…ve Ankara’nın çatısı Bilkent’te bile sıcaklığın 15 dereceye dayanması, yaklaşık 30 santimlik kar örtüsünü dramatik biçimde bu hale getirdi.
çihiro
http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=86596
“Kaç zamandır biz ‘Kar yağacak, kar yağacak’ diye bas bas bağırmadık mı? O zamanlar bize kulak asmayanlar, havalar biraz güzel gitti diye kurumumuza laf edenler, espri konusu yapanlar bugün neredeler? Hani? Hiçbirini göremiyorum. Soğuk diye dışarı çıkamadılar heralde” Harika 😀
Aslında DMİ için değil de bazı malum çevreler için cuk oturuyor haber. 😉
Behlül
hocam sizce bu eksen kayması iklimleri etkiler mi? hep biliriz ya dünyanın dönüş ekseninin 23.5 derece eğik olması iklimlerin oluşmasına neden oluyor diye… yoksa 15 cm eğiklik bir şey ifade etmez mi?
İlk önce bu “15 cm” sapmanın nereden, ne yönde, nasıl bir sapma olduğunu söylemeliler. Açıkçası medyanın ilettiklerinden ben hiçbir şey anlamadım, orijinal bilimsel açıklamaya bir link bulunabilirse iyi olur. Dereceyle ifade edilen bir eğiklik nasıl 15 “cm” sapmış oluyor?
Bu arada, eksen eğikliğindeki değişimler iklim değişimine neden olur. Ama bu sapmanın çok fazla olduğunu sanmıyorum. Böyle mega depremler en fazla 20-30 yılda bir oluyor zaten, iklim devamlı değişirdi eğer değişecek olsa.
PalaRemzi
Bu bilgi doğru değil son 2000 yılda magnitüdü 9.0 ve üzeri olan depremler bir elin parmaklarını geçmez. Magnitüdü 8.0 ve 9.0 arası olan depremler ise ortalamaya vurunca yine 20-30 yılda bir olmaz. Son yüzyıl içerisinde tektonik faaliyetlerde müthiş bir artış var uzmanlarda bu konuya dikkat çekiyor. Diyebilirsinizki o zamanlar sismograf yoktu ölçüm kayıtları tutulmuyordu. Fay çalışmaları ve yazılı belgelerden depremlerin yaklaşık şiddeti belirlenebiliyor. Özellikle 1500lerden sonra iyi miktarda yazılı kaynaklar var. Eski İstanbul depremi mesela magnitüd olarak 7.2 tahmin ediliyor. Eski Grek kaynaklardan Collosusu yıkan Girit depremi yaklaşık olarak tahmin edilebiliyor. Son 100 yıldır dünyamız global olarak baktığımızda bir deprem fırtınasıyla karşı karşıya. Özellikle magnitüdü 9.0 ve üzeri olan depremlerin volkanik aktiviteyle ve dünya ekseniyle ciddi ilişkisi var. 2000den bu yana dünya ekseninin 25 cm kaydığı hesaplanmış. Bunun eğiklik olarak kaç dereceye geldiğini bilmiyorum. Ancak derecenin milyonda biri yüzbinde biri gibi küçük bir rakam çıkması lazım. Çünkü eğiklik derecesinin sadece 1 derece değişmesi dünya iklimi üzerinde geri dönüşü olmayan değişimlere yol açacaktır. Yine de kaos teorisine atıfta bulunursak Dünya ekseninde değişme meydana getiren böylesine büyük depremlerin iklimi etkileme potansiyeli olduğunu söyleyebiliriz. Böylesi büyük depremler;
1) Dünyanın eksenini değiştirerek( bu bana göre en ufak etkisi) bazı yerlere güneş ışınlarının daha dik bazı yerlere daha eğik gelmesini sağlar.
2) Serin dip okyanus sularının yüzeye çıkmasını (veya üstteki sıcak suyun girdap çökme gibi nedenlerle aşağıya inmesini) tetikleyerek okyanuslardaki döngüyü ve dengeyi bozması.
3) Deprem ve tsunami nedeniyle bazı yerlerdeki su derinliği artarken bazı yerlerdeki su derinliği azalır.
4) Böylesine büyük depremler fay hatları boyunca uzanan volkanları tetikleyerek faaliyete geçmelerine neden olurlar.
Sayın Pala Remzi, genel geçer olmayan büyük iddialar için lütfen her zaman referans vererek konuşunuz. (Mesela şöyle). Yazınızda referansla desteklenmesi gereken birçok hipotez var. Ben eski iklim çalışıyorum, depremler ve iklim arasında bağ kuran sağlam bir teori henüz yok, sadece bazı iddialar var. Ya da varsa ve ben bilmiyorsam, lütfen bize araştırmanın linkini gönderir misiniz? Mesleğinizi de belirtirseniz iyi olur.
Wikipedia’ya göre son 250 yılda tespit edilebilen mega depremler bile “bir elin parmaklarını” geçiyor. Daha önce olanları tespit etmenin ise zor olduğunu sanıyorum.
Büyük İstanbul Depremi’nin (1509’u mu kastettiniz?) 7.2 büyüklüğünde olduğu bilgisi nereden?
PalaRemzi
Verdiğiniz wikipedia linkinde 365 girit depreminden bu yana Magnitüdü 9.0ın üzerinde olan 9 deprem var. Bir elin parmaklarını geçiyor ancak oradaki bir elin parmaklarını geçmiyor ifadesi çok sık görülmediğini vurgulamak içindi yoksa 5ten az diye kesin veri bildirmek için kullanılmamıştı. Dünyada 2000den bu yana görülen tektonik aktivite olağandışıdır. Bu önermede dünyanın neredeyse tüm deprem bilimcileri hem fikirdir. Son 10 senede 2 mega deprem ve birçok çok şiddetli deprem meydana gelmiştir. Depremle iklim bağlantısını hiç bir zaman kesinlik içerir şekilde savunmadım. Ancak böylesine büyük bir doğa olayının iklimi etkileme potansiyeli olduğu gözardı edilemez. Direkt deprem etkilemese bile depremin tetiklediği volkanik aktivite ve tsunami gibi okyanuslarda düzensizlik yaratan hadiselerin iklimi etkileme potansiyeli vardır. Böyle bir potansiyel vardır ihtimal vardır gibi yuvarlak konuşuyoruz çünkü tsunami sonrası değişik okyanus derinliklerindeki su sıcaklıklarını ve akıntı yönlerini veya debilerini ölçmedik. Veya eksenel eğiklik değişiminden doğan güneş ışınlarının gelme açısının referans kabul edilen bir bölgede ne kadar değiştiği bu değişimin referans bölgede yıllık ne kadar güneş enerjisi kaybına ya da artışına neden olacağını hesaplamadık.
Doğrudur, “ihtimaller ve potansiyeller” mevcuttur. Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.
Bu arada ciddi soruyorum, 2000’li yıllardaki tektonik aktivitenin son 100 yıla göre çok arttığıyla ilgili uluslararası bir araştırma, bir değerlendirme var mı? Varsa linkini verirseniz çok sevinirim.
gvm
usgs’nin şöyle bir sayfası var. 2007 yılı sismik aktivitenin çok yüksek olduğu bir yıl olmuş, onun dışında çok büyük anormallikler yok.
sogukar
Malum ilkbahar mevsimine girerken kendimi biraz hazirlayayim: ilk sorum, gfs modelleri 180 saate kadar konvektif yagislari algilayabilir mi yoksa baska veriler kullanmak daha mi sagliklidir, ikinci sorum ise cok erken biliyorum ama basranin genel olarak ulkemize etkisi hangi ayda baslar?
Kar yağışlarının blogun popülaritesine etkisini gösteren bir grafik. Şubat sonundan beri görüntülenme sayısındaki değişim:
carcass
Eee kar severler nowcasting peşinde koşturuyorlar, doğal olarak reytingler tavan yapıyor. Sonrasında acayip düşmüş ama onu da doğal karşılamak gerek, sonuçta bu kışın son heyecanıydı Cemile ve İsmail…
Neyse Ozan Hocam, sana hayırlı tezkereler diliyorum… Dönüşünü bekleyeceğiz. Yeni dönemde, Eskişehir’den gözlemlerimi ve Muğla’dan alacağım haberleri yine paylaşmaya çalışacağım. “Nerede o eski kışlar?” soru cümlesi ile sık sık anılan o kışları umarım 2012’de görmeye başlarız ülke olarak…
sogukar
Biliyorum bu blog hava olaylariyla ilgili ama yine de japonya’daki olaylarla ilgili bir kac sey yazma geregi duydum .Oncelikle cok buyuk bir felaket Allah yardimcilari olsun ,felaket sadece japonya’yi degil pasifiktaki bir cok ulkeyi hatta bazi profesorlere gore de kuvvetli olmasa da bir hafta icerisinde turkiye’yi vuracak. Depremin siddeti 8.9, dunyanin olculen gelmis gecmis en buyuk 5. depremi ve olu sayisi sadece 20 (tsunamiden olenleri icine katmiyorum). Peki bu deprem turkiye’de olsaydi ne olurdu? Oncelikle boyle bir depremin olmasi bilimsel olarak mumkun degil cunki turkiye’de bu enerjiyi yaratabilecek bir fay yok ama yine de 8.0 buyuklugunde bir depreme yol acabilecek faylar mevcut ulkemizde, sekiz buyuklugunude gectim 7.0 buyuklugunde bir deprem olunca bile neler oldugunu hepimiz biliyoruz. Sonuc olarak artik bilinclenmemiz gerekiyor, japonya boyle bir depremi 20 oluyle atlatirken biz 20 milyon oluyle atlatirdik. Daha denilebilecek hic bir sey yok…
Cemal
Söylediklerinizin çoğuna katılıyorum. Biz ülke olarak insan hayatına gerektiği kadar değer vermiyoruz. Yeteri kadar önlem almıyoruz. Yalnız burada atlanan bir olay var. Eğer bu deprem İzmit’te olduğu gibi, Tokyo’nun tam altında olsaydı olacakları düşünmek bile istemiyorum. Uzakdoğudaki depremler genelde şehirlerden uzakta ve Okyanusun dibinde olduğundan etkisi şehir merkezlerine sanılandan daha düşük oluyor. Maalesef Türkiye’deki fay hatları şehir merkezlerinin ya altından ya da yanından geçiyor.
Santiago
Depremin merkez üssü Sendai şehrine 130 km. uzaklıktaymış, yani İstanbul-İzmit kadar. Deprem o kadar güçlü ki Pekin’den bile hissedilmiş. Yani bırak şehir merkezinin altını İstanbul’a 300 km. uzaklıkta öyle bir deprem olsun taş taş üstünde kalmaz. Ve o deprem 17 Ağustos 1999 depreminden binlerce kat daha güçlü; anlatmak istediğim dünya tarihinin beşinci büyük depremi oluyor ve çok çok az binada hasar görülmüş. Ölü ve kayıpların çoğunluğu da tsunami yüzünden. Allah İstanbul’u korusun, düşünmesi bile korkunç.
Not: Deprem esnasında Japonya’da sadece bir kişi camdan atlamış, arkadaş Türk 🙂 Hatta yetmemiş artçı sarsıntıda da atlamış duble yapmış..
Cemal
Türkiye’de bu tarz depremlerin binaların yönetmeliklere aykırı yapılmasından çok büyük hasarlara yol açacağı bilinen bir gerçek. 1999 depreminden tam dört yıl önce Japonya’da Kobe şehrinde olan deprem de hala hafızalarda. Şiddeti İzmit depreminden daha küçük olan bu depremde 6500 kişi hayatını kaybetmişti. Binalar, otoyollar, köprüler taş taş üstünde kalmamıştı. Japonların “en güçlü depreme bile dayanır” dedikleri binalarının yıkılması o zaman büyük hayal kırıklığı yaratmıştı Japonya’da. Depremin merkeze olan yakınlığı çok önemli. İzmit depremi İstanbul açıklarında olsaydı 7 kat daha fazla ölüm olurdu.
Bildiğim kadarıyla Kobe’deki yıkımın çoğu zeminin kötülüğünden dolayı yapıların aşırı sallanarak devrilmesinden kaynaklandı. Bizdeki gibi “çöküp tuzla buz olma” çok fazla görülmedi.
LOSTSNOW
bu kış benim ve samsun sahili için hüsran ile sonlandıktan sonra kendimi gelecek kışa hazırlamak istiyorum. tabii bu konuda siz üstadların büyük yardımı olacaktır. belli mi olur bakarsınız boynuz kulağı geçer. öncelikle 500hpa daki resimin yanındaki veriler ve resim içindeki renkkler ne anlama geliyor, bir de 850 ve 500 hPa’nın arşivi mevcut ama geçmişteki yağışlılık durumunu gösteren bir arşiv mevcut mu? yardımcı olursanız sevinirim. Bu arada Ozan sana da Allah kolaylık versin. En zor iş okumak. Ne diyim sonu hayırlı olsun. Bu arada hayırlı teskereler.
