Ankara’da şu an için, ayın 24’ünde gökgürültüsü potansiyeli çok az da olsa var, şu an olmama ihtimali %55 ama %45’i de yok saymamak lazım… her an bu yüzdeler yer değiştirebilir. Bazı indeks türleri durumu desteklemiyor ama bazıları da şimdiden destekliyor…. Son 10 güncellemedir durum hep aynı gibi ama yine de son 1 gün kala herşey netleşir…Şahsen kardan çok, gökgürültülü sağanakları daha çok sevdiğim için bu durumla daha çok ilgileniyorum, bu yüzden bahar benim favori mevsimim.
Lifted Index = -1 (Zayıf bir kararsızlık durumu ama umut verici)
CAPE = 357 (eh işte idare eder – hafiften bir konvektif potansiyel varmış)
CIN 0 (umut vadedici – konvektif engelleme oluşturacak negatif tabaka hiç yok )
Soaring Index 0 (ah sende biraz yüksek olsaydın)
K index 26 (Tam sınırda)
SREH 10 ( Ah be kardeşim, çok azsın… 15 kat daha güçlü olman lazımdı, şanslıyız ki senin başarı yüzden düşük, umudumuzu kıramassın)
Vertical Totals = 19 (işte şimdi umudum azaldı…29 olsaydın bütün diğer indeksler de peşinden giderdi)
Total Totals = 55 ( Diğer değişkenler seni desteklemedikçe sözüne kim inanır)
Cross Totals = 16 (Yıktın beni)
Aynen katılıyorum. Benim de favori mevsimim bahardır. (Ilıkçı olmak bunu gerektirir 🙂 ) Gök gürültüsü derken oraj mı yoksa bir kaç gök gürültüsü mü? Bir de gök gürültüsü tahmininde kullandığınız metotları benimle paylaşırsanız tüm mal varlığımı vermeye hazırım 🙂 🙂
havadansudan
adana’da büyüdüğümden olsa gerek ben de kardan çok orajın hastasıyım…küçükken orajlı gecelerde yatağıma girip geceyi aydınlatan şimşekleri izleyip, bardaktan boşalırcasına yağan yağmuru dinleyerek uykuya dalmayı severdim. çok da korkardım aynı zamanda 🙂 ama güzeldi.
Şu görüntüye bakın!
Giderek kararsızlık artıyor!
Lifted -2’ye düştü
Total Totals 56’ya yükseldi
CAPE 408 oldu.
Thomson Index 25-30 aralığında
CIN 0
Koşullar giderek güzelleşiyor. İhtimalleri yer değiştirdim 2011’in Ankara’da ilk şimşeklerinin oluşma ihtimali %55 oldu 🙂
@ çihiro, ben çoktan yazdım bununla ilgili bir makale, Ozan Hoca baharda yayımlayacak, ama çok istiyorsan maille gönderirim. 🙂 Bu öyle ciddi bir fırtına olamaz, yukarı seviye rüzgarları çok az (şu an için bütün atmosfer tabaklarında 35 knot ortalamasını geçen rüzgar yok çünkü), single-cell denilen basit, kısa süreli gökgürültülü sağanak yapabilen ve kısa ömürlü bir kütle gelişebilir. Tabii koşullar böyle devam ettiği sürece…
@havadansudan
Bir kere ben de korkmuştum, başrollerinde Tom Cruise’un oynadığı Dünyalar Savaşı filmi vizyondaydı o günler, filmi izledikten tam da birkaç gün sonra bulunduğum yere (Kırşehir) bir fırtına kütlesi geldi, yağıştan çok habire şimşek ve yıldırım vardı (dakikada en az aynı yerde 15 kere falan) Hayatımda o kadar şimşekli bir bulut görmemiştim ve korkmuştum filmin etkisiyle… 😀
mehmet torun
Yaz mevsiminde Giresun yaylaları
onur yorulmaz
eğer ile başlayan cümlelere bir tanesini de ben ekliyorum izninizle 😀 . Eğer kuzey afrika’nın akdeniz kıyıları akdeniz bölgesindeki gibi kıyıya paralel ortalama yükseltisi 5000 metre olan dağlarla kaplı olsaydı iklimimiz nasıl değişirdi? 😀
Tropikal koridor açılsa bile sıcak hava o dağların güneyine hapsolurdu ve biz bütün yaz sistemsizlikten ölürdük, çok acı çekerdik çok 🙂 God save ılıkçılar, amen 😀
alper
Yorumunuzu şu yazının altına kaydırdım. – Havadelisi
havadansudan
dün gece bir rüya gördüm. rüyamda çatıların kardan beyazladığını görüyorum ve kendi kendime bunu hemen bloga yazmalıyım diyorum (nowcasting hesabı) 🙂 derken kar birden kesiliyor , çatılardaki karlar hemen eriyor , yağmur yağmaya başlıyor ben karın yağdığını henüz kimseye haber veremeden.
ne hallere düştük ya 🙂 uyanınca çok bozuldum 🙂 karın rüyası bile güzeldi.
Bu aralar efsane, polar koridor felan çok moda. Hani biz de ılıkçıyız ya. Bu da bizim efsanemiz olsun. Ekvatoryal koridor açılıyor. Asıl efsane geliyor. 🙂 🙂 🙂
havadansudan
gfs modelinin seyrinde rusya’da 850 hPa’daki -15’ler -20’ler bugünden birkaç gün sonra gitgide ufalıp kuş kadar kalıyor, sonra da tamamen yok oluyor. hatta 850 hPa’da 0 dereceler görülmeye başlanıyor rusya üzerinde. biraz erken değil mi bunun olması için? bir de atmosfer ısınıyor ama yer seviyesinde sıcaklıklar 0 dereceden daha düşük kalmaya devam ediyor rusya’da önümüzdeki günlerin hava tahmin tablolarına göre. ilginç.
Üst seviye Ocak’ta da ısınabilir, erken değil yani. Yer seviyesinin ısınmasına ise daha var, güneşlenmenin artması lazım.
havadansudan
amaaaan ne anladım ben böyle kıştan 😦 öyle hemen ısınılır mı hiç? utanmasa hiç soğumayacak demek ki. peki biz kar görmek için illâ 850 hPa’da en az -10’u beklemeye mahkum muyuz ?
Buraya sığırcık kuşları geri gelmiş kur yapıyorlar dışarıda, seslerinden kafa beyin kalmadı, demek ki artık bahar gelmiş. Bu arada yarın ya da bugün resmini çekerim. Buradaki bir badem ağacı çiçek açmak üzere…
Yanlış görmediniz, bu kış. Trakya’da zeminde var olan soğuk hava o gün İstanbul’da rüzgarın batıya yakın karayele dönmesiyle yer seviyesini soğuttu ve yağış kar olarak düştü. O günkü 850 hPa sıcaklığı da -2 civarıydı sanırım, GFS arşivlerinden kontrol etmek lazm. Yanlış hatırlamıyorsam da Blog’da buna değinmiştik. Sürpriz bir yağış olmuştu
Tabii eğer sorunuz adam akıllı bir kış yaşamamamıza dair bir ironiyse, cevabımı şimdiden geri alıyorum. 😀
Ha tamam hatırladım, evet tam anlattığınız gibi olmuştu, zeminden ve kara üzerinden ilerleyen soğuk hava kısa süreli zayıf bir kar yağışına yol açmıştı. Benzer şeyler olabilir gibi duruyor ilerleyen günlerde.
Santiago
Soğuk hava dalgasını kovalayan sıcak cephe 1-2 saat boyunca kar ve kky yağışına yol açmış.
Evler, çatılar, evlerin kiremitleri, asfalt kısaca şehirlerdeki hemen her şey beyaz olsa şehirlerin ısı adası olmasına engel olabilir hatta şehirleri daha soğuk bir hale getirebiliriz. Güzel fikir değil mi 🙂
Bodrum, Datça gibi bazı yerleşim yerlerinde, imar planından dolayı binalar tüm beyaz renkte, incelemeyi buralarda yapmak lazım.
havaankara
Saat şu anda 20.12. Ankara Öveçler. Rakım 1050. Yaklaşık 10 dakikadır seyrek olmak üzere kar atıştırıyor. ODTÜ 3.4, Hacettepe 2.2 derece. Buranın da 2 dereceden daha düşük olduğunu zannetmiyorum. Uydu görüntüsüne göre pek devamı yok gibi. Yani sadece seyirlik. Buna da şükür diyorum.
ah eskiler ah eskiler. eskiden kar yağardı memleketime. çıkardım dışarıya bembeyaz her yer. kolay kolay da kalkmazdı yerden. bu sene kar görmedi memleketim. ama olsun ben inanıyorum. doğa elbet dengeyi sağlayacaktır. 23.01.2000’de 60.0 cm olduğu gibi…
😀 bkz
burak
cemreler dustu, bu bizi etkiler mi, yoksa onlar eskide kaldi, 87 martinda da cemre dustu, umudu kesmeyelim mi:)
Öyle bir şey var, ayrıca çok çok nadir de sayılmaz. Burayı oku. Yaş kaç bu arada Ayberk?
Ayberk456
Ben hayal meyal hatırlıyorum 5-6 yaşındaydım sanırım en son yoğun kar gördüğümde. Ben nereye gitsem geldiğim yerde o gün hava açık olur bu da en sevmediğim şeydir. Ayrıca Kümülonimbus bulutlarından oluştuğunu tahmin ediyorum. Ege üzerinden gelen bulutlar iç kesimlerde soğuyarak kara sebep olmuştur diye biliyorum. Yaşımı vermeyi sevmiyorum ama söylersem dünkü çocuk diyeceksiniz. Ben gene de vereyim 23 yaşındayım ve en son yaşadığım hortumdan sonra yavaş yavaş meteorolojiye ilgi sarmıştım. Şimdi ise bunu hobi olarak yapıyorum. Bu arada hava kapalıyken zorda kalmadığım sürece dışarı çıkmam çünkü 12 yaşımda önümdeki ağaca yıldırım düşmüştü.
carcass
Dedelerimiz, ninelerimiz “kar yarılması” diye bir tabir kullanırlarmış o durum için… Yani ezelden beri bilinen bir olay. Daha tanıklık edemedim ama günün birinde inşallah diyorum 🙂
Büyükannem ”oğlum kar yağarken gök gürlerse bir yerlere kar göçer ” (Çok kar yağar anlamında) derdi.. Kastamonu’da nadir olan bir olay ama ben 1 defa tanık oldum..
faseay
Buna bizzat ben şahidim Ayberk456. Bloğa da yazmıştım daha önce. 99 Şırnak ta şahit olmuştum ardı arkası kesilmeyen şimşek, gökgürültüsü ve yoğun kar yağışı
Ayberk456
“Deniz Suyu Sıcaklıkları” ortalama ne kadar zaman sonra artmaya başlar? (Yazın demeyin ben ne zaman başlar dedim)
İlk defa sonbaharın gerçekten de 1 Eylül de başladığını gösteren bir kanıt görmüş oldum 🙂 Deniz suyu sıcaklığı Eylül başında eğilimini birden değiştirip soğumaya başlıyor.
Üçüncü cemre düştükten sonra. Bilim bilim nereye kadar 🙂
havaankara
“Eğer” ile başlayan şöyle bir soru daha sormak istiyorum. Ülkemizin doğusu bu kadar yüksek olmasaydı, İç Anadolu’nun iklimi ve yağışı nasıl ve ne kadar değişirdi? Mesela Doğu Anadolu Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi’nin ortalama yüksekliği aynı olsaydı.
Güneydoğu Anadolu’da kış biraz daha soğuk geçerdi. Kuzeyden inen soğuk devasa dağlarla karşılaşmazdı. Hatta Irak’ta bile daha soğuk kışlar görülebilirdi. Yalnız Doğu Anadolu, dağlar olmadığından şimdikine nazaran daha ılık olacağı için etrafındaki bölgelerde de ortalama sıcaklıklar biraz artabilir. Her an her şey olabilir 🙂 Mesela Basra alçağı daha rahat eder. Doğu Anadolu daha fazla ısınır, yazlarımız daha sıcak geçer. Bir de kelebek etkisini hesaba katarsak Kongo havzasında yıllık yağış ortalaması 5-10 mm düşebilir 😀
# Ayrıntı
Bence şu soru daha kritik olurdu. Toros dağları olmasaydı, İç Anadolu’da hava olayları nasıl değişirdi? Cevap, doğu Akdeniz’in sıcak havası dağ engeline takılmaksızın, iç Anadolu’ya geçeceği için, iklim; sıcaklıklarda Denizli veya Manisa ortalamalarının birkaç derece altında, yağış ortalamaları ise bu iller civarında, fakat bahar mevsimlerinde hortumların biraz daha sıkça ziyaret ettiği bir yere dönerdi. (Amerika’nın Tornado Alley-Hortum vadisine dönerdi. Karadeniz’in iç kesimlerindeki dağ yükseltileri olmasaydı ise, İç Anadolu’daki yıllık toplam yağışlar sanırım 300-500 mm daha yükselirdi.
havadansudan
toroslar olmasaydı akdeniz kıyısında kışlar çok daha soğuk olurdu, kıyılarda senede birkaç kez düşen kar yağışı sıradanlaşırdı. yıllık yağışta fazla bir değişiklik olacağını sanmıyorum. sadece arkasındaki kesintisiz dağ sıraları sayesinde 1000 mm üzerinde yağış alan noktalarda yağış miktarı düşerdi. iç anadolu ise daha ılık, daha nemli, daha çok yağışlı olurdu. bence asıl olması gereken şey basra körfezi’nin akdeniz’le birleşmesidir 🙂 bu sayede korkunç basra alçağı’ndan geri dönmemek üzere kurtulurduk. tethys denizi hiç yok olmasaymış keşke.
havaankara
Güneybatı yönünden bir kütle şu anda Ankara’ya yaklaşıyor. ODTÜ 3.4, Hacettepe 2.2 derece 00.10 itibariyle. KKY görebilir miyiz acaba diye düşünmekteydim. Ama rüzgar da güney yönlü, gelen kütle de güneyden geliyor. Şimdilik biraz zor gibi ama bakalım. Yukarılarda biryerlerde bekleyen bir soğuk hava kütlesi vardır inşallah. 🙂
gökmenYazıyı Yazan
Saat gece 24:00. Sadece bir tek sokak lambası bütün mahalleyi aydınlatmaya yetiyor. Yer bembeyaz, gök kıpkırmızı. Ta uzaktan bir köpek havlaması, bir de sokağın başındaki arabanın lastiklerinden duyulan patinaj çığlıkları. Kar kafasına göre bazen iri iri lapalıyor, bazen de tane tane yalpalıyor, ama hep yağıyor. Bir de mahallenin çocukları gecenin bu vakti kızak kayıyor yokuş aşağı. Osman Efendi’nin Merdiveni’ni kullanıyorlar, yanaklar al al taşıyorlar onu yukarıya her seferinde tekrardan.
Hava buzzz gibi, ama soğuk değil, öyle ısıtıyor ki içlerini karın sıcak yüzü. Poff ! Diye patlayıveriyor kiminin ensesinde muzipin birinin attığı kartopu. Birikmiş karın üzerinde koşup o haini yakalamak mı, onu devirip attığı kartopunun daha büyüğünü ona yedirmek mi, yoksa doğrulduktan sonra üzerindeki yünlere yapışmış onca karı temizlemek mi en zoru ? Yoldan güçbela geçen araba çok hoş karşılanmıyor elbette, taze, dümdüz karın saflığını bozduğu için. Bir de ter içinde eve girdiğinde yanan kulakların, ellerin ve bir de sanki 1 dakika önce içeri girmemişsin gibi kar yağıyor mu hala diye pencerenin locasındaki yerini alma isteğin…
İnanılır gibi değil. Konya’ya şu an kuvvetli lodosla birlikte karla karışık yağmur yağıyor! İlginç bir durum. Sıcaklık öğleden önce 14 dereceye kadar çıktı ama öğle saatlerinde kky başladı. Görselim yok maalesef.
