Blogda yazılan yazılarla doğrudan ilgisi bulunmayan her türlü görüş, açıklama, tahmin, öneri, soru ve eleştirinizi; benle ve diğer okurlarla tartışmak istediğiniz hava/iklim olaylarını bu sayfaya yorum olarak ekleyebilirsiniz. Buraya tıklayarak yorum yazma kutusuna ulaşabilirsiniz. Birisine cevap yazmak istiyorsanız, lütfen cevabı vermek istediğiniz kişinin yorumunun altındaki “Cevapla” düğmesine tıklayın. Cevabın cevabına tıklayarak devam ederseniz yorumlar sağ tarafa doğru yığılma yapıyor ve okunmaları güç hale geliyor. Eski sayfalara yukarıdaki ana menüde Atış Serbest’in altında beliren Arşiv‘den ulaşabileceğiniz gibi, bu sayfada en altta bulunan yorumun sol altındaki Older Comments (eski yorumlar) düğmesini de kullanabilirsiniz. Geçerli ve sık kontrol ettiğiniz bir e-posta adresi vermeniz, şayet daha sonra iletişim kurmamız gerekirse işimizi kolaylaştıracaktır. Teşekkürler.
(Meşhur İngiliz ‘weatherman’ Michael Fish, kariyerinin doruğundayken).


Madem kar yok, madem konu ekonomiden, parklardan, ormanlardan açıldı. Güzel bir video var ekonomiye dair. Bence bir ara vaktinizi ayırıp izleyin. Türkiye ekonomisinin dünü, bugünü ve geleceği ile ilgili ufkunuzu geliştirecektir eminim. https://www.youtube.com/watch?v=HZ_1vFsk38U&feature=share
Birkaç gün önce izlemiştim. Korku filmi gibi. 😦
Tamam öğlen çıktılarıyla kar severlerin moralleri biraz bozuldu ama hiç değilse ayın 23 ü ile birlikte epey uzunca bir süre soğuk tarafta kalacağız diye düşünün. Bu dönem Mart ortalarına kadar sürebilir. Bu arada neler olur, neler biter bugünden bilmemiz çok zor. Bozmayın morallerinizi arkadaşlar. Ayrıca, NASA haritalarında bahsedilen yeşillik çayır çimen değil sanıyorum. Çok emin olmamakla birlikte orman varlığından bahsediliyor.
Sanırım gelecek sistem, bu gece biraz daha netleşerek kendini belli edecektir. Model birliği çok önemli , Ecm namıssızı ne derse o malasef 😊
DEK’lerin işi belli olmaz ama bazı modeller haftasonu için Doğu ve Güney Marmara’ya bölgenin geri kalanından daha fazla yağış vermiş fakat soğuk Doğu Marmara’dan daha erken çekilecek ve üst seviye soğuması birkaç derece daha zayıf. Sıcaklık sorununu yağış anındaki soğuma ve rakım ile kapatırlarsa Güney ve Doğu Marmara sistemi daha karlı kapatabilir. 4 sene Bursa’da yaşamış biri olarak bu ihtimal bana çok zor geldi çünkü Bursa, Kocaeli gibi kuzeyinde dağ bulunan illerin siklon olmadıkça daha az kar aldığını çok gördük ama umarım bu sefer olmaz çünkü haftasonu Bursa’dayım 🙂
DEK için yeterli soğuma kalmıyor maalesef Marmara’nın doğusundan soğuk hava çok çabuk ve erken çekiliyor sanırım kar haritalarına inananlar çok yanılacak ECM için yaptığım yorumda bunu ECM çok daha önceden görmüştü bu erken çekilmeyi.Bence arkasında çok daha kuvvetli soğuklar yok en kuvvetli atak 23-24 Şubatta olacak olan atak olacak.
Ben aslında azılı bir 850 hpa Temparatureci olmama rağmen hocalarım sağ olsun bunları öğrettiler ; yer seviyesi sıcaklığı yukarı seviye sıcaklığı bizim gibi kıyı bölge sistemleri için sistemi doğru değerlendirmede çok önemli faktörler..Açıkçası beni ilk gördüğümde çok heyecanlandıran sistem şu an aynı şekilde heyecanlandırmıyor bizim bölgelerimiz için sıradan bir sisteme döndü..Tahminimce 5-10 cm arası biraz ıslak bir birikim sonrası yağmur tekrar ıslak kar..Şu Atlantik sırtı mıdır başka bir faktör müdür çok çok daha sert soğukların Martın ilk haftasında inmesini engelliyor…
Hazır konu yeşil alanken, ben de bu konuda caps yapayım dedim. 🙂
Photoshop değilse bombaymış…
Bildiğim kadarıyla değil hocam. Bunun gibi çok gördüm çünkü.
Photoshop degil. Gectigimiz aylarda gundem olmustu
https://onedio.com/haber/sosyal-medyanin-gundemi-sultangazi-belediyesi-nin-takdire-sayan-yesil-alan-sevgisi-844277
Sultangazi Belediye panosu parktan büyükmüş 😀
Spank, istanbul’da yasayanlarin yerlileri degilse şikayet etmeye hakkı yok.
Sonucta oraya göç edip binalarin mantar gibi artmasinin nedeni göç edenlerdir
Doğru düşünmüyorsun, ona bakarsan New york şehride İstanbul gibi veya California bölgesi sürekli dışarıdan göç alıyorlar ama hiçte böyle iğrenç ve plansız şehirleşmiyorlar. Biz de denetim yok, yeşil alana önem verilmiyor, yeşil alanı beton yapıp rant elde ediyorlar.
