
HALK ÖZETİ
- Sıcaklıklar lodos-poyraz döngüsü ile inişli çıkışlı seyredecek. Ortalamada, ülkenin batı yarısında normaller civarında, doğusunda ise normallerin biraz üzerinde olacağını düşünüyoruz. Trakya normalin biraz altında da kapatabilir.
- Yağışların yurdun büyük bölümünde mevsim normalleri civarında, Akdeniz, İç-Batı Anadolu ve Batı Karadeniz’de normallerin üzerinde; Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusunda normallerin altında olacağını tahmin ediyoruz.
- Kar açısından en şanslı bölgeler, İç-Batı Anadolu, Batı Karadeniz, ayrıca Doğu Akdeniz’in ve Marmara’nın yüksekleri olacak. İstanbul ve Ankara’da en az bir büyük (günlük hayatı olumsuz yönde etkileyecek) karlı sistem görülme ihtimali bir hayli yüksek. İzmir’in işi her zaman olduğu gibi zor, ama bu sene beklediğimiz basınç yerleşimleriyle İzmir’de de yere kadar ulaşan kar taneleri görülebilir 🙂
TEKNİK ÖZET
- Kurumsal tahminler birbirini tutmuyor ve/veya sinyaller zayıf.
- Var olan sinyaller birbiriyle çelişiyor. Örneğin, La Nina pozitif AO/NAO (Türkiye’nin Karadeniz hariç daha seyrek ve az yağış alması) durumunu desteklerken, ECMWF uzun vade tahminleri ile güneş aktivitesi verilerinin ani stratosfer ısınması (negatif AO/NAO) olabileceğine işaret ettiğini görüyoruz.
- Dolayısıyla, faktörlerin birinin o yandan birinin bu yandan çekmesinden ötürü, AO/NAO endekslerinin nötre yakın seyredeceği tahminini yapıyoruz. Bu, Türkiye genelinde kar yağışı için en uygun şartlara yol açar. Çünkü ne aşırı negatif AO’nun ılık şartları, ne de aşırı pozitifin kuraklığa yol açan etkisi görülmez. Fakat her yere (özellikle kıyılara) kar yağacağının bir garantisi kesinlikle yok, çünkü küresel ısınma şartlarında havanın yeterince soğuk olması genellikle zor.
- Sibirya Yüksek Basıncı’nın bizi etkileme ihtimalinin bu sene -en azından geçtiğimiz senelere nazaran- biraz daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Uzun vadeli model çalıştırmalarında bu tip sinyaller mevcut.
- Ufak bir stratosferik ısınma ile AO-NAO endeksleri negatife dalıp sonra pozitife çıkabilir – bu da yine Türkiye’nin kar şansını arttırır.
- Orta ve Doğu Avrupa’da zaman zaman yüksek basınç hakimiyeti olacağını ve bu yüksek basıncın kuzeye ve kuzeydoğuya geçen seneye göre daha rahat tırmanarak kuzey enlemlerde biriken soğuk havayı bize indireceğini söyleyebiliriz. Nötr AO/NAO’nun sonucunun bu olması gerekir.
- Hem Orta Akdeniz’den sistem alacağız, hem de kuzeyli soğuğa tepki olarak Girit civarında, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de oluşacak siklonlardan faydalanacağız. Bu siklon hareketliliği nedeniyle havanın genellikle dinamik bir seyir izleyeceğini, sıcak-soğuk ve lodos-poyraz geçişlerinin arasındaki sürelerin kısa olacağını söyleyebiliriz.
—————–
Sevgili takipçiler, haftalardır merakla beklenen ‘Geleneksel Havadelisi Kış Tahmini’ ile karşınızdayız. Bu sene biraz geç kaldığımız doğru, lütfen kusurumuza bakmayın.
İtiraf etmek gerekirse, Türkiye için kış tahmini yapmanın (ve yapılan tahmini okumanın) keyfi yıllar geçtikçe azalıyor. Sebebi malum: Küresel ısınma ve iklim değişimi… Evet zamanında biz de burun kıvırdık, “yek yeaa o kadar da olmaz, daha neler” dedik, ama bilim acımasız şekilde haklı çıkıyor. Gözlemler, Türkiye’nin de içinde bulunduğu kuşakta kış sıcaklıklarının arttığına, buna bağlı olarak da kar yağışlı ve karla örtülü gün sayısının azaldığına işaret ediyor. Kar örtüsünün oluşmamasından (ve ilaveten az yağmur + aşırı sıcak/kuru havadan) kaynaklanan kuraklık ciddi bir tehdit haline geldi. Daha kötüsü, bu trend çok büyük olasılıkla böyle devam edecek. Kağıt üzerinde eylül sonbahara, aralık kışa ait olsa da; eylüller yaz, aralıklar sonbahar gibi geçmeye, kış havası ocak ayına sarkmaya başladı. Kış tahmini için pek acele etmememizin bir sebebi de bu. Anlayacağınız, can sıkıcı tonla şey var. Şimdi biz mesela tahminci olarak “önümüzdeki kış Ankara’ya bol kar yağacak” desek, gerçekleşmesi -eskiye nazaran- epey düşük bir ihtimalden bahsetmiş olacağız. Demesek, sizler tahmini okumak istemeyeceksiniz.
Peki hiç mi olumlu bir şey yok? Elbette var. “İklimin bir yıldan ötekine gerçekleşen doğal değişkenliği” yerli yerinde duruyor örneğin. Bu şu demek: Uzun dönemli eğilim sıcaklıkların ve kuraklığın artması yönünde olsa da; arada bazı kışlar eskisi gibi soğuk, karlı ve/veya bol yağışlı geçecek, kaçarı yok. Bunu büyük ölçüde, Türkiye’deki kışların yazlardan çok daha değişken olmasına borçluyuz. Yani aşırı sıcak olmayan bir yaza denk gelme ihtimalimiz artık maalesef epey düşükken, gayet soğuk bir kışı pekala yine yaşayabiliriz. Son örnekler 2012 ve 2017 kışlarıdır (ilginç olan bunların arasında 5 yıl olması, 2017’ye de 5 eklerseniz 2022 ediyor, Havadelisi’nin ikibinyirmiikinci yılı kutlu olsun).


