Hava sıcaklığı bugün (Cuma) düne göre epey azaldı. Yarın sabah Kırım’dan gelip Karadeniz üzerinden Marmara Bölgesi’ne giriş yapacak olan bir yukarı seviye alçağı, daha da düşük sıcaklıklar ve yağış getiriyor.
Yağmur Cumartesi günü ve gecesi İstanbul’da, Pazar günü Marmara’nın güney ve batısında yer yer kuvvetli, hatta hayatı etkileyebilecek şiddette olabilir. Gerçi İstanbul gökyüzünden gelen şey ses bile olsa hemen etkilenen, biraz fazla hassas bir yer bana kalırsa 🙂
En baştaki animasyonda gösterdiğim yukarı seviye alçağınının, ömrünün geri kalan kısmını ülkemizin batısında geçireceği ve özellikle bu hafta sonunda olmak üzere Kurban Bayramı’na kadar yer yer yağışlara yol açacağı anlaşılıyor (bu yerlerin arasında, mevsim için ilginçtir, Karadeniz kıyıları yok gibi gözüküyor). Ama sıcaklık hafta başında tekrar artacak.
Bayram, şu an için, birçok yerde normal sonbahar serinliğinde geçecek gibi duruyor. Belirsizlikler halen var olduğu için konunun ayrıntılarını önümüzdeki hafta başına bırakalım.
Güncel hava olaylarını ve bayram tahminlerini bu başlığın altına yazalım. Bağımsız yorumlarınızı buraya tıklayarak, cevaplarınızı, cevap vermek istediğiniz kişinin yorumunun altındaki “Cevapla” düğmesine basarak yazabilirsiniz. Diğer konuları Atış Serbest‘te paylaşabilirsiniz. Teşekkürler.
Tuzla’da geceden beri aralıksız olarak orta kuvvette yağmur yağdı. Halen daha çiseliyor ama daha sürmez. 15-20 kg. düşmüştür 10 saatte.
Bodrum Güvercinlik – Boğaziçi dün(23 Ekim) nefis yağmur aldı. Bugün de biraz çiseledi. Güvercinlik açıklarında 2-3 saat süren bir şimşek gösterisi vardı. Yağışı uzaktan izlemek çok keyifliydi. Fırsat olursa bir kaç foto gönderirim ..
Tuzla’da bir anda sağlam bir yağmur başladı. Radarda gram kütle yok. Deniz etkisi olma ihtimali yüksek.
Deniz etkisi başladı sanırım hava çiseliyor.
Sistemin özeti.

Çok güzel olmuş. Değerleri nerden aldın?
Mgm’nin son 3 günlük yağış değerleri, Enka balmumcu ve istinye istasyonları, Akom istasyonları, weatherlink map ve Wunderground’taki istasyonlar.
Güzel bir sistemi geride bıraktık. Keşke bizleri de görseydi (Avcılar-Kadıköy arası) bu güzelim sistemi yaşamak isterdik…
Ormanlık alanlar yağmuru kendisine hapsetmiş gibi sanki. Diğer yerlere çiseleyip geçti sadece.
Eskişehir geçen günkü cılız yağışlara nazaran düzgün bir yağmurla karşılaştı nihayet. Saat 15:53’te Eskişehir’in Bilecik istikameti semaları şu şekildeydi:


Bu fotoğraftan 1 saat sonrasında yağış ancak başlayabildi. Şu sıralar devam etmekte. Sıcaklık 11-12 derecelere kadar düştü yağışla beraber. Radarda şehir üzerinde kütle yok gibi duruyor ama aldanmayın, şehrin kuzey kesimlerini rahatlıkla etkiliyor.
21 Ekim 2012 Pazar – 24 Ekim 2012’ye kadar ULL hep aynı yerde kısılı kalmış.

Sistemin ULL değerinin de üstünde bir niteliği var olabilir. Bu bana katıksız bir Rex Block gibi geldi.
http://en.wikipedia.org/wiki/Block_%28meteorology%29#Rex_blocks
Rex block’tan çok cut off yükseği gibi duruyor. Yanılmıyorsam dün Ozan hoca da bahsetmişti bir yerde, jet akımlarından etkilenmediği için uzun süre yerini koruyan tehlikeli bir oluşum. Barotropik bir yapıda diyebiliriz. Sistemin gücünü bence alçağın derinliği, konumu ve de taşıdığı havanın soğukluğu belirliyor.