Teşekkürler. Soruları Mayıs’ta tekrar sorarsanız iyi olur, gerçekten hiç vaktim yok.
havaankara
Japonya’da yaşanan depremden sonra oluşan Tsunami felaketinin bir kısmını malesef canlı olarak izledim. Doğa olaylarına hayranız. Ama Allah böyle felaketleri hiçkimseye yaşatmaz inşallah. İnsanlar kaçmaya çalışıyorlar, ama kaçacak yerleri yok. Arabalarına binmişler, çaresizce bir yerlere gitmeye çalışıyorlar. Ama bilmiyorlar ki o dalgalar adada gitmek istedikleri her yeri yutacak birazdan. Kaçacak yerleri yok, yapacak hiçbir şeyleri yok. Çaresizliğin son noktası. Bir dramı, bir felaketi canlı olarak gördük, görüyoruz. İnsanın böyle bir andaki çaresizliğini de görüyoruz. Çok güçlü gibi görünen insanlar ne kadar da çaresiz kalabiliyor. Dev uçakları inşa etmiş, ama o uçakların inip kalkacağı havaalanını tsunami bir anda yutuyor. Helikopterle canlı yayın yapanlar da izliyor yerdeki insanın çaresizliğini ve maalesef onlar da çaresiz. Ne yapsınlar, hangi birini kurtarsınlar. Bir motosikletli kaçmaya çalışıyor. Ama bakıyor ki ileride de bir dalga var. Arkasından da geliyor bir dalga. Ortada duruyor, ve dalganın kendisini yutmasını bekliyor. Dram… Felaket… Acaba ne düşünüyor o anda? Ve acaba ne yapmayı planlıyordu sabah kalktığında? Evleri kağıt kartonlarmış gibi alıp götürüyor dalgalar. Dalgalar değil, sanki deniz yürüyor…
Allah böyle felaketler yaşatmaz inşallah. Ama dünya denen gezegende yaşıyoruz ve bu yaşananlar da malesef bu gezegenin ayrılmaz parçası…
sappokinowa
Şu yaşadığımız son sistemi ya da sistemciği gördükten sonra 2002 ,2004 , 85 senelerinde yaşanılan sistemlerin ( 87 için bir şey söylemiyorum o bambaşka bi anomali idi) ne kadar ekstrem olduğunu istanbul’da kar yağmasının bazen kolay olabildiği kadar işin özünde ne kadar zor olduğunu bir kere daha anladık, bazen bu şehirde kar peşinde koşmanın ne kadar anlamsız olduğunu düşünüyorum dile kolay o kadar zaman bekliyorsun ve kıyı kesimlerde özellikle ele geçen koca bir sıfır. Bir de işin üstüne son senelerde global olarak yaşanan anomaliler eklenince zaten yağması zor olan kar çok daha özel şartlar aramaya başladı, arıyor ama bulamıyor işte buranın gerçeği bir kez daha yüzümüze çarptı kapıyı ve kar sevgisi bu gerçeği algılamamızı gölgeliyor sanırım, istanbul kıyılarda tatminkar kar beklemek neredeyse samanlıkta iğne aramaya benzedi, ben artık mümkün mertebe kendime hakim olup en azından işin kar kısmıyla ilgilenmemeye çalışacağım bu işin başka yolu yok en azından beklenti olmayınca hayalkırıklığı da olmuyor, orajlı havalarda görüşmek üzere…
Eren
Yorumunuza kesinlikle katılıyorum. Anadolu yakası sahilinde yaşayan biri olarak bu sistem benim sinirimi fazlasıyla bozdu. Şu an sistemin bittiği yerdeyiz, burada yağmur çiseliyor fakat 5 dakika mesafedeki Başıbüyük’te orta şiddette kar yağıyor. Gerçekten çok sinir bozucu.
Son birkaç yıldır İstanbul’da yaşadığımız kar fakiri kışlardan sonra (geçen seneki 25 Ocak kar yağışını da saymak istemiyorum çünkü Maltepe’nin doğusunu hiç etkilememişti) yakın geçmişteki 2002-2003-2004-2006 kışlarının değerini daha iyi anladım. Özellikle 2004 kışı her biri 10-15 senede bir gelecek iki ayrı kusursuz kar fırtınası yaşattığı için ayrı bir efsaneydi.
Son 3 kış o kadar kötüydü ki İstanbul’un sahil kesimlerine düzgün kar yağması hakikaten mucizevi bir olaymış gibi gelmeye başladı bana.
Ben maalesef tam bir kar hastasıyım, kar yağmadığı sürece hiçbir hava olayı tam olarak tatmin etmiyor beni. Orajlar da bir yere kadar idare ediyor. Umarım bu ümitsizliğimiz gelecek kışın bereketli geçmesiyle son bulur.
okito
Alçak basınç Karadeniz’in kuzeyinde ilginç oluşumlara sebep oluyor. Sarı renkli alanlar yoğun yağışı gösteriyor ve kuzeydoğu güneybatı hattında ilerliyor. Yani İstanbul’un üzerine doğru.
Dönüş yaptığı bölgede nispeten daha sıcak su olması sea effect etkisini artırabilir. Sizce sürpriz yapabilir mi? Birkaç saattir takip ediyorum rotasını değiştirmiş değil.
Santiago
Üst seviyeler ısındığı için deniz etkisi minimuma inmiş durumda, alçak basınç da yavaş yavaş terkediyor bizi, bu saatten sonra kuvvetli yağış sürpriz olur..
okito
Galiba haklısın şimdi baktım 1000 mb’ın üzerine çıkmış basınç.
Kış bitti artık biraz dinlenip konveksiyonel bahar yağmurlarına ve yaz mevsiminin ekstrem şartlarına hazırlayalım kendimizi.
anil37
Arkadaşlar merak ettim de bu Ankara radarının bakım ve onarım çalışmaları ne zaman sona erecek.
aslında arada bir buradan çalışıyor o radar, ama takıla takıla çalışıyor. Dün çalışmış.
harun
antalya merkez kepez şu an itibariyle şiddetli kar yağıyoor saat 9.30
philadelphia
İnternette gezinirken Google haritalar üzerinde süper bir bulut ve radar animasyonu gördüm. Linkteki görüntü goole haritalar üzerinde açıldığında, sol alttaki ilk butona birkaç sefer basarak transparanlığı ayarlayabiliyor, 2. butona basınca yerleşim yerlerini üzerine koyabiliyorsunuz, üstelik 15 dk. arayla yaklaşık 2 saatlik bulut ve 10 dk. arayla radar animasyonu yapabiliyorsunuz. Radar görüntüleri yaklaşık 30 dk. gecikmeyle veriliyor. Süper bir gösterim.
ben kuşadasından yazıyorum. burada sabah ben okula gittikten sonra yani 8:30 gibi kar yağdı. bu kar yağışı 9:15 gibi durdu ve şu anda 200+ metrede hala kar duruyor.
gvm
hans grafikleri yine stajyerlere çizdirmiş galiba
Adam
İstanbul’da 1985 yılındaki ve 1987 yılındaki büyük kar yağışlarının başlama zamanı Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gecedir. Gelen sistemde de Salı gecesi ve Çarşamba günü sistemin İstanbul’da daha etkili olabileceği yönünde yorumlara rastladım.
İstermisiniz tarih tekerrür etsin!
Semih
Başkaları hiç gözledi mi bilmiyorum ama şu sıralar DMİ’nin İstanbul ilçeleri tahminlerini gözlüyorum ve Tuzla için neredeyse her seferinde tam isabet tutturuyor. Pek alışık olduğumuz bir şey değil ama.. DMİ Tuzla için çok güzel sıcaklıklar vermiş. İnşallah bunları da tutturur.
Eren
Efsane 87′ martının 24. Yıldönümünü güzel bir kar yağışı ile kutlamak istiyoruz 🙂
mehmet
Allah Allah, Giresun’da hiç rüzgar fırtına olmadan bir anda şakır şakır yağmur başladı. Sistemin ayak sesleri 🙂
havadansudan
benim kafam karıştı. sea effect için ılık deniz mi iyidir, soğuk deniz mi? ılık deniz çok buharlaşma demektir ama aynı zamanda kar yağışını kötü etkiler. soğuk deniz daha az buharlaşma demektir ama kar yağışını iyi etkiler. bu mudur?
Santiago
850 hPa’da -20C gelsin bak o ılık deniz ne oluyor sonra 🙂
İngilizcedeki “it depends ” durumudur bu. 🙂
Yerine göre, deniz soğuk olur örneğin 1 derece ama 850 mb -15 olursa, gayette iyi bir sea effect oluşabilir. Ama deniz 1 derece, 850 mb -10 derece olursa, pek yağış bırakmayan kısır konvektif bulutlar da oluşabilir (Fark barajı 13 derece olmalı). Ama, tabii 10 derece deniz de 850 mb -18 girerse ( imkansız da değil ) ılık denizin kötü etkileme potansiyeli de bertaraf olabilir.
Acaba bu patlamanın iklimlere bir etkisi olurmu ? Bana göre tüm mevsimler daha soğuk olabilir.Sonuçta dünyanın ısınmasına neden olan bir çok cihaz çalışmayacak.En azından dünya derin bir nefes alır.Belki de küresel ısınma böylece ortadan kalkar.Ne teori ama. 🙂 Söylediklerim de az da olsa doğruluk payı var mı acaba ?
Yok 🙂 Güneş patlamalarındaki artma tam tersine gelen ısı enerjisinin daha fazla olması demek.
urcn
Yandık o zaman.Hem sıcak olacak hemde klimalar çalışmayacak. 🙂 Bütün gün evde sıkıntıdan ve sıcaktan patlarız artık 😀
Kardelisi
Zaten patlamaların çekirdeğinde bulunan nötrinolar Dünya’ya çok hızlı ulaştıkları için yapabilecek pek bir şey kalmıyor.Belki de “2012” filmi gerçekten olabilir.
Mami
2012 gerçek olabilir derken, sanırım şaka yapıyorsun 🙂 Kızma ama buna cahil bile inanmaz 🙂
Kardelisi
2012 filmindeki güneş patlamalarını diyorum. Haberi okuduysan 11 yıllık periyotlarda şiddetli güneş patlamalarını gösteriyor. Ön yargılı yaklaşmamaya çalış.
2013’te büyük bir patlamanın olacağı doğru. Haberde uyduların bu patlamalardan etkilenmeyeceği, zaten ona göre üretildiği yazıyor ama bu gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Eğer beklendiği kadar şiddetli bir patlama olursa birçok uydu ömrünü tamamlayacak ve birçok uydunun da zaten 5-10 sene olan ömrü kısalacaktır. Uydu haberleşmesi de, eğer beklendiği kadar büyük bir patlama olursa, bundan büyük zarar görecektir. Eğer beklendiği kadar büyük patlama olursa, inşallah olmaz, uçuşlar dahil günlük yaşamımız olumsuz etkilenecektir.
Felaket tellallığı yapmış olmak da istemem. Ama senaryolar arasında bundan daha kötüleri de var. Sadece bilginiz olsun.
havadansudan
bu kıştan sonra, hava olaylarının yeryüzünde var oluşundan beri sadece şu kısacık meteorolojik kayıtlar tarihine bakarak meteorolojide genellemelerin olamayacağına karar verdim. her yılın kendi koşulları var, atmosferin her yıl farklı bir ritmi var ve her yıl benzersiz. geçmişe dayanarak çıkarım yapmak meteorolojinin yöntemi değil bence. en azından birkaç yüzyıl daha geçmeden olamaz. kasım ayında hepimiz sevinmiştik, bildiğimiz bütün sıcak kasımlardan sonra aralık-ocak-şubat aylarından bir ya da birkaçı normalden soğuk geçmiş diye ve beklentiye kapılmıştık. sonra beklediğimiz şey olmadı.
yani “sıcak geçen kış”, “sıcak geçen yaz”vs. gibi tanımlar kendilerinden önce yaşananlara bağlı değiller, kendilerinden sonra gelenleri de belirlemiyorlar.
doğru muyum Ozan Beeey? 🙂
Kısmen haklısın 🙂 Elimizde 100 değil 1000 senelik meteorolojik veri olsaydı istatistikler çok daha anlamlı olabilirdi. Eski iklim çalışmaları zaten bunun için var ama yetersiz kalınıyor tabii, ne de olsa mağara dikitine yapılan kimyasal analiz ya da ağaç halkaları termometre ölçümünün yerini tutmaz.
VE NETİCE…
Amatör beyefendinin (bilimsellik dışı) hislerine dayanarak yapmış olduğu mantık saftası, İstanbul boğazı boyunca beklediği sonucu veremedi. Mektepli gençleri hayallerine boğdurduğu okulların tatil olması durumu da gerçekleşmedi.
tengizman
Meteoroloji ve osinografi acayip yuksek muhendisinin Yesilkoy’e minimum 20 cm yagmazsa ben bu isi bilmiyorum okullar kesin tatil aciklamalarindan sonra yagan 1,25 cm kar bu saat itibariyle son 2 ayda toplam 10 gun hayali kar tatili yapan cocuklarin toprakla,tasla karisik kartoplarini ofkeyle birbirlerine firlatip kufurlesmeleriyle son bulmustur,anlasildi tamam 🙂 K.Cekmece Sefakoy’den bildirildi.
Öncelikle herkese merhaba. 4-5 gün sonrası için tahmin yapmak pek uygun olmasa da İstanbul, Ankara ve İzmir’de kar yağışları görülüyor. DMI ilçelerde hafif kar yağışı vermiş.
Yağışı geç, sıcaklıkların güzelliğine bak, olacak iş değil… Yok yok bu kesin kamera şakası 🙂 Ozan bu şakanın müsebbibi sensen hiç komik değil…. Bak Hans ya da Günther de değilse……..
# Ayrıntı
Yorumunuzu ana sayfadaki başlığın altına aldım. – Havadelisi
Santiago
Florya’da sıcaklık 5C ve ilginç bir şekilde sulu graupel sağanağı geçiyor 🙂 (Dolu olduğunu sanmıyorum, gürültü patırtı yok dışarıda)
Kendi mesajlarımı mavi arka plana ve siyah çizgi altına kendim almadım, WordPress’in yaptığı bir değişiklik, haberiniz olsun.
Santiago
Dikkatimi çekti, İstanbul’da son bir kaç senedir erik vb. ağaçlar şubat sonu-mart başı çiçek açardı, şimdi bırak çiçeği tomurcuk bile görmedim henüz.
