Değerlendirme: 2-3 Şubat 2010


Kar severlerce heyecanla beklenen bu iki gün, özellikle deniz seviyesinde oturanları hayal kırıklığına uğratarak, ötekileri de pek tatmin etmeyerek geride kaldı. İyi tahminci geçmişten ders alandır düsturunu benimseyip kısa bir analiz yapalım.

(Balmumcu’dan Boğaziçi köprüsü)

Büyük beklentilerimizin hayal kırıklığına dönüşmesinin en önemli nedeni duygularımıza yenik düşüp bu sistemle birlikte gelen soğuğun kalitesizliğini önceden göremememiz olmuştur. İstanbul’un son 24 saatlik sıcaklık grafiği aslında her şeyi ele veriyor:

Ne görüyorsunuz? Sıcaklık dün gece saat 02’den bugün gündüz 12’ye kadar ancak 0 derecenin altında kalabilmiş, değil mi? Sadece 10 saat! Düşe düşe de ancak -1 dereceye düşebilmiş. Peki bu 10 saatin kaçında adam gibi kar yağdı? 3 mü, 5 mi? Şu grafiği kar hastası olmayan kimseye göstermeyin, “bekleye bekleye bunu mu bekledin” derler.

İsterseniz bir de her yeni kar öncesinde “geliyor!” diye haykırışlarla yad edilen 22-23 Ocak 2004’e bir bakalım neler olmuş. Önce 22 Ocak 2004:

İlk sütun saat ikinci sütun sıcaklıklar. Yetmediyse bir de 23 Ocak 2004’e bakın:

Bu da yetmediyse, 2004’te GFS modelinin 60 saat öncesinde nasıl bir şey tahmin ettiğine bakın. Havadelisi arşivinden özel bir resim, siz sayın kar severler için geliyor:

Muhteşem görünüyor değil mi? Sol üst paneldeki 850 milibar (deniz seviyesinin yaklaşık 1500 metre yukarısı) sıcaklığı, ta Trakya’dan İskandinavya’ya uzanan dehşet bir soğuğu (Trakya’daki -15 derece civarında), sol alt panel ise gelen alçak basınç merkezinin 980 milibar civarında olduğunu gösteriyor. Dün gelen kıçı kırık 1000 milibarlık alçak ve 850 milibardaki -10 derece bunun yanında biraz komik duruyordu.

Peki bu kadar bariz farkı nasıl göremedik?

Bu sene 23 Ocak’ta gelen ve 850 milibar sıcaklığı başlangıçta çok düşük olmayan sistemin psikolojik etkisi hepimiz üzerinde devam ediyordu. O sistemin soğuğu Sibirya’dan sarktığı için üst seviyeler çok soğuk olmasa da yüzey çok soğuktu ve o soğuk bir anda ilerleyerek yağışı kara çevirmişti. 23 Ocak’ta Çorlu kar yağarken -8 dereceyi görmüştü. 850 milibarda -5 derece girdiğinde İstanbul’da da hem kar, hem don başlamıştı. Aynı şey soğuğunun çekirdeği çok kuvvetli olan Ocak 2004 sistemi için de geçerlidir.

Fakat bu sistemin ne soğuğu Sibirya’dan sarktığı için yüzey sıcaklıkları deniz seviyesinde erkenden örtü yapmaya başlayacak kara elverişliydi ne de üst seviye sıcaklıkları ahım şahım düşüktü. Bugün (3 Şubat’ta) bile Edirne’de sıcaklık 4 dereceye çıktı ki bu bir rezalettir:

Sibirya’yla bağlantının kesilmiş olduğu da şu haritadaki sarı rengin yılan gibi kıvrılışından anlaşılıyor:

Zaten duygularına yenilmeyen bir tahminci, 2 Şubat günü öğleden sonra ortaya çıkan sıcaklık dağılımına bakıp, denize yakın yerlerde öyle aman aman bir şey beklememek gerektiğini anlardı. Ama işte, kar seviyoruz:

Şuraya bak, Bulgaristan sürünüyor, neredeyse sıfırın üstüne çıkacakmış. Bu hikaye soğuk Eminönü’ne inse ne olur?