Cut off yükseği derken, yüksek seviyedeki alçak basınçtan bahsediyorum, yanlış anlaşılmasın. Yer alçak basınçlarından ayırmak isterken farklı anlaşılabilecek bir cümle kurmuşum.
Geniş pencereden bakıldığında Türkiye üzerindeki cut_off çok belirgin şekilde görülüyor.
Sistemin jet akımlarından etkilenmediği argümanını ilk dile getiren bendim, sayın storm chaser, Ozan Hoca da kendi yorumunda benim yazımı kaynak göstermişti.
Ayrıca sistemin dikey yığımlı bir yapıya büründüğünü şuradaki yorumumda ben de önceden dile getirmiştim.
Ben rex block’ların klasik cut-offlardan ayrılan en önemli özelliğinin, alçağın kuzeyinde ya da kuzey batısında yüksek basınç merkezinin bulunması ve üst seviyede doğu bileşenlere sahip hava akımlarının baskın olması olduğunu düşünüyorum. Ki günlerdir, Marmara’da hatta Ege’de doğulu rüzgar bileşenleri gördük. Ayrıca rex blocklar da doğu-batı hattında çok ağır hareketleri ile ünlüdür.
Bunun dışında rex block kendisini 500 mb haritasında ters dönmüş S şeklinde bir işaret ile belli eder.
Örneğin Pazartesi gecesi sistemin görüntüsü bu şekildeydi.
Eğer yükseklik kontuları 12’şer aralıklarla değilde, 2’şer aralıkla çizilseydi, çok daha kolay ikna olabileceğinizi düşünüyorum.
Sayın Fox öncelikle rex blockla ilgili tanımda kullandığınız “kuzey ve kuzeybatı” ifadesini düzeltmekle başlayalım. Rex blockta yüksek merkez cut off alçağının direkt olarak kuzeyine yerleşir. Bence Omega blocktan ayıran en önemli özelliğide budur. NOAA’nın sayfasına rex block yazıp bakarsanız bu ifadeyi görürsünüz. “A blocking pattern where there is an upper level high located directly north of a closed low.”
İnternette araştırırsanız hemen hemen bütün örnekler aşağıdaki şekildedir.
Bir tek Jeff Haby’nin kullandığı şekil ki sanırım sizi yanıltan o oldu, yükseği biraz daha kuzeybatıda göstermektedir.
Sistem bildiğiniz cut off la başlayıp zamanla omega bloğa dönüşmüş. Sizin verdiğiniz şekilde alçağın direkt olarak kuzeyine yerleşen bir yüksek merkez yok, zorlama S harfi yerine Omega işareti çizseydiniz, sanırım sistemi açıklama adına daha doğru bir ifade olurdu.
Ayrıca rex blockta alçak ve yükseğin arasında kuvvetli doğulu jetlerin olması gerektiğinden bahsediyor. Ben böyle birşey de göremedim.
Bir diğer konuda, biz bu sisteme omega blok veya cut off alçağı dersek rex bloktan daha az yağışa neden olacak bir sistemden söz etmiş mi oluruz ? Bence ilk defa tanıştığımız bir ifadeyi hemen kullanmak için çok zorlamamak gerekir.
İyi bayramlar, çalışmalarınızda başarılar.
