaiçi okul haricince Sermaye Piyasası Kurulu’nda staja başlayacağım, bu yüzden güzelim haftasonlarımın soğuk havalara kurban gitmesini hiç dilemem.
Bizi ne kadar esir alacağı belirsiz olan sıcak ve yağışsız bir döneme girerken, ay başından beri neredeyse her gün yağış alan Güney Anadolu’nun 12 Ekim’e kadarki yağış bilançosunu haritaya döktüm.Yağış toplamını miktarına bağlı olarak 10 mm’lik aralıklara göre renklendirdim. Bir yerleşim yerinin bugüne dek kaç mm yağış aldığını anlamak için o yerleşim yerinin adının üzerine kondurdum sayıları. Birkaç yerleşim yerinin üzerinde diğer yerleşim yerlerinin adları olduğu için , sayıları onların altına ya da yanına koymak zorunda kaldım. O yerleşim yerlerini aşağıda belirteceğim*. Bu arada bu haritada gösterilen yağış miktarlarının hiçbiri havaalanı istasyonlarında ölçülen miktarlar değildir. Örneğin Antalya Havaalanı bugüne dek toplamda 50 mm yağış almış olmasına rağmen haritada gösterilmedi.

Bu haritaya göre güneydeki en yağışlı merkez Alanya olmuş. Onu Mersin ve ardından Osmaniye takip ediyor. Mersin 40.2 mm’lik ekim ayı ortalama yağışından da fazlasını almış vaziyette şu an itibariyle. Osmaniye 77.4 mm’lik ortalamasına yaklaşmış, Alanya da muhtemelen öyle olmalı. MGM’nin sitesinde ona ait uzun yıllar verisi yok. Ama tahmin edebiliyorum. Bu arada haritada asıl ilgi çekici şey Ereğli’nin inanılmaz derecedeki ıslaklığı. İç Anadolu’nun nemden en arınmış köşesinde ve ülkemizin (muhtemelen) en az yağış alan yerleşim yeri olmasına rağmen civardaki yerleşim yerlerini sollamış yağış konusunda. Özet olarak, ülkemizin orta kesimleri ay başından beri yağış bakımından epey şanslıydı. Antalya’nın batısı ve Osmaniye’nin doğusundaki yerleşim yerleri ise eğer ay sonuna kadar yağış almazlarsa, ki en azından önümüzdeki 1 hafta daha yağış almayacakları kesin, yağış bakımından normallerin epey altında ve kurak bir ekim ayı geçirmiş olacaklar.
*Aksaray, Bingöl, Kayseri, Mersin, Uşak
Geçenlerde şu başlıkta Ozan belli bölge(ler)de sık sık gerçekleşen meteorolojik olaylara isim verilmesi gerektiğinin yararlı bir alışkanlık olacağını anlatmıştı ve o başlıkta Karayelli ismini literatüre kazandırmıştı.
Ben de Girit-Antalya hattında yukarı seviye depresyonlarından gelişen sistemlere ve o bölgeden Türkiye’yi vuran bütün sistemler için özel bir isim takmamız gerektiği kanaatindeyim. Çünkü bu sistemler İstanbul’a koşullar uyarsa DEK veya DEY yapmaktan başka pek fazla birşey yapamıyorlar lakin güney sahillerde miktarca fazla yağışlara neden oluyor ve İç Anadolu’da da çoğunlukla Nevşehir-Ankara arasında bir koridor hat belirleyip o hat boyunca orta ya da kuvvetli yağışlara sebebiyet veriyorlar. Nem adveksiyonunun oluşturduğu sağlam zeminde yağış kaçınılmaz oluyor.
“Güney Bülbülü” iyi mi? Yukarı seviyeden uçan güneyli? 🙂
Yöresel şive ile “yağdırıveren gari” diyorum ben. 🙂
Kasırgalara koydukları gibi isimler konmasını istemiş sanırım. “o bölgeden Türkiye’yi vuran bütün sistemler için özel bir isim” Değil mi White?
Yok genel bir isim, Karayelli gibi
Güzel bir fikir White Fox. Bunu bir haritayla da destekleyelim bence. Ülkemizden geçen sistemlerin takip ettikleri rotaları çizelim derim. “Güney Bülbülü” nerden geçer mesela? 🙂 Bunu çizelim. Ya da Ozan’ın Nor’easter‘ın ülkemizdeki muadili için önerdiği ismi kullanarak onun rotasını gösterelim, vs. vs.
Eline sağlık.
İki gün önceki yağışlar daha çok sahil kısmını etkilerken bu geceki yağışlar yüksek kesimlerde etkili oldu..Rize Fındıklının son hali..
http://www.haber53.com/68208_Rize-de-siddetli-yagis—FOTO.html
Bu da Çayeli’nden bir görüntü..
Şairler deresi pek gelmedi. çayelinde fazla etkili olmadı yağış pazar fındıklı taraflarını vurdu bu sefer.
Biri şu yeşili durdursun. Misafir evinden dönmek istemeyen çocuk gibi.”Banane banane” modunda.