Ayberk456
Yükseklik diyeceğim ama 14 derecede imkansız gibi bir şey.Kky hala devam ediyor mu?
Öğleden önce 14 dereceydi. Öyle ani düştü ki sıcaklık 2-3 saat içinde kky başladı. Yağış 2’ye doğru kesildi. Dışarı çıkıp baktım. 1600 metrelik tepelerde kar örtüsü vardı. 850 mb’da soğuğa dair bir şey yokken bu kky nereden çıktı ben de anlamadım.
Yerde oluşup daha sonra atmosferin orasında burasında (üst seviyelerde) biriken soğuk hava kütleleri oluyor bu mevsimde. Dikey hareketlerle langırt diye aşağıya inebiliyorlar. Tahmini çok zor.
Yaz orajlarında yukarıdaki soğuk hava aşağıya hızla iner ve sıcaklık aniden düşer. Bu da bu olay gibi mi? Yukarıdaki hava yaz aylarındakine oranla çok çok daha soğuk. Bu da kar yağışına neden oluyor.
Evet benzer bir durum ama kışın iç bölgelerde soğuk hava yüzeye daha yakın seviyede ya da yüzeyde oluşuyor. Daha sonra lodos modos gelip atmosferi karıştırıyor ama o soğuk tabakayı tam ısıtamıyor sadece atmosferdeki seviyesini değiştiriyor. Ve o soğuk dikey hareketlerle tekrar ortaya çıkabiliyor, yağmuru kar yapıyor falan filan 🙂 Bence böyle yani 🙂
An itibariyle keşişleme Konya’yı bir deprem gibi sallamakta!
# Ayrıntı
Afrika’dan kalkan tozlarla bir yağış dalgası şimşekler eşliğinde İzmir ve 00:40 lokal saatle Muğla’ya doğru yaklaşıyor (Cemal hocamızın kulakları çınlasın)
Bazı yerlerde cumartesi sabahına kalkanlar arabalarında çamurumsu pisliği görünce şaşırmasınlar.
Pembe renkler tozlu atmosfer şartlarını göstermekte olup animasyon 18 Şubat Cuma 14-23 saatleri arasını göstermektedir. GFS’in kesit tahmini de Atina-İzmir-Salihli arasındaki bulut gelişimini ve yağış bölgesini 23 GMT (01 Lokal) gayet güzel tahmin etmiş.
Gördüm 🙂 Pazar günü ayinde yakalarım, yağışı unutmuşun hacı derim kuru soğukla olmaz 🙂
Ayberk456
Vovvv Ege Denizi’nde radar kırmızılaşmaya mı başlamış yoksa ben mi yanlış görüyorum?
Santiago
Bence bu görüntü de gerçekleştiği tarihler itibariyle bir efsane olabilir. 24 Mart 2003 850 hPa’da -12C giriyor. Bu sene tüm kış boyunca -10C yi bile kıyısından gördük.
Ne zaman geldiğine bakılacaksa bence asıl efsane Nisan 1997’dir. İlk 15 gününü incelemeni öneririm. Ben üniversite sınavına hazırlanıyordum. Şaka gibi bir Nisan’dı, bir ara gün aşırı bildiğin süper kar sağanakları oluyor, ve her seferinde tutuyordu. Bu tabii İzmit, İstanbul nasıldı bilmiyorum. Kayıtlara göre batıdaki en soğuk Nisan ayıdır. İzmir 10 Nisan 1997’de 0.6 C olmuş.
Ozan Deniz
Çok net hatırlıyorum ve yazdım zaten defterime. Çorlu’da 14 nisan 1997 sabahı 10 cm her yerde kar vardı. Her taraf tamamen kardı ve -1 c idi bütün kar yağışı boyunca
Gürhan Salaçin
Ben o günü çok iyi hatırlıyorum. 11 Nisan sabahı saat 06.00 civarında Bornova’da kar yağıyordu. Tabii “kar yağıyordu” demem, yerde tutmayan havada uçuşan kar taneleri.
faseay
Hocam yılını hatırlayamıyordum 16 Nisan’da da ben Gebze’nin köylerine amcamla su almaya gitmiştim. Demek ki 1997 imiş. 2002 ile 2004 arası hangi tarih hatırlamıyorum ama 5 Nisan’da da Dilovası deniz seviyesine yağmıştı
havadansudan
sanırım adana’da en soğuk nisan 1997’de yaşanmış. 11 nisan 1997’de sıcaklık 0 dereceye düşmüş.
hatta adana’nın en düşük gece sıcaklığı da 1997 kışında ölçülmüş.
aşağıdaki tabloda adana’da 8 ocak 1997-30 nisan 1997 arasında ölçülmüş gece sıcaklıklarının tablosu var.
1997 kışı soğuk bakımından efsaneymiş ama yağış bakımından kurak geçmiş.
Durum vahim gibi görünüyor ilk başlarda Yunanistan-Türkiye’de büyük dolu ve tornadoları gösteriyor. Ne kadar doğru bilmiyorum ama Estofex öyle gösteriyor. Alçak basınç merkezi zaten mevcut.
Çok “vahim” olmasa da (üç dereceli uyarının 1. derecesini vermişler) epey bir gösteri olabilir. İzle bakalım.
Bu arada İngilizce rapordaki şu kısma dikkat: “GFS ve ECMWF fikir birliğinde olmasına rağmen şu şu bakımdan belirsizlik…..” Belki olaya saatler kalmış, modeller aynı şeyi gösteriyor, adamlar hala “belirsizlik” diyorlar. Bilgi işte insanı böyle kararsız dansöz yapıyor. Kursa yollamak lazım bunları bizim büyük üstatların yanına.
Ayberk456
Doğru tahmin için kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar ama İzmir kıyılarında şimşekler başladı rüzgar da giderek artıyor.
istanbul’da mart ayında ölçülmüş en yüksek kar kalınlığı kaç cm? bilen/gören var mı?
bir de istanbul’da mart ayında karlı gün sayısı en çok kaç gün?
1996’ya kadarki verilere baktım weatheronline.co.uk sitesinden. mart ayında genellikle 1 gün kar düşmüş ve 2 ilâ 4 cm arasında örtü yapmış. 2005’ten sonra örtü yapacak bir kar mart ayında hiç görülmemiş.
İstanbul’da kar rekoru 87’ye ait sanırım. 5 Mart’ta havalimanında 80 cm varmış (yanlışsam düzeltin). Ama DMİ’nin resmi rakamı (Göztepe) çok daha düşük, kaçtı hatırlamıyorum.
Santiago
Buradan tüm merkezlerde ölçülen uç değerlere ulaşılabilir.
İstanbul’daki istasyonlar için en düşük sıcaklıklar Şubat ’85 te gerçekleşmiş; Florya -10C, Göztepe -8C, Kartal -6,4C, Kireçburnu -8,4C, Şile -11C, Yalova -11C, inanamayacaksınız ama İstanbula 45 dk. mesafedeki Çerkezköy -25,4C, Lüleburgaz -27,8C 🙂 Rekorların kırıldığı 20-21 Şubat 1985 tarihinin 850hPa sıcaklıkları burada.
Kar rekoru ise ’87 yılında. Florya 60cm. Göztepe 44cm. Kireçburnu 63 cm. Kumköy 55cm. Yalova 80cm.
ersin
Kimseyi inandıramıyorum ama, 2008’de 17-18 şubat sisteminin ertesi gecesi, yani havanın açtığı gece, (ki bir hava delisi olarak neredeyse tüm gece ayaktaydım:) ) Samandıra istasyonu – 12 C’yi gösterdi, birebir meteor.gov.tr’den takip ettim. Niye bunu kayıt altına almadılar o da ayrı merak konusu tabii.
karcı hakan
Aydos’ta o gece -13,2 ölçmüştüm 🙂
Santiago
Almışlar hocam, verdiğim linkten bakınca çıkıyor.
ersin
Teşekkürler Santiago, bir ara gerçekten kafayı soğukla karla bozup hayal gördüğümü düşünmeye başlamıştım 🙂
havadansudan
teşekkürler Santiago , ama ben en uç değerleri değil sadece mart ayına ait en çok karlı gün sayısı ve en yüksek kar kalınlığını öğrenmek istiyorum. muhtemelen ’87 martı hem kar yüksekliği hem de karlı gün sayısı açısından lider olmalı bu durumda.
Ozan Deniz
Çorlu’nun minimumu -18.5 diye biliyorum aynı tarihte. Ama anlatılanlara göre Çerkezköy’e yakın olmalı bir ölçüm hatası yapılmış. Hatta Çorlu Çerkezköy’den soğuktur genelde.
Edirne’nin maximum kar kalınlığında hata var. Edirne’ye 90 cm kar asla yağmadı asla da yağmaz….
Hocam Edirneli değilim ama 2000 – 2002 de İpsala’da askerlik görevimi yaptım, yanlış hatırlamıyorsam 2001 Aralık ayında iki farklı soğuk hava dalgası geldi, ikisi de iyiydi ama 2. si felakaket bir şeydi hayatım boyunca bir daha o kadar kar görebilir miyim bilmiyorum, koğuştan uyandığımızda kapıyı açınca 2 metreden yüksek bir duvarla karşılaşmıştık, ve o kalınlık daha da arttı bir kaç gün içinde.
İlk gün düz alanda kar kalınlığı belimin üzerindeydi hatta köpeklerimizi kulubelerinden alıp depoya götürmüştük donmamaları için, köpeklerden biri alman kurdu öteki de boxerdı, köpekler yürürlerken karın 30 cm kadar altında kalıyorlardı o yüzden karın içinden çıkana kadar çektiğimiz zincirlerin ucunda köpek bağlı olduğunu anlamamıştı kimse, bir kaç gün içinde İpsala içinde otobüsler bile tamamen kara gömüldü tabii evlerin 1 ve bazen 2. katları da… kar bittiğinde İpsala – Keşan yolu üzerinde rüzgarında savurmasıyla yer yer 12 metre kar kütleleri olmuştu otoyolun içinde tek şeritli daracık bir geçit açılmıştı içersinden geçerken gökyüzü görünmüyordu.
Yunanistan sınırının Yunan tarafındaki düzlüklerde ise sabit 3 metre civarı kar birikmişti hatta şarkıcı Göhkan Özen Yunanistan turnesinden dönerken İpsala’da yolda mahsur kalmış ve askerlerimizce kurtarılıp o gece misafir edilmişti.
Biz oradaki bütün birlikler o müthiş hava olayını yaşadık ama oradaki ekstrem değerleri bir kayıtta gördüm ne de olayla ilgili bir habere rastladım…
Ayberk456
Ozan Hocam aşağıdaki resimde Kıyı Ege’ye yaklaşan muhteşem bir gökgürültülü kütle var, gece saatlerinde İzmir’de olur sanıyorum. Maalesef uydu görüntüsünü koyamadım ama idare ederiz 🙂
Bu şekilde gücünü korursa, Ankara’da da şubat orajı olabilir. Şu an için ayın 23-24’ü Totals değerleri bunu destekler nitelikte, lifted indeks değeri de 0, -1 arasına geçip duruyor. Bugünkü tahmin güncellememde durum kesinleşene kadar şimşek sembolü kullanmadım. Ama kış mevsimine göre şu an için güzel bir kararsızlık var Ankara’mızda
okanDagistan
Daha önce dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ancak TRT Türk kanalında “Dünyanın Havası” adında bir hava tahmin programı var. Dokunmatik bir panelden Mehmet Yayvan sunum yapıyor. Çok detaylı izleme fırsatım olmadı ama Türkiye’de daha önce böyle bir tahmin programı izlememiştim. Üstelik program günde 4-5 kez yayınlanıyor ve 10 dakikaya yakın sürüyor. Merak edenler için tanıtım bağlantısını burada veriyorum.
Benim de dikkatimi çekmişti. Çok güzel bir çalışma olmuş. İnşallah Türkiye’de meteoroloji ilerde çok daha iyi seviyelerde olur.
Semih
Sat24 uydu görüntüsünde, İtalya’nın güneyinde dönmekte olan bir kütle var.
Ankaragücü
Marmaris’ten bildiriyorum.. Daha doğrusu bildirmeye çalışıyorum.. Uçuyoruz.. Sabahtan beri etkili olan fırtına tam anlamı ile kudurdu ve kuvvetli fırtına haline geldi. Sabaha ciddi bir hasarla uyanacağımızı düşünüyorum. Muhtemelen çok sayıda ağaç ve direk devrilecektir. Yat limanı civarında da çok sayıda teknenin hasar göreceğini düşünüyorum.. Elektrikler kesilmezse gelişmeleri yazarım.
Bu arada İzmir radarı rüzgar opsiyonu kuvvetli fırtınayı algılayıp sembolleri koymuş ama Marmaris radarında şu an “sakin” hava şartları yaşıyor görünüyoruz. 🙂
Faseay söyleyince aklıma geldi. Şöyle bir şey yapılsa nasıl olur? “Eğer” ile başlayan şeyler söylenip üzerine tahminler yapılsa. Mesela desek ki: “Eğer Karadeniz olmasaydı” veya “Karadeniz şu anda kapladığı alanın 3’te birini kaplasaydı” ne olurdu? Acaba böyle çalışmalar yapılsa faydalı olur mu? Hem kafa yormamız açısından. Hem de benim gibi çok bilmeyenlerin bir şeyler öğrenmesini kolaylaştırması açısından.
İşte bunlar tam benim konular. Çok heyecanlı 🙂 Böyle çalışmalar zaten yapılıyor. Eski iklimi gösteren doğal arşivlerden yola çıkılarak hipotezler geliştiriliyor ve bu hipotezlerin modeller kullanılarak doğru olup olmadıkları test ediliyor. Örnek: Karadeniz modelden kaldırılıyor… Fakat henüz yapılmadı sanırım bu. Yapılacak ilerde, yapacağız.
Bir örnek vereyim ve soru sorayım. Bundan yaklaşık 20 bin yıl önce, yani son gerçek buz devrinin en şiddetli zamanında Karadeniz öyle bir duruma gelmiş ki Zonguldak’ta yıllık yağış miktarı bugünkünün 10’da 1’ine, belki de daha azına düşmüş. Ne olmuş olabilir? 🙂
Aslında bunlara cevap vermek için herkesin öncelikle bir süreliğine konu üzerinde düşünmesi (bias-önyargı ve etkilenme olmaması açısından), daha sonra beyin fırtınası ile birlikte cevaplar verilmesi iyi bir yol olur diye düşünmekteyim. Ben düşünmeye başladım 🙂
Eren
Sınırlı meteoroloji bilgimle soruya ben cevap vermeye çalışayım.
Buz devrinde Karadeniz tamamiyle donmuş olmalı. Donmuş su kütleleri sea-effect yağış oluşmasında negatif rol oynarlar, çünkü tepeden geçen havayla su arasındaki sıcaklık farkı çok azdır, bu da buharlaşmayı ve kararsızlığı en aza indirir. Zonguldak da sea-effect türü yağışlardan en fazla etkilenen illerimizden biri olduğu için buz devrinde musluklar kapanmış olabilir.
Doğruya yakın bir açıklama mıdır Ozan Hocam?
Bravo, sebeplerden biri bu. Sürekli donmuş olmasa da özellikle kış mevsiminde donmuş olması beklenir. Donunca zaten buharlaşma neredeyse tamamen durur.
