Haftaya yaşanması beklenen Pastırma yazında İl Meteo’ ya göre sabah saatlerinde yoğun sis bekleniyor. Eğer normal bulutlanma da olursa güneş pek ısıtamayacağından sis gün boyu kalkmayabilir ve toprak bir nebze olsun daha çok soğur ve kışa hazırlık olur. Sisle birlikte bulutlanmanın beklendiği çarşamba ve perşembe günleri bu ihtimal daha yüksek gibi görünüyor.
Aşırı pozitif AO’ya bağlı olarak Arap Denizinde yukarı seviyelerin soğuması Chapala Siklonu’nu üretti.
Normalden oldukça sıcak denizin de katkısıyla siklon şu anda hızla güç kazanıp Yemen’e doğru ilerliyor ve son verilere göre bir miktar çöl içine bile sokulabilecek. Bölgede 2 ila 8 yıllık toplam yağışın 1 günde düşmesi bekleniyor. Siklon biraz daha güneyli rota izlerse endemik bir ada olan Sokotra’yı da vuracak. Bu ada bir dünya harikası ve dünyada başka hiçbir yerde bulunmayan yüzlerce tür bitki barındırıyor.
Ben en çok Sokotra’da bu ağacın şeklini sevdim Santi Hocam..endemik türlerin milyonlarca yıl inadına direnmesine ya da inadına evrimleşmesine güzel bir örnek…
keşke bizim ülkemizde de barış işareti yapan ağaçlar olsaydı… :))))
Şu anki tahminler kasırganın yarın 5. kategoriye(>250km/s) ulaştıktan sonra giderek zayıflayıp Yemen’i 145km/s ile vurup Suudi sınırlarına girene kadar 55km/s hıza kadar düşeceği yönünde. Aksi takdirde bu fırtına, savaş yüzünden insanların gıda ve temiz su dahi bulmak da zorlandıkları Yemen’de insani krize sebep olabilir
“Bak işte yaklaşıyor fırtına…bak yine yükseliyor dalgalar…yollardan sonra yıllardan sonra…şarkılar söylüyor çocuklar….”
Seçim günü İstanbul’da “tam fırtına” için geri sayım…
Bence insani krize olumlu katkısı olur. Olası su baskını ve seller başta sıkıntılara yol açsa da kurak yörelere yağmur yağması neticede iyi bir şey. Var olan tatlı su kaynaklarının beslenmesini sağlayacaktır.
Pazar sabah 08 gibi yılın ilk karını gördüm. 🙂 Ankara’nın kuzeyindeki o muhteşem ormanlarda, 1700 m rakımda, sis bastırdığı sırada stratus kaynaklı kısa ve hafif bir kar yağışı oldu. Ormanı kırmızı ve sarının hemen her tonuna boyayan, titrek kavak, akçaağaç, üvez ve en az 4 tür meşe ağacı ve daha birçok yaprak döken ağaç türü; her dem yeşil olan karaçam, sarıçam ve köknar ağaçlarının baskın olduğu ormanda muhteşem bir kontrast oluşturuyordu. Bir de sis eklenince o derin vadilere, dik yamaçlara bakmak, insana, doğadaki yerini yeniden hatırlatıyordu. Orman yavaş yavaş dinlenmeye çekiliyor. Artık birçok hayvan türü kış uykusuna girdi. Bir kısmı da son hareketli zamanlarını yaşıyor. Son yağışlardan sonra orman tabanını ve çayırları yüzlerce tür mantar kapladı. Her taraf yabani meyvelerle dolu. Doğa, insana her mevsim ayrı güzellikler sunuyor. Her mevsim gelişen hadiseler birbirinden farklı. Her mevsim ayrı bir tat, ayrı bir haz içeriyor. Her hava delisi ayrıca birer doğa gözlemcisidir. Doğrudan ya da dolaylı yolla doğayı gözlemler. Doğrudan, doğanın içinde bulunarak, doğayı gözlemleyen hava delilerinin artması gerekiyor. Yalnızca bilgisayar ekranından ya da evin penceresinden-balkonundan doğayı gözlemlemek ne yazık ki insanın birçok hazzı tatmasını engelliyor. Doğadan böğürtlen, kuşburnu, alıç toplamanın verdiği hazzı, denemeyenler bilemez. Toplarken eline batan ve gerçekten insanın canını çok yakan dikenler bile aslında insana ayrı bir haz verir. Yine aynı şekilde bir meşe ağacının yapraklarına dokunmak, üzerindeki galleri merakla incelemek, palamutlarını yemek, anıt bir ağaca sarılmak, onunla sohbet etmek, hatta ısınmak ya da yemek yapmak için topladığın kuru meşe dallarından yaktığın o ateşin etrafında oturmak bile insanın huzur bulmasına, yaşadığı tüm kötü hadiseleri unutmasına vesile olacaktır. Kestane gibi pişirip yemek amacıyla toplanan acı palamutların(bazı meşe türlerindeki tanen bakımından zengin palamutlar) yarattığı hayal kırıklığı bile haz verir insana. Doğayı tanımasına vesile olur. Hangi meşe türünün palamutlarını yemesi gerektiğini öğrenmesini sağlar. Yırtıcı bir kuşu avlanırken görmek, yavrularına götürmek için böcek avlayan ötücü kuşları gözlemlemek, doğada gördüğü izlerin ve dışkıların hangi hayvan türlerine ait olduğunu tahmin etmeye çalışmak bile apayrı zevklidir. Karşısına birden çıkan bir yaban domuzu başlangıçta bir korku yaratabilir ama daha sonradan bir yaban hayvanı görmenin insanı mutlu eden bir şey olduğu kısa sürede anlaşılacaktır. Doğa bir bütündür ve bütün halinde gözlemlenmelidir. Aslında bulutları, hava hadiselerini incelerken, gözlemlerken, o hadiselerin doğadaki etkilerini de gözlemlemek lazım. Hava delilerine, ellerine bir fotoğraf makinesi, bir dürbün, bir not defteri alarak doğaya çıkmalarını öneriyorum. Bitki fotoğrafı çekebilirler, kuş gözlemi yapabilirler, kuş ve diğer yaban hayvanlarının fotoğraflarını çekebilirler ya da manzara fotoğrafları çekebilirler. Ya da sadece doğada gezinerek ve bu şekilde gözlemler yaparak zaman geçirebilirler. Doğaya çıkın ve doğada zaman geçirin. 🙂 Tüm hava delilerine bol kar yağışlı bir kış diliyorum. Ankara şehir merkezine 1 metre yağar bir ay kalkmaz inşallah. 🙂
Bir doğa aşığı bilimcinin kaleminden..klavyesinden damlayan ballar…Teşekkürler Mehmet Hoca ve benzeri deneyimleri , aktiviteleri kaleme alan bütün havadelileri…
Bir nostalji…Ormanları koruma yasasına istinaden 1945 yılı İstanbul Belgrad Ormanı girişindeki dev pano…Alttaki orman yemini metni tam okunmuyor ama burası şimdi devasa gökdelenli plazalı rezidanslı onlarca projenin uygulama alanı halinde…yani orman yok oluyor ama insanoğlunun uydurduğu orman yasası baki…
Duvara dayanarak söylüyorum ki yıllar sonra ilk kez bu Kasım ayında Marmara Bölgesi’ nin şehir merkezlerine kar yağacak gibi geliyor. Yani hislerim öyle diyor. Tabi modeller de göz kırpıyor. Bakalım ne olacak….
Sinan (Bağcılar 90m. Başakşehir 140m.)
Yüksek basıncın sürekli olması aklıma şu yazıyı getirdi:
Dün (salı) üç-beş kar tanesi görürüm diye arkadaşımla Kartepe zirvesine çıktım (arabayla). Zirvede 1-2 saat bekleyip bulut parçalarının bize uğramasını bekledik ama arada yağan yağışa rağmen kar tanesi göremedik. Sulu kar bile yoktu. Belki hava tam karardıktan sonra ilk kar taneleri görülmüş olmalı. Biz oradayken otel bölgesinde sıcaklık 4.7 derece civarıydı. Yaklaşık 300 metre daha yukarıda olan zirve bölgesinde 2 derece civarı olması gerek. Ama bir şey olmadı. 😦 Ancak sonbahar manzaraları harika. İl Meteo kar sınırındaki sıcaklığa rağmen kar yağışı sınırını 2000 küsür metrelerde diye göstererek abartmamış. Bir tane fotoğraf burada. https://scontent-sjc2-1.xx.fbcdn.net/hphotos-xpa1/v/t1.0-9/12189179_10153792149134208_1418128670024530920_n.jpg?oh=64922e06f75ff0ffca0d1f6eb925b3a0&oe=56B5198B
Bitlis ve çevresinde yağışlar dördüncü gününde, son iki gündür özellikle de akşamları şiddetli yağışlar alıyoruz. Bugün gün boyu orta-kuvvetli yağış vardı, öğleden sonra yağış durdu ancak havanın kararmasıyla tekrar başladı ve şuan devam ediyor. Bu hafta 130 kilograma yakın yağış almışız. Bitlis-Bingöl arası yağış değerleriyle doğu güneydoğuda bir kez daha farkını koydu, bu yağışların kışın kar halinde düştüğünü düşününce açıkçası sabırsızlanmıyor da değilim.
Söz konusu bölgede bir haftalık toplam yağış:
Ve bu sabah Mutki’de gökyüzü:
Nesi hocam..? Havası mı ? Eee tabi 1500 mt’ye beni de koy ben de güzel gelirim sana Ozan Hocam.. :))) Biz İstanbul’da 1500 mt’deki hava olaylarına diz dövüp bıyık burarken onlar tartışacak zaman bulamıyorlardır…Kışın “K” derken kar yağıyor … sonbaharda “y” demeden yağmur…Soğukçular için Disneyland maşallah…benim gibi subtropikalçilere “Run away bro..” :)))
Herkesin ve Cumhuriyetimizin 92.yaşını kutlar..Cumhuriyetin daima demokrasi,insan hakları ile hukukun,eşitliğin,özgürlüğün ve dayanışmanın genç nefesi olmasını dilerim…ne mutlu insanlığın büyük kardeşliğine….
Mutki kavakbaşı beldesinden daha fazla kar alıyor.Kavakbaşı beldesi de ikizler köyü bölgesinden daha fazla kar alıyor.Göya en heybetli 2100-2200 rakımlar ikizler köyünün kuzeydoğu ve güney kısımlarında kalıyor.Ama Bitlise yakın olmak çok avantaj.ikizler köyü zirvelerinde ki 3 metre kar yağışının buza döndüğü mayıs haziran aylarında,bitliste toki konutlarının güneş görmeyen yamaçlarında 4-5 metre buza dönmüş kar yağışlarının olması çok anlamlı.Mutki,hasköy,sason ortada kalan ikizler köyü ve insanları.Farklısınız havanız gibi …
Herkese selamlar. Siteyi tam bir yıl oldu neredeyse her gün ziyaret ederek takip ediyorum, üye olup yazmak bu güne kısmetmiş. Bol aksiyonlu, kendimizi radardan alamayacağımız bir kış sezonu diliyorum 🙂
Herkese merhaba,Bende aynı şekilde , henüz üye oldum. Hadımköy civarından yaptığım gözlemlerimi paylaşmaya çalışacağım.
çihiro (Karatay/KONYA, 1016 m)
Bu sistem yazdan kalan son sıcağı-enerjiyi sildi süpürdü. Bundan sonra artık Anadolu’da gece sıcaklıkları kolay kolay çift haneli değerlere çıkmaz. Şahsen bu kıştan umutluyum. Her ne kadar kuvvetli El Nino döneminde olsak da Kuzey Atlantik sularının normallerden soğuk olması İzlanda’yı geçen seneki gibi dizginleyecektir. Son 2 aydır pek soğuk indirmese de İskandinavya yükseğinin sık sık canlanması bunun bir göstergesi olabilir.
Her zamanki tezimin arkasındayım 😀 Eğer kasım soğuk geçerse kış da soğuk geçer. Yani en azından bir iki sağlam sistem görürüz. Erken gelen soğuklardan korkan arkadaşlar var. Erken soğuk ama ne kadar erken? Hangi zaman dilimine göre erken? Kasım’da inen soğuklardan korkmayın, aralıkta inen soğuklardan korkun 🙂 Bakınız; 2013-2014 kışı. Tarihsel kayıtlara baktığımızda sağlam kışlardan önceki kasımlar soğuk, aralıklar ılık geçiyor genelde. İstisnalar mutlaka var. Yani erken soğuk terimini aralık için kullanmak daha doğru olur. Daha derin incelersek ocak başı sistemleri de sıkıntı yaşatabilir. Ocak’ın ilk haftası sağlam bir sistem gelirse genelde kışın geri kalan kısmı pek hayır etmiyor. Geçen kış buna örnek olabilir. İlk hafta gelen sağlam sistemden sonra 1 ay boyunca sistem gelmedi. Ha biz o ilk sistemde baya doyduk o ayrı 🙂 Eyyorrumlamam bu kadar 😀
Sebebi ziyaretim ise bambaşka 🙂 Maalesef bu kış aranızda yokum. Kasım’ın ilk günleri kısa dönem askerlik vazifemi yerine getirmek üzere Ankara’ya sonra da Lefkoşa’ya gideceğim inşallah. Kısa filan ama ne kadar kısa olursa olsun, insan sevdiklerinden ayrı düştü mü üzülüyor tabi. İçini bir hüzün kaplıyor. Yaklaşık 5 yıldır buradayım. İyi kötü günlerim geçti bu blogda. Hayatımı gerçek manada etkiledi. İnternette geçirdiğim zamanın büyük bir kısmını burada geçiriyorum. Blog sayesinde bir sürü arkadaşım oldu. Bazen kavga ettik, siyasetçilerin derdi bizi gerdi 🙂 Kırdıklarım varsa haklarını helal etsinler. Oysa insan önce kendisiyle, özüyle, karakteriyle vardır. Tuttuğu parti ya da takımıyla değil. Zamanında bu kavgalar çok yapıldı ve hatta insanlar birbirlerini öldürdüler. Neye yaradı? Ne değişti? Dünya daha güzel bir yer haline mi geldi? Neyse, hakkınızı helal edin. Belki bundan sonra yazmaya fırsatım olmaz. Şimdiden yazayım. Kendinize iyi bakın 🙂 Sistemleri iyi kovalayın 😀 Bu kış kar göremeyeceğim 🙂 Bir kartopu da benim için fırlatın 🙂
Helâl olsun Çihiro. Hayırlı tezkereler dilerim şimdiden. Kıbrıs’ta siklon manyağı olursun umarım. Bol orajlı, bol fırtınalı bir kış dilerim. 😀 Çarşı iznine çıkınca yaz bize.