Tamam fikrimi değiştiriyorum ama hala aynı fikirde değiliz. Ne omega block ne de rex block diyorum. Rex block argümanımı almamda başarılı oldunuz. (içten içe hala diyorum ama artık bunu savunmayağım 😛 )
Uyuşmazlık sebebini subjektif yorumlamalarımızdan kaynaklandığı kanaatindeyim. İnternette tam kuzeyde YB gösteren örnekler kadar, kuzeybatıda hatta kuzeydoğuda YB merkezi gösteren örneklerde halihazırda mevcut…biraz kuzeybatıda veya biraz kuzeydoğuda olmasını kabul etmek “directly north” kelimesini dar ya da geniş yorumlamak ile ilgilidir. Benim açımdan az doğuda ya da batıda olması gayette kabul edilebilir. Yani Romalılar gibi yazılan metinlere çok şekilci bakmıyorum ben… ki benim Jeff Haby talebesi olduğumu beni tanıyan herkes bilir, aynen de öyle ben Jeff Haby’nin çiziminden etkilendim… sadece Jeff Haby ile benim deniz etkisi yağışlarının oluşumu bakımından kısmi görüş ayrılığımız var…. Neyse…
Lâkin sizin çizdiğiniz şekilde aklıma hiç yatmadı. Tipik omega block durumları bunlar:



Sizinki de bu:
Fransa’nın güneyinde AB, omega block yapısını baştan katletmiş. Terazinin dengelerini bozmuş, yukarıdaki YB merkezinin doğuya kayması enerjinin yerinin değiştiği anlamına gelir ki bu sistemin batısında bir blocking mekanizması olmadığı anlamına da gelir. Sizin çiziminiz tipik duruma bu nedenle uymuyor. Neden o güneydeki ab alanını -15’lik soğuk havuzuna rağmen sarı omega block yapısı içine çizdiniz, bu zorlama değil midir ? Ben de bunun tatmin edici bir cevabını isterim o halde…
“directly north” kalıbını bu kadar katı yorumlarken, aynı prensibinize benim argümanımı çökertirkende uymanızı beklerdim.
Evet fikrim değişti fakat omega block olduğunu kabul etmemek yönünde… 🙂 🙂 🙂
(Dipnot: Sistem Karadeniz’den Marmara’ya inerken az olsa jet akımları mevcuttu, sonradan kayboldu bunu kanıtlayamam çünkü model arşivi daha çıkmamış, arşive girince söz ilk fırsatta göstereceğim)
Bana okuyucular negatif oy vermişler, hiç de umrumda değil istediğiniz kadar verin 😛
Ben ordaki alçak basınca hiç dikkat etmemiştim. Sonradan farklı çizimler olabilir diye http://www.wetter3.de sitesinde arşiv bölümünden çizdirdim (Geçmişe dönük araştırma yapmak isteyenlere bu siteyi kesinlikle öneririm. Siteye girdiğinizde sağ üst köşede arşiv bölümü var orayı tıkladıktan sonra istediğiniz tarihe ait bir çok ürün bulabiliyorsunuz.).

Sitedeki çizime göre Batı Akdeniz üzerinde bir rex block var. Geniş pencereden bakıldığında ki sıcak deniz üzerindeki -15 lik soğuk damlanın tetiklediği alçak merkezi görmezden gelirsek omega block gibi duruyor. Türkiye üzerindekinin rex block olmadığına eminim ama diğerleri yoruma açık.
Eveeet
Bubi tuzağına yakalandınız sayın storm chaser, kendi beyanlarınızla bu defa son mesajınızla çelişki içine düştünüz.
“Sitedeki çizime göre Batı Akdeniz üzerinde bir rex block var” demişsiniz.
Daha önceki yorumunuzda da (bana karşı çıkarken)
“Ayrıca rex blockta alçak ve yükseğin arasında kuvvetli doğulu jetlerin olması gerektiğinden bahsediyor. Ben böyle birşey de göremedim.” demişsiniz
Peki bana ileri sürdüğünüz bu kriter, sizin rex block dediğiniz Batı Akdeniz’de gerçekten var mı ? Yok. Omega block teşhisi koyarken hata yaptınız, rex block olmayan batı akdenizdeki yapıyada rex block dediniz, ayrıca oradaki yükseğin merkezi Fransa değil, Çek Cumhuriyeti’nin orasıdır. 1 gün sonrada Polonya’nın güneybatısı olmuştur. Yani yükseğin merkezi tam Fransa’nın kuzeyinde de değil, siz yükseğin merkezinin tam kuzeyde olmasını rex block için şart görüyordunuz halbuki. Buna Batı Akdeniz’dekine rex block diyerek çeliştiğiniz diğer bir durum oldu.