Özellikle kar sevenler açısından olumlu olan başka bir husus da, karlı gün sayısı azalırken kar yağışı şiddetinin artıyor oluşu. Peki bu ne demek? Artık kar görmek için daha uzun süre bekliyorsunuz, ama gördüğünüz zaman beklediğinize değebiliyor. Isınan hava ve deniz, özellikle denize yakın yerlerde yağışın kar olarak düşmesini zorlaştırıyor, ama olur da eskisi gibi çok soğuk bir hava kütlesi gelecek olursa, ılık denizden gani gani çıkan su buharı şiddetli kar olarak düşüyor. Bu hadise son yıllarda dünyada birçok yerle birlikte bizde de görüldü ve kısa süre (birkaç gün) içinde oluşan kar kalınlığı bakımından rekor değerler ortaya çıktı. Yağış şiddetlerinin (kısa süre içinde düşen yağış miktarlarının, sellerin, aşırı karların) artması, küresel ısınma sonucu hızlanan su çevrimi ile ilgilidir.
Yani neymiş? Evet maalesef ısınıyoruz, kar olasılığı azalıyor, kuraklık riski artıyor. Ama, hem arada soğuk ve/veya bol yağışlı kışlar yine olacak, hem de ılık bir kış yaşanırken birkaç günlüğüne gelecek o sert soğuk çok şiddetli kar yağışlarının görülmesine neden olacak. Peki bu kış olacak mı bunlar? Buyrun inceleyelim.
NELERE BAKIYORUZ ?
Türkiye’de kışın nasıl geçeceğini tahmin etmeye çalışırken, Kuzey Yarımküre’deki ve Dünya’daki durumu (en azından bazı kısımlarını) özetleyen çeşitli iklim parametrelerini kullanıyoruz. Bunlardan en önemlileri (ve en tahmin edilebilir olanları) Arktik / Kuzey Atlantik Salınım (AO-NAO) endeksleri ve ENSO’dur (El Nino/La Nina). Aslına bakarsanız, Türkiye’nin örneğin kış sıcaklıklarında en belirleyici olan iklim paternine Doğu Atlantik / Batı Rusya (veya Kuzey Denizi – Hazar) paterni deniyor, ama bunun tahmin edilebilirliği maalesef çok düşük. Mevsimlik tahmin yaparken elinizi kolunuzu bağlayan şey tahmin edilebilirlik (predictability)’dir. Yani öyle her şeyi tahmin edemezsiniz.
Kurumsal tahminler (mesela ECMWF’ninkiler), genelde hava/iklim modellerinin birçok farklı şekilde (demet/ensemble) çalıştırılması ve bunların bir ortalamasının oluşturulmasıyla elde ediliyor. Bu model çıktıları, önceki paragrafta saydığım parametreler bakımından da değerlendiriliyor. Yani, örneğin ECMWF, NAO’nun hangi fazına işaret etmiş? Başka kurumsal model çıktıları da aynı fikirde mi? Geçen ay sunulan çıktılarla bu aykiler örtüşüyor mu? Bu soruların cevapları bize, önümüzdeki kış için var olan sinyallerin gücünü ve güvenilirliğini gösteriyor.
Bunların yanında, son yıllarda önemi birçok çalışmayla gösterilmiş olan, Arktik bölgedeki deniz buzu alanı/miktarı, Ekim ayı Sibirya kar örtüsü, Güneş aktivitesi seviyesi gibi başka önemli iklim parametreleri de var.
KURUMSALLAR