El nino karadeniz bölgeside istanbuldan farklı değil. Her yer mantar gibi gelişi güzel dikilmiş betonlardan ibaret.
kıytırık bir çimlendirme , bir fidan , bir ağaç ve onlardan daha fazla yer kaplayan belediye tabelası.daha önce de görmüştüm bunu.”rezalet” sözcüğünden başka bir tanım yakıştıramadım.
Mgm izmir için karla karışık yağmur vermiş.vay halimize orta ve doğu karadeniz..intihar resmen…..
Aşağıdaki tartışma için özetin özetini geçeyim..
Ve boşa harcanan milyarlar.
Tartışma İstanbul özeli için değil. Daha doğrusu tartışma da değil. NASA’nın yayınladığı bilginin ne şekilde yorumlandığı. Bak bir arkadaş da ekili araziler demiş. Ben ağaç olarak algıladım sonra dikilen ağaç diye yazınca karşıma çıkan bilgilerin doğruluk payını sorguladım. Köprü ve havaalanı yatırımı daha çok göçü tetiklediği için bunu ben de doğru bulmuyorum. Artan Dünya nüfusu zaten bir şekilde gezegenin sonunu getirecek bunu sadece geciktirebiliriz. Birgün delinin biri çıkıp nükleer bombaları sıralayabilir bu ihtimal hiç de boş değil zaten dünyanın belası ülke bunu yaptı.
Aynan hocam,3. havaalanı şuan sinek avlıyor. Uçuş sayılarını yazmıştı geçen bir arkadaş başka forumda, neredeyse bomboş.
Açılmadı daha. Göstermelik birkaç uçuş var. Hatta büyük ihtimalle Mart sonundaki açılış da sarkacak.
Millette adam akıllı para mı var ya uçağa binsinler. Başkalarına imkan Veriliyor- sağlanıyor ve yaptığı; sürekli simit sarayı açmak veya kafe açmak.
Anladım erdem abi. O zaman 29 ekimde dünya’nın en büyük şantiyesinin açılışını yaptılar. 😀
Hatta A380 nin üretimden kakması ile iyice gereksiz olduğu ortaya çıktı.
https://twitter.com/yturker/status/1097745497157189632
3.havalimanının çevreye verdiği tahribatın yanında ekonomik olarak bizden götürecekleri üzerine geçen hafta bir yazı okumuştum.oldukça çarpıcı bilgiler içeriyor.ilgilenmek isteyenler için linkini bırakıyorum.
http://yeniyasamgazetesi.com/gazeteci-bahadir-gecmis-olsun-3-havalimani-batti/
Labirent, ölümcül kaçış:)
Türkiye yüzölçümü bakımından büyükçe bir ülke. Ancak düz, alçak ve verimli araziler çok sınırlı… Bu yüzden ülke nüfusunun beşte biri tek bir şehirde, %40’ı sadece beş büyük şehirde yaşıyor. 1940’lardan bu yana iç göç muazzam boyutlarda ki muhtemelen dünyada oransal olarak bir örneği daha yok. En azından medeni veya yarı-medeni ülkelerde yok. Muz cumhuriyetlerini bilemiyorum. 1940’lardan bugüne ülkeyi birbirinden çok farklı siyasetler yönetti. Demek ki bu siyaset üstü bir mesele.
Ayrıca Türkiye orman alanları yönünden hep fakir olmasına rağmen coğrafi özellikleri gereği burada ormanlar sadece dağlık alanlarda doğal olarak yetişebiliyor. Bu yüzden genellikle korunabilmiş. Mesela İngiltere’de şehirler çok yeşildir ancak doğal orman alanları yüzlerce yıl boyunca tarım arazilerine kurban edilmiştir. Çünkü orada düz ve alçak kesimlerde sık ormanlar yetişebiliyordu.
Coğrafya kaderdir.
Biz aslında oba sistemini bırakmamalıymışız. Çadırlarda yaşamak daha iyiymiş.yerleşik düzene geçtik beton çağına ulaştık.. Ulaşmaz olaydık…😒
İlk görüntüdeki göletler, çok önceleri “odun kömürü” madenciliği yapılan ocaklardı aslında. Bölgenin oldukça yağışlı olması neticesinde zamanla yaz kış kurumayan alanlar olarak kalmışlardır. Esasen, kuş göç yollarının da tam merkezinde bulunan bu yer koruma alanı olarak kalmayı hak ediyordu. Bilenler bilir. bu göletlerin çevresi yaprak döken ormanlarla kaplıydı. Meşe, Gürgen, Kayın, Kestane, Ihlamur bölgenin asıl ağaç türlerini oluşturur. Aslında, havaalanı yapılacağına bu göletlerin ve ormanın çevre düzenlemeleri yapılıp İstanbulun Avrupa yakasına çok kaliteli bir yeşil kuşak kazandırılabilirdi. Ancak, olmadı. Sanıyorum Atatürk havalimanının inanılmaz değerli arazisi herkesin gözlerini kör etti.
Sanırım 3 tarafımız denizlerle çevrili olduğu için modeller uzun vade de denizleri kara gibi gördüğünden ve zaman yaklaştıkça denizselliği görüp sistemlerin soğuğunu zayıflatıyor konuya hakim değilim ama yıllardır modeller çıktılarının takibinden ve hocaların anlattıklarından yaptığım çıkarım bu.