Benim için son derece eğlenceli bir tartışma oldu. Bu kadar yeterlii 😛 😛 😛
Teşekkür ediyorum
Bende rex ve omega blok konusunda sizi bilgilendirmiş ve blogdaki hatanızı düzeltmiş olmaktan dolayı mutluyum. Ben Batı Akdeniz’deki olayı şekilsel tanımlayıp rex ve omega olabilir diye bilirtmiştim. Yoksa detaylı bir jet vs incelemesi yapmadım dikkat ederseniz. Yanlız konuyu uzağa taşımayıp Türkiye üzerine gelirsek Rex blok olmadığı gayet açık ortada. Tartışma Türkiye’de Rex blok varmı yokmu tartışmasıydı. Sonuç= Yok
Şu güzelliğe bakın;

Dün akşam aralıksız 4 saat şimşek çaktı. Bir ara sert rüzgar bile çıktı. 22:00 sularında rüzgar 43.9 km/s’yi buldu. Ancak uzun sürmedi. Bu arada 28 Ekim’te 45 km/s’yi bulacak lodos sıcaklığı 26 dereceye sürükleyecek
İzmit yağmur hanıma sonunda kavuştu. Serin serin özlemişim valla. Bu ekimde değil kar, yağmurun yağması bile ender bir durum oldu. Kuraklık koşulları umarım en kısa zamanda resmen son bulur.
Twitter’da dün paylaşmış bir vatandaş. Marmara Adası’nda durum vahimmiş.
Çok kötü. Marmara Denizi’nden tüten kütleler hep orayı vurdu.
Isparta’ya elli tane istasyon konacağına Marmara Adası’na 1 tane konabilirdi. 150-200 kg arası düşmüştür bence.
Dehşet verici! Merak ediyorum, acaba bu olayı afet olarak saydılar mı yoksa her zamanki gibi geçip gidecek mi? Yahu bu, bizim afet olarak tanımladıklarımızdan daha da beter bir durum! Bu da mı afet sayılmayacak???
Bu arada Kırklareli’nin Karadeniz tarafında radarda, tomurcuklanmalar başladı sanki.Deniz etkisi yağışları başlayabilir.Yağış ise hafif orta kuvvet karışımı devam ediyor burada
Unutmadan şunu da koyayım çok hoşuma gitmişti. Dün Yalova civarındaki kümülüslerin günbatımında Tuzla’dan görünüşü.
İstanbul için kuraklık analizi yaparken Kilyos’un Kireçburnu’nun verilerini analiz etmek lazım sanırım. Barajlar o tarafa yakın, ve bakın ne olmuş hemen.
Radar animasyonu da hazır.
@white fox:Resimleri kesmiyorumki 🙂 Ekran görüntülerini kaydeden hypercam2 adlı program ile yapıyorum.Ekranın belli bir kısmını kestikten sonra o kısmın kaydını yapıyorum.
Eline sağlık. Altta ikinci düğmeye basınca yer adları ve yollar üstte gözüküyor, böylece nereyi ne vurdu görebiliyoruz. Aklında bulunsun.
Görüntüleri kardeşime kaydettirdim. Hypercam2’yi deneyim bakalım.
Bu da benimkisi:
Tuzla’da tam bir sonbahar havası var şu anda. Orta kuvvette yağmur ve 16.5 derece sıcaklık.
Çayırova’da şimşek gösterisi olmalı… Faseay rapor ver… 🙂
Tuzla’dan görülüyor ama çok fazla bir şey değil 😀 Kütle yakınlaşıyor tam üstümüze gelecek sanırım 😀
Yağış batıya doğru kayıyor üstat?
Semih de birazdan oturur bilgisayar başına 🙂
Gelmiş bile 😀
Evet bugün söz sırası bende. Kabir ziyareti için trafikteydim. Sağlam bir yağmur var ama henüz gökgürültüsü duyamadım. Çoğunlukla araç içinde olduğum için duymamış da olabilirim. Bütün gerginliğim çıktı şükür ya
Avrasya Maratonundan aklımda kalmış. 2008 yılında yine bir Ekim günü İstanbul’da benzer şekilde bir bant etkili olmuştu. Çok iyi hatırlıyorum, kütleler yine doğudan batıya doğru akıyordu ama kuzeydoğu – güneybatı bileşeni daha çoktu. Sabahtan akşama kadar çok kuvvetli yağmıştı. O zaman AHL 78 kg civarı bir yağış kaydetmiş.
Arşivden bakınca yine İç Ege’ye yerleşen bir ULL dikkat çekiyor. Yer seviyesi basınç dağılımı bu sistemden biraz farklı, onun etkisi olabilir mi acaba..
Bu da 23-24 Ekim 2012 00Z sinoptik görüntüsü
Yaşanan bu seller bir kuraklık habercisi olabilir mi?
Neden?
