Yeni devreye giren otomatik istasyonlarla birlikte ülkemizde çok ciddi bir gözlem ağı oluştu, aşağıdaki iki haritayı karşılaştırınca anlayacaksınız. İlki bu sene 20 Şubat’a, ikincisi ise düne ait.
Bu ağ birçok yerel iklim özelliğini anlamamıza yardımcı olacak. Tabii gönül isterdi ki, dip dibe, iklimi birbirinin neredeyse aynı olan yerleşim yerlerine iş olsun diye istasyon kurulmasaydı da, yeri dolayısıyla ilginç gözlemler yapma imkanı sunan noktalara ağırlık verilseydi… Mesela, etrafını beyazla çizdiğim alana en fazla üç istasyon gayet de yeterli olurmuş; fazla olanlardan bir tanesi de Edremit’in batısındaki, kırmızıyla üzerinden geçtiğim sahil şeridine konabilirmiş. Bu yapılsaydı Ozan Deniz’in sözünü ettiği fön hadisesini gözleme şansımız doğacaktı. Bu olayın o yörenin ikliminde ne kadar ağırlığı olduğunu değerlendirebilecektik.
Aman neyse, şimdilik buna da şükür. Gün gelir bize danışırlarsa fikrimizi söyleriz, şu an sallayan yok nasıl olsa. Yukarıdaki haritalara ve benzerlerine sağ sütunda da linkini verdiğim Hava Delisinin Saatlik Gözlem Haritalarından ulaşabilirsiniz.
GÜNCELLEME
Tam “süper gözlem ağımız” oldu diye sevinirken, istasyonlardan acayip değerler gelmeye başladı. Şuna bakın:
Mühim olan tabii ağın var olması, veriyi doğru ulaştırmanın filan bir esprisi yok. Ve bu geçenlerde gene olan, ara ara tekrarlayan bir olay. Edirne 10 dereceyken birdenbire 2 dereceye düşmüştü, millet de “kar yağacak!” diye coşmuştu. Tabii gerçekte yine 10 dereceydi Edirne.
İlerde belki bu verilerle yüksek lisans, doktora tezi yapılacak, bilimsel makale yazılacak. Yazık. Lütfen şu linki kontrol edin, eğer yine aynı şekilde komşu istasyonlarda birbirini tutmayan acayip değerler varsa buraya tıklayıp şikayette bulunmanızı istirham ediyorum. Yukarıdaki haritaları yaparken kullandığım veriler şu adreste yayınlanıyor.
Ozan Bey ülkemizden gerçeklerini unutacak kadar uzak kalmışsınız anlaşılan.. Bizler çocukken ders çalışma programı bile yapamayan yapsa da uygulayamayan bir milletiz.. ne demişler bir insan yedisinde neyse yetmişinde de öyledir…
Behlül Bey benimki sadece bir temenni, unutmadım tabii ki gerçekleri 🙂 Bu arada lütfen yorumun tamamını BÜYÜK HARF ile yazmayalım, teşekkürler.
Caps Lock açık kalmış bi daha olmaz… 🙂 bu sefer cevapla kısmından yanıtlıyorum vallaha….
“milletini en çok seven, işini en iyi şekilde yapandır” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Şu an sıcaklıklar doğru ama bu sefer de memleketin batısındaki ağın yarısı çökmüş 🙂 bizim aklımız ermez bu işlere, biz deliyiz adamlar akıllı
Çocukluğumdan beri yaz aylarını Edremit körfezinde ( Akçay ve Altınolukta) geçirdiğim için bu bolgenin iklimi hakkında yorum yapabilirim. Kaz dağlari bir duvar gibi Edremit in korfezinin guneyini kapladigindan dolayi, poyraz in girmesine izin vermez. Kaz Dağlarının en yuksek kısımları Edremit’in arkasında kalır, batıya yani Altınoluk ve Kucukkuyu tarafına dogru gittikce, dağlar kıyıya daha cok yaklaşır, yükseltisi bir miktar azalır, buralarda poyraz daha sert eser. Bu nedenle yazın bir çok kere araba termometremle gözlemlediğim, Altınoluk ta sıcaklık 30 derece ise, Edremit te 34 tür. Bunda tabii ki Edremit in denizden 5 km kadar içeride olmasının etkisi de büyük. İklim ozellikle Kucukkuyu ve Assosta, Çanakkale ye cok benzerdir. Kısın buralarda kar da yağabilir, fakat Edremit’te kar çok nadir görülür.
Teşekkürler.. bu kadar istasyon varken o kıyı şeridinde bir tane olmaması, bu gözlemlerinizi doğrulama ve objektif bir zemine oturtma şansımızı elimizden alıyor.
Edremit Korfezine ait diğer bir önemli eksiklik deniz suyu ölçüm istasyonunun bulunmaması. Akçay ve Altınoluk denizinin soğuk olması ile meşhurdur, ama kaç santigrat derece soğuk olduğu hiç bir ölçüm yapılmaması nedeniyle tam bir muammadır.
Bu arada DMI istasyonlarının yerlerinden bahsetmişken, asıl eksiklik bence İstanbul’da var. Mevcut Istasyonlar ya havaanlarında ya da sehrin merkezi noktalarında değil. Orneğin, nüfusun en yogun oldugu, Şişli, Beşiktaş, Üsküdar, Taksim, Kadıkoy gibi merkezlere ait olcum yapılmıyor. Havaalarında yapılan olcumlerin de , Son zamanlarda DMI Akom olcumlerini de sayfasında yayınlamaya basladi ama bazen oyle sıcaklıklar okuyorum ki bana bu olcumler pek guven vermiyor. Ki AKOM olcum istasyonlari da , Aksaray haric hepsi sehir dışı noktalarda – örnegin Ömerli, Çavuşbaşı, Kamiloba, Terkos gibi.
İşte hep aynı yere varıyoruz aslında, bu işler Türkiye’de (diğer birçok iş gibi) plansız ve aslında amaçsız, iş olsun diye yapıldığı için böyle oluyor. Eminim otomatik istasyonların kurulacağı yerler belirlenirken üniversite mensubu herhangi bir meteoroloğa ya da klimatoloğa danışma gereği duyulmamıştır.
AKOM istasyonlarına gelince, aynı gözlemi ben de yaptım, her yer 15 dereceyken kar yağışı filan gösteriyordu o istasyonlar. Fakat şehrin çok yerleşilmeyen bölgelerine de istasyon kurmak bence fena fikir değil… Şehir ısı adasının etkisini anlamak açısından iyi olabilir.