İstanbul’da Kış…


(İstanbul’da Ocak, Şubat ve bir önceki yılın Aralık aylarının ortalama sıcaklığının yıllar içindeki seyri. Tıklayıp büyütebilirsiniz. Yeşil kalın çizgi, her yıl için, o yıl dahil son 5 yılın ortalamasını veriyor.)

Türkiye’nin en uzun sıcaklık kaydı İstanbul’a ait. Buradan ulaşabilirsiniz (grafiği yapmadan önce bazı eksikleri ben elimdeki verilerle tamamladım). Bu verileri kurcalamanızı tavsiye ederim, karmaşık istatistiksel yöntemler kullanmadan da çok ilginç şeyler bulabilirsiniz. Ben birkaç gözlemimi aktarayım. Sizinkileri de siz eklersiniz.

– İstanbul’da 1840 – 2011 arası (verisi olmayan yılları hesaba katmazsak) kış ayları ortalama sıcaklığı yaklaşık 6.3 derece (grafikte kesikli yatay çizgi).

– Buna göre son 20 yılda, 1992 ve 1993 kışlarının sıcaklığı ortalamanın yaklaşık 1.8, 2003 kışınınki 0.7 derece altında geçmiş. Diğerleri ya ‘normal’, ya da ılık. Mesela iki efsane kar fırtınasının yaşandığı 2004 kışının sıcaklık ortalaması normalken, -7 derece sıcaklığın ölçüldüğü 2010 kışı, son 160 yılın en ılıklarından biri.

– İstanbul’un gördüğü en soğuk kış, Boğaz’a Karadeniz’den buzların akın ettiği 1954 kışı. O yıl soğuk ve kar, önceki Kasım ayından başlıyor (arşivden bakın, bu arşive ve diğerlerine nasıl bakacağınızı şu sayfada anlattım).

– En soğuk 4 kıştan (1858, 1880, 1932 ve 1954) önce gelen 4 kış ortalamanın epey üzerinde ılık. Yani bu aşırı soğumalar aniden olmuş.

– Son 5 yıl, ortalamada, en ılık 5 art arda gelen kışın yaşandığı yıllar olmuş. Bu yılların 4’ünde benim İsviçre’de oturmuş olmam ve önümüzdeki kışı Türkiye’de geçirecek olmam 2012’de soğuk bir kış şansını arttıran en önemli faktör 😀 Kar ve soğuk bakımından ballıyımdır, bilmeyenler öğrensin.

– Tek tek bakıldığında, geçtiğimiz yıllarda görülen ılık kışların 1800’lü yıllarda da görüldüğü, ama eskiden görülen soğuk kışların epey azaldığı anlaşılıyor. Bir de eskiden, böyle son 5 yıldaki gibi peş peşe ılık kışlar daha azmış (zaten yeşil çizgiden o anlaşılıyor).

—— EK ——

Mart ayının da İstanbul’da kıştan sayılması gerektiği söylendi. Doğrudur. Yukarıdaki analizin aynısını Mart ayını da katarak yaptım, o zaman 1929 kıl payıyla en soğuk hale geldi. Tıklayarak resimleri büyütebilirsiniz.

Aralık ayını çıkartıp sadece Ocak-Şubat-Mart’ı alırsak 1929’un efsaneliği daha da belirgin hale geliyor. Aşağıda.

Reklam

İstanbul’da Kış…” üzerine 51 düşünce

  1. İhsan

    1985 Şubat ayını hatırlayan var mı aranızda bilmiyorum ama, o şubat sanırım ayın 9’u gecesi başlayan kar 28 Şubat’a kadar devam etmiş ve yerden hiç kalkmamıştı İstanbul’da. Bu zaman aralığında sıcaklığın -10 derecelere kadar düştüğünü de görmüş, gündüz sıcaklığının -4 derecenin üzerine çıkamadığı günleri de yaşamıştık.

    Cevapla
      1. İhsan

        Ne kadar güzel bilgiler. Ne kadar güzel bir sayfa. En az sizin kadar hava delisi olan kendi adıma çok teşekkür ediyorum size.