Yukarıdaki görselde, 8 ayrı kurumun önümüzdeki Aralık-Ocak-Şubat ayları için yapmış oldukları 500 hPa yükseklik tahminlerinin ortalaması var. Harita, 500 hPa yüksekliğinin normalin üstünde mi altında mı olacağının bir olasılığını veriyor. Sağlam bir anomali (yani koyu bir renk) gördüğümüzde bunu sağlam bir sinyal olarak yorumlayabiliriz. Fakat maalesef, Avrupa Kıtası için kuvvetli bir sinyal alamıyoruz. Bununla birlikte, -zayıf da olsa- Balkanlar merkezli ve neredeyse tüm kıtayı kaplayan bir yükseklik anomalisi var, buna Orta Akdeniz ve Karadeniz üzerinde zayıf bir deniz seviyesi yüksek basınç anomalisi de eşlik ediyor (aşağıda):

Bunlara eşlik eden yer seviyesi ve 850 hPa sıcaklık anomalisine baktığımızda (aşağıdaki iki harita), herhangi bir yerin normalden soğuk tahmin edilmediğini görüyoruz (küresel ısınmanın boyu devrilsin). Bu demek oluyor ki 500 hPa haritasındaki ılık renkler de büyük ölçüde sıcaklıkların yüksekliğinden kaynaklanıyor (bir hava sütununun sıcaklığı yükselince içindeki basınç seviyelerinin yüksekliği de artar… hadi bunu da öğrendiniz). Geriye sadece, sarıyla belirtilen basınç anomalisi kalıyor (yukarıdaki harita), ki bu da çok zayıf bir sinyal. Yani, kurumlar ortalaması bize basınç dağılımı ve sistemlerin rotası hakkında hemen hiçbir fikir vermiyor. Hay sizin yapacağınız işi, deyip devam edelim.


Kurumların yağış tahminine (aşağıda) baktığımızda da yine net bir sinyalle karşılaşmıyoruz (Türkiye üzerindeki kuraklık sinyali çok zayıf)

Yukarıdaki kurumsal ortalamaya dahil edilmeyen kurumsal tahminler de var. Bunlardan bir tanesi, NCEP’in -tahminleri pek tutmayan- CFSv2 modeli (aşağıda). Avrupa’nın en soğuk (yani, eski iklime göre normal) yeri olarak Türkiye’yi göstermiş, fakat maalesef kuraklık da vermiş. Bu görüntüde Karadeniz Kıyıları çok iyi kar alır ama Türkiye susuz kalır. Gerçekleşsin istemeyiz (merak etmeyin gerçekleşmez).


IRI’nin tahminlerine baktığımızda da yine, özellikle Türkiye için zayıf sinyaller görüyoruz. Doğu’daki ve İstanbul’daki kurak alan ise hoş değil (aşağıda).