Neyse, Şubat ayında olduğumuzdan ötürü, var olan soğuk hiç değilse biraz denizden uzak ya da yüksekte oturanlara yaradı. Rüzgarın karayele dönmesiyle işe yaramaya başlayan Karadeniz nemi alçak basıncın getirdiği nemle de birleşerek Bursa-Sakarya-İnebolu-Ankara arasında kalan bölgeye güzel kar yaptı. Geceleyin İstanbul’da da güzel kar yağışı vardı, ama rüya kısa sürdü. Çok büyük beklentileri olmayanlar sevindiler.

İlave: Havaturka.com’dan Arif Tarif Bey, İstanbul’un bu sistemde yeterince kar almamasını soğuğun az olmasından ziyade alçak basınç merkezinin rotasına bağlamış. Alçak basınç tahmin edilenden daha batılı bir rota izlediği için Trakya’nın beklenenden çok daha fazla kar aldığını, ve İstanbul’a yağacak karın oraya yağdığını söylüyor. Buna katılmıyorum: 1) Bu sistemde alçak basıncın izlediği yol Ocak 2004 sistemine çok yakındı. Trakya o zaman da gayet iyi kar almıştı:

2) Soğuğun az olmasının karın gecikmesine yol açtığı bence gayet açık, yukarıda anlattım. 2004 sisteminde kar kesildiğinde Trakya soğuktan kırılıyordu. 3 Şubat 2010’da ise Edirne 4 dereceye çıktı. Ayrıca unutmayalım ki soğuk hava atmosferde var olan nemin çok daha kolay yağışa dönüşmesine yol açar. Bu yüzden Ocak 2004’teki alçak basınç geçişini yaptıktan çok sonra bile bölgeye güneyden taşınmış olan nem kar olarak düşmeye devam etmişti. Tabii yine çok soğuk olduğu için, henüz alçak basıncın yağışı bile bitmeden kuzeyli rüzgar Karadeniz’i kaldırıp ‘sea effect snow’ olarak İstanbul’un üzerine atmaya başlamıştı. Deniz etkisiyle meydana gelen karın desteklediği alçak basınç karına ‘sea enhanced snow’ denir, bilginiz olsun, forumlarda hava atarsınız 🙂

Herkese bol karlı günler.

Reklam

Değerlendirme: 2-3 Şubat 2010” üzerine 9 düşünce

  1. sinan

    Bir mesele de şu: Rusya-Ukrayna üzerinden bize uzanan koridorun stabilitesi ve 850 mb’da ne derece soğumaya tekabül edeceği aslen sistemin daha kuzeydeki stabilitesine bağlı ki bu stabilite de termal olduğu kadar dinamik bir olay.

    Cevapla
  2. humi

    Yorumun, bilgilendirme ve paylaşmanın önemini bizlere gösteriyor.Kalemine sağlık. İleriki günlerdeki beklentileri yorumlarken,detaylarını da eklersen çok güzel olur.Selamlar…

    Cevapla
  3. çihiro

    çok güzel bir anlatım.yazılarını beğenerek okuyorum ve başarılarının devamını diliyorum.harikasın!

    Cevapla
  4. Emre

    Fakat kar yağışı olması için illa sıfır derecenin altına düşmesi gerekmiyor ki sıcaklığın? 1-2 hatta 3-4’de bile kar rahatlıkla yağabilir. Çok tanık oldum.

    Cevapla
  5. kagan

    Gerçekten guzel bir değerlendirme, umarım gereken dersleri çıkarabilmişizdir bu sistemden. aslında atmsfer olayları poizitif bilimin konus, yani insa duygularının pek karışmaması gereken bi alan ama ah bu kar sevgisi, hep en iyi ihtimale gore yorumlattırıyor sistemleri.

    Cevapla
  6. Tengizman

    Ozan;kalemi saglam bir gazetecinin bir solukta okunan kose yazilari olurya yada hic bitmesini istemedigimiz guzel bir hikaye….aynen!

    Cevapla
  7. bahattin Yazıyı Yazan

    Sistem sıcaklık dususyle aynı anda harekete gecmedi guney marmarada ozelliklede balıkesirde..kar yagısınınn hızlandıgı anlarda sıcaklık yuksekti yavasladıgı anda dustu ama sitem coktaan gitmisti:( subatın oratalarında sibirya kaynaklı bir sistem daha bekliyorum

    Cevapla

Yorum yazın...

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s