        Cevapla
  2. Santiago

    Eline sağlık hocam çok güzel olmuş. Grafikte 90’lı yıllardan itibaren bir ısınma trendine girdiğimiz belli oluyor. 1954 yılından sonraki 10 yıla baktığımızda neredeyse hiçbiri ortalamanın altına inememiş, ara sıra böyle ısrarlar oluyor demek ki. İnşallah senin de yurda dönüşünle bu ısrarı bu sene kıracağız 🙂 Ve ayrıca şahsi fikrimi sorarsanız, 5 tane 2003 kışı olacağına bir tane 2004 kışı daha olsun ona razıyım, ortalamanın altı üstü fazla önemli değil benim için 🙂

    Cevapla
      1. ersin

        2003 Şubat’ında Üsküdar’da kar küremek için dozerlerin gezdiğini hatırlıyorum, yine de 2004’ün fırtınalarını ya da 2006’daki 4 günlük Sibirya baskınını hiçbir şeye değişmem 🙂

        Cevapla
      2. Santiago

        Şubat 2003 de unutulmaz tabii ama 2006, 2005 ve 2004 gibi hatırda kalan çok sağlam bir kar yağışı olmamıştı. O zamanlar İzmit – İstanbul arası mekik dokuyordum, belki o yüzden pek sarmadı beni. Malum, sınırdaki sistemlerde İzmit merkezin karla arası pek iyi değildir. 1999-2003 arası çok lanet etmişimdir, tek tesellim ise 2002 ocak sistemini İstanbul’da yakalamaktır..

        Cevapla
      3. bulut75

        Hocam 2003 kışında İstanbul’da değildim Erzincan’daydım. Yaşayamadım 2003 kışını. Bahsettiğiniz 2003 kışı aynen benim ilkokul zamanlarındaki gibi… 1981-1982 yılında ilkokula başladım. İstanbul’a yağmur yağar gibi kar yağıyordu o zamanlar. Hava bulutlanıyordu kar yağıyordu. Belki ortalama 7-8 gün yerde kar oluyordu fakat 90 günün 30-35 günü havada kar oluyordu. Bak senin bu bahsettiğin 2003 kışı çok hoşuma gitti. 28 günün 20’si kar yağışıyla geçmiş. Bir sistem gelip 1 hafta yerde kar olup bir daha yağmayacağına, tüm kış boyunca yerde hiç kar olmasın ama 90 günün 30 günü havada kar olmasını tercih ederim. Yağdığında çok yoğun da yağmasına gerek yok aslında. Hava çok soğuk olsun, havada kar olsun yeter. Ama diyeceksiniz ki hem yerde kar çok uzun zaman kalacak (örnek: 15-20 gün) hem de 3 ayın 90 gününün 35-40 günü havada kar olacak. Çok şey istiyorum ama di mi…

        Cevapla
          1. bulut75

            İnanır mısın nefret ediyorum o tarz sistemlerden. Bak kaç senesiydi hatırlamıyorum. 90’lı yılların ortalarıydı ama hangi seneydi inanın ki aklımda değil. Soğuma İstanbul’a girmişti. Gündüz dahi eksili değerlerdeydi ve bu böyle 2-3 gün sürdü. Hava arasıra parçalı bulutlu arasıra çok bulutluydu ama gündüz bile bu 2-3 gün eksiliydi. Ve yanlış hatırlamıyorsam soğumanın girdiği üçüncü gündü bir pazar akşamı öyle bir kar yağışı başladı ki inanın ki 10 dakikada 1 cm olmuştu hiç abartmıyorum. Sabaha kadar sürdü 30-40 cm yapmıştı. Sabah da kesildi. Pazartesi gündüz ise ara ara sağanak olarak devam etti. Aynı günün akşamı tamamen kesildi. Ha unutmadan o sistemden aklımda kalan başka bir nüans da şu idi: Kar yağışı başlamadan önceki o 2-3 günlük soğuk günlerde çamurdaki ayak izlerinin bile donduğunu görüyordum. Hem de gündüz… Hastayım bu tarz sistemlere, birkaç gün yağışsız eksili dereceler ardından kar 🙂

            Cevapla
      4. Erdem

        Valla her zaman merak ettiğim ve görmek istediğim verileri bir araya getirmişsin. Gerçekten ilgilenenler için çok faydalı ve öğretici olmuş. Her gün havada da olsa istanbul’da kar görmek benim en büyük hayallerimden biri. Bazılarına biraz bencilce gelebilir ama 1-2 ay yerden kalkmayacak karlı bir İstanbul da çok isterdim. Kayıtlarda mevcut mudur bilmiyorum acaba çok eskilerde İstanbul’da böyle bir olay yaşanmış mıdır?

        Herkese iyi bayramlar

        Cevapla
        1. Havadelisi Yazıyı Yazan

          Karın yerden 1-2 ay hiç kalkmaması için hava sıcaklığının hep 0 derece civarında ve altında seyretmesi gerekir ki bu İstanbul için imkansıza yakın.

