1992 Ocak Ayı


1992’nin Ocak ayı Türkiye iklim tarihinde çok önemli bir aydır. Pinatubo Yanardağı’nın patlamasıyla tetiklendiği düşünülen ve bir atmosfer anormalliği olarak görülen aşırı ve sürekli pozitif NAO sebebiyle, bu ay boyunca Türkiye’ye Orta Akdeniz üzerinden tek bir alçak basınç (siklon) dahi gelmedi. İzmir’e bir damla yağmur ya da bir kar tanesi düşmedi. Sürekli Karadeniz üzerinden gelen soğuklar, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde deniz etkisiyle kar yağışlarına yol açtı. Aynı soğuklar Akdeniz’in en doğu kısmında da alçak basınçların türemesine neden oldu, bu alçak basınçların bir tanesi Adana’ya bile tarihinin en önemli karlarından birini yağdırdı… (bu sayfayı zenginleştireceğiz)

Reklam

1992 Ocak Ayı” üzerine 10 düşünce

  1. selimsaner (Kozyatağı, 40 m)

    Ben 1979 Ekim ayından 1991 Şubat ayına kadar sürekli hava gözlemlerimi kayıt etmiştim. İş hayatına başlamam sebebiyle, bu hobimi sonra terk ettim (2008’den beri, ise DMİ’nin verilerini internetten alıp excel’e kopyalıyorum). 1992 yılıda Basın expres yolu üzerinde, şimdilerde 212 AVM’nin olduğu yerde bulunan bir fabrikada çalışmaya başlamıştım. O dönemde, Pangaltı’da oturmama rağmen, hafta içi pek çok gün Bakırköy’de kalıyordum. O sıralarda, Şirinevler’den içeri girdikten biraz sonra boş arazilerin bol olduğu, şimdi isimlerini tam hatırlayamadığım (soğanlı, yayla olabilir) semtlere ulaşılırdı. Bakırköy gibi kar yağışının, İstanbul’da en son uğradığı yerlerden olan Bakırköy’de yüksek kar örtüsüyle uyandığımızı ama çok çabuk erimenin geldiğini hatırlıyorum . Ancak bahsettiğim semtlere geldiğimizde, karın yerde sertleştiğini, hava sıcaklığının don seviyesinin altında olduğunu görüyordum. Fabrikada çalışanlar, genelde o bölgede oturan insanlardı. Çok sık kullandıkları bir söz vardı: “Güneşli , Bakıköy’ün Uludağı’dır.” O zamanlar bütün o semtler Bakırköy ilçesine bağlıydı. Pek çok sefer de, fabrikadan çıkışımızda kar yağdığını, Bakırköy’e yaklaştığımızda, yağmura döndüğünü görmüştüm.O yılın Mart ayında, ben fabrikadayken oynan bir Galatasaray-Werder Bremen vardı. Bir tek Mecidiyeköy’de kar olduğu ve İnönü stadında anda hiç bir şey olmadığı söylenmişti. Hatta Galatasaray İstanbul’ tek kar olan yerde oynayıp, elendiği için çok eleştirilmişti. Ama o gün Mahmutbey’de de kar vardı. Hatta bir akşam çıkışımızı hiç unutmuyorum. O dönem, Mahmutbey-Aksaray bağlantı yolu yeni açılmaktaydı. servis otobüsümüz, Mahmutbey’de şu an Batışehir’in olduğu yerde ilerlerken, birden bir tipi bastırmıştı.Yere düşen her tane erimeden öylece kalıyordu. Benim İstanbul’da pek tanık olduğum bir olay değildi. çok heyecanlanmıştım. Sonra, Topkapı’ya yaklaştığımızda, yağış yağmura döndü. O zaman anladım ki, biz sınırdaki sistemlerde, şehrin içinde yağmur, en fazla sulu kar ile avunurken, o zamanlar, şehrin tenha yerlerinde bambaşka bir iklim vardı.
    Ama artık, yapılaşma öyle bir hale geldi ki, şehrin içi ile dışı arasındaki o dönemki ciddi farklar, çok çok aza indi.