Güle güle çihiro…hayırlı tezkereler İbrahim…Kısa da olsa askerde militarist duyguların değil en insani duygularının öne çıkıp değer kazanması temennilerimle… ayrıca Kıbrıs her halükarda kış dönemi askerlik için iyidir :)))
Hayırlı tezkereler. 2001-2002 kışını askerlik yaptığım Lefkoşa’da geçirmiştim. Bir kere karla karışık yağmur yağmıştı, kimbilir iyi bir asker olursan havada da olsa ıslak birkaç kar tanesi görebilirsin 🙂
çihiro (Karatay/KONYA, 1016 m)
Arkadaşlar iyi dilekleriniz ve ilginiz için çok teşekkür ederim! Tavsiyelerinizi dikkate alacağım 🙂
Merhabalar saat öğlen 12 pardon 13 😀 Bitlis’te sabah 7’den bu yana yağmur yağıyor, hava sıcaklığı 8 derece rakım bulunduğum yerde şehir merkezine göre biraz daha yüksek muhtemelen 1800 metrenin üstünde. Yağmuru takip edebileceğim bir radar yok internet olanaklarım şu aşamada biraz kısıtlı bulutları tanıdığım için bakmakla yetiniyorum. 2000 metrelik dağlarda bulut difüzyonundan kar yağışı olduğunu görebiliyorum. Bakalım hava açınca görüntüler nasıl olacak.
Son bir kaç gündür aynı şeyleri düşünüyordum yazmaya fırsatım olmamıştı bence de erken gelen soğukların ardından çok uzun süre tekrar soğuk gelmiyor ciddi bir soğuk için ocak sonunu beklemek gerekiyor ondan sonra şubat zaten 28 gün sonra tekrar soğuklar geliyor o zamanda geç gelen soğuklar oluyor…
Ayrıca Patricia tayfunu takip edilmesi gereken çok ciddi bir hava olayı…
Ayva’dan kış tahmini olur mu ? Mesala bu sene Bakü deki bahçemizde ayva çok az oldu. Babam geçen sene çuval çuval ayva toplayıp komşulara vermişti, bu sene çok az dı yemeye anca yetti.
Geçen sene çok sert geçmiş kış, öyle dedi kar çok olmuş. Bu sene sıcak geçicek diyor incirde geç yetişiyor, siyah incir hala yetişmemişti.
Hiçbir doğruluğu yok ama yinede yazmak istedim , site canlı kalsın. 🙂
Ya ben bu rüzgar haritasına bayılıyorum vallahi Anıl…akvaryum seyredip rahatlaması gibi bir his veriyor insana…yalnız bu arada ayva bu sezon düşük rekolteliymiş… :(((( Salihli,Keçiborlu,Kırklareli ve Geyve’den iyi haber gelmedi..bilgilerinize beyler ve hanımlar :)))
Ayvaların bol olduğu yıllarda hiçte öyle aman aman kışlar yaşanmadı. Bu sene ayva azsa bakalım ne olacak… Belki ayvanın az olduğu senelerde kışlar sert geçer. 😛
Değerli hocalar ve yönetim kurulu…sevgili havadelisi arkadaşlar!Kısa da olsa bir tartışma yaşadık ve bu ortamda bize verilen izin sayesinde görüşlerimizi bildirdik.Hepinize teşekkürler,yine blog ortamına yakışır daha yapıcı nice tartışmalara..
Sinan (Bağcılar 90m. Başakşehir 140m.)
Linkteki şekilde üye olursanız daha iyi olur bence.
Şimşek ve yıldırım hadiselerinin Dünya üzerindeki dağılımı ile ilgili internette güzel bir harita buldum. Haritadaki bilgiler NASA verilerine dayanıyormuş. Paylaşmak istedim.
Kaynak: http://geology.com/articles/lightning-map.shtml
ABD’nin Ulusal Okyanus ve Atmosfer Ajansı (NOAA), okyanus sularının ısınmasına bakılarak yapılan kıyıslamada en son 1997-98 yıllarında görülen ‘Süper El Nino’nun benzerinin önümüzdeki kış yaşanacağı uyarısı yapıldı. Öte yandan suların ısınmasıyla El Nino’nun kutuplardaki bazı buzulları erittiği, eriyen parçaların kutup rüzgârının da etkisiyle dünyanın diğer bölgelerinde sel ve benzeri felaketlere yol açabileceği öngörüldü.
İngiliz meteoroloji uzmanları bu yıl ABD ve Avrupa’nın kuzeyinde aşırı soğukların etkili olacağını bildirdi.
ABD’nin güneyi ve Güney Avrupa ülkeleri ile aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Akdeniz ülkelerinde ise daha ılık ancak fırtına, kasırga, hortum gibi doğa olaylarının ve sel felaketlerinin daha sık gerçekleşeceği ‘ıslak’ bir kış mevsimi yaşanacak. Süper El Nino son 30 yılda 1982 ve 1997’de olmak üzere iki kez etkili olmuştu.
Prof. Dr. Orhan Şen, “El Nino, doğu ve orta Pasifik Okyanusu’ndaki deniz yüzey sıcaklığının artmasıyla meydana gelen küresel bir meteorolojik olaydır. Bazı senelerde etkisini daha fazla gösterir. En şiddetli El Nino 1997-1998 yılları arasında meydana geldi. İçinde bulunduğumuz yıl da mart ayından bu yana etkili olarak görülüyor. 2016’nın başlarında zayıflayarak ortadan kaybolması bekleniyor” diye konuştu.
El Nino’nun etkili olduğu yıllarda, dünyada ılıman bir havanın hakim olduğunu aktaran Prof. Dr. Orhan Şen sözlerine şöyle devam etti: Çok soğuk havalarda kar yağışı olmaz. İsveç Norveç, Rusya gibi kuzey ülkelerinde de bu yıl daha ılıman bir iklim seyredeceği için daha fazla kar yağışı bekleniyor. El Nino’nun okyanus kenarındaki ülkelerde daha çok etkisi görülüyor. Türkiye de dahil olmak üzere çoğu ülkede etkisi daha az. Bu sene sonuna kadar Türkiye’de sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi bekleniyor. Sonbaharda sel, hortum ve fırtınalı havaları daha fazla yaşayabiliriz. 2016’nın başında El Nino’nun etkisini kaybetmesiyle Türkiye’de kış yüzünü daha çok gösterecek. Yani kış geç gelecek. Aralık ayının 15’inden itibaren kış şartları yavaş yavaş etkili olacak. Batıda ocak, şubat, doğuda ise mart ayına kadar kış şartları hüküm sürecek.
Ben de sabaha karşı Bursa radarının açılmasını rüyamda görünce az önce DMİ’ ye konu hakkında bilgi edinme başvurusunda bulundum. Gelecek cevabı da yazarım. Bakalım ne zaman açılacak…..
Kopyala yapıştır yapılarak önceki cevaplarının aynısı verildi. Gerekli test ve sertifikasyon çalışmalarının ardından v.s. v.s. Seçimden sonraya kalır garanti.
Kafası çalışan ve becerikli kişiler şahsi olarak enerjilerini ucuz ve temiz hale getirebilirler, en azından kendi enerjilerini başta yüksek maliyetli olacak olsa da çok ucuza mal edebilirler ama teknolojik açıdan gayet mümkün olsa da kentsel, ülkesel bazda ucuz ve temiz enerjinin yaygınlaşmasını ekonomik sistemin kuralları gereği bekleyemeyiz.
Doğayı yakından ilgilendiren konularda fikir alışverişi yapmak faydalı olsa da fazla uzadığında siyasi tartışmalara ve blogda huzursuzluğa yol açıyor. Hepimizi burada buluşturan ortak ilgi alanımızın dışında yapılan tartışmaların blogun orjinalliğini ve huzurunu bozmaktan öteye geçtiği söylenemez. Umarım herkes bu konuya özen gösterir ve mevcut durumda başarması ne kadar zor da olsa siyaseti bu ortama bulaştırmaktan kaçınır. Söylediklerimle özel olarak kimseyi hedef almamakla birlikte, blogun eski havasını kaybedeceğinden duyduğum endişeyi belirtmeye çalıştım.
Ayrıca medya yüzyılın en soğuk kışını şimdiden getirdi bile. 87 olur mu üstadlar? Kıyılar kaç cm olur?
Nehrk kardeşim..merak etme,blogda huzursuzluğa (en azından ben) yol açacak uslüba kendimce kaçınıp,izin vermem..ama biraz da tatlı sert girişme huyum var..:)) o da Akdenizliliğimiz gibi siyasete/futbola/sportif oyunlara olan ilgimdeki “hafif” agresiv ve provokatif yapımdan!Düzeyi düşürmeden,sinirlenmeden yapılan buram buram zeka kokan işlerden çok hoşlanırım…ama yalnız sana ve benzeri düşüncede olan havadelisi kardeşlere 2 şey soracağım;
1) Kıyılar kaç cm alır..EMCW ne demiş..GFS ne yazmış..MGM güncellememiş..ve benzerleri..bunlar güzel..hafif..tatlı..popüler kültürün ağızda hoş rayha bırakan konuları..sen bunlarla vakit geçirelim aman ağzımızın tadı ve blog havası bozulmasın derken bir de bakacaksın ki altından toprak..üstünden hava..elinin altından suyu yok etmişler..! Soru şu:Ne zaman uyanacağız ve gerçekten halkın malı olan (çocuklarımıza borcumuz) bu değerleri burada..havadelilerinin önünde nasıl savunacağız?
2)Siyaset yapmayalım..okey! Ama şunu bir düşünür müsün..? Kim tatlı uykusundan uyanıp da..yok su rejimi..yok iklim rejimi..yok denizlerin akarsuların kullanım politikası..yok orman ve tarım uygulamalarının atmosfere olan etkileri..yok canlı türlerinin korunması rejimini konuşur ki zaten?Hangi deli bu konuları kendine dert edinip iğneyle kuyu kazar ki?İnsanın ruh hastası olması lazım “boşver yea..bana mı kalmış bu işler” demeyip bu dünyanın bozuk tekerine çomak sokması için..!Tüm bunlar nedir?Bu sorunların çözümünde yol haritası ve planlamasında biz..halklar..siyaset yapmayacağız da kimler yapacak?Bir avuç karar vericinin (halka ve bilime danışmadan yalanlarla 100 kez değiştirdiği bu politikalarıyla) kanun hükmünde kararnamelerle (veya birinin iki dudağından çıkan emriyle) yönetilen sizler/bizler daha ne kadar kabulleneceğiz?
* * * * * * * *
Sorularım bu kadar..rahatsızlık da verdiysem..kusura bakma..şöyle diyeyim;bunlar sana bugün 51 yaşında olan..12 Mart 1971’de ilkokulda..12 Eylül’den önce lisede ve 12 Eylül’de üniversitede olan benim verdiğim rahatsızlıklar :)) yani derin bedellerin tortusu olan rahatsızlıklar…bizden sonrası daha fazla çekmesin diye…sevgi ve selamlar :))
87 soğuk muydu? Bu konuda bile çok benciliz. 87 İstanbul ve çevresi için Mart ayındaki sistemden ibaret diye biliyorum. Hiçbir kış birbirine benzemez. İlla geçmiş kışlardan birini getirecekseniz 85 kışı gelsin hem zamanında hem bolca kar görürüz.
Sinan (Bağcılar 90m. Başakşehir 140m.)
Bu hafta icerisinde Turkiye’nin belli bir kismi ciddi yagislar alicak gibi duruyor. Yeni baslik acilir mi? 😀
3.Köprü dedin de .. bak aklıma Kuzey Ormanlarını getirdin yine … bizde ormanı maden veya otoyol köprü için keserler..Borneo’da yağ elde edilen palm ve akasya plantasyonu için yakıyorlar…İşte Borneo gerçek balta girmemiş yağmur ormanları ve adaları hem yakılıyor hem de o bakir doğaya eşi benzeri görülmemiş bir tektipleştirme plante tarım alanı dayatılıyor!Endonezya Borneo ve tüm güney batı Pasifik korkunç bir dumanın etkisi altında!
“NASA’s Aqua satellite captured this image of thick smoke over Borneo. Red outlines
indicate hot spots where the sensor detected unusually warm surface temperatures
associated with fires. Gray smoke hovers over the island and has triggered air quality
alerts and health warnings in Indonesia and neighboring countries. Small cumulus
clouds are visible along Borneo’s southern coast. Fires are a common occurrence in
Borneo in September and October because farmers engage in “slash and burn
agriculture,” a technique that involves frequent burning of rainforest to clear the way for
crops or grazing animals. In southern Borneo, the intent is often to make room for new
plantings of oil palm and acacia pulp.
Many of the fires are burning in areas with soils underlain with peat—a soil-like mixture
of partly decayed plant material formed in wetlands. Peat fires tend to be difficult to
extinguish, often smoldering under the surface for months..”
Mevcut havalimanına terminal yapmakla, sıfırdan bir şehir kadar alana havalimanı yapmak aynı şey değil.
Şu an Atatürk Havalimanı’nda terminal büyütme, Sabiha Gökçen’de ise Frankfurt’taki gibi yeni bir terminal inşaası var ama ben kimsenin bunlara karşı olduğunu duymadım henüz?
Termik santraller de nükleer santraller de hatta jeotermal ve hidroelektrik santraller doğa katilidir..çevre düşmanıdırlar!Bu hiçbir tartışmaya artık gerek bırakmaksızın ispatlanmış ve kabul edilmiştir!Yani sade çevreci yeşil hareket denen aktivistlerin düşüncesi değil..uluslararası anlamda bilim çevrelerinde tam ve kesin kabul edilmiştir.İğneada , Sinop Gerze ve Mersin Akkuyu işindeki durum için ayrı birşey daha var;Ozan Hoca da söylemiş..bir cennetin ortadan kaldırılması aptallığı..para hırsı..kıyım yapmak uğruna gözünü karartmışlık..(artık kelime seçmekten ve dilimi ısırmaktan yazamıyorum…) Yahu bu kadar mı yeşil düşmanısınız?Bu kadar mı cennet düşmanısınız?Bu kadar mı bilimsel aklın düşmanısınız?Bu kadar mı çevre katliamı hayranısınız?Akkuyu Nükleer Santralinde planlanan elektrik üretiminin ne kadar olduğunu ve ömrünü tamamlayana kadar çıkan radyoaktif atığı neremizde saklayacağımızı bilseniz inanın şu an Türkiye’yi terk ediyor olurdunuz!Çıkacak elektriğin maliyeti dünyanın en pahalı maliyeti!Peki kim garantör?Devlet..Buradaki rantiye döngüsü ve halkın soyulması bir yana kirli ve tehlikeli ilişkilerle devletin müthiş zararı da var!Ayrı konu..
Beni en çok düşündüren ise bir önceki İğneada yazısına 25 eksi verenler (istediklerini düşünmekte elbet serbesttirler..) ya bu korkunç gerçekleri bilmeden eksi veriyorlar..ya da bilerek “evet ben de bu cenneti istiyerek yok etmek tarafındayım” diyorlar…Kimse kusura bakmasın da vücüduna bomba asmış dolaşan ve patlatan adamı aylardır güya takip edip (göz yuman) veya bulamayan devlete bu ülkede nükleer santral yaptırtmayız!
çözüm ne peki sence? nereden enerji uretmek bize daha uygun? bu arada yazinin devamda degindigin konuya cevap vermeden de edemeyecegim.bizde bu ükenin aydinlik gelecegini karanlik kesimlere yedirmeyecegiz!!