Sanırım Mart ayı ilk haftasında gelmesi beklenen sistemler için söylemiş Mehmet Can usta
https://twitter.com/abeastfromeast/status/1095580034373480448 modellerde gözüken çok soğuk havalar bize ulaşamadan Ukrayna üzerinden sert bir şekilde doğuya süpürülüyor…
Her türlü eleştiri ve uyarıya açığım tam doğruları bilen arkadaşlar yazarak bizi bilgilendirsin…
Geçmiş yorumlarımda yazdığım ısınma olmadan sistem gelişi de maalesef yine gerçekleşmedi ara illa ısınma ve yağmur alacağız…
Modeller denizleri kara gibi gormuyor. Hatta benim buradaki buyuk golleri bile kara gibi gormuyor.
Bugün İstanbul Boğazında sisli bir sabaha uyandık. Sıcaklık şuan Beykoz’da 4,6 dereceyken Atatürk Hava Limanında 9,6 derece. Boğazın hemen kenarında bulunan Anadolu Hisarı kamerası ve Enka Balmumcu kameralarından görüntüler. https://iklimoyunlari.files.wordpress.com/2019/02/d0f0fcc7-36ee-4596-abc7-f1938c4ef17f.jpg
https://iklimoyunlari.files.wordpress.com/2019/02/fb51428d-2257-4a03-becd-5df8ba9a92ba.jpg
Atış Serbest’teki bu sessizlik hayra alamet değil. Korkuyorum!
Ne oldu sibirya efso , hani sistem cepteydi ???
Beklediğim oldu Karadeniz devre dışı kaldı.
son 2 yılda 850hpa da min -7 derece (16-18 ocak 2019) girebilmiş Rize’de sözün bittiği noktadayız.
Defol git Romanya üzerinden Tunus’a git ya! Utanmaz soğuk hava dalgası seni. Karadeniz kıyılarının gözleri yaşlı 😭😢
4 gün kala sınırda kaldık. Yine bir model faciası oluşuyor gibi burnuma pis kokular geliyor. İki ana model sonunda anlaştı -7’ye bile düşebilir. Avrupa yakası daha şanslı soğuk yelpazesi dar olunca böyle son güne kadar bekleriz.
Ankaralı hava delileri için mesai şimdiden başladı. 😀
https://havaolaylarininbekcisi.files.wordpress.com/2019/02/ankara-1.gif
2000 ile 2017 arası dünyadaki yeşillenmenin boyutu. Çin ve Hindistan başı çekmekle birlikte. Grafikte Avrupa’yı 3. yapan Türkiye olarak görülüyor. Demek ki ağaç dikimini ilerletmişiz. Not: grafik yazıda. Kaynak NASA
https://faseay.files.wordpress.com/2019/02/global_tamo_2017_full.png
https://www.nasa.gov/feature/ames/human-activity-in-china-and-india-dominates-the-greening-of-earth-nasa-study-shows
Üzgünüm ancak, bunun ağaç dikimiyle fazla bir ilgisi yok. Bu daha çok, son 30 yılda iyiden iyiye hızlanan köyden kente göçün etkisi. Şöyle ki; Bugün ülke nüfusunun %92,3 ü şehirlerde, %7,7 si ise köylerde yaşıyor. “1950 yılına kadar durum neredeyse bunun tam tersiydi.” Ülke nüfusunun çok büyük bir bölümünün tarım arazilerini terk etmesi, Anadolunun bir çok yerinde doğal bitki örtüsünün çevrede tekrar egemen olmasına neden oluyor. Özellikle terk edilen eski orman köylerinin eski tarım arazilerinin büyük bir bölümü bugün tekrar orman olmuş durumda. Yoksa, belediyelerin yol kenarlarına ektiği üç beş ağaçla olmuyor bu işler. Bkz. https://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiyenin-n%C3%BCfusu-82-milyonun-%C3%BCzerinde/a-47320925?fbclid=IwAR1Qv9HBb_OLG8ioKNq3SEIC1g3CCdxKjPii6vQ2a80dwZG9e-8N4y0D6f0
Ben istanbul sultangazide oturuyorum artık ara sokaklara bile betonlaşmadan cinnet geçirmemek için girmek istemiyorum. İnanın yukarımız bir sene önce boş arazilerle doluydu şimdi öyle bir betonlaşma varki sanırsınız yağmalanıyor. Peyzaj yok park yapmamışlar. Yeşillendirme hiç yok. O yüzden beton kelimesini duydukça deve kuşu gibi kafamı kuma gömmek istiyorum. Çaresizlik ah bu çaresizlik.
Türkiye ŞEHİRLERİ kişi başına düşen yeşil alan bakımından dünyanın en fakirleri arasında, zaten durum da ortada bunu söylemeye gerek bile yok, her yer beton rezilliği, cami avluları bile ağaçlardan arındırılıp dümdüz betonla kaplanıyor. Tüm bunlar bu kadar ortadayken sizi dağdaki taştaki yeşerme memnun ediyorsa ve bunu burada “ağaç dikmişiz” diye paylaşabiliyorsanız söyleyeceğim bir şey yok, yansıttığınız zihniyeti anlamaya çalışmıyorum artık. Yoksa hem beynim yanıyor hem üzülüyorum.
https://tr.euronews.com/2019/01/14/istanbul-en-az-yesil-alana-sahip-metropoller-arasinda
İhsan beyin dediği daha gerçekçi olabilir. Ancak herhangi bir zihniyet lanse etmiyorum. Ağaç dikimi kendi belediyem ve işe gidip geldiğim yer civarında mevcut. Bunu belediye başkanı ağacı yetiştiren firmayla çıkar ilişkisi içinde yapmış da olabilir. Bu çıkar ilişkileri yüzünden oy kullanmayı da düşünmüyorum onu da belirtmekten rahatsızlık duymam.Sonuçta harita orta da eksiye giden birşey yok. Kendi kendine de olsa buna sevinmenin ne gibi zararı olabilirki ?