    Cevapla
  2. El NiNo

    Ben bu başlığı yeni gördüm. Bende diyorum neden büyüklerim neden ikide bir 92 92 diyolar bana 🙂 meğersem sebebi buymuş 🙂

    Cevapla
  3. trakya(korhan)

    Kdz Ereğli ve tüm karadeniz sahili için unutulmaz bir kıştı. Hiç bu kadar sık kar yağdığına şahit olmamıştım. Biri gidiyor 2 gün geçmeden, güneş açsa bile zemindeki kalkmadan yenisi direkt kar getiriyordu. Yaşanan tün sistemler en az 15cm yapmadan bırakmıyordu yakamızı. Bazıları 30-40cm yapıyordu. Kaç kez yağdı hatırlamıyorum bile.Zihnimde yer etmiş kısa sürede çok yoğun kar bırakan gökgürültülü sağanaklar bu sezondandır.

    Cevapla
  4. tengizman

    1992 yili (İstanbul’da) unutulmazdi. Hani halk arasinda gunes actiginda; hava kar topluyor birazdan yagar dedikleri olayi en sik gordugum sene ve ay olarak aklimda kalmistir. Ayrica yagissiz gecen 2 gun sonra bile sicaklik degismeyerek bir sonraki yagis direk kar olarak dusuyordu. Erimeyen kar, gunesli bir gun ertesinde yine yogun kar seklinde gidiyordu. Bir de gunduz sicakliklari 0/ -2 arasindaydi, oyle gunes actiginda karin aniden eridigi gunu hatirlamiyorum.

    Cevapla
  5. ekim de kar tutkulusu

    ocak ayından evvel topkapı ve mecidiyeköy’ü etkileyen kısa süreli ama az da olsa birikim yapan kar yağışına tanık olmuştum. tez çalışmamı sonlandırmam gerektiğinden çapa-şehremini’deydim vapur çalışmaz diye bostancı’ya gideceğimden topkapı-kartal arası midibüse bindim. mecidiyeköy’de 2 saate yakın kar altında bekledik. yollar kapalı olduğundan fsm köprüsü’nden bostancı’ya geldik. bir de ne görelim karı boşver hava durgun ve açıktı. Ama 1992 Mart’ı İçerenköy’de günler süren yoğun kar örtüsüyle geçti.

    Cevapla
  6. Ankaragücü

    Sürekli kuzeyli rüzgarlar ile geçen 92 Ocak’ını ben de iyi hatırlıyorum. 91 Aralık’ı aksine 92 Ocak’ında Ankara yoğun sayılacak bir kar almadı. Ama ortalama sıcaklığı uzun süre normalin çok altında seyretti. Bu konuda DMİ uzmanlarının TRT’de yaptıkları yorumları hayal meyal hatırlıyorum. Yine hiç unutamadığım bir TRT anonsu şu olmuştu; “Kastamonu tüm ilçeleri, köyleri ve il merkezi ile kar yağışına yenik düştü”… Gerçekten deniz etkisi ile zaman zaman Ankara’ya da ulaşan kar yağışları özellikle Batı Karadeniz bölgesini felç etmişti.