Galiba ben yanılmışım. Prof. Dr. Miktat KADIOĞLU’nun bir yazısında bu inanışın yanlış olduğundan bahsediyor.
Tuzla’da sonunda birkaç damla düşmeye başladı. 3 günde 1 kg. yağış bile almadık. 30 km ötede çakan şimşeklerle yetindik.
İlk gün sonunda ULL’nin yağışları fos çıktı dedim boyumun ölçüsünü aldım 🙂
İki günde metrekareye İstanbul-Kilyos’ta 216, Çatalca radar istasyonunda 189, Sarıyer-Kireçburnu’da 142, Çerkezköy’de 100 mm yağış düştü. Ankara’nın yıllık yağışı 350-400 mm arasında. Kilyos’un yıllık yağışı ise 750-800 mm arasında.
Öte yandan İstanbul’un güney semtlerine, mesela Florya ve Kadıköy’e son iki günde 5 mm bile yağmadı…
Kilyos – Kadıköy / Bakırköy arası kuş uçuşu 30-40 km civarı. Bu kadar kısa mesafe içinde böyle bir yağış farkı daha önce olmamıştır sanıyorum. Bir taraf sıfır çekti bir taraf 200 kg.
Bu yağışların denizle bağlantısı var mı yoksa o bandın orada kitlenmesi sadece bir tesadüf mü? Örneğin bu diverjans meselesi, onun orada olması ULL konumu ile mi alakalı yoksa başka bir sebebi mi var?
En güneyi geçtim, Başakşehir’de bile istasyonum sistem boyunca toplam 5,7 kg yağış kaydetmiş. Kilyos’a kuş uçuşu sadece 20 km mesafede!
Erdem kardeşim dün akşam Esenler’de sağanak yağış varken 5 km ilerimizde yerler bile kuru idi.
Dün kuzeydeki simsiyah bulutlar biraz güneye inecek Başakşehir de nasiplenecek diye uzun süre bekledim. Ancak sanki orada bir set vardı ve bırakmıyordu bizim tarafa doğru. 😦
Bence modelle, geriye dönük olarak incelemek lazım tam olarak anlayabilmek için. Denizden nem taşınımının (alt seviye rüzgarları kuzeyli idi) kesinlikle etkisi var, ama ULL’nin, dolayısıyla üst seviyedeki soğuk havanın da etkisi var.ULL’nin hareketinin batılı jet akımlarından kopuk olması, yani genel atmosferik vaziyetin çoğu yerde uzun süre sabitlenmesi de, aynı bölgelerde aynı hava koşullarının uzun süre devam etmesini sağladı.
İstanbul’un kuzeyinin tarihsel olarak güneyinden daha yağışlı oluşu, bana kalırsa tüm bunların tesadüf olmadığına işaret. Eylül 2009’da, Eylül 2008’de de benzer yağış dağılımları vardı. Denizden en verimli biçimde nem pompalanan yerler en fazla yağışı da alıyor.
İstanbul ve tüm Marmara Bölgesi iklim bakımından çok zor bir coğrafya. Her yerde, su ve kara yan yana. Arada yükseltiler filan… Dolayısıyla tahmini de çok zor. 216’ya sıfır. Bu nedir yahu hakikaten?!
Gerçekten bunla ilgili sana Ozan abi nice tez ve makale konusu çıkar. 🙂
Bu bence Mehmet Can’ın tezi olmalı, kendisine yüksek lisans ve doktora yaptırma niyetim var ama tutturdu avukat olacam diye… 🙂
Hem baroya kayıtlı olurum ama hiç hakim karşısına çıkmam hem de bu işle uğraşırım belki… 🙂
Commandouz’un hazırladığı grafik de çok ilginçti. Bahçeköy’de yağış 1000 mm’yi, Kandilli’de, Sarıyer’de 800 mm’yi buluyor ama Balmumcu’da 600 mm’yi bile bulmuyor. Gerçi Balmumcu çok yeni bir istasyon, o yüzden verileri eksik diğerlerine göre. Ama yine de çok bariz bir fark var.FSM’nin kuzeyindeki alanlar Karadeniz iklimine kayıyor. Üstelik ortada iklim farkına yol açacak çok da belirleyici bir topografik unsur da yok yüksek dağ sıraları gibi. Ama Karadeniz’in etkisi ulaşabildiği noktalarda bambaşka koşullara yol açıyor 30-40 km’lik kısa bir mesafede.