İlgili linke giremedim o yuzden yesillenmeden kastin ne olduğunu kestiremiyorum ancak şu kesin ki yok edilen doğal yeşil örtüyle sonradan ekilen çoğu kez de o alanla alakasız türlerle çeşitlendirilmiş ‘kereste tarlalarının’ bir tutulmamasi gerekir.
http://www.radikal.com.tr/cevre/turkiye-12-yilda-iste-bu-kadar-orman-kaybetti-1178570/ Madalyonun bu yüzü de var.
Türkiye’de devlet ve belediyeler (muhalefet belediyeleri dahil), büyük ölçüde rant için, özellikle şehirlerdeki -ama aslında her yerdeki-, insanlara ve tüm ekosisteme faydalı DOĞAL yeşil alanları ortadan kaldırıyor. İklim değişikliğinden veya insanlara uzak yerlerin yapay olarak ağaçlandırılmasından kaynaklı “yeşerme”, sizin de yukarıda alıntılayıp sevinmenizden de net olarak anlaşılabildiği üzere ilk cümlede bahsettiğim olguyu perdeliyor ve sanki ortada kötü bir durum yokmuş havası yaratıyor. Biz de Türkiye şehirlerinde/ilçelerinde yaşayan zavallılar olarak “nasıl olsa ağaç dikiliyor, ülkemiz yeşeriyor” diye mahallemizin her geçen gün daha fazla betonla kaplanmasına ses etmiyoruz. “Kendi kendine sevinmenin” zararı işte bu.
Ne kadar ağaç dikildi diye arattırınca çıkan sonuçlar hakkında ne düşünüyorsunuz. Kimi yerde Trakya büyüklüğünden bir alandan bahsediliyor veya 4 milyar ağaç dikildiğinden bu da 4 m2 ye bir ağaç desek toplam yüzölçümde %2 yapar gerçi bana az bile geldi %2 16 yılda. Ayrıca dağda bayırda dikilen ağaç da benim için önemlidir. Bakın savunmuyorum sorguluyorum doğrumudur diye. Bunu da bilmem için gezip görmem lazım veya çevresinde bu tip faaliyet gören arkadaşlar yazabilir. Ben Dilovasında ilçenin üç katı büyüklüğünde bir alanın ağaçlandırıldığına şahitim başka yerleri gezemedim malum ameleyiz. Gezmeye zaman ve paramız kısıtlı
Pardon ilçe merkezinin.
Mevcut doğal ormanlarının uzantısında olup da insan tarafından yok edildiği bilinen alanları tekrar ağaçlandırmanın veya şiddetli erozyonu engelleme amaçlı ekimlerin dışındaki faaliyetlerin, “peyzaj görünümüne katkı” dışında bir yararı olduğunu düşünmüyorum. Doğal orman alanlarının ortasında her türlü faaliyete izin verip (ki yakında orman alanlarında otlatmanın da yolu açıldı) yıllık ortalama 300-350mm yağış alan bozkıra “BilmemKim ya da BilmemNe Hatıra Ormanı” tabelası altında akasya, sedir gibi yabancı türleri dikmekle mangal yapılacak yer dışında bu ülke hiçbir şey kazanamaz.
Aslında hepsinden önce bahsi geçmesi gereken bir İmar Barışımız var. Kamu spotlarıyla herkese öğütlendi ki, sen yeter ki bir yerlerden arazi kapat, zamanı gelince nasıl olsa yasal hale getirebilirsin. Yani o ağaçlandırılan alanların bile ömürlerini tahmin etmek zor.
Türkiye’de artış büyük ölçüde linkteki yazıda da belirtildiği gibi tarım faaliyetlerinden ve iklimsel etmenler sayesinde tarım bitkilerininin daha erken filizlenip daha uzun süre yeşil kalmasından kaynaklanıyordur. Mesela kasım ayının ılık ve yağışlı olduğu yıllarda buğdaylar kasımda çimleniyor ve İç Anadolu kasımdan mayısa kadar yeşil oluyor. Bozkırın doğal bitkileri ise daha iyi adapte oldukları için sonradan kazık yeme ihtimaline karşı, o seneki iklimsel gidişata kültür bitkileri kadar kendilerini kaptırmıyorlar 🙂 Bu nedenle yıllar arasında karşılaştırma yapıp iklimsel parametreleri elemine etmeden, yeşillenmedeki artışın gerçek nedenini belirlemek zor olacaktır.
Yaziyi okumamakla birlikte bu haritanin buyuk olcude iklimle alakali oldugunu dusunuyorum. Amerika’da yesillenen bolgeye bakacak olursaniz, insan nufusunun zaten cok az oldugu orta kuzey Amerika ve burada devletin kasitli bir yesillendirme cabasi olmaz. En fazla dogal hayati korumak icin cabalanmistir ve dogal hayat kendini kotarmistir.
Cin bu konuda ekstra caba harciyor ve birincilikleri muhtemelen sadece iklimle aciklanamaz ama Hindistan’in da buyuk olcude iklimle alakali oldugunu dusunuyorum. Rusya’nin da enerji adina dogayi yokettigini duyuyorduk ne kadari iklim bilemem ama haritalara eksilmeler yansimis.
Doga’nin kendini yenileme cabasi ise cok sevindirici.
28 şubat’tan sonra inşallah daha kuvvetli soğuk gelir. Sistem durdu durdu 24-25 inde geleceği tuttu.