          Cevapla
        2. gvm

          1929 kışında tam 55 gün boyunca kar yağdığı (5 ocak-8 mart), sıcaklığın -16 dereceye kadar düştüğü, kar kalınlığının 2 metreyi bulduğu, Beşiktaş’a, Kartal’a falan kurtların indiği söyleniyor. Google’da aratın, ilginç şeyler var.

          Cevapla
          1. Havadelisi Yazıyı Yazan

            Kayıtlarda 1929 Ocak’ının ortalama sıcaklığı 4.5, Şubat’ın 0.5, Mart’ın 2.7 derece. Belli ki sıfırın üzerine çıkmış ama yine de değerler İstanbul için çok ekstrem, özellikle Şubat’taki. Erdem Bey’in istediği gibi bir durum en azından şehrin yükseklerinde yaşanmış olabilir. Alçaklara kurtlar indiğine göre yaşanmış 🙂

            Cevapla
    1. Behlül

      Ben hep söylemişimdir İzmit’e adam gibi kar yağdıysa çevre iller yıkılıyordur diye İzmit’in havasını yaşamayan bilmez sınırda olan sistemlerde hep bir umut beklersin ama hep hüsrandır ya hiç yağmaz ya da yağarsa sulu cıvık bir kar yağar.. Ben Ozan Hoca’ya katılıyorum her gün hava soğuk ve yağış hep kar olsa ne güzel olur hep hayalim budur bir Erzurum gibi yağarsa kar yağsın ve kar üzerinde yürürken kardan katur kutur ses gelsin kar olmayan yer buz tutsun buzda yürüyeyim ama arada da kar fırtınası olsun bol bol kar ve soğuk göreyim… 😉

      Cevapla
      1. serdarg

        1990-1991 kışında bir şubat günü Kocaeli’ye gitmiştim. İstanbul’da 5-10 cm arası bir kar vardı. Tren Gebze’yi geçtikten sonra kar kalınlığı ve şiddeti artmıştı. İzmit’e indiğimizde
        30-40 cm arası bir kar vardı. Akşam biz dönünceye kadar durmadan yağdı. Hatta akşam olduğunda rüzgarsız lapa lapa bir kar sağnağı aralıksız devam ediyordu. Tren seferleri iptal olmuştu. Çok az otobüs geliyordu. Saat 23:00’de İstanbul’a indiğimizde kar kalınlığı 10-15 cm arası idi.

        Cevapla
      2. Erdem

        Hislerime tercüman olmuşsuun… hep derdim içimden bu tür istekleri arzuları düşünceleri olan bir tek ben miyim diye eskiden demek yanlız değilmişim 😛

        Cevapla
    2. ALKIM

      2002-2003 kışı pek bi güzeldi. Santiago karambole getirmiş o günleri. Üstüne bir de 2004 gelince hafızalarda pek yer etmemiş. O kışla ilgili iki ayrıntı daha. 21-24 Mart 2003 arası sıcaklık -3 e kadar düşebilip 3 gün aralıklı kar yağmıştır ve hatta 8 Nisan’da sulu kar. Ayrıca Aralık 2002’de de 10-12 ve 19-20 Aralık tarihlerinde sıcaklık sıfırın altına inip kar yağmıştır. Ocak’ta kayda değer bir durum olmamasına rağmen kışı 4 aya yayabilen nadir sezonlardandır. Şimdi böyle bir kış yaşasak 87’ye benzetip methiyeler düzeriz.

      Cevapla
      1. Santiago

        Çok güzel bir yorum, aslında 2003’ü küçümsemiyorum, ama ne olursa olsun 2004’ü tercih ederim. Hayal meyal hatırladığım 1987’yi saymazsak, hayatımda gördüğüm en müthiş iki sistem 2004’te gelmişti. Hatta kar fırtınası (blizzard) sınıfına giren bir sistem başka bir sene gelmiş midir o da şüpheli.

        İstanbul, genelde sistemler çoğu yağışını bıraktıktan sonra oluşan sea effect ile asıl kar yağışını alır. Ama 2004’te soğuk o kadar kuvvetli ve konumu o kadar muazzamdı ki, alçak basınç daha kuzeye çıkamadan kar başlamıştı.