İnsanları mutlu ve memnun etmek ne kadar zor. Hes yapmayalım, nükleer santral yapmayalım, termik santral yapmayalım, enerjiyi ithal etmeyelim vs. Ne yapalım peki? Rüzgar ve güneş ile enerji üretelim. Tamam ama üretilen enerji ihtiyacın ne kadarını karşılayacak. Ayrıca ülkemizde rüzgar enerjisi için kullanılacak ne kadar yer var. Varolan yerlere kurulan sistemlere evvela turizmciler ve bana göre sözde çevreciler karşı çıkıyor. Buyrun; http://www.haberler.com/turizm-cenneti-cesme-de-res-lere-tepki-6441231-haberi/
Haydi başka bir çözüm yolu bulun!
Daha kazasız belasız maden işletmeyi beceremeyen, (Soma=301 ölü, Ermenek=18 ölü), sokaktaki vatandaşını korumaktan âciz (Suruç=34 ölü, Diyarbakır=4 ölü, Ankara=102 ölü) bir devletin kazasız belasız nükleer santral işletebileceğine nasıl bu kadar güvenebiliyorsunuz? Bir sızıntı olsa, bir patlama olsa nesillerce hastalık, nesillerce sürecek ölüm demek bu. Çocuk oyuncağı sanıyorsunuz her şeyi. İnsan hayatı ucuz değil, her ne kadar ülkeyi yönetenler öyle düşünse de.
ruzgar ve gunes enerjisinin sonuna kadar arkasindayim ancak yetmedigi yerde ukemizin bekasi icin yapilmasi gereken yapilmali.çin yonetimi 786 milyar dolar butce ayirdi yeni yapilacak nukleer santraller icin.hayali degil kardeşim gün gibi devamlı karşımızda.yaptirmayacagiz söylemini kullananları kastediyorum.yaptirmayacaklarini soyluyorlar ama yaptiracaklarini soylemeselerde biz biliyoruz amaclarini.
Daha kazasız belasız maden işletmeyi beceremeyen, (Soma=301 ölü, Ermenek=18 ölü), sokaktaki vatandaşını korumaktan âciz (Suruç=34 ölü, Diyarbakır=4 ölü, Ankara=102 ölü) bir devletin kazasız belasız nükleer santral işletebileceğine nasıl bu kadar güvenebiliyorsunuz? Bir sızıntı olsa, bir patlama olsa nesillerce hastalık, nesillerce sürecek ölüm demek bu. Çocuk oyuncağı sanıyorsunuz her şeyi. İnsan hayatı ucuz değil, her ne kadar ülkeyi yönetenler öyle düşünse de.
Nükleer açıkçası beni de tedirgin ediyor. En ucuz üretim şekli az buçuk sizin de araştırdığınız gibi, sırasıyla fosil yakıtlar , doğalgaz, nükleer, ve en son rüzgar ve güneş enerjisi. Fosilde ve gazda dışa bağımlıyız, rüzgar ve güneş paneli sistemleri henüz verimliliği arttırılamadığı için pahalı, ayrıyetten benim gördüğüm kadarıyla doğada geniş yer alıyor yada alan kaplıyor. Bunun yerine doğayı yok eden betonlaşmanın etkisini ters çevirmek için yapılarımız güneş panelli yapılıp, aküsüz on-grid sistemlerle enerji üretilebilir. Dediğim gibi bu sistemler henüz gelişme aşamasında ve şimdilik pahalı. Nükleer ise maliyet açısından ortada bir yerde. Dışa bağımlılığınız yok bu da en önemli noktalardan biri ancak son derece de tehlikeli. Konuyu derinlemesine incelersek avantaj ve dezavantajlar ortaya çıkıyor. Bu konuları tartışırken siyasi önyargıyla yaklaşmayıp çözüm üretmemiz lazım . Benim tek dileğim panel sisteminin bir an evvel gelişip daha işlevsel hale gelmesi. Bazen şu jet akımlarından nasıl faydalanabilirsiniz onu da düşünmüyor değilim. 🙂
Emre Hocam..bir de şu var ki beni çok düşündüren ; havadelileri aslında doğa tutkunlarıdırlar ve bilime de sıkı sıkı bağlıdırlar! Ama ne yazık ki salt hava durumu,atmosferik veriler ayrı bir ilgi-hobi alanı gibiymiş de doğal yaşam ile onun döngüsü sanki farklı birşeymiş gibi algılanıyor..yani diyeceğim bir balığın kirli-lağımlı deniz suyuyla karşılaştığındaki ruh haliyle bizimki aynı..bir kirpinin orman yangınından kaçarken yaşadığı ızdırap ve korkusu bizimki aynı…hatta mutlu köknarla mutlu insan bile temelde aynı! Ezcümle aslında havadelisi=doğadelisi diyelim.. :))
Bahattin kardeşim..çok güldürdün beni..:))) Sağol yani Allah da seni güldürsün :))) Niye dersen? “ülkenin aydınlık geleceği” demişsin.. Vallahi dikkat etmezsek..bu kadar doğa katliamından sonra,bir de son kalmış cennete nükleer dikersek…sana da ülkeye de gelecek olan o aydınlık sadece nükleerin gözleri kör eden aydınlığı olur…Çözüm ne demişsin..ilk çözüm önerim..yani madde 1…şu sistem bu sistem değil! Rüzgardı hidroydu nükleerdi değil! Bize her şeyin “daha çok tüketim” olduğu dayatması ile her şeyin “daha çok üretim” olacağı dayatmasının kimler tarafından yapıldığı..ve dahi sahiplerinin banka hesaplarıyla uluslararası ve yerli ilişkilerini bilmek! Bundan sonrası daha kolay ve inan çorap söküğü gibi gelir… “O karanlık kesimleri” o zaman daha iyi anlarız gibime geliyor! Selam ve sevgiler.. :))
tüketimi keşke azaltabilsek ancak gerek artan nüfus gerekse gunluk hayatta kullanilan elektrikli aletlerin güne artması çare düşünmeyi zorunlu kılıyor.çare de dışa bagımlı olmayan üretim.bizde nükleere göbek atmıyoruz ama salt elestri olsun diye konuşmanin yerine çözüm sunmanin daha dogru oldugunu dusunuyorum.nukleerin yeri yanlis baska yerde olsun diyebilirsin onu anlarim yer önerini de beklerim.bu arada çok tuketim dayatmasi konusunda haklisin hadi bu hafta cep telefonlarimizi ve tabletlerimizi sarj etmeyelim ve bu guclere etkili bir ders verelim ne dersin?
Ah be Bahattin…sana “mesele 2 – 3 aletin şarj melelesi değil..sen halen anlayamadın mı?” demek isterdim :)) ama tabii şaka bir yana da..nerden başlasak…?Asıl mesele herhalde senin birkaç defa yazdığın şeyde…yani nükleerin dışa bağımlı olmadığını sanıyorsun!Bu senin hareket noktanın tamamen yanlış yerde olduğunu göstermiyor mu?Çünkü enerji sektörlerinin içinde Türkiye ile ilgili dışa bağımlılıkta petrol ve türevlerinden sonra nükleer kaynakların (toryum,uranyum vs cevherler) ithalinde.. çıkarılmasında..işlenmesi ve teknolojik olarak santralde kullanılmasında Türkiye olarak inanılmaz dışa bağımlı bir haldeyiz..bu petrolden bile çok daha büyük bir dışa bağımlılık..! Alırken ayrı bağımlısın..tutarken ayrı bağımlısın..kullanırken ayrı bağımlısın..atığında ayrı bağımlısın… :(( İkincisi de bunun ucuz olduğu kanısı ve yanlışı…Uzun vadede en pahalı sektör (üretimden sonra) vadesi dolmuş santralin kapatılması o santralin yapımı ve birim üretimi yanında masrafı karşılaştırılmaz bile…Yani diyeceğim sen bence bu hafta küçük aletlerini şarj etmemezlik yapma çünkü belli mi olur? Fukuşima uzak ama Çernobil benzeri etrafımız eski..çürük çarık..vadesi dolup da bir türlü masraftan dolayı kapatılamayan..ama zorla da çalıştırılan santrallerle dolu..Hafazan’Allah bir felaket haberini almamız için sosyal medyadan başka çaremiz de yok…malum nedenlerden :)) sen anladın onu.. :)))))))))
Sinan..o gördüğün tesis Lüleburgaz Hamitabat Doğal Gaz Çevrim Santrali..Lüleburgaz ve çok yakın çevresindeki kışın en soğuk günlerinde “ılıman” efekt bu sebepledir..Ozan Hoca’nın “Çok yakın çevresi hariç iklim etkilenmez” dediği olayın gördüğüm en tipik örneğidir..Trakya ile iş yaptığımdan sık sık giderim ve kışın bizzat yaşadığım olaydır.Ama burada bir şeye itirazım var.O da şu:çok yakın çevresi de iklime dahil olduğundan o bölge micro klima anlamında çok net etkileniyor..yani bunun gibi onbinlerce yüzbinlerce tek tek örnekle totalde bir iklim etkileşimi doğuruyor ve iklim aslında zincirleme etkileniyor.Son sözüm..her ısı ve karbon salınımı micro örnek bile olsa bulunduğu iklimi etkiler :))
İzmit’ te demin önceden gözlemlemediğim optiklerden parhelic circle gözlemledim. Ancak parhelic circle’ın sadece sağ yalancı güneş noktasını görebildim. Zaten yalancı güneş noktası sayesinde hemen tanımladım. Fotoğrafı pek belli çıkmamış olabilir. Bu mesajı gönderdiğim an itibariyle ortadan kayboldu, yine de belli olmaz. Gözüm yükseklerde.
Paylaşmaya değer karmaşık bir optik hadiseymiş. Fotoğrafları photoshopta belirgin hale getirince hakikaten güzel olduğunu fark ettim.
Bu fotoğrafta optik hadiseyi görmek deneyimsiz gözler için oldukça zor. Tepedeki hadisenin düz olması bana o anda üst tanjant arc olduğunu düşündürdü.
Fotoğrafla biraz oynayınca üst tanjant arcın kimliği açığa çıkıyor. Aynı zamanda üst Parry arc olabilecek hayal meyal bir çizgi görünüyor. Fotoğrafta belli olmayan standart 22″ hale de belirginleşmiş.
Aynı dakika içinde parhelic circle olabilecek sağ yalancı güneş noktasını görünce antenlerim daha bir dikiliyor. Parhelic circle işareti olan sağ yalancı güneş noktası ve gerçekten parhelic circle olduğunu gösteren yukarı doğru olan kavisi fotoğrafta üst tanjant arc ile belli oluyor.
Fotoğrafı belirginleştirince tam takım belli oluyorlar. Sadece parhelic circle’ın yukarı doğru olan kavisi ortadan kaybolmuş o kadar.
Fotoğraflar bugün İzmit çarşısında saat 11.00 sıralarında çekildi. Bilgilerinize.
Herkese merhabalar artık Manisa’da değilim, çok uzaklara Bitlis’in Mutki ilçesine coğrafya öğretmeni olarak atandım. Buranın dağlarında haliyle batının kızılçamları değil doğunun meşeleri ağırlıkta; farklı bir coğrafya dolayısıyla farklı bir yaşam var… Geleli neredeyse 1 hafta oldu 2 kere ciddi sağanak aldık ilk geldiğimde dağların doruklarında kar vardı. Bu aralar çok doluyum ne bloğu ne de modelleri takip edebiliyorum, inşallah daha sonraları vakit buldukça paylaşımlara devam ederim, kalın sağlıcakla.
Mutki’ye ve Mutkililere bizlerden de selam..hayırlı olsun atanmanız..Ozan Hoca’nın dediği gibi kardan sıkılmamanız dileğiyle! Haa..balı ile cevizi meşhur ama tüm Anadolu gibi sosyal/kültürel hayatı sıfır bu yöremizde soğuk/karlı gün ve geceleri için internet dışında tavsiyem severseniz bol bol kitap…isteğiniz olursa adresimiz belli :))
Geçen hafta Aydın-Çine’ ye bağlı Kırksakallar Köyü’ ne gittim. Orada gün batımında tam bir yalancı güneş hadisesine denk geldim. Ancak fotoğrafları paylaşmaya değer değil. Şimdi de 3B Meteo sitesinde çıkan kış tahminlerinden birine denk geldim. Merak edenler linki ziyaret edebilir. Bana sürprizlerle dolu bir kış olabileceğini işaret ediyor gibi geldi. Tahminleri anlamak için İtalyanca bilmenize gerek yok. Görsellerden pek çok şeyi anlayabilirsiniz. 🙂 http://www.3bmeteo.com/giornale-meteo/inverno-2015-16–l-idea-di-ukmet-e-3bmeteo-73130
Herkese selamlar, Bakü deydim dün geldim . Sürekli ağlamam geliyor alışmıştım oraya 😦 sürekli doğanın içindeydim. Yemeği hep odun ateşinde pişiriyordum. Sürekli bahçedeydim, ağaç ekip ağaç suluyordum. Bağlığa gidiyordum solucan toplayıp, akşamdan sabah güneş çıkana kadar denizde balık tutuyordum, denizde çay ve kahve demliyordum babamla çok güzeldi. Şimdi aklıma geldikçe ağlıyorum 😦 yine betonun içinde hapisde gibiyim 1 aya alışırım her sene aynı oluyor. Unutmadan sürekli rüzgarı havayı takip ediyordum hemde internetsiz havaya göre denize gidiyordum 🙂
SpanK ‘ya ben de hoşgeldin dileklerimi iletirken ,sitenin boşluğundan bahsetmişsin. Red Fox’dan hiç haber yok kayboldu gitti. Kendi bloğu bile bekliyor öylece. Dosyalardan başını kaldıramıyor mu acaba? 🙂
Amazon Nehri’nin son yılların rekor seviyesindeki kuraklığı Brezilya’nın Manaus kentinde bir kaç gün önce görüntülendi. (Reuters/Bruno Kelly)
İğneada Langoz Ormanlarına önce termik şimdi de gizlice nükleer santral yapma planlarının ortaya çıktığı bu günlerde…sana doğayı katlettirmeyeceğiz…!
Joe Bastardi @BigJoeBastardi : Global temp will fall afterspike !
Coldest mid-October in a century { “http://www.expatica.com/be/news/country-news/Flanders-Coldest-mid-October-in-a-century_511549.html … ” }
October 1975 strong la nina. Winter northwest europe likely cold/snowy this year..!
Hani çokzel olacaktı? :)) Pek hoşuma gitmedi diyerek biz “ılıkçıların” kalbini kırmışsın :))
Tüm kar delileri gene de kar kış tipi için umudunuzu yitirmeyin ki gönlünüze göre versin Allah..!Belli mi olur,bakarsınız Britanya’da pişer taaa çay diyarı ılıman Rize’ye kadar düşer..
Neyse.. Büyük ozanımız Fazıl Hüsnü Dağlarca ne demiş bak ..