Ama başka sebepler de var… Mesela daha kolay donmasına ne yol açabilir?
Donmadan bağımsız neler olabilir? 🙂
Yeterince güzel cevaplar verilmiş. Ekleme yapayım mı yapmayayım mı kararsızdım ama yazayım. Dünyanın ortalama sıcaklığı ne kadar düşükse toplam yağış da o kadar az olur. Ne kadar az buharlaşma, o kadar az yağış. Zonguldak özelinde bakacak olursak, Zonguldak’ta yamaç yağışlarınının çok olduğunu düşünüyorum. Özellikle karayel ile çok güzel yağışlar alıyordur. Demek istediğim, buzul çağında dünyanın ortalama yağışı şimdiye göre çok azdır. Ama Zonguldak gibi orografik yağışların fazla olduğu yerlerde yağış miktarı genele kıyasla daha çok azalmıştır diye düşünüyorum. Çünkü deniz buz tutmamış olsa bile sıcaklığı çok azdır ve buharlaşma da buna bağlı olarak azdır. (Buharlaşmanın az olması tuz oranının az olmasının da bir sebebi). Buharlaşma az olduğu için yağış da az oluyor. DMİ’den yaptığım kısa bir incelemeye göre yamaç yağışlarının çok olduğu yerlerde Ocak, Şubat aylarındaki yağışlar Ekim, Kasım, Aralık aylarındaki yağışlara göre daha az. Bunun sebebinin ortalama deniz suyu sıcaklığının azalması, buna bağlı olarak buharlaşmanın azalması olduğunu düşünmekteyim.
1) Öncelikle kütlesel olarak 20000 yıldır H2O’ nun (suyun) çok da değişmediğini varsayıyorum (sıvı + katı + gaz fazları). Bu bağlamda, buzul çağı koşullarında sıcaklıklar düşük olduğu için su bugünkünden daha fazla katı fazdadır. Yani Karadeniz hacmen ve yüzey alanı olarak küçüktür.
2) Soğuk su demek daha az tuz demek. Daha doğrusu çözeltileri daha az tutabilir demek. Bu da donma sıcaklığını sıfıra yaklaştırır. Yani daha çok buzla kaplı saha vardır.
3) Ayrıca soğuk su daha az buharlaşma da demek.
Hepsini birleştirirsek daha az yağış almalı Zonguldak.
Hocam bir de daha önce söylemeye fırsatım olmadı ama böyle bir blog açtığın için minnetarım.
sappokinowaYazıyı Yazan
Acaba Karadeniz’deki tuzluluk oranının bir şekilde azalmış olması, ki belki de burada tatlı su kaynakları da rol oynamıştır diğer faktörlerle bir araya gelince donmayı kolaylaştırmış olabilir mi?. Bildiğim kadarıyla tuzluluğun donma üzerinde negatif, pozitif etkisi var…Bir de haliyle global anlamda buz devri buharlaşmanın azalmasına yol açacağından yağış rejimlerinde büyük değişimler, düşüşler yaşanmış olmalıdır buz devri = global anlamda kuraklık, benim aklıma gelen bunlar..
Bravo çok doğru ve güzel yanıtlar, tuzluluğun azalmış olmasının bağımsız bir nedeni daha var, ki bunu bilen yoğurtlu döneri hak edecektir 🙂
İpucu: Karadeniz’in günümüzde tuzlu olmasının ana nedeni nedir?
Santiago
Bir jeoloji mühendisi olarak ben atlıyorum dönere 🙂 Tam tarihi bilmiyorum ama İstanbul Boğazı o dönemde henüz açılmamış olabilir, Akdeniz’in tuzlu suları Karadeniz’e akamaz dolayısıyla.
Santiago
Not: Açılma derken doğal etkilerden dolayı tabii ki. Kıta hareketleri, deprem.
Hayır boğaz geçişi çok uzun zaman önce açılmıştı. İklimin ısınıp soğuması suyla doldurdu ve boşalttı sadece. Bir iki ay içinde Nature Geoscience dergisinde bu konuyla ilgili makalemiz çıkacak, Zonguldak’taki mağara dikitlerinin kimyasal analizi sonucu ulaşılan sonuçlar…
Santiago
Merakla bekliyoruz, burada paylaşırsın artık. Ayrıca buzul çağında çok kral lake effect yapmıştır ama Karadeniz 🙂
Bir hipoteze göre (ve büyük ihtimalle) 21 bin yıl önce Karadeniz aşağıdaki kadardı (koyu gri alan) ve seviyesi bugünkünden 200 metre aşağıda idi. İstanbul Boğazı’nın bağlantıyı yaklaşık 9400 yıl önce sağladığı düşünülüyor, ondan önce Boğaz’da rakı-balık yapılamıyordu 🙂
Çizim, Kislov ve Tarapov isimli Rus abilerin 2007’de yayımladığı şu makaleden.
Santiago
Ama Akdeniz’in sularının dolduğunu bildim, yoğurtludan geçtim ortasını bulalım, bi ekmek arası da olur 🙂
Sana tereyağlı iskender feda olsun editörüm. Şu doktorayı bitireyim kurban kesicem zaten, döner hafif kalacak.
Nesli
Konu ve paylaşımlar çok güzel gerçekten bu sefer kayıtsız kalamadım.. Günümüzden 22000 yıl önceki tatlı su ortamlı göl dönemi 12000 yıl kadar korunmuştur ki bu evrenin son 500 yılı post glasiyel devreye uymaktadır (çökelme oranı azalmıştır). Günümüzden 10000 yıl kadar önce başlayan ve 7000 yıl kadar devam eden devrede deniz suyu, arasıra buzulların geri çekilmesi ve deniz seviyesinin yükselmesi sonucunda Istanbul boğazından akmıştır. Bu olay tedrici olarak Karadeniz’in tatlı su ortamından tuzlu su ortamına geçmesine neden olmuştur. Bu olaya Akdenizleşme devresi deniliyor (mediteranizasyon). Tabii bu olay tuzlu suyun yoğun olmasından dolayı deniz tabanından üst kesime doğru ilerlemiştir.
Ayrıca Karadenizin tuzlu su ortamına kavuşması daha önce tatlı suda yaşayan canlıların ölmelerine ve bunların ayrışması ile kükürtlü hidrojen gazının oluşmasına yol açmıştır. Belli metreden sonra (100-200m) canlıların yaşamasını engelleyen zehirli gazların sebebi de bu olsa gerek.
sappokinowa
Karadeniz’in geçmişte bir iç deniz daha doğrusu göl olması haliyle denizlerle herhangi bir bağlantısının olmaması tuzluluğun az olmasında bence önemli etkenlerdendir, ne zaman ki Marmara vasıtasıyla Akdenizle etkileşime geçmiştir (ki tabiki o zaman marmara denizi diye bir yer yoktu) işte o zaman işin rengi sanırım değişmiştir, dünyanın şu ana kadarki gördüğü en büyük sel felaketlerinden biri olduğunu biliyorum müthiş oranlarda suyun yer değiştirmiş olması muhtemel… en azından bildiğim bunlar, nuh tufanı olayında( tabii ki potansiyel olarak ) araştırılan, üzerinde durulan yerlerden en önemlilerinden birisi Karadeniz’dir..
Marmara vardı… Nuh tufanı 9400 yıl önce bağlantının sağlanmasıyla ilişkilendiriliyor ama karşı hipotezler de var, yavaş yavaş oldu diyenler de var.
Bu arada Santiago’dan bağımsız olarak siz de bildiniz. Bu blogu takip eden birçok kişinin de tahmin edebileceğini biliyorum, hepinizle gurur duyuyorum 🙂
sappokinowa
Sizin güzelliğiniz Ozan hocam, bu platform iç doğasıyla kendimizi sizin sayenizde de geliştirmemizi sağlıyor, kendi adıma ben teşekkür ederim 🙂
1) Anadolu ne zaman yükselmeye başladı bilmiyorum ama eskiden Torosların ve Kuzey Anadolu dağlarının günümüzden daha alçak olması lazım. Bu durumda şu an üzerinde bulunduğum İç Anadolu topraklarında Akdeniz etkisiyle nemli ve ılık bir iklim vardı. Dağlar yükseldikçe yamaç yağışları arttı, iç kesimler kurak kaldı, göller kurumaya başladı.
2) Dağlar çok yüksek olmadığı için rüzgarlar çok şiddetli esmiş olmalı Dünya’da.
Sıcaklıklar aldı başını gitti. Bugün Bilkent’te sıcaklık 12.1 dereceye kadar çıktı. Ben bu kadar yükseleceğini tahmin etmemiştim. Kaldığım yurt güneydoğu yöne bakıyor, dersten bir geldim ki, odam sera etkisi ile 30.8 derece olmuş. Osman sıcaktan kanatlarını açmış, bana bakıyordu. 1 saattir soğutamadım odamı daha…
Haritanın daha ayrıntılısı var neden onu kullanmıyorsun 🙂
sirocco
Tatilimi geçirmek için son bir haftadır İzmirdeyim, geçen günlerde de hava ılıktı ama bugün muhteşem bir hava var, kapı, pencere açık, kısa kollu t-shirtle dolanıyorum.
ekran goruntusu almiyorum cunku ne zaman girerseniz girin ayni goruntuyu goreceksiniz…
# Ayrıntı
Sayın Ayrıntı, DMİ’nin yatan tahminleriyle ilgili yorumunuzu ayrı bir yazı yapıp yayımlamıştım ama kontrol edebildiğim kadarıyla 17 Şubat yerine 16 Şubat’ın maksimum sıcaklıklarını kullanmışsınız, o yüzden de sapmalar biraz fazla çıkmış. Kontrol edip tabloyu yenileyebilirseniz (ve bunu yaptıktan sonra tablo hala önemli olursa) yazıyı tekrar yayına sokacağım. Yolladığınız tablo burada. – Havadelisi.
#Ayrıntı
Gönderdiğim sonuçlar ve baktığım verilerde bir yanlışlık yok. Tahminler 16 Şubatta yapılmış olup, 17 Şubat için tahmin edilen en yüksek ve en düşük değerlerdir. Zaten bir yanlışlık olsaydı il merkezleri tahminleri de daha düşük çıkardı. Benim ifade etmek istediğim, ilçe sıcaklık tahminleri isabet oranı o kadar düşük ki, kurumun ilçe sıcaklık isabet oranlarını yapıp yapmadığını düşündürür nitelikte. Çünkü belirli bir isabet oranı tutturulamıyorsa hiç yapmamak, yapmaktan daha iyidir. Çünkü kurumsal güvenilirliğiniz zedelenir. Ayrıca bunu kullanan kullanıcıları yanlış eylemlere sürükler. Mesela askerliğini doğunun soğuk kış şartlarında yapanlar bilir. Sıcaklık belirli bir derecenin altına düştüğünde nöbetler bir saate düşürülür. Yada kalorifer sistemleri beklenen sıcaklığa göre programlanabilir v.b.
DMİ’nin 17 Şubat’ta ölçtüğü (tahmin ettiği değil) maksimum değerler burada. Mesela Gebze’de 11.4 derece ölçülmüş. Ama sizin tabloda Gebze’de 4.8 derece ölçüldüğü yazıyor ve bu değer 17 Şubat’ın değil, 16 Şubat’ın en yüksek değeri. Yanlış geçirmişsiniz, olabilir dalgınlığınıza gelmiştir. DMİ 17 Şubat için 11 derece tahmin etmiş sizin tablonuza göre, yani %100 başarılı. Her zaman elbette böyle değiller ama daha dikkatli olursak bence eleştiriler daha yapıcı olur. Teşekkürler.
Dağ gibi de soğuk hava dalgasıymış, nasıl pat diye ortadan kayboldu yahu?! Zaman kötü azizim. Sevenlerine tez zamanda kavuşur inşallah. Ilıkçı olduğum için beni alakadar etmez de diyebilirdim ama empati yapmak lazım, insanlık ölmedi ya! Görürsem mail atacağım. Bu arada benim şüphelendiğim biri var, o kaçırmış olabilir. Robot resmi aşağıda.
İsmi aklıma gelmiyor, ama sanırım H ile başlıyordu.
Kendi radarlarımı kuracağım her tepeye. Kendi meteoroloji uydularımı atacağım. Bıktım GFS’in 180 e soktuğu sonra da yavaş yavaş eritip bitirdiği sistemlerden. Kendim süperbilgisayarlar tedarik edip kendi algoritmalarımla kendi tahmin modellerimi yapacağım. Bütün dünyaya otomatik istasyonlar kurup modeller için gerekli verileri kendim toparlayacağım. Değil 15 gün, 30 günlük tahmin yapacağım. Ama benim 30 günlük tahminim bile GFS’ten daha tutarlı olacak. Takip edenleri sükut-u hayale uğratmayacağım. Hatta bazen sistemleri göstermeyip, son anda göstereceğim. Yağışı hep az vereceğim son ana kadar. Herkes beklenenden çok yağdı diye sevinsin. Yapacağım işte hepsini. Ama para yok. Ne yapayım. Aramızda para toplayıp radardan başlasak mı? Ne dersiniz. 🙂
rainmann
valla üstadım ankara radarı 31 aralıktan bu yana off durumda biliyorsun….bu bizim tespitimiz…memurlar bunu ocak sonuna doğru farketti sanırım ve radarın bakımda olduğu bilgi yazısı kondu… tahminen haziran sonuna yetişir…. yağışsız yaz günlerinde bomba gibi hizmetimizde olur…
Bu doldurma işi kafama yattı. Ama Akdenizi mi doldursak, Karadenizi mi emin değilim. 🙂
Semih
DMİ’de tahminlere Tuzla eklendiğinden beri takip ediyorum. Sıcaklıklarda, arada 1.5-3 derece arasında kaymalar oluyor ama çoğu zaman tutturdu. Mesela bu gece için 0 derece demişti ve tam 0.0 oldu 🙂 Pek alışıldık bir şey değil ama tam isabet yaptı.
Behlül
gsf zaman dilimi geçen yıla kadar ilk periyodu 180 saatle sınırlı değil miydi yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum. eğer doğru hatırlıyorsam ve yeni bir metod bulmadan 192 saate taşıdılarsa çok başarısızlar.. bu sene şunu fark ettim 192. saat dilimine -10 girdi mi kesin bozuluyor bu öğle güncellemesi de bile çok fark etti -5 düşmüş yine sıcaklıklar.. hocam bu konuda gfs’ye bir mail atacaktınız bir de her run için girilen verilerin farklı olduğuyla ilgili yazı yayınlamıştın hocam takipte misin? 🙂
Takipteyim. Ben ılıkçı olduğum için yazın 180 içinde gözüken +20’leri takip ediyorum, onlar da bozuluyorlar 🙂 Şaka bir yana, bilmiyorum neden bozuluyor. Her run’a girilen veriler farklı demişler bir forumda ama resmi bilgi değil…
faseay
Bu çıktılar fuzzylogic (bulanık mantık) ile yazılmış programladan oluştuğunu söyleyebilirim yapay zeka da bununla ilgili.Daha öncede fuzzylogic in meteorolojide kullanıldığını duymuştum biraz karışık bir konu merak edenler için link. Verdiğim linkte bulanık mantığın hava tahmininde de kullanıldığı belirtiliyor.