Benim hatundan bir anektot aktarayım. Dün akşam Ataşehir’deki Palladium AVM’den çıktığında yoldan seller akıyormuş. Hasanpaşa’nın oradan Kadıköy’e girdiğinde yağış pat diye kesilmiş, yerler kurumuş. Bu da radar görüntüsü:
Abi bence yeni başlık da açmak lazım modeller diyagramlar sıkıntılı aşırı yağış ve sellenme söz konusu ayın 28’inde çok ciddi can ve mal kaybına sebep verebilir. 😦
Tamam açacağım. – Ozan
Dün gece İstanbul’a geldim, Sarıyer tünelini geçtikten sonra yolların en az %70’inde sel gibi su gidiyordu. Bazı yerlerde su derinliği 25 cm’i çok rahat aşmıştır, hatta belki 30 cm’i !. Özellikle sahile yakın börekçileri ve diğer esnaf işletmeleri ben geldiğimde çoktan su basmıştı. Biz sahilden gitmemeye çalışarak tepelerden Zekeriyaköy’e geçmeye çalıştık. Zekeriyaköy’e giderken ormandan fışkıran çağlayanlar yer yer yolu tamamen işgal ediyordu. Hatta birkaç dakika biz dışında yolda kimse yoktu. O yüzden benim adrenalin o yolda doruk yaptı.
Eve geldikten sonra bile saatlerce gürlemeye ve yağmaya devam etti.
Sen de biat ettin demek sonunda İstanbul’a. 🙂
Sarıyer ayrı İstanbul ayrı tıpkı Bilkent ve Ankara’nın ayrı olduğu gibi 😛 Esas İstanbul tarihi yarımadanın oralar ve Anadolu yakasında Kadıköy değil midir ? Sen bana oralardan haber ver.
Doğrudur. anemodulion’a danışmak lazım ama benim de bildiğim İstanbul’un tarihsel olarak dört merkezi var. 1) Tarihi Yarımada/İstanbul (zaten bir tek buraya “İstanbul” deniyormuş 1950’lerde bile) 2) Galata/Pera (şimdiki Beyoğlu) 3) Kadıköy 4) Üsküdar. Gerisi ya balıkçı köyü, ya orman, ya dutluk 🙂
Hatta ve hatta 4. Murat’ın av köşkü, şimdiki Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nün içinde imiş. Varın gerisini siz düşünün.
İstanbul’un orta ve kuzey kesimleri bambaşka bir alem, hava olaylarından da belli bu. Eski insanlar çok daha akıllı imişler ki oralara yerleşmemişler.
Şimdi 3. köprüyü ve hatta yeni bir şehri oraya kurmayı düşünüyorlar. Bir kurul filan çalışıyorsa eğer bu konuyla ilgili, eminim o kurulda bir tane bile meteoroloji uzmanı yoktur. İlerde görürüz zaten , 50 kere sel basar o şehri de.
İçine edilmedik tek yer orası kalmıştı zaten, o da yakın. Ali Ağaoğlu utanacağına böbürlenerek diyor ya; ormanın ortasına diktim evleri diye. Mantar gibi türer yine müteahhitler.
Ozan benim gibi düşünmüyor ama bence İstanbul hiç güzel bir yer değil. Boğaz hattı ve sur içerisindeki semtler dışında İstanbul bitti, öldü. Nüfus eşikleri, doğal eşikler, hepsini aşmış hâldeyiz. Kule dikmeyi medeniyet sananlara o kuleleri … 🙂 neyse. Görgüsüzler.
Karaköy’ün oralar da tam bir rezalet her bir bina ayrı renk, ayrı boyutta ayrı şekilde ve hepsi birbirinden çirkin… Şu İstanbul’da orman, boğaz olmasa gerçekten genel olarak baştan aşağı itici bir şehir olurdu.
Sarıyer’e minibüsle gidip balık yiyebiliyorsam orası İstanbul’dur arkadaş 🙂 Şaka bir yana İstanbul’un güneyinde oturmak kabus gibi olabiliyor bazen, ulaşım, sosyal hayat kıyas kabul etmez tabi, ama gel de bunu bizim gibi delilere anlat.
