12-14 Şubat 2004


Hava delileri 23 Ocak kar fırtınasının o mutlu sarhoşluğunu daha yeni yeni üzerlerinden atıyorlardı ki, tahmin modelleri İskandinavya’dan kopup gelen acayip soğukları gösteren mavi, hatta mor renklerle doldu. Şubat’ın henüz başıydı. 2004 kışı bizi şımartmaya devam ediyordu.

Arşivimi kaybettim ama iyi hatırlıyorum: Bu sistem gelmeden beş gün önce filan İç Anadolu’ya, Eskişehir-Ankara arasına patlayacak gibi duruyordu. Hemen Ankara’da kalınabilecek arkadaşların küçük bir listesini çıkarmıştım 🙂 Sonra rota değişti, Doğu Marmara namlunun ucuna geldi.

12-14 Şubat 2004” üzerine 8 düşünce

  1. Semih

    Tuzla’da 12-14 Şubat 2004 kar yağışı fotoğraflarını buldum.
    Pazar Sokağı olarak bilinen sokak. Rakım 6-7 metre:

    1

    Merkez caddelerden biri. Rakım 5 metre:

    2

    Merkez civarı. Rakım 2-3 metre:

    3

    Son olarak çarşı. Rakım deniz seviyesi:

    4

    Cevapla
  2. Eren Kısmet Yazıyı Yazan

    Google Earth’te dolaşırken rastladım; 13 Şubat 2004’te Bağdat Caddesi’nde çekilmiş. Sitenin hava tarihi kısmına koyacaktım fakat burası daha çok okunuyor diye buraya koymayı tercih ettim. Fotoğrafın sol tarafında yerden rüzgarla savrulan toz halinde karı da seçebiliriz. İstanbul’da çok ender rastlanılan kusursuz bir tipi. Aynısından aynı kış içinde 2 defa olması daha da inanılmaz!

    1

    Cevapla
  3. trakya(korhan)

    Bu sistemde Adapazarı’nda Karaman toplu konutlarındaydım. Merkezden biraz uzak, tepelik bir yer. 22 ocak siteminin ardından hava 7 şubat’ta Adapazarı’nda 24 derece ölçülmüştü. Sonrasında adım adım azalarak normallere ulaşmıştı. 12 şubat sabahı merkezde işyerimdeydim. 4 dereceyle hafif sulu karın ardından saat 11:00’de çok iri lapa yağışı başladı fakat sıcaklık 1 derece olduğundan tutmadı ve kesildi. Bu olacakların bir habercisiydi. Zira Bursa’dan kuzenimden gelen haberler çok iyiydi. Yağış üzerimize oradan geliyordu. Hava öğlen 13:00 de öyle bir karardı ki.. off of. Kopmaya ramak kalmıştı. Derken aniden buzlu kar yağışı başladı (Şeffaf -sert ,sanki eriyip de donmuş lapa tanesi gibi). Bir saat kadar sürdü ve yerde gram su bırakmadı hepsini dondurdu. Yavaş yavaş aradan süzülen gerçek kar tanelerini görmeye başladım. Başımı göğe kaldırdım ve milyarlarca gri noktayi fark ettim (en sevdiğim manzara). 5 dakika içinde yere indiler ve çok yoğun lapa yağışı başladı. Zaten zeminde örtü yapan buz yağışının üzerine hemen doldurdu. Akşama kadar kah incelerek kah irileşerek sürdü. Akşam 5’te eve geldiğimde hava tahmin istasyonumda basınç eğrisi hala aşağıya doğruydu. Yani kar devam ederken basınç düşmeye devam ediyordu. Bunu görmek müthişti çünkü devamı vardı. Mükemmel bir kar fırtınasının göbeğindeydik. O gece boyunca hiç uyumadım. Böylesi kaçırılmazdı. Rüzgarla beraber dalga dalga inen kar yağışı görüş mesafesini 30 metreye kadar düşürüyordu. Sabaha kadar yağdı. 40-45cm birikmişti. 13 şubat günboyu hafif-orta kuvvette kar yağışı rüzgarla birlikte devam etti. En ufak bir erime olmadı. Bursa’yla irtibat geçtim. Orada da gün boyu hafifleyen kar yağışı yeniden kuvvetlenmiş. Beklemeye başladım ve akşama aman Allah’ım o nasıl kar yağışı!! Dışarısı -4 ve lapa lapa sakin yağıyor. Gece boyunca yağdı, yağdı, yağdı. 14 şubat saat 11:00 de kar durdu. Yaklaşık 48 saat aralıksız kar yağışı toplamda benim orada 68 cm kar bırakmıştı. O sıkıntılı ve tek başıma geçirdiğim günlerde o kış bana ilaç gibi gelmişti.

    Cevapla
  4. serhat

    bende hatırlıyorum mükemmeldi,bursada geçirdim ben gerçekten hiç bu kadar kar görmemiştim
    bu yazıyı okuyunca o günlere gitti aklım ve anılar aklıma geldi ve acaip özledim o günleri.bende her sene 2004 kışı gibi kar görmek ümidiyle yaşıyorum inşallah bir daha görürüz.selamlar.