Nereden biliyorsunuz bulanık mantığın kullanıldığını GFS gibi hava tahmin modellerinde? Benim bildiğim GFS geleneksel fizik denklemlerini kullanıyor. Bir kısım dokümantasyon burada.
faseay
Evet hocam yanlış bir tabir kullanmış olabilirim, “söyleyebilirim” diyeceğime tahminimce kullanılıyordur demeliydim. Çünkü verdiğim linkte kullanım alanları arasında hava tahmini de var, ayrıca burada da geçiyor ama tahmin olarak değil. Kullanılmıyorsa bile kullanılabilecek bir alan çünkü atmosfer çok değişken bir bölge. Vermiş olduğunuz dökümanları gördüm dediğiniz doğrudur bu fizik kurallarının program içerisinde de kullanılması sonucu çıkmıştır zaten o modeller. Yani benim demek istediğim bu modellerde otamatik olarak girdiler işlenir otomatik olarak modeller çıkar bu fizik kurallarıda programın parçasıdır diye düşünüyorum.
Santiago
Dün sabah ve dün akşam modellerinin Londra ve Marsilya için hazırlanmış diyagramları. GFS hatasını anlayıp nasıl da ECMWF modeline yanaşmış. ECMWF 3-1 yaptı skoru.
Londra ve Marsilya’nın ılık olması bizim şansımızı artırıyor, eğer buna rağmen sistem gelmezse medyum memişe uğramayı düşünüyorum 🙂
Semih
Uzun süredir kafama takılan bir şey var. Atatürk H.L ile Florya istasyonu arasındaki sıcaklık farkı kimi zaman 2 dereceye kadar çıkıyor. İstasyonların aralarında 2 km. var yok. Bunun bir açıklaması var mı?
Bilmiyorum, incelemedim. Ama 2 derece fark aşırı değil, yerel etkilere, termometrenin konumuna göre bile oluşabilir.
Santiago
Florya istasyonu Atatürk Ormanında yer alıyor, hem rüzgara açık hem de civarında pek ısı kaynağı yok. Belki bunun etkisi olabilir.
akureyri
Semih, aynı durumu ben de farkettim. Yaklaşık 1 aydır, Florya, Yeşilköy’den 2 dereceye kadar soguk oluyor. Daha önce böyle değildi, değerler hep birbirine çok yakındı.
yapma hocam, bizim şansımıza vatoz falan sokar onu. run yine yarım kalır.
LOSTSNOW
Dün akşam saatlerinde samsun sahil kesiminde kar yağmaya başladı, çatılar ve arabaların üstü beyazladı, yüksek yerlere iyi de kar yağdı. 1,5 yaşındaki kızımı balkona çıkarıp yağan karları izlettirdim, elleriyle karları yakalattırdım. Çok hoşuna gitti. İyi izle kızım dedim, bu görüntüyü bu gidişle sen çocuklarına bir zamanlar babam bana havada uçuşan beyaz bir şeyler gösteriyordu diye anlatacaksın, dedim. Evet 3-5-7-10 senelik değişimler hiç bir zaman iklimin değiştiğini göstermez ama değişiyor be kardeşim, inanmak istemesek de değişiyor. Eskilerdeki kar yağışlarının sıklığı ve miktarını göz önüne alınca gerçek gayet güzel ve fakat acı bir şekilde anlaşılıyor. GFS de yanıldıkça sinirleniyorum ama inşallah bu konuda yanılırım. Bugün yağan 3,5 dakikalık sulu kara bile şükreder olduk ya ben daha ne diyeyim.
karcım
üzülme be kardeşim. onu bulamayanlar da var 😀
Santiago
Bu akşam modellerinde kaderimizin çizileceğini düşünüyorum. Aşağıdaki animasyonda GFS ve ECMWF’nin 22 Şubat ve 23 Şubat’a ait 850 hPa sıcaklıkları var. 22 Şubat için iki model de hemfikir gibi. 23 Şubatta işler karışıyor, GFS Sicilya üzerinde bir alçak basınç öngörmüş ve bu alçak basınç merkezi, olası bir sistemin bizi ıskalamasını sağlıyor. Eğer GFS’in senaryosu gerçekleşirse çok yazık olur.
Aşağıdaki tabloda ise Berlin, Varşova, Londra ve Marsilya şehirlerinin GFS 00Z ve ECMWF 00Z diyagramları bulunmakta. Modeller Berlin ve Varşova için uzun bir süre hemfikir. Londra ve Marsilya’da ise 23 Şubattan sonra büyük kararsızlık var, modellerden biri Hanya’ya biri Konya’ya gidiyor. Temennim ECMWF’nin bu savaştan galip çıkması, tahminim GFS’in dediğinin olması 😦 2 saat sonra görelim bakalım. Niyet ettim Allah rızası için ECMWF modelinin gerçekleşmesine. Vira bismillah 🙂
havadansudan
santi, bu hans modelleri neden bu kadar geç güncelliyor? sen nerden bakıyorsun?
ben wetterzentrale’ye giriyorum, bana hâlâ sabah 6 güncellemesini gösteriyor, saat öğle 12 güncellemesini de akşam saatlerinde göstermeye başlıyor. sinirleniyorum, adamı hasta etmesinler ! 🙂
Normalde sabah güncellemesi 6.50’de, öğle güncellemesi 12.50’de, akşam güncellemesi 18.50’de, gece güncellemesi de 00.50’de tamamlanmış oluyor. Bazen 40 geçelerde de tamamlanmış olabiliyor. Bundan bir saat 20 dakika önce de güncelleme başlıyor. Yani 05.30, 11.30, 17.30, 23.30. Ama bir dün, bir de bugün problem oldu.
havadansudan
hay allah. ben site almanya merkezli olduğundan aramızda aslında 2 saat fark olmasına rağmen, onların da bizim dmi “prensip”lerine göre çalıştığını, bu yüzden haritaları geç güncellediklerini düşünüyordum.
peki neden amerika saatine göre güncelleniyor? site alman sitesi .
GFS verileri NCEP (ABD) kaynaklı. Wetterzentrale sadece verileri çiziyor.
Santiago
UTC zamanına göre yayınlanıyor.
tr.wikipedia.org/wiki/Eşgüdümlü_Evrensel_Zaman
Örneğin 12Z UTC, TSİ (Türkiye Saati İle) 14.00 e tekabül ediyor. Ancak neden bu kadar geç yayınlandığını bende bilmiyorum, muhtemelen verilerin derlenmesi ve modelin hazırlanması uzadığından güncelleme TSİ ile 18.30 civarında bitiyor. 12Z verilerin işlendiği zamanı gösteriyor, yayım zamanını değil. Ozan hocam yanlışım varsa düzeltebilirsin.
Demek ki modelin “initialize edildiği” (çalıştırıldığı) zaman o…. Çıktıların alınması ve çizilmesi bu kadar fazla vakit gerektirmemeli aslında ama model küresel… belli de olmaz. Bu arada “Z” neyin kısaltması ki? # Ayrıntı # ? 🙂
Santiago
Burada ve burada bahsedilmiş. “Z” Zulu’nun kısaltılmışıymış. Zulu Time diye geçiyor. GMT (Greenwich Mean Time) ile aynı zaman diliminde, ikisi de UTC ile aynı kapıya çıkıyor.
Çok teşekkürler. Zulu Time enteresanmış… Kısa olsun diye yapmışlar herhalde. Bu gavurlar bir alem.
ALKIM
santiago zor da olsa anladım demek istediklerini. Yalnız benim gözlemlediğim durum bu sonucun makus talihimizi değiştirmeyeceği şeklinde. Bütün iyi senaryolar 180-240’lık dilimde gelişiyor ve 180’den aşağıya doğru indikçe zayıflıyor. Tersi nedense olamıyor, Bir de Batı Avrupa ılık olursa bizim oralar soğuk ve karlı olura dayandırıyorsun işi (ki yüzde doksan doğru) ancak bu durum çok sağlam bir sistem alacağımızı da garanti etmiyor. Yani 850 hPa’de -10,-15 aralığında bir soğuk yerine -3, -7 aralığında kısmi ve yetersiz soğuklarla da karşılaşabiliyoruz ki şu anda karşımıza çıkan da bu sanırım. Şubat başına kadar yaşadığımız mevsim normallerinin üstü havalar nedeniyle bir çoğumuzun beklediği soğuk sistemler ani bir kaç atak yapmak yerine uzun bir periyotta daha az soğuk şeklinde yayılmış gibi ve buna bir türlü alçalamayan basınçlar eşlik ettiğinden yağış da az. Özetle gidişat Mart’ı da içine alacak uzun süreli kısmi bir soğuk periyodun başladığı ve bu durumun Şubat-Mart ortalama sıcaklıklarının mevsim normallerinin altında çıkaracağı şeklinde. Bu periyotta sağlam bir (veya bir kaç) soğuma alıp güzel bir kar görürsek ne ala yoksa karla karışık yağmurumsu vaziyetleri daha bir olası görüyorum.
Santiago
Haklı çıkacaksın galiba hocam 🙂 Artık saldım ben de, her şey olacağına varır 🙂
welbane
En güzeli hocam, yoksa arşiv, diyagramlar, grafikler, modeller falan derken hepimiz John Nash’e bağlayacaz.
havadansudan
alkım, önümüzdeki günlere dair öngörüne ben de maalesef %85 oranında katılıyorum. kalan %15 de yerlerin karla kaplandığı hiç değilse 24 saatlik bir zaman dilimini yaşama umudumdan kaynaklanıyor 🙂 tabii hislerimin o yöne doğrulmasında kışın başından beri gfs’den yediğimiz sayısız kazığın etkisi var. havadaki bu ısrar gerçekten incelenmeye değer bir durum ama nasıl olduysa aralık ayında yaşadığımız ilk ciddi soğuma günler öncesinde belirdiği şekilde yurda girmişti.
ve uzun süredir fark ettiğim bir şey var blogda; hepimizin kışın başında sahip olduğu heves, umduğumuz kışı yaşamayınca gitgide kaçtı galiba.
ne yapalım, havalar nasıl olursa olsun bizim havamız güzel olsun 🙂 baharda bol şimşekli, bol gökgürültülü öğledensonra fırtınaları keyfimizi yerine getirecektir.
Fortesla
Soğuma durumuna bağlı olarak yağış şekli belli değil ama özellikle kıyı bölgeler için ciddi sel riski söz konusu 20’sinden itibaren. Ard arda vahşi Akdeniz siklonları kapıyı çalacak. Bol yağışlı bir döneme giriyoruz bakalım. Nowcasting için mükemmel materyal var.
EdaYazıyı Yazan
21 Şubat’ta geleceği tahmin edilen sistem ile ilgili herhangi bir gelişme (geliş tarihi, kuvveti, eğer gelecekse etki etme süresi vb gibi) var mı acaba?
21 Şubat’taki kar ötelenmiş gibi duruyor. Belki hiç gelmez. Santiago? 🙂
Santiago
Bu seneki makus talihimiz, son 4-5 güne girince adım adım buharlaşıyor 🙂
welbane
Henüz bir şey demek için erken, fakat pazar-pazartesi gibi girmeyeceği kesin gibi. 22’sinden itibaren bir şeyler olabilir, 25’i gibi ikinci ve muhtemelen daha kuvvetli bir dalga gelebilir. Ya da bahar gelir. Napalım işte umut fakirin ekmeği..
Santiago
4-5 gün önce modellerde görünmeyen bir sistemin ani sürprizi dün İstanbul’da beklenmeyen kar yağışına neden oldu..
Akşam saatlerinde Tuzla’da hatrı sayılır bir yağış olmasa da, arada bir oradan oraya uçuşan kar taneleri gördüm. 🙂
ALKIM
Santiago: The observerman. Sendeki gözlem ve arşivleme yeteneği birleşince DMİ’deki tahminleri zaten geçtim, gerçekleşen değerlere bile bakmaz oldum. Nasılsa umulmadık bir durum varsa Santiago belgelerini toplayıp gelir. 🙂
Behlül
Ozan Hocam 21-25 sistemi de bizi teğet geçti ve sizin oraya geliyor hem de ne geliş müthiş kar fırtına ve tipi görüyorum modellerde şanslısın hoca 🙂 hani hasetlik çekmiyorum desem yalan olur :). modellerle ilgili bir sorum olacak 192 saat içine -10la giren ve dün de -10 gözüken 21-25 sistemi bu gün yine patlamış ve de orta – batı avrupa’ya çoook ciddi sistem olarak geliyor. marmara için patlayan kaçıncı sistem bu modelleri takip edin avrupa için gözüken soğuk ve yağış azalmadan bozulmadan şiddetlice üzerlerine gidiyor bize gelen sistemler neden zayıflıyor da avrupa’ya gidenler zayıflamadan hedefi buluyor bunun cevabını verebilir misin hocam 🙂 hocam bu sene kar yokkkk heeee 🙂
Carlos Kasırgası (Tropikal Siklon) Avustralya’yı vurmuş.
Ankara’da şu an için, ayın 24’ünde gökgürültüsü potansiyeli çok az da olsa var, şu an olmama ihtimali %55 ama %45’i de yok saymamak lazım… her an bu yüzdeler yer değiştirebilir. Bazı indeks türleri durumu desteklemiyor ama bazıları da şimdiden destekliyor…. Son 10 güncellemedir durum hep aynı gibi ama yine de son 1 gün kala herşey netleşir…Şahsen kardan çok, gökgürültülü sağanakları daha çok sevdiğim için bu durumla daha çok ilgileniyorum, bu yüzden bahar benim favori mevsimim.
Lifted Index = -1 (Zayıf bir kararsızlık durumu ama umut verici)
CAPE = 357 (eh işte idare eder – hafiften bir konvektif potansiyel varmış)
CIN 0 (umut vadedici – konvektif engelleme oluşturacak negatif tabaka hiç yok )
Soaring Index 0 (ah sende biraz yüksek olsaydın)
K index 26 (Tam sınırda)
SREH 10 ( Ah be kardeşim, çok azsın… 15 kat daha güçlü olman lazımdı, şanslıyız ki senin başarı yüzden düşük, umudumuzu kıramassın)
Vertical Totals = 19 (işte şimdi umudum azaldı…29 olsaydın bütün diğer indeksler de peşinden giderdi)
Total Totals = 55 ( Diğer değişkenler seni desteklemedikçe sözüne kim inanır)
Cross Totals = 16 (Yıktın beni)
Aynen katılıyorum. Benim de favori mevsimim bahardır. (Ilıkçı olmak bunu gerektirir 🙂 ) Gök gürültüsü derken oraj mı yoksa bir kaç gök gürültüsü mü? Bir de gök gürültüsü tahmininde kullandığınız metotları benimle paylaşırsanız tüm mal varlığımı vermeye hazırım 🙂 🙂
adana’da büyüdüğümden olsa gerek ben de kardan çok orajın hastasıyım…küçükken orajlı gecelerde yatağıma girip geceyi aydınlatan şimşekleri izleyip, bardaktan boşalırcasına yağan yağmuru dinleyerek uykuya dalmayı severdim. çok da korkardım aynı zamanda 🙂 ama güzeldi.
Şu görüntüye bakın!
Giderek kararsızlık artıyor!
Lifted -2’ye düştü
Total Totals 56’ya yükseldi
CAPE 408 oldu.