Sistem hayırlı olsun. Ecmwf, Gfs ye uydu, artık konuşma sırası havada. Keşke bu hafta sonu İstanbul da olsaydım, hay böyle şansın.
Vay anasını, ECMWF GFS’ye uydu. Muğla açıklarında tepki AB’si oluşmuş. Sabah aynı saatte Muğla civarlarında 1015 mb’ler varken şimdi 997 mb çekirdekli AB var. Bayağıdır ECMWF’nin GFS’ye uyduğunu görmemiştim. Şuan çok mutluyum, hep söyledik GFS kraldır diye haha 😀
Bu arada soğuk olarak GFS’den kötü, sinoptik olarak benzediler sadece.
GFSye bi alkış… yalnız ECMWFde soğuğun iflahı 24 saatte kesiliyor. Bu da düzelirse tamamdır 🙂
İnşallah o yoluda bulacak üstad Ecmwf hep beklenen pattern gelmek üzere yola çıktı galiba, Paralel Gfs de alkışı haketmiyormu hocam sistemi tutup getiren ve bırakmayandı başından beri.
Perşembe akşamına kadar cocuklugumdaki gibi hicbir model sayfasına ve foruma bakmama kararı aldım. Bu totemi de, ‘UKMO batıladı, 500hpa yetersiz, Ecmwf vermiyor’culara armağan ediyorum. Diyelim dedikleri gibi oldu, GFS de sistemi vermedi. Biz demiştik diyerek mutlu mu olacaklar?
Veya dedikleri gibi olmadı, kıyılara bile 10-15cm ortuluk kar geldi, ‘Ne oldu şimdi, 5 gün kala moralimizi bozduğunuza değdi mi’ diyebilecek miyiz? Zaten modellerin kirk takla atmasından, son dakika kıvırmalarından bıktık, bir de sistem gelene kadar, kendi memleketlerinde, şehirlerinde kara gömülenlerin, zevk alıyormuscasina olumsuz senaryoları hatırlatıp, durmalarını ve/veya hakli çıkmalarını görmek istemiyorum. Kar, gelecekse, varsın bu sefer çocukluğundaki gibi, sessiz ve derinden gelsin…
Bakın bu sözleri unutmayın İstanbul:
Gfs’ciler önce Ankara için geldiler, bir şey demedim çünkü Ankaralı değildim. sonra İzmir için geldiler ve bir şey demedim çünkü İzmirli değildim. sonra Eskişehir için geldiler ve bir şey demedim çünkü Eskişehirli de değildim. sonra Konya için geldiler ve bir şey demedim çünkü Konyalı da değildim. ve sonra İstanbul için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı.
😀 😀 😀
Doğu karadenizli olarak bu akşamki kralımız icon beyyy…😀
GFS ısrarcı. ECMWF’yi bekleyelim bakalım. Ozan Hoca’nın dediği gibi, ‘GFS’ye güvenmemeyi’ bu sistemde dramatik bir sonuçla öğrenebiliriz. Öte yandan, şu saat itibarıyla kıyılarda beklentiyi yüksek tutan da kalmamıştır herhalde.
Gfs ve ıcon iyi gidiyor. Hem bizim hemde karadeniz kıyıları için. İç bölgeler zaten malum. İstanbul için efso gibi bir beklenti zaten yok ama 5-10cm saf kar bizi mutlu eder. Ecmvf önemli biraz daha düzelmesini umalım.
Sistem radara gireli beri en iyi çıktıyı verdi GFS. Hala umut var.
GFS’e guvenip yorum yapanlar icin sunu birakiyorum:
Utanmaz GFS 120 saat kala yine aynı naneyi yiyor. Ankara’ya çok güzel kar veriyor 12z. Hans’ı CİMER’e şikayet edeceğim en sonunda o olacak.
Bir gözüm modellerde, diğer gözüm ise Konya’da valaha.
Ozan abi ılıkçı ağzıyla konuşuyorsun, Silivri soğuktur.
https://firtinaavcisi.files.wordpress.com/2019/02/whatsapp-image-2019-02-18-at-16.44.31.jpeg
https://firtinaavcisi.files.wordpress.com/2019/02/whatsapp-image-2019-02-18-at-16.45.20.jpeg
Ecmwf 06z ve Gfs 06z’nin manidar farklara buyrun bir de siz bakın. Sisteme 96 saat kala son vaziyet budur. Gfs tek kale olarak garip bir sistem vermeye devam ederken, Ecmwf ve Eps istikrarlı bir şekilde batıya kısa ama etkili bir sistem vermeye devam ediyor. Bir çok modele karşı Gfs’nin şansı olduğunu düşünmüyorum ve en geç yarın sabah-öğle gibi Ecmwf safına geçip, sistemin ince ayrıntılarını konuşmaya başlayacağız gibi.
GFS’de ana senaryo ortalaması -11’lere düşmüş. Tamam, 500 hPA ciddi derece sıkıntı ama bu sene şu ana kadar hiç almadığımız bir kar yağışını alma olasılığımız ve 1.5-2 günlük sistem olasılığımız ciddi derecede var. Nedir bu karamsarlık, anlamıyorum?
GFS’de tepki alçak basıncı oluşuyor Antalya civarlarında, ECMWF’de tepki AB oluşuyor. Temel fark bu sanırım. Ben daha geçen ay GFS’nin kazığını yemiş bir Ankaralı olarak ECMWF’ciyim. ECMWF düzelmeden karamsarlığa devam bence.