“Ey göklere duman vurmuş dağlar hey …
değirmenin üstü her gün yel olmaz ..
dinle ağa, dinle paşa, dinle bey..!
sen söylersin o susar mı bel olmaz..
* * * * * * *
Kızılırmak akar suyun içerler ..
aç karnına yurttan yurda göçerler..
tarifeylen köprüsünü geçerler..
çamın başı yine kar mı bel olmaz!
JAMSTEC’in iki yıllık tahmini bu, La Nina ihtimali kuvvetli görünse de vade çok uzun olduğundan tedbirli yaklaşmak lazım. Joe Bastardi her zamanki gibi gördüğü an gazı vermiş.
Bu sene kış olmayacak gibi görünüyor bu tahmine göre, sizce doğruluk payı nedir arkadaşlar? Bu kadar erken kış tahmini yapıp yayınlamak doğru mudur ? Hiç değilse Kasım ortası gibi yapılsa daha doğru sonuçları olmaz mı ?
“Kaynak yok ! Kaynak diye açıklananlarla Türkiye batar!” ..diyenlerin bir kaç ay sonra aynı kaynakları açıkladığı bir ülkede sonbahar kış tahminleri için kaynağımız ayvadır..nardır..palamuttur..hamsidir..ve ama sonunda ElNino arkadaşın da dediği gibi “çok güzel günler göreceğiz çocuklar..” dizesidir!
Bu arada Mikdat Hoca’nın çevirisini yaptığı “Meteoroloji” kitabı sonunda masamda..kitabı iyi ki ısmarlamışım..nerdeyse tamamıyla ABD hava ve meteoroloji kitabı!Sayesinde bu memleketimin yani mutsuzluklar ülkem Türkiye’nin havasından sıyrılıp türlü değişik koşulların hüküm sürdüğü ABD meteorolojisiyle kafa dağıtıyorum şimdilik!Darısı tamamen bizim coğrafyanın meteorolojisinin anlatıldığı “Hava Delileri” imzalı kitaba Ozan Hocam..yönetim kurulu..size diyorum! :))
Bence ilerleyen yıllarda yaşanılan sistemler hakkında bir kitap yazılabilir. olayların nasıl geliştiği anılar filan. sinoptik anlatılır filan harika olur 🙂
Blog sayfalarını geçen sene Ekim başından Kasım ortasına kadar taradım. Geçen sene Avrupa tahminini 8 Kasım’da yapmışlar. 8 Kasım’dan önce bir tahmin yayınlamamışlar. Bu sene tahmini 3 hafta önce yayınlamış oldular ve bir güncellme yaparlar mı emin değilim.
Bu bir yana, AccuWeather niçin böyle hip oldu onu da anlamıyorum. Geçen seneki tahminlerinde (http://www.accuweather.com/en/weather-news/europe-winter-2014-2015-forecast-snow-cold/36777733) Türkiye’den hiç bahsetmemişler bile ama forumlarda çok iyi tutturuyor geyikleri yürüyüp gidiyor. 2014-15 kışı Balkanlar tahminleri ise bence tutmadı. Almanya’da doğup Avusturya, Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan, Romanya hattında ilerleyen Tuna nehri su seviyesi ilkbahar-yaz döneminde ortalamaların çok altında kaldı. Halbuki dedikleri şunlardı: “Another area that can expect more significant snowfall is the Alps, with the most impressive snowfall expected in the Swiss and Austrian Alps.”, “This winter, an active storm track and cold air will promote frequent big snow events for the Pyrenees, Alps and the mountains of the Balkan Peninsula.”
Kendilerinin hava tahmini namına üretimlerinin %98’i ABD üzerine. Avrupa-Asya’yı sanki hobi olarak eğlencesine yapıyorlar.
Accuweather’in mevsimlik tahminlerini 2011 sonbaharindan beri takip ediyorum. Tahmin basarilari cok yuksek olmakla beraber, genelde ekim sonu, kasim basi gibi bir tahmin yayinlarlardi, kasimin ilk haftasinin sonlarina dogru ise nihai tahmini yayinlarlardi. Bu sene on tahmin biraz erken yayinlandi. Bu on tahminin erken yayinlanmasi acaba tahmin usullerinde bir degisklik mi yaptilar diye bir kusku uyandirdi bende. Yani usul degisikligi derken; alisilmisin disinda bir uygulama yaparak, tahmini erken yayinladilar ve gecmis senelerdeki gibi son olarak bir nihai tahmin yapmayip da tek bir tahmin yaptilar ve bu yaptiklari tahmin de nihai tahmin mi acaba. Bilgisii olan var mi?
Espri bir yana 15 gün sonrasında bile, 180 derece dönen bir tahmin sisteminde mevsimlik tahmin yapmak, fala inanma ama falsız da kalma sözüyle eş bir yaklaşım. Normalden soğuk yada sıcak beklentisine girip moralimi bozamam. Bulunduğum bölge zaten kar için zor bir Coğrafyada. En iyisi yaşayıp görmek.
Katılmıyorum, mevsimlik tahminlerle günlük haftalık tahminler için çok farklı veriler vs kullanılıyor, son derece bilimsel yöntemler, yıllara dayalı araştırmalar derlenip toparlanıyor, ayrıca başarı oranları da fena sayılmaz. Tabi moral bozup bozmamak kişisel bir mesele, netice de bu tahminler kabataslak fikir veriyor, sıcak geçen bir ocakta, şubatta 2-3 günlük kar fırtınası her şeyi unutturur.
Sanırım halihazırda çalışıp da verileri halkla paylaşılmayan Bursa ve Afyon radarları var?
Sinan (Bağcılar 90m. Başakşehir 140m.)
Medeniyetin beşiği Bağcılar’a meteoroloji istasyonumu tam anlamıyla kurmuş bulunmaktayım. Erdem hocamı biraz rahatsız ettim ama buna değdi 🙂 Vatana millete hayırlı olsun.
internete yayını bilgisayar üzerinden mi veriyorsun , bende binbir zorlukla , acu-rite 1036 modelini aldım cihaz çok hoş , ama wunderground a aktarım için pc bağlantısını kullanıyorum ama pratik olmuyor.
Sinan (Bağcılar 90m. Başakşehir 140m.)
Suanlik bilgisayardan aktarim yapiyorum bir cozum bulana kadar
Mevsimin ilk atarlı sistemi 26 Ekim gibi sinyal veriyor. Aklıma ekim 1987’de Ankara Bilkent’te yağan kar ve İstanbul’a dönüşteki beyaz tepeler geliyor. Bakalım 30 sene sonra tekrarlanacak mı ?
30 Ekim 2003 tarihinde İzmit şehir merkezi 2-3 dereceleri görmüştü. Muhtemelen bir kaç kar tanesi de düşmüş olmalı. Umuttepe Kampüsü filan bembeyaz olmuştu. Sistem beklendiği gibi gelsin, karşılamak için Kartepe’ ye çıkacağım.
Dün öğleyin İzmit’te ciddi bir optik hadise olayı yaşandı. 22 derecelik standart hale görüntüsü gibi görünüyordu ama halenin tepe noktasında sola ve sağa kaçışlar göze çarpıyor. Bu hale türünün “Suncave Parry Arc” olduğunu sanıyorum. Atmosfer Optiği Grubu’ na ve Atoptics sitesinin yöneticisine fotoğrafı gönderdim. Onlardan teyit almayı bekliyorum. Parry Arc nadir bir hale türü diye geçiyor. Sezonun ilk belirgin halesinin nadir bir tür olma ihtimali beni heyecanlandırıyor.
Her yerden Gol haberleri gelmeye başladı Palandöken, Hakkari Yüksekova Dağları darısı Uludağ’ın başına diyelim
çihiro (Karatay/KONYA, 1016 m)
Yeni fark ettim. Bu yaz Konya’da maksimum sıcaklık ortalaması 17 yıl sonra ilk defa mevsim normallerinin altında gerçekleşmiş. Fakat atmosfer bunun acısını Ağustos sonu ve Eylül ayında misliyle çıkardı 😀 Hiç öyle serin bir yaz olarak hatırlanmayacak bu yaz.
Sinan (Bağcılar 90m. Başakşehir 140m.)
Istanbul Bagcilar’da caddeyi su goturuyor ilk kez bu denli siddetli bir yagmura uyandim.
Sinan (Bağcılar 90m. Başakşehir 140m.)
Pazartesi gunu Istanbul’da acayip hava olaylari olucak gibi gorunuyor.
Havaaşkı(EREN) (Beypazarı/ANK - 682 m)
Öncelikle herkese merhaba. Yeni bir kış dönemine yaklaşıyoruz yavaştan herkesin gönlünce bir kış geçirmesi dileğiyle…
Beypazarı’nda son birkaç gündür Sonbahar iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladı, kapalı puslu ve sprey hafif tarzı yağmurlar birkaç gündür baskın. Haylide serinledik geceler üşütüyor artık.
Bugün İzmit’ te yağmur beklenmiyordu. Bu yüzden sabah kalkınca havanın kapalı olmasına şaştım. Radara bakınca üzerimize doğru güdümlenmiş DEY bantlarını fark ettim. Öğleden sonraya kadar aralıklarla şakır şakır yağdı. Bazı zamanlar sarılı kütleler geçerken ciddi su birikintileri oldu. Muhtemelen su baskınları yaşanmıştır. Sabahtan DEY bandının dağıldığı öğleden sonraya kadar ne kadar yağdı bilmiyorum ama sadece bugün 20-30 kilo yağmıştır. Radara göre bulutlar Kartepe’ den ayrılmadı. Şehir merkezinde bu kadar yağdıysa oraya da 80-100 kilo yağmış olmalı. Piyangodan çıkan bu yağış oldukça iyi geldi.
Haftaya yaşanması beklenen Pastırma yazında İl Meteo’ ya göre sabah saatlerinde yoğun sis bekleniyor. Eğer normal bulutlanma da olursa güneş pek ısıtamayacağından sis gün boyu kalkmayabilir ve toprak bir nebze olsun daha çok soğur ve kışa hazırlık olur. Sisle birlikte bulutlanmanın beklendiği çarşamba ve perşembe günleri bu ihtimal daha yüksek gibi görünüyor.
Aşırı pozitif AO’ya bağlı olarak Arap Denizinde yukarı seviyelerin soğuması Chapala Siklonu’nu üretti.
Normalden oldukça sıcak denizin de katkısıyla siklon şu anda hızla güç kazanıp Yemen’e doğru ilerliyor ve son verilere göre bir miktar çöl içine bile sokulabilecek. Bölgede 2 ila 8 yıllık toplam yağışın 1 günde düşmesi bekleniyor. Siklon biraz daha güneyli rota izlerse endemik bir ada olan Sokotra’yı da vuracak. Bu ada bir dünya harikası ve dünyada başka hiçbir yerde bulunmayan yüzlerce tür bitki barındırıyor.
http://www.darkroastedblend.com/2008/09/most-alien-looking-place-on-earth.html
Ben en çok Sokotra’da bu ağacın şeklini sevdim Santi Hocam..endemik türlerin milyonlarca yıl inadına direnmesine ya da inadına evrimleşmesine güzel bir örnek…

keşke bizim ülkemizde de barış işareti yapan ağaçlar olsaydı… :))))
Şu anki tahminler kasırganın yarın 5. kategoriye(>250km/s) ulaştıktan sonra giderek zayıflayıp Yemen’i 145km/s ile vurup Suudi sınırlarına girene kadar 55km/s hıza kadar düşeceği yönünde. Aksi takdirde bu fırtına, savaş yüzünden insanların gıda ve temiz su dahi bulmak da zorlandıkları Yemen’de insani krize sebep olabilir

Kasırganın etkileyeceği kurak yerlerde yaşayan insanlar için ilaç gibi gelecek 😀
“Bak işte yaklaşıyor fırtına…bak yine yükseliyor dalgalar…yollardan sonra yıllardan sonra…şarkılar söylüyor çocuklar….”

Seçim günü İstanbul’da “tam fırtına” için geri sayım…
Bence insani krize olumlu katkısı olur. Olası su baskını ve seller başta sıkıntılara yol açsa da kurak yörelere yağmur yağması neticede iyi bir şey. Var olan tatlı su kaynaklarının beslenmesini sağlayacaktır.
Pazar sabah 08 gibi yılın ilk karını gördüm. 🙂 Ankara’nın kuzeyindeki o muhteşem ormanlarda, 1700 m rakımda, sis bastırdığı sırada stratus kaynaklı kısa ve hafif bir kar yağışı oldu. Ormanı kırmızı ve sarının hemen her tonuna boyayan, titrek kavak, akçaağaç, üvez ve en az 4 tür meşe ağacı ve daha birçok yaprak döken ağaç türü; her dem yeşil olan karaçam, sarıçam ve köknar ağaçlarının baskın olduğu ormanda muhteşem bir kontrast oluşturuyordu. Bir de sis eklenince o derin vadilere, dik yamaçlara bakmak, insana, doğadaki yerini yeniden hatırlatıyordu. Orman yavaş yavaş dinlenmeye çekiliyor. Artık birçok hayvan türü kış uykusuna girdi. Bir kısmı da son hareketli zamanlarını yaşıyor. Son yağışlardan sonra orman tabanını ve çayırları yüzlerce tür mantar kapladı. Her taraf yabani meyvelerle dolu. Doğa, insana her mevsim ayrı güzellikler sunuyor. Her mevsim gelişen hadiseler birbirinden farklı. Her mevsim ayrı bir tat, ayrı bir haz içeriyor. Her hava delisi ayrıca birer doğa gözlemcisidir. Doğrudan ya da dolaylı yolla doğayı gözlemler. Doğrudan, doğanın içinde bulunarak, doğayı gözlemleyen hava delilerinin artması gerekiyor. Yalnızca bilgisayar ekranından ya da evin penceresinden-balkonundan doğayı gözlemlemek ne yazık ki insanın birçok hazzı tatmasını engelliyor. Doğadan böğürtlen, kuşburnu, alıç toplamanın verdiği hazzı, denemeyenler bilemez. Toplarken eline batan ve gerçekten insanın canını çok yakan dikenler bile aslında insana ayrı bir haz verir. Yine aynı şekilde bir meşe ağacının yapraklarına dokunmak, üzerindeki galleri merakla incelemek, palamutlarını yemek, anıt bir ağaca sarılmak, onunla sohbet etmek, hatta ısınmak ya da yemek yapmak için topladığın kuru meşe dallarından yaktığın o ateşin etrafında oturmak bile insanın huzur bulmasına, yaşadığı tüm kötü hadiseleri unutmasına vesile olacaktır. Kestane gibi pişirip yemek amacıyla toplanan acı palamutların(bazı meşe türlerindeki tanen bakımından zengin palamutlar) yarattığı hayal kırıklığı bile haz verir insana. Doğayı tanımasına vesile olur. Hangi meşe türünün palamutlarını yemesi gerektiğini öğrenmesini sağlar. Yırtıcı bir kuşu avlanırken görmek, yavrularına götürmek için böcek avlayan ötücü kuşları gözlemlemek, doğada gördüğü izlerin ve dışkıların hangi hayvan türlerine ait olduğunu tahmin etmeye çalışmak bile apayrı zevklidir. Karşısına birden çıkan bir yaban domuzu başlangıçta bir korku yaratabilir ama daha sonradan bir yaban hayvanı görmenin insanı mutlu eden bir şey olduğu kısa sürede anlaşılacaktır. Doğa bir bütündür ve bütün halinde gözlemlenmelidir. Aslında bulutları, hava hadiselerini incelerken, gözlemlerken, o hadiselerin doğadaki etkilerini de gözlemlemek lazım. Hava delilerine, ellerine bir fotoğraf makinesi, bir dürbün, bir not defteri alarak doğaya çıkmalarını öneriyorum. Bitki fotoğrafı çekebilirler, kuş gözlemi yapabilirler, kuş ve diğer yaban hayvanlarının fotoğraflarını çekebilirler ya da manzara fotoğrafları çekebilirler. Ya da sadece doğada gezinerek ve bu şekilde gözlemler yaparak zaman geçirebilirler. Doğaya çıkın ve doğada zaman geçirin. 🙂 Tüm hava delilerine bol kar yağışlı bir kış diliyorum. Ankara şehir merkezine 1 metre yağar bir ay kalkmaz inşallah. 🙂
Betimlemelerin beni gerçekten etkiledi Mehmet eline sağlık. Son cümlen için amin demekten başka bir şey düşünemiyorum. 🙂
Olmayacak duaya amin demek bu oluyor sanırım 😀
Bir doğa aşığı bilimcinin kaleminden..klavyesinden damlayan ballar…Teşekkürler Mehmet Hoca ve benzeri deneyimleri , aktiviteleri kaleme alan bütün havadelileri…
Bir nostalji…Ormanları koruma yasasına istinaden 1945 yılı İstanbul Belgrad Ormanı girişindeki dev pano…Alttaki orman yemini metni tam okunmuyor ama burası şimdi devasa gökdelenli plazalı rezidanslı onlarca projenin uygulama alanı halinde…yani orman yok oluyor ama insanoğlunun uydurduğu orman yasası baki…
Duvara dayanarak söylüyorum ki yıllar sonra ilk kez bu Kasım ayında Marmara Bölgesi’ nin şehir merkezlerine kar yağacak gibi geliyor. Yani hislerim öyle diyor. Tabi modeller de göz kırpıyor. Bakalım ne olacak….