Tüm bu kurumsal tahminler, gerek genel eğilimleri, gerekse de sinyallerinin zayıflığı itibarıyla geçen senenin tahminlerine benziyor. Peki geçen sene ne oldu? Bir “ani stratosfer ısınması” sonucu tüm tahminler çöpe gitti ve Kuzey Avrupa’da son 10 yılın en soğuk ocak ve şubat ayları yaşandı. Onun için, kurumsalları pek sallamama hakkımız var.
ANİ STRATOSFER ISINMASI (SUDDEN STRATOSPHERIC WARMING, SSW)
Peki bu sene ani stratosfer ısınması (SSW) meydana gelebilir mi? Stratosfer ısınınca yer seviyesi geniş bir alanda soğuyor. Troposferdeki batı-doğu doğrultulu rüzgarların (zonal wind) eğilimi bu konuda fikir verebilir (aşağıda):

Geçen sene bunu birkaç hafta önceden tahmin etmede en başarılı kurum olan ECMWF, Aralık ayı ortaları için yine bir sinyal vermiş, ancak çok kuvvetli bir sinyal değil bu. Yine de, böyle bir sinyalin varlığından yola çıkarak (ve güneş döngüsünün dip kısmının yeni bitmiş olmasından ötürü [aşağıda ayrıntılı olarak var]), önümüzdeki kış, en azından ufak çaplı bir strastosferik ısınma / kutupsal girdap yer değiştirmesi olayı mümkündür diyelim. Bu gerçekleştiği zaman soğuk hava genelde Batı ve Kuzey Avrupa’yı etkiliyor ama olsun, en azından bizde de, Akdeniz siklonlarını güçlendirerek yağışları arttırmaya yarar.
ENSO (EL Nino / La Nina)
Tahmin edilebilirliği bir hayli yüksek olan bu hadisenin önümüzdeki kış için beklenen durumuna bakalım.

Geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sene de negatif bir seyir var, yani La Nina şartları mevcut. El Nino ve La Nina’nın Avrupa’ya ve Türkiye’ye ancak dolaylı etkisi olsa da, La Nina’nın Türkiye’yi daha kurak yaptığını gösteren bazı çalışmalar var. La Nina yıllarında ani stratosfer ısınmasının görülme olasılığı daha düşük, dolayısıyla AO ve NAO endeksleri daha çok pozitife meylediyor (o yüzden bizde yağışlar azalıyor). Peki geçen sene neden stratosfer ısınması sonucu son 10 yılın en soğuk şartları oluştu Kuzey Avrupa’da? Bilmiyoruz. Demek ki sadece El Nino / La Nina ile her şeyi açıklayamıyoruz.

EKİM AYI SİBİRYA KAR ÖRTÜSÜ
Bu, ‘normale yakın’ seyrettiği için kış tahmininde ciddi bir rol oynayamacağı yazılmış, uzmanı tarafından (link).
GÜNEŞ AKTİVİTESİ
Güneş lekesi sayısının dibe vurduğu 2008-2009 yıllarından hemen sonra gelen 2010 ve 2011 kışları, Avrupa’da zaman zaman çetin kış şartlarıyla geçmişti. Bu, zayıf güneş aktivitesine tepki olarak AO-NAO endekslerinin de dibe vurmasıyla, yani kutup girdabının zayıflayıp soğuk havayı aşağı enlemlere salmasıyla ilişkili idi.
Ne ilginçtir ki, 2010’dan tam bir güneş döngüsü kadar (11 yıl) sonra, yani 2021’de, -daha çok kuzeyinde olmak üzere- Avrupa’da yine negatif AO’ya bağlı olarak şiddetli soğuklar görüldü. Aşağıdaki grafik gösteriyor ki, eğer bu tip periyodiklik mevcut ise, güneş aktivitesinin etkisi 2022 kışına da sarkabilir.