Karsavuran
aynı durumu ben yazacaktım, ilginç gerçekten..
Fortesla
Gördüklerimiz yetmemeye başlayınca insan ağaçlarda açan çiçeklere bile takar.
İnsanoğlunun eskiden gelen bir hastalığı.
İsmini vermek istemeyen izleyici
Kurak 2006-2007 kışında İstanbul’da Ocak ayında erikler çiçeklenmişti. Bu zamanlarda ise küçük yaprakları vardı. Sanırım güneşlenme süresi bu konuda oldukça etkin.
rainbowww64
Bizim bahcedeki erik agaçları açtı. Ben de İstanbul’da (Kartal’da) yasıyorum.
87 yilinda da boyle olmus simdi inceledim arsivden. 87 sisteminden once agaclar cicek acmamis hatta yaklasik 10 gun havada kus gorememis kimse. En son 100 kadar karinca yuvalarini degistirirken gorulmus. Nereye gidiyorsunuz demisler, Atina’ya yuva kurmaya. Yolda olursunuz demisler. Olsun olsek de yasasak da gitmek zorundayiz, sen karisma ulan demisler. Demek ki efsane sistemlerin habercisi olabiliyor bu gibi olaylar 🙂
Böyle gidip gelecek, en ufak fark kar açısından büyük görüntü farklarına yol açar… Bu sisteme kalp dayanmaz 🙂
karsever81
ozan hocam gfs guncellenırken bır oncekı ıle karsılastırmalı gidiyordum tam sevındım kıyılar ıcın soguma artmıs AB konumu fena degıl diye ama bir baktım YB hemen ustumuze dogru genıslıor ordan yakalıyoruz diger yerden kaçıyor şaka gibi Ozan 🙂
Bu mevsimde (Mart’ta) hem müthiş soğuk olacak, hem yağış çakışacak, hem zemin ısınmayacak, soğuk kırılmayacak… Zaten bunlar biraz hayal. Sadece 1987’de olmuş işte..
Bu arada, 1987 Mart’ındaki olaylar o kadar sıradışı imiş ki Ege Denizi’nin kuzeyindeki su yapısını bile değiştirmiş (yüzey suları çok fazla soğuduğu için çökmüş, dip suları yüzeye gelmiş). Merak edenler ve İngilizcesi olanlar şuna göz atsın, bölüm 4.2 ve sonrası.
Santiago
hocam sana kritik bir soru 🙂
850mb’de -12C, kıyısından yüksek basınç ve sea effect ağırlıklı yağış mı?
-8C, alçak basınçla beraber siklonlu falan bir sistem mi tercih edersin?
Cevabı biliyorsun, ben iflah olmaz bir sea effect’çiyim 🙂
Kar cıvık olmayacaksa siklonlu yağışı da düşünebilirim ama 🙂
karcı hakan
Hocam şöyle 2004 gibi, 985 milibar filan fena mı olur 🙂
LOSTSNOW
Wetterzentrale sitesinin yağış kısmında bazı alanlar noktalar ile vurgulanmaktadır. Hatta bazen bu noktalar çok yoğun bile olabilmektedir. Acaba bu noktalar neyi göstermektedir? Bir de renk koyulaştığında yağış miktarı da arttığına göre en açık renk bulutluluk durumumu yoksa çisenti yağışımı gösteriyor? bu kısmın hemen sağında bulunan rakamlar mm olarak yağışı mı gösteriyor ve son olarak kaç mm yağış kaç cm kar yağışına tekabül eder acaba? ne kadar çok soru sordum yahu 🙂
1) Noktacıklar “konvektif” yağışların oluşabileceği alanları gösteriyor.
2) Açık renk hafif yağışları gösteriyor.
3) Kabaca, eğer sıcaklık 0 derece ise 1 mm yağıştan 0.5 cm kar çıkıyor. Hava -10 dereceyse 1 mm yağıştan 1 cm çıkıyor. Aradaki sıcaklıklarda 1 mm yağıştan 0.5 ila 1 cm arası kar çıkıyor.
Sıcaklık düştükçe karın yoğunluğu azaldığı için (hafiflediği için) hacmi artıyor…
LOSTSNOW
Teşekkürler Ozan, bunları öğrenmek, bilmek çok güzel ama her nedense ben modelleri okumayı az çok öğrendim, bu sefer de kış kışlığından vazgeçti. Anlayacağınız suçlu küresel ısınma değil; benim. Keşke tabiatın ne yapacağını öğrenmeseydim 🙂
Bu mevsim için (ve Aydos için) evet ama soğuk problemi olacağını düşünüyorum.
karcı hakan
Evet, soğumanın biraz artması gerekiyor. Aksi takdirde kıyılar epey zorlanabilir.
welbane
Soğuma sıkıntısı bir çok yerde görülecek bence de, Ankara merkez dahil. 11-12 aralık sistemi kadar bir kar yağışı (1-2 cm) görülebilir, ama 1-2 derece çok farkettireceği için 1000 m’nin üstü semtlerde 20-30 cm olabilir. Bakalım..
karsever81
Ozan hocam bu yorumu yaptın ya “kıyılarda sıcaklık problemi olabilir” moral falan kalmadı off 😦
Santiago
Ozan’a katılıyorum, kar yağışı için soğuma bence yeterli olabilir, ama kıyılarda örtü için son güncelleme muallakta. 850mb’de -9C/-10C girerse kıyılarda bile 5cm-10cm örtü olur diyorum ben. Eğer -12C aynı yağışla girseydi kaçacak delik arardık 🙂
Ayrıca, 4 Mart’ta bir soğuma görülüyor, az bir miktar yağış da belirmiş. Sıcaklık-yağış provasını orada yaparız.. Kışın bitişi bizim için aynı başlangıcı gibi oldu. 6 Aralıkta -5C ile sezonu açmıştık, 11 Aralıkta -8C ile ilk ve tek ciddi sistem gelmişti. Tesadüfün böylesi 🙂
okito
Neden burasıı özellikle bugün bu kadar sessiz?
Üç seçenek geliyor aklıma;
1- Ozan çok yoğun ve yorumlar onay bekliyor
2- Gelmesi neredeyse kesinleşen sistem için şimdigörü gününe enerji toplanıyor
3- Totem yapıyorsunuz (Tüm paramı buna yatırıyorum)
Okito, gerçekten çok yoğunum. Editör de yoğun ki onaylamıyor yorumları. Böyle daha iyi, az ve öz.
LOSTSNOW
“Samsun’da dün akşam saatlerinde başlayan karla karışık yağış gece saatlerinde yerini kar yağışına bıraktı. Ve aralıklarla öğleye kadar devam etti.” DMİ işini adam gibi yapsaydı ben bu cümleleri kurmayacak ve de DMİ’ye güvenip hüsrana uğramayacaktım. Hata bende ki DMİ’ye inandım ve kar yağmasını bekledim. Evet yağdı, 1000 metrenin üzerindeki dağlık köylere kar yağdı. Ama oralara her soğuk havada kar yağıyordu zaten. Artık duygularımla oynanmasına izin vermeyeceğim ve durumu bakanlığa şikayet edeceğim. Herkesin işini yapmasını, hocaların camiye mühendislerin istasyonlara gönderilmesini isteyeceğim. Bu arada takip ettiğim kadarı ile 7 mart sabahı gelecek olan sistem Trakya, Marmara ve Batı Karadeniz ağırlıklı bir sistem. Yani Samsun için bu tarih ve sonrası için yağışta sorun yok ama sıcaklık açısından kar sınırı bıçak sırtı gibi duruyor. kesin kar yağar veya yağmaz diyemiyorum, sizce Samsun şehir merkezi için ne olabilir acaba.
Pek bir şey beklemeyin Samsun için. Soğuk size ulaşmadan kırılıyor.
ALKIM
Akşam ve gece modelleri soğuma yönünden olumlu sinyaller verdi. Marmara ve Ege’de fırtına garanti, yağış ise şekli ve miktarı bakımından değişimler gösterecektir elbette 7 Mart’a kadarki tahminlerde. En azından şu her geçen gün sistemin erimesi kabusunu biraz olsun üzerimizden atabildiğimizi düşünüyorum. DMİ dahil bütün tahmin siteleri kardan bahsetmeye başladı artık. Takibe devam.
Ben de beğendim son GFS’yi. Bu saatten sonra bi değişsin, yıkarız o Wetterzentrale’yi valla.
Mami
Kar (Kocaeli) Bahçecik’in tepelerine ulaştı darısı buralara 🙂
Santiago
Hepi topu 72 saat sonrası için iki iddialı model arasında bu kadar fark normal mi acaba? Ya da bu kadar değişkenliğin ortasında bizim 140 saat sonrasına ağlayıp sızlanmamız?
Kısa vadenin (6 güne kadar) efendisi UKMO modeli 5 Mart Cumartesi sabaha karşı 850hPa’da -8C civarında bir sıcaklık öngörmüş. GFS ise aynı saat için -3C civarında bir tahmin yapmış. Bakalım kim kimin dediğine gelecek, dostumuzu düşmanımızı bilelim 🙂
havadansudan
bu arada farkındaysan, rusya’nın kalbinden bir parça -10 kopup doğu karadeniz’e geliyor. orda kıyılara kar yağdırabilir mi dersin?
Santiago
Zannetmiyorum çünkü o soğuk YB etkisiyle Ardahan-Ağrı civarında oluşuyor, denizden kopup gelmemiş.
nehrk
Olumsuz bir seyin gerceklesme olasiligi varsa, gerceklesir. Murphy kanunlarina dayanarak GFS diyorum.
carcass
Zaten her seferinde olan bu değil midir? 😦
Santiago
08.03.2011 00Z tarihi için; 28 Şubat 12Z güncellemesinden 2 Mart 06Z güncellemesine kadar GFS ana model yürütmesi.
Sistem dar bir bant halinde güney enlemlere kadar indiğinden dolayı, Atlantik’teki basınç yerleşimlerindeki ufak değişimler bile sistemi rahatça sağa sola itebiliyor. Umudu kaybetmemek lazım ama süre çok kısaldı, her şeye hazırlıklı olmak lazım 🙂
Sicilya’ya bile -10C rahatça inerken sistemin ülkemizi pas geçmezi tüm hava delilerini derinden üzmeye yetecektir.
nehrk
O kadar da umutsuz bir durum görünmüyor açıkçası GFS’de. 7 Mart’tan itibaren en azından -7/-8 giriyor İstanbul’a, daha sonraları -10 bile kıyısından köşesinden giriyor şehre. Deniz ve kara da hem kışın sonunda olmamız hem de son bir haftadır yaşadığımız soğuklar itibariyle soğuk. Bence kıyılarda yerde erimeyecek bir kar bırakmaya yeter bu sıcaklıklar.
okito
Eveeet bu kış bıkmadan aynı şeyi tekrarlayan senaryo yine çalışmaya başladı. 2 Gün önceki 18z güncellemesinde 7 Mart’ta topuyla tüfeğiyle gelen sistem bugünkü 12z güncellemesinde ötelendi ve anca trakyanın ucundan kıyısından sınırlarımıza giriyor.
Modellere göre konuşmak olarak algılanmasın bu söylediğim çünkü aynı senaryo bu kış 4 kez tekrarlandığı için tümevarım yapıyorum. Ahhh GFS huyun kurusun 🙂
Meteorolojide modellere göre konuşulur, kendi hayallerine göre konuşanlara kulak asmayın. Bariz bir zayıflama ve batıya kayma var dediğiniz gibi, bu kötüye işaret. Umarım düzelir… umarım’dan inşallah’tan fenalık geldi gerçi
okito
Modele göre konuşmaktan kastım diğer parametreleri gözardı ederek sadece modele bakarak bir öngörüde bulunmaktı Ozan hocam. Yoksa tabii ki sayısal girdilerin sonucu olarak resmedilen modellere bakarak tahminde bulunulur.
Bunu ben de dahil olmak üzere burayı takip edenlerin -deyim yerindeyse- kafasına vura vura öğrettin. Onun için ayrıca teşekkür ederim.
🙂 … Aslında diğer parametreler de model çıktılarında var, farklı modellerin farklı çıktılarını, diyagramları, eğilimleri de kontrol etmek lazım tabii ama bunların hepsi sonuçta model çıktısı. Sayısal modellerde olmayan tek şey istatistiki eğilimler, onları da “yahu böyle bir şey gösteriyor ama bu mevsimde böyle bir şey bugüne kadar kaç kere gelmiş ki?” diye sorarak hesaba katabiliriz. Aynı şüpheli tavrı Ocak ayının ortasında çok sıcak gösteren modele de takınmak lazım.
İnadımın sebebibi anlayıp takdir ettiğiniz için ben de size teşekkür ederim.
tengizman
Bal yapmayan aridan, kirmizisi olmayan saridan, Mart’ta yagan kardan hayir gelmez demis Rusya Meteo Office yillik tahmininde.
Santiago
Vladimir üstad mı söylemiş bunları? Kim duymuş?
tengizman
Vasiliy Gormanov soylemis bugun mevsimlik tahminde.Bahsi gecen cumle asagidadir.
Esli pcyolka ne delaet myod, bez krasnie joltie, budet sneg Marte togda ne interesnie budet. Vsem privet ot Russia Meteo Office.
tayfun
Hocam bu senaryo bir kışta bu kadar çok tekrar edince ister istemez aklıma şöyle bir soru geliyor; GFS ya da benzer modellerin günümüz atmosfer koşullarına göre (bu noktada günümüz koşullarının önceki yıllara göre bir miktar değiştiğini söyleyebilmek gerekiyor, onu tabii ki üstadlara bırakıyorum) güncellenmesi mi gerekiyor? Yoksa bu sene yaşadıklarımız sadece kötü bir rastlantı mı?