Yeşili geçtim beyaz da ona uyuyor sürekli. Ara ara normallere iner gibi yapıyor bir kaç güncelleme sonra yeşilin cazibesine kapılıp yine yukarıya doğru yol alıyor. Hükümet gibi teamül filan dinlemez oldu bu yıl havalar. Ha bu kadar doğalgaz zammından sonra bu gidişten hiç şikayetçi değilim o ayrı ama 5 ay üstüste mevsim normallerinin üstü giden sıcaklıkların bir inişi de olacaktır elbet. Umarım çok soğuk olmaz. Çoğunlukla ılık, bir kaç siklonla gelen kar yağışı görebileceğimiz bir kış mevsimi temenni ediyorum bu yıl. Bir de kuraklık mevzuu var tabii. O da ayrı bir risk.
günlük ortalama sıcaklık nasıl hesaplanıyordu. Bugün bir derste hoca 7 14 + 2*21/2 filan birşey dedi ama anlamadım 🙂
Bildiğim kadarıyla saat 7(a), 14(b) ve 21(c) gözlem ortalamaları alınır.
Günlük ortalama sıcaklık=(a+b+c+c)/4
O zaman baya saçmaymış. Ya cephe girerse??
Aslında tek hesaplama yöntemi bu değil. Saat başı yapılan ölçümlerin ortalamaları da alınabilir fakat pratik bir yöntem değil. Daha pratik olsun diye 12 ve 00 sıcaklık ortalamaları da alınabilir fakat adveksiyondan etkilenmesi daha kolay olur. En iyisi belirlenen 4 saat için sıcaklık ortalamasının alınması. Yukarıdaki hesaplama yönteminde gece sıcaklık ölçümünün yerine fazladan bir daha 21 sıcaklık ölçümü koyulmuş. Değişime açık bir konu…
Eskiden, kaydeden termometreler yokken günde 3-4 kere kontrol yapan memurlar için icat edilmiş bir yöntem olabilir bu. Şu an her dakikayı bile hesaba katabiliyor olabilirler.
Gezinirken bu fotoğrafı buldum. Fotoğrafçı çok iyi yakalamış. Kumkapı açıklarında gemiye yıldırım düştüğü an.
1 Eylül-1 Ekim arasındaki bulutluluk durumları:

Avrupa:
Dünya:

Akom’un otomatik meteoroloji istasyonlarıyla ilgili bloğuma bi yazı ekledim.Bakmanızı tavsiye ederim. 🙂
Ozan hocam ve arkadaşlar kendime göre Konya ile ilgili bir şeyler yapmaya çalıştım.Nasıl olmuş?yada nasıl olmalı?. Geliştirmem de biraz yardımcı olursanız çok iyi olacak.Alelacele şöyle bir şey çıktı elimden.