Yüksek basıncın sürekli olması aklıma şu yazıyı getirdi:
Birçok kişinin aklına geliyor ama bu seferki yüksek 2011’deki kadar iyi değil şu anda. Önümüzdeki günlerde neler olacak bakalım.
Bir de bu sekil olsun bakalim tecrube ediniriz 😀
Dün (salı) üç-beş kar tanesi görürüm diye arkadaşımla Kartepe zirvesine çıktım (arabayla). Zirvede 1-2 saat bekleyip bulut parçalarının bize uğramasını bekledik ama arada yağan yağışa rağmen kar tanesi göremedik. Sulu kar bile yoktu. Belki hava tam karardıktan sonra ilk kar taneleri görülmüş olmalı. Biz oradayken otel bölgesinde sıcaklık 4.7 derece civarıydı. Yaklaşık 300 metre daha yukarıda olan zirve bölgesinde 2 derece civarı olması gerek. Ama bir şey olmadı. 😦 Ancak sonbahar manzaraları harika. İl Meteo kar sınırındaki sıcaklığa rağmen kar yağışı sınırını 2000 küsür metrelerde diye göstererek abartmamış. Bir tane fotoğraf burada. https://scontent-sjc2-1.xx.fbcdn.net/hphotos-xpa1/v/t1.0-9/12189179_10153792149134208_1418128670024530920_n.jpg?oh=64922e06f75ff0ffca0d1f6eb925b3a0&oe=56B5198B
Bitlis ve çevresinde yağışlar dördüncü gününde, son iki gündür özellikle de akşamları şiddetli yağışlar alıyoruz. Bugün gün boyu orta-kuvvetli yağış vardı, öğleden sonra yağış durdu ancak havanın kararmasıyla tekrar başladı ve şuan devam ediyor. Bu hafta 130 kilograma yakın yağış almışız. Bitlis-Bingöl arası yağış değerleriyle doğu güneydoğuda bir kez daha farkını koydu, bu yağışların kışın kar halinde düştüğünü düşününce açıkçası sabırsızlanmıyor da değilim.


Söz konusu bölgede bir haftalık toplam yağış:
Ve bu sabah Mutki’de gökyüzü:
Binaların çatıları bile burası kar cenneti diyor 😀
Ne kadar güzel yahu Mutki!
Nesi hocam..? Havası mı ? Eee tabi 1500 mt’ye beni de koy ben de güzel gelirim sana Ozan Hocam.. :))) Biz İstanbul’da 1500 mt’deki hava olaylarına diz dövüp bıyık burarken onlar tartışacak zaman bulamıyorlardır…Kışın “K” derken kar yağıyor … sonbaharda “y” demeden yağmur…Soğukçular için Disneyland maşallah…benim gibi subtropikalçilere “Run away bro..” :)))
Herkesin ve Cumhuriyetimizin 92.yaşını kutlar..Cumhuriyetin daima demokrasi,insan hakları ile hukukun,eşitliğin,özgürlüğün ve dayanışmanın genç nefesi olmasını dilerim…ne mutlu insanlığın büyük kardeşliğine….
Mutki kavakbaşı beldesinden daha fazla kar alıyor.Kavakbaşı beldesi de ikizler köyü bölgesinden daha fazla kar alıyor.Göya en heybetli 2100-2200 rakımlar ikizler köyünün kuzeydoğu ve güney kısımlarında kalıyor.Ama Bitlise yakın olmak çok avantaj.ikizler köyü zirvelerinde ki 3 metre kar yağışının buza döndüğü mayıs haziran aylarında,bitliste toki konutlarının güneş görmeyen yamaçlarında 4-5 metre buza dönmüş kar yağışlarının olması çok anlamlı.Mutki,hasköy,sason ortada kalan ikizler köyü ve insanları.Farklısınız havanız gibi …
Dün gece donmuşuz


Bu da dün bölge genelinde havanın açmasıyla son sistemde düşen toplam yağış
Herkese selamlar. Siteyi tam bir yıl oldu neredeyse her gün ziyaret ederek takip ediyorum, üye olup yazmak bu güne kısmetmiş. Bol aksiyonlu, kendimizi radardan alamayacağımız bir kış sezonu diliyorum 🙂
Herkese merhaba,Bende aynı şekilde , henüz üye oldum. Hadımköy civarından yaptığım gözlemlerimi paylaşmaya çalışacağım.
Bu sistem yazdan kalan son sıcağı-enerjiyi sildi süpürdü. Bundan sonra artık Anadolu’da gece sıcaklıkları kolay kolay çift haneli değerlere çıkmaz. Şahsen bu kıştan umutluyum. Her ne kadar kuvvetli El Nino döneminde olsak da Kuzey Atlantik sularının normallerden soğuk olması İzlanda’yı geçen seneki gibi dizginleyecektir. Son 2 aydır pek soğuk indirmese de İskandinavya yükseğinin sık sık canlanması bunun bir göstergesi olabilir.
Her zamanki tezimin arkasındayım 😀 Eğer kasım soğuk geçerse kış da soğuk geçer. Yani en azından bir iki sağlam sistem görürüz. Erken gelen soğuklardan korkan arkadaşlar var. Erken soğuk ama ne kadar erken? Hangi zaman dilimine göre erken? Kasım’da inen soğuklardan korkmayın, aralıkta inen soğuklardan korkun 🙂 Bakınız; 2013-2014 kışı. Tarihsel kayıtlara baktığımızda sağlam kışlardan önceki kasımlar soğuk, aralıklar ılık geçiyor genelde. İstisnalar mutlaka var. Yani erken soğuk terimini aralık için kullanmak daha doğru olur. Daha derin incelersek ocak başı sistemleri de sıkıntı yaşatabilir. Ocak’ın ilk haftası sağlam bir sistem gelirse genelde kışın geri kalan kısmı pek hayır etmiyor. Geçen kış buna örnek olabilir. İlk hafta gelen sağlam sistemden sonra 1 ay boyunca sistem gelmedi. Ha biz o ilk sistemde baya doyduk o ayrı 🙂 Eyyorrumlamam bu kadar 😀
Sebebi ziyaretim ise bambaşka 🙂 Maalesef bu kış aranızda yokum. Kasım’ın ilk günleri kısa dönem askerlik vazifemi yerine getirmek üzere Ankara’ya sonra da Lefkoşa’ya gideceğim inşallah. Kısa filan ama ne kadar kısa olursa olsun, insan sevdiklerinden ayrı düştü mü üzülüyor tabi. İçini bir hüzün kaplıyor. Yaklaşık 5 yıldır buradayım. İyi kötü günlerim geçti bu blogda. Hayatımı gerçek manada etkiledi. İnternette geçirdiğim zamanın büyük bir kısmını burada geçiriyorum. Blog sayesinde bir sürü arkadaşım oldu. Bazen kavga ettik, siyasetçilerin derdi bizi gerdi 🙂 Kırdıklarım varsa haklarını helal etsinler. Oysa insan önce kendisiyle, özüyle, karakteriyle vardır. Tuttuğu parti ya da takımıyla değil. Zamanında bu kavgalar çok yapıldı ve hatta insanlar birbirlerini öldürdüler. Neye yaradı? Ne değişti? Dünya daha güzel bir yer haline mi geldi? Neyse, hakkınızı helal edin. Belki bundan sonra yazmaya fırsatım olmaz. Şimdiden yazayım. Kendinize iyi bakın 🙂 Sistemleri iyi kovalayın 😀 Bu kış kar göremeyeceğim 🙂 Bir kartopu da benim için fırlatın 🙂
Helâl olsun Çihiro. Hayırlı tezkereler dilerim şimdiden. Kıbrıs’ta siklon manyağı olursun umarım. Bol orajlı, bol fırtınalı bir kış dilerim. 😀 Çarşı iznine çıkınca yaz bize.
Kar delisi KIbrıs’a gider mi yağmur delisiysen başka tabi 🙂
hayırlı tezkereler..
Helal olsun. Hayırlısı ile git, gel. Sen bize lazımsın, daha çok sistem kovalayacağız burada.
Güle güle çihiro…hayırlı tezkereler İbrahim…Kısa da olsa askerde militarist duyguların değil en insani duygularının öne çıkıp değer kazanması temennilerimle… ayrıca Kıbrıs her halükarda kış dönemi askerlik için iyidir :)))
Hayırlı tezkereler 🙂 Oralara kar mar yağmaz ama fırtınalar doyurur seni 😀
Hayırlı tezkereler şimdiden. Komutanlarla kanka olmaya bak, radara son durumlara filan bakarsın bilgisayarlardan 🙂
))
Hayırlı tezkereler… Sen dönmeden gönderdiğin verileri artık bir inceleyim, dönüşünü muhteşem yapalım 🙂
Hayırlı tezkereler. 2001-2002 kışını askerlik yaptığım Lefkoşa’da geçirmiştim. Bir kere karla karışık yağmur yağmıştı, kimbilir iyi bir asker olursan havada da olsa ıslak birkaç kar tanesi görebilirsin 🙂
Arkadaşlar iyi dilekleriniz ve ilginiz için çok teşekkür ederim! Tavsiyelerinizi dikkate alacağım 🙂
Hayırlı tezkereler kardeş. 🙂 Ankara’ya gelince mutlaka görüşelim. Gitmeden kar görürsün belki Ankara’da. 🙂
Hayırlı tezkereler, hayırlısıyla git gel 🙂
Merhabalar saat öğlen 12 pardon 13 😀 Bitlis’te sabah 7’den bu yana yağmur yağıyor, hava sıcaklığı 8 derece rakım bulunduğum yerde şehir merkezine göre biraz daha yüksek muhtemelen 1800 metrenin üstünde. Yağmuru takip edebileceğim bir radar yok internet olanaklarım şu aşamada biraz kısıtlı bulutları tanıdığım için bakmakla yetiniyorum. 2000 metrelik dağlarda bulut difüzyonundan kar yağışı olduğunu görebiliyorum. Bakalım hava açınca görüntüler nasıl olacak.
Yeni ürün 🙂
MGM deniz radarı
Linkini de ben vereyim. Hayırlısı olsun. 🙂 http://www.mgm.gov.tr/sondurum/denizradar.aspx?uB=tr&uT=w&uG=p#sfB
Erken gelen soğukları sevmiyorum, ondan sonra aylarca aoğuk gelmiyor .
Son bir kaç gündür aynı şeyleri düşünüyordum yazmaya fırsatım olmamıştı bence de erken gelen soğukların ardından çok uzun süre tekrar soğuk gelmiyor ciddi bir soğuk için ocak sonunu beklemek gerekiyor ondan sonra şubat zaten 28 gün sonra tekrar soğuklar geliyor o zamanda geç gelen soğuklar oluyor…
Ayrıca Patricia tayfunu takip edilmesi gereken çok ciddi bir hava olayı…
1 Kasım’da çifte bayram?
Girmez o -10, CHP’nin %30 alması gibi bir şey 🙂
Belki bu sefer dediğimize gelir be hocam.
GFS gibi gelsin kıyılar 0 yüksekler 1 metre 🙂
CM YLMZ İSTİFA ETMİŞ BU YORUMDAN SONRA HOCAM 😀
İl Meteo kış tahmini yayınlamış. İtalyanca bilmenize gerek yok. Görseller her şeyi anlatıyor. 🙂
http://www.ilmeteo.it/notizie/inverno-20152015-neve-abbondante-sulle-alpi-altrove-caldo-anomalo
Güzel bir sistemi yaşıyoruz ama Patricia da muazzam şekilde gelişmeye devam ediyor. Hamle hızı 395 km/h a ulaşmış ve derinleşmeye devam ediyor.
MGM kaliteli radar görüntülerini mobil uygulamasında sunmaya devam ediyor, çaktırmadan indirelim kapatmasınlar 🙂 https://play.google.com/store/apps/details?id=tr.gov.mgm.meteorolojihavadurumu&hl=tr&referrer=utm_source%3Dgoogle%26utm_medium%3Dorganic%26utm_term%3Dmgm+play+store&pcampaignid=APPU_1_b5spVpq5MIPsaNDztqgD
ios da yok galiba.
Ayva’dan kış tahmini olur mu ? Mesala bu sene Bakü deki bahçemizde ayva çok az oldu. Babam geçen sene çuval çuval ayva toplayıp komşulara vermişti, bu sene çok az dı yemeye anca yetti.
Geçen sene çok sert geçmiş kış, öyle dedi kar çok olmuş. Bu sene sıcak geçicek diyor incirde geç yetişiyor, siyah incir hala yetişmemişti.