        Cevapla
        1. Snowlover81

          2004 kışını tek geçerim 🙂 Başka kış demeyin bana (87 yi hayal meyal hatırlıyorum)

          Cevapla
    3. bulut75

      Santiago dostum neden 1 tane olsun ki 🙂 5 tane 2003 kışı olacağına 5 tane 2004 kışı olsun. Yok yok pardon; 5 tane 2003 kışı olacağına 5 tane 1929 kışı olsun 🙂

      Cevapla
        1. bulut75

          Bazı dostlarımıza göre biraz sansasyonel, biraz fantastik olacak, hatta belki sana göre de öyle olacak ama bence gelmesi hiç de uzakta değil 🙂 Hem de öyle 3-5 sene değil. 20-30 sene sürecek. Benim fikrim de bu. Bekleyelim görelim bakalım 🙂

          Cevapla
  3. Berat

    Gerçekten İstanbul’un kış macerasını anlatan bir belgesel çizelgesi gibi bir paylaşım olmuş hocam elinize emeğinize sağlık… 🙂

    Cevapla
  4. Havadelisi Yazıyı Yazan

    Mart ayının da İstanbul’da kıştan sayılması gerektiği söylendi. Doğrudur. Yukarıdaki analizin aynısını Mart ayını da katarak yaptım, o zaman 1929 kıl payıyla en soğuk hale geldi. Tıklayarak resimleri büyütebilirsiniz.

    1

    Aralık ayını çıkartıp sadece Ocak-Şubat-Mart’ı alırsak 1929’un efsaneliği daha da belirgin hale geliyor.

    2

    Cevapla
  5. ozan DENİZ ETKİSİ

    Mart ayı da olmalıydı diye düşünüyorum bu değerlendirmede. Sonuçta İstanbul’da kış diyorsan ve bu ay içinde gelmiş geçmiş en güçlü kar fırıtınası yaşanmış bir ayı yok saymak biraz haksızlık olmuyor mu mart ayına?

    Cevapla
    1. Havadelisi Yazıyı Yazan

      🙂 Haksızlık olduğu doğru aslında o bakımdan. Ocak-Şubat-Mart, ve Aralık…Mart analizlerini de yapıp yorum olarak ekleyeceğim, bakalım neler değişecek.

      Cevapla
  6. cihan kara

    bence güzel çalışma olmuş burda eklemek istediğim tek bir şey var, istanbul’un nüfusu ve artışının istanbul’daki ısı artışına yansıması veya dünyadaki hızlı nüfüs artışı ve sanayının gelişmesi ve kullanılan fosil yakıtların istanbul’un veya dünyanın ortalama sıcaklıklarını arttırdığının en güzel göstergesi. ancak bir durum daha var ne kadar sıcaklık artsa da son beş yılı saymaz isek çok iyi bir dönem olmadığı malum kar açısından,,, yine de güzel kar yağışlarının ortalama kış sıcaklığını yüksek olduğu dönemlerde de görülebileceği enlemle bağlı olarak sert sistemlerin bizi yine ziyaret edeceğini gözler önüne seriyor diyebiliriz bence… çalışmalarını dikkatle takip ediyorum bazıları bir işi yaparken yüreğini ortaya koyar sen hem yüreğini hem sevgini ortaya koyuyorsun bu da bu güzel çalışmaların senin pencerenden bize yansıması bence kendine iyi bak

    Cevapla
    1. Havadelisi Yazıyı Yazan

      Teşekkürler bunları gündeme getirdiğiniz için. Küresel ısınmayla (fosil yakıtlarından kaynaklandığı söylenen) yerel sıcaklıklar arasında doğrudan bir ilişki kurmak doğru olmayabilir, ama şehir ısı adasının Göztepe’deki sıcaklıklara etkisi olmuştur. Ne kadar olmuştur bilmek zor. Yine de burada mevsimlik ortalamalara ve yıldan yıla değişimlere baktığımız için yapacağımız yorumları pek etkilemeyeceğini varsaydım bu faktörün, o yüzden ben gündeme getirmedim.

      Cevapla
  7. bulut75

    Bu nasıl şaheser bir çalışma arkadaş böyle. Başka bir şey diyemiyorum. Çalışmanın harikuladeliği karşısında tıkandım kaldım. Belki söylenecek çok şey var fakat yorum yapamıyorum, beynim, elime “hayır yazma sen sadece izle ve yorumları takip et” diyor. Çalışmanın azameti beni aşıyor.