Thomson Index 25-30 aralığında
CIN 0
Koşullar giderek güzelleşiyor. İhtimalleri yer değiştirdim 2011’in Ankara’da ilk şimşeklerinin oluşma ihtimali %55 oldu 🙂
@ çihiro, ben çoktan yazdım bununla ilgili bir makale, Ozan Hoca baharda yayımlayacak, ama çok istiyorsan maille gönderirim. 🙂 Bu öyle ciddi bir fırtına olamaz, yukarı seviye rüzgarları çok az (şu an için bütün atmosfer tabaklarında 35 knot ortalamasını geçen rüzgar yok çünkü), single-cell denilen basit, kısa süreli gökgürültülü sağanak yapabilen ve kısa ömürlü bir kütle gelişebilir. Tabii koşullar böyle devam ettiği sürece…
@havadansudan
Bir kere ben de korkmuştum, başrollerinde Tom Cruise’un oynadığı Dünyalar Savaşı filmi vizyondaydı o günler, filmi izledikten tam da birkaç gün sonra bulunduğum yere (Kırşehir) bir fırtına kütlesi geldi, yağıştan çok habire şimşek ve yıldırım vardı (dakikada en az aynı yerde 15 kere falan) Hayatımda o kadar şimşekli bir bulut görmemiştim ve korkmuştum filmin etkisiyle… 😀
Yaz mevsiminde Giresun yaylaları
eğer ile başlayan cümlelere bir tanesini de ben ekliyorum izninizle 😀 . Eğer kuzey afrika’nın akdeniz kıyıları akdeniz bölgesindeki gibi kıyıya paralel ortalama yükseltisi 5000 metre olan dağlarla kaplı olsaydı iklimimiz nasıl değişirdi? 😀
Tropikal koridor açılsa bile sıcak hava o dağların güneyine hapsolurdu ve biz bütün yaz sistemsizlikten ölürdük, çok acı çekerdik çok 🙂 God save ılıkçılar, amen 😀
Yorumunuzu şu yazının altına kaydırdım. – Havadelisi
dün gece bir rüya gördüm. rüyamda çatıların kardan beyazladığını görüyorum ve kendi kendime bunu hemen bloga yazmalıyım diyorum (nowcasting hesabı) 🙂 derken kar birden kesiliyor , çatılardaki karlar hemen eriyor , yağmur yağmaya başlıyor ben karın yağdığını henüz kimseye haber veremeden.
ne hallere düştük ya 🙂 uyanınca çok bozuldum 🙂 karın rüyası bile güzeldi.
Sistem fos çıkmış 🙂
Yine de iyi bir rüyaymış bak burda tabiri..
Rüyada efsane görmek ne demek acaba? 😀
Bu aralar efsane, polar koridor felan çok moda. Hani biz de ılıkçıyız ya. Bu da bizim efsanemiz olsun. Ekvatoryal koridor açılıyor. Asıl efsane geliyor. 🙂 🙂 🙂
gfs modelinin seyrinde rusya’da 850 hPa’daki -15’ler -20’ler bugünden birkaç gün sonra gitgide ufalıp kuş kadar kalıyor, sonra da tamamen yok oluyor. hatta 850 hPa’da 0 dereceler görülmeye başlanıyor rusya üzerinde. biraz erken değil mi bunun olması için? bir de atmosfer ısınıyor ama yer seviyesinde sıcaklıklar 0 dereceden daha düşük kalmaya devam ediyor rusya’da önümüzdeki günlerin hava tahmin tablolarına göre. ilginç.
Üst seviye Ocak’ta da ısınabilir, erken değil yani. Yer seviyesinin ısınmasına ise daha var, güneşlenmenin artması lazım.
amaaaan ne anladım ben böyle kıştan 😦 öyle hemen ısınılır mı hiç? utanmasa hiç soğumayacak demek ki. peki biz kar görmek için illâ 850 hPa’da en az -10’u beklemeye mahkum muyuz ?
Hayır değiliz ama -10 olmayınca da adam gibi kar olmuyor. Denizin soğuk olduğu bu mevsimde -5 bile yetiyor bazen ama… bizim gibilere yetmez.
Buraya sığırcık kuşları geri gelmiş kur yapıyorlar dışarıda, seslerinden kafa beyin kalmadı, demek ki artık bahar gelmiş. Bu arada yarın ya da bugün resmini çekerim. Buradaki bir badem ağacı çiçek açmak üzere…
Geçen sene bu zamanlar Konya’da birçok kayısı ağacı çiçek açmaya başlamıştı. Arılar, sinekler, böcekler çıkmıştı ortaya.
yanlış hatırlamıyorsam bu kış 17 veya 18 aralık’ta 850hPa sıcaklığı 0 derece civarı olmasına rağmen istanbul’a lapa lapa kar yağmıştı.
Hangi kış?
Yanlış görmediniz, bu kış. Trakya’da zeminde var olan soğuk hava o gün İstanbul’da rüzgarın batıya yakın karayele dönmesiyle yer seviyesini soğuttu ve yağış kar olarak düştü. O günkü 850 hPa sıcaklığı da -2 civarıydı sanırım, GFS arşivlerinden kontrol etmek lazm. Yanlış hatırlamıyorsam da Blog’da buna değinmiştik. Sürpriz bir yağış olmuştu
Tabii eğer sorunuz adam akıllı bir kış yaşamamamıza dair bir ironiyse, cevabımı şimdiden geri alıyorum. 😀
Ha tamam hatırladım, evet tam anlattığınız gibi olmuştu, zeminden ve kara üzerinden ilerleyen soğuk hava kısa süreli zayıf bir kar yağışına yol açmıştı. Benzer şeyler olabilir gibi duruyor ilerleyen günlerde.
Soğuk hava dalgasını kovalayan sıcak cephe 1-2 saat boyunca kar ve kky yağışına yol açmış.
gvm’nin bahsettiği 17 ya da 18 Aralık. Bundan farklı.
Evler, çatılar, evlerin kiremitleri, asfalt kısaca şehirlerdeki hemen her şey beyaz olsa şehirlerin ısı adası olmasına engel olabilir hatta şehirleri daha soğuk bir hale getirebiliriz. Güzel fikir değil mi 🙂
Doğalgaz faturalarını ödersen sanırım bir sürü kar sever bu konuda sana destek verecektir 🙂
Yazın Bodrum’da, Ege Adaları’nda filan halihazırda bu teknikten yararlanılıyor. Evlerin hepsi beyazdır.
Bana pahalıya patlayacak gibi. Konuyu kapatayım en iyisi 🙂
Bodrum, Datça gibi bazı yerleşim yerlerinde, imar planından dolayı binalar tüm beyaz renkte, incelemeyi buralarda yapmak lazım.
Saat şu anda 20.12. Ankara Öveçler. Rakım 1050. Yaklaşık 10 dakikadır seyrek olmak üzere kar atıştırıyor. ODTÜ 3.4, Hacettepe 2.2 derece. Buranın da 2 dereceden daha düşük olduğunu zannetmiyorum. Uydu görüntüsüne göre pek devamı yok gibi. Yani sadece seyirlik. Buna da şükür diyorum.
Güvendiğim dağlara kar yağdı!
Ben de en çok Kuzey Anadolu dağlarına güvenirim oraya yağar hep 🙂
Hangi dağ.?:)
ah eskiler ah eskiler. eskiden kar yağardı memleketime. çıkardım dışarıya bembeyaz her yer. kolay kolay da kalkmazdı yerden. bu sene kar görmedi memleketim. ama olsun ben inanıyorum. doğa elbet dengeyi sağlayacaktır. 23.01.2000’de 60.0 cm olduğu gibi…
😀 bkz
cemreler dustu, bu bizi etkiler mi, yoksa onlar eskide kaldi, 87 martinda da cemre dustu, umudu kesmeyelim mi:)
87 Mart’ında cemre henüz düşmemişti. Bu sene Ocak’ta düştü.
nasıl yani? 🙂 bu cemre ay takvimine göre mi düşüyordu?
Bazen gizli gizli düşüyor ben size söyleyeceğim ne zaman düşeceğini. Takvimlere takılmayın 🙂
Bugün akşama doğru Kayseri’de “Gökgürültülü Karlı” yazıyordu. Hayatımda ilk defa duydum gerçekten böyle bir şey var mı yoksa DMI gene mi saçmalıyor?
Öyle bir şey var, ayrıca çok çok nadir de sayılmaz. Burayı oku. Yaş kaç bu arada Ayberk?
Ben hayal meyal hatırlıyorum 5-6 yaşındaydım sanırım en son yoğun kar gördüğümde. Ben nereye gitsem geldiğim yerde o gün hava açık olur bu da en sevmediğim şeydir. Ayrıca Kümülonimbus bulutlarından oluştuğunu tahmin ediyorum. Ege üzerinden gelen bulutlar iç kesimlerde soğuyarak kara sebep olmuştur diye biliyorum. Yaşımı vermeyi sevmiyorum ama söylersem dünkü çocuk diyeceksiniz. Ben gene de vereyim 23 yaşındayım ve en son yaşadığım hortumdan sonra yavaş yavaş meteorolojiye ilgi sarmıştım. Şimdi ise bunu hobi olarak yapıyorum. Bu arada hava kapalıyken zorda kalmadığım sürece dışarı çıkmam çünkü 12 yaşımda önümdeki ağaca yıldırım düşmüştü.
Dedelerimiz, ninelerimiz “kar yarılması” diye bir tabir kullanırlarmış o durum için… Yani ezelden beri bilinen bir olay. Daha tanıklık edemedim ama günün birinde inşallah diyorum 🙂
Büyükannem ”oğlum kar yağarken gök gürlerse bir yerlere kar göçer ” (Çok kar yağar anlamında) derdi.. Kastamonu’da nadir olan bir olay ama ben 1 defa tanık oldum..
Buna bizzat ben şahidim Ayberk456. Bloğa da yazmıştım daha önce. 99 Şırnak ta şahit olmuştum ardı arkası kesilmeyen şimşek, gökgürültüsü ve yoğun kar yağışı
“Deniz Suyu Sıcaklıkları” ortalama ne kadar zaman sonra artmaya başlar? (Yazın demeyin ben ne zaman başlar dedim)
Karadeniz için bunu buldum. (Kaynak: Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı)
İlk defa sonbaharın gerçekten de 1 Eylül de başladığını gösteren bir kanıt görmüş oldum 🙂 Deniz suyu sıcaklığı Eylül başında eğilimini birden değiştirip soğumaya başlıyor.
Üçüncü cemre düştükten sonra. Bilim bilim nereye kadar 🙂
“Eğer” ile başlayan şöyle bir soru daha sormak istiyorum. Ülkemizin doğusu bu kadar yüksek olmasaydı, İç Anadolu’nun iklimi ve yağışı nasıl ve ne kadar değişirdi? Mesela Doğu Anadolu Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi’nin ortalama yüksekliği aynı olsaydı.
İç Anadolu’nun iklimi pek değişmezdi bence, Doğu Anadolu’da yağış daha az, sıcaklık da daha fazla olurdu.
Güneydoğu Anadolu’da kış biraz daha soğuk geçerdi. Kuzeyden inen soğuk devasa dağlarla karşılaşmazdı. Hatta Irak’ta bile daha soğuk kışlar görülebilirdi. Yalnız Doğu Anadolu, dağlar olmadığından şimdikine nazaran daha ılık olacağı için etrafındaki bölgelerde de ortalama sıcaklıklar biraz artabilir. Her an her şey olabilir 🙂 Mesela Basra alçağı daha rahat eder. Doğu Anadolu daha fazla ısınır, yazlarımız daha sıcak geçer. Bir de kelebek etkisini hesaba katarsak Kongo havzasında yıllık yağış ortalaması 5-10 mm düşebilir 😀
Bence şu soru daha kritik olurdu. Toros dağları olmasaydı, İç Anadolu’da hava olayları nasıl değişirdi? Cevap, doğu Akdeniz’in sıcak havası dağ engeline takılmaksızın, iç Anadolu’ya geçeceği için, iklim; sıcaklıklarda Denizli veya Manisa ortalamalarının birkaç derece altında, yağış ortalamaları ise bu iller civarında, fakat bahar mevsimlerinde hortumların biraz daha sıkça ziyaret ettiği bir yere dönerdi. (Amerika’nın Tornado Alley-Hortum vadisine dönerdi. Karadeniz’in iç kesimlerindeki dağ yükseltileri olmasaydı ise, İç Anadolu’daki yıllık toplam yağışlar sanırım 300-500 mm daha yükselirdi.
toroslar olmasaydı akdeniz kıyısında kışlar çok daha soğuk olurdu, kıyılarda senede birkaç kez düşen kar yağışı sıradanlaşırdı. yıllık yağışta fazla bir değişiklik olacağını sanmıyorum. sadece arkasındaki kesintisiz dağ sıraları sayesinde 1000 mm üzerinde yağış alan noktalarda yağış miktarı düşerdi. iç anadolu ise daha ılık, daha nemli, daha çok yağışlı olurdu. bence asıl olması gereken şey basra körfezi’nin akdeniz’le birleşmesidir 🙂 bu sayede korkunç basra alçağı’ndan geri dönmemek üzere kurtulurduk. tethys denizi hiç yok olmasaymış keşke.
Güneybatı yönünden bir kütle şu anda Ankara’ya yaklaşıyor. ODTÜ 3.4, Hacettepe 2.2 derece 00.10 itibariyle. KKY görebilir miyiz acaba diye düşünmekteydim. Ama rüzgar da güney yönlü, gelen kütle de güneyden geliyor. Şimdilik biraz zor gibi ama bakalım. Yukarılarda biryerlerde bekleyen bir soğuk hava kütlesi vardır inşallah. 🙂
Saat gece 24:00. Sadece bir tek sokak lambası bütün mahalleyi aydınlatmaya yetiyor. Yer bembeyaz, gök kıpkırmızı. Ta uzaktan bir köpek havlaması, bir de sokağın başındaki arabanın lastiklerinden duyulan patinaj çığlıkları. Kar kafasına göre bazen iri iri lapalıyor, bazen de tane tane yalpalıyor, ama hep yağıyor. Bir de mahallenin çocukları gecenin bu vakti kızak kayıyor yokuş aşağı. Osman Efendi’nin Merdiveni’ni kullanıyorlar, yanaklar al al taşıyorlar onu yukarıya her seferinde tekrardan.
Hava buzzz gibi, ama soğuk değil, öyle ısıtıyor ki içlerini karın sıcak yüzü. Poff ! Diye patlayıveriyor kiminin ensesinde muzipin birinin attığı kartopu. Birikmiş karın üzerinde koşup o haini yakalamak mı, onu devirip attığı kartopunun daha büyüğünü ona yedirmek mi, yoksa doğrulduktan sonra üzerindeki yünlere yapışmış onca karı temizlemek mi en zoru ? Yoldan güçbela geçen araba çok hoş karşılanmıyor elbette, taze, dümdüz karın saflığını bozduğu için. Bir de ter içinde eve girdiğinde yanan kulakların, ellerin ve bir de sanki 1 dakika önce içeri girmemişsin gibi kar yağıyor mu hala diye pencerenin locasındaki yerini alma isteğin…
Efkarlandırdın beni. Direk 1985 kışı geldi aklıma.
Uyduda şu anda, merkezi İstanbul Boğazı olan ufak bir alçak basınç merkezi görünüyor. Ya da bana öyle geliyor?
Boşver İstanbul’u, göller yöresindeki örtüye bak sen 🙂
Ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca 🙂
Farklı seviyelerdeki farklı rüzgar yönlerinden dolayı da öyle görünmüş olabilir.
Santiago bu uydu görüntüsünü nereden açıyoruz. Linkini atar mısın.
Sağ sütunda var zaten. Link bu.
İnanılır gibi değil. Konya’ya şu an kuvvetli lodosla birlikte karla karışık yağmur yağıyor! İlginç bir durum. Sıcaklık öğleden önce 14 dereceye kadar çıktı ama öğle saatlerinde kky başladı. Görselim yok maalesef.
Yükseklik diyeceğim ama 14 derecede imkansız gibi bir şey.Kky hala devam ediyor mu?