    Cevapla
  7. anemodulion

    1991 Aralık ayından itibaren Adana’da hava normalden daha soğuktu. 31 Aralık gecesi, yani yeni yıla girmeye saatler kala kent merkezinde karlakarışık yağmur, zaman zaman kar vardı. Bizler alışık olmadığımız için hemen pencerelere koşmuştuk, ben tabii henüz 5 yaşında bir velet olduğum için annem-babam yanımda olmadan ya da onların gözetiminde olmadan dışarı çıkma özgürlüğüm yoktu 🙂 Kar yağışı ne kadar sürmüştü hatırlamıyorum. Fakat azıcık bile olsa tutmamıştı, ki ben çıldırırdım böyle bir şeyin olabilmesi için.
    Bir ay geçti, takvimler 31 Ocak 1992’yi gösteriyordu. O günün sabahı Çukurova Ünv. Balcalı Hastanesi’nde doktor olan dayım iki kuzenimi de alıp bize geldi. Balcalı’da (100 m -150 m arası yükseklikte bir bölge) kar olduğunu ve bizleri de götürmek istediğini söyledi. Bu arada bizim evin olduğu yerde rakım 25 m ve kar namına hiçbir şey yoktu yerde. Ben üşütmüştüm birkaç gün önce. Çok kötü değildim ama anneme göre evden çıkmamam gerekiyordu 😦 Annem sadece ablamın onlarla gitmesine izin verdi. Bir çocuk için büyük yıkımdı, hele de Adana’da yaşayan bir çocuk için.
    Bu fotoğraf o gün dayım tarafından Balcalı Hastanesi civarlarında çekilmiş. Kar kalınlığı 4-5 cm vardır herhalde. Maalesef o karede ben yoktum 😦
    nullbalcalı
    Bunlar da 7 Aralık 1991 ve 29 Şubat 1992 arasında 17350 kodlu İncirlik istasyonunda ölçülen maksimum sıcaklık değerleri;
    17350
    Yukarıdaki tabloda daire içine aldığım tarih 31 Ocak 1992.
    Aşağıdaki tabloda daire içine aldığım günler ise 31 Ocak 1992’yi de içine alan haftadaki minimum sıcaklıklar;
    min
    İncirlik’te herhalde kar yağışı görülmüş olsa bile yerde birikme yapmamış olmalı.
    Fotoğrafın çekildiğini tahmin ettiğim nokta (110 m) ve meteorolojik ölçümlerin yapıldığı İncirlik Hava Üssü (51 m) arasında 5-6 km mesafe ya var ya yok. Bu arada sol altta işaretli olan yer de Adana Meteoroloji Bölge Müdürlüğü’nün yeri (29 m).
    mesafe
    19 yıldır Adana’da görülmüş en ciddi kar yağışı budur. 1992’den sonra da hemen hemen her sene kar yağışları görüldü ama hiçbirinde birikme olmadı maalesef 😦
    Okuduklarıma göre Adana ve Çukurova genelinde en sert kış 1915-1920 arasında Fransız işgali altında yaşanmış. Yağan karın günlerce yerden kalkmadığı yazıyor kimi yerlerde. Fakat hiçbir görsel kanıt yok. Belki de vardır ama ben bilmiyorum.

    Cevapla
    1. Melik Ahmet TAŞTAN

      Çok güzel bir paylaşım. 1992 yılında kar yağan yere götürülmeyişinizi hatırlamanız karın sizin için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Kardelisi olmak da böyle bir şey herhalde. Blogdaki kar delilerine hayranım zaten, 20 sene önceki kar yağışlarını sanki dün gibi hatırlayanlar var. Ben sabah ne yediğimi unutuyorum 🙂

      Cevapla
      1. anemodulion

        😀 Sormayın…Hâlâ içimde uktedir o gün oraya gidememiş olmak. Düşünsenize Adana’da kar topu oynamış olacaktım 😀
        Şans işte…Koca 19 senede bir kere bile böyle olmadı .

        Cevapla
  8. Armando

    Wetterzantrale arşivinden baktığım kadarıyla (o yıllarda yaşamama rağmen çocukluk nedeniyle:) ) gerçekten de kuzey bölgeler için ilk yarısının tatsız ancak sonrasının oldukça hareketli geçtiği ve anormalliklerin de görüldüğü bir ocak ayı olarak tarih sayfalarında yerini almış..

    Cevapla

Yorum yazın...

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s