Bu sistemin en talihsiz yeri Orta ve Doğu Karadeniz bölgesi.Birçok yer büyük bir kuraklıkla karşı karşıya.Umudumuz bayramın ilk iki günündeki yağışlardaydı ama Gfs ve Hırlam modellerinin son güncellemelerine göre bu umudumuz da yok oldu. 😦
Aynen baya kuraklık var.
İstanbul’da metrekareye Çatalca’da 164, Kilyos’da 163, Sarıyer’de 110, Terkos’da ise 125 kg. yağış düştü.
İBB’nin Twitter’ından…
İstanbul’un kuzeyi sonbahar yağışını 2 günde aldı demek 🙂
Bizim oraların (Giresun) tabiriyle bu sistem beni gavunç etti:)
Tekirdağ’ı eklemişler, güncelleyelim biz de.

bulut75 Kilyos’tan aradı az önce, felaket yıldırımlar düşüyormuş. Bu akşam epey hareketli. Tabii Moda yine kupkuru an itibariyle. Ataşehir bile yıkılıyormuş.
Saat 5’te Taksim Meydanı’ndaydım. Son 2 saattir Beşiktaş’ın da üzerini örten ama bir türlü yağmurunu yağdırmayan kuzeybatıdaki karartının etkisi yavaş yavaş kayboluyor, hava git gide açıyordu. Sağlık olsun, bu da gol değil, hafta başını bekleyeceğiz artık diye düşündüm. Saat 6’ya doğru Eyüp’teydim, 7’deki dersime girmek için. Derse girdikten 15-20 dakika sonra okul önündeki caddede seyreden araçların su birikintileri üzerinden geçerken yarattığı sesler duyulmaya başladı. Saat 8 buçukta derse ara verdik. Dışarıya çıktım, sağlam bir yağmur ve harika şimşekler vardı. Yağmur bir süre sonra zayıfladı ama 9 buçukta dersten çıktığımızda hâlâ yağıyordu. Şimşek ve gökgürültüsü aktivitesi ise daha da artmıştı. Attığım her 6-7 adımda 1 şimşek çakıyordu. Şimdi eve girdim, Beşiktaş’tayım ve hâlâ deli gibi şimşekler çakıyor, özellikle kuzey yönünde. Yağmur ise çisenti hâlinde.
Hocam özellikle Beykoz tarafına çöreklenen bir kütle var. Uzun zamandır aynı noktayı etkiliyor. İnşallah ciddi sıkıntılara yol açmaz.
Kuzey tamamen doldu !


MGM Beykoz ve Sarıyer’i bilhassa uyarmış;
http://www.cnnturk.com/2012/turkiye/10/24/saganak.istanbulu.felc.etti/681824.0/index.html
TT Net Arena’daki maçı bile mundar etti yağmur 🙂 Sağlam bir yağıştı gördüğüm kadarıyla.
İstanbul’un çoğu yeri yağmurdan yıkılıyor. Avcılar-Gebze hattında hala tık yok.
Kuzeybatı yönünde müthiş şimşekler çakıyor.
İyi ki karlı bir sistem değildi yoksa sinirden ölmüştüm.Tek damla yağmur yok.
Şu an Kartal’dayım. Kuzeyde acaip şimşek çakıyor. Seyredicem diye yediğim yemekler boğazıma dizildi.
İstanbul’da şimşekler tekrar çakmaya başladı.
Her yağışlı sistem sonunda ya da 24 saatlik, sayısal olarak değilde, radar görüntülerindeki renk tonları gibi, toplam yağışı gösteren bir harita oluşturabilir miyiz? Ya da böyle bir harita var mı acaba ?
Radar görüntülerinden oluşturulabilir. Aslında MGM’den rica etmek lazım. Yapmak zor olmamalı.
Bence de. Aslında bunun resimler ekleyerek yapılan bir programı vardır.Bence MGM nin elinde vardır bu şekilde, sitede yoktur tahminim.
Antalya’da pazar günü başlayan yağış aralıklarla devam ediyor. Şehir bugün tam anlamıyla sonbaharı yaşıyor. Bugün 14 nisandan bu yana en serin gün.
http://www.wunderground.com/history/airport/LTAI/2012/10/23/DailyHistory.html
http://www.turkmemur.net/haber-Ekim-Ay305nda-Antalyada-Dolu-Ya287d305-120273/