Öğleden önce 14 dereceydi. Öyle ani düştü ki sıcaklık 2-3 saat içinde kky başladı. Yağış 2’ye doğru kesildi. Dışarı çıkıp baktım. 1600 metrelik tepelerde kar örtüsü vardı. 850 mb’da soğuğa dair bir şey yokken bu kky nereden çıktı ben de anlamadım.
Yerde oluşup daha sonra atmosferin orasında burasında (üst seviyelerde) biriken soğuk hava kütleleri oluyor bu mevsimde. Dikey hareketlerle langırt diye aşağıya inebiliyorlar. Tahmini çok zor.
Yaz orajlarında yukarıdaki soğuk hava aşağıya hızla iner ve sıcaklık aniden düşer. Bu da bu olay gibi mi? Yukarıdaki hava yaz aylarındakine oranla çok çok daha soğuk. Bu da kar yağışına neden oluyor.
Evet benzer bir durum ama kışın iç bölgelerde soğuk hava yüzeye daha yakın seviyede ya da yüzeyde oluşuyor. Daha sonra lodos modos gelip atmosferi karıştırıyor ama o soğuk tabakayı tam ısıtamıyor sadece atmosferdeki seviyesini değiştiriyor. Ve o soğuk dikey hareketlerle tekrar ortaya çıkabiliyor, yağmuru kar yapıyor falan filan 🙂 Bence böyle yani 🙂
Gayet mantıklı.
Ankara’da yağmur devam etmekte. ODTÜ 4.3, Beytepe 2.9 derece. 1-1.5 derece daha soğuma ile KKY görebiliriz.
Kar falan demeyin, ben tahminimde kar falan göstermedim 🙂
Yağmaz zaten merak etme. (totem yaptım) 🙂
Ozan Hocam gece İzmir’de rüzgar ve şimşekler eşliğinde muhteşem bir yağış oldu. Hala devam ediyor rüzgar ılık olduğuna göre lodostur sanırım.
habere bak görüntülere bak seneye inşallah sivas’a taşınmak lazım 🙂 … belki de abd’ye yerleşmek lazım 🙂
Memleketimde olmak vardı 🙂
An itibariyle keşişleme Konya’yı bir deprem gibi sallamakta!
Afrika’dan kalkan tozlarla bir yağış dalgası şimşekler eşliğinde İzmir ve 00:40 lokal saatle Muğla’ya doğru yaklaşıyor (Cemal hocamızın kulakları çınlasın)
Bazı yerlerde cumartesi sabahına kalkanlar arabalarında çamurumsu pisliği görünce şaşırmasınlar.
Pembe renkler tozlu atmosfer şartlarını göstermekte olup animasyon 18 Şubat Cuma 14-23 saatleri arasını göstermektedir. GFS’in kesit tahmini de Atina-İzmir-Salihli arasındaki bulut gelişimini ve yağış bölgesini 23 GMT (01 Lokal) gayet güzel tahmin etmiş.
“Efsane Blocking’le geliyor” klişesini bu aralar sık duyarsanız şaşırmayın derim.
Gece modelinde Hans hemşehrilerine mevsimin son büyük ikramiyesini çıkartıvermiş. Türklere verecek değildi ya..
Gördüm 🙂 Pazar günü ayinde yakalarım, yağışı unutmuşun hacı derim kuru soğukla olmaz 🙂
Vovvv Ege Denizi’nde radar kırmızılaşmaya mı başlamış yoksa ben mi yanlış görüyorum?
Bence bu görüntü de gerçekleştiği tarihler itibariyle bir efsane olabilir. 24 Mart 2003 850 hPa’da -12C giriyor. Bu sene tüm kış boyunca -10C yi bile kıyısından gördük.
Ne zaman geldiğine bakılacaksa bence asıl efsane Nisan 1997’dir. İlk 15 gününü incelemeni öneririm. Ben üniversite sınavına hazırlanıyordum. Şaka gibi bir Nisan’dı, bir ara gün aşırı bildiğin süper kar sağanakları oluyor, ve her seferinde tutuyordu. Bu tabii İzmit, İstanbul nasıldı bilmiyorum. Kayıtlara göre batıdaki en soğuk Nisan ayıdır. İzmir 10 Nisan 1997’de 0.6 C olmuş.
Çok net hatırlıyorum ve yazdım zaten defterime. Çorlu’da 14 nisan 1997 sabahı 10 cm her yerde kar vardı. Her taraf tamamen kardı ve -1 c idi bütün kar yağışı boyunca
Ben o günü çok iyi hatırlıyorum. 11 Nisan sabahı saat 06.00 civarında Bornova’da kar yağıyordu. Tabii “kar yağıyordu” demem, yerde tutmayan havada uçuşan kar taneleri.
Hocam yılını hatırlayamıyordum 16 Nisan’da da ben Gebze’nin köylerine amcamla su almaya gitmiştim. Demek ki 1997 imiş. 2002 ile 2004 arası hangi tarih hatırlamıyorum ama 5 Nisan’da da Dilovası deniz seviyesine yağmıştı
sanırım adana’da en soğuk nisan 1997’de yaşanmış. 11 nisan 1997’de sıcaklık 0 dereceye düşmüş.
hatta adana’nın en düşük gece sıcaklığı da 1997 kışında ölçülmüş.
aşağıdaki tabloda adana’da 8 ocak 1997-30 nisan 1997 arasında ölçülmüş gece sıcaklıklarının tablosu var.
1997 kışı soğuk bakımından efsaneymiş ama yağış bakımından kurak geçmiş.
Ayrıntılı rapor.
Durum vahim gibi görünüyor ilk başlarda Yunanistan-Türkiye’de büyük dolu ve tornadoları gösteriyor. Ne kadar doğru bilmiyorum ama Estofex öyle gösteriyor. Alçak basınç merkezi zaten mevcut.
Çok “vahim” olmasa da (üç dereceli uyarının 1. derecesini vermişler) epey bir gösteri olabilir. İzle bakalım.
Bu arada İngilizce rapordaki şu kısma dikkat: “GFS ve ECMWF fikir birliğinde olmasına rağmen şu şu bakımdan belirsizlik…..” Belki olaya saatler kalmış, modeller aynı şeyi gösteriyor, adamlar hala “belirsizlik” diyorlar. Bilgi işte insanı böyle kararsız dansöz yapıyor. Kursa yollamak lazım bunları bizim büyük üstatların yanına.
Doğru tahmin için kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar ama İzmir kıyılarında şimşekler başladı rüzgar da giderek artıyor.
😀 Köküne kadar bilimsel bir rapor Ayberk, gülünç bir şey yok, ben dalga geçtim.
Ben aslında raporu kastetmemiştim ben DMI’yi kastediyordum ama yazmayı unutmuşum 🙂
A tamam o zaman. Pardon 🙂
istanbul’da mart ayında ölçülmüş en yüksek kar kalınlığı kaç cm? bilen/gören var mı?
bir de istanbul’da mart ayında karlı gün sayısı en çok kaç gün?
1996’ya kadarki verilere baktım weatheronline.co.uk sitesinden. mart ayında genellikle 1 gün kar düşmüş ve 2 ilâ 4 cm arasında örtü yapmış. 2005’ten sonra örtü yapacak bir kar mart ayında hiç görülmemiş.
İstanbul’da kar rekoru 87’ye ait sanırım. 5 Mart’ta havalimanında 80 cm varmış (yanlışsam düzeltin). Ama DMİ’nin resmi rakamı (Göztepe) çok daha düşük, kaçtı hatırlamıyorum.
Buradan tüm merkezlerde ölçülen uç değerlere ulaşılabilir.
İstanbul’daki istasyonlar için en düşük sıcaklıklar Şubat ’85 te gerçekleşmiş; Florya -10C, Göztepe -8C, Kartal -6,4C, Kireçburnu -8,4C, Şile -11C, Yalova -11C, inanamayacaksınız ama İstanbula 45 dk. mesafedeki Çerkezköy -25,4C, Lüleburgaz -27,8C 🙂 Rekorların kırıldığı 20-21 Şubat 1985 tarihinin 850hPa sıcaklıkları burada.
Kar rekoru ise ’87 yılında. Florya 60cm. Göztepe 44cm. Kireçburnu 63 cm. Kumköy 55cm. Yalova 80cm.
Kimseyi inandıramıyorum ama, 2008’de 17-18 şubat sisteminin ertesi gecesi, yani havanın açtığı gece, (ki bir hava delisi olarak neredeyse tüm gece ayaktaydım:) ) Samandıra istasyonu – 12 C’yi gösterdi, birebir meteor.gov.tr’den takip ettim. Niye bunu kayıt altına almadılar o da ayrı merak konusu tabii.
Aydos’ta o gece -13,2 ölçmüştüm 🙂
Almışlar hocam, verdiğim linkten bakınca çıkıyor.
Teşekkürler Santiago, bir ara gerçekten kafayı soğukla karla bozup hayal gördüğümü düşünmeye başlamıştım 🙂
teşekkürler Santiago , ama ben en uç değerleri değil sadece mart ayına ait en çok karlı gün sayısı ve en yüksek kar kalınlığını öğrenmek istiyorum. muhtemelen ’87 martı hem kar yüksekliği hem de karlı gün sayısı açısından lider olmalı bu durumda.
Çorlu’nun minimumu -18.5 diye biliyorum aynı tarihte. Ama anlatılanlara göre Çerkezköy’e yakın olmalı bir ölçüm hatası yapılmış. Hatta Çorlu Çerkezköy’den soğuktur genelde.
Edirne’nin maximum kar kalınlığında hata var. Edirne’ye 90 cm kar asla yağmadı asla da yağmaz….
Hocam Edirneli değilim ama 2000 – 2002 de İpsala’da askerlik görevimi yaptım, yanlış hatırlamıyorsam 2001 Aralık ayında iki farklı soğuk hava dalgası geldi, ikisi de iyiydi ama 2. si felakaket bir şeydi hayatım boyunca bir daha o kadar kar görebilir miyim bilmiyorum, koğuştan uyandığımızda kapıyı açınca 2 metreden yüksek bir duvarla karşılaşmıştık, ve o kalınlık daha da arttı bir kaç gün içinde.
İlk gün düz alanda kar kalınlığı belimin üzerindeydi hatta köpeklerimizi kulubelerinden alıp depoya götürmüştük donmamaları için, köpeklerden biri alman kurdu öteki de boxerdı, köpekler yürürlerken karın 30 cm kadar altında kalıyorlardı o yüzden karın içinden çıkana kadar çektiğimiz zincirlerin ucunda köpek bağlı olduğunu anlamamıştı kimse, bir kaç gün içinde İpsala içinde otobüsler bile tamamen kara gömüldü tabii evlerin 1 ve bazen 2. katları da… kar bittiğinde İpsala – Keşan yolu üzerinde rüzgarında savurmasıyla yer yer 12 metre kar kütleleri olmuştu otoyolun içinde tek şeritli daracık bir geçit açılmıştı içersinden geçerken gökyüzü görünmüyordu.
Yunanistan sınırının Yunan tarafındaki düzlüklerde ise sabit 3 metre civarı kar birikmişti hatta şarkıcı Göhkan Özen Yunanistan turnesinden dönerken İpsala’da yolda mahsur kalmış ve askerlerimizce kurtarılıp o gece misafir edilmişti.
Biz oradaki bütün birlikler o müthiş hava olayını yaşadık ama oradaki ekstrem değerleri bir kayıtta gördüm ne de olayla ilgili bir habere rastladım…
Ozan Hocam aşağıdaki resimde Kıyı Ege’ye yaklaşan muhteşem bir gökgürültülü kütle var, gece saatlerinde İzmir’de olur sanıyorum. Maalesef uydu görüntüsünü koyamadım ama idare ederiz 🙂
Gümbür gümbür geliyor.
muhteşem bir fırtına 🙂 eğer mümkünse yarın görsellerinizi bekliyoruz.
Adına da derler soğuk cephe 🙂
Radarda sarılaşmaya başlamış eğer bulutlar güç kaybetmezlerse kıyı kesimler iyi yağış alır.İnşallah bu cephe gözümüzü doyurur 🙂
Bu şekilde gücünü korursa, Ankara’da da şubat orajı olabilir. Şu an için ayın 23-24’ü Totals değerleri bunu destekler nitelikte, lifted indeks değeri de 0, -1 arasına geçip duruyor. Bugünkü tahmin güncellememde durum kesinleşene kadar şimşek sembolü kullanmadım. Ama kış mevsimine göre şu an için güzel bir kararsızlık var Ankara’mızda
Daha önce dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ancak TRT Türk kanalında “Dünyanın Havası” adında bir hava tahmin programı var. Dokunmatik bir panelden Mehmet Yayvan sunum yapıyor. Çok detaylı izleme fırsatım olmadı ama Türkiye’de daha önce böyle bir tahmin programı izlememiştim. Üstelik program günde 4-5 kez yayınlanıyor ve 10 dakikaya yakın sürüyor. Merak edenler için tanıtım bağlantısını burada veriyorum.
Epey güzel bir şeye benziyor, teşekkürler. Mehmet Yayvan zaten boş adam değil, bilgisinden yararlanmaları takdire şayan.
Ben de izledim bir kac sefer, gercekten inanilmaz iyi. TRT 1’de neden yayinlanmiyor anlamak mumkun degil.
Benim de dikkatimi çekmişti. Çok güzel bir çalışma olmuş. İnşallah Türkiye’de meteoroloji ilerde çok daha iyi seviyelerde olur.
Sat24 uydu görüntüsünde, İtalya’nın güneyinde dönmekte olan bir kütle var.
Marmaris’ten bildiriyorum.. Daha doğrusu bildirmeye çalışıyorum.. Uçuyoruz.. Sabahtan beri etkili olan fırtına tam anlamı ile kudurdu ve kuvvetli fırtına haline geldi. Sabaha ciddi bir hasarla uyanacağımızı düşünüyorum. Muhtemelen çok sayıda ağaç ve direk devrilecektir. Yat limanı civarında da çok sayıda teknenin hasar göreceğini düşünüyorum.. Elektrikler kesilmezse gelişmeleri yazarım.
Bu arada İzmir radarı rüzgar opsiyonu kuvvetli fırtınayı algılayıp sembolleri koymuş ama Marmaris radarında şu an “sakin” hava şartları yaşıyor görünüyoruz. 🙂
Faseay söyleyince aklıma geldi. Şöyle bir şey yapılsa nasıl olur? “Eğer” ile başlayan şeyler söylenip üzerine tahminler yapılsa. Mesela desek ki: “Eğer Karadeniz olmasaydı” veya “Karadeniz şu anda kapladığı alanın 3’te birini kaplasaydı” ne olurdu? Acaba böyle çalışmalar yapılsa faydalı olur mu? Hem kafa yormamız açısından. Hem de benim gibi çok bilmeyenlerin bir şeyler öğrenmesini kolaylaştırması açısından.
İşte bunlar tam benim konular. Çok heyecanlı 🙂 Böyle çalışmalar zaten yapılıyor. Eski iklimi gösteren doğal arşivlerden yola çıkılarak hipotezler geliştiriliyor ve bu hipotezlerin modeller kullanılarak doğru olup olmadıkları test ediliyor. Örnek: Karadeniz modelden kaldırılıyor… Fakat henüz yapılmadı sanırım bu. Yapılacak ilerde, yapacağız.