Ecmwf’de tepki ab oluşmuyor olcaktı yanlış olmuş 🙂
Karamsarlık yok, SADECE GFS’YE BAKMAK gibi enteresan bir durum var. GFS’nin son 48-72 saatte dönüp ECMWF’nin dediğine geldiğini defalarca tecrübe ettik.
Çok sıcaksın İstanbul off ! Bir de sıcak hava da hasta oldum ya.. Ne olur ya soğuk hava gel artık gel.
Bazı yeni arkadaşlar rumuzlarına rakım ve yer bilgisi eklemesi gerektiğini bilmiyor sanırım. Geleneğe uyarsak iyi olur bence.
Buffalo ve Rochester gene coşturmaya başlamış. 🙂
https://kenarcaner.files.wordpress.com/2019/02/capture18.jpg
Cumartesi- pazar artık cepte diyebiliriz. Ardından pazartesi ara sonrası ise yukardaki soğuklar çok güçlü azor uzattığı elini üstümüzden biraz çekerse 26 şubat 850 hpa da-12-14 arası değerler süpriz olmaz.
Cepte olan bir şey yok. “sibiryaefso” arkadaşım özellikle senden ricam burayı malum forumlara çevirmemen! En başarılı model ECMWF ve UKMO üst seviye soğuklarını epey batılı veriyor, yer seviyesinin de son derece kıytırık olduğunu düşünürsek sahillerin sulu kar veya 1 cm ile yetineceği bir durumun ortaya çıkma olasılığı gayet de var…
Ben anlayamıyorum, biz Türkler neden her şeyi siyah ve beyaz olarak görmek zorundayız? Birisi gelir “cumartesi pazar cepte” der, öteki gelir “ECMWF bu seneyi bitirdi geçmiş olsun” der… İkisi de gerçeklikten kopuk son derece duygusal yorumlar. Bence bu ortam daha kaliteli tartışmaları hak ediyor. “Olasılık” diye bir şey var mesela, olasılığın artıp azalması var. Teşekkür ederim.
Haklısın hocam biraz kesin konuştum. Tahminlerde kesinlik yoktur ama olasılığı yüksek olarak görüyorum. Özellikle 26 şubat için kıyılarda tatmin edici örtü olabilir.
Ben de onu soruyorum, ilk sistemde kıyılarda tatmin edici örtüyü neden yüksek olasılık görüyorsun ki? Durum ortada. Tatmin edici örtüyü sadece GFS ve ICON veriyor gibi son runlarda (ki GFS’de yağış gayet zayıf, tatmin etmeyebilir). Yani olasılık henüz o kadar yüksek değil.
Gördüğün gibi “cepte”den nereye geldik 🙂 İnşallah haklı çıkarsın öte yandan.
Hocam ilk sistemde değil ikinci sistem için olasılık yüksek 26-27 şubat ikinci sistem beklentim var azor biraz daha batıda kalırsa kıyılar adına olumlu olur
İnşallah.
Hocam bu forumda yeniyim profil foto ve bulunduğum yer gibi bilgileri nasıl yapabilirim?
Profile git açık görülen isimden düzenleyebilirsiniz.
Gfs yine kaybetti.
Kaybetmek Gfs’de alışkanlık yaptı.
Artık model sıralamam
Ecm – icon – ukmo – gfs
Gayet doğru sıralama.
İlk sistemde yine gfs ye inanacaksınız. 😬
2017 de nasil kar aldiysak bir daha kar göremedik. Bu gidisle seneye de yagmaz. 😀
Benim için hava hoş, hafta sonu dağdayım. 😎
Tüh İstanbula kar geliyorken hemde. Askerdeyken batmandaydım ve deli gibi kar yağıyordu. Gazinonun telofonunda annemle konuşuyordum. İstanbula kar yağdığını söyledi.Heryer bembeyazmış işte tamda o an nostalji kavramını idrak ettim.
Bu maç buradan dönmez artık neyse bu sene son kez kandırıldık, geçmiş olsun diyelim…!
Her seferinde ECMWF galip gelecek diye bir şey yok. Evet ihtimal az ama GFS de tutturabilir. Vakit var.
Hocam Ecmwf hariç
azoruAzor’u 1045 veren modelyok.sizceyok. Sizce bu normalbişeymi?bir şey mi?Neden normal olmasın? Yapılan bilimsel çalışmalara göre 5 günlük tahminlerde en başarılı model ECMWF. Bırakın da yalnız takılma lüksü olsun 🙂
Gfs ye icon modeli destek vermiş….. sistemi ortaya vermiş…gem ile ecmwf türkiyenin batısına çalışmış….
ECMWF 120 den anladığım Mart başı Sibirya Kaplanı Ukrayna üzerinden Batı Karadeniz ve Balkanlara dalar.
Sibirya ortada yok, ayrıca bunu 120’den nasıl anladın abi?
Az şakayla karışık / abartma da olsa yanlış yönlendirme yapmayalım. Burayı epey okuyan var.
Farkındayım Ozan hocam. Şöyle anlatabilirim sanıyorum.120. saatte Polonya üzerinde bulunan 1045 mb. lık YB nin o pozisyonda ECMWF nin öngörüsünden daha uzun süre kalabileceğini düşünüyorum. Şayet öyle olursa, bu YB nin Rusyanın Kuzey Doğusunda bulunan soğuk havayı GD ya doğru çekeceğini düşünüyorum. Bu öngörümün temelini ise 120 den sonrası için modelleri çöp kabul eden aklım oluşturuyor. 120 yi 0 mış gibi düşünüp. O anki basınç yerleşimlerinin o tarihten sonraki 120 saat içinde nasıl şekillenebileceğini tasarlamaya çalışıyorum. Bunun için bir bilgisayar programına falan sahip değilim elbette. Sadece, kafamda oluşturmaya çalışıyorum bunu. Aslında şimdiye kadar hiç bir zaman başarılı olduğum da söylenemez ama, bazen kar seven arkadaşların gönlü olsun diye de yazıyor olabilirim. Kusura bakmayın.