Hiçbir doğruluğu yok ama yinede yazmak istedim , site canlı kalsın. 🙂
İstanbul’dan ayva gelir nar gelir döndüm baktım Balkan’lardan kar gelir…hobbaa :))
http://www.coloradowebcam.net/
Kar görmek isteyen bu linkte ki kameralara baksınlar 🙂
Şiddettle tavsiye edilir.
https://www.windyty.com/?clouds,2015-10-25-21,54.851,49.482,3
Ya ben bu rüzgar haritasına bayılıyorum vallahi Anıl…akvaryum seyredip rahatlaması gibi bir his veriyor insana…yalnız bu arada ayva bu sezon düşük rekolteliymiş… :(((( Salihli,Keçiborlu,Kırklareli ve Geyve’den iyi haber gelmedi..bilgilerinize beyler ve hanımlar :)))
Baküdeki bahçedeki ayva ağacında da bu sene çok çok az ayva vardı. Geçen sene çokmuş ve geçen kış çok kar ve soğuk olmuş dedi babam.
Bu gerçek mi ? Yani canlı birebir görüntüyü mü gösteriyor ?
Ayvaların bol olduğu yıllarda hiçte öyle aman aman kışlar yaşanmadı. Bu sene ayva azsa bakalım ne olacak… Belki ayvanın az olduğu senelerde kışlar sert geçer. 😛
Arkadaşlar tartışmayı boş verelim.
Ana sayfada yeni başlık var. Herkes sussun hava konuşsun 🙂 Yorumlarınızı, gözlemlerinizi yazın ama… (ana sayfadaki başlığa)
Değerli hocalar ve yönetim kurulu…sevgili havadelisi arkadaşlar!Kısa da olsa bir tartışma yaşadık ve bu ortamda bize verilen izin sayesinde görüşlerimizi bildirdik.Hepinize teşekkürler,yine blog ortamına yakışır daha yapıcı nice tartışmalara..
Linkteki şekilde üye olursanız daha iyi olur bence.
Şimşek ve yıldırım hadiselerinin Dünya üzerindeki dağılımı ile ilgili internette güzel bir harita buldum. Haritadaki bilgiler NASA verilerine dayanıyormuş. Paylaşmak istedim.

Kaynak: http://geology.com/articles/lightning-map.shtml
ABD’nin Ulusal Okyanus ve Atmosfer Ajansı (NOAA), okyanus sularının ısınmasına bakılarak yapılan kıyıslamada en son 1997-98 yıllarında görülen ‘Süper El Nino’nun benzerinin önümüzdeki kış yaşanacağı uyarısı yapıldı. Öte yandan suların ısınmasıyla El Nino’nun kutuplardaki bazı buzulları erittiği, eriyen parçaların kutup rüzgârının da etkisiyle dünyanın diğer bölgelerinde sel ve benzeri felaketlere yol açabileceği öngörüldü.
İngiliz meteoroloji uzmanları bu yıl ABD ve Avrupa’nın kuzeyinde aşırı soğukların etkili olacağını bildirdi.
ABD’nin güneyi ve Güney Avrupa ülkeleri ile aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Akdeniz ülkelerinde ise daha ılık ancak fırtına, kasırga, hortum gibi doğa olaylarının ve sel felaketlerinin daha sık gerçekleşeceği ‘ıslak’ bir kış mevsimi yaşanacak. Süper El Nino son 30 yılda 1982 ve 1997’de olmak üzere iki kez etkili olmuştu.
Prof. Dr. Orhan Şen, “El Nino, doğu ve orta Pasifik Okyanusu’ndaki deniz yüzey sıcaklığının artmasıyla meydana gelen küresel bir meteorolojik olaydır. Bazı senelerde etkisini daha fazla gösterir. En şiddetli El Nino 1997-1998 yılları arasında meydana geldi. İçinde bulunduğumuz yıl da mart ayından bu yana etkili olarak görülüyor. 2016’nın başlarında zayıflayarak ortadan kaybolması bekleniyor” diye konuştu.
El Nino’nun etkili olduğu yıllarda, dünyada ılıman bir havanın hakim olduğunu aktaran Prof. Dr. Orhan Şen sözlerine şöyle devam etti: Çok soğuk havalarda kar yağışı olmaz. İsveç Norveç, Rusya gibi kuzey ülkelerinde de bu yıl daha ılıman bir iklim seyredeceği için daha fazla kar yağışı bekleniyor. El Nino’nun okyanus kenarındaki ülkelerde daha çok etkisi görülüyor. Türkiye de dahil olmak üzere çoğu ülkede etkisi daha az. Bu sene sonuna kadar Türkiye’de sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi bekleniyor. Sonbaharda sel, hortum ve fırtınalı havaları daha fazla yaşayabiliriz. 2016’nın başında El Nino’nun etkisini kaybetmesiyle Türkiye’de kış yüzünü daha çok gösterecek. Yani kış geç gelecek. Aralık ayının 15’inden itibaren kış şartları yavaş yavaş etkili olacak. Batıda ocak, şubat, doğuda ise mart ayına kadar kış şartları hüküm sürecek.
Önümüzdeki havalara dair..
https://commandouzz.wordpress.com/2015/10/20/havalar-bozuyor-ekim-sonu-gelen-yagisli-havalarin-incelenmesi/
Çok beğendim. Teşekkürler.
Ben de sabaha karşı Bursa radarının açılmasını rüyamda görünce az önce DMİ’ ye konu hakkında bilgi edinme başvurusunda bulundum. Gelecek cevabı da yazarım. Bakalım ne zaman açılacak…..
Kopyala yapıştır yapılarak önceki cevaplarının aynısı verildi. Gerekli test ve sertifikasyon çalışmalarının ardından v.s. v.s. Seçimden sonraya kalır garanti.
Konunun dışına çıktık ama enerjiye çözüm olarak soğuk füzyondan bahsedecektim ki ,en son incelediğimde hala başarılamamıştı. Az önce bununla ilgili bir yazı buldum. Andrei rossi denilen zatın bunu bulduğu söyleniyor. Hatta internette ürünün satışı bile var. Tam konuyu incelemedim ama Sahtekarlık durumu olabilir.https://haberinvarmitasduvar.wordpress.com/2013/07/12/soguk-fuzyon-nihayet-gerceklesti-mi/ http://www.turksan.com/soguk-fuzyon-elektrik-santrali-nedir.html
Kafası çalışan ve becerikli kişiler şahsi olarak enerjilerini ucuz ve temiz hale getirebilirler, en azından kendi enerjilerini başta yüksek maliyetli olacak olsa da çok ucuza mal edebilirler ama teknolojik açıdan gayet mümkün olsa da kentsel, ülkesel bazda ucuz ve temiz enerjinin yaygınlaşmasını ekonomik sistemin kuralları gereği bekleyemeyiz.
Dün buraya yazdığım yorumları da ekleyerek dünkü optik olayları bloğuma geçirdim. Dün gün batımında kısa süreli yalancı güneş yaşandı. Onu da ekledim. http://atmosferolaylari.blogspot.com.tr/2015/10/izmit-20102015.html
Amerikalılar GFS’den şikayetçi. Biz de şikayetçiyiz! 🙂
http://www.kuark.org/2015/10/hava-durumu-modellerini-gelistirmek-icin-fizik-sart2/
Doğayı yakından ilgilendiren konularda fikir alışverişi yapmak faydalı olsa da fazla uzadığında siyasi tartışmalara ve blogda huzursuzluğa yol açıyor. Hepimizi burada buluşturan ortak ilgi alanımızın dışında yapılan tartışmaların blogun orjinalliğini ve huzurunu bozmaktan öteye geçtiği söylenemez. Umarım herkes bu konuya özen gösterir ve mevcut durumda başarması ne kadar zor da olsa siyaseti bu ortama bulaştırmaktan kaçınır. Söylediklerimle özel olarak kimseyi hedef almamakla birlikte, blogun eski havasını kaybedeceğinden duyduğum endişeyi belirtmeye çalıştım.
Ayrıca medya yüzyılın en soğuk kışını şimdiden getirdi bile. 87 olur mu üstadlar? Kıyılar kaç cm olur?
Nehrk kardeşim..merak etme,blogda huzursuzluğa (en azından ben) yol açacak uslüba kendimce kaçınıp,izin vermem..ama biraz da tatlı sert girişme huyum var..:)) o da Akdenizliliğimiz gibi siyasete/futbola/sportif oyunlara olan ilgimdeki “hafif” agresiv ve provokatif yapımdan!Düzeyi düşürmeden,sinirlenmeden yapılan buram buram zeka kokan işlerden çok hoşlanırım…ama yalnız sana ve benzeri düşüncede olan havadelisi kardeşlere 2 şey soracağım;
1) Kıyılar kaç cm alır..EMCW ne demiş..GFS ne yazmış..MGM güncellememiş..ve benzerleri..bunlar güzel..hafif..tatlı..popüler kültürün ağızda hoş rayha bırakan konuları..sen bunlarla vakit geçirelim aman ağzımızın tadı ve blog havası bozulmasın derken bir de bakacaksın ki altından toprak..üstünden hava..elinin altından suyu yok etmişler..! Soru şu:Ne zaman uyanacağız ve gerçekten halkın malı olan (çocuklarımıza borcumuz) bu değerleri burada..havadelilerinin önünde nasıl savunacağız?
2)Siyaset yapmayalım..okey! Ama şunu bir düşünür müsün..? Kim tatlı uykusundan uyanıp da..yok su rejimi..yok iklim rejimi..yok denizlerin akarsuların kullanım politikası..yok orman ve tarım uygulamalarının atmosfere olan etkileri..yok canlı türlerinin korunması rejimini konuşur ki zaten?Hangi deli bu konuları kendine dert edinip iğneyle kuyu kazar ki?İnsanın ruh hastası olması lazım “boşver yea..bana mı kalmış bu işler” demeyip bu dünyanın bozuk tekerine çomak sokması için..!Tüm bunlar nedir?Bu sorunların çözümünde yol haritası ve planlamasında biz..halklar..siyaset yapmayacağız da kimler yapacak?Bir avuç karar vericinin (halka ve bilime danışmadan yalanlarla 100 kez değiştirdiği bu politikalarıyla) kanun hükmünde kararnamelerle (veya birinin iki dudağından çıkan emriyle) yönetilen sizler/bizler daha ne kadar kabulleneceğiz?
* * * * * * * *
Sorularım bu kadar..rahatsızlık da verdiysem..kusura bakma..şöyle diyeyim;bunlar sana bugün 51 yaşında olan..12 Mart 1971’de ilkokulda..12 Eylül’den önce lisede ve 12 Eylül’de üniversitede olan benim verdiğim rahatsızlıklar :)) yani derin bedellerin tortusu olan rahatsızlıklar…bizden sonrası daha fazla çekmesin diye…sevgi ve selamlar :))
87 soğuk muydu? Bu konuda bile çok benciliz. 87 İstanbul ve çevresi için Mart ayındaki sistemden ibaret diye biliyorum. Hiçbir kış birbirine benzemez. İlla geçmiş kışlardan birini getirecekseniz 85 kışı gelsin hem zamanında hem bolca kar görürüz.
Bu hafta icerisinde Turkiye’nin belli bir kismi ciddi yagislar alicak gibi duruyor. Yeni baslik acilir mi? 😀
Ege batı Akdeniz’de rekor yağmur görülecek aşırı yağmur şiddetli yağmur ve cok kuvvetli yağış bekleniyor
https://www.facebook.com/ReedTimmerTVN/videos/vb.166805519168/10153695826574169/?type=2&theater ABD BIRAKTIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR…
İgneada’ya nukleer santral yapilmasi planlaniyormus. Nukleer santrallerin devasa bacalarindan cikan yuksek seviyede sicaklik ve cok yuksek miktarda buharin yakin cevresindeki bolgedeki iklime ilima yonunde etkisi olmasi mumkun mudur. Bilgisi olan var midir?
Çok yakın çevresi hariç iklim etkilenmez. Ama böyle bir yere nükleer santral yapmak aptallıktır.
3. Kopru’yu istedigim bilinse de bunu desteklemiyorum ve istemiyorum 🙂
3.Köprü dedin de .. bak aklıma Kuzey Ormanlarını getirdin yine … bizde ormanı maden veya otoyol köprü için keserler..Borneo’da yağ elde edilen palm ve akasya plantasyonu için yakıyorlar…İşte Borneo gerçek balta girmemiş yağmur ormanları ve adaları hem yakılıyor hem de o bakir doğaya eşi benzeri görülmemiş bir tektipleştirme plante tarım alanı dayatılıyor!Endonezya Borneo ve tüm güney batı Pasifik korkunç bir dumanın etkisi altında!

“NASA’s Aqua satellite captured this image of thick smoke over Borneo. Red outlines
indicate hot spots where the sensor detected unusually warm surface temperatures
associated with fires. Gray smoke hovers over the island and has triggered air quality
alerts and health warnings in Indonesia and neighboring countries. Small cumulus
clouds are visible along Borneo’s southern coast. Fires are a common occurrence in
Borneo in September and October because farmers engage in “slash and burn
agriculture,” a technique that involves frequent burning of rainforest to clear the way for
crops or grazing animals. In southern Borneo, the intent is often to make room for new
plantings of oil palm and acacia pulp.
Many of the fires are burning in areas with soils underlain with peat—a soil-like mixture
of partly decayed plant material formed in wetlands. Peat fires tend to be difficult to
extinguish, often smoldering under the surface for months..”
Heralde uçan halıyla geçiyorsunuz boğazı…
Hangi gazete olduğu önemli değil mozaikledim. Bu çevreci gazetemiz Almanya’dakine seviniyor bizdekine üzülüyor…
Havaalanını Frankfurt’un elinde kalan son ormanları yok ederek yapmadıklarındandır belki?
Mevcut havalimanına terminal yapmakla, sıfırdan bir şehir kadar alana havalimanı yapmak aynı şey değil.
Şu an Atatürk Havalimanı’nda terminal büyütme, Sabiha Gökçen’de ise Frankfurt’taki gibi yeni bir terminal inşaası var ama ben kimsenin bunlara karşı olduğunu duymadım henüz?
Termik santraller de nükleer santraller de hatta jeotermal ve hidroelektrik santraller doğa katilidir..çevre düşmanıdırlar!Bu hiçbir tartışmaya artık gerek bırakmaksızın ispatlanmış ve kabul edilmiştir!Yani sade çevreci yeşil hareket denen aktivistlerin düşüncesi değil..uluslararası anlamda bilim çevrelerinde tam ve kesin kabul edilmiştir.İğneada , Sinop Gerze ve Mersin Akkuyu işindeki durum için ayrı birşey daha var;Ozan Hoca da söylemiş..bir cennetin ortadan kaldırılması aptallığı..para hırsı..kıyım yapmak uğruna gözünü karartmışlık..(artık kelime seçmekten ve dilimi ısırmaktan yazamıyorum…) Yahu bu kadar mı yeşil düşmanısınız?Bu kadar mı cennet düşmanısınız?Bu kadar mı bilimsel aklın düşmanısınız?Bu kadar mı çevre katliamı hayranısınız?Akkuyu Nükleer Santralinde planlanan elektrik üretiminin ne kadar olduğunu ve ömrünü tamamlayana kadar çıkan radyoaktif atığı neremizde saklayacağımızı bilseniz inanın şu an Türkiye’yi terk ediyor olurdunuz!Çıkacak elektriğin maliyeti dünyanın en pahalı maliyeti!Peki kim garantör?Devlet..Buradaki rantiye döngüsü ve halkın soyulması bir yana kirli ve tehlikeli ilişkilerle devletin müthiş zararı da var!Ayrı konu..