Atmosfer aynı atmosfer, bir değişiklik yok. Kötü bir rastlantı bence.
Santiago
Hocam demek ki 2004 yılında inanılmaz tesadüfler olmuş ki atmosferde, öylesine baba sistemler gelmiş bize, hem de iki kez üst üste kara gömerek. Vallahi o zaman model falan bilinseydi (biz amatörler tarafından) bilgisayar başında bir hafta boyunca zevkten sekiz köşe olurduk herhalde 🙂
havadansudan
yıkılmadık, ayaktayız 🙂 henüz hiçbir şey bitmiş değil. ben kafayı çok pis taktım, bu iş olacak, başka çaresi yok! şu kişisel gelişim kitapları var ya hani, ana teması ; “ne isterseniz olur. iyiyi de kötüyü de, her şeyi siz çağırırsınız. yeter ki bu gücünüzü bilinçli kullanın”. hah, şimdi ben bugün-yarın-önümüzdeki gün bu içimdeki güce yoğunlaşarak sistemi çağıracağım 😀 bakın bu kitaplara göre biz neden kaybediyoruz hava delileri biliyor musunuz? çünkü en ufak bir kötü işarete boyun eğiyoruz, sanki her şey bitmiş gibi, artık gerçekleşmesi imkansızmış gibi davranıyoruz ve hissediyoruz. evren de bunu bir emir gibi yerine getiriyor. oysa hayır 🙂 sanki kar gümbür gümbür geliyormuş gibi hazırlığınızı yapın, kendi kendinizi buna alıştırın, buna göre davranın. evren size istediğinizi verecek 🙂
ahahaha 😀 süper!
sen dalga geç ozan. ben inanıyorum, tamam mı ? 🙂
LOSTSNOW
DMİ bu defa da samsun ve diğer karadeniz kıyı şehirlerini bile karlı gösterdi. Demelerine göre akşam karla karışık yağmurlu gece ve sabah saatlerinde kar yağışlıymış. Şimdi gel de inan bunlara…
northwest
Mart ayı baharın ilk değil, kışın son ayıdır… Şimdi muhtemelen sıkı bir soğuk yaşanacak; kar yağacak, rüzgar ve don sıkıntı oluşturacak, işbilir medya da hemen yaygarayı koparacak: “İşte küresel ısınmanın sonucu… Mart ayındayız ama görülmemiş bir kış yaşıyoruz!” diye. ‘Küresel ısınma’ öncesindeki görülmemiş kışların hangi ayda yaşandığı ise kimsenin aklına bile gelmeyecek…
Trakyalı
İstanbul radarına göre yağışlı bir kütle Trakya sınırlarına girmiş durumda. Bulunduğum Tekirdağ bölgesine yaklaşmakta, ama gücünü kaybetme eğilimi mevcut. Sıcaklık ve nem değerleri şu an için bölgede kar yağışı bırakmaya yeterli gibi görünüyor.
Santiago
Herkes sabırsız ve heyecanlı, avucumuzun içinden kayıp giden kaç tane sistem gördük bu sene, ve kış giderayak son bir sürpriz hazırlığında görünüyor. Temennim bu sistemin de diğerleri gibi buhar olmaması, yoksa hakikaten çok üzülürüm.
GFS’in bize 28 Şubatta 6 saat içinde attığı kazığı paylaşıyorum, yeni sisteme odaklandığımız için es geçmiştik bunu. 3 gün sonrasına, hem de inanılmaz bir değişim vermiş. Sistemi metanetle beklemeyi öneriyorum (ne kadar zor olsa da), yoksa bir kaçımız köprüden atlar bu sistem de fos çıkarsa 🙂
ALKIM
Uyarın üzerine az önce Hans’la konuştum. “Bizim adamların hepsi keçi gribine yakalandı. Bu nedenle 27-28 Şubat çıktılarını stajyerlere çizdirmek zorunda kaldık” dedi. “Yemezler” karşılığını verince bu kez “Veriler hatalı geldi. Bugün düzelttik.” açıklamasını yaptı. Fazla üstelemek istemedim. Son olarak “Modeller dediğimize gelecek. Merak etmeyin siz. Sistemin merkezi konusunda Atina’yla İstanbul’u kapıştırcaz. Lobisi kuvvetli olan kapacak ” dedi. Paylaşayım istedim.
gvm
benim berlin’deki taksici dayımın taksisine binmiş geçen gün hans. “yaşadı sizinkiler. 8 mart akşamı kar yağışı başlayacak. nisan ortalarına kadar kar yağışı devam edecek. kar mayıs ortasına kadar yerden kalmayacak. sıcaklıklar -17 dereceye kadar düşecek. uzunluk olarak 87, şiddet olarak 85 kışı ((son zamanların moda sözü de bu bu arada)) gibi olacak” demiş. arkadaşımın itü’deki muhasebeci annesi de bunu onayladı. o da mithat kadıoğlu’yla konuşmuş. mithat kadıoğlu da “normalde aynen hans kardeşimizin dediği gibi olması lazım. eğer olmazsa sebebi küresel ısınmadır” demiş. ben onların yalancısıyım valla.
havaankara
Hocam yine aynı şey oluyor. Son 2 güncellemede Ankara için soğuklar giderek azalıyor. Milleti önce o kadar ümitlendiriyor sonra yavaş yavaş silip atıyor. Buna uygun bir söz vardı ama bu platform yeri değil.
Behlül
Sanirim sabah modelleri suratimiza şamar gibi mart ayi gerçeklerini vurdu yağişin kudretli kisminda soğuk yağişa yetişemiyor ve bol sağnaka yağmur olarak düşeçek birde ozan’in söylediği gibi martta güneş işinlari daha dik geldiğinden gün içindeki sıcaklık artişi birden ve çok ani yüksek değerlere ulaşarak karin etkisini ve birikimini etkileyecek. Ne olurdu şu sistemcik ocak sonu şubat başi gibi gelip bir hafta etkili olsaydi :))
Santiago
850 hPa sıcaklığı çok düşük değil, Trakya’da aşırı bir soğuk yok, bunlara rağmen İstanbul sahil kesimleri 2C civarında, Tekirdağ merkez ve ilçeleri de 0C civarında.
Sebebi bu olabilir mi?
Kuvvetli rüzgar kuzeydeki soğuk havayı deniz üzerinde fazla ısınamadan İstanbul Avrupa Yakasına itiyor?
Evet, hem denizin artık en soğuk haline gelmiş olması hem de kuzey rüzgarının hızı dolayısıyla havanın deniz üzerinde çok fazla zaman geçirememesi bence de sebeptir.
Semih
Saat 17.40
Tuzla’da sıcaklık 2.1 derece. Yağmur çiselemeye başladı.
gvm
levent öğleden sonra 3-4 gibi 1.1 dereceye kadar düştü, şimdi ise 1.6 derece.
Jeff Haby demişti ki, “850 sıcaklık tahminleri, rüzgar fazla olursa tahmin edilenden daha düşük çıkar.”
karsever81
Ozan sana onemlı bır sorum olcak. Cevaplarsan sevınırım. Şimdi bakıyorum istanbul 2 derece cıvarında. Yagıs kırıntı seklınde mesela Erenkoy’de bızım evın orda bıraz once sinek sinek kar atıstırdı. Hava 2.4 derece idi (arabada gozuken) hemen eve geldıgımde gfs modelıne baktım ve bu saat ıcın bızım bolgeye yeşil kısmın gırdıgını gordum yani 850’de sıfırın içindeyız. Sana sorcagım soru mantık cercevesınde mı (hava olaylarında) ? Eger 850de sıfır derecede su an 2.4 ise (ki bizim bölge alcak eksımdır) o zaman eksı 10a gerek kalmadan eksı 5 dahi girse veya eksı 7 falan (en kotu) o zaman bu derece 2m de sıfırı gormez mı mantıken? Cevaplarsan cok sevınırım. Sevgıler.
Hayır böyle bir mantık yok, 850 mb sıcaklığı çok genel bir gösterge.. rüzgarın ne taraftan estiğine göre, soğuk hava kütlesinin kökenine göre, soğuğun üstüne sıcak hava akınının olup olmadığında göre birçok değişiklik olabilir yer sıcaklığında… Bu mevsimde deniz en soğuk haline geldiği için rüzgar Karadeniz’den eserken 850 mb sıcaklığı ve yer sıcaklığı arasında mesela Aralık ayına göre daha az fark oluyor. Özet olarak, bu mevsimde kar yağması Aralık ayında yağmasından daha kolay. Ama yağış kesildiği ve güneş çıktığı anda da erimesi daha kolay, çünkü güneşin geliş açısı daha dik, güneşlenmenin gün içindeki süresi daha fazla.
grhc
DMİ 13,30 Gibi sayfasını güncellerdi saat 15,00 oldu hala güncelleme yok. Napsak diye düşünüyorlar herhalde 🙂
karsever81
Yine aynı nakarat aynı senaryo işlemeye basladı. Yok yok en guzelı bu kışın ne kadar cabuk olursa o kadar iyi hemen bitmesi ve bahara hızlı bır geçiş yapmamız. Akıl saglıgımız ıcın bu cok onemlı.
Henüz ortada kötü bir durum yok, çok süper olmasa da İstanbul’un kıyılarında bile temiz 3-5 cm kar yapabilecek bir sistem görüntüsü var, ayrıntılar daha değişir, miktar artar ya da azalır. Umarım bozulmaz.
havadansudan
evet, aynen öyle. neden insanlar bu kadar paniğe kapıldı anlamadım. 1 günlük sağlam bir kar yağışı ardından da 1-2 günlük soğuk bile bizim için çok anlamlı, ki görünüşe bakılırsa alacağımız şey de bu . gfs 06 Z çıktısı iyi durumda. daha da iyileşir inşallah 🙂
ALKIM
Umuyorum ki cumartesi günü kesinlik kazanacağını düşündüğüm bu sistemi gün geçtikçe hevesimiz kaçmaz da hafta boyunca takip edebiliyor oluruz. Ben de endişeliler arasındayım ve en büyük korkum sistemin kaymağını Balkanlar ve Yunanistan’ın yiyip bizim artıklarla idare etme ihtimalimiz. Bu da kaçarsa bütün komplo teorilerini masaya yatıralım derim. 🙂
karsever81
Ozan ustadım birden fazla panik yaptım ama AO da sımdı guncellendı notrden eser kalmamıs artıda salınıyor paralel. Bu da olumsuz durum sanırım. Ama sen diyorsan 3-5 cm bu da harika. 1 cm bile yeter .. yeter ki örtü gorelım psikolojisindeyim. 🙂
Çağdaş İnan
Evet AO’nun pozitif eğilimi son güncellemede ortaya çıktı. GFS çıktıları değişebilir, bu sistemde gücünü yitirebilir.
Bunu bir türlü anlatamadım. AO indeksi tahminleri, GFS çıktılarına göre şekillendirilmektedir. GFS ve onun türevlerinden (senaryolar) hesaplanan sayılardan ibarettir, geniş ölçekli basınç dağılımı hakkında genel bir fikir oluşturmak için. Ayrıca indeksler soğuğun gücü hakkında bir şey söylemezler.
havaankara
Hocam bence bunu sık sık söyle. Sorulara cevap olarak değil, her yeni açtığın sayfanın başında önemli ve dikkat edilmesi gereken hususlar şeklinde yaz derim ben. Burda yine çok değil ama başka platformlarda “AO NAO tamam, GFS onlara ayak uydurur” gibi şeyler söylenip yazılıyor. Hasbel kader onlar da buraya bakarlar da, yanlış bildiklerinden dönerler.
havaankara
ECMWF’nin 00Z çıktısı beni çoook korkuttu. Yüksek yüzünden sistem GB Avrupa’ya kaymış. Bakalım GFS 06Z çıktısı ne diyecek.
havaankara
Maalesef GEM 00Z de çok içi açıcı değil. 1-2 günlük “sistemcik”ten sonra yine Avrupa seferine çıkıyor sistem. GFS 06Z ve 12 çıktısı ile ECMWF’nin 12Z çıktısı önemli. GFS’in dün akşamki ve bu sabahki çıktılarına bakıp, kesin geliyor demeyelim. İhtiyatlı olalım.
Aman ne yapacaksın karı kışı 🙂
Bahar ve yaz daha güzel, bir sürü kümülüs kongestuslar, kümülonimbus kalvus/kapillatus gibi kütleler oluşacak. Onları gözlemlemek tahminlerini yapmak çok daha keyifli, napacaksın donuk donuk kar yağışını ? 🙂
Ben oraj istiyorum! 20’li sıcaklık değerleri istiyorum! 🙂
Fortesla
Al benden de o kadar. Bahara dogru “CAPE Watch” gibi bir bölüm açarsak iyi olur. Günlük oraj tahminleri vb..
…ve Ankara’nın çatısı Bilkent’te bile sıcaklığın 15 dereceye dayanması, yaklaşık 30 santimlik kar örtüsünü dramatik biçimde bu hale getirdi.
http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=86596
“Kaç zamandır biz ‘Kar yağacak, kar yağacak’ diye bas bas bağırmadık mı? O zamanlar bize kulak asmayanlar, havalar biraz güzel gitti diye kurumumuza laf edenler, espri konusu yapanlar bugün neredeler? Hani? Hiçbirini göremiyorum. Soğuk diye dışarı çıkamadılar heralde” Harika 😀
Aslında DMİ için değil de bazı malum çevreler için cuk oturuyor haber. 😉
hocam sizce bu eksen kayması iklimleri etkiler mi? hep biliriz ya dünyanın dönüş ekseninin 23.5 derece eğik olması iklimlerin oluşmasına neden oluyor diye… yoksa 15 cm eğiklik bir şey ifade etmez mi?