Bir örnek vereyim ve soru sorayım. Bundan yaklaşık 20 bin yıl önce, yani son gerçek buz devrinin en şiddetli zamanında Karadeniz öyle bir duruma gelmiş ki Zonguldak’ta yıllık yağış miktarı bugünkünün 10’da 1’ine, belki de daha azına düşmüş. Ne olmuş olabilir? 🙂
Aslında bunlara cevap vermek için herkesin öncelikle bir süreliğine konu üzerinde düşünmesi (bias-önyargı ve etkilenme olmaması açısından), daha sonra beyin fırtınası ile birlikte cevaplar verilmesi iyi bir yol olur diye düşünmekteyim. Ben düşünmeye başladım 🙂
Sınırlı meteoroloji bilgimle soruya ben cevap vermeye çalışayım.
Buz devrinde Karadeniz tamamiyle donmuş olmalı. Donmuş su kütleleri sea-effect yağış oluşmasında negatif rol oynarlar, çünkü tepeden geçen havayla su arasındaki sıcaklık farkı çok azdır, bu da buharlaşmayı ve kararsızlığı en aza indirir. Zonguldak da sea-effect türü yağışlardan en fazla etkilenen illerimizden biri olduğu için buz devrinde musluklar kapanmış olabilir.
Doğruya yakın bir açıklama mıdır Ozan Hocam?
Bravo, sebeplerden biri bu. Sürekli donmuş olmasa da özellikle kış mevsiminde donmuş olması beklenir. Donunca zaten buharlaşma neredeyse tamamen durur.
Ama başka sebepler de var… Mesela daha kolay donmasına ne yol açabilir?
Donmadan bağımsız neler olabilir? 🙂
Yeterince güzel cevaplar verilmiş. Ekleme yapayım mı yapmayayım mı kararsızdım ama yazayım. Dünyanın ortalama sıcaklığı ne kadar düşükse toplam yağış da o kadar az olur. Ne kadar az buharlaşma, o kadar az yağış. Zonguldak özelinde bakacak olursak, Zonguldak’ta yamaç yağışlarınının çok olduğunu düşünüyorum. Özellikle karayel ile çok güzel yağışlar alıyordur. Demek istediğim, buzul çağında dünyanın ortalama yağışı şimdiye göre çok azdır. Ama Zonguldak gibi orografik yağışların fazla olduğu yerlerde yağış miktarı genele kıyasla daha çok azalmıştır diye düşünüyorum. Çünkü deniz buz tutmamış olsa bile sıcaklığı çok azdır ve buharlaşma da buna bağlı olarak azdır. (Buharlaşmanın az olması tuz oranının az olmasının da bir sebebi). Buharlaşma az olduğu için yağış da az oluyor. DMİ’den yaptığım kısa bir incelemeye göre yamaç yağışlarının çok olduğu yerlerde Ocak, Şubat aylarındaki yağışlar Ekim, Kasım, Aralık aylarındaki yağışlara göre daha az. Bunun sebebinin ortalama deniz suyu sıcaklığının azalması, buna bağlı olarak buharlaşmanın azalması olduğunu düşünmekteyim.
Evet, ayrıca Sorular-Cevaplar‘da 5. soru 🙂
Daha çok okumam gerekiyor 🙂
1) Öncelikle kütlesel olarak 20000 yıldır H2O’ nun (suyun) çok da değişmediğini varsayıyorum (sıvı + katı + gaz fazları). Bu bağlamda, buzul çağı koşullarında sıcaklıklar düşük olduğu için su bugünkünden daha fazla katı fazdadır. Yani Karadeniz hacmen ve yüzey alanı olarak küçüktür.
2) Soğuk su demek daha az tuz demek. Daha doğrusu çözeltileri daha az tutabilir demek. Bu da donma sıcaklığını sıfıra yaklaştırır. Yani daha çok buzla kaplı saha vardır.
3) Ayrıca soğuk su daha az buharlaşma da demek.
Hepsini birleştirirsek daha az yağış almalı Zonguldak.
Hocam bir de daha önce söylemeye fırsatım olmadı ama böyle bir blog açtığın için minnetarım.
Acaba Karadeniz’deki tuzluluk oranının bir şekilde azalmış olması, ki belki de burada tatlı su kaynakları da rol oynamıştır diğer faktörlerle bir araya gelince donmayı kolaylaştırmış olabilir mi?. Bildiğim kadarıyla tuzluluğun donma üzerinde negatif, pozitif etkisi var…Bir de haliyle global anlamda buz devri buharlaşmanın azalmasına yol açacağından yağış rejimlerinde büyük değişimler, düşüşler yaşanmış olmalıdır buz devri = global anlamda kuraklık, benim aklıma gelen bunlar..
Bravo çok doğru ve güzel yanıtlar, tuzluluğun azalmış olmasının bağımsız bir nedeni daha var, ki bunu bilen yoğurtlu döneri hak edecektir 🙂
İpucu: Karadeniz’in günümüzde tuzlu olmasının ana nedeni nedir?
Bir jeoloji mühendisi olarak ben atlıyorum dönere 🙂 Tam tarihi bilmiyorum ama İstanbul Boğazı o dönemde henüz açılmamış olabilir, Akdeniz’in tuzlu suları Karadeniz’e akamaz dolayısıyla.
Not: Açılma derken doğal etkilerden dolayı tabii ki. Kıta hareketleri, deprem.
Hayır boğaz geçişi çok uzun zaman önce açılmıştı. İklimin ısınıp soğuması suyla doldurdu ve boşalttı sadece. Bir iki ay içinde Nature Geoscience dergisinde bu konuyla ilgili makalemiz çıkacak, Zonguldak’taki mağara dikitlerinin kimyasal analizi sonucu ulaşılan sonuçlar…
Merakla bekliyoruz, burada paylaşırsın artık. Ayrıca buzul çağında çok kral lake effect yapmıştır ama Karadeniz 🙂
Gitti döner 🙂
Bir hipoteze göre (ve büyük ihtimalle) 21 bin yıl önce Karadeniz aşağıdaki kadardı (koyu gri alan) ve seviyesi bugünkünden 200 metre aşağıda idi. İstanbul Boğazı’nın bağlantıyı yaklaşık 9400 yıl önce sağladığı düşünülüyor, ondan önce Boğaz’da rakı-balık yapılamıyordu 🙂
Çizim, Kislov ve Tarapov isimli Rus abilerin 2007’de yayımladığı şu makaleden.
Ama Akdeniz’in sularının dolduğunu bildim, yoğurtludan geçtim ortasını bulalım, bi ekmek arası da olur 🙂
Sana tereyağlı iskender feda olsun editörüm. Şu doktorayı bitireyim kurban kesicem zaten, döner hafif kalacak.
Konu ve paylaşımlar çok güzel gerçekten bu sefer kayıtsız kalamadım.. Günümüzden 22000 yıl önceki tatlı su ortamlı göl dönemi 12000 yıl kadar korunmuştur ki bu evrenin son 500 yılı post glasiyel devreye uymaktadır (çökelme oranı azalmıştır). Günümüzden 10000 yıl kadar önce başlayan ve 7000 yıl kadar devam eden devrede deniz suyu, arasıra buzulların geri çekilmesi ve deniz seviyesinin yükselmesi sonucunda Istanbul boğazından akmıştır. Bu olay tedrici olarak Karadeniz’in tatlı su ortamından tuzlu su ortamına geçmesine neden olmuştur. Bu olaya Akdenizleşme devresi deniliyor (mediteranizasyon). Tabii bu olay tuzlu suyun yoğun olmasından dolayı deniz tabanından üst kesime doğru ilerlemiştir.
Ayrıca Karadenizin tuzlu su ortamına kavuşması daha önce tatlı suda yaşayan canlıların ölmelerine ve bunların ayrışması ile kükürtlü hidrojen gazının oluşmasına yol açmıştır. Belli metreden sonra (100-200m) canlıların yaşamasını engelleyen zehirli gazların sebebi de bu olsa gerek.
Karadeniz’in geçmişte bir iç deniz daha doğrusu göl olması haliyle denizlerle herhangi bir bağlantısının olmaması tuzluluğun az olmasında bence önemli etkenlerdendir, ne zaman ki Marmara vasıtasıyla Akdenizle etkileşime geçmiştir (ki tabiki o zaman marmara denizi diye bir yer yoktu) işte o zaman işin rengi sanırım değişmiştir, dünyanın şu ana kadarki gördüğü en büyük sel felaketlerinden biri olduğunu biliyorum müthiş oranlarda suyun yer değiştirmiş olması muhtemel… en azından bildiğim bunlar, nuh tufanı olayında( tabii ki potansiyel olarak ) araştırılan, üzerinde durulan yerlerden en önemlilerinden birisi Karadeniz’dir..
Marmara vardı… Nuh tufanı 9400 yıl önce bağlantının sağlanmasıyla ilişkilendiriliyor ama karşı hipotezler de var, yavaş yavaş oldu diyenler de var.
Bu arada Santiago’dan bağımsız olarak siz de bildiniz. Bu blogu takip eden birçok kişinin de tahmin edebileceğini biliyorum, hepinizle gurur duyuyorum 🙂
Sizin güzelliğiniz Ozan hocam, bu platform iç doğasıyla kendimizi sizin sayenizde de geliştirmemizi sağlıyor, kendi adıma ben teşekkür ederim 🙂
1) Anadolu ne zaman yükselmeye başladı bilmiyorum ama eskiden Torosların ve Kuzey Anadolu dağlarının günümüzden daha alçak olması lazım. Bu durumda şu an üzerinde bulunduğum İç Anadolu topraklarında Akdeniz etkisiyle nemli ve ılık bir iklim vardı. Dağlar yükseldikçe yamaç yağışları arttı, iç kesimler kurak kaldı, göller kurumaya başladı.
2) Dağlar çok yüksek olmadığı için rüzgarlar çok şiddetli esmiş olmalı Dünya’da.
Daha çok var aklımda, hepsini yazayım mı 🙂
65 ila 2 milyon yıl önce adım adım yükselmiş.
http://www.britannica.com/EBchecked/topic/17310/Alpine-orogeny
Çok da eskiymiş canım. O zamanlar iklim nasıldı tahmin etmek imkansız gibi bir şey.
Sıcaklıklar aldı başını gitti. Bugün Bilkent’te sıcaklık 12.1 dereceye kadar çıktı. Ben bu kadar yükseleceğini tahmin etmemiştim. Kaldığım yurt güneydoğu yöne bakıyor, dersten bir geldim ki, odam sera etkisi ile 30.8 derece olmuş. Osman sıcaktan kanatlarını açmış, bana bakıyordu. 1 saattir soğutamadım odamı daha…
Türkiye’de de bazı şehirler 20 dereceyi görmüş.
Haritanın daha ayrıntılısı var neden onu kullanmıyorsun 🙂
Tatilimi geçirmek için son bir haftadır İzmirdeyim, geçen günlerde de hava ılıktı ama bugün muhteşem bir hava var, kapı, pencere açık, kısa kollu t-shirtle dolanıyorum.
http://www.wunderground.com/global/FI.html
ekran goruntusu almiyorum cunku ne zaman girerseniz girin ayni goruntuyu goreceksiniz…
Sayın Ayrıntı, DMİ’nin yatan tahminleriyle ilgili yorumunuzu ayrı bir yazı yapıp yayımlamıştım ama kontrol edebildiğim kadarıyla 17 Şubat yerine 16 Şubat’ın maksimum sıcaklıklarını kullanmışsınız, o yüzden de sapmalar biraz fazla çıkmış. Kontrol edip tabloyu yenileyebilirseniz (ve bunu yaptıktan sonra tablo hala önemli olursa) yazıyı tekrar yayına sokacağım. Yolladığınız tablo burada. – Havadelisi.
Gönderdiğim sonuçlar ve baktığım verilerde bir yanlışlık yok. Tahminler 16 Şubatta yapılmış olup, 17 Şubat için tahmin edilen en yüksek ve en düşük değerlerdir. Zaten bir yanlışlık olsaydı il merkezleri tahminleri de daha düşük çıkardı. Benim ifade etmek istediğim, ilçe sıcaklık tahminleri isabet oranı o kadar düşük ki, kurumun ilçe sıcaklık isabet oranlarını yapıp yapmadığını düşündürür nitelikte. Çünkü belirli bir isabet oranı tutturulamıyorsa hiç yapmamak, yapmaktan daha iyidir. Çünkü kurumsal güvenilirliğiniz zedelenir. Ayrıca bunu kullanan kullanıcıları yanlış eylemlere sürükler. Mesela askerliğini doğunun soğuk kış şartlarında yapanlar bilir. Sıcaklık belirli bir derecenin altına düştüğünde nöbetler bir saate düşürülür. Yada kalorifer sistemleri beklenen sıcaklığa göre programlanabilir v.b.
DMİ’nin 17 Şubat’ta ölçtüğü (tahmin ettiği değil) maksimum değerler burada. Mesela Gebze’de 11.4 derece ölçülmüş. Ama sizin tabloda Gebze’de 4.8 derece ölçüldüğü yazıyor ve bu değer 17 Şubat’ın değil, 16 Şubat’ın en yüksek değeri. Yanlış geçirmişsiniz, olabilir dalgınlığınıza gelmiştir. DMİ 17 Şubat için 11 derece tahmin etmiş sizin tablonuza göre, yani %100 başarılı. Her zaman elbette böyle değiller ama daha dikkatli olursak bence eleştiriler daha yapıcı olur. Teşekkürler.
Yarıldım Santiago 🙂
Dağ gibi de soğuk hava dalgasıymış, nasıl pat diye ortadan kayboldu yahu?! Zaman kötü azizim. Sevenlerine tez zamanda kavuşur inşallah. Ilıkçı olduğum için beni alakadar etmez de diyebilirdim ama empati yapmak lazım, insanlık ölmedi ya! Görürsem mail atacağım. Bu arada benim şüphelendiğim biri var, o kaçırmış olabilir. Robot resmi aşağıda.
İsmi aklıma gelmiyor, ama sanırım H ile başlıyordu.
Hans bu kadar ciddi mi görünüyor ? 🙂
Suçlu bulundu, failler aklandı 🙂
Siz dalganızı geçin. Gelince görürsünüz. Yara yara geliyor. Bağıra bağıra geliyor. Kış bir bitsin, söylediklerinizden utanacaksınız. Ne yani, 10-15 gün ertelenmiş olabilir sistem. Olamaz mı? 🙂
Kendi radarlarımı kuracağım her tepeye. Kendi meteoroloji uydularımı atacağım. Bıktım GFS’in 180 e soktuğu sonra da yavaş yavaş eritip bitirdiği sistemlerden. Kendim süperbilgisayarlar tedarik edip kendi algoritmalarımla kendi tahmin modellerimi yapacağım. Bütün dünyaya otomatik istasyonlar kurup modeller için gerekli verileri kendim toparlayacağım. Değil 15 gün, 30 günlük tahmin yapacağım. Ama benim 30 günlük tahminim bile GFS’ten daha tutarlı olacak. Takip edenleri sükut-u hayale uğratmayacağım. Hatta bazen sistemleri göstermeyip, son anda göstereceğim. Yağışı hep az vereceğim son ana kadar. Herkes beklenenden çok yağdı diye sevinsin. Yapacağım işte hepsini. Ama para yok. Ne yapayım. Aramızda para toplayıp radardan başlasak mı? Ne dersiniz. 🙂
valla üstadım ankara radarı 31 aralıktan bu yana off durumda biliyorsun….bu bizim tespitimiz…memurlar bunu ocak sonuna doğru farketti sanırım ve radarın bakımda olduğu bilgi yazısı kondu… tahminen haziran sonuna yetişir…. yağışsız yaz günlerinde bomba gibi hizmetimizde olur…
umut fakirin ekmeğidir 🙂
Aslında 31 Aralık’tan önce de bozuktu, yani kütleleri göstermiyordu, öncesinde de… 31 Aralık’ta ise dondu kaldı öylece.