Beni en çok düşündüren ise bir önceki İğneada yazısına 25 eksi verenler (istediklerini düşünmekte elbet serbesttirler..) ya bu korkunç gerçekleri bilmeden eksi veriyorlar..ya da bilerek “evet ben de bu cenneti istiyerek yok etmek tarafındayım” diyorlar…Kimse kusura bakmasın da vücüduna bomba asmış dolaşan ve patlatan adamı aylardır güya takip edip (göz yuman) veya bulamayan devlete bu ülkede nükleer santral yaptırtmayız!
çözüm ne peki sence? nereden enerji uretmek bize daha uygun? bu arada yazinin devamda degindigin konuya cevap vermeden de edemeyecegim.bizde bu ükenin aydinlik gelecegini karanlik kesimlere yedirmeyecegiz!!
Rüzgar ve güneş mesela. Kimmiş o karanlık kesimler Bahattin Bey? Yoksa hayali lobiler mi?
İnsanları mutlu ve memnun etmek ne kadar zor. Hes yapmayalım, nükleer santral yapmayalım, termik santral yapmayalım, enerjiyi ithal etmeyelim vs. Ne yapalım peki? Rüzgar ve güneş ile enerji üretelim. Tamam ama üretilen enerji ihtiyacın ne kadarını karşılayacak. Ayrıca ülkemizde rüzgar enerjisi için kullanılacak ne kadar yer var. Varolan yerlere kurulan sistemlere evvela turizmciler ve bana göre sözde çevreciler karşı çıkıyor. Buyrun; http://www.haberler.com/turizm-cenneti-cesme-de-res-lere-tepki-6441231-haberi/
Haydi başka bir çözüm yolu bulun!
Daha kazasız belasız maden işletmeyi beceremeyen, (Soma=301 ölü, Ermenek=18 ölü), sokaktaki vatandaşını korumaktan âciz (Suruç=34 ölü, Diyarbakır=4 ölü, Ankara=102 ölü) bir devletin kazasız belasız nükleer santral işletebileceğine nasıl bu kadar güvenebiliyorsunuz? Bir sızıntı olsa, bir patlama olsa nesillerce hastalık, nesillerce sürecek ölüm demek bu. Çocuk oyuncağı sanıyorsunuz her şeyi. İnsan hayatı ucuz değil, her ne kadar ülkeyi yönetenler öyle düşünse de.
ruzgar ve gunes enerjisinin sonuna kadar arkasindayim ancak yetmedigi yerde ukemizin bekasi icin yapilmasi gereken yapilmali.çin yonetimi 786 milyar dolar butce ayirdi yeni yapilacak nukleer santraller icin.hayali degil kardeşim gün gibi devamlı karşımızda.yaptirmayacagiz söylemini kullananları kastediyorum.yaptirmayacaklarini soyluyorlar ama yaptiracaklarini soylemeselerde biz biliyoruz amaclarini.
http://pbs.twimg.com/media/Bprm-kuIIAANDNV.jpg:large
Daha kazasız belasız maden işletmeyi beceremeyen, (Soma=301 ölü, Ermenek=18 ölü), sokaktaki vatandaşını korumaktan âciz (Suruç=34 ölü, Diyarbakır=4 ölü, Ankara=102 ölü) bir devletin kazasız belasız nükleer santral işletebileceğine nasıl bu kadar güvenebiliyorsunuz? Bir sızıntı olsa, bir patlama olsa nesillerce hastalık, nesillerce sürecek ölüm demek bu. Çocuk oyuncağı sanıyorsunuz her şeyi. İnsan hayatı ucuz değil, her ne kadar ülkeyi yönetenler öyle düşünse de.
Tam 415 yıl önce kayda geçmiş..ve o gün bugün her zaman tiyatro sahnelerinde..büyük yazar William Shakespeare’den “Kral Lear” baladı…

Nükleer açıkçası beni de tedirgin ediyor. En ucuz üretim şekli az buçuk sizin de araştırdığınız gibi, sırasıyla fosil yakıtlar , doğalgaz, nükleer, ve en son rüzgar ve güneş enerjisi. Fosilde ve gazda dışa bağımlıyız, rüzgar ve güneş paneli sistemleri henüz verimliliği arttırılamadığı için pahalı, ayrıyetten benim gördüğüm kadarıyla doğada geniş yer alıyor yada alan kaplıyor. Bunun yerine doğayı yok eden betonlaşmanın etkisini ters çevirmek için yapılarımız güneş panelli yapılıp, aküsüz on-grid sistemlerle enerji üretilebilir. Dediğim gibi bu sistemler henüz gelişme aşamasında ve şimdilik pahalı. Nükleer ise maliyet açısından ortada bir yerde. Dışa bağımlılığınız yok bu da en önemli noktalardan biri ancak son derece de tehlikeli. Konuyu derinlemesine incelersek avantaj ve dezavantajlar ortaya çıkıyor. Bu konuları tartışırken siyasi önyargıyla yaklaşmayıp çözüm üretmemiz lazım . Benim tek dileğim panel sisteminin bir an evvel gelişip daha işlevsel hale gelmesi. Bazen şu jet akımlarından nasıl faydalanabilirsiniz onu da düşünmüyor değilim. 🙂
Emre Hocam..bir de şu var ki beni çok düşündüren ; havadelileri aslında doğa tutkunlarıdırlar ve bilime de sıkı sıkı bağlıdırlar! Ama ne yazık ki salt hava durumu,atmosferik veriler ayrı bir ilgi-hobi alanı gibiymiş de doğal yaşam ile onun döngüsü sanki farklı birşeymiş gibi algılanıyor..yani diyeceğim bir balığın kirli-lağımlı deniz suyuyla karşılaştığındaki ruh haliyle bizimki aynı..bir kirpinin orman yangınından kaçarken yaşadığı ızdırap ve korkusu bizimki aynı…hatta mutlu köknarla mutlu insan bile temelde aynı! Ezcümle aslında havadelisi=doğadelisi diyelim.. :))
Bahattin kardeşim..çok güldürdün beni..:))) Sağol yani Allah da seni güldürsün :))) Niye dersen? “ülkenin aydınlık geleceği” demişsin.. Vallahi dikkat etmezsek..bu kadar doğa katliamından sonra,bir de son kalmış cennete nükleer dikersek…sana da ülkeye de gelecek olan o aydınlık sadece nükleerin gözleri kör eden aydınlığı olur…Çözüm ne demişsin..ilk çözüm önerim..yani madde 1…şu sistem bu sistem değil! Rüzgardı hidroydu nükleerdi değil! Bize her şeyin “daha çok tüketim” olduğu dayatması ile her şeyin “daha çok üretim” olacağı dayatmasının kimler tarafından yapıldığı..ve dahi sahiplerinin banka hesaplarıyla uluslararası ve yerli ilişkilerini bilmek! Bundan sonrası daha kolay ve inan çorap söküğü gibi gelir… “O karanlık kesimleri” o zaman daha iyi anlarız gibime geliyor! Selam ve sevgiler.. :))
tüketimi keşke azaltabilsek ancak gerek artan nüfus gerekse gunluk hayatta kullanilan elektrikli aletlerin güne artması çare düşünmeyi zorunlu kılıyor.çare de dışa bagımlı olmayan üretim.bizde nükleere göbek atmıyoruz ama salt elestri olsun diye konuşmanin yerine çözüm sunmanin daha dogru oldugunu dusunuyorum.nukleerin yeri yanlis baska yerde olsun diyebilirsin onu anlarim yer önerini de beklerim.bu arada çok tuketim dayatmasi konusunda haklisin hadi bu hafta cep telefonlarimizi ve tabletlerimizi sarj etmeyelim ve bu guclere etkili bir ders verelim ne dersin?
Ah be Bahattin…sana “mesele 2 – 3 aletin şarj melelesi değil..sen halen anlayamadın mı?” demek isterdim :)) ama tabii şaka bir yana da..nerden başlasak…?Asıl mesele herhalde senin birkaç defa yazdığın şeyde…yani nükleerin dışa bağımlı olmadığını sanıyorsun!Bu senin hareket noktanın tamamen yanlış yerde olduğunu göstermiyor mu?Çünkü enerji sektörlerinin içinde Türkiye ile ilgili dışa bağımlılıkta petrol ve türevlerinden sonra nükleer kaynakların (toryum,uranyum vs cevherler) ithalinde.. çıkarılmasında..işlenmesi ve teknolojik olarak santralde kullanılmasında Türkiye olarak inanılmaz dışa bağımlı bir haldeyiz..bu petrolden bile çok daha büyük bir dışa bağımlılık..! Alırken ayrı bağımlısın..tutarken ayrı bağımlısın..kullanırken ayrı bağımlısın..atığında ayrı bağımlısın… :(( İkincisi de bunun ucuz olduğu kanısı ve yanlışı…Uzun vadede en pahalı sektör (üretimden sonra) vadesi dolmuş santralin kapatılması o santralin yapımı ve birim üretimi yanında masrafı karşılaştırılmaz bile…Yani diyeceğim sen bence bu hafta küçük aletlerini şarj etmemezlik yapma çünkü belli mi olur? Fukuşima uzak ama Çernobil benzeri etrafımız eski..çürük çarık..vadesi dolup da bir türlü masraftan dolayı kapatılamayan..ama zorla da çalıştırılan santrallerle dolu..Hafazan’Allah bir felaket haberini almamız için sosyal medyadan başka çaremiz de yok…malum nedenlerden :)) sen anladın onu.. :)))))))))
:))
Bisikletle Edirneye gittigim de kocaman iki tane baca gormustum. Onlar neyin nesi?
Sinan..o gördüğün tesis Lüleburgaz Hamitabat Doğal Gaz Çevrim Santrali..Lüleburgaz ve çok yakın çevresindeki kışın en soğuk günlerinde “ılıman” efekt bu sebepledir..Ozan Hoca’nın “Çok yakın çevresi hariç iklim etkilenmez” dediği olayın gördüğüm en tipik örneğidir..Trakya ile iş yaptığımdan sık sık giderim ve kışın bizzat yaşadığım olaydır.Ama burada bir şeye itirazım var.O da şu:çok yakın çevresi de iklime dahil olduğundan o bölge micro klima anlamında çok net etkileniyor..yani bunun gibi onbinlerce yüzbinlerce tek tek örnekle totalde bir iklim etkileşimi doğuruyor ve iklim aslında zincirleme etkileniyor.Son sözüm..her ısı ve karbon salınımı micro örnek bile olsa bulunduğu iklimi etkiler :))
İzmit’ te demin önceden gözlemlemediğim optiklerden parhelic circle gözlemledim. Ancak parhelic circle’ın sadece sağ yalancı güneş noktasını görebildim. Zaten yalancı güneş noktası sayesinde hemen tanımladım. Fotoğrafı pek belli çıkmamış olabilir. Bu mesajı gönderdiğim an itibariyle ortadan kayboldu, yine de belli olmaz. Gözüm yükseklerde.
Paylaşmaya değer karmaşık bir optik hadiseymiş. Fotoğrafları photoshopta belirgin hale getirince hakikaten güzel olduğunu fark ettim.
Bu fotoğrafta optik hadiseyi görmek deneyimsiz gözler için oldukça zor. Tepedeki hadisenin düz olması bana o anda üst tanjant arc olduğunu düşündürdü.

Fotoğrafla biraz oynayınca üst tanjant arcın kimliği açığa çıkıyor. Aynı zamanda üst Parry arc olabilecek hayal meyal bir çizgi görünüyor. Fotoğrafta belli olmayan standart 22″ hale de belirginleşmiş.

Aynı dakika içinde parhelic circle olabilecek sağ yalancı güneş noktasını görünce antenlerim daha bir dikiliyor. Parhelic circle işareti olan sağ yalancı güneş noktası ve gerçekten parhelic circle olduğunu gösteren yukarı doğru olan kavisi fotoğrafta üst tanjant arc ile belli oluyor.

Fotoğrafı belirginleştirince tam takım belli oluyorlar. Sadece parhelic circle’ın yukarı doğru olan kavisi ortadan kaybolmuş o kadar.

Fotoğraflar bugün İzmit çarşısında saat 11.00 sıralarında çekildi. Bilgilerinize.
Upper Parry Arc, Atoptics sitesi tarafından doğrulandı. İlk nadir hale fotoğrafım oldu. 🙂
Herkese merhabalar artık Manisa’da değilim, çok uzaklara Bitlis’in Mutki ilçesine coğrafya öğretmeni olarak atandım. Buranın dağlarında haliyle batının kızılçamları değil doğunun meşeleri ağırlıkta; farklı bir coğrafya dolayısıyla farklı bir yaşam var… Geleli neredeyse 1 hafta oldu 2 kere ciddi sağanak aldık ilk geldiğimde dağların doruklarında kar vardı. Bu aralar çok doluyum ne bloğu ne de modelleri takip edebiliyorum, inşallah daha sonraları vakit buldukça paylaşımlara devam ederim, kalın sağlıcakla.
Hayırlı uğurlu olsun. Umarım her şey güzel olur, kardan sıkılmazsınız.
Hayırlı olsun. Umarım çok güzel geçer görev süreniz. Orda bir ayağımızın olması çok iyi oldu! Bol bol fotoğraf, video bekleriz. 🙂
Mutki’ye ve Mutkililere bizlerden de selam..hayırlı olsun atanmanız..Ozan Hoca’nın dediği gibi kardan sıkılmamanız dileğiyle! Haa..balı ile cevizi meşhur ama tüm Anadolu gibi sosyal/kültürel hayatı sıfır bu yöremizde soğuk/karlı gün ve geceleri için internet dışında tavsiyem severseniz bol bol kitap…isteğiniz olursa adresimiz belli :))
Geçen hafta Aydın-Çine’ ye bağlı Kırksakallar Köyü’ ne gittim. Orada gün batımında tam bir yalancı güneş hadisesine denk geldim. Ancak fotoğrafları paylaşmaya değer değil. Şimdi de 3B Meteo sitesinde çıkan kış tahminlerinden birine denk geldim. Merak edenler linki ziyaret edebilir. Bana sürprizlerle dolu bir kış olabileceğini işaret ediyor gibi geldi. Tahminleri anlamak için İtalyanca bilmenize gerek yok. Görsellerden pek çok şeyi anlayabilirsiniz. 🙂 http://www.3bmeteo.com/giornale-meteo/inverno-2015-16–l-idea-di-ukmet-e-3bmeteo-73130
Herkese selamlar, Bakü deydim dün geldim . Sürekli ağlamam geliyor alışmıştım oraya 😦 sürekli doğanın içindeydim. Yemeği hep odun ateşinde pişiriyordum. Sürekli bahçedeydim, ağaç ekip ağaç suluyordum. Bağlığa gidiyordum solucan toplayıp, akşamdan sabah güneş çıkana kadar denizde balık tutuyordum, denizde çay ve kahve demliyordum babamla çok güzeldi. Şimdi aklıma geldikçe ağlıyorum 😦 yine betonun içinde hapisde gibiyim 1 aya alışırım her sene aynı oluyor. Unutmadan sürekli rüzgarı havayı takip ediyordum hemde internetsiz havaya göre denize gidiyordum 🙂
Yeni sezon da inşallah bol yağmur ve kar görürüz.
