Yerel bir gazetenin sorduğu soruları başyazarımız Dr. Ozan M. Göktürk cevapladı:
1- İstanbul’daki su baskınlarının ve metrekareye düşen yağmur miktarının değişen iklim şartları ile ilişkisi nedir?
Tek tek hava olayları ile iklim değişimi arasında doğrudan/kesin ilişki kurmak, “bu hava olayı %100 iklim değişiminden ötürü oldu, fakat öbürünün iklim değişimi ile ilgisi yoktur” demek mümkün değildir. Metrekareye kısa sürede çok fazla yağışın düştüğü olaylar, seller, hortumlar vesaire İstanbul’da ve dünyada birçok yerde eskiden de (yani küresel ısınma / iklim değişimi bu kadar belirgin değilken de) oluyordu. Yani, yaz mevsiminde İstanbul’la birlikte ülkemizin kuzeyine bazı yıllarda şiddetli yağmurların yağması aslında normaldir. Fakat… Küresel ısınma / iklim değişiminden ötürü daha fazla buharlaşmanın gerçekleştiği, atmosferde yağışa dönüşebilecek daha fazla suyun var olduğu; buna bağlı olarak da yağış şiddetlerinde artışların meydana geldiği bilim insanlarınca ortaya konmuş şeylerdir. Dolayısıyla, “yaşadığımız şiddetli yağışlarda iklim değişiminin de katkısı/payı vardır” demek en doğrusudur. Öte yandan bu katkının ne kadar olduğunu söyleyebilmek detaylı analizler gerektirir ve oldukça zordur. ÖZETLE; iklim değişimi olmasaydı bile bugünkü şiddetli yağışlar olacaktı, belki bu kadar şiddetli olmayacaktı, demeliyiz.
2- Kentsel dönüşüm ve yeşil alanların azalmasının sel baskınlarındaki rolü nedir?
Akışa geçen suyun zarar vermesini önlemenin tek yolu, suyun kendi doğal yatağında akmasını ve bir an önce toprağa/göle/denize ulaşmasını sağlamaktır. Her yeri betonla kapladığınızda bunu engellemiş oluyorsunuz. Yani, iklim değişimi olmasaydı bile bu kadar plansız ve kötü bir yapılaşma ile sellere yine davetiye çıkarılmış olacaktı.
3- Sizce bu bir afet mi yoksa olağan bir yağış mı?
Bu bir afettir. Afet olmasının nedeni ‘doğal’ bir yağışın hem insan kaynaklı küresel ısınma nedeniyle şiddetinin, hem de kötü/plansız yapılaşma nedeniyle ‘etki’sinin artmasıdır. Unutmayalım ki dünyada, gelişmiş batı ülkelerinde de birçok yerde şiddetli yağmurlardan ötürü su baskınları meydana gelmektedir. Fakat oralardaki ‘etki’si çoğunlukla bizde olduğu kadar olmamaktadır. Şiddetli bir yağış olduğunda suçun tamamını iklim değişimine atmak, veya “sadece bizde böyle oluyor, başka yerde olmuyor” demek abartılı, kolaycı yaklaşımlardır. Kaçak güreşmektir.
4- Siz bir iklimbilimci olarak ani yağışları nasıl değerlendiriyorsunuz. Bir gün önce çok sıcak bir hava varken, ertesi gün ise çok şiddetli yağışlar yaşanabiliyor.
🙂 Bunun iklimle veya değişimi ile alakası yok. Bir gün önce hava çok sıcakken bir gün sonra şiddetli yağışların görülmesi yaz mevsimi için son derece normal bir meteorolojik hadisedir. Hatta bazen aşırı sıcak, yaklaşan yağmurun habercisi de olabilir.
5- Yaz sonuna kadar bizi nasıl bir hava bekliyor? Yağışlar devam edecek mi?
Yazın en sıcak bölümüne yeni giriyoruz. Önümüzdeki dönemde 3-4 günlük sıcak hava dalgaları olacaktır ancak hem uzun süreli hem de çok etkili sıcaklar beklemiyoruz. Bu sıcak hava dalgalarını takiben yağmur da olacaktır, ama bu kadarı tekrar olur mu bunu bilmek mümkün değil.
Ozan abi bence afet düzeyinde bir sistem değildi. Beklenenden az yağdığını düşünüyorum, yada ben beklentiyi çok yükseltmişim. Toplasak bizim buraya maximum 1 saat filan yağmıştır, ben öğlene kadar aralıksız yağacak zannediyordum. Eğer öyle olsaydı afet olabilirdi.
Güzel bir röportaj Ozan tebrikler.