Yani bu sene kışın tamamı için, DMİ bozuk radarla tarihe geçmiş olacak.
Bence aramızda para toplayıp şu Akdenizi dolduralım sorun kalmaz. Siklon gönderip duruyor. 🙂
Bu doldurma işi kafama yattı. Ama Akdenizi mi doldursak, Karadenizi mi emin değilim. 🙂
DMİ’de tahminlere Tuzla eklendiğinden beri takip ediyorum. Sıcaklıklarda, arada 1.5-3 derece arasında kaymalar oluyor ama çoğu zaman tutturdu. Mesela bu gece için 0 derece demişti ve tam 0.0 oldu 🙂 Pek alışıldık bir şey değil ama tam isabet yaptı.
gsf zaman dilimi geçen yıla kadar ilk periyodu 180 saatle sınırlı değil miydi yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum. eğer doğru hatırlıyorsam ve yeni bir metod bulmadan 192 saate taşıdılarsa çok başarısızlar.. bu sene şunu fark ettim 192. saat dilimine -10 girdi mi kesin bozuluyor bu öğle güncellemesi de bile çok fark etti -5 düşmüş yine sıcaklıklar.. hocam bu konuda gfs’ye bir mail atacaktınız bir de her run için girilen verilerin farklı olduğuyla ilgili yazı yayınlamıştın hocam takipte misin? 🙂
Takipteyim. Ben ılıkçı olduğum için yazın 180 içinde gözüken +20’leri takip ediyorum, onlar da bozuluyorlar 🙂 Şaka bir yana, bilmiyorum neden bozuluyor. Her run’a girilen veriler farklı demişler bir forumda ama resmi bilgi değil…
Bu çıktılar fuzzylogic (bulanık mantık) ile yazılmış programladan oluştuğunu söyleyebilirim yapay zeka da bununla ilgili.Daha öncede fuzzylogic in meteorolojide kullanıldığını duymuştum biraz karışık bir konu merak edenler için link. Verdiğim linkte bulanık mantığın hava tahmininde de kullanıldığı belirtiliyor.
Nereden biliyorsunuz bulanık mantığın kullanıldığını GFS gibi hava tahmin modellerinde? Benim bildiğim GFS geleneksel fizik denklemlerini kullanıyor. Bir kısım dokümantasyon burada.
Evet hocam yanlış bir tabir kullanmış olabilirim, “söyleyebilirim” diyeceğime tahminimce kullanılıyordur demeliydim. Çünkü verdiğim linkte kullanım alanları arasında hava tahmini de var, ayrıca burada da geçiyor ama tahmin olarak değil. Kullanılmıyorsa bile kullanılabilecek bir alan çünkü atmosfer çok değişken bir bölge. Vermiş olduğunuz dökümanları gördüm dediğiniz doğrudur bu fizik kurallarının program içerisinde de kullanılması sonucu çıkmıştır zaten o modeller. Yani benim demek istediğim bu modellerde otamatik olarak girdiler işlenir otomatik olarak modeller çıkar bu fizik kurallarıda programın parçasıdır diye düşünüyorum.
Dün sabah ve dün akşam modellerinin Londra ve Marsilya için hazırlanmış diyagramları. GFS hatasını anlayıp nasıl da ECMWF modeline yanaşmış. ECMWF 3-1 yaptı skoru.
Londra ve Marsilya’nın ılık olması bizim şansımızı artırıyor, eğer buna rağmen sistem gelmezse medyum memişe uğramayı düşünüyorum 🙂
Uzun süredir kafama takılan bir şey var. Atatürk H.L ile Florya istasyonu arasındaki sıcaklık farkı kimi zaman 2 dereceye kadar çıkıyor. İstasyonların aralarında 2 km. var yok. Bunun bir açıklaması var mı?
Bilmiyorum, incelemedim. Ama 2 derece fark aşırı değil, yerel etkilere, termometrenin konumuna göre bile oluşabilir.
Florya istasyonu Atatürk Ormanında yer alıyor, hem rüzgara açık hem de civarında pek ısı kaynağı yok. Belki bunun etkisi olabilir.
Semih, aynı durumu ben de farkettim. Yaklaşık 1 aydır, Florya, Yeşilköy’den 2 dereceye kadar soguk oluyor. Daha önce böyle değildi, değerler hep birbirine çok yakındı.
Bloğu yarıp sıcak denizlere inmeye çalışan bir alçak basınç bizi sıkıntıya sokuyor.
Hans başarısızlığını görüp istifa etmiş sanırım :))36 saat çıktısını çizip çekip gitmiş:)
Ahahah!! Türk hava delileri lobisinin yoğun baskısına dayanamadı! Eylemlerimiz sürecek.
jean-pierre devralmış işi:) Güzel bir run olabilir bu:)
Fransızlar bizi öteden beri sevmez ki. Asıl şimdi yandık.
Bence uğurlu gelmiş:)
Hans’ın yerine kimin gelmesi gerektiğini hepimiz biliyoruz sanırım 🙂
Efsane avcısı 🙂
yapma hocam, bizim şansımıza vatoz falan sokar onu. run yine yarım kalır.
Dün akşam saatlerinde samsun sahil kesiminde kar yağmaya başladı, çatılar ve arabaların üstü beyazladı, yüksek yerlere iyi de kar yağdı. 1,5 yaşındaki kızımı balkona çıkarıp yağan karları izlettirdim, elleriyle karları yakalattırdım. Çok hoşuna gitti. İyi izle kızım dedim, bu görüntüyü bu gidişle sen çocuklarına bir zamanlar babam bana havada uçuşan beyaz bir şeyler gösteriyordu diye anlatacaksın, dedim. Evet 3-5-7-10 senelik değişimler hiç bir zaman iklimin değiştiğini göstermez ama değişiyor be kardeşim, inanmak istemesek de değişiyor. Eskilerdeki kar yağışlarının sıklığı ve miktarını göz önüne alınca gerçek gayet güzel ve fakat acı bir şekilde anlaşılıyor. GFS de yanıldıkça sinirleniyorum ama inşallah bu konuda yanılırım. Bugün yağan 3,5 dakikalık sulu kara bile şükreder olduk ya ben daha ne diyeyim.
üzülme be kardeşim. onu bulamayanlar da var 😀
Bu akşam modellerinde kaderimizin çizileceğini düşünüyorum. Aşağıdaki animasyonda GFS ve ECMWF’nin 22 Şubat ve 23 Şubat’a ait 850 hPa sıcaklıkları var. 22 Şubat için iki model de hemfikir gibi. 23 Şubatta işler karışıyor, GFS Sicilya üzerinde bir alçak basınç öngörmüş ve bu alçak basınç merkezi, olası bir sistemin bizi ıskalamasını sağlıyor. Eğer GFS’in senaryosu gerçekleşirse çok yazık olur.
Aşağıdaki tabloda ise Berlin, Varşova, Londra ve Marsilya şehirlerinin GFS 00Z ve ECMWF 00Z diyagramları bulunmakta. Modeller Berlin ve Varşova için uzun bir süre hemfikir. Londra ve Marsilya’da ise 23 Şubattan sonra büyük kararsızlık var, modellerden biri Hanya’ya biri Konya’ya gidiyor. Temennim ECMWF’nin bu savaştan galip çıkması, tahminim GFS’in dediğinin olması 😦 2 saat sonra görelim bakalım. Niyet ettim Allah rızası için ECMWF modelinin gerçekleşmesine. Vira bismillah 🙂
santi, bu hans modelleri neden bu kadar geç güncelliyor? sen nerden bakıyorsun?
ben wetterzentrale’ye giriyorum, bana hâlâ sabah 6 güncellemesini gösteriyor, saat öğle 12 güncellemesini de akşam saatlerinde göstermeye başlıyor. sinirleniyorum, adamı hasta etmesinler ! 🙂
Saatler ABD saati, onun için geç güncelleniyor olmalı.
sabah güncellemesi (00z) TSİ 07:30 civarı
öğlen güncellemesi (06z) TSİ 13:30 civarı
akşam güncellemesi (12z) TSİ 19:30 civarı
gece güncellemesi (18z) TSİ 01:30 civarı
güncelleniyor.
Evet, bu da zaten saat farkına işaret ediyor.
Normalde sabah güncellemesi 6.50’de, öğle güncellemesi 12.50’de, akşam güncellemesi 18.50’de, gece güncellemesi de 00.50’de tamamlanmış oluyor. Bazen 40 geçelerde de tamamlanmış olabiliyor. Bundan bir saat 20 dakika önce de güncelleme başlıyor. Yani 05.30, 11.30, 17.30, 23.30. Ama bir dün, bir de bugün problem oldu.
hay allah. ben site almanya merkezli olduğundan aramızda aslında 2 saat fark olmasına rağmen, onların da bizim dmi “prensip”lerine göre çalıştığını, bu yüzden haritaları geç güncellediklerini düşünüyordum.
peki neden amerika saatine göre güncelleniyor? site alman sitesi .
GFS verileri NCEP (ABD) kaynaklı. Wetterzentrale sadece verileri çiziyor.
UTC zamanına göre yayınlanıyor.
tr.wikipedia.org/wiki/Eşgüdümlü_Evrensel_Zaman
Örneğin 12Z UTC, TSİ (Türkiye Saati İle) 14.00 e tekabül ediyor. Ancak neden bu kadar geç yayınlandığını bende bilmiyorum, muhtemelen verilerin derlenmesi ve modelin hazırlanması uzadığından güncelleme TSİ ile 18.30 civarında bitiyor. 12Z verilerin işlendiği zamanı gösteriyor, yayım zamanını değil. Ozan hocam yanlışım varsa düzeltebilirsin.
Demek ki modelin “initialize edildiği” (çalıştırıldığı) zaman o…. Çıktıların alınması ve çizilmesi bu kadar fazla vakit gerektirmemeli aslında ama model küresel… belli de olmaz. Bu arada “Z” neyin kısaltması ki? # Ayrıntı # ? 🙂
Burada ve burada bahsedilmiş. “Z” Zulu’nun kısaltılmışıymış. Zulu Time diye geçiyor. GMT (Greenwich Mean Time) ile aynı zaman diliminde, ikisi de UTC ile aynı kapıya çıkıyor.
Çok teşekkürler. Zulu Time enteresanmış… Kısa olsun diye yapmışlar herhalde. Bu gavurlar bir alem.
santiago zor da olsa anladım demek istediklerini. Yalnız benim gözlemlediğim durum bu sonucun makus talihimizi değiştirmeyeceği şeklinde. Bütün iyi senaryolar 180-240’lık dilimde gelişiyor ve 180’den aşağıya doğru indikçe zayıflıyor. Tersi nedense olamıyor, Bir de Batı Avrupa ılık olursa bizim oralar soğuk ve karlı olura dayandırıyorsun işi (ki yüzde doksan doğru) ancak bu durum çok sağlam bir sistem alacağımızı da garanti etmiyor. Yani 850 hPa’de -10,-15 aralığında bir soğuk yerine -3, -7 aralığında kısmi ve yetersiz soğuklarla da karşılaşabiliyoruz ki şu anda karşımıza çıkan da bu sanırım. Şubat başına kadar yaşadığımız mevsim normallerinin üstü havalar nedeniyle bir çoğumuzun beklediği soğuk sistemler ani bir kaç atak yapmak yerine uzun bir periyotta daha az soğuk şeklinde yayılmış gibi ve buna bir türlü alçalamayan basınçlar eşlik ettiğinden yağış da az. Özetle gidişat Mart’ı da içine alacak uzun süreli kısmi bir soğuk periyodun başladığı ve bu durumun Şubat-Mart ortalama sıcaklıklarının mevsim normallerinin altında çıkaracağı şeklinde. Bu periyotta sağlam bir (veya bir kaç) soğuma alıp güzel bir kar görürsek ne ala yoksa karla karışık yağmurumsu vaziyetleri daha bir olası görüyorum.
Haklı çıkacaksın galiba hocam 🙂 Artık saldım ben de, her şey olacağına varır 🙂
En güzeli hocam, yoksa arşiv, diyagramlar, grafikler, modeller falan derken hepimiz John Nash’e bağlayacaz.
alkım, önümüzdeki günlere dair öngörüne ben de maalesef %85 oranında katılıyorum. kalan %15 de yerlerin karla kaplandığı hiç değilse 24 saatlik bir zaman dilimini yaşama umudumdan kaynaklanıyor 🙂 tabii hislerimin o yöne doğrulmasında kışın başından beri gfs’den yediğimiz sayısız kazığın etkisi var. havadaki bu ısrar gerçekten incelenmeye değer bir durum ama nasıl olduysa aralık ayında yaşadığımız ilk ciddi soğuma günler öncesinde belirdiği şekilde yurda girmişti.
ve uzun süredir fark ettiğim bir şey var blogda; hepimizin kışın başında sahip olduğu heves, umduğumuz kışı yaşamayınca gitgide kaçtı galiba.
ne yapalım, havalar nasıl olursa olsun bizim havamız güzel olsun 🙂 baharda bol şimşekli, bol gökgürültülü öğledensonra fırtınaları keyfimizi yerine getirecektir.
Soğuma durumuna bağlı olarak yağış şekli belli değil ama özellikle kıyı bölgeler için ciddi sel riski söz konusu 20’sinden itibaren. Ard arda vahşi Akdeniz siklonları kapıyı çalacak. Bol yağışlı bir döneme giriyoruz bakalım. Nowcasting için mükemmel materyal var.
21 Şubat’ta geleceği tahmin edilen sistem ile ilgili herhangi bir gelişme (geliş tarihi, kuvveti, eğer gelecekse etki etme süresi vb gibi) var mı acaba?
21 Şubat’taki kar ötelenmiş gibi duruyor. Belki hiç gelmez. Santiago? 🙂
Bu seneki makus talihimiz, son 4-5 güne girince adım adım buharlaşıyor 🙂
Henüz bir şey demek için erken, fakat pazar-pazartesi gibi girmeyeceği kesin gibi. 22’sinden itibaren bir şeyler olabilir, 25’i gibi ikinci ve muhtemelen daha kuvvetli bir dalga gelebilir. Ya da bahar gelir. Napalım işte umut fakirin ekmeği..
4-5 gün önce modellerde görünmeyen bir sistemin ani sürprizi dün İstanbul’da beklenmeyen kar yağışına neden oldu..
Mükemmel bir gözlem.
Akşam saatlerinde Tuzla’da hatrı sayılır bir yağış olmasa da, arada bir oradan oraya uçuşan kar taneleri gördüm. 🙂
Santiago: The observerman. Sendeki gözlem ve arşivleme yeteneği birleşince DMİ’deki tahminleri zaten geçtim, gerçekleşen değerlere bile bakmaz oldum. Nasılsa umulmadık bir durum varsa Santiago belgelerini toplayıp gelir. 🙂
Ozan Hocam 21-25 sistemi de bizi teğet geçti ve sizin oraya geliyor hem de ne geliş müthiş kar fırtına ve tipi görüyorum modellerde şanslısın hoca 🙂 hani hasetlik çekmiyorum desem yalan olur :). modellerle ilgili bir sorum olacak 192 saat içine -10la giren ve dün de -10 gözüken 21-25 sistemi bu gün yine patlamış ve de orta – batı avrupa’ya çoook ciddi sistem olarak geliyor. marmara için patlayan kaçıncı sistem bu modelleri takip edin avrupa için gözüken soğuk ve yağış azalmadan bozulmadan şiddetlice üzerlerine gidiyor bize gelen sistemler neden zayıflıyor da avrupa’ya gidenler zayıflamadan hedefi buluyor bunun cevabını verebilir misin hocam 🙂 hocam bu sene kar yokkkk heeee 🙂