İlk önce bu “15 cm” sapmanın nereden, ne yönde, nasıl bir sapma olduğunu söylemeliler. Açıkçası medyanın ilettiklerinden ben hiçbir şey anlamadım, orijinal bilimsel açıklamaya bir link bulunabilirse iyi olur. Dereceyle ifade edilen bir eğiklik nasıl 15 “cm” sapmış oluyor?
Bu arada, eksen eğikliğindeki değişimler iklim değişimine neden olur. Ama bu sapmanın çok fazla olduğunu sanmıyorum. Böyle mega depremler en fazla 20-30 yılda bir oluyor zaten, iklim devamlı değişirdi eğer değişecek olsa.
Bu bilgi doğru değil son 2000 yılda magnitüdü 9.0 ve üzeri olan depremler bir elin parmaklarını geçmez. Magnitüdü 8.0 ve 9.0 arası olan depremler ise ortalamaya vurunca yine 20-30 yılda bir olmaz. Son yüzyıl içerisinde tektonik faaliyetlerde müthiş bir artış var uzmanlarda bu konuya dikkat çekiyor. Diyebilirsinizki o zamanlar sismograf yoktu ölçüm kayıtları tutulmuyordu. Fay çalışmaları ve yazılı belgelerden depremlerin yaklaşık şiddeti belirlenebiliyor. Özellikle 1500lerden sonra iyi miktarda yazılı kaynaklar var. Eski İstanbul depremi mesela magnitüd olarak 7.2 tahmin ediliyor. Eski Grek kaynaklardan Collosusu yıkan Girit depremi yaklaşık olarak tahmin edilebiliyor. Son 100 yıldır dünyamız global olarak baktığımızda bir deprem fırtınasıyla karşı karşıya. Özellikle magnitüdü 9.0 ve üzeri olan depremlerin volkanik aktiviteyle ve dünya ekseniyle ciddi ilişkisi var. 2000den bu yana dünya ekseninin 25 cm kaydığı hesaplanmış. Bunun eğiklik olarak kaç dereceye geldiğini bilmiyorum. Ancak derecenin milyonda biri yüzbinde biri gibi küçük bir rakam çıkması lazım. Çünkü eğiklik derecesinin sadece 1 derece değişmesi dünya iklimi üzerinde geri dönüşü olmayan değişimlere yol açacaktır. Yine de kaos teorisine atıfta bulunursak Dünya ekseninde değişme meydana getiren böylesine büyük depremlerin iklimi etkileme potansiyeli olduğunu söyleyebiliriz. Böylesi büyük depremler;
1) Dünyanın eksenini değiştirerek( bu bana göre en ufak etkisi) bazı yerlere güneş ışınlarının daha dik bazı yerlere daha eğik gelmesini sağlar.
2) Serin dip okyanus sularının yüzeye çıkmasını (veya üstteki sıcak suyun girdap çökme gibi nedenlerle aşağıya inmesini) tetikleyerek okyanuslardaki döngüyü ve dengeyi bozması.
3) Deprem ve tsunami nedeniyle bazı yerlerdeki su derinliği artarken bazı yerlerdeki su derinliği azalır.
4) Böylesine büyük depremler fay hatları boyunca uzanan volkanları tetikleyerek faaliyete geçmelerine neden olurlar.
Sayın Pala Remzi, genel geçer olmayan büyük iddialar için lütfen her zaman referans vererek konuşunuz. (Mesela şöyle). Yazınızda referansla desteklenmesi gereken birçok hipotez var. Ben eski iklim çalışıyorum, depremler ve iklim arasında bağ kuran sağlam bir teori henüz yok, sadece bazı iddialar var. Ya da varsa ve ben bilmiyorsam, lütfen bize araştırmanın linkini gönderir misiniz? Mesleğinizi de belirtirseniz iyi olur.
Wikipedia’ya göre son 250 yılda tespit edilebilen mega depremler bile “bir elin parmaklarını” geçiyor. Daha önce olanları tespit etmenin ise zor olduğunu sanıyorum.
Büyük İstanbul Depremi’nin (1509’u mu kastettiniz?) 7.2 büyüklüğünde olduğu bilgisi nereden?
Verdiğiniz wikipedia linkinde 365 girit depreminden bu yana Magnitüdü 9.0ın üzerinde olan 9 deprem var. Bir elin parmaklarını geçiyor ancak oradaki bir elin parmaklarını geçmiyor ifadesi çok sık görülmediğini vurgulamak içindi yoksa 5ten az diye kesin veri bildirmek için kullanılmamıştı. Dünyada 2000den bu yana görülen tektonik aktivite olağandışıdır. Bu önermede dünyanın neredeyse tüm deprem bilimcileri hem fikirdir. Son 10 senede 2 mega deprem ve birçok çok şiddetli deprem meydana gelmiştir. Depremle iklim bağlantısını hiç bir zaman kesinlik içerir şekilde savunmadım. Ancak böylesine büyük bir doğa olayının iklimi etkileme potansiyeli olduğu gözardı edilemez. Direkt deprem etkilemese bile depremin tetiklediği volkanik aktivite ve tsunami gibi okyanuslarda düzensizlik yaratan hadiselerin iklimi etkileme potansiyeli vardır. Böyle bir potansiyel vardır ihtimal vardır gibi yuvarlak konuşuyoruz çünkü tsunami sonrası değişik okyanus derinliklerindeki su sıcaklıklarını ve akıntı yönlerini veya debilerini ölçmedik. Veya eksenel eğiklik değişiminden doğan güneş ışınlarının gelme açısının referans kabul edilen bir bölgede ne kadar değiştiği bu değişimin referans bölgede yıllık ne kadar güneş enerjisi kaybına ya da artışına neden olacağını hesaplamadık.
Doğrudur, “ihtimaller ve potansiyeller” mevcuttur. Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.
Bu arada ciddi soruyorum, 2000’li yıllardaki tektonik aktivitenin son 100 yıla göre çok arttığıyla ilgili uluslararası bir araştırma, bir değerlendirme var mı? Varsa linkini verirseniz çok sevinirim.
usgs’nin şöyle bir sayfası var. 2007 yılı sismik aktivitenin çok yüksek olduğu bir yıl olmuş, onun dışında çok büyük anormallikler yok.
Malum ilkbahar mevsimine girerken kendimi biraz hazirlayayim: ilk sorum, gfs modelleri 180 saate kadar konvektif yagislari algilayabilir mi yoksa baska veriler kullanmak daha mi sagliklidir, ikinci sorum ise cok erken biliyorum ama basranin genel olarak ulkemize etkisi hangi ayda baslar?
İlk sorunuzla ilgili Mehmet Can Tanyeri Nisan ayında bir makale yayınlayacak (bu blogda). Basra’nın etkisi Nisan’dan itibaren kademe kademe artar.
Kar yağışlarının blogun popülaritesine etkisini gösteren bir grafik. Şubat sonundan beri görüntülenme sayısındaki değişim:
Eee kar severler nowcasting peşinde koşturuyorlar, doğal olarak reytingler tavan yapıyor. Sonrasında acayip düşmüş ama onu da doğal karşılamak gerek, sonuçta bu kışın son heyecanıydı Cemile ve İsmail…
Neyse Ozan Hocam, sana hayırlı tezkereler diliyorum… Dönüşünü bekleyeceğiz. Yeni dönemde, Eskişehir’den gözlemlerimi ve Muğla’dan alacağım haberleri yine paylaşmaya çalışacağım. “Nerede o eski kışlar?” soru cümlesi ile sık sık anılan o kışları umarım 2012’de görmeye başlarız ülke olarak…
Biliyorum bu blog hava olaylariyla ilgili ama yine de japonya’daki olaylarla ilgili bir kac sey yazma geregi duydum .Oncelikle cok buyuk bir felaket Allah yardimcilari olsun ,felaket sadece japonya’yi degil pasifiktaki bir cok ulkeyi hatta bazi profesorlere gore de kuvvetli olmasa da bir hafta icerisinde turkiye’yi vuracak. Depremin siddeti 8.9, dunyanin olculen gelmis gecmis en buyuk 5. depremi ve olu sayisi sadece 20 (tsunamiden olenleri icine katmiyorum). Peki bu deprem turkiye’de olsaydi ne olurdu? Oncelikle boyle bir depremin olmasi bilimsel olarak mumkun degil cunki turkiye’de bu enerjiyi yaratabilecek bir fay yok ama yine de 8.0 buyuklugunde bir depreme yol acabilecek faylar mevcut ulkemizde, sekiz buyuklugunude gectim 7.0 buyuklugunde bir deprem olunca bile neler oldugunu hepimiz biliyoruz. Sonuc olarak artik bilinclenmemiz gerekiyor, japonya boyle bir depremi 20 oluyle atlatirken biz 20 milyon oluyle atlatirdik. Daha denilebilecek hic bir sey yok…
Söylediklerinizin çoğuna katılıyorum. Biz ülke olarak insan hayatına gerektiği kadar değer vermiyoruz. Yeteri kadar önlem almıyoruz. Yalnız burada atlanan bir olay var. Eğer bu deprem İzmit’te olduğu gibi, Tokyo’nun tam altında olsaydı olacakları düşünmek bile istemiyorum. Uzakdoğudaki depremler genelde şehirlerden uzakta ve Okyanusun dibinde olduğundan etkisi şehir merkezlerine sanılandan daha düşük oluyor. Maalesef Türkiye’deki fay hatları şehir merkezlerinin ya altından ya da yanından geçiyor.
Depremin merkez üssü Sendai şehrine 130 km. uzaklıktaymış, yani İstanbul-İzmit kadar. Deprem o kadar güçlü ki Pekin’den bile hissedilmiş. Yani bırak şehir merkezinin altını İstanbul’a 300 km. uzaklıkta öyle bir deprem olsun taş taş üstünde kalmaz. Ve o deprem 17 Ağustos 1999 depreminden binlerce kat daha güçlü; anlatmak istediğim dünya tarihinin beşinci büyük depremi oluyor ve çok çok az binada hasar görülmüş. Ölü ve kayıpların çoğunluğu da tsunami yüzünden. Allah İstanbul’u korusun, düşünmesi bile korkunç.
Not: Deprem esnasında Japonya’da sadece bir kişi camdan atlamış, arkadaş Türk 🙂 Hatta yetmemiş artçı sarsıntıda da atlamış duble yapmış..
Türkiye’de bu tarz depremlerin binaların yönetmeliklere aykırı yapılmasından çok büyük hasarlara yol açacağı bilinen bir gerçek. 1999 depreminden tam dört yıl önce Japonya’da Kobe şehrinde olan deprem de hala hafızalarda. Şiddeti İzmit depreminden daha küçük olan bu depremde 6500 kişi hayatını kaybetmişti. Binalar, otoyollar, köprüler taş taş üstünde kalmamıştı. Japonların “en güçlü depreme bile dayanır” dedikleri binalarının yıkılması o zaman büyük hayal kırıklığı yaratmıştı Japonya’da. Depremin merkeze olan yakınlığı çok önemli. İzmit depremi İstanbul açıklarında olsaydı 7 kat daha fazla ölüm olurdu.
Bildiğim kadarıyla Kobe’deki yıkımın çoğu zeminin kötülüğünden dolayı yapıların aşırı sallanarak devrilmesinden kaynaklandı. Bizdeki gibi “çöküp tuzla buz olma” çok fazla görülmedi.
bu kış benim ve samsun sahili için hüsran ile sonlandıktan sonra kendimi gelecek kışa hazırlamak istiyorum. tabii bu konuda siz üstadların büyük yardımı olacaktır. belli mi olur bakarsınız boynuz kulağı geçer. öncelikle 500hpa daki resimin yanındaki veriler ve resim içindeki renkkler ne anlama geliyor, bir de 850 ve 500 hPa’nın arşivi mevcut ama geçmişteki yağışlılık durumunu gösteren bir arşiv mevcut mu? yardımcı olursanız sevinirim. Bu arada Ozan sana da Allah kolaylık versin. En zor iş okumak. Ne diyim sonu hayırlı olsun. Bu arada hayırlı teskereler.
Teşekkürler. Soruları Mayıs’ta tekrar sorarsanız iyi olur, gerçekten hiç vaktim yok.