Hiç fena değil, benim tavsiyem arka plan haritasını daha kaliteli seçin, ayrıca ikonları ve yazıları daha görünür/belli kılın.
çok sağol, ben de bir el atayım tekrar
Son 23 yılın en kurak sonbahar başlangıcı..
Not: 2012 yılı, Ekim ayının ilk 9 gününe göre hesaplanmıştır.
1984 yılından kurağını göremeyiz galiba 🙂
Muhtemelen 🙂 Daha eski tarihleri kaldırdım grafikten zaten, en yakın kurak yıl 1989 olmuş 🙂
İstanbul’un 50 yıl yetecek su rezervi var deniliyor. Tabii umulan yağışlar olursa. Çok ciddi kentleşme var. İnşaatlar hızla yükseliyor. Şehre su yetiştirmek için Istranca dağlarından Batı Karadeniz’e kadar her yerin suyunu sömürüyoruz bu plansızca rant uğruna uygulanan yapılaşma şehrimizi mahvedecek.
Maslak’ta 1+0 daireler 350 bin lira. Bu nedir biliyor musunuz?. Bu tam bir cinayet hiç gerek ve ihtiyaç yokken şehrin topraklarının katledilmesi ve sorumsuzca harcanması. Bunun gibi daha niceleri var
İstanbul’un tarihin her döneminde ciddi bir su sorunu oldu. Nüfusu bugünkünün 30’da-40’ta 1’iyken de su yetmiyordu. Romalılar tâ Istranca’dan su getiriyordu. Unkapanı’ndaki su kemeri de o suyu taşıyordu. Uzaklardan su getirmekten daha çok, şehirleşmenin vahşîliği İstanbul’u mahvediyor.
Tek kelimeyle rezillik başka bir açıklaması yok resmen.
Komsulara cok ayip oldu =)
Doktor bu ne? 🙂
Pert. Allah hayırlısını versin… :S
Hastayı evine götürün, sevdikleriyle olsun.
Böyle sonbahar olmaz olsun arkadaş 😀 Böyle küçük çaplı bir araştırma yaptım ben, tamam kesin sonuç vermez ama böyle bir sonbahara 1984 ve 2003 yıllarında da rastladım.


1985 ve 2004 kışlarının nasıl geçtiğini hatırlatmaya gerek yok sanırım.
Bende bu sebepten dolayı örnekleri sizinle paylaştım. Araştırmayı daha geniş çaplı yapıp sizinle burada paylaşırım.
evet benimde aklıma hemen o efsane kışlar geldi.bir efsane dahamı geliyor yoksa 🙂
Diyagramlar çıldırmış olmalı…biri hans’ı durdursun!!!!!!!!!!!!
Behlül, yer ve rakım bilgilerini de istiyoruz 🙂
Hoca ok 🙂
Son 9 günde Doğu Akdeniz’de düşen yağış miktarı WRF’in öngördüğü kadar abartılı değerlerde olmadı, en azından karada. Toplamda;

Adana, 5 mm
İncirlik, 8 mm
Mersin, 30 mm
Osmaniye, 16 mm
İskenderun, 35 mm
Antakya, 11 mm
Gaziantep, 16 mm
Kilis, 13 mm yağış aldı.
Ama önümüzdeki günlerde yağış devam edecek. WRF deniz üzerinde gösterdiği kuvvetli yağışları bu kez karaya da çıkarmış;
SKIRON da bu çıktıyı destekliyor;