Güney Batıya diyecektim. GD demişim. Özür.
Bazı yorumlar okuyorum, 5 Ocak sisteminden sonra, hala nasıl GFS’yi arkanıza alıp inanabiliyorsunuz ki? Enteresan 🙂
Bekle bizi istanbul bekle bizi ECM.
Sanki biraz daha doğulu oldu sistem …bizde varız söylemek istiyoruz….
Sadece GFS’ye bakmayın. ECMWF ilk sistemi ısrarla batıda tutuyor.
Ayrıca yer sıcaklıkları ve üst seviye soğuğunun direnci bakımından da son derece kıytırık bir sistem olacağını öngörmüş ECMWF. 850’deki -10 derece havuzu İstanbul’a gireyazdıktan 24 saatçik sonra parçalanıp unufak oluyor.
Ben beklentiyi düşürdüm. Belki ikinciden bir şeyler çıkar.
GFS’ye güvenmemeyi 40 yaşımda iyice öğrendim, siz daha önce öğrenin rahat edin (benden gençseniz).
Hocam gerçekten çok haklısınız, bu sözleri kendi üstüme de alıyorum çünkü bile bile GFS’ye bakmaya devam ediyorum. ECM’de de 120 saate kadar takip etmek gerek. O saatler içinde birşey varsa heyecanlanılmalı yoksa onda da gerisi pek anlam ifade etmiyor. Atmosfer çok değişken.
Aynen hocam 👍 eps destekledi yazdığınızı..
GFS’yi bekliyoruz yinede. Bu sefer GFS yalnız değil. Bence ECM yanılacak. Hem öyle istiyorum. Hemde diğer modeller ECM gibi çok batılı vermiyor sistemi.
Sen en güzel duyguların katilisin ECMWF.. Sabaha da böyle bir çıktı sunarsan takımının antrenmanını basıp futbolculara balans ayarı yapan holiganlar gibi merkez ofisini basmaya geliyoruz 🙂
Sanırım biz gelo diyebiliriz artık
Kocaeli Menekşe Yaylası normalde Mayısa kadar ulaşım sağlayamıyoruz evimize. Bu senin bir özeti şu an ulaşım var.
https://mamii41.files.wordpress.com/2019/02/0e533e6b-7954-4ec3-b6f3-7a9e3651d444.jpeg
Ulaşım varsa, yolu birisi temizlemiş de olabilir 😀
Nasıl düşünemedim süpersin 🙂
Sabahki güncellemesiyle ecmvf diğer tüm modeller tarafından yalnız bırakıldı. Ama ecm içimize kurt düşürmüştü. Bakalım ısrarcı olacakmı bu akşam.
Gelecek olan sistemler çok sert olmaz inşallah.
Ilıkçılar Dubai’ye! 🙂
Modellerde görülen sisteme henüz sevinmemek lazım, daha 6 gün var. Akdeniz’de oluşan Yunanistan büyüklüğündeki siklonun bile son anda yön değiştirebildiği son derece dengesiz ve oynak iklimi olan bir coğrafyada yaşıyoruz.
Kıyı şehirleri olarak bu sene henüz kış gelmedi (Ocak ayında yağan kıyrıtık kar yağışını kış olarak kabul eden var mı bilmem) çok uzun bir sonbaharı yaşıyoruz.
Önümüzde kiönümüzdeki hafta umarım sistem gelir ve az da olsa kar , soğuk falan görürüz de hiç değilsebir kaçbirkaç gün kış yaşamış oluruz 🙂Ben pek zannetmiyorum öyle ahım şahım bir kar yağacağını ama yine de işin uzmanları son sözü söyleyeceklerdir.
Sadece ümitlenip sonradan üzülmemek gerekiyor. Bu sene hava tahmincilerin hepsi eski kışlar gibi kış geçeceğini söyledi ve hepsi birden yanıldı, iç kesimleri bilmem ama kıyılarda değil eski kışların gelmesi, nerede ise kış denebilecek
her hangiherhangi bir hava olayı bile olmadı.Ama bu bence meteoroloji uzmanlarının hatası değil, artık eski tahmin modellerinin ya da metotlarının küresel ısınma sonrası yeni iklime uymaması gibi geliyor bana.
Neyse arkadaşlar şom ağazlılık etmiş gibi olmayayım ama umarım yanılırım da kışın sonunda hiç değilse bir iki gün adam gibi soğuk ve kar görebiliriz 🙂
“Ama bu bence meteoroloji uzmanlarının hatası değil, artık eski tahmin modellerinin ya da metotlarının küresel ısınma sonrası yeni iklime uymaması gibi geliyor bana.”
Hayır, böyle bir şey yok.
Teşekkür ederim bilgilendirme için, peki sizce bu tutarsızlıkların sebebi nedir?
Yani insan faktörü mü (Gelişen teknoloji havaya salınan atıklar, sera gazları vs..) Yoksa gezegenin sıradan döngüsü falan mı ?
Geçmişte de yaşanan sıcak dönemler yada buzul çağları gibi şimdi de sıradan sıcak bir dönemi mi yaşıyoruz sizce ?