Bunun beklenen etkisi, Türkiye’de havanın genelde daha ılık olmasıdır. Fakat bununla birlikte özellikle Ege ve Akdeniz’de, ayrıca iç bölgelerde yağışların artmasını, ve Avrupa’dan soğuk hava kaçağı olduğu takdirde bunun şiddetli biçimde gerçekleşmesini bekleriz (mesela, 22-25 Ocak 2010 sistemi).
TEKNİK ÖZET
- Kurumsal tahminler birbirini tutmuyor ve/veya sinyaller zayıf.
- Var olan sinyaller birbiriyle çelişiyor. Örneğin, La Nina pozitif AO/NAO (Türkiye’nin Karadeniz hariç daha seyrek ve az yağış alması) durumunu desteklerken, ECMWF uzun vade tahminleri ile güneş aktivitesi verilerinin ani stratosfer ısınması (negatif AO/NAO) olabileceğine işaret ettiğini görüyoruz.
- Dolayısıyla, faktörlerin birinin o yandan birinin bu yandan çekmesinden ötürü, AO/NAO endekslerinin nötre yakın seyredeceği tahminini yapıyoruz. Bu, Türkiye genelinde kar yağışı için en uygun şartlara yol açar. Çünkü ne aşırı negatif AO’nun ılık şartları, ne de aşırı pozitifin kuraklığa yol açan etkisi görülmez. Fakat her yere (özellikle kıyılara) kar yağacağının bir garantisi kesinlikle yok, çünkü küresel ısınma şartlarında havanın yeterince soğuk olması genellikle zor.
- Sibirya Yüksek Basıncı’nın bizi etkileme ihtimalinin bu sene -en azından geçtiğimiz senelere nazaran- biraz daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Uzun vadeli model çalıştırmalarında bu tip sinyaller mevcut.
- Ufak bir stratosferik ısınma ile AO-NAO endeksleri negatife dalıp sonra pozitife çıkabilir – bu da yine Türkiye’nin kar şansını arttırır.
- Orta ve Doğu Avrupa’da zaman zaman yüksek basınç hakimiyeti olacağını ve bu yüksek basıncın kuzeye ve kuzeydoğuya geçen seneye göre daha rahat tırmanarak kuzey enlemlerde biriken soğuk havayı bize indireceğini söyleyebiliriz. Nötr AO/NAO’nun sonucunun bu olması gerekir.
- Hem Orta Akdeniz’den sistem alacağız, hem de kuzeyli soğuğa tepki olarak Girit civarında, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de oluşacak siklonlardan faydalanacağız. Bu siklon hareketliliği nedeniyle havanın genellikle dinamik bir seyir izleyeceğini, sıcak-soğuk ve lodos-poyraz geçişlerinin arasındaki sürelerin kısa olacağını söyleyebiliriz.
Müthiş bir yazı olmuş. Teşekkürler.
Aydından yazıyorum. Bu sene özellikle geçen seneye göre bariz yağışlarda artış var. Umarım uzun süre böyle gider. Kışları yağış görmemek artık korkutur oldu.
Emeğinize sağlık. Efsane ötesi bir kış olur inşallah 😀
teşekkürler emeğinize sağlık
Zaman ayırıp bizler için böyle bir yazı hazırladığınız için çok teşekkür ederim. İnşallah bol yağışlı bir kış olur.
Emeklerinize sağlık. Bu sefer çok bekledik ama yine dolu dolu ve doyurucu bir tahmin olmuş. Umarım havanın döndüğü zamanlarda soğuk ile kar yağışını çakıştırabileceğimiz bir kış yaşarız..;)
Emeği bol, çok başarılı bir çalışma olmuş. Bu sene inşallah yine bir Godzilla canlı yayını yapılır ve zevkle izleriz. Küresel Isınma Hevesimizi kırmasın her daim heyecanımız devam etsin.
Emeğinize sağlık, beklediğimize değdi.
Emeklerinize sağlık, yürekten katılıyorum. Eski kışları görmemiz artık çok geç. Küresel ısınma gerçeği son yıllarda kendini göstermeye başladı.
Benim için bu tahmin yok hükmündedir tanımıyorum
Elinize sağlık 😦
Senin oraların kış tahmininde orman yangını riski görünce güldüm. 😀
Soğuğa tepki Girit dedi Girittt.😍
Egelilerin tahminden cımbızlayacağı kısım. 😂😂
Dipnot: Hiç bu kadar açıklayıcı ve öğretici bir kış tahmini okumamıştım. Emeğinize vaktinize sağlık.👏
doğu anadoluda kuralık tehlikesi var diyosun merkezde 2 günde bir 2metre kar yağıyor