Oo Hoşgeldin SpanK! Gözlerimiz yollarda kaldı. Valla başına bir şey geldi diye düşünmeye başlamıştım artık. Sensiz bu site çok boştu.
Çok teşekkür ederim, bende sizleri çok özlemiştim hep aklımdaydı. Evde internet olsaydı oradan yazmak isterdim 🙂
SpanK ‘ya ben de hoşgeldin dileklerimi iletirken ,sitenin boşluğundan bahsetmişsin. Red Fox’dan hiç haber yok kayboldu gitti. Kendi bloğu bile bekliyor öylece. Dosyalardan başını kaldıramıyor mu acaba? 🙂
Bende 1 ayın sonunda Bodrum’dan dönüş yapacağım. Deniz ile İstanbul’da da içli dışlı olsam. Doğadan kopmak zor oluyor.
Memleketim olan Minsk’ten geldiğimde yaşadığım duyguların aynısını yaşamışsın. Doğa ile iç içe olmak her insanın tatması gereken bir mutluluktur.
Alın size başka bir tahmin şekli, Sibirya Kuğuları :))) Bu sene İngiltere’ye erken göç etmişler 🙂
http://www.farklibirbakis.com/50-yil-sonra-ilk-kez-erken-geldiler/
Yine harika yağış aldık. Allah nazarlardan korusun 🙂
Amazon Nehri’nin son yılların rekor seviyesindeki kuraklığı Brezilya’nın Manaus kentinde bir kaç gün önce görüntülendi. (Reuters/Bruno Kelly)
İğneada Langoz Ormanlarına önce termik şimdi de gizlice nükleer santral yapma planlarının ortaya çıktığı bu günlerde…sana doğayı katlettirmeyeceğiz…!
https://blehergenc.files.wordpress.com/2015/10/ekran-alc4b1ntc4b1sc4b1-bastardi.png joe ne demek istemiş ?
Joe Bastardi @BigJoeBastardi : Global temp will fall afterspike !
Coldest mid-October in a century { “http://www.expatica.com/be/news/country-news/Flanders-Coldest-mid-October-in-a-century_511549.html … ” }
October 1975 strong la nina. Winter northwest europe likely cold/snowy this year..!
Türkçesi ne bunun? La Nina’ya geçiş mi başladı?
Ekimden sonra mı ne işte 1975 kadar güçlü la nina olacakmış da kuzeybatı avrupada soğuk ve karlı bir yıl filan olacakmış.
pek hoşuma gitmedi.
Hani çokzel olacaktı? :)) Pek hoşuma gitmedi diyerek biz “ılıkçıların” kalbini kırmışsın :))
Tüm kar delileri gene de kar kış tipi için umudunuzu yitirmeyin ki gönlünüze göre versin Allah..!Belli mi olur,bakarsınız Britanya’da pişer taaa çay diyarı ılıman Rize’ye kadar düşer..
Neyse.. Büyük ozanımız Fazıl Hüsnü Dağlarca ne demiş bak ..
“Ey göklere duman vurmuş dağlar hey …
değirmenin üstü her gün yel olmaz ..
dinle ağa, dinle paşa, dinle bey..!
sen söylersin o susar mı bel olmaz..
* * * * * * *
Kızılırmak akar suyun içerler ..
aç karnına yurttan yurda göçerler..
tarifeylen köprüsünü geçerler..
çamın başı yine kar mı bel olmaz!
2016’dan itibaren El Nino zayıflamaya başlayacak, 2017’de La Nina’ya geçeceğiz, küresel sıcaklıklar da düşecek demiş.
Ağzından bal damlıyor Joe 😀
JAMSTEC’in iki yıllık tahmini bu, La Nina ihtimali kuvvetli görünse de vade çok uzun olduğundan tedbirli yaklaşmak lazım. Joe Bastardi her zamanki gibi gördüğü an gazı vermiş.
http://www.accuweather.com/en/weather-news/2015-2016-europe-winter-forecast-seasonable-london-paris-storms-france-italy-alps/52871620
Bu sene kış olmayacak gibi görünüyor bu tahmine göre, sizce doğruluk payı nedir arkadaşlar? Bu kadar erken kış tahmini yapıp yayınlamak doğru mudur ? Hiç değilse Kasım ortası gibi yapılsa daha doğru sonuçları olmaz mı ?
Valla kış olacak hemde çok güzel olacak 😉
Kaynak???? 🙂
Biliyorum kızacaksınız ama, kaynak ayva ağaçları 😀 Ben bayağı Şartlandırdım kendimi.
güzel olacak dedim soğuk-sıcak-kurak-yağışlı-sisli olacak demedim 🙂
“Kaynak yok ! Kaynak diye açıklananlarla Türkiye batar!” ..diyenlerin bir kaç ay sonra aynı kaynakları açıkladığı bir ülkede sonbahar kış tahminleri için kaynağımız ayvadır..nardır..palamuttur..hamsidir..ve ama sonunda ElNino arkadaşın da dediği gibi “çok güzel günler göreceğiz çocuklar..” dizesidir!
Bu arada Mikdat Hoca’nın çevirisini yaptığı “Meteoroloji” kitabı sonunda masamda..kitabı iyi ki ısmarlamışım..nerdeyse tamamıyla ABD hava ve meteoroloji kitabı!Sayesinde bu memleketimin yani mutsuzluklar ülkem Türkiye’nin havasından sıyrılıp türlü değişik koşulların hüküm sürdüğü ABD meteorolojisiyle kafa dağıtıyorum şimdilik!Darısı tamamen bizim coğrafyanın meteorolojisinin anlatıldığı “Hava Delileri” imzalı kitaba Ozan Hocam..yönetim kurulu..size diyorum! :))
Ozan hoca yazsa harika olur.
Bence ilerleyen yıllarda yaşanılan sistemler hakkında bir kitap yazılabilir. olayların nasıl geliştiği anılar filan. sinoptik anlatılır filan harika olur 🙂
El-nino sebebiyle basınç yerleşimlerinin kararlı kalacağı varsayılmış olabilir mi?
Kasım ayında bir tahmin daha yayınlıyorlar diye biliyorum. Bu ön tahmin. Zaten geçen seneki asıl kış tahminlerini 8 Kasım’da yayınlamışlar.
Blog sayfalarını geçen sene Ekim başından Kasım ortasına kadar taradım. Geçen sene Avrupa tahminini 8 Kasım’da yapmışlar. 8 Kasım’dan önce bir tahmin yayınlamamışlar. Bu sene tahmini 3 hafta önce yayınlamış oldular ve bir güncellme yaparlar mı emin değilim.
Bu bir yana, AccuWeather niçin böyle hip oldu onu da anlamıyorum. Geçen seneki tahminlerinde (http://www.accuweather.com/en/weather-news/europe-winter-2014-2015-forecast-snow-cold/36777733) Türkiye’den hiç bahsetmemişler bile ama forumlarda çok iyi tutturuyor geyikleri yürüyüp gidiyor. 2014-15 kışı Balkanlar tahminleri ise bence tutmadı. Almanya’da doğup Avusturya, Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan, Romanya hattında ilerleyen Tuna nehri su seviyesi ilkbahar-yaz döneminde ortalamaların çok altında kaldı. Halbuki dedikleri şunlardı: “Another area that can expect more significant snowfall is the Alps, with the most impressive snowfall expected in the Swiss and Austrian Alps.”, “This winter, an active storm track and cold air will promote frequent big snow events for the Pyrenees, Alps and the mountains of the Balkan Peninsula.”
Kendilerinin hava tahmini namına üretimlerinin %98’i ABD üzerine. Avrupa-Asya’yı sanki hobi olarak eğlencesine yapıyorlar.
Konuyla ilgili Ağustos başından bir haber:
European river cruises ruined by insanely low water levels
http://www.marketwatch.com/story/your-river-cruise-may-be-about-to-get-ruined-2015-08-05
Accuweather’in mevsimlik tahminlerini 2011 sonbaharindan beri takip ediyorum. Tahmin basarilari cok yuksek olmakla beraber, genelde ekim sonu, kasim basi gibi bir tahmin yayinlarlardi, kasimin ilk haftasinin sonlarina dogru ise nihai tahmini yayinlarlardi. Bu sene on tahmin biraz erken yayinlandi. Bu on tahminin erken yayinlanmasi acaba tahmin usullerinde bir degisklik mi yaptilar diye bir kusku uyandirdi bende. Yani usul degisikligi derken; alisilmisin disinda bir uygulama yaparak, tahmini erken yayinladilar ve gecmis senelerdeki gibi son olarak bir nihai tahmin yapmayip da tek bir tahmin yaptilar ve bu yaptiklari tahmin de nihai tahmin mi acaba. Bilgisii olan var mi?
Espri bir yana 15 gün sonrasında bile, 180 derece dönen bir tahmin sisteminde mevsimlik tahmin yapmak, fala inanma ama falsız da kalma sözüyle eş bir yaklaşım. Normalden soğuk yada sıcak beklentisine girip moralimi bozamam. Bulunduğum bölge zaten kar için zor bir Coğrafyada. En iyisi yaşayıp görmek.
Katılmıyorum, mevsimlik tahminlerle günlük haftalık tahminler için çok farklı veriler vs kullanılıyor, son derece bilimsel yöntemler, yıllara dayalı araştırmalar derlenip toparlanıyor, ayrıca başarı oranları da fena sayılmaz. Tabi moral bozup bozmamak kişisel bir mesele, netice de bu tahminler kabataslak fikir veriyor, sıcak geçen bir ocakta, şubatta 2-3 günlük kar fırtınası her şeyi unutturur.
Sanırım halihazırda çalışıp da verileri halkla paylaşılmayan Bursa ve Afyon radarları var?
Medeniyetin beşiği Bağcılar’a meteoroloji istasyonumu tam anlamıyla kurmuş bulunmaktayım. Erdem hocamı biraz rahatsız ettim ama buna değdi 🙂 Vatana millete hayırlı olsun.

http://www.wunderground.com/personal-weather-station/dashboard?ID=ISTANBUL170
İstasyon linkimde bu
internete yayını bilgisayar üzerinden mi veriyorsun , bende binbir zorlukla , acu-rite 1036 modelini aldım cihaz çok hoş , ama wunderground a aktarım için pc bağlantısını kullanıyorum ama pratik olmuyor.
Suanlik bilgisayardan aktarim yapiyorum bir cozum bulana kadar
Tuzla’da 1 saattir tam manasıyla yer yerinden oynuyor. Balıkesir’den Karadeniz’e uzanan cephenin kaymağını yiyoruz.
Mevsimin ilk atarlı sistemi 26 Ekim gibi sinyal veriyor. Aklıma ekim 1987’de Ankara Bilkent’te yağan kar ve İstanbul’a dönüşteki beyaz tepeler geliyor. Bakalım 30 sene sonra tekrarlanacak mı ?
Evet 20 Ekim sonrası gayet aksiyonlu görünüyor. İstanbul için 850 hPa’yı -9’a indiren senaryolar bile var.Bakalım neler olacak.
Daha çok var ama ab çok batıda 😦
30 Ekim 2003 tarihinde İzmit şehir merkezi 2-3 dereceleri görmüştü. Muhtemelen bir kaç kar tanesi de düşmüş olmalı. Umuttepe Kampüsü filan bembeyaz olmuştu. Sistem beklendiği gibi gelsin, karşılamak için Kartepe’ ye çıkacağım.
Kuru ve soğuk. Alırım bir dal.
Gfs Trakya’ya kar verdi. 😀
Kutbi girdap çıldırdı 😀
Geri aldı. 😦
Dün öğleyin İzmit’te ciddi bir optik hadise olayı yaşandı. 22 derecelik standart hale görüntüsü gibi görünüyordu ama halenin tepe noktasında sola ve sağa kaçışlar göze çarpıyor. Bu hale türünün “Suncave Parry Arc” olduğunu sanıyorum. Atmosfer Optiği Grubu’ na ve Atoptics sitesinin yöneticisine fotoğrafı gönderdim. Onlardan teyit almayı bekliyorum. Parry Arc nadir bir hale türü diye geçiyor. Sezonun ilk belirgin halesinin nadir bir tür olma ihtimali beni heyecanlandırıyor.
Bunun “Circumscribed Halo” olduğuna emin oldum. Türkiye’ de önceden fotoğraflandığını sanmıyorum. http://www.atoptics.co.uk/halo/circsalt.htm
Atoptics sitesi yöneticisi Les Cowley, 8 Ekim 2015′ te görüntülediğim optik hadisenin Circumscribed Arc olduğunu doğruladı.
Benim halemi tanımlamak için yaptığı ve benimle paylaştığı iki görseli de ekliyorum.
Sezonun ilk karıyla yakından birbirimize bakıştık.
Lokasyon Ayder’in yüksekleri
Her yerden Gol haberleri gelmeye başladı Palandöken, Hakkari Yüksekova Dağları darısı Uludağ’ın başına diyelim
Yeni fark ettim. Bu yaz Konya’da maksimum sıcaklık ortalaması 17 yıl sonra ilk defa mevsim normallerinin altında gerçekleşmiş. Fakat atmosfer bunun acısını Ağustos sonu ve Eylül ayında misliyle çıkardı 😀 Hiç öyle serin bir yaz olarak hatırlanmayacak bu yaz.

Istanbul Bagcilar’da caddeyi su goturuyor ilk kez bu denli siddetli bir yagmura uyandim.
Pazartesi gunu Istanbul’da acayip hava olaylari olucak gibi gorunuyor.
Öncelikle herkese merhaba. Yeni bir kış dönemine yaklaşıyoruz yavaştan herkesin gönlünce bir kış geçirmesi dileğiyle…
Beypazarı’nda son birkaç gündür Sonbahar iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladı, kapalı puslu ve sprey hafif tarzı yağmurlar birkaç gündür baskın. Haylide serinledik geceler üşütüyor artık.
Bugün İzmit’ te yağmur beklenmiyordu. Bu yüzden sabah kalkınca havanın kapalı olmasına şaştım. Radara bakınca üzerimize doğru güdümlenmiş DEY bantlarını fark ettim. Öğleden sonraya kadar aralıklarla şakır şakır yağdı. Bazı zamanlar sarılı kütleler geçerken ciddi su birikintileri oldu. Muhtemelen su baskınları yaşanmıştır. Sabahtan DEY bandının dağıldığı öğleden sonraya kadar ne kadar yağdı bilmiyorum ama sadece bugün 20-30 kilo yağmıştır. Radara göre bulutlar Kartepe’ den ayrılmadı. Şehir merkezinde bu kadar yağdıysa oraya da 80-100 kilo yağmış olmalı. Piyangodan çıkan bu yağış oldukça iyi geldi.