Tam olarak kış kavramınız nedir acaba? İstanbul gibi orta enlemde bulunan bir kıyı şehrinde kış boyunca kar yağmasını mı bekliyorsunuz? Eğer beklentiniz bu yöndeyse üzgünüm ama Norveç’in kıyılarında bile (Tromsö gibi kutup dairesinin dibinde bulunan şehirler hariç) böyle bir şey mümkün değil. Ayrıca mevsim normallerimizi bir araştırmanızı tavsiye ederim.
Kış kavramım İstanbul için sezon da 2 tane sağlam örtü yapacak sistem ve arada irili ufaklı kar yağışları. İstanbul’a ilk taşındığım 2003 – 2004 sezonu öyleydi.
Daha önceden İzmir’de yaşarken de sürekli haberlerde görürdük İstanbul’a her kış kar yağardı.
Yani son 10 yıldır olan kışlarla uzaktan yakından alakası yok . Bir de eski İstanbul’luların anlattıklarını göre eskiden her kış diz boyu kar yağarmış, onların yalacısıyım 🙂
Tabi ki kış boyunca kar beklimiyorum Kanada’da yaşamadığımızın farkıdayım.
Sadece İstanbul değil, İzmir’de bile kar düşerdi ben küçükken nadiren de örtü yapardı, İzmir çevresinde ki dağlarda kar birikimi olurdu genelde.
Akdeniz kıyılarında bile don olayı olurdu.
Şimdi İstanbul’da hatta Trakya’da bile nadiren sıfırın altına düşüyor hava sıcaklığı.
Yani kış boyu kar beklemiyorum ama son yıllarda yaşadıklarımızda anormal bence.
Küresel ısınma reddedilemez bir gerçek orası doğru, ancak sizin hatırladığınız dönem belki de Türkiye’nin kar ve soğuk bakımından en iyi dönemlerinden bir tanesidir. (2002-2006 yılları arası) o yıllardan önce 90’lı yıllarda İstanbul’da okulları tatil ettirebilecek düzeyde kar yağışları çok nadir görülüyormuş. İstanbul’da sıcaklıkların sıfır derecenin düşmesi konusuna gelecek olursak, semtine göre değişiklik göstermek ile birlikte bu yıl da görülmekte, sıklığında ve şiddetinde geçmiş yıllara göre elbette bir miktar azalma var ancak artık sıcaklık sıfır derecenin altına nadiren düşüyor denebilecek kadar ciddi bir azalma yok. Aslına bakacak olursanız eskiden de çok fazla donlu gün yaşanmazdı zaten, sadece günümüze göre biraz daha fazlaydı, bunun analizini zaten sıcaklık ortalamalarını ve verileri karşılaştırarak yapabiliriz. Asıl sorunun coğrafyamızda kış mevsimlerinde değil, yaz mevsimlerinde olduğunu görebilmekteyiz verileri incelediğimizde. Yakında küresel ısınmanın dalgalı yapısı, dünden bugüne mevsimler ve son yıllardaki sıcaklıkların eğilimi ile ilgili yazdığım yazıyı bir aksilik çıkmazsa burada paylaşmayı umuyorum.
Çok değil. Yılda bir ya da iki kere, yere sağlam bir kar düşsün. Her yer bembayaz olsun, bastığımızda ayağımız biraz karın içine batsın. Okullar birkaç gün tatil olsun. Çocuklar karda oynamaya doysun.
Bu yıl bir tatil oldu. 3. dersten sonra aman aman bir yağış yokken, akşama yağacak diye öğrenciler eve gönderildi. Sonraki gün de günlük güneşlik bir gün idi.
2016-2017 kışında Cuma günü yağan yağmurun havanın eksiye inmesiyle donup, üzerine karın yağması ile devam eden güzel bir haftasonu geçirmiştik. Ormana bisiklet sürmeye gitmiştim. Okullar da bir haftaya yakın tatil olmuştu. İstanbul’u o zamanki gibi elektriksiz bırakacak düzeyde olmasın ama o haftasonu gibi bir tane olsa bile iyidir.
Her kar delisi bunları ister, elbette yine karlı günler kıyı şehirlerimizde görülecek ancak arada böyle seneler de olacak, her ne kadar biz istemesek de. Biraz da iyi tarafından bakacak olursak İstanbul’da en kötü kışlarda bile kar örtüsü oluyor. Örneğin 2007,2011,2014,2018 gibi kışlarda bile İstanbul’da kar örtüsü gözlendi.
Burada da ince bir örtü gördük ama yetmedi yani. Kalınlık olarak da, süre olarak da. İstediğim birkaç günlük iyice bir kar yani. 🙂
Şubat sonu gelecek olan sistem ile ilgili ufak bir tahminde bulunayım; hatırlayan bilir, güzel bir blokaj sistemi geliyor demiştim ve sezonun en sert sistemi 20-25 Şubat arası demiştim ve bu gelecek olan sistemde Azor- Iskandinavya blokajı olduğunun müjdesini verelim ve artık beklemek yok👊 İlk sistem siklonlu-destekli en fazla kar İç Anadolu topraklarıda olacak. Ikinci sistem ise Karadeniz- Marmara’ya yarayacak. 2-6 Mart sistemi de Batıdan giriş yapacak. Karadeniz mi, Marmara mı? Diyebiliriz. Marmara’nın tek ihtiyacı; siklonlu- destekli yağış alması. Saygılar.
Yusuf’çum, “ben demiştim hatırlayanlar bilecektir” başka forumların tarzı, buraya yakışmıyor. İnşallah dediğin gibi olur.
Ben de biraz Kerem Ökten’i okur gibi oldum valla.