Japonya’da yaşanan depremden sonra oluşan Tsunami felaketinin bir kısmını malesef canlı olarak izledim. Doğa olaylarına hayranız. Ama Allah böyle felaketleri hiçkimseye yaşatmaz inşallah. İnsanlar kaçmaya çalışıyorlar, ama kaçacak yerleri yok. Arabalarına binmişler, çaresizce bir yerlere gitmeye çalışıyorlar. Ama bilmiyorlar ki o dalgalar adada gitmek istedikleri her yeri yutacak birazdan. Kaçacak yerleri yok, yapacak hiçbir şeyleri yok. Çaresizliğin son noktası. Bir dramı, bir felaketi canlı olarak gördük, görüyoruz. İnsanın böyle bir andaki çaresizliğini de görüyoruz. Çok güçlü gibi görünen insanlar ne kadar da çaresiz kalabiliyor. Dev uçakları inşa etmiş, ama o uçakların inip kalkacağı havaalanını tsunami bir anda yutuyor. Helikopterle canlı yayın yapanlar da izliyor yerdeki insanın çaresizliğini ve maalesef onlar da çaresiz. Ne yapsınlar, hangi birini kurtarsınlar. Bir motosikletli kaçmaya çalışıyor. Ama bakıyor ki ileride de bir dalga var. Arkasından da geliyor bir dalga. Ortada duruyor, ve dalganın kendisini yutmasını bekliyor. Dram… Felaket… Acaba ne düşünüyor o anda? Ve acaba ne yapmayı planlıyordu sabah kalktığında? Evleri kağıt kartonlarmış gibi alıp götürüyor dalgalar. Dalgalar değil, sanki deniz yürüyor…
Allah böyle felaketler yaşatmaz inşallah. Ama dünya denen gezegende yaşıyoruz ve bu yaşananlar da malesef bu gezegenin ayrılmaz parçası…
Şu yaşadığımız son sistemi ya da sistemciği gördükten sonra 2002 ,2004 , 85 senelerinde yaşanılan sistemlerin ( 87 için bir şey söylemiyorum o bambaşka bi anomali idi) ne kadar ekstrem olduğunu istanbul’da kar yağmasının bazen kolay olabildiği kadar işin özünde ne kadar zor olduğunu bir kere daha anladık, bazen bu şehirde kar peşinde koşmanın ne kadar anlamsız olduğunu düşünüyorum dile kolay o kadar zaman bekliyorsun ve kıyı kesimlerde özellikle ele geçen koca bir sıfır. Bir de işin üstüne son senelerde global olarak yaşanan anomaliler eklenince zaten yağması zor olan kar çok daha özel şartlar aramaya başladı, arıyor ama bulamıyor işte buranın gerçeği bir kez daha yüzümüze çarptı kapıyı ve kar sevgisi bu gerçeği algılamamızı gölgeliyor sanırım, istanbul kıyılarda tatminkar kar beklemek neredeyse samanlıkta iğne aramaya benzedi, ben artık mümkün mertebe kendime hakim olup en azından işin kar kısmıyla ilgilenmemeye çalışacağım bu işin başka yolu yok en azından beklenti olmayınca hayalkırıklığı da olmuyor, orajlı havalarda görüşmek üzere…
Yorumunuza kesinlikle katılıyorum. Anadolu yakası sahilinde yaşayan biri olarak bu sistem benim sinirimi fazlasıyla bozdu. Şu an sistemin bittiği yerdeyiz, burada yağmur çiseliyor fakat 5 dakika mesafedeki Başıbüyük’te orta şiddette kar yağıyor. Gerçekten çok sinir bozucu.
Son birkaç yıldır İstanbul’da yaşadığımız kar fakiri kışlardan sonra (geçen seneki 25 Ocak kar yağışını da saymak istemiyorum çünkü Maltepe’nin doğusunu hiç etkilememişti) yakın geçmişteki 2002-2003-2004-2006 kışlarının değerini daha iyi anladım. Özellikle 2004 kışı her biri 10-15 senede bir gelecek iki ayrı kusursuz kar fırtınası yaşattığı için ayrı bir efsaneydi.
Son 3 kış o kadar kötüydü ki İstanbul’un sahil kesimlerine düzgün kar yağması hakikaten mucizevi bir olaymış gibi gelmeye başladı bana.
Ben maalesef tam bir kar hastasıyım, kar yağmadığı sürece hiçbir hava olayı tam olarak tatmin etmiyor beni. Orajlar da bir yere kadar idare ediyor. Umarım bu ümitsizliğimiz gelecek kışın bereketli geçmesiyle son bulur.
Alçak basınç Karadeniz’in kuzeyinde ilginç oluşumlara sebep oluyor. Sarı renkli alanlar yoğun yağışı gösteriyor ve kuzeydoğu güneybatı hattında ilerliyor. Yani İstanbul’un üzerine doğru.
Dönüş yaptığı bölgede nispeten daha sıcak su olması sea effect etkisini artırabilir. Sizce sürpriz yapabilir mi? Birkaç saattir takip ediyorum rotasını değiştirmiş değil.
Üst seviyeler ısındığı için deniz etkisi minimuma inmiş durumda, alçak basınç da yavaş yavaş terkediyor bizi, bu saatten sonra kuvvetli yağış sürpriz olur..
Galiba haklısın şimdi baktım 1000 mb’ın üzerine çıkmış basınç.
Kış bitti artık biraz dinlenip konveksiyonel bahar yağmurlarına ve yaz mevsiminin ekstrem şartlarına hazırlayalım kendimizi.
Arkadaşlar merak ettim de bu Ankara radarının bakım ve onarım çalışmaları ne zaman sona erecek.
çok yakında… yersen 🙂
Yağışlar kesilir kesilmez 🙂 Yoğun yağış nedeniyle kapalıyız 🙂
cevaplara bakılırsa yandık ama yinede umut verici sağolun hocam 😀
aslında arada bir buradan çalışıyor o radar, ama takıla takıla çalışıyor. Dün çalışmış.

antalya merkez kepez şu an itibariyle şiddetli kar yağıyoor saat 9.30
İnternette gezinirken Google haritalar üzerinde süper bir bulut ve radar animasyonu gördüm. Linkteki görüntü goole haritalar üzerinde açıldığında, sol alttaki ilk butona birkaç sefer basarak transparanlığı ayarlayabiliyor, 2. butona basınca yerleşim yerlerini üzerine koyabiliyorsunuz, üstelik 15 dk. arayla yaklaşık 2 saatlik bulut ve 10 dk. arayla radar animasyonu yapabiliyorsunuz. Radar görüntüleri yaklaşık 30 dk. gecikmeyle veriliyor. Süper bir gösterim.
http://www.gezginler.net/modules/mylinks/singlelink.php?site=wms.dmi.gov.tr&lid=48905
ben kuşadasından yazıyorum. burada sabah ben okula gittikten sonra yani 8:30 gibi kar yağdı. bu kar yağışı 9:15 gibi durdu ve şu anda 200+ metrede hala kar duruyor.
hans grafikleri yine stajyerlere çizdirmiş galiba
İstanbul’da 1985 yılındaki ve 1987 yılındaki büyük kar yağışlarının başlama zamanı Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gecedir. Gelen sistemde de Salı gecesi ve Çarşamba günü sistemin İstanbul’da daha etkili olabileceği yönünde yorumlara rastladım.
İstermisiniz tarih tekerrür etsin!
Başkaları hiç gözledi mi bilmiyorum ama şu sıralar DMİ’nin İstanbul ilçeleri tahminlerini gözlüyorum ve Tuzla için neredeyse her seferinde tam isabet tutturuyor. Pek alışık olduğumuz bir şey değil ama.. DMİ Tuzla için çok güzel sıcaklıklar vermiş. İnşallah bunları da tutturur.
Efsane 87′ martının 24. Yıldönümünü güzel bir kar yağışı ile kutlamak istiyoruz 🙂
Allah Allah, Giresun’da hiç rüzgar fırtına olmadan bir anda şakır şakır yağmur başladı. Sistemin ayak sesleri 🙂
benim kafam karıştı. sea effect için ılık deniz mi iyidir, soğuk deniz mi? ılık deniz çok buharlaşma demektir ama aynı zamanda kar yağışını kötü etkiler. soğuk deniz daha az buharlaşma demektir ama kar yağışını iyi etkiler. bu mudur?
850 hPa’da -20C gelsin bak o ılık deniz ne oluyor sonra 🙂
İngilizcedeki “it depends ” durumudur bu. 🙂
Yerine göre, deniz soğuk olur örneğin 1 derece ama 850 mb -15 olursa, gayette iyi bir sea effect oluşabilir. Ama deniz 1 derece, 850 mb -10 derece olursa, pek yağış bırakmayan kısır konvektif bulutlar da oluşabilir (Fark barajı 13 derece olmalı). Ama, tabii 10 derece deniz de 850 mb -18 girerse ( imkansız da değil ) ılık denizin kötü etkileme potansiyeli de bertaraf olabilir.
Eski haberlere bakarken gördüm.
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2010/09/100921_solar_flare.shtml
Acaba bu patlamanın iklimlere bir etkisi olurmu ? Bana göre tüm mevsimler daha soğuk olabilir.Sonuçta dünyanın ısınmasına neden olan bir çok cihaz çalışmayacak.En azından dünya derin bir nefes alır.Belki de küresel ısınma böylece ortadan kalkar.Ne teori ama. 🙂 Söylediklerim de az da olsa doğruluk payı var mı acaba ?
Yok 🙂 Güneş patlamalarındaki artma tam tersine gelen ısı enerjisinin daha fazla olması demek.
Yandık o zaman.Hem sıcak olacak hemde klimalar çalışmayacak. 🙂 Bütün gün evde sıkıntıdan ve sıcaktan patlarız artık 😀
Zaten patlamaların çekirdeğinde bulunan nötrinolar Dünya’ya çok hızlı ulaştıkları için yapabilecek pek bir şey kalmıyor.Belki de “2012” filmi gerçekten olabilir.
2012 gerçek olabilir derken, sanırım şaka yapıyorsun 🙂 Kızma ama buna cahil bile inanmaz 🙂
2012 filmindeki güneş patlamalarını diyorum. Haberi okuduysan 11 yıllık periyotlarda şiddetli güneş patlamalarını gösteriyor. Ön yargılı yaklaşmamaya çalış.
İlginç bir haber ama 11 yıllık periyotlarla çok şiddetli güneş patlamaları zaten hep oluyor. Görelim bakalım …
2013’te büyük bir patlamanın olacağı doğru. Haberde uyduların bu patlamalardan etkilenmeyeceği, zaten ona göre üretildiği yazıyor ama bu gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Eğer beklendiği kadar şiddetli bir patlama olursa birçok uydu ömrünü tamamlayacak ve birçok uydunun da zaten 5-10 sene olan ömrü kısalacaktır. Uydu haberleşmesi de, eğer beklendiği kadar büyük bir patlama olursa, bundan büyük zarar görecektir. Eğer beklendiği kadar büyük patlama olursa, inşallah olmaz, uçuşlar dahil günlük yaşamımız olumsuz etkilenecektir.
Felaket tellallığı yapmış olmak da istemem. Ama senaryolar arasında bundan daha kötüleri de var. Sadece bilginiz olsun.
bu kıştan sonra, hava olaylarının yeryüzünde var oluşundan beri sadece şu kısacık meteorolojik kayıtlar tarihine bakarak meteorolojide genellemelerin olamayacağına karar verdim. her yılın kendi koşulları var, atmosferin her yıl farklı bir ritmi var ve her yıl benzersiz. geçmişe dayanarak çıkarım yapmak meteorolojinin yöntemi değil bence. en azından birkaç yüzyıl daha geçmeden olamaz. kasım ayında hepimiz sevinmiştik, bildiğimiz bütün sıcak kasımlardan sonra aralık-ocak-şubat aylarından bir ya da birkaçı normalden soğuk geçmiş diye ve beklentiye kapılmıştık. sonra beklediğimiz şey olmadı.
yani “sıcak geçen kış”, “sıcak geçen yaz”vs. gibi tanımlar kendilerinden önce yaşananlara bağlı değiller, kendilerinden sonra gelenleri de belirlemiyorlar.
doğru muyum Ozan Beeey? 🙂
Kısmen haklısın 🙂 Elimizde 100 değil 1000 senelik meteorolojik veri olsaydı istatistikler çok daha anlamlı olabilirdi. Eski iklim çalışmaları zaten bunun için var ama yetersiz kalınıyor tabii, ne de olsa mağara dikitine yapılan kimyasal analiz ya da ağaç halkaları termometre ölçümünün yerini tutmaz.
1954 geri gelir mi dersiniz? 🙂
https://havadelisi.wordpress.com/2010/11/12/sicakkasimsogukkis/comment-page-1/#comment-3622
Amatör psikolojisi ve cherry picking:
Ahahah persönlicher Lauf ha? Süpermiş.
Size arşivlerden bir “persönlicher Lauf” çıkartırım kaçacak delik ararsınız 😀
şu süpersonik mesajı hatırlatmak istiyorum:
VE NETİCE…
Amatör beyefendinin (bilimsellik dışı) hislerine dayanarak yapmış olduğu mantık saftası, İstanbul boğazı boyunca beklediği sonucu veremedi. Mektepli gençleri hayallerine boğdurduğu okulların tatil olması durumu da gerçekleşmedi.
Meteoroloji ve osinografi acayip yuksek muhendisinin Yesilkoy’e minimum 20 cm yagmazsa ben bu isi bilmiyorum okullar kesin tatil aciklamalarindan sonra yagan 1,25 cm kar bu saat itibariyle son 2 ayda toplam 10 gun hayali kar tatili yapan cocuklarin toprakla,tasla karisik kartoplarini ofkeyle birbirlerine firlatip kufurlesmeleriyle son bulmustur,anlasildi tamam 🙂 K.Cekmece Sefakoy’den bildirildi.
Yupppiiiiiiiiiiiiiiii………….!!
Öncelikle herkese merhaba. 4-5 gün sonrası için tahmin yapmak pek uygun olmasa da İstanbul, Ankara ve İzmir’de kar yağışları görülüyor. DMI ilçelerde hafif kar yağışı vermiş.
Ağlamak istiyorum, biri bana bunun gerçek olduğunu söylesin değilse de ebediyen sussun 🙂 http://www.dmi.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=KOCAELI
Yağışı geç, sıcaklıkların güzelliğine bak, olacak iş değil… Yok yok bu kesin kamera şakası 🙂 Ozan bu şakanın müsebbibi sensen hiç komik değil…. Bak Hans ya da Günther de değilse……..
Yorumunuzu ana sayfadaki başlığın altına aldım. – Havadelisi
Florya’da sıcaklık 5C ve ilginç bir şekilde sulu graupel sağanağı geçiyor 🙂 (Dolu olduğunu sanmıyorum, gürültü patırtı yok dışarıda)
Sistem erken giriş yaptı 😀
Kendi mesajlarımı mavi arka plana ve siyah çizgi altına kendim almadım, WordPress’in yaptığı bir değişiklik, haberiniz olsun.