    Cevapla
  5. Eren

    Bence bu sistem en az 22-23 Ocak sistemi kadar muhteşemdir. Rüzgar belki 100 km/saat seviyelerine gelememiştir fakat soğuk ve yağış miktarı en azından yaşadığım bölge olan Kartal’da 22 Ocak sistemine göre birazcık daha bile kuvvetli olmuştu.
    12 Şubat günü ve 13 Şubat’ın ilk saatleri benim için oldukça maceralı geçti. Arkadaşlarımla birlikte 8-12 Şubat arası Uludağ’daydık ve 12 Şubat’ta dönecektik. Otobüsümüz öğleden sonra 15:00 sularındaydı. Ben o zamanlar da hava durumunu sürekli takip ettiğimden tur şirketi yetkililerine otobüsün erken kalkması gerektiğini, yoksa yolda kalabileceğimizi söyledim. Tabii ki beni dinlemediler. Normal saatimizde, karın en azından 1800 m’deki oteller bölgesinde henüz çok şiddetli yağmaya başlamadığı zamanda hareket ettik. Otobüste dışarısının sıcaklığını gösteren bir termometre mevcuttu ve – ne kadar doğru gösteriyordu bilmiyorum – hareket ettiğimiz sırada -7 dereceyi gösteriyordu. Ben, o zamanlarki daha kısıtlı meteoroloji bilgimle Uludağ-Bursa arası sıcaklık farkını hep 10 derece olarak hesaplıyordum. Mantığıma göre Bursa merkezde sıcaklık 3 derece olmalı ve karla karışık yağmur yağıyor olmalıydı. Etkisini sürekli artıran kar yağışı altında Bursa’ya tam 4 saatte indik (normalde 1 saat sürüyor). İndiğimizde otobüsteki termometre -2 dereceyi gösteriyordu ve daha şimdiden yerde 20-25 cm kar vardı. Bursa’dan sonra dura kalka, yoğun tipi altında Orhangazi ilçesine ulaştık ve trafiğin orada durduğunu gördük. Orhangazi’den Yalova’ya giderken Samanlı Dağları’nın uzantılarından geçersiniz ve ismi Süpürgelik Mevkii olarak geçen bölgede rakım 350 m civarına ulaşır. Orhangazi’deki polisler bize Süpürgelik’te ulaşımın trafiğe kapandığını söylediler. Yaklaşık 1 saatlik bir bekleyişten sonra konvoy yavaş yavaş harekete geçti. En önde kar aracı yolu açarak ilerlerken arkasından biz de onu takip ederek Süpürgelik Mevkii’ni aştık. Görüş mesafesinin zaman zaman sıfıra yaklaştığını hatırlıyorum. Camdan dışarı baktığımızda tek gördüğümüz, zifiri karanlığın içinde cama çarpan bembeyaz kar taneleri oluyordu. Yalova’ya indiğimizde bir kar delisi olarak hayal kırıklığına uğramıştım çünkü orada kar henüz yeni tutmaya başlıyordu, 1-2 cm ya vardı ya yoktu. Yalova’yla İstanbul Kartal’ın iklimini benzettiğimden bizim evin oralarda da cıvık bir kar olacağını düşünmüştüm. Fakat telefonda konuştuğum annem bizim evin etrafında daha önce hiç bu kadar kar görmediğini söylüyordu. Mucizevi bir şekilde hala çalışmakta olan Eskihisar-Topçular feribotuna bindik. Saat sabaha karşı 02:00 sularında Eskihisar’a geldiğimizde manzara tam karşısındaki Topçular’a göre çok daha muhteşemdi. Oradan, önce Ataşehir’deki terminale, daha sonra taksiyle eve gitmem 2,5 saat sürdü. 12 Şubat saat 15:00’da Uludağ’dan başlayan yolculuğum 13 Şubat saat 04:30’da sona erdi. Hergün geçtiğim E-5’in tamamen karlarla kaplı görüntüsünü, bizim evin önündeki yokuşta neredeyse dizime gelen karı hiç unutamayacağım. Rüzgar o kadar etkiliydi ki bazı yerlerde belime kadar gömülecek şekilde karı yığmıştı.

    İşin tek üzüldüğüm yanı, bir gün önceki yolculuktan çok yorulmuş olduğum için 13 Şubat’ta hiç evden çıkmadığımdan fazla fotoğraf çekememiş olmam. Evden çekmiş olduğum birkaç tane fotoğraf var, onları yakında burada paylaşırım. Gerçekten çok özlediğim günler; esasında o zamanlar bile diyordum “2004’te her biri 10 senede bir gelebilecek 2 tane sistem yaşadık, 20 sene böyle sistem görmezsek normaldir.” diye. 8 sene oldu, yanından bile geçebilecek tek sistem almadık. Neyse, her kış yeni bir ümit demek , bu seneden de ümitliyim. İnşallah, 2011-2012 kışında yukarıda yeni başlık açmamızı sağlayabilecek bir sistem yaşarız.

    Sevgiler,

    Cevapla

Yorum yazın...