    Cevapla
  8. ozan DENİZ ETKİSİ

    Bu güzel çalışma için teşekkür ederim. Tabii ki böyle çalışmalar için ilham gerekli. Bu ilham insana İstanbul’da daha bir fazla geliyor. Çünkü kış ve kar özlemi İstanbul’da daha bir başka. Bir çok yurt dışında çalışan veya lisansüstü yapan arkadaşlar bu özlemden ve hassasiyetten uzak kalabiliyor ve en kötüsü İstanbul’dakinin halinden anlamıyor. Bir gün belki ben de bir İsviçrey’e, bir Hollanda’ya bir İngiltere’ye gidebilirsem bu hassasiyet kaybını yaşarım ve bu arkadaşları anlayabilirim. Tabii ki Batı Avrupa şanslı bir 3 yıl yaşadı ve burda bulunan arkadaşlar kara ve soğuğa doydu. Bizim ise bu şartlar dilimizi yordu hatta kalbimizi burktu. Hatta zaman zaman forum sitelerinde en azından hayaller kurmak istedik ama bu sefer de kalplerimiz kırıldı. Son 3 sene bu özlem, bu heyacan, bu hassasiyetten uzak olan kişisel olarak gerçekten çok sevip, değer verdiğimiz fakat hava deliliğinin özünden uzaklaşmış bu arkadaşların İstanbul’da tekrar özlerine dönmüş olması tabii ki çok mutluluk verici 🙂

    Cevapla
  9. havaankara

    Çok güzel bir çalışma olmuş Hocam, ellerine sağlık. Ankara’ya yolun düşüyor mu bilmem ama bu kışı Ankara’da geçirmeye ne dersiniz hocam? 🙂
    Bu arada, 12 Ekim’den bu yana Ankara’da hava çok serin. Dışarı çıkınca kış havası varmış gibi. Hava açık ama sıcaklık çok yükselmiyor. Tepe noktaya çıktıktan sonra da hemen düşmeye başlıyor. Gece zaten iç bölgelerin tamamı gibi sıcaklık çok düşük seviyelere iniyor. İnşallah kışın da sıcaklık anomalisi şu anki gibi olur. Ama bunun yanında yağışı yani karı bol bir kış geçiririz, şu anki gibi uzun süreli YB altında kalmayız.

    Cevapla
  10. Ömer Gül

    Ozan Hocam Türkiye’ye ayağınız uğurlu geldi. Ben tepelere bile olsa 18 Ekim’de kar yağdığını İstanbul’da hiç görmemiştim. Bu seneden gerçekten çok ümitliyim Ozan Hocam, siz ne dersiniz? 🙂

    Cevapla
  11. ALKIM

    Geçen yıl ılık kasım teorisine inanmıştık. Bu yıl da bununla idare edeceğiz artık. 🙂 Zaten mevsimlik tahminler de soğuk vaadediyor. Şaka bir yana grafik ve bilgilendirmeler için teşekkürler. 1932’nin 1929’dan daha soğuk geçtiğini de öğrenmiş oldum. Hatta arada 2 kış daha var yine soğuk geçen 1942 ve 1949. Aralık yerine mart girse grafiğe ne olur diye şöyle bir göz gezdirdim arşivde. Bazı yıllar için ortalamalar 2 dereceden fazla düşebilirken(örnek:1953) bazılarında aynı oranda artabiliyor(örnek:1937). Son 10 yıl için ise en fazla 1 derecelik bir ortalama sıcaklık farkı yaratabiliyor. Bu vesileyle Cumhuriyet Bayramı’nızı içtenlikle ve coşkuyla kutlarım.

    Cevapla
  12. Commandouz

    Müthiş yazı. Teşekkürler Hocam. Yeni istatistikler ortaya koymak da artık farz oldu

    Cevapla
  13. Behlül

    Hocam öncelikle bu çalışma için emek harcamışsın, teşekkürler. Bu kayıtlarda Wetterzentrale’den gördüğümüz 1907 ve 1911 kışlarının, ki içlerinde benim gördüğüm en sağlam kış 1911, olmaması çok kötü… İkincisi WZ arşivinde ilginçtir 1954 kışı, ocak ayında müthiş ama şubatta nerdeyse yarısı ılık geçmiş. Bazı çelişkiler var bu kart arşivleriyle kayıt edilen sıcaklıklar arasında ya da ben hala bazı şeyleri tam öğrenemedim. Bu 1929 kışı kayıtları da ilginç… Tam 55 gün aralıksız kar yağdığı söyleniyor ama bazı günler var ki bırakın kar yağışını sıcaklıklar kar sevisinin üstünde, erime seviyesinde.

    Cevapla
    1. Havadelisi Yazıyı Yazan

      1953 Aralık da çok soğuk olduğu için, 1954 Şubat’ında ılık geçen günlerin ortalamaya fazla tesiri olmamıştır. Ayrıca dediğin gibi, WZ’deki veriler “yeniden inşa etme” (reconstruction), tarihte geriye doğru gittikçe o haritalar yapılırken kullanılan veri noktaları azalıyor, o yüzden güvenilirlik de azalıyor.

      Cevapla

Havadelisi için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s