Dikkatimi çekti, İstanbul’da son bir kaç senedir erik vb. ağaçlar şubat sonu-mart başı çiçek açardı, şimdi bırak çiçeği tomurcuk bile görmedim henüz.
aynı durumu ben yazacaktım, ilginç gerçekten..
Gördüklerimiz yetmemeye başlayınca insan ağaçlarda açan çiçeklere bile takar.
İnsanoğlunun eskiden gelen bir hastalığı.
Kurak 2006-2007 kışında İstanbul’da Ocak ayında erikler çiçeklenmişti. Bu zamanlarda ise küçük yaprakları vardı. Sanırım güneşlenme süresi bu konuda oldukça etkin.
Bizim bahcedeki erik agaçları açtı. Ben de İstanbul’da (Kartal’da) yasıyorum.
Bilkent’te bazı bademler çiçeklendi…
87 yilinda da boyle olmus simdi inceledim arsivden. 87 sisteminden once agaclar cicek acmamis hatta yaklasik 10 gun havada kus gorememis kimse. En son 100 kadar karinca yuvalarini degistirirken gorulmus. Nereye gidiyorsunuz demisler, Atina’ya yuva kurmaya. Yolda olursunuz demisler. Olsun olsek de yasasak da gitmek zorundayiz, sen karisma ulan demisler. Demek ki efsane sistemlerin habercisi olabiliyor bu gibi olaylar 🙂
demek ki efsane sadece bizim mahalleye gelecek 😀
Akşam GFS’si soğumayı hafifçe doğuya almış…
Böyle gidip gelecek, en ufak fark kar açısından büyük görüntü farklarına yol açar… Bu sisteme kalp dayanmaz 🙂
ozan hocam gfs guncellenırken bır oncekı ıle karsılastırmalı gidiyordum tam sevındım kıyılar ıcın soguma artmıs AB konumu fena degıl diye ama bir baktım YB hemen ustumuze dogru genıslıor ordan yakalıyoruz diger yerden kaçıyor şaka gibi Ozan 🙂
Bu mevsimde (Mart’ta) hem müthiş soğuk olacak, hem yağış çakışacak, hem zemin ısınmayacak, soğuk kırılmayacak… Zaten bunlar biraz hayal. Sadece 1987’de olmuş işte..
Bu arada, 1987 Mart’ındaki olaylar o kadar sıradışı imiş ki Ege Denizi’nin kuzeyindeki su yapısını bile değiştirmiş (yüzey suları çok fazla soğuduğu için çökmüş, dip suları yüzeye gelmiş). Merak edenler ve İngilizcesi olanlar şuna göz atsın, bölüm 4.2 ve sonrası.
hocam sana kritik bir soru 🙂
850mb’de -12C, kıyısından yüksek basınç ve sea effect ağırlıklı yağış mı?
-8C, alçak basınçla beraber siklonlu falan bir sistem mi tercih edersin?
Cevabı biliyorsun, ben iflah olmaz bir sea effect’çiyim 🙂
Kar cıvık olmayacaksa siklonlu yağışı da düşünebilirim ama 🙂
Hocam şöyle 2004 gibi, 985 milibar filan fena mı olur 🙂
Wetterzentrale sitesinin yağış kısmında bazı alanlar noktalar ile vurgulanmaktadır. Hatta bazen bu noktalar çok yoğun bile olabilmektedir. Acaba bu noktalar neyi göstermektedir? Bir de renk koyulaştığında yağış miktarı da arttığına göre en açık renk bulutluluk durumumu yoksa çisenti yağışımı gösteriyor? bu kısmın hemen sağında bulunan rakamlar mm olarak yağışı mı gösteriyor ve son olarak kaç mm yağış kaç cm kar yağışına tekabül eder acaba? ne kadar çok soru sordum yahu 🙂
1) Noktacıklar “konvektif” yağışların oluşabileceği alanları gösteriyor.
2) Açık renk hafif yağışları gösteriyor.
3) Kabaca, eğer sıcaklık 0 derece ise 1 mm yağıştan 0.5 cm kar çıkıyor. Hava -10 dereceyse 1 mm yağıştan 1 cm çıkıyor. Aradaki sıcaklıklarda 1 mm yağıştan 0.5 ila 1 cm arası kar çıkıyor.
http://www.or.nrcs.usda.gov/Snow/about/swe.html
Sıcaklık düştükçe karın yoğunluğu azaldığı için (hafiflediği için) hacmi artıyor…
Teşekkürler Ozan, bunları öğrenmek, bilmek çok güzel ama her nedense ben modelleri okumayı az çok öğrendim, bu sefer de kış kışlığından vazgeçti. Anlayacağınız suçlu küresel ısınma değil; benim. Keşke tabiatın ne yapacağını öğrenmeseydim 🙂
Bence mükemmel. Ya sizce ?
Bu mevsim için (ve Aydos için) evet ama soğuk problemi olacağını düşünüyorum.
Evet, soğumanın biraz artması gerekiyor. Aksi takdirde kıyılar epey zorlanabilir.
Soğuma sıkıntısı bir çok yerde görülecek bence de, Ankara merkez dahil. 11-12 aralık sistemi kadar bir kar yağışı (1-2 cm) görülebilir, ama 1-2 derece çok farkettireceği için 1000 m’nin üstü semtlerde 20-30 cm olabilir. Bakalım..
Ozan hocam bu yorumu yaptın ya “kıyılarda sıcaklık problemi olabilir” moral falan kalmadı off 😦
Ozan’a katılıyorum, kar yağışı için soğuma bence yeterli olabilir, ama kıyılarda örtü için son güncelleme muallakta. 850mb’de -9C/-10C girerse kıyılarda bile 5cm-10cm örtü olur diyorum ben. Eğer -12C aynı yağışla girseydi kaçacak delik arardık 🙂
Ayrıca, 4 Mart’ta bir soğuma görülüyor, az bir miktar yağış da belirmiş. Sıcaklık-yağış provasını orada yaparız.. Kışın bitişi bizim için aynı başlangıcı gibi oldu. 6 Aralıkta -5C ile sezonu açmıştık, 11 Aralıkta -8C ile ilk ve tek ciddi sistem gelmişti. Tesadüfün böylesi 🙂
Neden burasıı özellikle bugün bu kadar sessiz?
Üç seçenek geliyor aklıma;
1- Ozan çok yoğun ve yorumlar onay bekliyor
2- Gelmesi neredeyse kesinleşen sistem için şimdigörü gününe enerji toplanıyor
3- Totem yapıyorsunuz (Tüm paramı buna yatırıyorum)
Okito, gerçekten çok yoğunum. Editör de yoğun ki onaylamıyor yorumları. Böyle daha iyi, az ve öz.
“Samsun’da dün akşam saatlerinde başlayan karla karışık yağış gece saatlerinde yerini kar yağışına bıraktı. Ve aralıklarla öğleye kadar devam etti.” DMİ işini adam gibi yapsaydı ben bu cümleleri kurmayacak ve de DMİ’ye güvenip hüsrana uğramayacaktım. Hata bende ki DMİ’ye inandım ve kar yağmasını bekledim. Evet yağdı, 1000 metrenin üzerindeki dağlık köylere kar yağdı. Ama oralara her soğuk havada kar yağıyordu zaten. Artık duygularımla oynanmasına izin vermeyeceğim ve durumu bakanlığa şikayet edeceğim. Herkesin işini yapmasını, hocaların camiye mühendislerin istasyonlara gönderilmesini isteyeceğim. Bu arada takip ettiğim kadarı ile 7 mart sabahı gelecek olan sistem Trakya, Marmara ve Batı Karadeniz ağırlıklı bir sistem. Yani Samsun için bu tarih ve sonrası için yağışta sorun yok ama sıcaklık açısından kar sınırı bıçak sırtı gibi duruyor. kesin kar yağar veya yağmaz diyemiyorum, sizce Samsun şehir merkezi için ne olabilir acaba.
Pek bir şey beklemeyin Samsun için. Soğuk size ulaşmadan kırılıyor.
Akşam ve gece modelleri soğuma yönünden olumlu sinyaller verdi. Marmara ve Ege’de fırtına garanti, yağış ise şekli ve miktarı bakımından değişimler gösterecektir elbette 7 Mart’a kadarki tahminlerde. En azından şu her geçen gün sistemin erimesi kabusunu biraz olsun üzerimizden atabildiğimizi düşünüyorum. DMİ dahil bütün tahmin siteleri kardan bahsetmeye başladı artık. Takibe devam.
Ben de beğendim son GFS’yi. Bu saatten sonra bi değişsin, yıkarız o Wetterzentrale’yi valla.
Kar (Kocaeli) Bahçecik’in tepelerine ulaştı darısı buralara 🙂
Hepi topu 72 saat sonrası için iki iddialı model arasında bu kadar fark normal mi acaba? Ya da bu kadar değişkenliğin ortasında bizim 140 saat sonrasına ağlayıp sızlanmamız?
Kısa vadenin (6 güne kadar) efendisi UKMO modeli 5 Mart Cumartesi sabaha karşı 850hPa’da -8C civarında bir sıcaklık öngörmüş. GFS ise aynı saat için -3C civarında bir tahmin yapmış. Bakalım kim kimin dediğine gelecek, dostumuzu düşmanımızı bilelim 🙂
bu arada farkındaysan, rusya’nın kalbinden bir parça -10 kopup doğu karadeniz’e geliyor. orda kıyılara kar yağdırabilir mi dersin?
Zannetmiyorum çünkü o soğuk YB etkisiyle Ardahan-Ağrı civarında oluşuyor, denizden kopup gelmemiş.
Olumsuz bir seyin gerceklesme olasiligi varsa, gerceklesir. Murphy kanunlarina dayanarak GFS diyorum.
Zaten her seferinde olan bu değil midir? 😦
08.03.2011 00Z tarihi için; 28 Şubat 12Z güncellemesinden 2 Mart 06Z güncellemesine kadar GFS ana model yürütmesi.
Sistem dar bir bant halinde güney enlemlere kadar indiğinden dolayı, Atlantik’teki basınç yerleşimlerindeki ufak değişimler bile sistemi rahatça sağa sola itebiliyor. Umudu kaybetmemek lazım ama süre çok kısaldı, her şeye hazırlıklı olmak lazım 🙂
Sicilya’ya bile -10C rahatça inerken sistemin ülkemizi pas geçmezi tüm hava delilerini derinden üzmeye yetecektir.
O kadar da umutsuz bir durum görünmüyor açıkçası GFS’de. 7 Mart’tan itibaren en azından -7/-8 giriyor İstanbul’a, daha sonraları -10 bile kıyısından köşesinden giriyor şehre. Deniz ve kara da hem kışın sonunda olmamız hem de son bir haftadır yaşadığımız soğuklar itibariyle soğuk. Bence kıyılarda yerde erimeyecek bir kar bırakmaya yeter bu sıcaklıklar.
Eveeet bu kış bıkmadan aynı şeyi tekrarlayan senaryo yine çalışmaya başladı. 2 Gün önceki 18z güncellemesinde 7 Mart’ta topuyla tüfeğiyle gelen sistem bugünkü 12z güncellemesinde ötelendi ve anca trakyanın ucundan kıyısından sınırlarımıza giriyor.
Modellere göre konuşmak olarak algılanmasın bu söylediğim çünkü aynı senaryo bu kış 4 kez tekrarlandığı için tümevarım yapıyorum. Ahhh GFS huyun kurusun 🙂
Meteorolojide modellere göre konuşulur, kendi hayallerine göre konuşanlara kulak asmayın. Bariz bir zayıflama ve batıya kayma var dediğiniz gibi, bu kötüye işaret. Umarım düzelir… umarım’dan inşallah’tan fenalık geldi gerçi
Modele göre konuşmaktan kastım diğer parametreleri gözardı ederek sadece modele bakarak bir öngörüde bulunmaktı Ozan hocam. Yoksa tabii ki sayısal girdilerin sonucu olarak resmedilen modellere bakarak tahminde bulunulur.
Bunu ben de dahil olmak üzere burayı takip edenlerin -deyim yerindeyse- kafasına vura vura öğrettin. Onun için ayrıca teşekkür ederim.
🙂 … Aslında diğer parametreler de model çıktılarında var, farklı modellerin farklı çıktılarını, diyagramları, eğilimleri de kontrol etmek lazım tabii ama bunların hepsi sonuçta model çıktısı. Sayısal modellerde olmayan tek şey istatistiki eğilimler, onları da “yahu böyle bir şey gösteriyor ama bu mevsimde böyle bir şey bugüne kadar kaç kere gelmiş ki?” diye sorarak hesaba katabiliriz. Aynı şüpheli tavrı Ocak ayının ortasında çok sıcak gösteren modele de takınmak lazım.
İnadımın sebebibi anlayıp takdir ettiğiniz için ben de size teşekkür ederim.
Bal yapmayan aridan, kirmizisi olmayan saridan, Mart’ta yagan kardan hayir gelmez demis Rusya Meteo Office yillik tahmininde.
Vladimir üstad mı söylemiş bunları? Kim duymuş?
Vasiliy Gormanov soylemis bugun mevsimlik tahminde.Bahsi gecen cumle asagidadir.
Esli pcyolka ne delaet myod, bez krasnie joltie, budet sneg Marte togda ne interesnie budet. Vsem privet ot Russia Meteo Office.
Hocam bu senaryo bir kışta bu kadar çok tekrar edince ister istemez aklıma şöyle bir soru geliyor; GFS ya da benzer modellerin günümüz atmosfer koşullarına göre (bu noktada günümüz koşullarının önceki yıllara göre bir miktar değiştiğini söyleyebilmek gerekiyor, onu tabii ki üstadlara bırakıyorum) güncellenmesi mi gerekiyor? Yoksa bu sene yaşadıklarımız sadece kötü bir rastlantı mı?