Felâket senaryosu gibi.
Su hava bile uzerime uzerime geliyor. Diyeceklerim var ama oturup yazmaktan kaciyorum…
Şu Enka’nın kamerasınıda biri hayrına temizlese artık.
Ya valla, temizlik görevlisinden rica etseler ya… 30 saniye almaz.
American polar outbreak diyerek arama yapınca ilgimizi çekebilecek bir rastlantı buldum.
1985 kışında ABD’nin de çok anormal bir polar atağı varmış. O yıl alışılagelmiş şekilde polar vorteks güney eyaletlere yerleşip bloke olup kalmış. Pek çok eyalette en düşük rekor sıcaklıklar o yıl kayda geçmiş. Onlarca Amerikalı soğuklardan donarak ölmüş, Florida’da 1.2 milyar dolarlık sadece narenciye üretiminden olan zarardan bahsediliyor.
1985 yılında 850 mb sıcaklıklarının İstanbul’da da -20’ye yaklaştığını biliyoruz. 1985 Amerikan polar atağı incelenmesi gereken ilginç bir konu gibi geldi bana
Gündüz vakti kararan hava ve bardaktan boşanırcasına yağan yağmur. Tabii ki ona eşlik eden şimşekler, gökgürültüsü ve zaman zaman hamle yapan orta kuvvette bir rüzgâr da şart!

İşte benim en sevdiğim hava budur;
Bu fotoğrafı internette buldum. Fotoğrafta görünen yer Adana kent merkezinden bir kısım.
Sevgili Ozan Hocam, orta Akdeniz sistemleri Türkiye’ye mi daha çok yağış bırakır ? Yoksa, Bulgaristan’a mı?
Bir açıklama getirebilirsen sevinirim 🙂
Sevgili Yiğit, Orta Akdeniz’den gelip nereye gittiklerine bağlı… Türkiye’nin güneyine doğru giderlerse Türkiye, bizim Trakya’ya yönelirlerse Bulgaristan tarafı daha çok yağış alır. Ama Bulgaristan yağışını genelde güneyli siklonlardan alıyor, oraya Sibirya ya da polar ataklar filan pek yaramıyor, çünkü kuru soğuk yapıyorlar.
Arkadaşlar, rumuzunuzu, eğer büyük bir şehirde yaşıyorsanız
Rumuz (Yaşadığınız semt/İL, rakım)
yok eğer bir ilçede/köyde yaşıyorsanız
Rumuz (Yaşadığınız köy-ilçe/İL, rakım)
yok eğer ufak bir şehirde yaşıyorsanız
Rumuz (İL, rakım)
şeklinde düzenlerseniz çok güzel olur, teşekkürler. Nasıl yapacağınızı şu yazının A7 bölümünde bulacaksınız.
Bayramda bilimsel bir çalışma yapmayı düşünüyorum. Detaylı ve hassas yapacağım. Ayrıca grafikler hazırlayacağım inşallah güzel olacak. Şimdiden planlamasını yapıyorum 🙂
Arkadaşlar ek tercihlerde Akdeniz Üniversitesini kazandım. Yarın akşam Antalya’ya gidiyorum. Okul bitene kadar Antalya temsilcisiyim. 🙂 İstanbul soğukçulara, karcılara emanet. 🙂 Neyse ki gideceğim yerin rakımı 1000 metre, bu rakam beni oldukça heyecanlandırıyor. 😀 Kendinize iyi bakın. En büyük Antalyaspor 😀 😀
Ooo stratejik bir konum daha 🙂 Tebrikler ve başarılar…
Teşekkürler hocam. 🙂
Herkese merhaba…
Beyşehir’den ayrıldım ve sadece iş için gidip geleceğim.Esence köyüne ailemin yanına geldim,bu yüzden görünen ismimi değiştirdim.Bu arada bugün yağış geçişleri devam etti yanlış değilsem hiç bir model yağış vermemişti.
Hocam merhabalar bloğa üye oldum. Bir deneme yapıyım dedim. Hocam birde evdekiler havalar ne zaman serinleyecek diye soruyor. Bende gelecek hafta ilk provasını yapacak dedim yanılıyor muyum?
Yanılmıyorsunuz doğrudur.
bu pazartesi beklenen sistemden de izmir’e bir şey çıkmadı. bütün modeller muhtemel yağışı kaldırmış. yağsa iyiydi.
Kurudunuz valla orda Tarassud 🙂
aynen öyle oldu anemodulion kuruduk. bugün yanılmıyorsam 126 gün oldu yağmur düşmeyeli. ortadoğu çölleri bile izmirden daha şanslı bu sonbahar.
El Nino – La Nina…
el_nino_20121004.pdf erişimi için tıklayın
Ben çok beğendim bu değerlendirmeyi, sağa sola 2013 Dünya’nın en sıcak yazı olacak diye ilginç demeç verenler o konu üstünde bir daha düşünürler umarım.
Havaturka’da biri paylaşmış bunu da. Bu da güzel..
KutupsalDenizBuzu_20121004.pdf erişimi için tıklayın
Aynen bende gördüm okudum şahsen geçen senede olmasa bu sene’de polar ataklarlada olsa istanbul’da karlı günler göreceğimizi hissediyorum.
Şu 2-3 gündür niğde’de öğle saatleri ile akşam saatleri arasında müthiş sağanaklar görülüyor… Kısa süreli ve aralıklı olmasına rağmen bir hayli etkili oluyor… Ayrıca akşamları kampüsün etrafında oturamıyoruz üşüyoruz… Hafta sonu daha iyi hissedeceğiz soğukları.
http://www.accuweather.com/en/weather-video/early-taste-of-winter/1414610949001
Şu karı Aralıkta alsak Ankara’da, ona da razıyım 🙂
Ankara derken çukur için konuştun galiba burayı parantez içine almalıyız. 🙂

