Onur Kapucu’nun yazısı…
——–
Siteyi yakindan takip edenlerin bilecegi uzere, bir suredir ABD’nin kuzey eyaletlerinden Michigan’da yasiyorum. Ve yine takip edenlerin bilecegi uzere ABD gectigimiz 2 kista da kelimenin tam anlamiyla buz tuttu.
2014: Polar Vortex ve arkasi kesilmeyen soguklar
Resimde gordugunuz 7 Ocak 2014 sabahina ait hissedilen sicaklik haritasi. (Not: Fahrenheit cinsindendir.)
Aslinda hep merak ederdim bu kadar sogukta ne oluyor, nasil hissediliyor diye. Ah bu merakim… O sogukta gecenin en soguk oldugu saatte giyinip disarida bir yuruyus yapacak kadar cilgin oldugum vakitler… Tabii tatsizliklar basliyor tam bu esnada. Arabanin akusu donmasin diye gece 2’de 15 dakika calistirmama ragmen sabah 7’de akuyu bitmis vaziyette buluyorum. Bitmekle kalmamis, donmus. Bu hikaye cok uzun. O sogukta butun gun disarida gecti. Soguktan dudagim kaniyordu en son. Yetmedigi gibi, ayni gunun gecesi, akuyu takmis bir sekilde yardimci olan arkadasla eve donerken buzda kayip onun arabasina carpmamla sonlandi.
2015: Gol kiyisina tasinmam ve whiteout’lar
Once bu:
Dikkat ederseniz kafamda deli sorular. “Kisi seviyor muyum?” sorgulanmaya baslamis. Alabildigine bos konusma ve soguktan aptallasma soz konusu.
Sonra da bu:
Izlediginiz bu video bir cumartesi cekildi. Hani kendime zaman ayiracagim, markete gidecegim, sosyallesecegim ya. Hah iste o cumartesilerden biri… O kadar soguk ve ruzgarli ki kar tutmuyor bile. Gölden geliyor ve ucuyor. Karda yuruyus keyfi, kardanadam keyfi falan unutun elbette 🙂 Ayni gun dumduz yolda onumu goremedigim icin yarim metre kara saplandim. Ruzgar tarladaki kari yola yigmis, yolun ortasinda belki yarim metre kar var.
Bu noktada artik soguk ve kar gormek istemiyordum. Tabii ki doga beni dinlemedi ve soguk aylarca surdu.
2015: El Nińo: Sen ne guzel seysin
Nedir bu El Niño? Pasifik Okyanusu’nun Ekvator bolgesindeki bir atmosfer-okyanus olayidir. En belirgin ozelliklerinden biri, Ticaret (Alize) Rüzgarlari’nin zayiflamasiyla gorece sicak sularin batıya taşınmayarak okyanus yüzeyinde, daha çok dogu tarafta birikmesidir.
Peki bu ne demek? Hava olaylarinin buyuk olcude deniz/okyanus akintilarindan ve sicakliklarindan etkilendigi bilgisini verelim oncelikle. Dolayisiyla bu capta bir degisim Pasifik’e kiyisi olan ulkeleri dogrudan, olmayanlari ise dolayli olarak etkiler. Siddetli bir El Niño (şiddeti onemli bir faktor) Pasifik uzerindeki Ekvatoral Jet Akintilari’nin Amerika Kitasi’nin normale gore daha guneyinden cikmasina ve Pasifik uzerine bir Alcak basinc yerlesimine sebep olur. Bunlar da Kutup Jet Akinti’larinin kitanin oldukca kuzeyini takip ederek donuslerini tamamlamalarini saglar. Bu durumda soguk havanin guneye inisi daha ender bir hal alir ve ilik bir kis yasanir.
Ve?
Iste tam olarak da bu oluyor. Burada gecirdigim, tarihi olarak nitelendirilen 2 kisin ardindan bir Super El Niño yili yasiyoruz. Sicakliklar ABD’nin bircok yerinde ortalamalarin çok uzerinde seyrediyor. Ve ben dahil etrafimdaki hic kimse bundan sikayetci degil!
Onur hocam bir kar delisi değil artık ılıkcıreyiz’in beynini yıkadığı bir ılıkçı olmuş. Yoksa bir kar delisi kar yağışına doymaz. Ilıkçıreyiz’in küresel planı bu olmalı önce zayıfları (-Acaba ılık hava daha mı iyidir???) diye kendi içinde düşünenleri, kararsız olanları, kar sevdası güçlü olmayanları Kuzey Amerika’ya yollayıp ılıkçı yapmak.
Hatirlatmamak olmaz 🙂
http://blog.milliyet.com.tr/kanada-ya-tasinan-bir-izmirli-nin-gunlugu/Blog/?BlogNo=235967
Haha hatırladım ve iyi güldüm 😂
Bi biz doyamadık şu soğuklara. 😦
Yanılıyorsunuz…hem de soğukçular olarak kıskançlıkla yanılıyorsunuz… :))
Onur hocanınki doymak değil…soğuğun getirdiği ve o kalpleri yürekleri donduran kar kış kıyamet iklimi içinde bir arayış..ve giderek vakur bir duruş…Ilıkçı felsefenin o ruhları ısıtan yumuşacık ellerine kendini bırakış hali… :))))
Hoş geldin ya şehri ılıman Michigan….
Not: Moda için bu sene sadece “rent a kar” olur..olursa :))) anladın sen onu Ozan Hocam!
Yağmur da mı yok?
Ulan arkadaş, Amerika aşırı soğuk kış geçirir, bizim istihkakı da onlar almış deyip üstüne bir bardak su içeriz. Bu sene bari ılıkçısınız etmeyin eylemeyin. Yemeyin şu garibanların hakkını. Nereye sakladıysanız çıkarın şu Kutup girdabını. 😀
Bu kadar çile, bu kadar eziyet.. Şu an ağlıyorum biliyor musun… 😀
Doymuşluk bu olsa gerek 🙂
Güzel yazı olmuş. Ellerine sağlık Onur.
Felsefi çıkarım: Doymak, kötü bir şeydir 🙂