Atmosfer aynı atmosfer, bir değişiklik yok. Kötü bir rastlantı bence.
Hocam demek ki 2004 yılında inanılmaz tesadüfler olmuş ki atmosferde, öylesine baba sistemler gelmiş bize, hem de iki kez üst üste kara gömerek. Vallahi o zaman model falan bilinseydi (biz amatörler tarafından) bilgisayar başında bir hafta boyunca zevkten sekiz köşe olurduk herhalde 🙂
yıkılmadık, ayaktayız 🙂 henüz hiçbir şey bitmiş değil. ben kafayı çok pis taktım, bu iş olacak, başka çaresi yok! şu kişisel gelişim kitapları var ya hani, ana teması ; “ne isterseniz olur. iyiyi de kötüyü de, her şeyi siz çağırırsınız. yeter ki bu gücünüzü bilinçli kullanın”. hah, şimdi ben bugün-yarın-önümüzdeki gün bu içimdeki güce yoğunlaşarak sistemi çağıracağım 😀 bakın bu kitaplara göre biz neden kaybediyoruz hava delileri biliyor musunuz? çünkü en ufak bir kötü işarete boyun eğiyoruz, sanki her şey bitmiş gibi, artık gerçekleşmesi imkansızmış gibi davranıyoruz ve hissediyoruz. evren de bunu bir emir gibi yerine getiriyor. oysa hayır 🙂 sanki kar gümbür gümbür geliyormuş gibi hazırlığınızı yapın, kendi kendinizi buna alıştırın, buna göre davranın. evren size istediğinizi verecek 🙂
“- Efsane nerde?
– İçimizde!”
http://www.youtube.com/watch?v=Z62EPqH420Q
ahahaha 😀 süper!
sen dalga geç ozan. ben inanıyorum, tamam mı ? 🙂
DMİ bu defa da samsun ve diğer karadeniz kıyı şehirlerini bile karlı gösterdi. Demelerine göre akşam karla karışık yağmurlu gece ve sabah saatlerinde kar yağışlıymış. Şimdi gel de inan bunlara…
Mart ayı baharın ilk değil, kışın son ayıdır… Şimdi muhtemelen sıkı bir soğuk yaşanacak; kar yağacak, rüzgar ve don sıkıntı oluşturacak, işbilir medya da hemen yaygarayı koparacak: “İşte küresel ısınmanın sonucu… Mart ayındayız ama görülmemiş bir kış yaşıyoruz!” diye. ‘Küresel ısınma’ öncesindeki görülmemiş kışların hangi ayda yaşandığı ise kimsenin aklına bile gelmeyecek…
İstanbul radarına göre yağışlı bir kütle Trakya sınırlarına girmiş durumda. Bulunduğum Tekirdağ bölgesine yaklaşmakta, ama gücünü kaybetme eğilimi mevcut. Sıcaklık ve nem değerleri şu an için bölgede kar yağışı bırakmaya yeterli gibi görünüyor.
Herkes sabırsız ve heyecanlı, avucumuzun içinden kayıp giden kaç tane sistem gördük bu sene, ve kış giderayak son bir sürpriz hazırlığında görünüyor. Temennim bu sistemin de diğerleri gibi buhar olmaması, yoksa hakikaten çok üzülürüm.
GFS’in bize 28 Şubatta 6 saat içinde attığı kazığı paylaşıyorum, yeni sisteme odaklandığımız için es geçmiştik bunu. 3 gün sonrasına, hem de inanılmaz bir değişim vermiş. Sistemi metanetle beklemeyi öneriyorum (ne kadar zor olsa da), yoksa bir kaçımız köprüden atlar bu sistem de fos çıkarsa 🙂
Uyarın üzerine az önce Hans’la konuştum. “Bizim adamların hepsi keçi gribine yakalandı. Bu nedenle 27-28 Şubat çıktılarını stajyerlere çizdirmek zorunda kaldık” dedi. “Yemezler” karşılığını verince bu kez “Veriler hatalı geldi. Bugün düzelttik.” açıklamasını yaptı. Fazla üstelemek istemedim. Son olarak “Modeller dediğimize gelecek. Merak etmeyin siz. Sistemin merkezi konusunda Atina’yla İstanbul’u kapıştırcaz. Lobisi kuvvetli olan kapacak ” dedi. Paylaşayım istedim.
benim berlin’deki taksici dayımın taksisine binmiş geçen gün hans. “yaşadı sizinkiler. 8 mart akşamı kar yağışı başlayacak. nisan ortalarına kadar kar yağışı devam edecek. kar mayıs ortasına kadar yerden kalmayacak. sıcaklıklar -17 dereceye kadar düşecek. uzunluk olarak 87, şiddet olarak 85 kışı ((son zamanların moda sözü de bu bu arada)) gibi olacak” demiş. arkadaşımın itü’deki muhasebeci annesi de bunu onayladı. o da mithat kadıoğlu’yla konuşmuş. mithat kadıoğlu da “normalde aynen hans kardeşimizin dediği gibi olması lazım. eğer olmazsa sebebi küresel ısınmadır” demiş. ben onların yalancısıyım valla.
Hocam yine aynı şey oluyor. Son 2 güncellemede Ankara için soğuklar giderek azalıyor. Milleti önce o kadar ümitlendiriyor sonra yavaş yavaş silip atıyor. Buna uygun bir söz vardı ama bu platform yeri değil.
Sanirim sabah modelleri suratimiza şamar gibi mart ayi gerçeklerini vurdu yağişin kudretli kisminda soğuk yağişa yetişemiyor ve bol sağnaka yağmur olarak düşeçek birde ozan’in söylediği gibi martta güneş işinlari daha dik geldiğinden gün içindeki sıcaklık artişi birden ve çok ani yüksek değerlere ulaşarak karin etkisini ve birikimini etkileyecek. Ne olurdu şu sistemcik ocak sonu şubat başi gibi gelip bir hafta etkili olsaydi :))
850 hPa sıcaklığı çok düşük değil, Trakya’da aşırı bir soğuk yok, bunlara rağmen İstanbul sahil kesimleri 2C civarında, Tekirdağ merkez ve ilçeleri de 0C civarında.
Sebebi bu olabilir mi?
Kuvvetli rüzgar kuzeydeki soğuk havayı deniz üzerinde fazla ısınamadan İstanbul Avrupa Yakasına itiyor?
Evet, hem denizin artık en soğuk haline gelmiş olması hem de kuzey rüzgarının hızı dolayısıyla havanın deniz üzerinde çok fazla zaman geçirememesi bence de sebeptir.
Saat 17.40
Tuzla’da sıcaklık 2.1 derece. Yağmur çiselemeye başladı.
levent öğleden sonra 3-4 gibi 1.1 dereceye kadar düştü, şimdi ise 1.6 derece.
oyyy, gümbür gümbür ısınmış 😀
O zaman “bir tek dileğim var bu gelsin yeter” 🙂
santiago, 18 Z çıktısından bal damlıyor baaaal ! 🙂 gümbür gümbür geliyor maşallah. 7-10 Mart arasında mesaimiz var, herkes hazırlansın 🙂
Daha 6 gün var… Şu kar nasıl bir afyon yahu, daha 1 ay öncesinde 120 saat içinde kuşa dönen sistemleri unutturuyor… 🙂
Günah işlemek gibi 🙂 Pişman oluyorsun ama aynı hataya yine düşüyorsun 🙂
hem de 7’den 77’ye herkes düşüyor 🙂
Yanlış cevapla düğmesi – Havadelisi 🙂
Jeff Haby demişti ki, “850 sıcaklık tahminleri, rüzgar fazla olursa tahmin edilenden daha düşük çıkar.”
Ozan sana onemlı bır sorum olcak. Cevaplarsan sevınırım. Şimdi bakıyorum istanbul 2 derece cıvarında. Yagıs kırıntı seklınde mesela Erenkoy’de bızım evın orda bıraz once sinek sinek kar atıstırdı. Hava 2.4 derece idi (arabada gozuken) hemen eve geldıgımde gfs modelıne baktım ve bu saat ıcın bızım bolgeye yeşil kısmın gırdıgını gordum yani 850’de sıfırın içindeyız. Sana sorcagım soru mantık cercevesınde mı (hava olaylarında) ? Eger 850de sıfır derecede su an 2.4 ise (ki bizim bölge alcak eksımdır) o zaman eksı 10a gerek kalmadan eksı 5 dahi girse veya eksı 7 falan (en kotu) o zaman bu derece 2m de sıfırı gormez mı mantıken? Cevaplarsan cok sevınırım. Sevgıler.
Hayır böyle bir mantık yok, 850 mb sıcaklığı çok genel bir gösterge.. rüzgarın ne taraftan estiğine göre, soğuk hava kütlesinin kökenine göre, soğuğun üstüne sıcak hava akınının olup olmadığında göre birçok değişiklik olabilir yer sıcaklığında… Bu mevsimde deniz en soğuk haline geldiği için rüzgar Karadeniz’den eserken 850 mb sıcaklığı ve yer sıcaklığı arasında mesela Aralık ayına göre daha az fark oluyor. Özet olarak, bu mevsimde kar yağması Aralık ayında yağmasından daha kolay. Ama yağış kesildiği ve güneş çıktığı anda da erimesi daha kolay, çünkü güneşin geliş açısı daha dik, güneşlenmenin gün içindeki süresi daha fazla.
DMİ 13,30 Gibi sayfasını güncellerdi saat 15,00 oldu hala güncelleme yok. Napsak diye düşünüyorlar herhalde 🙂
Yine aynı nakarat aynı senaryo işlemeye basladı. Yok yok en guzelı bu kışın ne kadar cabuk olursa o kadar iyi hemen bitmesi ve bahara hızlı bır geçiş yapmamız. Akıl saglıgımız ıcın bu cok onemlı.
Henüz ortada kötü bir durum yok, çok süper olmasa da İstanbul’un kıyılarında bile temiz 3-5 cm kar yapabilecek bir sistem görüntüsü var, ayrıntılar daha değişir, miktar artar ya da azalır. Umarım bozulmaz.
evet, aynen öyle. neden insanlar bu kadar paniğe kapıldı anlamadım. 1 günlük sağlam bir kar yağışı ardından da 1-2 günlük soğuk bile bizim için çok anlamlı, ki görünüşe bakılırsa alacağımız şey de bu . gfs 06 Z çıktısı iyi durumda. daha da iyileşir inşallah 🙂
Umuyorum ki cumartesi günü kesinlik kazanacağını düşündüğüm bu sistemi gün geçtikçe hevesimiz kaçmaz da hafta boyunca takip edebiliyor oluruz. Ben de endişeliler arasındayım ve en büyük korkum sistemin kaymağını Balkanlar ve Yunanistan’ın yiyip bizim artıklarla idare etme ihtimalimiz. Bu da kaçarsa bütün komplo teorilerini masaya yatıralım derim. 🙂
Ozan ustadım birden fazla panik yaptım ama AO da sımdı guncellendı notrden eser kalmamıs artıda salınıyor paralel. Bu da olumsuz durum sanırım. Ama sen diyorsan 3-5 cm bu da harika. 1 cm bile yeter .. yeter ki örtü gorelım psikolojisindeyim. 🙂
Evet AO’nun pozitif eğilimi son güncellemede ortaya çıktı. GFS çıktıları değişebilir, bu sistemde gücünü yitirebilir.
Bunu bir türlü anlatamadım. AO indeksi tahminleri, GFS çıktılarına göre şekillendirilmektedir. GFS ve onun türevlerinden (senaryolar) hesaplanan sayılardan ibarettir, geniş ölçekli basınç dağılımı hakkında genel bir fikir oluşturmak için. Ayrıca indeksler soğuğun gücü hakkında bir şey söylemezler.
Hocam bence bunu sık sık söyle. Sorulara cevap olarak değil, her yeni açtığın sayfanın başında önemli ve dikkat edilmesi gereken hususlar şeklinde yaz derim ben. Burda yine çok değil ama başka platformlarda “AO NAO tamam, GFS onlara ayak uydurur” gibi şeyler söylenip yazılıyor. Hasbel kader onlar da buraya bakarlar da, yanlış bildiklerinden dönerler.
ECMWF’nin 00Z çıktısı beni çoook korkuttu. Yüksek yüzünden sistem GB Avrupa’ya kaymış. Bakalım GFS 06Z çıktısı ne diyecek.
Maalesef GEM 00Z de çok içi açıcı değil. 1-2 günlük “sistemcik”ten sonra yine Avrupa seferine çıkıyor sistem. GFS 06Z ve 12 çıktısı ile ECMWF’nin 12Z çıktısı önemli. GFS’in dün akşamki ve bu sabahki çıktılarına bakıp, kesin geliyor demeyelim. İhtiyatlı olalım.
Aman ne yapacaksın karı kışı 🙂
Bahar ve yaz daha güzel, bir sürü kümülüs kongestuslar, kümülonimbus kalvus/kapillatus gibi kütleler oluşacak. Onları gözlemlemek tahminlerini yapmak çok daha keyifli, napacaksın donuk donuk kar yağışını ? 🙂
Ben oraj istiyorum! 20’li sıcaklık değerleri istiyorum! 🙂
Al benden de o kadar. Bahara dogru “CAPE Watch” gibi bir bölüm açarsak iyi olur. Günlük oraj tahminleri vb..
Benim için her yol Paris, Ozan beni bilir bu konuya ne kadar hevesli olduğumu 🙂
18:00 çıktısı da bizden yana. ama perşembe günü gelmeden ben rahat bir nefes alamam.
gelsin pisi pisi , geeeel babana gel 🙂