Ben her sene Aralık’ta kar böyle alıyorum sadece 2010’da almadım. O da istisna bir kış olarak negatif NAO’lu bir kış olarak tarihi geçmişti.
Bu görüntü bizim hukuk fakültesindenin klasik kış manzarasıdır. Resmi büyütürsen aşağıda Ankara olarak bilinen büyük çukurlukta hiçbirşekilde beyazlama yokken biz de beton kaldırım kenarlarının bile örtü tuttuğunu görebilirsin. (Oran, [Yukarı] Dikmen, Keklikpınarı’da bizimle benzerdir)
O videoda bundan fazla kar var be Mehmet 🙂 saka maka Ekim’in basinda 5 cm kar almislar…
Bu rastgele bir resim, biz de aralıkta 10-20 cm alabiliyoruz.
Yalnız videonun başlığına göre o kar da pek de normal sayılmaz. Atipik bir durum demek ki 🙂
Evet Kuzey Dakota. Gördüğüm kadarıyla 850 hpa da -10 girmeden yağmış -5 ler gibi. Geçen sene 18 Ekim’de bize gelen sistem gibi etkili olmuş.Kar konusunda Ankara’lılar olarak hala isyan ediyorsunuz.Geçen sene bıkmış olmanız lazımdı.
Deniz seviyesinde öyle -10 kuralı diye bir şey yok zaten…
Deniz seviyesinde kar yağışının garanti olması açısından -10 gerekmiyor muydu? Yüksek yerlerde demek istedin galiba. Çünkü ben oradaki yükseltiyi hesaba katmadan yazmışım.
Kural olarak tabii ki yok ve -10’un üzerindeki sıcaklıklarda da kar yağabilir, ama pratik amaçlarla konuşulursa, ben mesela İzmit şehir merkezinde 850 mb’da -10 derece sıcaklık olmadıkça doğru dürüst (cıvık olmadan) tutan kar görmedim… (-10’un eninde sonunda girdiği sert ve siklonik sistemler haricinde).
Bir de Kuzey Dakota karasal bir eyalet olduğu için adveksiyon ile soğuk havanın yer seviyesini 850 mb seviyesinden daha önce etkileme olasılığı da var. Yani yer seviyedeki sıcaklık düşüşü 850’den çok daha hızlı olabilir.